salonda basketbol, voleybol ve tek kale hentbol oynanmasına izin veriliyordu. futbolcu tayfanın çoğu 10dk potaya top salladıktan sonra sıkılıp tribüne oturur kızları izler , bazıları kızlarla voleybol oynardı. sedada arkadaşları ve selçukla bi süre voleybol oynuyordu. onları bi süre izledim. seda mutluydu , yuvarlak oluşturup voleybol oynuyolardı. selçukla yanyanalardı. bazı toplarda bilerek selçuğun dibine kadar giriyor ve fiziksel temas ediyolardı. elini omzuna atmalar , selçuğun koluna vs dokunmalar.. bu dokunuşlardan sonra arkasını dönüp bana 2-3 kere baktığını gördüm. kıskanmamı istiyor gibiydi ama selçuk binini kıskanıcak değildim. basketçi tayfa sıkılıp 1 er 2şer potayı terkedip tribüne giderlerken bende ortaokuldan ve önceki okulumdan kalma eğitimimle basketbolda biraz sivrilmiştim. çoğu kolları güçsüz olduğundan karnından çıkarak şut sallarken ben bilekten sallıyordum. 10 tane 3lükten 3-4 tanesini sokuyordum en azından. bu esnada reyis tribünden çıktı geldi ve o da bikaç şut salladı. artık sadece2 miz kalmıştık potada. reyis okulun basketbol takımı kaptanıydı. bi önceki sene finalde bikaç sayıyla kaybetmişler. reyisin yanında atışlarımla çok sırıtmıyordum. iyi atıyordu ama sonuçta lise okul takımı oyuncusuydu nba değil. bi maç yapalımmı aminoasit kardeşim dedi. insanlara ismini ve yanına kardeşimi ekleyerek hitap ederdi. kabul ettim. maça başladık. 3lükler 2 sayı, 2likler 1 sayıydı. ben hobi olarak oynardım basketbolu bi takıma girmemiştim ve atış yapmayı çok severdim özellikle. reyis ise 1 e 1 de çok sağlamdı ve kolay geçiyordu beni. ben bunu gözlemlediğimde 4-0 gerideydim ve 3 tane üçlük sallayıp 6-4 öne geçtim. maç 20 de bitecekti. bu esnada seda voleybolu bırakıp tribüne geçti ve bizi izlemeye başladı. bi takımda oynamamanın verdiği dezavantajla reyise 1e 1 de çok sayı verdim ama atışlarımla telafi ediyordum. 18 18 di skor. seda çok dikkatli izliyordu. seda selçuğa kur yapıyordu.
selçuk reyisin biniydi. bense reyisle kapışyordum. kızlar hep daha iyisini ister bunu o zamanlarda bile biliyordum. maç boyunca 3 lük atmayan reyis ilk denemesinde 3lüğü salladı ve 21-18 aldı maçı. tebrikleştik.. yenildiğim için kendimi kötülemedim tam tersine saygım bi kat daha artmıştı. bedenci okul takımında oynamak isteyip istemediğimi sordu. istemiyorum dedim. terlemştim. reyis tribüne geçti. ben biraz daha atışa devam ettim.
herkes birbir çıktı , en sona kalan topları toplayıp top filesinin içine atardı. 1 kız 1 erkek genelde. ben basketbol toplarını topladım. seda büyük ihtmal bilerek en sona kaldı ve voleybol toplarıyla filenin başına geldi. tek tek ve yavaş yavaş koyuyordu. koymasını bekliyordum ki bende topları koyup terimi siliyim soyunma odasında ama yavaştı. topu yerden alıyo , alırken 2-3 saniye gereksiz yere eğiliyo ve sakarlık yapıp topu düşürüyor , tekrar topun peşine gidiyordu. çok sakarsın dedim. ilk defa sıcak bi cevapla gülerek öyleyim malesef dedi. ee laf sokmıycakmısın dedim. yine sıcak bi tonla yok ya niye öyle bişey yapıyım dedi.
+ beni pek sevmiyosun ya bi kere tepki göstermiştin baya
-hmm olmuşş olabilir , biraz agresifim, babam bile alttan alarak konuşur benle
+bende tam tersiyim alttan alamıyorum.
-orası belli canım.
diyip gülerek ve kırıta kırıta yürüyerek gitti. arkasından baktım ve eli saçında gülerek arkasına bi kere daha baktı.
bu kız artık radarıma girmişti , ilk defa konuşma fırsatı bulmuştuk ve sıcak davranmıştı..

o gün sinemde çok güzel olmuştu. bi topuklu ayakkabı giymiş reyisin yanına çok yakışmıştı. reis yanında binleri fazla istemiyordu. binler kızlara kur yapıp fotoğraf çekilmek isterken reis sinemle başbaşa takılıyor ve sohbet ediyolardı. reis ve sinemi birbirine çok yakıştıyordum. gerçekten birbirlerini seviyolardı bence.
Selçuk bini fotoğraf çekimi boyunca bize dik dik bakıyor ama ben baktığımda kafasını çeviriyordu. beni sevmiyordu ama bi kavga çıkmasındanda çekiniyordu. reisle aram fena değildi. reisin lafı dışında arkadaşlarıyla benim yolumu kesip dövmeleri olasıydı beklerdim bunu. o yüzden onları giblemiyordum ama fazla damarlarınada basmak istemiyordum. o gün sedanın ilk günlerdeki ego tavan arkadaş grubu dediğim dğer 3 kız vardı. isimleri zehra, tuğba ve iremdi. son zamanlarda sedayla birlikte o grubun en güzel kızı iremin sedaya karşı biraz tavır aldığını hissediyordum. sonuçta arkadaşlarıyla vakit geçirmek istiyor olabilirlerdi ama seda benim yanımdaydı ve sınıfta başbaşaydık.
o an dayanamadım ve dudağına normal bi şekilde yaklaşıp öptüm. kızlara güven olmaz beyler , bu kız altıma yatmak istiyo diye düşünebilirsiniz ama o kız aslında sizi kanka olarak görüyo olabilir o yüzden kızlara adım atarken ara ara onları kontrol etmek gerekir diye düşünürümm. direkt dudaklarına yapışıp kafasını kendime çekip tutkulu şekilde öpüşmedik.
2 saniyelik bi öpücük kondurunca kendimi geri çektim ve gözlerine bakıp gözlerindeki okey işaretini alınca 2 elimle yüzünü tutup kendime çektim nazikçe dudaklarını öpüyordum , yumuşacıktı. o da 2 eliyle benim dizime koymuştu ellerini. 1dakika civarı öpüştükten sonra yanağına bikaç öpücük kondurup gözgöze durdum. sonuçta sınıftaydık fazla ileri gidemezdik. dikkatimi çeken şey sedanın çok iyi öpüşüyo olması ve fazla tereddüt yaşamamasıydı. daha önce selçuk yada başkalarıyla en azından öpüştüğüne kanaat verdim. ben devam etsem seda çoktan razıydı fazlasına. nefes alış verişi hızlanmıştı. öpüşmeyi bitirdim ve birisi içeri girse sadece muhabbet ediyoruz pozisyonuna geri döndük. Toplu fotoğraf çekimi için aşağı inmemiz gerekiyordu ve fazla konuşmadan toparlanıp aşağı indik , inerken seda kendinden emin ve tatlı bi şekilde bana gülümsüyordu. artık sevgilimiydik sedayla bilmiyorum . kimseye benimle çıkarmısın dememiştim herşey kendiliğinden gelişmişti. sedaylada öyle olmuştu. ama artık 18 yaşındaydık ve çıkmak , takılmak , dışında daha fazla ileri gitmek istiyorduk. en deli yıllarımızdı. .sonraki günler ne olacağını çok merak ediyordum. bi yandanda rahattım kontrol bendeydi , sedada istekli görünüyordu..

herkesin en güzel , en yakışıklı olduğu , en özel hissettiği bi günde , yeni başladığım okulda okulun en çekici kızlarından biriyle boş sınıfta öpüşmüştüm. üstelik bu kız bana karşı asi tavırlar sergiliyordu , belki o hali bendede ona karşı bi ilgi oluşturmuştu.
toplu fotoğraf çekimi sırasında seda sürekli yanımdaydı ama fazla konuşmuyorduk. selçuk bini bize ara ara bakıp kimbilir ne küfürler ediyordu içinden. selçuğa alışmıştım ama bi kişinin daha bizi bize baktığını hissetmeye başladım. o kişi iremdi. sedanın o gün benimle çok vakit geçirmesi yüzünden sedaya karşı biraz tavırlı olduğunu daha önce farketmiştim ama bu seferki bakışlarının anldıbının kıskançlık olma olasılığını düşünmeye başladım. iremle bikaç dakika içinde 5-6 sefer gözgöze gelmiştim. o gün başka aksiyon olmadan dağıldık. bende sedadan bi an önce uzak kalıp düşünmek istiyordum.
eve döndüğümde bütün akşam sabah olanları ve ne yapmam gerektiğini düşündüm. vücudumun 2 organıyla düşünüyordum biri beynimle diğeri aşağılarda biyerde. sedadan hoşlanıp hoşlanmadığımı bilmiyordum. çok güzel yüzü olan bi kızdı , fiziği çok güzeldi ama burnu havadaydı. arkadaşım yoktu , arkadaş edinmemde çok zorken bi anda hayatıma bi sevgilinin girmesi nasıl bişey olacaktı? yıllarca yalnız kalmıştım. ara ara kızlarla takılmıştım, öptüğüm, elini tuttuğum , sarıldığım kızlar.. ama onlara duygularımla değil erkeklik hislerimle yaklaşmıştım. gerçekten hoşlandığım çok güzel kızlara ise gidip açılamamış hep içime atmıştım. açılamadığım her kızdan sonra ise onu unutmak için kolay kızları seçip onlarla takılmıştım. bu davranışlarım beni duygusuzlaştırıyor kimseyi sevemediğimi düşünüyordum. kendime bi duvar örüyordum belkide. çünkü beni ayakta tutan tek şey pgibolojimdi , duygusal olarak bağlandığım birisinin beni mahvetme ihtimaline karşı örüyordum o duvarı. kalpsiz olmam gerekirdi. kızları sadece ellemek, öpmek için görmem gerekirdi. çok düşündüm ve kararımı vermiştim. sedayada böyle bakacaktım. sedayıda sadece elliyecek ,öpecek , onunla takılacaktım. ona kalbimi açmıycaktım. seda çok güzel ve alımlı bi kızdı tam istediğim gibiydi , kalbime hitap edemezdi. onu sevmeyecektim sadece takılacak ve öpücektim hatta öpüşmekten bile ileri gitmeyi düşündüm. neden olmasındı?

ertesi gün kapşonlu hırkam ve tek koluma taktığım çantamla okul yolunu tutarken bi önceki günün düşüncelerini üstümden atmış , ne yapacağıma karar vermiştim. duygusallığa fazla yer yoktu. okul bahçesine baktığımda herkes sınıflara giriyor , nöbetçi hocalar geç kalanları ayrıca sıraya çekiyordu , hep geç kalırdım. hocalar 1.sınıfları ağaç yaşken eğilir misali ne kadar erken disipline edersek o kadar iyi mantığıyla gözlerini korkutmaya çalışıyorlardı. üst sınıflar pek giblemezdi bu uygulamayı , nöbetçilerden biri bedenciydi ve beni severdi. oo aminoasit bey bi günde erken gelin be okula gibi laflarla beni karşılar kafamı okşar salardı. sınıfa doğru yol aldım. içeri girdiğimde herkesin bal kabağına dönüştüğünü gördüm , telefondan fotoğrafları inceleyorlardı , bu saçmalık bi kaç gün daha sürer dıbınakoyum diyip girdim. sedanın arkadaş grubu kapıdan girerken sağ taraftaki sırada otururlardı , ben diğer tarafta cam kenarında en arkanın bi önündeydim. sedaların tarafına kaçamak bi bakış attığımda onu orda göremedim. tuğba , zehra ve irem yerlerindeydi ,iremle bi gözgöze geldik ve kendi sırama yönelirken sedayı kalorifere yaslanmış şekilde ayakta dururken gördüm , altında siyah külotluçorabı, lacivert dizüstü eteği , beyaz gömleği , şirin bileklikleri ve salık saçlarıyla.. ellerinide kalorifere koymuştu , elleri soğuk olurdu genelde.bi gülücük attı , günaydın güzellik diyerek karşılık verdim. çantayı koyup yanına geçtim. arkamız cama önümüz sınıfa dönüktü ve baktığmız yerde selçuk bini ve arkadaşları , irem , tuğba, zehra vardı. sonra camdan dışarı bakacak şekilde dönük duruma geçtik. naber nasıl gidiyo vs. mubabbetlerinden sonra bana dünle ilgili nasıl hissediyosun diye sordu. fotoğraf çektirmekten nefret ediyorum berbattı diyerek alaycı bi cevap verince o da güldü ve salak dedi ve yerimize geçtik.
aslında yeri benim yanım değildi , ara ara gelir otururdu ama tüm gün yanımda oturdu ve arkadaşlarıyla hiç takıldığını görmedim. okul çıkışındada beraber çıkarız dedim kabul etti. sedayla 3 haftadır konuşuyorduk ama daha telefon numaralarımızı bile vermemiştik birbirimize , kimse istemediği sürece vermezdim zaten. numarasını ilk o gün aldım. biraz yolda yürüdük , güneşli günlerin sonu kışın başlarıydı. bazıları üstüne bişey almadan gezerdi. ben tedbirli olduğumdan kapşonumu almıştım ama seda sadece gömlekliydi. kızların bu tarz şeylerden etkilendiğini bildiğimden hemen kapşonumu verdim hoşuna gitti tabi. bol gelmişti üstüne , eteğinin sadece bikaç cm üstünde duruyor , kollarını kıvırmak zorunda kalıyordu üstüne bide şapkasını örtünce inanılmaz tatlı oldu ama soğukta fazla yürütmemek için bi mekana girip bişeyler içtik. dünle ilgili konuşmanın en güzel yeriydi belkide. lafa giren ben oldum.
+şuan yanımda olduğuna göre dünle ilgili bi pişmanlığın yok
- hayır , biraz utanıyorum ama yok.
+yani bundan sonra biz ..???
- evett ( gülerek)
kalktık ordan ve evinin bulunduğu sokağın başına kadar getirdim. artık hava kararmıştı , vedalaşırken çok güzel bi gün geçirdiğini söyledi teşekkür etti. sadece yürümüş ve bişeyler içmiştik neresi güzeldi dıbınakoyum demedim tabiki , yanağına bi öpücük kondurup vedalaştık. artık sevgiliydik..

artık sevgiliydik.. klagib lise aşkları gibi olmayacağı çok bariz belliydi , seda farklıydı , ben farklıydım. reyis ve binleri vardı , seda arkadaşlarından uzaklaşıyordu , tenefüslerde birlikte oturup ayrıyken mesajlaşıcak kadar basit bi ilişki olmayacağı belliydi. aslında sedayla çok iyi anlaşamıyordum. kafa yapılarımız çok uymuyor ve fazla uzlaşamıyorduk. kavgaların çok olacağı belliydi. kavga olurduda ben giblermiydim ? trip attığında peşinden koşarmıydım? bunları yapacak biri değildim ama akışına bıraktım..
telefondan o akşam ilk mesajlaşmalarımızı yaptık. birbirimize canım , tatlı vs gibi hitap edip yakınlığı 2 tarafta hızla ilerletme peşindeydi , seda kendini geri çekmiyordu bu hoşuma en çok giden taraftı. ertesi gün yine hep yanımda oturdu. aşkım lafını sevmezdim söyleyemezdim de heralde ağzıma hiç yakışmazdı. güzelim diyordum sedaya. hem yalan söylemiyor , samimiyetsizlik yapmıyordum hemde güzeldi daha ne olsun. onun ne diyeceğini merak ediyordum. merakımı ilk tenefüste bozdu hemde tüm sınıfın duyacağı şekilde. zil çaldığında kapıya kadar gitti ve arkasını dönüp bana seslenerek , aşkım seninki patatesliydi demi , diyerek yine herzamanki gibi ilgileri üzerine toplamak istediğini gösterdi. o aşkım diyip kapıdan çıkıp gitti , sonrasında selçuk , irem , tuğba, zehra ve diğerleri bana dönüp bikaç saniye baktılar , sınıfta arkadaşım yoktu ama yine selam sabahlaştığım diğerleri vardı. seda kendi arkadaş grubu tarafından sevilen ve sınıfın diğer kısmının pek hazetmediği , kendini beğendiği için antipati duyduğu bi kızdı. onun sevgilim olması şimdi herkesin bana karşı durmasına sebep olabilirdi. üstelik sedanın 3 lü arkadaş grubunun bunu herkesle beraber öğrenmeleri onların artık konuşmadığının net göstergesiydi. sonuçta en ufak detayda bile kızlar birbirlerine ışık hızında haber verirler. reyislede kısa bi süre gözgöze geldik..
tenefüslerde sedayla vakit geçiriyordum. dipdibeydik , sürekli yüzüme bakıp gülüyor bişeyler anlatıyordu. ben genelde dinlerdim. ayrca fazla beklemedende dokunmam gerekiyordu ona, ilişkilerin konuşarak ve mesajlaşarak ilerleyebileceğine inanmazdım , böyle davrananlara gülerdim. zaten öpüşmüştük ve bu 2miz içinde fazla zor olmazdı. saçlarını okşuyordum fırsat buldukça. sonra yanağını ve çenesini tutup yerim seni gibi klagib hoşuna gideceği ve nazlanacağı şeyler.. ilk günlerdi zaten ve fazla vakit kaybetmek istemiyordum dokunmak için. daha fazlasını istiyordum. sedada istiyordu.