/i/Başıma Geldi

Hayatta başınıza gelenlerden ibaret değil midir?
  1. 1.
    +405 -85
    Bir ay öncesine kadar sıradanlıkta sınır açmış düz bir kardeşinizdim beyler. Bir minibüs yolculuğu nasıl böylesine değiştirebildi hayatımı hala anlam veremiyorum. Okuyup mucizelerin imkansız değil, imkansıza yakın olduğunu anlamanızı isterim.

    istanbul Maltepe’de mangal yapıyorduk o akşam. Dört kilo tavuk pirzola, iki, üç paket bim köftesi, üç kilo tavuk kanat, yeterince mangal çeşnisi, soğan, domates ve bir paket kültür mantarı. Alışveriş altı kişi için yapılsa da mangalın misafiri çok olurdu, yemeğe gelen adama “kardeş az var be” muhabbeti yapmak adetimizden değildi. Mangal yakıldı, sofra kuruldu ve mantarlar soğanla temizlenmiş ızgaranın ilk partisine girdiler. Ortamın değişmez mangalbaşı olduğum için hemen ızgaranın başına kuruluverdim. Hassgibtir be. Bira almamıştım. Hemen arkadaşı aradım:

    -Nerdesin, Kaan’ların bahçedeyiz mangal var. Bira al gelirken.

    Mantarları gömdüğümüzde çoktan dokuz kişi olmuştuk. Tek elimde maşa, diğerinde sigara ve ayaklarımın arasında biramla geleneksel bir mangalbaşı olmak için tek eksiğim beyaz atletti. Ayıp olmasın tribiyle “yok size afiyet olsun ben yedim de geldim” tarzı cümleler kuran misafirlerde gelmiş, onbir kişi olmuştuk artık. Olmazdı ulan, benim olduğum yerde paranın lafı geçmezdi. “giberim belanı ye şunu” cümlesini sık sık kullanan ağzım bir yandan da kıtlıktan çıkmış gibi pirzola yiyordu. Gerçekten çok iğrenç göründüğümün farkında olmama rağmen, o anki açlık ve arkadaşlarımın yanında olmamdan kaynaklanan güven sebebiyle doğallığımdan vazgeçmemiştim, geçememiştim.
    ···
  2. 2.
    +109 -9
    minibüs değil pavyona binmişsin sen amk
    ···
    1. 1.
      +7
      Aynı entryi niye 2 defa yazıyon bin
      ···
      1. 1.
        +13 -2
        zevk değil mi yarram
        ···
    2. 2.
      0
      Ulan varya o rahat adam butun kizlari gibecek benden soylemesi
      ···
  3. 3.
    +84 -2
    swinger yaptılar 1.20
    tanju green i gibti 2.10
    green seda yı gibti 3.30
    ···
    1. 1.
      +1
      Bankoların bankosu iy-2
      ···
    2. 2.
      0
      2 olur gibi
      ···
  4. 4.
    +82 -5
    Zihnim bunlarla meşgulken bir yandan da kitap okumaya çalışıyor, minibüsün mavı ışığının aydınlığıyla zaten zar zor görünen yazıları tekrar tekrar okuyordum, ta ki minibüse “hooooop bizi mi ezicen kaptan yuaa aşk olsun vallahi haaa” cümlesiyle Kelime Oyunu progrdıbının sunucusunun tıpatıp aynısı olan bir adam binene kadar. Yanında çok afedersiniz ilik gibi bir hatun, kafalar züt gibi bindiler minibüse. Yanımda oturan kadın bu ikilinin bindiği yerde inmiş, pişkin ve ağır alkollü abimizin yanındakı bayan gelip yanıma oturmuştu. Orta yaşlarda, hafif kısa boylu, siyah saçlı ve giydiği deri pantolonla her bakanın saatlerce izleyesi geleceği bir afetti bu kadın. Kokumdan duyduğum utançtan dolayı adama hocam buyur, geç diye yer vermeye çalıştığımda, “yuook ya otur oturr estafurullah..” karşılığını almış, güya “siz çiftsiniz abi, buyur geç” inceliği izlenimi veriyordum. gibsen kalkmam lan normalde dıbına koyim. Kokuyorum, kokuyor. Ya yanımda resmen ferre yıldızı gibi bir karı var moruk. Kendimi kültablalarının döküldüğü haftada bir boşaltılan kahvehane kartonları gibi hissediyorum o sırada. Daha adam bana otur estafurullah dedikten yirmi, bilemedin yirmibeş saniye sonra minibüsün ani freniyle karıya doğru bir gidip geldim. Sağ kolumun kadının deri ceketi ardındakı dolgun göğsüyle temasa geçtiğini benimle aynı anda minibüse beraber bindikleri adam da farketmiş olsa gerek ki “sen geç kardeşim arkaya heheheh” tarzı esprimsi bir tepki verdi. Ben de adamın samimiyetinin farkına varıp sesli bir şekilde gülerek geçtim arkaya.
    ···
    1. 1.
      +74 -8
      panpa koltuklar kapıya bakıyosa ve kadın sana değil de sen kadına uçtuysan sağ değil sol kolunun kadının ciciklerine yapışması lazımdı. Mantık hatası alert
      ···
      1. 1.
        +35 -9
        http://imgim.com/PPgA26.png yeşil benim, kırmızı karı. şunu aklında canlandıramayacak kadar salak olamazsın ya.
        ···
      2. 2.
        +57
        Sirf buna cevap vermek icin giris yaptim. Yine mantik hatasi. Sofor frene bastiysa kizin senin ustune gidip gelmesi lazim
        ···
      3. 3.
        +1
        beyler uzatmak istemezdimde kapı yola bakar ingilterede kadıkoy minibusumu var amk
        ···
      4. 4.
        +4
        amk kimsede çıkıp demiyor ki o koltuklar yola dik dıbına koyim diye. adam yukari paralel yazmıs geometrisini gibtiğim
        ···
      5. diğerleri 2
    2. 2.
      +17
      işsiz misin amk he de geç ne düşündün o kadar
      ···
  5. 5.
    +78 -2
    Geriye sadece bir kaç parça ekmek ve boş metal tepsiler kaldığında kafam da ufak bir yükselmiş, içtiğim beş, altı bira etkisini göstermeye başlamıştı. Pişkin bir arkadaşımın “Ben yedim allah arttırsın, sofrayı kuran kaldırsın hehehe” cümlesi eşliğinde günün bittiğini, eve dönme vaktinin geldiğini anlamış, insanlarla vedalaşıp minibüs yolunun yolunu tutmaya başlamıştım. Saat gece iki sularında alkollü alkollü Kadıköy minibüsü beklemekten daha zor bir şey varsa o da bindiğin minibüsün Kadıköye kadar yatarak gitmesidir beyler. Allahım dedim ya, nasıl geçecek bu yol dıbına koyim? Minibüs geldi ama nasıl geldi. Tıklım tıklım moruk. Bi de bu yeni tip minibüslerden. Ortasında yola paralel şekilde yerleştirilmiş iki koltuk var. Oturduğunda kapıya doğru baktıklarından. Neyse bindiğim gibi o bahsettiğim koltuklardan kalkıp inen bir adamın yerine yüzsüz yüzsüz oturdum, açtım kitabımı okumaya başladım. Üzerime sinen kömür kokusuyla alkol kokusu savaşıyor, vücudumdan çıkıp ölüm gibi yayılıyorlardı. Ulan kafam güzel olmasına rağmen utanıyordum. Yüzümü kitaptan ayırıp birine baksam bana ayıplaya ayıplaya bakıyor olacaklarını hissediyordum. insem bir dert, inmesem bir dert. tak mu vardı da o kadar çok adam vardı gece iki minibüsünde?
    ···
  6. 6.
    +74 -3
    Bir kaç marş daha söylendi. Sigara kullanan herkesin elinde bir sigara, en arka solda kapşonunu çekmiş, içinde bulunduğu bu ortama bir daha asla denk gelemeyeceğine rağmen uyumaya çalışan bir ergen, inceden inceye alkollü adama gaz veren kız grubu, marşlara en yükses sesle eşlik eden minibüs muavini, sadece sırıtan, ve ortamla pek içli dışlı olmayan dört düz adam ve bindiklerinde içeride sigara içilen, marş söylenen bir minibüs görmelerinin şokunu yaşayan iki erkek üniversite öğrencisi içeriyi resmen ikinci sınıf mizah tiyatrosu sahnesine çeviriyordu. içlerinden birinin yanında gitarla minibüse binmesi sanırım hayatının en tatlı rastlantısıydı. Gençler oturalı daha iki dakika geçmeden “oo kardeşim çal da bişeyler eşlik edelim be!” cümlesini biraz utangaçca “abi çok iyi değilim ben ya” diyerek karşılayan gence arkadaşından gelen “hadi be olm ortama bak hahaha” cevabı ortamı iyice kızıtmış, bilen herkesin eşlik ettiği Haydı Gel içelim şarkısını saçma sapan akorların eşliğinde okumaya başlamıştık. Arada bir akorları salladığını farkettiğimiz gitaristi hiç birimiz bozmuyor, sesimizle gitar sesinin üstüne çıkarak modu korumaya çalışıyorduk. Üniversite öğrencilerini Bostancı’da inene kadar şarkı söylemeye devam etmiş, belkide hiç duymadığım kadar güçlü bir ıslık ve alkış eşliğinde indirmiştik. Kahramanımız “Yoruldum dıbına koyim yaaa” dediğinde ise samimiyeti biraz fazla kaçırmış, arkasındakı kızların bozulduğunu farketmişti.

    -Kusura bakmayın ya. Öyle içimden geldi... Pardon...

    -Sorun değil, dedi içlerinden en cilveli olanı.
    ···
    1. 1.
      +211 -1
      minibüs mü pavyon mu belli değil amk
      ···
      1. 1.
        +71 -1
        Zaten standart bir minibüs olsaydı hayatımı değiştirebilecek bir durumu olmazdı kardeşim. Tek bir adamın samimiyetle kurduğu bir kaç cümle sebep oldu herşeye.
        ···
      2. 2.
        +26 -1
        -Ne bu şiddet bu celal şampiyon? Yanlış bir şey mi söyledim?
        ···
      3. 3.
        +13 -1
        Hayatın değişti ve hala incisozluktesin he amk dingili
        ···
      4. 4.
        +12 -3
        inciyi böylesine it zütüne sokmanın ne anlamı var anlamadım? He eğer inci sana anancılığı çağrıştırıyorsa takıldığın altincileri değiştirmeni öneririm. Şahsen burada tanıştığım, tartıştığım çok özel adamlar var.
        ···
      5. 5.
        +1
        Benim dayım gebze harem şoförü nerdeyse hepsinitanırım ve hepside adamın dibidir aksini iddaa edeni incisözlük yazarları gibsin
        ···
      6. diğerleri 3
  7. 7.
    +65 -2
    Arada bir kafamı kitaptan kaldırıp baktığımda hayatımda çok büyük bir etkeni olacak çifti sarmaş dolaş, kulaktan kulağa bir şeyler konuşurken görüyordum. Birbirlerine kısacık öpücükler konduruyor, o kalabalığın içinde kıkır kıkır gülüyorlardı. Çok ilgimi çekti yahu otuzlu yaşlarında olan bu çiftin böylesine doğal olması. Özellikle adam tüm dikkatimi üzerine çekiyordu. Toplum içinde olmasına rağmen bu rahat tavrı gerçekten sahip olmak istediğim bir özellikti. Artık kitabı kapatmış, her fırsatta kadınla adamı seyrediyordum ki müthiş bir özgüvenle “kaptaaan sigara yakabilir miyim ya?” diyiverdi abim. Sadece ben değil, bütün minibüs kaptırmıştı kendini adamın samimiyetine. Kaptan da hiç beklemediğim bir tavırla “yak be usta” demesinmi. Haydaaa. Sigara yakıldı. Artık en arka sağ köşede oturan benim, bir önümdeki koltuklarda oturan üç kişilik yirmi, yirmibeş yaş aralığındakı kız grubunun da bir haylı hoşuna gitmiş olacak ki içlerinden biri çıkardı telefonunu ve video kaydı almaya başladı. Videoya çekildiğini farkeden kahramanımızın özgüveni artık son noktaya ulaştı ve gönüllü muavinlik yapması kaptanla tanışıklığı olduğunu belli eden kel bir adamla yüksek sesle gerçekleştirdiği “Hangi takımlısın hocam sen?” muhabbeti:

    Karanlık Bir Gecede,
    Beşiktaş aşkı kalplerde,
    Umutlar tükense bile,
    Vazgeçilmeyen bir yerde...

    Mahşerde sorulacak bizlere !
    Bu günahın sebebi ne diye ?
    Dil susacak kalp konuşacak..
    Sebebi Beşiktaş diye ..!

    Marşıyla bitti.
    ···
    1. 1.
      +99 -3
      sanırsın deplasmana giden beşiktaş kafilesi aq
      ···
      1. 1.
        +10
        Marşı ezberlemiş aq
        ···
      2. 2.
        0
        ALLAH ALLAAAAH BE
        ···
  8. 8.
    +68 -5
    Kadının bakışları aklımdan çıkmıyor, inanılmaz derecede tahrik oluyordum. Ara sıra göz ucuyla bakıp süzmeye çalıştığım kadın artık eşine daha bir soğuk davranıyor, minibüse bindiklerinde oynaştığı adama şimdi göz teması kurmadan kısa cevaplar veriyordu. Bir süre sonra muhabbetine eşiyle devam edemeyeceğini farkeden adam muavinle siyaset konuşmaya başlamış, Suadiye’de inmiş olan bayanların yokluğuyla daha bir rahatlamış olduğunu belli eden tavrıyla, ve “yaaa dıbına koyarım böyle hükümetin” nidalarıyla tipik bir Atatürkçü olduğunu belli ediyordu. Aynı sayfayı onlarca kez okumama rağmen bir tak anlamadığım kitabı kapatıp kulaklığımı takacaktım ki, arzuladığım, ancak benim olamayacağını bildiğim kadının eşi olduğu için artık kendime rakip olarak gördüğüm adam:

    -Siyasi bir görüşe sahip misin? Bu işin yaşla ilgisi olduğunu pek düşünmüyorum. Solcusun galiba, dedi.

    -Hayır, değilim.

    -Enteresan, milliyetçisin o zaman?

    -Hayır, değilim.

    Muavine ince bir sırıtışla dönerek:

    -Bazı işlerin yaşla ilgisi varmış herhalde ha, dedi.


    Muavininde gülerek yüzüme bakmasıyla, görür görmez kanımın kaynadığı bu adamdan o an itibariyle inanılmaz bir biçimde nefret etmeye başladım. Ölse en ufak bir hüzün duymaz, üstüne cesedine işerdim. Minibüste artık sadece altı kişi olduğumuzun güveniyle ve yenilmiş bir delikanlının hıncıyla:

    -Anarşizm sempatizanıyım ben. Senin oğlun Nutuk’u okuyorken ben elimde boyayla sokaklardaydım, dedim.

    Ah kafamı gibeler, vaaaah kafamı gibeler. Sussana kardeşim, ne konuşuyorsun dıbına koyim. Susda adam delirsin değil mi?
    ···
  9. 9.
    +63 -2
    Biraz önceki diyalogtan sonra biraz sakinleşmiş olan ortamın sürekliliği adamın dizlerimin üstünde duran kitaba bakıp:

    -Faust mu? Çok gençsin sen daha be. Açmaz bu kitap seni, demesiyle son buldu.

    Adamın sahip olduğu bu özgüven ve samimiyetten çok memnun olmama rağmen bu tür çok bilmişliklere hiç tahammülüm yoktu. Üstelik ortamda bu kadar çok karşı cins varken, kişiliğime yapılacak en ufak bir küçümseme benim için tartışma sebebiydi. istemeden de olsa sert bir cevap vermek zorunda kaldım:

    -Bu işin yaşla ilgisi olduğunu pek düşünmüyorum. Otuz-kırk yaşlarımda minibüse binip, yirmibir yaşında Faust okuyan bir gence sizin bana söylediğiniz gibi bir şey söylemeyeceğim için mutluyum.

    Bu diyaloğu bir tartışma haline getirmeden kazanmış olmamın haklı gururunu yaşarken bir yandan da nasıl böyle bir cümle kurabildiğime şaşıyordum. Genelde iyi bir konuşmacı olduğumu düşünmeme rağmen böylesine bir cümleyi sıradan bir muhabbette üzerine düşünmeden kurabilmek benim için bile zordu. Adamın bozulup susacağını düşünüyordum ki sırıtarak:

    -Ne bu şiddet bu celal şampiyon? Yanlış bir şey mi söyledim? Gerçi benim senin yaşında bir oğlum var. Kendisini yükseltmek için çoğu zaman bozmaya çalışır beni... Ergenlik pgibolojisi işte heheh.

    Adamın söyleyeceklerini dinlerken yanındakı kadının beni süzdüğünü saliselik bir göz kaçırmayla farketmiştim. ilgisini büyük oranda çekmiş olacağım ki gözlerimin içine görmüş, geçirmiş çapkın bir kadının bakışlarıyla bakıyordu. Kadının albenisine karşı yeni doğmuş bir bebek kadar güçsüzdüm. Gözleri üzerime öyle bir çöküyordu ki, tüm yaşadıklarım, tüm deneyimlerim bir hiçmiş gibi hissediyordum. Bir kadının köpeği olmak derler ya hani. Aynı o durumdaydım. Gözlerimi hemen adama çevirip bakmaya devam ettiğimde ise bunları düşünüyor, haliyle adamın söylediklerini dinleyemiyordum. Önümdeki kızların sessizce gülüştüğü farkettiğimde adama “efendim?” diyecek oldum ama “boşver hehehe” tarzı bir cümle duymaktan korktuğum için kitabımı açıp okumaya koyuldum.
    ···
    1. 1.
      +10 -1
      Ben şurayı yakalayamadım : Sen eğer kadına bakarken veya kadınla ilgilenirken falan feşmekan işte adamın dediklerini dinleyemediysen ne bu şiddet bu celal şampiyonla başlayan cümle vahiyle mi indirildi amk
      ···
    2. 2.
      +4
      güldürdün şuku
      ···
    3. 3.
      +1
      Duymuş ama o anda algılayamamış panpa
      ···
    4. diğerleri 1
  10. 10.
    +62 -2
    Kimyasala bulaşmıycan aga
    ···
    1. 1.
      +3 -8
      Özet:Minibuste tanistigi gevsegin çaktigi kariyi çakıyor kari da az degil pis islere bulaşmiş fazla betimlemeli gibimsonik bir hikaye
      Basta çok sardi ama sonra bozdu
      ···
    2. 2.
      +3 -1
      Rez, rez de. Gibicem sizin şu hikaye yazma şevkinize-şevk nedir amk bu arada-. Bir entride bitir de, ibret alıp yolumuza bakalım. Rez aldım ama yalan olur bu başlık, okumam yani.
      ···
    3. 3.
      +1
      Ulan mal herif hayatını bir minibüs değiştirdi ise senin hayatını dıbına sokam
      ···
    4. 4.
      +5
      ulan sıradan hayatım var diyo hemde mangala gittik diyo ben mangala gitsem heycandan kendimi yerim aq
      ···
    5. 5.
      0
      ne yiyon ne içiyon panpa sen nasıl yaşıyon böyle?
      ···
    6. 6.
      0
      --spoiler--
      Sonunda gibişi anlatmiyo beyler boşuna gözünüzü yormayın amk
      --spoiler--
      ···
    7. 7.
      0
      Okumayın hayatı değişmiyor
      ···
    8. diğerleri 5
  11. 11.
    +58
    Seda kırgınlığını saklamaya çalışan ufak bir tebessümle:

    -Hayvan. Nerden baksan 20 sene olmuş, ne gereği var yani, dedi.

    Olayı çözmüştüm. Bu gavat hala seviyordu ilk eşini. Seday’sa nedenini daha tam anlayamadığım bir şekilde bu durumdan rahatsızlık duyuyordu. Yanında ilk eşini kederli kederli anlatan bir adamla beraberdi, ancak onun eski eşinden bahsetmesine değil, kendisini anlatırken dalga geçmesine kızıyordu. Ne enteresan bir kafaydı ya bu? Fiziki görünüşüyle beni dumur etmesi yetmezmiş gibi bir de zihninde kayboluverdim. Çok mu aptaldı? Hayır, fazlasıyla zeki olduğunu hissedebiliyordum. ilk bakışında beni fiziğiyle etkilediğini düşündüğüm kadının aslında derinliğinden etkilendiğimi farkettim. Nefesimi kesen o ağırlık bu kadının yaşadığı karmaşaydı. Ona sahip olmalıydım, zihnine ulaşmak zorundaydım. Ah ulan yirmi dakika geriye gidebilseydim ilk “Neden ayrıldınız abi?” diye sorardım. Biliyordum, bu soruya verilecek ciddi bir cevap o ortamı ele geçirmenin tek anahtarıydı. Sanki her kelimede Tanju’nun eski karısının varlığı hissediliyordu. Ve o varlığı çıkarıp masaya koyduğumda Seda’yı alıp gidecektim. Ne diyordum lan ben? He. Seda... Yalarım.

    Sinsi bir sırıtışla devam etti Tanju:

    -Babası çok güvenirdi bana. Gerçi güvenmeyecek de ne yapacak dıbına koyim, liseden birine kitliyivereyim gitsin diye düşünüyordu adam. Evde kalacak yani öbür türlü... Anlatabiliyor muyum?

    Anlatamıyosun abim. Anlayamıyorum dıbına koyim. Kafa oldu züt gibi. gibmişim karını da, kızını da. Oğlum, oğlum diye diye anamızı gibtin, bak şurada yarım saatte ellilik rakıyı içtik. Şu saatten sonra yannan da kalkmaz zaten. Bitir şu muhabbeti de numaraları alıp ufak ufak kaçayım.
    ···
    1. 1.
      +24
      bu arada adam mangalcıbaşı ve üzerinde on kilo kanat kokusu var beyler.
      hunharca yedim diyo dişler mişler komple tavuk kömür mk.
      birayla içtiği sigaraları falan saymıyorum tipi düşünün..

      devam et panpa..
      ···
  12. 12.
    +57 -1
    Uyandığımda bi küvett... heheh. Mis gibi bir yataktaydım beyler. Gözlerimi ilk açtığımda otelde olduğumu düşündüren oda, düşük bir çift kişilik yatak, yetmiş iki ekran olması ve gri rengiyle ünlenmiş son model tüplü bir televizyon, odaya sahip olan kahverengi rengini bejleştirecek kadar beyaz, küçük bir çalışma masası ve yatağın hemen sağındaki duvara çivilenmişcesine duran eski bir gardolapla bana otelde değil, pansiyonda olduğumu farkettirmişti. iyi de ne alakaydı moruk? Hayır nakit para da yoktu yanımda. Allah allah... En ufak bir utanç duymadan donla çıktım odadan. Koridor gibi bi’ yer var ama bi gibime de benzemiyor yani. Kırmızı halıfleksle kaplanmış zemin, topu topu on metrekarelik alana sığdırılmış üç kapı ve en solda bükülerek aşşağıdan yukarı çıkan ahşap bir merdiven. Lan dedim şu üstümü başımı bi giyineyim de aşşağı ineyim amk. Hayır dün olanları da az çok hatırlıyordum. Minibüsü, rakıyı, kusuşumu. Hafızamdaydı hepsi. E dıbına koyim tamamda benim evde uyanmam lazımdı yani. Ne işim vardı pansiyonda? Pantolonu bacağıma geçirip, kazağıma yöneldim. Lan üstüme başıma gelmesin diye özellikle ileriye kusmaya çalışmama rağmen kazağımın yakası leş gibi kusmuk kokuyordu. Dedim bari üstüme montu giyeyim de kapatayım önünü, kül kokuyordu o da. “Harbi ya dün gece koka koka içtik karının yanında, çok ayıp oldu”. Diye düşünürken çalışma masasının üstünde telefonumu, sigaramı ve çakmağımı buldum. Lan... Ben kafası güzelken mutfak masasının altında montla uyuyan adamdım. O halde gibsen çıkarıp da masaya yerleştirmezdim üstümdeki şeyleri. “Moruk dün gece ya ben Seda’ya koydum, ya da Tanju bana koydu.” Diyerek hızlıca indim aşşağıya. Ne yalan söyleyeyim zütümü elimle şöyle bir kontrol etmedim diyemem.
    ···
    1. 1.
      +44
      9 defa kontrol ettim trol mu diye
      ···
    2. 2.
      -2
      Ayneñn
      ···
    3. 3.
      +14
      Helal et.
      Amk "koka koka içtik"i yarım saat koka kola diye okumaya çalıştım
      ···
    4. diğerleri 1
  13. 13.
    +56 -2
    Arada bir video kaydı alan telefona dönüp, tribün reisi edasıyla kollarını sallıyor, minibüsteki herkesin gözünün içine bakıp bizleri de marşa davet ediyordu. Minik bır hınzırlıkla çakmağımı yakıp sağa sola salladığımı gören deri pantolonlu kadın, bakması bile rahatlatıcı gelen bir tebessümle eşini dürtüp beni gösterdi. Adam marşa eşlik etmemi gerçekten yürekten istediğini belli eden bakışı ve marş bitene kadar sonlandırmadığı kol hareketleriyle beni davet ediyor, bense sözleri bilmediğimi, orta yaşlı adam haricinde üç kişinin daha eşlik ettiği marşı bölmemek için el hareketlerimle anlatmaya çalışıyordum. Marş bitti. Bütün minibüs alkışlarla yıkılırken içinde bulunduğum durum beni inanılmaz bir huzura çekiyor, insaniyetin ve samimiyetin doğallığını hissediyordum. Alkışlar biter bitmez herkese hangi takımlısın sen sorusunu sormaya devam eden adam bir sigara daha yaktı. Acaba ben de yaksam sorun olurmuydu? Çok mu yapmacık görünürdü? “Neyse be, boşver” cevabını kendime vermişken, sıranın bana geldiğini farkeden adam paketinden bir sigara çıkarıp fırlattı:

    -Tut bakalım delikanlı.

    -Eyvalllah!

    -Hangi takımlısın sen? Galatasaraylı tipi var sende!

    -Yok hocam, takım tutmuyorum.

    -Yapma be? Bu günlük Beşiktaşlı olamaz mısın? Bak altı galatasaraylı, üç fenerli, altıda beşiktaşlı var. Yap bi kıyakta rahat rahat devam edebilelim marşımıza. Sonuçta burası demokratik bir memleket.

    -Hehehe. Seni mi kıracağım ya? Yaz yaz, Beşiktaş.

    -Yürüü bee, hahah!
    ···
    1. 1.
      +114 -4
      Kafa bir milyon panpa belkide sen böyle hatırlıyorsun aslında 2-3 tane zenci seni gibti
      ···
    2. 2.
      +70
      minübüse bak hey yavrum. benim en heyecanlı anım 50-55 yaşlarındaki abinin arkadan fortlamasıydı
      ···
  14. 14.
    +52
    Küçümser bir kahkahanın ardından:

    -Seninle rakı içelim mi bu gece? Derin derin konuşalım, dedi.

    Açıkcası neden böyle bir şey teklif ettiğini bilmememe rağmen kabul etmek istiyordum. Böylesine gerilen bir ortamda neden yumuşakça rakıya davet ediyordu beni? Yanımdaki çakının da etkisiyle en ufak bir korku duymuyordum. Zaten kadıköye, neredeyse her gün gittiğim bir mekana zütürecektim onu eğer kabul etseydim. Başıma bir şey gelemezdi. Ayrıca yanındaki kadınla tanışmak için de, adamla aramdaki bitmeyen savaştan galip ayrılmak için de inanılmaz bir fırsattı bu. Çok sakin bir tavırla:

    -Olur. Efsane bir mekan var aklımda, dedim. -daha sonra bunun muhabbetini çok yaptık. Ağzımı gibelerdi de efsane demeseydim.-

    -Kaptan sensin o zaman şampiyon... isim neydi ya?

    -greencoil, sizin?

    -Tanju. Arkadaşımın adı da Seda.

    -Memnun oldum green.

    -Ben de öyle.

    Ve hayatımı değiştirecek bu çiftle sonunda tanışmıştım. Bu geceden sonra herşey, ama herşey değişecekti hayatımda.
    ···
  15. 15.
    +51
    Tanju Seda’nın bozulduğunu farketmiş olacak ki sıkıca sarılıp öpmüştü eşini. Ben aha bağladık yine minibüse derken, bir şey hatırladığını belirten ani bir hareketle masaya dönüp:

    -Lan oğlum, ben bunu bir ara arkadaşımla tanıştırayım dedim, çocuk parktan kaçtı dıbına koyum, diyerek yüksek sesle bir kahkaha attı.

    işin aslı gülmemeye çalışmanın bu kadar zor olacağını o ana kadar asla tahmin edemezdim. Kaç yaşına gelmiş adam şu anda karşımda liseye yeni geçmiş, esmer, üç numara saçlı ve kısa boylu binler gibi “zuhahaha” diye gülüyordu. Seda öylesine bozuldu ki bir an kadehi fırlatıp kalkacak diye düşündüm. Adama gülüşümle cesaret vermek istemiyor, taksinin eve kaç para tutacağını hesaplamaya çalışıyordum. Tanju’nun gözlerimin içine cevap almak için baktığını algıladığımdaysa uzun süredir düşünüyor olduğumu farkedip, aklıma ilk gelen şeyi söylemek zorunda kalmıştım:

    -Ne parkı abi? Parkta mı tanışıyordunuz siz?

    -Oğlum o zamanlar öyle her yerde kafe yok, bir kaç tane pastane var, onlarda da kuzenlerimiz, abilerimiz takılıyor. Şimdi ki gibi kıza şurada iki tane bira içireyim de akşam çakar gönderirimlik bir durumumuz yok. Anlatabiliyor muyum?

    Rakısından bir yudum daha alarak:


    -Ne diyorduk? Okuldan bir kızla öpüştüğün üçüncü biri tarafından kanıtlandımı bütün okul Samantha Fox’u gibmişsin gibi davranıyordu sana. Bazılarımızı dayıları, amcaları işte artık her ne gibimleriyse pompaya zütürüyordu, millet var ya allah gibi bakıyordu bize, allah.

    -Bize derken abi? Senin dayıda tehlikeli adammış bakıyorum, dedim gülerek.

    Gözümü zor açık tutuyordum ama hala muhabbet peşindeydim. Konuşmam iyice peltekleşmiş, gözlerim iyice dumanlanmıştı. gibsen kalkamazdım ben bu gece burdan. Zaten adama höt desem, “bak geçenlerde muallaknin teki bana höt dedi.” diye girecekti yeni bir muhabbete. gibmiştim dıbını. Tam bi’ ellilik bira söyleyecek oldum ki:

    -Yaaaa geçicen o işleri, geçicen. Ben var ya ben. Ben bi bunu gibmedim lisede, dedi Tanju, parmağıyla Seda’yı göstererek.
    ···
    1. 1.
      +60 -4
      ve sonra seda bana tekrar gülümsedi ve wc ye doğru işaret etti ama tanju işaret ederken başka biriyle konuşuyordu her neyse bende ühohoh diyip abi ben bi tuvalete gideyim dedim girdim içeri sedayı bekliyom ne diyecek diye ben heyecanlı heyecanlı bekliyom tabi seda geldi ve yerdeki temizlik bezini alıp yüzüne sürmeye başladı napıyosun dememe kalamadım meğer yüzündeki beyaz boyayı siliyomuş ve ortaya zenci bi travesti çıktı dur abi dememe kalmadan beni 31 cm damarlıyla orada gipiverdi o gün bugündür hayatım değişti her gece gider kendimi sedaya giptiririm
      ···
    2. 2.
      +3 -2
      Aranan kan bulundu ... tebrikler altın yannan kazandınız
      ···
    3. 3.
      +4
      böyle trollcülere can kurban mizah var helal panpa şuku
      ···
    4. diğerleri 1
  16. 16.
    +47
    indim aşşağıya tombul kahverengi saçlı bi karı oturuyor kocaman bir masanın arkasında. Varlığımı belli etmeye çalışan bir ses tonuyla:

    -Pardon... Nasıl geldim buraya ben?

    dıbına kodumun green’i, pavyona düşmüş gibi sorulur mu böyle. Az sabret de sorarsın birazdan. Zaten altında bi pantolonla resepsiyona iniyorsun. Amerikan romantik komedi filmi misin sen?

    -Günaydın green Bey. Tanju Bey’in misafiri olarak geldiniz dün gece.

     

    Lan tabi ya dıbına koyim. Pansiyonu olduğunu söylemişti bana minibüste, delikanlı adammış bak göndermemiş beni o halde eve.

    -Tanju abi nerde? -bak buna hala utanırım dıbına koyim. dün manitasına sarktığım adama o an “taşşağını yediğimin” muamelesi çekmek zorunda kalmıştım.-

     

    -Maltepe’ye arabasını almaya çıktı. Size de numarasını bıraktı buyrun, diyerek kağıdı verdi.

    Moruk... Kağıda numara yazmalar falan... Harbi gibti mi lan bu beni dün gece?

    -B... Bi bayan var... vardı dün gece... Nerede şu an?

    -Seda Hanım mı? Dört kat üstte terasımız var, uyandıysa oradadır.

    -Teşekkürler, diyerek çıkmaya başladım.

    Lan hala ne kaşınıyorsun amk. gibtir git evine işte. Yook. Dün ne oldu öğrenmeliydim.
    ···
  17. 17.
    +50 -5
    Var mı okuyan?
    ···
    1. 1.
      0
      Okumuyoruz bin
      ···
    2. 2.
      0
      Helal et
      Beyler bu bin gibişi anlatmıyo o kadar okuduk amk bi tak yok okumayın
      ···
  18. 18.
    +45
    Ben, “nerden muhalefet olsam da şu muallakyi rezil etsem” modunda adamın söylediklerini en derinine kadar incelerken, Tanju sanki yıllardır dostmuşuzcasına sürekli yeni bir muhabbet açıyordu. işin acınası tarafıysa adamın sevgilisiyle beraber olmak isteğiyle yanıp tutuşan ben, bir süre sonra muhabbetinden öyle keyif almaya başladım ki, minibüsteki gerginliği, hemen karşımda sessizce içen Seda’yı ve alçak fikirlerimi unutup kendimi adamın karşı konulmaz samimiyetine bırakıverdim. ilk karısını anlattı bana; oğlunu, ikinci karısını ve Seda’yı... Huzurlu bir ses tonuyla başladı, iç çeke çeke:

    -Lisede aynı sınıftaydık biz, ben sınıfın fırlaması, o çalışkan öğrencisiydi. Görsen bi de nasıl tipsizdi dıbına koyim, yüzüne bakılmıyordu kuran çarpsın.

    Lan olaya büyük bir aşkı anlatacakmış gibi girince heyecanlı heyecanlı dinlemeye başlamıştım da, “görsen bi de nasıl tipsizdi dıbına koyim” cümlesini filtreden geçiremedim. ilk eşinden ve oğlundan öyle güzel bahsetmişti ki benim kadar gamsız bir adamı bile duyguladırmıştı. Şimdi üstüne yanındaki iliği, taku anlatıyormuş gibi anlatmasına anlam verememiştim. Nereye, neye bağlayacağını düşünüyordum ama herhangi bir sona bağlanmıyordu. Tamamen bomboş bir muhabbetin içinde üçüncü kişi olarak kalmıştım.
    ···
    1. 1.
      +10
      Her şeyi giberim sıkıntı yok
      ···
  19. 19.
    +53 -8
    Uyku tutmadı beyler devam ediyorum.
    Evet beyler sonra tanju dedi ki: Kalk dıbına koyim kalk hesabı ödeyim de kalkalım ağzına sıçtın mekanın. Sonra bu hesabı ödemeye giderken Seda da beni omzuna almış dışarı çıkartıyordu. Ben de durumdan faydalanıp durumumu biraz daha sarhoş yaptım ve sedanın göğüslere elledim. Yaptığımı fark ettirdim ama çok sert bi şekilde yapmadım beyler. Bu amk kereste Tanjusu zaten gavat olduğu için bişey olmaz diye düşündüm. Sonra bunlar bi taksi tuttular bu saatte başka bi yere gidemez şimdi bu diyerek beni de kendi evlerine zütürdüler. Beyler o sıra uyuyakalmışım ben. Uyandığımda ise 3 tane zenci haşmetli yannanlarıyla önümde duruyorlardı. Kafamı yana çevirdiğimde ise tanju ve sedanın yüzlerindeki o binimsi gülümsemeyi gördüm. Sonra tekrar bayılmışım.
    ···
    1. 1.
      +12 -1
      Huur çocuuuuu serviste dalmış okuyorum sesli güldüm rezil ettin bin
      ···
  20. 20.
    +43 -3
    Kadıköye kadar “okuyor musun? hangi bölüm?” tarzında sorularla vakit öldürdüğümüz yolculuk bitmiş, bu muhabbet sonunda adamın Kadıköy’de mütevazı bir pansiyonu olduğunu ve onu işlettiğini öğrenmiştim. Minibüsten indik ve Balıkçılar Sokağından, yeni Barlar Sokağına yürümeye başladık. Saat üç-dört sularıydı, yani Barlar Sokağı pubları kapanmıştı. Öğle vakti Sahaf’a, Çinili’ye giden ergenlerin, “Lan burası nasıl iş yapıyor acaba? Baksana bomboş hehehe” geyiklerine meze olan has mekanlar, sokaktan geçen insanlara içeriden taşan rakı kokusuyla rekldıbını yapıyordu. Sık sık gittiğim bir tanesine geçtik, -ismini söylemem pek doğru olmaz beyler, gerçekten merak eden ve gitmek isteyen olursa özelden yazsın.- ve bir ellilikle üç peynir tabağı söyledik. Peynir tabağıda beyaz peynir, salatalık işte.
    ···