/i/Başıma Geldi

Hayatta başınıza gelenlerden ibaret değil midir?
  1. 1.
    +405 -85
    Bir ay öncesine kadar sıradanlıkta sınır açmış düz bir kardeşinizdim beyler. Bir minibüs yolculuğu nasıl böylesine değiştirebildi hayatımı hala anlam veremiyorum. Okuyup mucizelerin imkansız değil, imkansıza yakın olduğunu anlamanızı isterim.

    istanbul Maltepe’de mangal yapıyorduk o akşam. Dört kilo tavuk pirzola, iki, üç paket bim köftesi, üç kilo tavuk kanat, yeterince mangal çeşnisi, soğan, domates ve bir paket kültür mantarı. Alışveriş altı kişi için yapılsa da mangalın misafiri çok olurdu, yemeğe gelen adama “kardeş az var be” muhabbeti yapmak adetimizden değildi. Mangal yakıldı, sofra kuruldu ve mantarlar soğanla temizlenmiş ızgaranın ilk partisine girdiler. Ortamın değişmez mangalbaşı olduğum için hemen ızgaranın başına kuruluverdim. Hassgibtir be. Bira almamıştım. Hemen arkadaşı aradım:

    -Nerdesin, Kaan’ların bahçedeyiz mangal var. Bira al gelirken.

    Mantarları gömdüğümüzde çoktan dokuz kişi olmuştuk. Tek elimde maşa, diğerinde sigara ve ayaklarımın arasında biramla geleneksel bir mangalbaşı olmak için tek eksiğim beyaz atletti. Ayıp olmasın tribiyle “yok size afiyet olsun ben yedim de geldim” tarzı cümleler kuran misafirlerde gelmiş, onbir kişi olmuştuk artık. Olmazdı ulan, benim olduğum yerde paranın lafı geçmezdi. “giberim belanı ye şunu” cümlesini sık sık kullanan ağzım bir yandan da kıtlıktan çıkmış gibi pirzola yiyordu. Gerçekten çok iğrenç göründüğümün farkında olmama rağmen, o anki açlık ve arkadaşlarımın yanında olmamdan kaynaklanan güven sebebiyle doğallığımdan vazgeçmemiştim, geçememiştim.
    ···
  1. 2.
    +62 -2
    Kimyasala bulaşmıycan aga
    ···
    1. 1.
      +3 -8
      Özet:Minibuste tanistigi gevsegin çaktigi kariyi çakıyor kari da az degil pis islere bulaşmiş fazla betimlemeli gibimsonik bir hikaye
      Basta çok sardi ama sonra bozdu
      ···
    2. 2.
      +3 -1
      Rez, rez de. Gibicem sizin şu hikaye yazma şevkinize-şevk nedir amk bu arada-. Bir entride bitir de, ibret alıp yolumuza bakalım. Rez aldım ama yalan olur bu başlık, okumam yani.
      ···
    3. 3.
      +1
      Ulan mal herif hayatını bir minibüs değiştirdi ise senin hayatını dıbına sokam
      ···
    4. 4.
      +5
      ulan sıradan hayatım var diyo hemde mangala gittik diyo ben mangala gitsem heycandan kendimi yerim aq
      ···
    5. 5.
      0
      ne yiyon ne içiyon panpa sen nasıl yaşıyon böyle?
      ···
    6. 6.
      0
      --spoiler--
      Sonunda gibişi anlatmiyo beyler boşuna gözünüzü yormayın amk
      --spoiler--
      ···
    7. 7.
      0
      Okumayın hayatı değişmiyor
      ···
    8. diğerleri 5
  2. 3.
    +1 -2
    rez bakalim
    ···
    1. 1.
      0
      30 yıllık et yerim böyle et yemedim kardeş
      ···
      1. 1.
        +1 -2
        Kes lan
        gibortil
        ···
  3. 4.
    0
    Rez bakalim
    ···
    1. 1.
      0
      Ulan tam da Tanju Okan dinlerken
      ···
    2. 2.
      +1 -1
      helal et

      hikaye trolldur okumayın ve okutmayın
      ···
  4. 5.
    +78 -2
    Geriye sadece bir kaç parça ekmek ve boş metal tepsiler kaldığında kafam da ufak bir yükselmiş, içtiğim beş, altı bira etkisini göstermeye başlamıştı. Pişkin bir arkadaşımın “Ben yedim allah arttırsın, sofrayı kuran kaldırsın hehehe” cümlesi eşliğinde günün bittiğini, eve dönme vaktinin geldiğini anlamış, insanlarla vedalaşıp minibüs yolunun yolunu tutmaya başlamıştım. Saat gece iki sularında alkollü alkollü Kadıköy minibüsü beklemekten daha zor bir şey varsa o da bindiğin minibüsün Kadıköye kadar yatarak gitmesidir beyler. Allahım dedim ya, nasıl geçecek bu yol dıbına koyim? Minibüs geldi ama nasıl geldi. Tıklım tıklım moruk. Bi de bu yeni tip minibüslerden. Ortasında yola paralel şekilde yerleştirilmiş iki koltuk var. Oturduğunda kapıya doğru baktıklarından. Neyse bindiğim gibi o bahsettiğim koltuklardan kalkıp inen bir adamın yerine yüzsüz yüzsüz oturdum, açtım kitabımı okumaya başladım. Üzerime sinen kömür kokusuyla alkol kokusu savaşıyor, vücudumdan çıkıp ölüm gibi yayılıyorlardı. Ulan kafam güzel olmasına rağmen utanıyordum. Yüzümü kitaptan ayırıp birine baksam bana ayıplaya ayıplaya bakıyor olacaklarını hissediyordum. insem bir dert, inmesem bir dert. tak mu vardı da o kadar çok adam vardı gece iki minibüsünde?
    ···
  5. 6.
    +50 -5
    Var mı okuyan?
    ···
    1. 1.
      0
      Okumuyoruz bin
      ···
    2. 2.
      0
      Helal et
      Beyler bu bin gibişi anlatmıyo o kadar okuduk amk bi tak yok okumayın
      ···
  6. 7.
    +8 -1
    var panpa devam
    ···
  7. 8.
    +82 -5
    Zihnim bunlarla meşgulken bir yandan da kitap okumaya çalışıyor, minibüsün mavı ışığının aydınlığıyla zaten zar zor görünen yazıları tekrar tekrar okuyordum, ta ki minibüse “hooooop bizi mi ezicen kaptan yuaa aşk olsun vallahi haaa” cümlesiyle Kelime Oyunu progrdıbının sunucusunun tıpatıp aynısı olan bir adam binene kadar. Yanında çok afedersiniz ilik gibi bir hatun, kafalar züt gibi bindiler minibüse. Yanımda oturan kadın bu ikilinin bindiği yerde inmiş, pişkin ve ağır alkollü abimizin yanındakı bayan gelip yanıma oturmuştu. Orta yaşlarda, hafif kısa boylu, siyah saçlı ve giydiği deri pantolonla her bakanın saatlerce izleyesi geleceği bir afetti bu kadın. Kokumdan duyduğum utançtan dolayı adama hocam buyur, geç diye yer vermeye çalıştığımda, “yuook ya otur oturr estafurullah..” karşılığını almış, güya “siz çiftsiniz abi, buyur geç” inceliği izlenimi veriyordum. gibsen kalkmam lan normalde dıbına koyim. Kokuyorum, kokuyor. Ya yanımda resmen ferre yıldızı gibi bir karı var moruk. Kendimi kültablalarının döküldüğü haftada bir boşaltılan kahvehane kartonları gibi hissediyorum o sırada. Daha adam bana otur estafurullah dedikten yirmi, bilemedin yirmibeş saniye sonra minibüsün ani freniyle karıya doğru bir gidip geldim. Sağ kolumun kadının deri ceketi ardındakı dolgun göğsüyle temasa geçtiğini benimle aynı anda minibüse beraber bindikleri adam da farketmiş olsa gerek ki “sen geç kardeşim arkaya heheheh” tarzı esprimsi bir tepki verdi. Ben de adamın samimiyetinin farkına varıp sesli bir şekilde gülerek geçtim arkaya.
    ···
    1. 1.
      +74 -8
      panpa koltuklar kapıya bakıyosa ve kadın sana değil de sen kadına uçtuysan sağ değil sol kolunun kadının ciciklerine yapışması lazımdı. Mantık hatası alert
      ···
      1. 1.
        +35 -9
        http://imgim.com/PPgA26.png yeşil benim, kırmızı karı. şunu aklında canlandıramayacak kadar salak olamazsın ya.
        ···
      2. 2.
        +57
        Sirf buna cevap vermek icin giris yaptim. Yine mantik hatasi. Sofor frene bastiysa kizin senin ustune gidip gelmesi lazim
        ···
      3. 3.
        +1
        beyler uzatmak istemezdimde kapı yola bakar ingilterede kadıkoy minibusumu var amk
        ···
      4. 4.
        +4
        amk kimsede çıkıp demiyor ki o koltuklar yola dik dıbına koyim diye. adam yukari paralel yazmıs geometrisini gibtiğim
        ···
      5. diğerleri 2
    2. 2.
      +17
      işsiz misin amk he de geç ne düşündün o kadar
      ···
  8. 9.
    +65 -2
    Arada bir kafamı kitaptan kaldırıp baktığımda hayatımda çok büyük bir etkeni olacak çifti sarmaş dolaş, kulaktan kulağa bir şeyler konuşurken görüyordum. Birbirlerine kısacık öpücükler konduruyor, o kalabalığın içinde kıkır kıkır gülüyorlardı. Çok ilgimi çekti yahu otuzlu yaşlarında olan bu çiftin böylesine doğal olması. Özellikle adam tüm dikkatimi üzerine çekiyordu. Toplum içinde olmasına rağmen bu rahat tavrı gerçekten sahip olmak istediğim bir özellikti. Artık kitabı kapatmış, her fırsatta kadınla adamı seyrediyordum ki müthiş bir özgüvenle “kaptaaan sigara yakabilir miyim ya?” diyiverdi abim. Sadece ben değil, bütün minibüs kaptırmıştı kendini adamın samimiyetine. Kaptan da hiç beklemediğim bir tavırla “yak be usta” demesinmi. Haydaaa. Sigara yakıldı. Artık en arka sağ köşede oturan benim, bir önümdeki koltuklarda oturan üç kişilik yirmi, yirmibeş yaş aralığındakı kız grubunun da bir haylı hoşuna gitmiş olacak ki içlerinden biri çıkardı telefonunu ve video kaydı almaya başladı. Videoya çekildiğini farkeden kahramanımızın özgüveni artık son noktaya ulaştı ve gönüllü muavinlik yapması kaptanla tanışıklığı olduğunu belli eden kel bir adamla yüksek sesle gerçekleştirdiği “Hangi takımlısın hocam sen?” muhabbeti:

    Karanlık Bir Gecede,
    Beşiktaş aşkı kalplerde,
    Umutlar tükense bile,
    Vazgeçilmeyen bir yerde...

    Mahşerde sorulacak bizlere !
    Bu günahın sebebi ne diye ?
    Dil susacak kalp konuşacak..
    Sebebi Beşiktaş diye ..!

    Marşıyla bitti.
    ···
    1. 1.
      +99 -3
      sanırsın deplasmana giden beşiktaş kafilesi aq
      ···
      1. 1.
        +10
        Marşı ezberlemiş aq
        ···
      2. 2.
        0
        ALLAH ALLAAAAH BE
        ···
  9. 10.
    +56 -2
    Arada bir video kaydı alan telefona dönüp, tribün reisi edasıyla kollarını sallıyor, minibüsteki herkesin gözünün içine bakıp bizleri de marşa davet ediyordu. Minik bır hınzırlıkla çakmağımı yakıp sağa sola salladığımı gören deri pantolonlu kadın, bakması bile rahatlatıcı gelen bir tebessümle eşini dürtüp beni gösterdi. Adam marşa eşlik etmemi gerçekten yürekten istediğini belli eden bakışı ve marş bitene kadar sonlandırmadığı kol hareketleriyle beni davet ediyor, bense sözleri bilmediğimi, orta yaşlı adam haricinde üç kişinin daha eşlik ettiği marşı bölmemek için el hareketlerimle anlatmaya çalışıyordum. Marş bitti. Bütün minibüs alkışlarla yıkılırken içinde bulunduğum durum beni inanılmaz bir huzura çekiyor, insaniyetin ve samimiyetin doğallığını hissediyordum. Alkışlar biter bitmez herkese hangi takımlısın sen sorusunu sormaya devam eden adam bir sigara daha yaktı. Acaba ben de yaksam sorun olurmuydu? Çok mu yapmacık görünürdü? “Neyse be, boşver” cevabını kendime vermişken, sıranın bana geldiğini farkeden adam paketinden bir sigara çıkarıp fırlattı:

    -Tut bakalım delikanlı.

    -Eyvalllah!

    -Hangi takımlısın sen? Galatasaraylı tipi var sende!

    -Yok hocam, takım tutmuyorum.

    -Yapma be? Bu günlük Beşiktaşlı olamaz mısın? Bak altı galatasaraylı, üç fenerli, altıda beşiktaşlı var. Yap bi kıyakta rahat rahat devam edebilelim marşımıza. Sonuçta burası demokratik bir memleket.

    -Hehehe. Seni mi kıracağım ya? Yaz yaz, Beşiktaş.

    -Yürüü bee, hahah!
    ···
    1. 1.
      +114 -4
      Kafa bir milyon panpa belkide sen böyle hatırlıyorsun aslında 2-3 tane zenci seni gibti
      ···
    2. 2.
      +70
      minübüse bak hey yavrum. benim en heyecanlı anım 50-55 yaşlarındaki abinin arkadan fortlamasıydı
      ···
  10. 11.
    +74 -3
    Bir kaç marş daha söylendi. Sigara kullanan herkesin elinde bir sigara, en arka solda kapşonunu çekmiş, içinde bulunduğu bu ortama bir daha asla denk gelemeyeceğine rağmen uyumaya çalışan bir ergen, inceden inceye alkollü adama gaz veren kız grubu, marşlara en yükses sesle eşlik eden minibüs muavini, sadece sırıtan, ve ortamla pek içli dışlı olmayan dört düz adam ve bindiklerinde içeride sigara içilen, marş söylenen bir minibüs görmelerinin şokunu yaşayan iki erkek üniversite öğrencisi içeriyi resmen ikinci sınıf mizah tiyatrosu sahnesine çeviriyordu. içlerinden birinin yanında gitarla minibüse binmesi sanırım hayatının en tatlı rastlantısıydı. Gençler oturalı daha iki dakika geçmeden “oo kardeşim çal da bişeyler eşlik edelim be!” cümlesini biraz utangaçca “abi çok iyi değilim ben ya” diyerek karşılayan gence arkadaşından gelen “hadi be olm ortama bak hahaha” cevabı ortamı iyice kızıtmış, bilen herkesin eşlik ettiği Haydı Gel içelim şarkısını saçma sapan akorların eşliğinde okumaya başlamıştık. Arada bir akorları salladığını farkettiğimiz gitaristi hiç birimiz bozmuyor, sesimizle gitar sesinin üstüne çıkarak modu korumaya çalışıyorduk. Üniversite öğrencilerini Bostancı’da inene kadar şarkı söylemeye devam etmiş, belkide hiç duymadığım kadar güçlü bir ıslık ve alkış eşliğinde indirmiştik. Kahramanımız “Yoruldum dıbına koyim yaaa” dediğinde ise samimiyeti biraz fazla kaçırmış, arkasındakı kızların bozulduğunu farketmişti.

    -Kusura bakmayın ya. Öyle içimden geldi... Pardon...

    -Sorun değil, dedi içlerinden en cilveli olanı.
    ···
    1. 1.
      +211 -1
      minibüs mü pavyon mu belli değil amk
      ···
      1. 1.
        +71 -1
        Zaten standart bir minibüs olsaydı hayatımı değiştirebilecek bir durumu olmazdı kardeşim. Tek bir adamın samimiyetle kurduğu bir kaç cümle sebep oldu herşeye.
        ···
      2. 2.
        +26 -1
        -Ne bu şiddet bu celal şampiyon? Yanlış bir şey mi söyledim?
        ···
      3. 3.
        +13 -1
        Hayatın değişti ve hala incisozluktesin he amk dingili
        ···
      4. 4.
        +12 -3
        inciyi böylesine it zütüne sokmanın ne anlamı var anlamadım? He eğer inci sana anancılığı çağrıştırıyorsa takıldığın altincileri değiştirmeni öneririm. Şahsen burada tanıştığım, tartıştığım çok özel adamlar var.
        ···
      5. 5.
        +1
        Benim dayım gebze harem şoförü nerdeyse hepsinitanırım ve hepside adamın dibidir aksini iddaa edeni incisözlük yazarları gibsin
        ···
      6. diğerleri 3
  11. 12.
    +109 -9
    minibüs değil pavyona binmişsin sen amk
    ···
    1. 1.
      +7
      Aynı entryi niye 2 defa yazıyon bin
      ···
      1. 1.
        +13 -2
        zevk değil mi yarram
        ···
    2. 2.
      0
      Ulan varya o rahat adam butun kizlari gibecek benden soylemesi
      ···
  12. 13.
    +6 -1
    yaz ulan yaz sardı
    ···
  13. 14.
    +63 -2
    Biraz önceki diyalogtan sonra biraz sakinleşmiş olan ortamın sürekliliği adamın dizlerimin üstünde duran kitaba bakıp:

    -Faust mu? Çok gençsin sen daha be. Açmaz bu kitap seni, demesiyle son buldu.

    Adamın sahip olduğu bu özgüven ve samimiyetten çok memnun olmama rağmen bu tür çok bilmişliklere hiç tahammülüm yoktu. Üstelik ortamda bu kadar çok karşı cins varken, kişiliğime yapılacak en ufak bir küçümseme benim için tartışma sebebiydi. istemeden de olsa sert bir cevap vermek zorunda kaldım:

    -Bu işin yaşla ilgisi olduğunu pek düşünmüyorum. Otuz-kırk yaşlarımda minibüse binip, yirmibir yaşında Faust okuyan bir gence sizin bana söylediğiniz gibi bir şey söylemeyeceğim için mutluyum.

    Bu diyaloğu bir tartışma haline getirmeden kazanmış olmamın haklı gururunu yaşarken bir yandan da nasıl böyle bir cümle kurabildiğime şaşıyordum. Genelde iyi bir konuşmacı olduğumu düşünmeme rağmen böylesine bir cümleyi sıradan bir muhabbette üzerine düşünmeden kurabilmek benim için bile zordu. Adamın bozulup susacağını düşünüyordum ki sırıtarak:

    -Ne bu şiddet bu celal şampiyon? Yanlış bir şey mi söyledim? Gerçi benim senin yaşında bir oğlum var. Kendisini yükseltmek için çoğu zaman bozmaya çalışır beni... Ergenlik pgibolojisi işte heheh.

    Adamın söyleyeceklerini dinlerken yanındakı kadının beni süzdüğünü saliselik bir göz kaçırmayla farketmiştim. ilgisini büyük oranda çekmiş olacağım ki gözlerimin içine görmüş, geçirmiş çapkın bir kadının bakışlarıyla bakıyordu. Kadının albenisine karşı yeni doğmuş bir bebek kadar güçsüzdüm. Gözleri üzerime öyle bir çöküyordu ki, tüm yaşadıklarım, tüm deneyimlerim bir hiçmiş gibi hissediyordum. Bir kadının köpeği olmak derler ya hani. Aynı o durumdaydım. Gözlerimi hemen adama çevirip bakmaya devam ettiğimde ise bunları düşünüyor, haliyle adamın söylediklerini dinleyemiyordum. Önümdeki kızların sessizce gülüştüğü farkettiğimde adama “efendim?” diyecek oldum ama “boşver hehehe” tarzı bir cümle duymaktan korktuğum için kitabımı açıp okumaya koyuldum.
    ···
    1. 1.
      +10 -1
      Ben şurayı yakalayamadım : Sen eğer kadına bakarken veya kadınla ilgilenirken falan feşmekan işte adamın dediklerini dinleyemediysen ne bu şiddet bu celal şampiyonla başlayan cümle vahiyle mi indirildi amk
      ···
    2. 2.
      +4
      güldürdün şuku
      ···
    3. 3.
      +1
      Duymuş ama o anda algılayamamış panpa
      ···
    4. diğerleri 1
  14. 15.
    +34 -1
    Kimse var mı?
    ···
    1. 1.
      0
      Yok malesef
      ···
  15. 16.
    +7
    Var lan var devam et
    ···
  16. 17.
    +7 -14
    Hayır yok uyuyoruz
    ···
  17. 18.
    +3
    devam devam
    ···
  18. 19.
    +68 -5
    Kadının bakışları aklımdan çıkmıyor, inanılmaz derecede tahrik oluyordum. Ara sıra göz ucuyla bakıp süzmeye çalıştığım kadın artık eşine daha bir soğuk davranıyor, minibüse bindiklerinde oynaştığı adama şimdi göz teması kurmadan kısa cevaplar veriyordu. Bir süre sonra muhabbetine eşiyle devam edemeyeceğini farkeden adam muavinle siyaset konuşmaya başlamış, Suadiye’de inmiş olan bayanların yokluğuyla daha bir rahatlamış olduğunu belli eden tavrıyla, ve “yaaa dıbına koyarım böyle hükümetin” nidalarıyla tipik bir Atatürkçü olduğunu belli ediyordu. Aynı sayfayı onlarca kez okumama rağmen bir tak anlamadığım kitabı kapatıp kulaklığımı takacaktım ki, arzuladığım, ancak benim olamayacağını bildiğim kadının eşi olduğu için artık kendime rakip olarak gördüğüm adam:

    -Siyasi bir görüşe sahip misin? Bu işin yaşla ilgisi olduğunu pek düşünmüyorum. Solcusun galiba, dedi.

    -Hayır, değilim.

    -Enteresan, milliyetçisin o zaman?

    -Hayır, değilim.

    Muavine ince bir sırıtışla dönerek:

    -Bazı işlerin yaşla ilgisi varmış herhalde ha, dedi.


    Muavininde gülerek yüzüme bakmasıyla, görür görmez kanımın kaynadığı bu adamdan o an itibariyle inanılmaz bir biçimde nefret etmeye başladım. Ölse en ufak bir hüzün duymaz, üstüne cesedine işerdim. Minibüste artık sadece altı kişi olduğumuzun güveniyle ve yenilmiş bir delikanlının hıncıyla:

    -Anarşizm sempatizanıyım ben. Senin oğlun Nutuk’u okuyorken ben elimde boyayla sokaklardaydım, dedim.

    Ah kafamı gibeler, vaaaah kafamı gibeler. Sussana kardeşim, ne konuşuyorsun dıbına koyim. Susda adam delirsin değil mi?
    ···
  19. 20.
    +21
    Devam et amk ne kadar saçma olsada işsizim
    ···