/i/Hikaye

Herkesin bir hikayesi var, ya senin hikayen nedir?
  1. 35.
    +3
    Görkemli köy evine geldiğimde Mehmet Hoca'nın eşi sanki ucunda canı varmışçasına aşağıdaki karanlık ormana doğru var gücüyle koşarak gözden kayboluyordu; ters giden bir şeyler olduğu belliydi; oğullarından biri kapının önünde gözüktü ve sonra onu gördüm... Mehmet Hoca ile yakaladığımız ve işkence ettiğimiz ama kaçmasına mani olamadığımız, bana babamın hala sağ olduğunu söyleyen çok güçlü bir kabilenin başı olan cini... Çocuğu içeri sürükledi ve kendisi içeri girdikten sonra kapı kapandı. Arabadan atladığım gibi koşarak kapıyı zorlamaya başladım, ancak açılmıyordu. içerden çocuklardan birinin çığlığını duyuyordum. Kapıyı omuzlamaya başladım ve beşinci denememde kilidi kırdım ve içeri girdim. Melun, çocuğun birini boğarak öldürmüş ve diğerini ise boğmakta, mosmor etmekteydi. Hiç düşünmeden onu kilitledim ve sert bir yumrukla sersemlettim. O kadar sinirliydim ki... iki küçük çocuk yok pahasına korkunç şekilde can vermişti. Cine sertçe baktım ve "Ne istedin? Neydi amacınız? Bir aileyi daha mı yok etmek?" dedikten sonra yumruğu geçirdim. Mehmet Hoca ortalarda yoktu, derken Mehmet Hoca'nın eşi kapıdan gözüktü ve yerde mosmor olmuş yavrularını görür görmez şoka girdi ve kriz geçirmeye başladı ardından da bayıldı. ifriti arabanın bagajına, zavallı kadını ise arka koltuklara yerleştirdim ancak peşimizi bırakmayacakları belliydi. Polis kılığında 2 azılı iblis de arkamızdan geliyordu.
    ···
  2. 34.
    0
    Mehmet Hoca kral adam ya ,onceki hikayede de delikanliydi:)
    ···
  3. 33.
    0
    (bkz: ben hakan cinler kafamı kesti)
    ···
  4. 32.
    +2
    sadece supernatural degil amk dün bi hikaye okudum ondanda çalmş mehmet hocayı emrindeki cini karısını 2 erkek 1 kız cocugu hatta kızın ismini bile amk. gerçi dün yazanda hikayeyi 2 yıl önce yazan başka birinden çalmıştı. nasıl bi sözlük amua goyim.
    ···
  5. 31.
    0
    Lan oğlum süpernatural izleyip gelip burada artistlik yapmayın lan
    ···
  6. 30.
    0
    supernatural terk
    ···
  7. 29.
    +1
    Supernatural izleyip gelen solugu inci nin hikaye altincisinda aliyor arkadasim biktim artik ya ulan hikaye yaziyosun bari ozgun ol ordan burdan ogrendigin seyleri birlestirmissin yok azazil mis yok lanetliler kitabiymis yok babasinin gunlugunde her turlu dogaustu sey yaziyomus her taku supernatural dan esinlenip yazmissin kendi ekledigin tek sey cinler onuda sabah boyle bi hikaye yazan eleman vardi ondan esinlenmissindir allah bilir biraz ozgun olun aminakoyim
    ···
  8. 28.
    +2
    Supernatural terk
    ···
  9. 27.
    +1
    yalanına sokuyum
    ···
  10. 26.
    +1
    kardeş devam et ben bu kadar güzel hikaye görmedim
    ···
  11. 25.
    +5
    Devam edeceğim, ancak hiç mi hiç ilgi yok. Onca şey yaşadım. Hikayede, Süleyman'ın mirası olduğumu öğrenmeme de az kaldı.
    ···
  12. 24.
    +5
    Olan bitenler beni hayli etkilemişti. Bir müddet Ankara'daki kendime ait evde bulunan Panik Odası'nda dinlendim; bu sırada günlüğü de okumaya başladım. Günlük babama aitti; en son Kasım ayında yazılmış olması babamın yaşıyor olduğunu kanıtlıyordu. içerisinde daha önce ismini bile duymadığım savunma ve saldırı büyüleri, lanetler, tılsımlar, Dünyadışı yaratıklar, Dünya'da ifritler dışında yaşayan Kurtadam, Vampir, Tanrılar, Hapsolmuş Ruhlar ve türlü canavarlar hakkında edinilmiş tecrübeler yazmaktaydı. ilginç kısım ise, babam da soyumuzu katleden kabilenin peşindeydi ve ifritin ismini çoktan bulmuştu: Azazil. Azazil ile ilgili ilk araştırmalar 2012 yılında başlıyordu; babam onun en güvendiği ifriti yakalamış ve Azazil'in yerini öğrenmişti. Azazil'i daha iyi tanımak için Tawasin'i bile okumuştu, ki ben de okudum. Babam günlüğünde bana da yer veriyordu; beni özlediğini ancak bütün bunlardan uzak tutmak istediğini belirtiyordu. 2012'de üniversitedeki ilk günümde, oradaydı. Günlüğe bunu da yazmıştı. Ancak bu işlere bulaştığımı görünce beni günlük aracılığıyla kendisine yönlendirmişti zira son sayfada "Oğlum, bu günlük seni kötü olan her varlıktan koruyacaktır. Kanımız yerde kalmayacak ve onları katlettiğim gün tekrar buluşacağız. Beni aramaktan vazgeç ve bu işi bana bırak. Seni seviyorum ve bilki ben sana her an senden dahi yakınım. Baban." diyordu. Babamın söylediklerine riayet edip her şeyi geride mi bırakmalıydım? Yoksa babama bu yolda yardım mı etmeliydim? Yanında olmam gerekmez miydi? Böylece aylar geçti, kararsızdım. Mehmet Hoca'nın yanına gitmek üzere yola koyuldum. 2015 Ocak sonlarıydı.
    ···
  13. 23.
    +6
    Tepeden aşağı inerken karşıma tam 5 ifrit çıktı. Koruma büyüleri yapmayı unutmuştum ve 5 ifriti kilitlemesi beni tüketirdi. Bir tanesi "O elindekini hemen bize ver." diyordu. Basit bir tür oyalama büyüsü fırlattım ve hemen mağaraya girdim. Arkamdan koşuyorlardı, mağarada karanlıkken takılarak düştüm. içeri girdiler, ateş yaktılar ve ifrit "O günlük, bize ait." deyip üzerime davrandığı an büyük bir güçle geriye doğru uçtu. Bundan istifade ayağa kalkıp Tanrı'nın Nefesi'ne giden oluğa girdim. Tekrar eğilip kendimi öne atarak Eşya Dolabı'na çıktım, arkamdan hızla gelen 5 cinin şangırtı ve yığılma sesleri sonrası kelleri uçmuştu. Bu çok garip bir şeydi zira bugüne dek bir yunan tanrısının kızını ve bir ifriti öldürebilen bir bıçak görmemiştim. Aynı türden daire şeklindeki hızar bıçaklarından eşya deposunda da vardı. iki tane aldım ve mağaradan dışarı çıktım.

    http://imgim.com/sawmill.jpg
    ···
  14. 22.
    +1
    Yarida birakip kämmst isen Efsane olur devam et panpacim
    ···
  15. 21.
    +1
    Reserved
    ···
  16. 20.
    +4
    Soğukkanlı biriyimdir, ama inanın bana o bağırtıya o dağ nasıl ayakta kalabildi; şaşırıyorum. Bir süre yaşadığım şokun etkisinden çıkamadım. Lamia öylece ölmüştü. Kararlı adımlarla Tanrı'nın nefesiyle yüzleşmek üzere oluktan içeri girdim ve o an aklımdan nasıl geçebileceğimi düşünüyordum. Tanrı'nın Nefesi, ancak Tanrı'nın kendini göstermesiyle mümkün olabilirdi. Tövbekar bir insan Tanrı huzurunda diz çökmeliydi. içeri girdim ve diz çöküp öne doğru yuvarlandım. Akabinde çeşitli kasnak düzenekleriyle çok keskin olan bu daire şeklindeki bıçakları müthiş bir hızla çalıştıran çarkları durdurup içeriye süzüldüm. Burası bir tür eşya dolabı gibiydi. Türlü tılsımlar, büyüler, efsanevi ve lanetli eşyalar, pek çok kitap ve beni en çok çeken bir tür günlük... Buradaki minicik bir eşyaya dokunmam bile büyük bir laneti ortaya çıkarabilirdi, beni lanetleyebilirdi; o yüzden sadece günlüğü aldım ve ortalığı tekrar kolaçan ettikten sonra dışarı çıktım. Günlükteki en son tarih 25 Kasım 2014'ü gösteriyordu. Benim defteri bulduğum gün ise Aralık 5 tarihiydi.
    ···
  17. 19.
    +5
    Ağrı'ya ulaşırken Sivas'taki olay "Ormandan çıkan hayvan aileyi katletti." şeklinde radyodaki haberlerde kendine yer bulmuştu. Radyoyu kapattığımda Lamia da hala şok ve üzüntü içerisindeydi. Durumsal bir metin olmasından ziyade sürekli akan bir macera olmasını istediğimden duygu ve betimlemelere gerek kalmadıkça yer vermiyor ve olaya geliyorum: Belirtilen koordinatlarda koskoca bir dağ ve oluktan başka bir şey yoktu. içeri girdik, kocaman ve karanlık bir alana çıktık; burası bir mağara gibiydi. Hayvan olma ihtimaline karşı Lamia beni koruyacaktı. Ateş yaktık ve birkaç odun parçasıyla meşale oluşturduk. Lamia birden gözlerini duvara dikti; bir ok çiziliydi ve altında Aramice yazılar vardı, Lamia çevirdi: "Bu yol Tanrı'nın Nefesi'ne gider. Sadece tövbekarlar geçebilir." Son 24 saat içinde zina işlemiş cenabet bir insan ve cin olmakla lanetlenmiş bir tanrının kızı olarak şansımız sıfır gibiydi. Lamia "Kontrol edeceğim, burada bekle." deyip oluktan içeri girdi. "Dur, tehlikeli olabilir!" demeden bir şangırtı ve hemen ardından Lamia'nın kellesi ayaklarımın ucuna düşüverdi. Posedion'ın kızı, Zeus'un huursu lanetli ifrit Lamia, o ufacık anda öldü. Tanrı'nın Nefesi'ne karşı ayakta duramadı.
    ···
  18. 18.
    0
    süper aynen devam birde biraz daha seri
    ···
  19. 17.
    +5
    Vücudumdaki kanın çekildiğini hissediyordum. Titriyordum. Buz kesmiş, kaskatı olmuştum. Boynumda çekilme ve sızlama şeklindeki bir acının varlığıyla uyandım. "Lamia! Ne yapıyorsun sen?" Dinlemiyordu, duymuyordu bile beni. Pantolonuma ulaşabilirsem büyü için gerekli şeklin bulunduğu kağıdı alıp, onu hapsedebilirdim. Ancak tek parmağını oynatarak beni 15-20 metre öteye sürüklemiş, arabamın ön kaportasına yapıştırmıştı. Boynumdan şarıl şarıl kanlar boşalıyordu. Kan stoğu tükenmişti ve Lamia üzerindeki lanet sebebiyle müthiş bir açlık çekiyordu. Hiç düşünmeden boynumdan akan kanı parmağıma bulayıp siyah renkteki arabanın üzerine şekli çizdim ve büyüyü söyledim. Lamia kilitlenmişti, ve çılgına dönmüştü. Kan bulmalıydım. Arabaya atladığım gibi ilçe merkezine ilerledim. Neyseki hastaneyi buldum ve yine kan serumlarını çaldım. Geri döndüğümde karşılaştığım manzara dehşet vericiydi. Aracın biri kaza yapmıştı, içinde bulunan aile ve çocuklarını Lamia yemişti. Koşarak Lamia'yı kaldırdım, arabaya atladık ve hızla uzaklaştık.

    http://imgim.com/5404incir465934.png
    ···
  20. 16.
    +5
    Gece yorulmuştum, kamp yapacağımızı söyledim. Sivas'ta imranlı'da mola verdik. Önce bulunduğumuz yeri kalkan büyüleriyle, tılsımlarla güzelce korumaya aldım. Ateş yaktım ve az ötede çarşıdan aldığım sucuğu kızartmaya başladım, kan stoğumuz bitmek üzereydi. Lamia ve ben böylesi yoğun bir maceranın içinde ilk kez karşı karşıya sohbet edebilme imkanı bulabilmiştik. Ona kabilesini niçin terkettiğini sorduğumda bana olan güveni sayesinde her şeyi anlatmaya başladı: "Ben Poseidon'ın kızıyım ve iki de çocuğum vardı... " Şaşkınlığımı o da anlamıştı. "Zeus, Poseidon, Pagan tanrıları, Yunan mitolojisi... Bunların hepsi birer hikaye sanıyordum." diyebildim. "Çocuklarına ne oldu?" O noktada zor yutkundu ve bütün hiddetiyle bağırmaya başladı: "Tek yaptığım Zeus'u sevmekti, ama o karısı Hera, kıskançlığından çatlayıp çocuklarımı benden aldı ve beni çocuk yiyen, kan içen bir ifrit olarak lanetledi." Şaşkınlığımı gizlemeye, onu anlamaya çalışıyordum ancak ne de olsa karşımda asırlardır yaşayan bir varlık duruyordu ve bir yerde ben yalnızca bir insandım. Lamia'ya yaklaştım ve gözyaşlarını elimle sildim, "O halde sen de bir intikam için yaşıyorsun. Onu birlikte alalım." dedim.

    Lamia 180 cm boyunda, iri göğüsleri olan, fiziği yerinde beyaz tenli güzel bir kadındı. Cin olarak doğmamıştı, ama cin olmakla lanetlenmişti. Kendisini kıskanan bir kadın tarafından çocukları katledilmişti. Hera'yı öldürmek için yaşamıştı ancak başaramayınca vazgeçmişti.

    Bana gelince, 188 cm boyunda ve kaslı vücuda sahip esmer ve yakışıklı bir delikanlıyım. Aynı durumda bulunduğumdan Lamia'yı aslında çok iyi anlıyordum zira benim bütün bir ailem elimden alınmıştı ve niçin? En ufak bir fikrim bile yoktu.

    Sarıldık... Sarıldıkça kenetlendik, ve sıcak nefeslerimiz tenlerimize ulaştı. Soğuk tenlerimizin açık kısımları sıcaklığı birbirinde buldu. Güzel bir beyazlığın ve güçlü bir esmer tenin teması ortaya göz zevkini artırıcı manzaraları çıkardı. Aynı anda geriye çekildik, ben onun gözbebeksiz beyaz gözlerine bakarken o da kendininkileri benimkinden ayırmıyordu. Hipnoz olmuş gibiydim. Pembecik dolgun dudaklarına yumuşakça yaklaştım, o da karşılık vermeye başlayınca kalp atışlarımız hızlandı ve Lamia'yı altıma aldım. Deliler gibi öpüşmeye ve karşılıklı olarak giysilerimizi çıkarmaya, çıkardıktan sonraysa çıplak etlerimizi doyasıya tatmaya, dokunmaya başladık. Lamia altımda zevk içinde inlerken, bir süre sonra o beni altına aldı ve üstüme çıkarak bu olağanüstü ve doğanın, yüce Tanrı'nın kanunlarına aykırı birlikteliği yönetmeye, doyasıya inlemeye başladı. Ve gece, karşılıklı boşalmayla son buldu. Ateş gibi yanan vücutlarımızdan yükselen buhar tabakası yıldızların altında net görülüyordu. Çimlere sereserpe uzandık, Lamia göğsüme yattı ve uyumuştum.
    Tümünü Göster
    ···
    1. 1.
      0
      adam cin gibmiş lan
      ···