/i/Hikaye

Herkesin bir hikayesi var, ya senin hikayen nedir?
  1. 1.
    +487 -49
    NOT : iSTANBULDAKi PATLAMADAN DOLAYI HiKAYEME BiR SÜRE ARA VERECEĞiM... BiLEREK YADA BiLMEYEREK KONUYU DAĞITIP ALGI DEĞiŞTiRMEK iSTEMiYORUM. SiZLERDEN RiCAM SOSYAL KONULARA BiRAZ DAHA DUYARLI BiREYLER OLMANIZ... CANIMIZ YANIYOR , KARDEŞLERiMiZ BiRER BiRER ÖLÜYOR.

    Aşağıdaki hikaye Öğretmen Fuat Erdağ ve eşi Füsun Erdağ'ın başından geçen olayları konu alacaktır.
    Kişilerin izni sonucu buraya ve belli sosyal ortamlarda yazıya geçilmesi için izin alınmıştır.

    "De ki ; Düğümlere üfleyen büyücülerin şerrinden Allah'a sığınırım."
    (Felak 4)

    • Hikaye Fuat Erdağ'ın ağzından yazılmaktadır*

    __

    1950'li Yılların başıydı... Genç bir öğretmendim. Eşimle de çalıştığım okulda tanışmıştım. Kendisi daha sonradan sağlık problemleri nedeni ile işi bırakmıştı.
    Çocuğumuz olmuyordu , o dönemin şartlarıyla bir çok tedavi yöntemi uygulasak da Allah bize bir evlat sahibi olmayı bağışlamamıştı.
    Hayatımı eşimin mutluluğuna adamıştım , birlikte güzel bir yaşantımız vardı.
    Füsun'un bir ailesi yoktu... Çocukluğundan beri yalnızdı , zaten 10 yaşından beri yetimhanede yetişmişti.
    Birbirimize hem aile hem arkadaş hem de hayat arkadaşı olmuştuk.
    Bir gün yine babamlarla birlikte otururken eve faks gelmişti... Faksın içeriğinde tayin olduğum şehir yazıyordu.
    Aslında internette araştırırsanız yine göreceksinizdir.Şanlıurfa'nın Karakeçi köyündeki N*** C*** A*** Orta okuluna tayinim çıkmıştı.
    Okulun adını okumamla evdekilerin suratı düşmüştü... O dönemler Karakeçi köyündeki hikayeler bütün ülkece yaygındı... Büyüye , cine inanan birisi değildim...
    Bana yapılan uyarılara da gülüp geçiyordum... Eşimle 1-2 ay gibi bir sürede hazırlandık ve yarı yıl tatilinin gelmesiyle Şanlıurfa'ya yola çıktı.
    ···
  2. 2.
    +122 -4
    Dönemin otobüsleri ağır ağır gidiyordu... Aslında yaşadığım şehir ile Şanlıurfa arasında çok fazla bir mesafe de yoktu (Yaşadıkları şehrin saklı tutulmasını istedikleri için burada detay vermiyorum.)
    Beş-altı saatlik bir yolculuğun ardından Şanlıurfa'ya varmıştık... Sömestır dönemiydi ve ortalığı kar zütürüyordu.
    Karakeçi köyüne varabilmemiz zor gözüküyordu ve o geceyi Şanlıurfa'daki öğretmen evinde geçirmemiz gerekecekti.
    Merkezdeki öğretmen evine geçtik... Saat 2-3 sularıydı sabah erkenden yola çıkacağımız için uyumaya başlamıştık.
    Bizden başka kalan öğretmen ya da öğretmen yakını da yoktu... Aslında içerisi biraz terk edilmiş gibiydi.
    Sabah olmuştu , kahvaltı yapmak için kafeteryaya indik.
    O sırada orta yaşlı bir esnaf vardı... Macun , kağıt helva gibi şeyler satıyordu.
    "Hoşgeldiniz Şanlıurfa'ya" dedi.
    "Hoşbulduk" dedim.
    "Maşallah , çok gençsiniz... Talebe misiniz muallim mi ?" dedi.
    "Öğretmenim bey amca." dedim.
    Hangi okulda çalışacağımı sordu.
    "Karakeçi köyü N***C***A*** Orta okulu" dedim.
    Yüzü düşmüştü.
    "O köye daha önce gittin mi ?" diye sordu.
    "Hayır bu ilk gidişim olacak" dedim...
    "O köye gidişin olursa dönüşün olmaz evladım... O köyün bütün yolları yine o köye çıkar.O köyün halkı kafirdir kafir... Gitme o köye , gerekirse bırak mesleğini ama gitme o köye" dedi.
    Eşim huzursuz olmuştu... Onu da alıp odaya çıktım.
    Biraz endişeli gözüküyordu , ona nedenini sordum... Sinirliydi ayağa kalkıp
    "Bak işte duyduğumuz kaçıncı kötü söz... Belli değil mi yeterince ? Ben bu köyde yaşamak , çocuğumu orda dünyaya getirmek istemiyorum." dedi.
    ···
    1. 1.
      +5
      lan hani çocuğu olmuyordu kadının
      ···
    2. 2.
      0
      Aha yine feres here we gooo
      ···
    3. 3.
      +1
      Çocuğumu Dünya 'ya getirmek istemiyorum biraz anlamsız olmadı mı? Çift 'in çocukları olmuyor hikayenin bu kısmına kadar neden hiç bir umut yokken böyle bir şey söyledi?
      ···
    4. 4.
      +1
      Çocuğumu Dünya 'ya getirmek istemiyorum biraz anlamsız olmadı mı? Çift 'in çocukları olmuyor hikayenin bu kısmına kadar neden hiç bir umut yokken böyle bir şey söyledi?
      ···
    5. 5.
      0
      Rezzers
      ···
    6. 6.
      0
      asssjaıaıososos
      ···
    7. 7.
      +1
      He panpa bi akıllı sensin köyü basarsak giberler hepimizi giberler
      ···
    8. diğerleri 5
  3. 3.
    +106 -2
    Duyduklarımızın birer kuruntudan ibaret olduğunu söyledim... Halen rahatlamış durmuyordu.
    Daha sonra sarılıp
    "Tamam söz , sadece 1 ay deneyelim eğer ki rahatsız olursak döneriz.. Anlaştık mı ?" dedim.
    istemeye istemeye kabul etmişti... Keşke o zaman henüz oraya hiç gitmeden dediklerini kabul etseydim.
    Kahvaltıdan sonra balıklı gölün yakınındaki otobüs durağına atlayıp Karakeçi köyüne doğru yola çıktık...
    Köyün girişine 5 km kala otobüs durdu... Otobüste bir tek ben ve eşim vardı.
    "Ne oldu" diye şoföre sorduk.
    "Son durak burası , bundan sonrasını yürüyün" dedi.
    Köye daha 5 km yol olduğunu ve bavullarla oraya kadar nasıl gideceğimizi sorduk.
    "Beni ilgilendirmiyor , o köye yolculuk buraya kadar.He eğer bana sorarsanız , girmemeniz sizin için hayırlı olandır." dedi.
    Ben şaşırmıştım , iyiden iyiye bu iş canımı sıkmıştı. Eşim şoföre sinirli bir şekilde bakıyordu , adam rahatsız olmuş olacak ki ;
    "Hadi , Allah sizi korusun... " dedi...
    Biz hiç bir şey demeden otobüsün bizi bırakıp gidişini izliyorduk.
    ···
    1. 1.
      +32 -1
      Köye gidince samme çıkıcak ve threesome yapcaksınız dimi ;)))
      ···
      1. 1.
        +9 -1
        Kardeşim ben koyde davulcuyum bunun samme hikayesini 1 2 gün önce okudum bazen pencerelere bakiyom direk samme aklıma geliyo sen düşün artık
        ···
      2. 2.
        +1
        Linkini atsaniza la hikayenin
        ···
  4. 4.
    +109 -2
    Bavulları ben almıştım , eşimde peşimden beni izliyordu... Sessiz , sakin bir yolda yürüyorduk.
    Bir yandan sohbet ediyorduk...
    "Bu köyde anlaşılan bayağı bi aksiyon yaşayacağız" dedim gülerek.
    "Bu kadar rahat konuşman beni sinir ediyor" dedi.
    Üstüne çok varmadım , sonuçta eşimin bazı problemleri vardı... Bazen ani tepkiler verebiliyordu.
    Köye aşağı yukarı 1-2 km kala çalılardan bir ses duydum.
    Gülüşme sesleri geliyordu... Füsun korkmuştu.
    "Hadi hızlanalım" dedi...
    "Dur , ne olduğuna bakayım" dedim.
    "Fuat gel buraya , gidip ne yapacaksın" diye çıkıştı ama dinlememiştim.
    Ben çalılara bakarken bu sefer yolun karşı tarafındaki çalılardan da bir hareketlilik geldi ve eşimin başına büyük bir taş gelmişti.
    Füsun'un alnı yarılmıştı , alnı kan içindeydi...
    Ordaki çalılara doğru koşmaya yeltendim ama eşimi yolda yalnız bırakamazdım...
    Kim var ulan orda diye bağırdım... Ses seda yoktu , kaçma sesi dahi gelmemişti ve gülüşmeler devam ediyordu.
    Füsun korkmuştu , elleri ayakları titriyordu.
    Onu bir süre kucağımda ileri bir noktaya taşıdım... Çantadan bir penye çıkarıp alının sardım...
    Daha sonra köyün girişine kadar konuşmadık... Sanırım ikimiz de korkmuştuk...
    (Füsun hanım burada olanlar anlatılırken doktorların gözetiminde ayrı bir odada tutulmuştur.)
    ···
    1. 1.
      +14 -2
      Taş atma olayı doğrudur . Tenha yerlerde tepelerden veya yeşilliklerin içinden taş yağmuruna tutulabilirsiniz . Evet cindir o. Doğrudur .
      ···
      1. 1.
        +16 -1
        Yarram neden komşunun çocuğunu dövmeden önce söylemiyosun. Bilseydim cinin çocuğunu döverdim amk
        ···
    2. 2.
      +2 -1
      Ne alaka amq
      ···
    3. 3.
      0
      Spoiler yedik füsun ölmemiş
      ···
    4. diğerleri 1
  5. 5.
    +85 -5
    KÖYE GiRiŞ VE KÖYDE YAŞANANLAR iLE iLGiLi PARTLARI YARIN ATACAĞIM , ALLAH RAHATLIK VERSiN
    ···
    1. 1.
      +7
      tam zütümüz atmaya başlamıştı be reis , fragman gibi oldu bu gece aq
      neyse allah raadlık versin
      ···
    2. 2.
      +2
      Öģretmen ah öģretmen vah öğretmen
      ···
    3. 3.
      0
      nick-entry helal
      ···
    4. diğerleri 1
  6. 6.
    +116 -1
    Köye girmiştik. Füsun halen kendinde değil gibiydi. Açıkçası az önce yaşanan taş atma olayı beni de bayağı etkilemişti.
    Köye giriş yaptık... Bütün dikkatimi köydeki evlere , sokaklara , meydanlara veriyordum.
    Kalabalık sayılacak bir köy değildi..55-60 tane hane vardı.Bu hanelerin bir kısmı da anlatılan olaylar yüzünden köyden göç etmişti zaten.
    Köy meydanına gittik , daha öğlen olmamıştı...
    "Daha iyi misin" diye Füsun'a sordum...
    Cevap vermiyordu. Etrafa korkarak bakıyordu sadece. Alnından damlayan kan yerdeki karları kırmızı hale getirmişti.
    Köyde küçük bir muhtarlık vardı , köy kahvesinin yanında.
    Zaten o dönemlerde köy kahveleri muhtarın emrinde olur , bir bakıma onun ofisi gibi olurdu.
    Füsun ve ben oturup muhtarın gelmesini bekledik...
    Aradan 1 saat geçmeden de muhtar S*** B*** (Rahmetli muhtar , ismi saklı tutulması istendi) yanımıza gelmişti.
    Güler yüzlü bir şekilde karşılanmıştık... Bize kalacağımız evin köyün en güzel konaklarından birisi olduğunu. Okula bu sene katalitik soba , geniş sıralar gibi şeyler aldıklarını anlatıyordu... Merak edip sordum.
    "Buraya gelirken heralde kötü bir şakaya kurban gittik" diye
    "Hayırdır öğretmen bey ne oldu ?" dedi.
    Eşimin alnını gösterip
    "Farketmediniz mi ? Bu yara köye 3-4 km uzaklıktaki patika yolda oldu... Çalılardan bir yerden taş atıldı." dedim.
    Muhtarın yüzü asılmıştı... "Demeyin yaa" diyerek ayağa kalktı.
    "Hayırdır muhtar bey" diye sordum.
    Füsun'a dönüp
    "Bizi biraz yalnız bırakabilir misiniz" dedi.
    ···
  7. 7.
    +85
    Füsun ayağa kalktı , tam gidecekken
    "Hayır , Füsun hanım burda kalsın.O da burada konuşulacakları duysun istiyorum." dedim.
    Kötü şeylerin anlatılacağını bile bile hasta olan eşimi niye yanıma çağırdım inanın bir fikrim yok.
    "Siz bilirsiniz" dedi muhtar...
    "Bak öğretmen bey , bu köyle ilgili çok hikaye duymuşsunuzdur... Bu köye Karakeçi'li olandan başka kimse gelmez , kimse uğramaz , bizim için de o köyün insanı kafirdir Allah onlara cezalarını veriyor derler" dedi.
    Ben dinliyordum... Füsun'da biraz daha dikkatli dinlemeye başlamıştı...
    "Anlatılanların her ne kadar yalan kısmı varsa , gerçeklik kısmı da vardır... Biz bu köyde 3-4 yıldır çok değişik şeyler çok değişik olaylar yaşadık... Köydeki bütün camileri kapatıp boşalttık. Köyün erkekleri namaz için camiye gidince o şerli şeyler evde yalnız kalan hanımlarımıza çocuklarımıza saldırdı...
    Köy camimiz çok kere yangına kurban gitti... Duvardaki yazılar parçalandı. Köylünün hayvanları telef edildi... Ve daha oncası" dedi...
    Bunlar anlatılırken Füsun koluma girmiş , kolumu farkında olmadan sıkmaya başlamıştı. Korktuğu her halinden belliydi...
    Ben bir şey diyemedim... Köyün muhtarı bunları anlatınca "kuruntu" demek saçma geliyor...
    Önümüze çaylar geldi... "Yok , biz eve geçelim." dedim.
    Konağın anahtarını alıp yola koyulduk.
    ···
    1. 1.
      +1
      Şuku hadi hızlı hızlı at
      ···
  8. 8.
    +106 -2
    Füsun muhtarın anlattıklarından sonra haklı çıktığını hissediyordu... Kendimi onun alnının yarılmasından ben suçlu hissediyordum.Ve daha olacak pek çok şeyin de aslında suçlusu bendim.
    Köyü tam tepeden görecek bir yokuşun sonunda , bahçeli , beyaz renkli , çift katlı bir konak vardı... Yapısıyla tam bir Ege evine benziyordu.
    Füsun evi beğenmişti.Bu bir nebze olsun beni de mutlu etmişti...
    Benden önceki öğretmen bu evden 1 ay önce çıkmıştı ama ev sanki aylardır boş gibiydi... Ortada bir çer çöp yoktu ama yine de ağır bir kokusu vardı. Uzun süre güneş almadığı belliydi.
    Gaz lambalarını , sobayı , kapıları kontrol ettim... Dolaplar temizdi. Kıyafetlerimizi yerleştirdik ve uyumaya başladık.
    Füsun'un yaşadığı olaylar da aslında bu geceyle başlamıştı.
    ···
    1. 1.
      -1
      yaz yaz
      ···
    2. 2.
      0
      Park ettim
      ···
    3. 3.
      0
      Rezegugu
      ···
    4. diğerleri 1
  9. 9.
    +92 -3
    - Birinci Gece Yaşananlar (Geceyi Füsun Hanım anlatıyor)
    Fuat kütüphane gibi bir raf bulmuş kitapları yerleştiriyordu... Ben de temiz çarşafları seriyordum... Yatak odasındaydım.Ona bugüne kadar hiç bahsetmedim ama çalılardaki gülüşme sesleri yatak odamızın baktığı bahçeden de geliyordu. Yatak odamız üst kattaydı ama yine de duyuyordum... Heralde olanların etkisinde kalmışım diye düşünüp fazla üstelememiştim...
    Fuat'ın işi bitip yanıma gelmişti... Zor bir gün geçirmiştik. Yaşadığım hastalık nedeni ile aramızda cinsel bir şeyler uzun zamandır geçmemişti. Yine her zaman olduğu gibi uzun uzun birbirimize baktık ve uyumaya başladık...
    O gece saat 2-3 sularıydı... Evin kapısı çalıyordu.
    Gecenin bu saatinde kim gelmiş olabilir diye düşünüyordum. Fuat'ı uyandırmaya çalıştım , uyanmamıştı.
    Kapı ısrarla çalıyordu.Ben de geceliğimi üstüme giydim , merdivenlerden inmeye başladım.
    Kapıda bir erkek gölgesi vardı. Kaçmıyordu.Elinde bir şey vardı... Yavaş yavaş gölgeye doğru yürüdüm.
    Kapıyı açmadan "Kim o ?" diye sordum.
    "Öğretmen beye hoşgeldiniz hediyesi getirmiştik yenge... " diye bir ses geldi.
    20'li yaşlarda bir çocuğun sesiydi bu... Kapıyı araladım.
    Güler yüzlü bir gençle karşılaştım... Elinde bir vazo benzeri heykeli de andıran bir şey vardı...
    "Köyümüze hoşgeldiniz" dedi.
    "Teşekkür ederiz ama saat çok geç , neden bu saatte verdiniz" dedim.
    "Kusura bakmayın , gaz lambanızı açık unutmuşsunuz.Biz de evdesiniz uyumadınız sandık" dedi..
    O gaz lambasının merdivenlerden inerken kapalı olduğuna yemin edebilirdim...
    ···
    1. 1.
      +1
      Devam et zumqi
      ···
    2. 2.
      0
      Rezrezrez
      ···
  10. 10.
    +90 -1
    Fuat Erdağ anlatmaya devam ediyor ;

    Aslında hafif bir uykum vardır... Çıt sesi duysam uyanırdım çoğu zaman ama o gece ne kapı sesi ne de gülüşme sesi duymuştum...
    Sabah olunca aşağı inip heykeli görünce anladım eve birinin getirdiğini...
    "Füsun , bu nerden geldi" dedim... Olanları anlattı.
    Allah Allah dedim , gecenin üçünde neden bizim evimizi izlesinler ki diye düşünüyordum.
    Fazla üstelemeden devam ettim... Kahvaltı için mutfağa geçtik.
    Karlar eriyince bahçede kahvaltı etmek keyifli olacaktı.
    Füsun'a bir isteği olup olmadığını sordum , köy kahvesine gidip köylü ile tanışacaktım.
    "Fazla geç kalma , uyuyabilirim belki" demişti.
    Merak etmemesini söyleyip yokuşu inmeye başladım... Sokakta kimse görmemiştim yine.
    Penceler kapalı perdeler çekiliydi.
    Heralde yaşam belirtisi olan tek ev bizimkiydi... Ve köyde sadece muhtarı , çay ocağında çalışan çocuğu ve Füsun'un gördüğü hediye bırakan çocuğu görmüştük.
    Köy kahvesine oturduğumda da ortalık yine sakindi.
    Bi çay isteyip beklemeye başladım.
    ···
    1. 1.
      -2
      Öğretmen o saatte uyumumuyoe muydu düzgün salla bari çok açık vermissin burda
      ···
  11. 11.
    +89 -2
    Yine kahveye ilk muhtar geldi...
    Ofisine geçmeden doğruca yanıma gelmişti... Muhtar sıcakkanlı , sevecen , çalışkan bir adamdı.
    "Nasılsın öğretmen bey , rahat uyudun mu gece" dedi.
    "Çok şükür , evimizi aramadık muhtar bey." dedim.
    Geceler biraz daha da serin olur ama alışırsınız dedi.
    Muhtar bir şey söylemek ister ama söyleyemiyor gibiydi... Daha sonra dayanamadı , lafa atıldı
    "Bu köye tayinin çıktığında hiç endişelenmedin mi ?" diye sordu.
    Söylentilere kulak asmadığımı , endişelenmediğimi söyledim.
    "Ama bu taş atma olayı canımı sıktı biraz muhtar" dedim.
    Muhtar biraz sıkılarak ;
    "Bu köyde evlerin pencerelerine , insanlara , hayvanlara sürekli bir yerlerden taş fırlatılır... Kim fırlatır , neden fırlatır kimse bilmez öğretmen bey" dedi...
    "Nasıl yani nasıl oluyor bu" dedim...
    Soruma cevap alamadan ara sokaktan genç bir çocuk koştu...
    "Muhtar , Cemil ağanın evine koş" dedi... Sesi korkmuş ve heyecanlı gibiydi.
    Apar topar kalktık , Cemil denen adamın evine doğru koştuk.
    ···
  12. 12.
    +110 -1
    Cemil ağanın da tıpkı bizimkine benzer sarı bir konağı vardı... Konağın avlusunda paramparça edilmiş bir at yatıyordu. Zavallı hayvan telef olmuştu.
    Adam atının başında ağlıyordu... Ailesi , özellikle çocukları da korkarak yerdeki atın parçalanmış bedenine bakıyordu.
    Cemil ağa ayağa kalktı ve hanımına döndü...
    "Toplayın eşyalarınızı , gidiyoruz bu köyden" dedi... Muhtar'ın yakasına yapıştı ,
    "Sana kaç kere söyledik onlarla mücadele etmek yerine kaçmayı seçtin sen" diye muhtara çıkıştı...
    Ben çok dinlememeye çalışıyordum ama dayanamadım.
    "Neylerle mücadele edecekti Cemil bey?" dedim.
    "Bunlar... " dedi.
    "Bunlar geceleri evlerimize taş atıyorlar , camide namaza gitmemize engel oluyorlar , gece benim atıma binip geziyorlar" dedi...
    Ben adamı daha da dinlerken muhtar koluma girip
    "Gel buraya öğretmen , Cemil ağanın aklı yerinde değil şimdi" dedi.
    ···
  13. 13.
    +90 -2
    Ordan dönerken muhtar sorular sorup onu rahat bırakmayacağımı anladığı için kendine bir meşkale çıkarıp ofise gitti...
    Ben de biraz köy kahvesinde oturduktan sonra karanlığım çökmesine yakın eve gittim... Füsun evi tertemiz etmişti. Yemeklerimizi yiyip konuşmaya başladık.
    Ona köyde bugün yaşananları anlatmamıştım... Endişelenmesini istemiyordum.
    Yemeğimizi yedikten sonra odamıza çekildik , o gün üstümde ayrı bir yorgunluk vardı hemen uykuya daldım.
    ···
    1. 1.
      +2 -1
      Diğer entrydr söylemiştim taş atan cinlerir ama ata binecek kadar ileri gidemezler amk yada giderler mi lan ? Neyse ama taş atıyorsa cindir bu kesin.
      ···
    2. 2.
      0
      Ne olacak başka mk
      ···
    3. 3.
      +7 -1
      Kedidir o kedi
      ···
    4. 4.
      0
      Ulan bizim köyde de ata bilmiyordu bunlar annem hep anlatırdı atı yora yora telef ediyorlar
      ···
    5. 5.
      +2
      olum muhtar muhtarlığa gider en olmadı yazaaneye gider ofis ne amk asdfasfsjsjs
      ···
    6. diğerleri 3
  14. 14.
    +85 -1
    - ikinci Gece Yaşananlar (Füsun Hanım anlatıyor... )

    Fuat biraz yorgun gibiydi , uykuya dalmıştı... Ben de bir sağa bir sola dönüyordum ama bir türlü uyuyamamıştım. Uykumdan kalkıp su içmek için alt kattaki mutfağa indim.
    Dolaptan su doldurdum ve içmeye başladım.
    O sırada evimizin bahçesinden sesler duydum... Zıplama , adım atma sesleri geliyordu.
    Salona gidip gaz lambasını aldım , sonuna kadar açıp bahçeye baktım.
    Bahçede 3 tane kız çocuğu ip atlıyordu... ikisi ipi tutuyor bir tanesi ortada zıplıyordu.Üçünün de saçı aynı şekilde örülmüş , aynı beyaz elbiseyi giymiş ve aynı şekilde somurtarak bakınıyorlardı.
    Beni farketmişlerdi... Geriye doğru adım atmaya başladım... Bir tanesinin eliyle beni çağırdığını hatırlıyorum.
    Korkmuştum yukarı çıkıp yatağa uzandım ve uyumaya çalıştım.
    ···
    1. 1.
      +153 -2
      SURiYELiDiR ONLAR BiZiM BURDA DA VAR KORKMA
      ···
      1. 1.
        +2 -1
        Sırf şukulamak için giriş yaptım aq
        ···
    2. 2.
      +11 -4
      dolaptan su doldurup iciyo ama gaz lambası kullanıyolar elektrık yok. ulan atıyon bari mantıklı at
      ···
      1. 1.
        +27 -1
        1950 diyor huur çocuğu
        ···
    3. 3.
      +3
      Palmiyeyi yazsana amin feryadi bekletiyon o kadar milleti
      ···
    4. diğerleri 1
  15. 15.
    +68 -4
    Füsun Hanımın uykusunda mırıldandığı , Fuat Beyin not aldığı ARAMiCE ve iBRANiCE kelimeleri burada olduğu halde paylaşacağım.
    Okumamanızı tavsiye ederim.
    ···
    1. 1.
      +1
      Panpa bunları okuduktan sonra ne söylemeliyiz?
      ···
    2. 2.
      +21 -1
      Paylasma o zaman amk mali hem okuma diyo hem paylasiyo
      ···
    3. 3.
      0
      paylaşmasan mı acaba panpa arada gözümüz takılabiliyo
      ···
    4. 4.
      0
      Biraz seri ol panpa
      ···
    5. 5.
      0
      Paylaş ben okurum gece
      ···
    6. 6.
      0
      Aramice ne lan
      ···
    7. 7.
      +5
      Paylaşma o zaman ne gavad adamsın aq
      ···
    8. 8.
      0
      Akıt gelsin
      ···
    9. 9.
      +1
      Paylasma madem gibidik. Coluk cocuk var burda okumasın
      ···
    10. 10.
      0
      Geçen hikayendekilerin hepsini okumuştum ama bi tak olmadı o yüzden yine okuycam
      ···
    11. diğerleri 8
  16. 16.
    +79 -3
    - Fuat Bey anlatmaya devam ediyor

    Sabah uyandığımızda Füsun benden önce kalkıp kahvaltıyı hazırlamıştı... Uykusuz duruyordu ve normalde asla bu saatlerde kalkmazdı.
    Geçirdiği rahatsızlıktan sonra uyku düzeni bizim için çok önemliydi.
    "Gece rahat uyudun mu Füsun" dedim.
    "Evet , rahattım." dedi.
    Füsun'un yalan söylediğini gözlerinden anlarım... Dün gece uyuyamamıştı.
    "Bir şey olursa her zaman yanında olduğumu biliyorsun değil mi ?" diye sordum.
    Aslında bu söylediğime şaşırması gerekirdi ama şaşırmamıştı , belli ki korkuyordu.
    "Biliyorum , iyi ki varsın dedi gülerek... "
    Kahvaltımızı ettikten sonra o günü eşimle evde geçirmek istiyordum...
    Köy bakkalına inip biraz çikolata , şekerleme , meşrubat falan alacaktım... Günü evde geçirmek istiyorduk.
    Ben kapıdan çıkıp köye doğru inmeye başladım.
    O sırada sağı solu inceliyordum... Bu sefer farklı bir yokuşu kullanmıştım inmek için ve bir çıkmaz sokak gördüm.
    Tabelasında "CiN ÇIKMAZI" yazıyordu...
    Şaşırmıştım , sanıyorum daha önce böyle bir şeyi Bursa Cumalıkızık köyünde görmüştüm.
    ···
    1. 1.
      0
      Evet burda cin cikmazi varrr
      ···
    2. 2.
      0
      Evet burda cin cikmazi varrr
      ···
    3. 3.
      +4
      bende bursalıyım var mı lan harbiden
      ···
    4. 4.
      +3
      Olsa gidecen mi amk sanki
      ···
    5. 5.
      0
      Nerde la o yer ben bilmiyorum 19 yildir bursada yasayan insanim jxjs
      ···
    6. diğerleri 3
  17. 17.
    +86 -1
    Heralde pek çok köyde bu isimde çıkmaz sokak var diye düşünüp bakkala indim... Erkek bir bakkal bekliyordum ama 60'lı yaşlarında zayıf bir teyze bakkalda duruyordu.
    Alışverişi yaptıktan sonra bana dönüp
    "Yeni evli çiftsin , ne güzel mesleğin elinde , kalma bu köyde evladım... Bu köyün insanı gariptir , bu köyün yeri tekin değildir." dedi.
    "Teyzecim herkes öyle diyor ama ben okumuş etmiş adamım , bunların hepsinin mantıklı bi açıklaması vardır elbet" dedim...
    Kadın bir şey demedi , susup gülümsüyordu.
    Eve doğru tekrar yokuş çıkmaya başladım , bu sefer de yine aynı Cin Çıkmazı'nın olduğu bayırı kullanmak istedim.
    Bayırdan çıkarken az önce duvarında Cin Çıkmazı yazan sokakta bir şey yazmadığını farkettim.
    Elimdeki poşetleri yere bırakıp yakınına gittim... Çıkmaz sokak aşırı dar ve uzundu... Ucu gözükmüyordu örülen duvarlardan dolayı.
    Nerde bu tabela diye ararken kar yağışından dolayı yere düştüğünü gördüm.
    Ama bu olayları kafama takmış olmak bile beni geriyordu.
    ···
    1. 1.
      +20 -2
      Beyler allah buyuktur bole seylere bakip da kendinizi darlamayin iyi insan olun iyi düşünun mantikli ve vicdanli bir insan olun gerisi zaten allah tarafindan gelir
      ···
    2. 2.
      0
      Yaz yaz yaz iyi oluyo
      ···
    3. 3.
      0
      Oh be patates yok burda. Nefes alalım amk bi
      ···
    4. diğerleri 1
  18. 18.
    +86 -1
    Eve vardığımda Füsun uyuyordu... Dün geceki uykusuzluğu belli ki bugün çıkıyordu.Ben de ortalığı toparladım. Kitaplığımı düzenledim.
    Okulların açılmasına zaten çok da fazla bir dönem kalmamıştı.
    Füsun'un uykusu kısa sürmüştü... Aslında bu biraz iyi olmuştu , uykusunu alamamıştı bari gece rahat uyuyabilecekti.
    Birlikte karnımızı doyurduk , beraber kartlardan fal baktık , anlayacağınız iyi bi zaman geçirdik...
    Gece uykumuza çekilmeden önce Füsun bana köyde kalıp kalmayacağımızı sordu...
    "Derse girene kadar karar vermemekten yanayım" dedim.
    Peki der gibi başını salladı , gaz lambalarını söndürüp kapıları kitleyip odamıza çıktık ve uyumaya başladık.
    ···
  19. 19.
    +99 -2
    - Üçüncü Gece Yaşananlar (Füsun Hanım anlatıyor... )

    Fuat banyoda sakal traşı oluyordu... Ben de pencere önünde saçlarımı tarıyordum... Aradan 10-15 dakika geçtikten sonra Fuat geldi.
    Yorgunluğu gözünden belliydi ama bu gece uyumasını istemiyordum.Bir önceki gece gördüğüm çocuklar beni hayli korkutmuştu... Ama ona bunu anlatamazdım.
    Fuat uykuya dalmıştı bile... Ve benim için kabus gibi bir gece yine başlamıştı...
    Ortalık sessiz sakin olmasına rağmen , sokaktan insan geçmemesine rağmen her yerden tıkırtı sesleri duyuyordum. Sanki kapımız zorlanıyor gibi hissediyordum ama artık aşağı inmeye gücüm yetmezdi.
    Ben uykuya dalmaya çalışıyordum ama tıkırtı sesleri arttıkça artıyordu... Daha fazla dayanamayıp aşağı inmeye başladım. Merdivenlerden inince bahçede bembeyaz bir at olduğunu farkettim. Hayatımda gördüğüm en güzel hayvandı belkide... Bizim bahçemizde otlanıyordu.
    Öylesine güzeldi ki Fuat'ı uykusundan kaldırıp ona göstermek istiyordum... Açıkçası uzun zamandır hiç bu kadar mutlu olmamıştım.O hayvanı orda görmek ilginç bir şekilde beni mutlu ediyordu ama gecenin karanlığında elimde gaz lambası olmasına rağmen beni farketmemişti.
    Tek bir noktaya odaklanmış , ordan kafasını ayırmıyordu..Ben de onun baktığı noktaya baktım , hiç bir şey yoktu.Ama hayvan sanki ordaki biriyle iletişime geçiyor gibiydi ve aniden şaha kalkıp ormanın derinliklerine doğru koşmaya başladı... Ben de onunla birlikte hemen üst kata koştum... Üst kat ormanı görüyordu.
    Ve sihirli bir şey görmüştüm adeta... O beyaz at bembeyaz ışıkların arasında ormana yürüyordu... Arkasından koşmak istedim ve o sırata Fuat'ın beni tuttuğunu gördüm.
    Pencere açıktı , tek ayağım dışarıdaydı ve belki Fuat 2 saniye daha geç kalsa pencereden aşağı atlamış olacaktım.
    ···
    1. 1.
      0
      Devam reis
      ···
    2. 2.
      +69
      Ulan onceki hikayede koyun koyun diye tutturmustun bundada at parcaladilar yok beyaz at işınlandı. Jurassic parka cevırdınız lan burayı
      ···
    3. 3.
      0
      Helal et
      Guldurdun bin
      ···
    4. diğerleri 1
  20. 20.
    +91 -1
    Fuat Erdağ anlatmaya devam ediyor

    Füsun'a pencere önünde en az 20 kere seslenmiştim ve hiç birinde de ses vermemişti. Sanki hipnotize olmuş gibi dışarıya bakıyordu.
    Sırtı bana dönüktü , yataktan kalkıp yanına doğru yaklaşmaya başladım.
    Bir şeyler mırıldanıyordu... Belki yıllar geçti ama hiç unutmadım söylediği şeyi.
    "Le mehhüme bil lükateyş" arka arkaya bunları mırıldanıyor , ben ona yaklaştıkça sesi daha da artıyordu.
    Ve en son çığlık atarak pencereyi açıp atlamaya yeltendi... Zorlukla tutuyordum. Eşim çok güçlü ya da yapılı birisi değildi ama o an gerçekten çok güçlüydü... Bütün gücümle onu tutmaya çalıştım ve içeri çektim.
    ···
    1. 1.
      +5
      La oglum ne fiseqsiz haa
      ···
    2. 2.
      +1 -1
      Panpa le mehhüme bil lükateyş cümlesinin türkçe karşılıgını biliyonmu
      ···
    3. 3.
      0
      ne demek len o
      ···
    4. 4.
      0
      Aga yazdığın şeylerin anldıbını biliyosan yazsana
      ···
    5. 5.
      0
      Olum valla korkuyom lan
      ···
    6. 6.
      -1
      Okumayın o yabanci kelimeyi.. Her gördüğünüz arapca ibranice kelimeyi okumayin. iş acilir basiniza
      ···
    7. 7.
      0
      Okumayın o yabanci kelimeyi.. Her gördüğünüz arapca ibranice kelimeyi okumayin. iş acilir basiniza
      ···
    8. 8.
      +2
      Yaw soktugumun seylerini bize okutmadan once yukariya yaz carpilacaz
      ···
    9. 9.
      +1
      Yazdığıni okuyor muyuz
      ···
    10. 10.
      0
      Arapcalari okumyin gibi yutarsiniz ben gordum hemen orayk atladim
      ···
    11. 11.
      +2
      Ya amık inaniyonuzmu sggsgsgyqfafcs ama hikaye kurgusu harika tbrk ler knki
      ···
    12. 12.
      0
      Beyler Türkçe bi çevirisi yok amık ben baktım
      ···
    13. 13.
      +9
      Amk evladı arapça olan yeri gördüm okumadan geçiyim dedim. Sonunu ararken bütün hepsini istemsizce okudum. Ozaman senin ben ananı gibiyim
      ···
      1. 1.
        +2
        Ulan arapça yazıları gördüğüm gibi alt+f4 çektim. Mutlumusun aq ?
        ···
      2. 2.
        +1
        Senin durumun benimkinden kötu mu ag suan 3. Elimle yaziyorum. Entry'ni de 32. Gozumle okudum
        ···
      3. 3.
        0
        Senin durumun benimkinden kötu mu ag suan 3. Elimle yaziyorum. Entry'ni de 32. Gozumle okudum
        ···
      4. diğerleri 1
    14. diğerleri 11