lan binler yazıyoruz işte, okumayan gibtirsin gitsin amk yaaaaaaaaaa

Bizde insanız

Beyler hayat çok garip yahu, bakın yasmam sonra bana küfredersinis hhhhhhhhhhhhhhhaaaaaaaaaahaa

şaka lan devam ediyom rez alın

Eve gittiğimde, anam kapıyı açtı. Balkondan babam içeriye geldi,

Babam: Napıyon lan şerefsiz? Nereden geliyordun?
-
Ben: Baba acile gittim yüzümde morluk için, bak bu kremide doktor yazdı.
-
Babam: Meryem'le ne işin var oğlum? Sen niye kendin gitmiyorsun?
-
Ben: Aşağıda işi vardı arkadaşına defter verecekti, benide çağırdı oradan hastaneye gidelim dedi bubaa
-
Babam: Lan pekekent, sen ne zaman Meryem'le bir yere gittin? Oğlum vallahi seni döverim, git kiminle ne tak yiyorsan ye onla bir haltlar yeme. Komşumuz onlar bizim, seni öldürürüm.
-
Ben: Baba Ohaaaaaa be, ne alaka? Vallaha sadece acile gittik onla, Meryem'le başka ne işim olacak? Abartma bir şeyi.
-
Babam: Hadi lan oradan şerefsiz, bir daha görürsem o kızın yanında seni döverim.
-
Annem: Oğlum onlar aile dostumuz.
-
Ben: iyi napayım aile dostumuzsa? Tecavüz mü ettim? Allah allah sizde bir tuhafsınız amk
-
Babam ağzıma yapıştırıp gibtir git lan dedi. Ne dediysem inandıramamıştım, ama zaten onları inandırmak derdim değildi. Esas derdim Meryem'di, kalbim yanıyordu amk resmen. Düşündükce dahada aşık oluyordum kendi kendime.

Mustafa'yı arayıp, neredesin lan? dedim.

Mustafa: Oğlum size geldim, sen yoktun. Asıl sen nerelerdeydin?
-
Ben: Arayamadın mı bin?
-
Mustafa: Kontor yok olum
-
Ben: Neyse kanka gel acilen la, kendimi çok kötü hissediyorum.
-
Mustafa: Ne oldu olum?
-
Ben: Sen gel kanka.
-
Mustafa'yı beklmeye başladım. Bi 10-15 dakka kapı sonra kapı çaldı, Mustafa, bizimkilerle muhabbetleşme faslını geçtikten sonra odaya çektim.

alın beyler bu müzikte güsel

https://www.youtube.com/watch?v=O4irXQhgMqg

EASY BOY AHAHAHAHHAHAAHAHAHHAAHA

Ben: Mustafa olum, ben Meryem'le acile gittim. Yüzümde morluğu göstermeye
-
Mustafa lafımı bölerek; Senin Meryem'le acilde ne işin var lan?
-
Ben: Onu sonra anlatırım kanka, acile gittik işte. Doktora krem falan yazdırdım. Meryem'le bir kafeye geçip bir şeyler içtik, neyse kanka onla mahalleye geldikten sonra kapısına kadar bıraktım. Biraz konuştuk onla kapının önünde, sonra sarılabilir miyim? diye sordum mal gibi. O da görüşürüz diyip hemen kapıyı çarptı gitti.

Olum bir şey olmaz dimi lan?
-
Mustafa: Vay maaaaaaaal ahaaaahahahahah
-
Ben: bin taşşak geçme
-
Mustafa: Sen ne zamandır seviyorsun oğlum Meryem'i, bak bunu hiç bilmiyordum işte.
-
Ben: Birden sevmeye başladım kanka lan
-
Mustafa: Olum kızın ailesi yıllardır komşunuz onlardanda mı çekinmedin hiç?
-
Ben: Banane amk
-
Mustafa: Kız bir şey söylerse, ailesi gelir seni giber.
-
Ben: Farkındayım.
-
Mustafa: Neyse gibtir et kanka, Meryem'i az çok tanıyoruz öyle biri değil. Korkma sen.
-
Ben: Olum sanki çok kötü bir şey yaptım. Hayırdır dıbına ya
-
Mustafa: Irz düşmanı seni
-
Öyle diyince gülmeye başladım. Meryem'in telefon numarası falanda bende yoktu, annesini arayıp Meryem'i vermesini söylücektim ama o da yemedi. Çünkü hiç aramam onları telefonla. Biraz düşündükten sonra aklıma bir şey geldi.

Aklıma gelen fikir dahiceydi beyler, Meryem'gile yemek, tatlı falan vb. gibi şeyler gönderilecekse, hep ben zütürürdüm. Ama annem özel bir yemek falan yapmamıştı. Annemi sütlaç yapması konusunda ısrarcı olmuştum, o yok dedikçe ben diretiyordum. Babama biraz gaz verdim, baba bir sütlaç yemek seninde hakkın bu evde dedim.
-
Babam: Sütlaç diye diye, canımı çektirdin lan'dedi. Babamda annemden rica etti, annemde kırmadı tabi babamı. Sütlaç malzemeleri için beni bakkala yolladılar. Mustafa'yla bakkala doğru gittik.

Ulan allahın işine bak, babam denen pekekent bana küfür eder birşey yaptıracağı zaman, ama anama rica eder. işte bir am böyle değiştiriyor insaları beyler amk aaaaaaaahahahahahaha, anamda olsa doğruları söylerim, bizde yalan yok!!!

Neyse, Mustafa'yla bakkala girdik, birde kimi görelim. Muzo binini! Ulan içimde zaten tuhaf hisler birikmişken, o yavşağıda görmek daha da tuhaf hissedirdi. Mustafa, senin dıbına koyacaz oğlum şimdi dedi.

Muzo bini harbi korkmuştu beyler, yavşak kapıda olduğumuzdan bir yere kıpardayamıyordu. Ama o'an kafam o kadar doluydu ki Meryem'e karşı, Mustafa'yı tuttum, bırak kanka sonra döveriz bini dedim. Daha önemli işlerimizin olduğunu söyledim. Muzo'ya dönerek gibtir git lan buradan dedim. bin hemen fırladı dükkandan. Bizde alacaklarımızı alıp tekrar eve doğru gittik.

https://www.youtube.com/watch?v=D0gddT_DDzQ

Alın beyler, belki bu şarkıyı seversiniz. Devam ediyorum

Anneme malzemeleri verip, Mustaf'yla balkona çıktık babamın yanına. Babam bulmaca çözerken, bizde aramızda konuşuyoruz Mustafa'yla. Biraz daha lak laka ettikten sonra, mutfağa geçtim hemen. Anne bitti mi diye sordum. Bitirmiş ama soğamasını beklememi söyledi, anne ver komuşlarımıza dağıtayım.

Annem: Ne komuşusu oğlum, size göre yaptım.
-
Ben: Ya anne boşver, benim hakkımı ben Dilek teyzeye zütürmek istiyorum.
-
Annem: Hayrola?
-
Ben: Ne hayırı anne ya, onlar bize ne yapsa getiriyor. Ayıp olur şimdi.
-
Annem: Yalana bak, sen ne zaman kendi isteğinle bir yere bir şey zütürdün?
-
Ben: Anne lütfeeen hadii.
-
Annem: Bekle biraz soğusun öyle zütür dedi.
-
Ben: Anne boşver bu sıcak yenir
-
Annem: Lan gerizekalı, elin yanacak şimdi bekle 5 dakka. Ne bu acele?
-
Ben: Ver yanarsa yansın anne.
-
Annem bana tip tip baktı; Lan şerefsiz sırf Meryem için yapıyorsun dimi bu soytarılığı? Babana diyim mi?
-
Ben: Anne alakası yok yeminle, hadi ben zütürüyorum bu tabağı.
-
Annem arkamdan seslendi bırak soğusun desede, aldırış etmedim. Hemen Meryem'lerin zilini çaldım, 3. kata fırladım.

Kapıyı 3. kata çıktığımda tekrar çaldım. Meryem'in küçük kardeşi açtı kapıyı. ismi Emre 5 yaşında var yok.

Emre direk kapıyı açtı: Kimsin sen?
-
Ben: Lan olum kapıyı açmadan önce soracaksın onu heahahahah, annen evde mi?
-
Emre: Yoo
-
Ben: Baban?
-
Emre: Hayyırr
-
Ben: Bir tek sen mi varsın oğlum, ablan nerede?
-
Emre: Ders çalışıyor
-
Ben: Git ablana seslen bi gelsin.
-
Emre: Tamam, diyip kapıyı yüzüme kapattı pünönk.

Kapı sonra tekrardan açıldı, Meryem geldi. Evet beyler filmlerde ki gibi, gecelikle veya bornozla gelmedi amk. Normal eşofman takımıyla çıktı karşıma.
-
Meryem: Kutsal?
-
Ben: Merhabaa.
-
Meryem: Sütlaç bize mi?
-
Ben: Eve.
-
Meryem: Teşekkür ederim.
-
Ben: Rica ederim.
-
Meryem: Bu sıcak ama?
-
Ben: Yeni yaptık.
-
Meryem: (gülümseyerek) Sen mi yaptın?
-
Ben: Bineviiiiiii
-
Meryem: O zaman yenmez bu..
-
Ben: Yenir, yenir.
-
Meryem: Tamam o zaman, sağol.
-
Ben: Meryem, sana bir şey söylemek istiyorum.
-
Meryem: Evet?
-
Ben: Bana kızgın mısın?
-
Meryem: Hayır ne için?
-
Ben: Kapıda söylediklerim için.
-
Meryem: Hayır Kutsal. Sonra konuşsak olur mu? işlerim var.
-
Ben: Tamam.
-
Meryem: Yanlış anlama beni, ders çalışmam lazım.
-
Ben: Yok canım yanlış anlamam, görüşürüz.
-
Meryem: Görüşürüz.

Sabaha kadar yazacam beyler, rezzzzzzzzzzzz

Meryem bana çok soğuk davranmıştı. Biraz üzülmüştüm, normalde hiç gibimde olmazdı ama aşık olunca en ufak şeyi takıyorsunuz beyler. Eve gittim, Mustafa benimle taşşak geçiyordu amk. Olum kız bence seni kardeşi gibi görüyordur, gibtir et amk diyip duruyordu.

Bende gibeyim kardeşliğimizi, ne kardeşi lan diyip sinirleniyordum.
-
Ben: Kalk lan Mustafa, gidelim.
-
Mustafa: Nereye?
-
Ben: Kalk şu Muzo binini yakalayıp gibelim.
-
Mustafa: Ya olum bakkalda niye dövmedin, şimdi aklına esiyor?
-
Ben: Lan kalk gidek bin haketti zaten.
-
Mustafa: iyi dıbına koyim hadi gidek.
-

Mustafa'yla dışarı çıktık, mahalleyi turluyoruz. Parka falan heryere bakıyoruz, ama Muzo bini hiç biryerde yok. Neredeyse 2 saat boyunca gezdik mahallede ama yoktu. Ardından Mustafa'yla kapının önünde oturup yine keko gibi çekirdek çitletiyorduk.

Geldim beyler

Neyse beyler o gün öyle bitti. 3 gün kapının önüne hiç çıkmadım amk, kendimi çok kötü hissediyordum. Dışarıda çıkmadım, eve tıkıldım balkona falanda çıkmadım. Mal mal takılıyorum evde anlayacağınız.

Neyse o gün annem, ben gidiyorum oğlum diye seslendi. Kafayı bilgisayardan kaldırıp,

Nereye anne? diye sordum.
-
Annem: Dileğe gidiyorum.
-
Beyin direk git gel yaptı resmen, bende gitsem mi diye biraz düşündüm.
-
Annemi seslenip durdurdum.
-
Ben: Anne bende geleyim mi?
-
Annem: Senin ne işin var oğlum kadınların arasında?
-
Ben: Canım sıkılıyor anne ya
-
Annem: Boşver oğlum, otur git Mustafa'yı falan çağır.
-
Ben: Yok bende gelecem, karnımda aç. Hepiniz oradaysanız kesin yemek vardır.
-
Annem: Git mutfakta yemek var, git onu ye!
-
Ben: Yok o tak gibi
-
Annem: Şerefsiz nimete tak gibi denir mi? Çarpılacaksın. Ben biliyorum senin niye gelmek istediğini.
-
Ben: Anne Meryem için gitmiyorum, Meryem'i falan da sevmiyorummmm!! Bunu kafana sok allah için!
-
Annem: Bilmiyorum artık, iyi hadi fazla oturmuyacaksın ama.
-
Ben: Tamam Anaaaaaaa
-

Annemle birlikte evden çıkıp Dilek teyzelere doğru yola koyulduk. Yol dediğim 20-30 metre amk.

Zile bastık kapıyı açtılar, annemle yukarı evlerine doğru çıktık. Ben annemin az berisinde duruyorum bilerek. Kapıyı Meryem açtı, anneme hoşgeldin teyzecim diyip sarıldı. Acaba banada sarılır mı diye düşünsemde, tabiki de sarılmadı.

Hatta beni görünce gülen yüzü, düştü amk. Annemin arkasından bende eve girdim. Yine kalabalık amk, kolu komşu, akraba, eş dost yine. Batırık diye bir şey var bilirsiniz belki beyler, ondan yapmışlar. Öhhhhhhhhh hayatımda yediğim en iğrenç şeydi dıbına koyim, biraz yiyim dedim sözde karnım aç diye geldim. Ama bi iki kaşıktan sonra atmadım ağzıma. Halbu ki Dilek teyze beni sever, ama anam durmama müsade etmiyor. Sürekli göndermeye çalışıyor, Meryem'de yanımızda. Tam kalkacakken, Dilek Teyze;

Otur oğlu otur, annene bakma sen.
-
Ben: Yok Dilek teyze ben gideyimm, burası kalabalık zaten.
-
Dilek Teyze: Otur oğlum otur, zaten batırıktan da yemedin. Güzel olmamış mı?
-
Ben: Yok Teyzecim, ben pek sevmiyorum. Normalde yemem zaten.
-
Dilek, anneme seslenerek çocuğu aç bırakma kız diyip gülmeye başladı. Ben sana şimdi tost yaparım, biraz bekle dedi.
-
Ben: Yok Dileek Teyze gerçekten sağool ben gidecem.
-
Dilek: Otur oğlum, 40 yılın başı geliyorsun buraya. Ben sizde yiyorum, utanma. Yabancı mıyız?
-
Ben: Estafrullah.
-
Dilek Teyze: Meryeeeeemmmmmm
-
Meryem: Efendim anne?
-
Dilek Teyze: Kalk çocuğa bir şeyler hazırla dolaptan. Yada Totst yapıver yesin.
-
Ben: Dileeek teyze vallaa sağool ben gidecem.
-
Meryem: Otur Kutsal, ben sana tost yaparım..
-
Annem gözlerini faltaşı gibi açıp bana baktı, adeta pgibolojik baskı altında bir savaş veriyordum. Neyse ki Meryem gel Mutfağa gidelim dedi.

Mutafağa geçtik Meryem'le birlikte. Meryem dolap peynir falan çıkardı. Bana Tost yapmaya başladı, ağzımı açmıyorum o arada yaparken ona arkasından melül melül bakıyorum.

Mutfağın kapısı açık tabi, evde kalabalık olduğundan kimse giblemiyor bu tarafı.
-
Ben: Meryem burada sigara içebilir miyim?
-
Meryem: içebilirsin, ama bir şeyler yedikten sonra iç?
-
Ben: Karnım aç değil benim..
-
Meryem: Niye açım dedin o zaman?
-
Ben: Dilek Teyzecim çok ısrar etti, kıramadım. Hatta bana tost yapma istersen.
-
Meryem: Valla oldu, yiceksin artık.
-
Ben: Olur ama bölüşürsek?
-
Meryem: Hayıır, sana yaptım sadece.
-
Ben: Yiyemem hepsini aç değilim.
-
Meryem: Emre bile senden daha az inatçı, Kutsal. Ye işte amma nazlı çıktın.
-
Meryem tostu çıkartıp, tabağa koydu. Önüme getirdi.

Meryem: Kutsal ben içeriye geçiyorum, istersen gel içerde ye, istersen burada?
-
Ben, yok diyip kolundan tuttum. Gel otur Meryem, niye böyle davranıyorsun?
-
Meryem: Nasıl davranıyorum?
-
Tostu yarıya bölüp, hepsini yiyemem. Sende gel otur ye, yoksa ziyan olur Meryem. dedim. Meryem'i biraz zorlayınca geldi yanıma oturdu, bende ocakta olan çayın altını kapatıp, ikimize doldurdum.

Ben: Meryem, ne güzel yapmışsın tostu.
-
Meryem: Yok be abartma.
-
Ben: Ciddiyim, yeteneklisin.
-
Meryem: Sorma ne yetenek ama.
-
Tıkınıp tostu bitirdikten sonra, Mutfak balkonuna çıktım Meryem'le.