/i/Tespit

  1. 26.
    0
    insan okuycak bunu oç
    ···
  2. 27.
    +1
    Ayrıca uzay gerçekten de zamanın ayrılmaz bir parçasıdır. Evren 4 boyutludur yani uzayzaman biçimindedir. Uzay gerilir ya da büzüşürse zaman da gerilir ya da büzüşür zaten genel görelilik kuramı zaman ve uzayın durağan olmadığını mutlak zaman ya da mutlak durağanlık diye birşey olmadığını bize göstermiştir. Uzay başladığında zaman da başlamış olur. Yani her ikisi de bundan 14 milyar yıl kadar önce Big Bang adı verilen metaforik bir patlamayla başlamıştır. Evren düzdür. Tıpkı bir A4 kağıdı gibi ama kütleçekim etkisiyle uzayzaman yani dört boyutlu evren bükülmeler yaşar. Bu genelde içe doğru soğrulma gibi görünür. Işık hızına ne derece yaklaşırsan zaman senin için o kadar yavaş geçer.Bu konuda ikizler paradoxu dediğimiz olayı çoğu fizikçi örnek gösterir. ikizlerden biri dünyada kalırken astronot olan ikiz dostumuz uzaya çıkar. Uzay roketi ne kadar hızlanır ve ışık hızına ne kadar yaklaşırsa zaman astronot ikiz için o kadar yavaş geçer. Nihayetinde uzaydan gelen ikiz için birkaç yıl geçmişken dünyadaki ikiz belki de çoktan ölmüştür. Zaten ışık hızını düşünmesek bile zaman konusu hep ilgi çekicidir. Çünkü evrende mutlak bir şimdi yoktur. Başka bir gezegenle dünyanın şimdisi farklıdır. içerisine hapsolduğumuz şimdi sürekli geçmişe gitme yolunda ve bizi de geleceğe ulaştırma eylemindedir. Kuantum parçacıkları üzerinde yapılan deneylerde ışık hızına yaklaştırılan parçacıkların kütlelerinin kat kat arttığı gözlemlenmiştir. Bir cismin ışık hızına varması sonsuz kütleye ve sonsuz kütleye karşılık sonsuz enerjiye varması demektir. Çünkü ışık hızına çıkan bir cisim sonsuz kütleye ve sonsuz enerjiye ulaşmış demektir. Ayrıca bu cisim için zaman durmuştur. Tabi ki ışık hızına yaklaşılması durumunda her gözlemcinin zaman ölçümü farklı olacaktır. Işık hızına yaklaşan kişi için olaylar yavaşlamış ve zaman yavaş akmaya başlamışken (çünkü olaylar nedenler ve sonuçlar da zamana bağlıdır) dışarıdan bir gözlemci için o kişide hiçbir fark yoktur normal hareket eden normal bir hıza sahiptir. Ama bunu deneyimleyen kişi için olaylar farklıdır. Deneyimleyen kişinin zaman akışı ve ölçümü farklıyken dış gözlemcininki farklıdır. Diyelim ki ışık hızı geçildi bu durumda ne olur? Aslında genel düşünce ışık hızını geçen kişinin zaman yolcusu olacağı yönündedir. Evet mantıksal olarak düşünürsek de madem biz ışık hızından yavaşken geleceğe yolculuk ediyoruz(yani sürekli içinde hapsolduğumuz şimdiki zaman bizi geleceğe zütürüyor) ışık hızını geçersek geçmişe yolculuk ederiz. Tabi bu durumda yine bizi paradoxlar karşılar. Örnek varmek gerekirse ikizler paradoxu. Geçmişe gittiniz diyelim bu durumda dedenizi öldürürseniz siz hiç varolmamış olacaksınız ama hiç var olmadıysanız dedenizi nasıl öldürdünüz. Dedenizi öldürmeniz bir eylemdir. Bu eylem sizin varlığınıza kanıttır ama dedenizi öldüren sizseniz hiç varolmayan birisiniz demektir. Öldürme işi varolmayan birine ait olamaz. Ve bu paradoxdan çıkılmaz. Bu yüzden Hawking geçmişe yolculuk işinin mantıksız olduğunu savunmuştur. Ayrıca fizikçilerin dediği doğru. Big Bang'den öncesi diye birşeyden bahsedemeyiz. Big Bang ötesi dersek de bunu zaman kavramı ile bağdaştırmadan yapmamız gerekir. Bu ise çok zordur. Evet zaman ve uzay dolayısıyla uzayzaman(evren) Big Bang ile başladı. Peki Big Bang ötesi enerji nereden geldi? Ve ilk neden nedir? işte bu sorular bizi Tanrı'ya zütürür. Allah'a emanet olun.
    Tümünü Göster
    ···
    1. 1.
      0
      Zamanda geçmişe gidip dedeni öldürürsen. Zamanı kırıp ona paralel bir evren yaratırsın. Bu paralel evrende sen hiç doğmamışken bize göre orijin olan evrende bir katil olursun. işte bu 5. Boyutun basit bir ispatıdır. Aslında tüm insanlığın verdiği kararlar, yapılan ve yapılmayan şeyler aralarında dallanır. Fakat şu an içinde bulunduğumuz boyutta tüm dünya tek bir zaman doğrusu üstünde yaşar. Aslında senaryo yazılıdır. Biz sadece bunun farkında olmayan oyuncularız. Dedeni öldürdüğün kısıma gelirsek. 2B kalemle çizilmiş koyu bir doğru düşün ve bu doğrudan dallanan 6H kalemle çizilen nerdeyse görünmeyen çizgiler. Bu baktığın şekil 5 boyutlu ama 4 boyutu yaşanılan bir evren. (zaman yolculuğunu bulduğun anda 4. Boyuta ulaşırsın. Şu an zaman kavrdıbını değiştiremediğimizden ve sadece konusu yani x,y,z eksenlerini değiştiremediğimizden 3. Boyut burası) sen bu koyu çizgi üstünden geriye gidip dedeni öldürdüğün anda o noktada bulunan bir dalı koyulaştırırsın. Ve bu çizgiyi paralel başka bir çizgi çizersin. Bu çizgide deden ölüdür ve sen doğmazsın. Ama orijin çizgide deden ve baban işini layıkıyla yerine getirip seni dünyaya getirmiştir.
      ···
      1. 1.
        0
        Paralel evrenler. Tabi ki insanlara pek mantıklı gelir. Ama bu Occamlı William bunu duysa sanırım bizi usturasıyla keserdi. Çünkü kendisi hem bilim camiasında hem felsefe dünyasında çok saygıdeğer bir görüş ortaya atmıştır. Aynı konu üzerinde birden çok seçeneğin varsa en basitini seç. Bir evrende yaşıyoruz. Evren düşüncesini anlamak için birden çok evren düşüncesi yerine bulunduğumuz evren bize yeter çünkü çok seçenek içinde en basiti tek bir evren üzerinden gözlem yapmaktır.
        Bunun dışında Çoklu evren, paralel evren, mutiverse adına ne dersek diyelim;Hugh Everett'in 1957'de ortaya attığı multiverse teoriye bakacak olursak:
        Alternatif olası kuantum dünyalarının hepsi eşit derecede gerçek olabilir.Ve bunlar birbirine paraleldir.Örneğin çay mı kahve mi içeceğiniz konusunda kararsızlığa düştünüz. Evren bölünür ve bir evrende çay bir evrende kahve içersiniz. Diyelim ki çay içmeye karar verdiniz. Soğuk çay mı yoksa sıcak çay mı? Evren bölünür bir evrende sıcak bir evrende soğuk çay içersiniz. Diyelim ki sıcak çay içmeye karar verdiniz. Ama kaç şeker atacağınız konusunda kararsızsınız.Şekersiz mi 1 şeker mi 2 şeker mi? Bir evrende şekersiz,bir evrende 1 şekerli,bir evrende 2 şekerli içersiniz. Ama bana göre burada Schrödinger'in kedisi iyi bir örnek olur:
        Kedimizi bir kutuya koyarsa ve zehirli gaz dolu bir siyanürü kutuya bırakırsak ve bu siyanürün patlama olasılığı %50'ye %50 olursa kutuyu kapayıp bekleriz ve bir süre sonra kedi ölmüş de olabilir ölmemiş de olabilir. Gözlem yapılmadıkça kedi bir canlı-ölü(karma) kedi durumundadır. Yapılan gözlem kedinin canlı mı ölü mü olduğunu gösterir. Paralel evrenlerin bu konuda yaptığı yoruma göre evren bölünür bir evrende kedi canlıyken bir evrende ölüdür.
        Her şeye rağmen çoklu(paralel) evren kuramcıları da, kuramlarındaki diğer evrenlerin ilkesel olarak bile asla denetlenemeyeceğini kabul etmektedir. Kuantum dalları arasında yolculuk yasaktır. Üstelik sonsuz veya salınan evren modellerinde düzenli bölgeler o kadar devasa uzay ve zaman genişlikleri tarafından ayrılmıştır ki herhangi bir gözlemci çoklu evrenlerin varlığını asla deneysel olarak doğrulayamaz veya yanlışlayamaz.Bu kadar saf bir kuramsal yapının doğanın bir özelliğinin bilimsel anlamda açıklaması olarak kullanıldığı pek nadir görülür. Bu tarz bir görüş gözleme değil inanca dayanmak zorundadır.
        Tümünü Göster
        ···
    2. 2.
      0
      Ayrıca bana kalırsa direk yaratıcı deyip konuyu kapatman bir yanlış. Eski zamanlarda insanların elinde kısıtlı bilgi olmadığından güneşe aya yıldızlara ve bu tarz kafamıza düşmeyen cisimlere ve açıklayamadıkları olaylara tanrı demiştir. Senin yaptığın gibi. (Kötü amaçla söylemiyorum inancına saygılıyım) fakat bilim ve teknoloji ilerledikçe çoğu şeye açıklama gelmiştir. Her şeye değil. Her şeyin öncesine de bir açıklama gelecektir. Belki bu açıklama tüm ispatlarıyla tanrıdır. Belki de kesinlikle tanrının olmadığının kanıtıdır. Demek istediğim şu ki bilinmeyenlik olduğu zaman tanrı cevabı verilmesi bana göre doğru değildir.
      ···
      1. 1.
        0
        Açıklama gelen şey Tanrı'ya engel mi? Hayır nasıl sorusu Tanrı'nın yaratma şeklidir. Neden sorusu Tanrı'dır. Nasıla cevap vererek ancak ve ancak yaratma(varoluş) şekli bulunur. Neyse konumuz bu değil ve son cümlelerimi bilgi verme amaçlı yapmadım zaten. Ben bilinmeyenin bilinmezliğinden yola çıkarak Tanrı'ya varmıyorum. Bilinenin varlığından yola çıkarak Tanrı'ya varıyorum. Teleoloji gibi... Peki paralel evrenler hangi GÖZLEMe dayanıyor.
        Elbette sonsuz bir yaratıcındansa sonsuz evrenler dizisine inanmayı seçmek daha kolay bulunabilir ama bu tarz bir görüş gözleme değil inanca dayanmak zorundadır. -Paul Davies
        ···
    3. 3.
      0
      Belirsizlikleri zaman gösterecek bize. Ama bu biz öldükten önce mi olur sonra mı olur bilinmez
      ···
      1. 1.
        0
        Ne tür belirsizlikler?
        ···
    4. diğerleri 1
  3. 28.
    0
    Senin kafan yanmış
    ···
  4. 29.
    0
    allahın salagı kara delık dıye bısı var, ısık bıle ıcıne gırdımı cıkaamıyo demekkı ısıktan hızlı seyler de var
    ···
    1. 1.
      +1
      Dostum ışıktan hızlısı demesek daha doğru olurdu. O kara deliğin aşırı çekiminden dolayı bir yansımadır. Bu demek oluyor ki ışık kaçamazsa hiçbir şey kaçamaz. Bu tamamen çekim yoğunluğuyla alakalı.
      ···
  5. 30.
    0
    Reserved
    ···
  6. 31.
    +1
    Çıldırmışsın seni çılgın huur
    ···
  7. 32.
    0
    westworld izlemiş galiba
    ···
  8. 33.
    0
    REZERVE
    ···
  9. 34.
    0
    Rizirvirr
    ···
  10. 35.
    0
    Işık hızı geçilebilir pnpa cern deneyi var geçtiler hatta
    ···
  11. 36.
    0
    Filmin konusu güzelmiş pnp matrix var biraz ama dahası nereden
    ···
  12. 37.
    0
    rezerve
    ···
  13. 38.
    0
    Rezerlasyon
    ···
  14. 39.
    0
    beynime kramplar giriyor
    ···
  15. 40.
    0
    Güzel yazmış
    ···
  16. 41.
    0
    Anlamadım ama rez
    ···
  17. 42.
    0
    insan okiyacak krdş
    ···
  18. 43.
    0
    seviye yükseldi am züt meme
    ···
  19. 44.
    0
    Ne diyo bu dıbına uçar döner aparkat attığım
    ···
  20. 45.
    0
    Bilime saygı duyuyorum ancak böyle birşey in olması durumunda din kavramları anlamsız ve geçersiz oluyor. Yani eğer bizim bir tanımız varsa ve biz ona inanıyorsak, bu bilgiler saçma gelebilir.
    ···