1. 151.
    +1
    kadınla ilk tanıştığımız zamanlarda o kadar çok bahsederdim ki hem erkekten hem dişiden. bazı günler bu ikisinden başka bir şey konuşmadığımız bile olurdu. bir keresinde yolun ortasında durup yeter artık diye bağırmıştı. düşünüp hak vermiştim ona sürekli aynı insanlardan bahsetmemin onu sıkabileceğini anlamıştım.

    istanbula geldikten sonra da sıkılabileceğini düşünmemiştim ama. üstelik insanlardan değil. tek bir insandan. kadın değişiyordu bu günlerde. sürekli bize bi şey olmasından korktuğunu söylüyordu. benim çok fazla dikkat çektiğimi ve bunu bilerek yaptığımı. artık onu eskisi gibi sevmediğimi söylüyordu. ben anlamakta zorlanırdım bunları. çünkü ona karşı tutumlarımda en ufak bir değişiklik yoktu. dişinin bana bir arkadaş gibi bağlı olmadığını söylemeye başladığında dehşet verici kavgalar etmeye başladık. ben kadını ne kadar seversem seveyim hayatta dost diyip ailemden sayabileceğim iki kişiden birinin gitmesini bekllemesini anlayamıyordum. kaldı ki babadan görüp beynime kazıdığım sert bir tavrım her zaman vardı. hiç bir sözü esirgemezdim kızdığımda. kalbini kırdığını bilirdim. ama yine de susmazdım. o böyle zamanlarda ağlamakla yetinirdi çoğu zaman. içim parçalanırdı onu öyle gördüğümde ama yine de dişiyi kaybetmeyi göze almadım. bu değerlerimi yok saymak demekti
    ···
  2. 152.
    +1 -1
    bu konuda baskındım ona karşı. bunu söylemeye hakkının olmadığını kabullenmişti sonunda. ama ben mutlu değildim. çünkü kadın zaman geçtikçe eriyor gibiydi. paranoyak düşünceleri de gün geçtikçe artıyordu. onu hiç bir zaman kendi başına bırakmamıştım oysa. ihtiyacının olduğu her an yanındaydım. yürekten gelen güzel sözlerimi esirgemiyordum. sırf o üzülmesin diye okuldaki arkadaşlarımla tanışmıyordum. başka insanlarla vakit geçirmiyordum. bütün zamanımı ona ayırıp yüzünü birazcık güldürebilmek için seferber ediyordum kendimi
    ···
  3. 153.
    +1
    o durmadan başka kadınlarla görüşmek isteyip istemediğimi soruyordu. ben odadan ayrılıp geri döndüğümde elinde telefonumla yakalıyordum onu. elimden hiç bir şey gelmiyordu zaten yapıyor olduklarımdan başka. kadın yok oluyordu ve ben seyretmekten başka bi şey yapamıyordum. okulda arka sıralarda oturup saatlerce düşünürdüm bunu. ne yapacağımı bilemiyordum. bir gün okuldan ayrılırken açılmış olan standlar gördüm. içlerinden biri ilgimi çekti. bir tiyatro topluluğunun standıydı. yaklaşıp bir kaç soru sordum. adamlar çok ilgili davrandılar. ama ben vazgeçip geri döndüm. tam kapıdan çıkmak üzereyken arkamı dönüp koşmaya başladım. bir anda içimdeki kara bulutları dağıtacak şeyin bu olduğuna karar verdim. okuldan sonra biraz eğlenip kafa dağıtacaktım. tek isteğim biraz huzurdu.
    ···
  4. 154.
    +1
    topluluğa kaydımı yaptırıp okuldan ayrıldım. kadın beni rıhtımda bekliyordu. acele acele gittim ona. benden uzakta olmasına tahmmülüm yoktu. sanki azıcık uzaklaşıversem yanından düşüp kalacaktı olduğu yerde. bu yüzden ona ayırdığım vakit okulda olduğum vakitlerin dışında kalan tüm zamanları kapsıyordu. içimde büyük bir mutluluka geldim yanına. onunsa bakışları donuktu. dışarda her buluşuşumuzun ilk anları böyle oluyordu. sanki beni her defasında sıfırdan tanımaya başlıyormuş gibi. gün bittiğinde o yine benim kadınım olduğunu hatırlıyordu. bana saçma sorularını sormadığı ve gecenin onun evinde noktalandığı zamanlarda yüzü yine eskisi gibi gülüyordu. bu anlar benim ciğerlerime oksijenin girdiğinden emin olmamı sağlayan anlardı
    ···
  5. 155.
    0
    o gün de aynı şekilde oldu her şey. ben bi topluluğa katılıdığımı söyleyip onu mutlu edebilmek için birazcık gözlerindeki buzların erimesini beklemiştim. vakit geldiğinde ona bu haberi verdim büyük bir coşkuyla. biraz sonra birbirimize sarılıp evimize gideceğimizin hayalini kurarak. ama hiç bir şey beklediğim gibi olmadı. o bunu kendisinden çaldığım bir vakit olarak görmüştü. yolunda giden günleri özlüyordum. bazen bir yerlere oturup sessiz ve ağlamaklı, keşke bu dıbına kodumun yerine gelmeseydik diye söyleniyordum kendime. içimde bir kişiye bile yetmeyecek enerji kalmıştı ama ben bunu ikimiz için harcıyordum. gerekirse sadece onun için. ama çabalarımın hiç biri onu tatmin etmiyordu. o beni başka kadınlarla hayal etmekten başka bir şeyle ilgilenmiyordu artık
    ···
  6. 156.
    0
    çok yorgundum. ben artık kendi geçmişine sıkı sıkıya bağlı ve tek mutluk kaynağı yine o geçmiş olan biriydim. ve artık beni gözlerim de en az kadınınkiler kadar buzlarla kaplanmıştı. beni neşelendiren tek şey tiyatro topluluğuydu. yıllarca küçük bir yerde bu tür şeylerden yoksun kalmış biri olarak muhteşem işler çıkarıyordum. hocalarımın bana bakarken gözlerinin parladığını görebiliyordum. ben de o dönem yaptığım tek iyi şeye sıkı sıkıya bağlanmıştım. durmadan tiyatro tarihi ve teknik kitaplar okuyordum.

    kadın hayatımı zindana çeviriyordu. konuştuğumuzda ayrılık kelimesini kullanmaktan çekinmiyordu örneğin. her zaman benim sebep olduğum ayrılık senaryoları çizip bunlara gülüyordu. ellerini tuttuğumda geri çekiliyordu.

    bir gün hocalarımın hazırladığı bir oyuna iki kişilik bilet aldım. onu topluluğa ısındırmayı deneyecektim. ve hatta onun da katılmasını sağlayacaktım. hayaller kuruyordum. yeniden eskisi gibi olduğumuz ve sahneden bizi alkışlayan seyircileri selamladığımızı düşlüyordum. evet bunu yapacaktım. ne pahasına olursa olsun onu o oyuna zütürecektim
    ···
  7. 157.
    0
    okuyan var mı arkadaşlar? eğer isterseniz bırakabilirim yazmayı bugünlük?
    ···
  8. 158.
    0
    bırakıyorum ben bu gecelik de bu kadar olsun arkadaşlar. yarın olaydaki her şey çözümlenecek. ben çok etkileniyorum diyen okumasın
    ···
  9. 159.
    0
    https://www.youtube.com/watch?v=iCBZP___1I0

    birazdan devam ediyorum arkadaşlar
    ···
  10. 160.
    0
    bir gün hocalarımın hazırladığı bir oyuna iki kişilik bilet aldım. onu topluluğa ısındırmayı deneyecektim. ve hatta onun da katılmasını sağlayacaktım. hayaller kuruyordum. yeniden eskisi gibi olduğumuz ve sahneden bizi alkışlayan seyircileri selamladığımızı düşlüyordum. evet bunu yapacaktım. ne pahasına olursa olsun onu o oyuna zütürecektim

    hayatımın çöküş dönemini yaşadığım o içinde bulunduğumuz çirkin dönemden kurtuluşumuzun anahtarı olarak görüyordum bunu. vakit kaybetmeden uygulanmaya koyulması gereken zorunlu bir değişiklikti. vakit kaybetmeden aradım kadını. onu görmem gerektiğini söyledim. nedenini sormadı. sadece akşam için sözleştik. ben akşama kadar ne yapacağımı bilmiyordum. böyle zamanlarda yapılacak en iyi şey sokakları arşınlamaktan başka bir şey değildi. ben de öyle yaptım. yorgunlıktan tükenene kadar yürüdüm nereye gittiğimi bilmeden. yüzlerini göremiyordum insanların. sadece buğulu silütlerden ibaretti dünyanın geri kalanı. öyle dalgındım ki arada omuzlarımın çarptığı insanlar sayesinde dönebiliyordum hayata. yarı baygın bir halde saatleri tükettim. içimde tuhaf bir his vardı. genellikle heyecan, sevinçle bütünleşip haz dolu anlar yaşatırdı insana ama bu defa içimde duyduğum heyecan sadece korkuyu işaret ediyordu. saate bakmayı akıl ettiğimde bıluşamaya 15 dakika kaldığını gördüm. yönümü değiştirip buluşacağımız yere doğru yollandım
    ···
  11. 161.
    +1
    geldiğimde kadından iz yoktu. oturup beklemeye başladım. ardı arkasına yakıyordum sigaraları. elime alıp külünü dökmeye çalıştığımda ellerimin titreyişini gördüm. acılı bir gülümse yerleşti dudaklarıma. kendi kendime "ne hallere geldik. nerden nereye?" diyordum. "buraya hiç gelmeyecektik" diyordum. öyle dalmışım ki karşımda dikilen kadını farketmem güç oldu. ayakta durup bana ne olduğunu sordu. sanki yanımdan ayrılıp geldiği deliğe geri dönmek ister bir hali vardı. evimiz benim için son zamanlarda karanlık bir delik gibiydi. mecburi acılarla dolu ve insana manevi azaplar yaşatan küçük karanlık bir delik...

    oturmasını söyledim. oturdu. 2 yıldır kadınım olduğundan bir an bile şüphe duymadığım biriydi o ama şimdi benden uzak kalabilmek için yanıma oturmak istemiyordu. bana baktığında farklı farklı kadınların vücuduma değen dudaklarından kalma izleri gördüğünü düşünürdüm.

    içinde bulunduğumuz an oldukça trajikomikti. çünkü söze nasıl gireceğimi bilememiştim. yabancı birine söylenen ilk sözü kararlaştırmaya benziyordu. bunu yaparken yaşadığımız güçlüğün benzerini yaşıyordum. daha fazla kendimi yormadım çünkü ne yaparsam yapayım bu yabancılık hissinden kurtulamayacağımı biliyordum. doğrudan, dümdüz söze girdim. aldığım iki biletten ve oyundan söz ettim ona. kalkıp gitmek istedi. kolundan yakalayıp yerine oturttum. ve elimde kalan son kozu oynadım. benim için yapmasını söyledim bunu. yüzüme baktı uzun uzun. bu defa gördüğü surette başka kadınların dudakları yoktu. gördüğü şey kasaba yollarında saatlerce günlerce beraber yürüdüğü genç adamı görüyordu. gözlerindeki o anlık ışıltıyı gördüğümde istediğim gibi gelişeceğini anlamıştım olayların.

    başımı hava kaldırıp gökyüzüne baktım. inanmadığım bir tanrıya dua ediyordum.
    ···
  12. 162.
    +3
    yurttan erken çıkıp evlerine gittim. oyunun başlamasına daha bir kaç saat vardı. anahtarım yanımdaydı ama zili çaldım. bana kapıyı açan o olsun diye...

    onu çok ama çok özlüyordum. bedenini değil. bana kapıyı açarken boynuma atlayıp odaya gidene kadar kucağımdan inmediği günleri. kadının öyle günlerini özlüyordum..

    kapı açıldı. kirpikleri ıslaktı. bana bir şey belli etmemek için elinden geleni yapıyordu. bir kaç saniye dikildim kapıda. boynuma dolanan kolların hayaliyle. beklediğim gibi olmadı. daha fazla ısrarcı olmadım hayalimde. eyilip ayakkabılarımı çıkardım. içeri girip masanın yanındaki koltuğa oturdum. evde bizden başka kimse yoktu. gelip yanıma oturdu. oysa ki kucağım boştu.

    konuşmadan bekledik bir süre. içimdeki özlem duygusunun etkiyle onu belinden kavrayıp kucağıma oturttum. isteksizdi çünkü mutsuzdu. kucağımdan ayrılmadı çünkü o da eski günleri özlüyordu. bir süre bu şekilde oturup gözlerimize bir karış mesafeden bakarak konuştuk. kendimi durduramıyordum. içimde ona doğru akan nehirler vardı sanki. tersine akması ya da yolunu şaşırıp başka akarsulara karışması mümkün olmayan. dudaklarını öpmeye başladım. gözlerimden yaşlar geliyordu. onunkilerden de. bir kaç dakika sonra eskiden odamız diye tarif ettiğim odada çıplaktık. o gün o yatakta hayatımın en güçlü, en duygulu, en içten, en tatmin edici ikinci sexini yaşadım. tüm bu olanlar bittiğinde her anlamda boşalmıştık
    ···
  13. 163.
    0
    ben bi sigara içeyim. içim tuhaf oldu amk
    ···
  14. 164.
    0
    bir süre yatakta çıplak yattık. ben sırtımı yatağın baş kısmına dayayıp oturmuştum oysa başını aralanmış bacaklarımın arasına koymuştu. ayakları yataktan taşıyordu. terliydik. vücutlarımızın çarşafta bıraktığı izlere bakıyordum. haftalar aylar sonra ilk kez yeniden birlikte yaptığımız bir şeyden gurur duyuyordum. en son ne zaman söylediğimi düşünüp bir cevap bulamadım. sesim titreye titreye "içimden hiç bir şey kaybetmeden tıpkı ilk günkü gibi seviyorum" dedim ona. başını kaldırıp bana baktı. ağlıyordu. kalçalarının üzerinde doğrulup başını göğsüme koydu. baş döndürücüydü içimdeki huzur. bir müddet daha aynı şekilde kaldık.

    oyun saati yaklaşınca yataktan kalktık. elinden tutup onu duşa zütürdüm. birlikte girdik duşa. önce ben onu yıkadım. saçlarından ayak uçlarına kadar. sonra da o beni. şampuanlı dudaklarını öptüm ardı arkası yoktu bu öpücüklerin. dudakların tadı hiç bu kadar acı ve tatlı olmamıştır heralde diye düşünüp içimden, güldüm. o da güldü. içinden gelerek.
    ···
  15. 165.
    0
    oyunun başlamasına bir kaç dakika kala sahnenin yan tarafındaki çay ocağında oturmuş birbirimizi izliyorduk. az evvel yaşadıklarımızı düşünüp kendi kendime işte oldu. her şey yoluna girecek dedim. uzun süre sonra hayatı flu görmüyordum.

    biz çaylarımızı yudumlarken okuldaki sınıfımdan 3 kız arkadaş geldiler ve ben hiç bir zaman onlarla samimi olmamış olmamama rağmen gereksiz bir yakınlık göstererek boynuma sarıldılar. şaşkına dönmüştüm. kadın bozulduğunu belli etmek istemediği için ağzının kenarıyla selam verdi kızlara. bense o sırada ne yapacağımı bilemiyordum. tek isteğim yanımızdan defolup gitmeleriydi. öyle güçlü istemiştim ki bunu içlerinden biri hissetmiş olmalı. çünkü ben aklımdan geçirdiğim sırada soldaki kız biz gidelim rahatsız ettik diyip arkadaşlarını yanımızdan aldı. sonra da çekip gittiler.

    arkamı döndüm. kadına bakıyordum. bana gelenlerin kim olduğunu söylüyordu. öyle ince bir pamuk ipliğine bağlıydı ki mutluluk bizim için ufacık bir darbe her şeyi alıp zütürebilirdi. kendime gelip durumdan kurtulmak adına sahneye gitmemiz gerektiğini söyledim. elinden tutup sahnenin içine zütürdüm onu. toplulukta yer alan herkes oradaydı. kadının da aramıza katılmasını istediğim için hepsiyle tanıştırmak istiyordum. oyunun başlamasına hala zaman vardı. bunu fırsat olarak görüp tanıştırma işlemine başladım. bir kaç kişiyle tanıştırdıktan sonra toplulukta yer alan kızlardan birine gelmişti sıra. hepsinden farklı bir tonda konuşuyordu bu kız kadınlar. aralarında garip bir diyalog geçti. şimdi tam olarak ne konuştuklarını hatırlamıyorum. bildiğim tek şey benimle ilgili olduğuydu. diğer insanlarla tanıştırmak istediğimde kadın daha fazlasını istemediğini söyledi. anlayışla karşılayıp yerimize oturmayı teklif ettim. hemen kabul etti ve oturduk
    ···
  16. 166.
    0
    muhteşem bir oyun izlemiştik ve buraya gelmeden önce yaşadıklarımız hala tazeydi kafamda. içimde coşku yaratabilecek en temel iki unsurun en iyi performanslarla ortaya koyulduğu bir akşamdı. doğal olarak mutluydum. hocalarımı tebrik edip ayrılacağımızı söyledim. onlar kalmamız için ısrar etmiş olsalar da kadın huzursuzdu ortamda. gitmek istediğini söyleyince şansımı zorlamadım ve sahneden ayrıldık. ben içimde kocaman neşemle etrafa gülücükler saçarak ilerliyordum yolda. bir ıslık tutturdum ve uzunca bir süre devam ettim. kadın sadece susuyordu. ona iyi olup olmadığını sorduğumda hiç beklemediğim bir tepkiyle karşılaştım. oysa ki ben muhteşem bir akşam geçirdiğimizden emindim.
    ···
  17. 167.
    0
    birden dönüp bağırmaya başladı. şöyle söylüyordu: "senin yanında başka bir kızın benimle böyle konuşmasına nasıl izin verirsin". ben hiç bir şey anlamıyordum. ne dediğini anlamadığımı söyledim. ve haksız bir suçlamayla karşılaştığımdan emin olduğum için ben de bağırmaya başladım. bu sert tarafım her zaman çok kırıcı olmuştur. ona neler söylediğimi hatırlamıyorum ama bağırmaktan vazgeçmesine yetecek kadar kırmıştım kalbini.

    ilerleyen saatlerde yaptığımız konuşmalarda tanıştırma sırasında aralarında geçen diyaloğu anlamadığımı söylediğim kızın kendisini küçük düşürmeye çalıştığını ve kızın açıkça bana ilgi duyduğunu söyledi. sadece iki kadının anlayacağı cinsten olan konuşmalardan biriyle karşı karşıya olduğumu anlamam uzun sürmedi. ona defalarca kızın ne amaçla öyle şeyler söylediğini anlayamadığımı ve bu yüzden herhangi bir cevap vermediğimi söylesem de o bu açıklamalarımı kabul etmedi.

    bir kez daha hayatımızı yola koymanın eşiğinden dönmüştük. hem de benim için bir nebze bile önem arz etmeyen aptal bir karı yüzünden.

    başımı bir kez daha havaya kaldırıp gökyüzüne baktım. bu defa hiç inanmadığım o tanrıya küfürler yağdırıyordum
    ···
  18. 168.
    0
    artık onun tiyatro topluluğuna katılma ihtimali yok olmuştu. bu benim için göze alınabilir bir şeydi. nasılsa onu mutlu etmenin başka yollarını da bulurdum. ama kadın sadece bunu değil aynı zamanda benim de artık o topluluğa gitmeyi bırakmamı istiyordu. bunu ilk söylediğinde beynimden vurulmuşa dönmüştüm. hayatımda ilk defa kadından başka bir şeylere böyle tutkuya bağlanmıştım ve o bundan vazgeçmemi istiyordu. buna neden olansa o aptal karıydı.

    bir aptalın hayatımın seyrini böyle değiştirmesine tahammül edemedim ve bunu yapmayacağımı söyledim. sonrasında gelen günler hiç birinizin yaşamak istemeyeceği günlerdendi. uyanıp gözlerimi güne açtığım ilk andan gözlerimi yumup uyumaya çalıştığım ama bir türlü beceremediğim o anlara kadar kavga ediyorduk. ara ara benden ayrılmak istediğini söylüyordu. ben hiç geri adım atmadım. çünkü babadan kadının her zaman erkeğin yanında durması gerektiğini öğrenmiştim. böyle bir hayatı yaşamak istemiyordum. bu yüzden cesurca davranıp hayatımın iki parçasından birinin diğerini yok etmesini kabul etmiyordum. kadın bu konuda ne kadar ciddi olduğumu gördüğünde geri adım atıp ağlamakla yetiniyordu. bu bana korkunç ıstıraplar veriyordu ama onun yanında duruşumun ve kararlılığımın sarsılışını hiç belli etmiyordum
    ···
  19. 169.
    0
    bir sigara molası daha veriyorum arkadaşlar. bugün çok fazla yazıyorum o yüzden çok yoruluyorum. izninizi istiyorum bir süre
    ···
  20. 170.
    0
    okuyan var mı arkadaşlar sayfalar boyu yazıyorum pek de ses yok?
    ···