kardeşim bir kitaptan geçirmiyosan süper bir kurgu ve anlatımın var ama şayet geçiriyorsan kitabı özelden ismini atıver sana zahmet :D

Rezervuar

Tutmaz bu

Malikanenin bahçesinde kuşkulu düşünceler ile süpürmeye başlarken beni irkilten o ses hala kulaklarımda çınlıyordu. Kendi iradem yok olmuş gibiydi. Sadece hiç sorgulamaksızın iş yapıyordum. Tek benden kalan şey kafamdaki düşüncelerdi. Hafızamı kurcalarken, tabi ya nasıl unutabilirdim çocukluk aşkım Matildayı. O eski samimi sohbetlerin neşelendıği sokakta az mı birbirimizi gözledik. Eh işte insan kurtlamıyor bu derin düşüncelerden. Matildayı düşünürken akşam olduğunu fark ettim. Elimdeki süpürge elimden bir anda düşüp malikanenin kapısı açıldı ve ardından yine o ses bu sefer daha güçlü bir şekilde içeri girin diyordu
içeriye yavaş ve kuşkulu bir şekilde girmeye başladım ve o an kapı aniden kapandı. Bir de karşımda ne göreyim...

Kitap gibi devam panpa deam

o ney lan dabbe mi

Rezzzzz

Çok geç olmadan rezzz

Birkaç ay öylece geçti gitti. Bu arada belirli aralıklarda gene insanlar geliyordu buraya. Gelen süpürgeyi alıyor diğeri içeride çalışmaya giriyordu.
Artık buradakien eski süpürgeci olmuştum. Biri daha gelse de şu içeride ne olduğunu ben de görsem. O çığlıkların içeriye girenlerin dışarıya çıkanların hep bir garipliği var. Kan damlaları gene ortada sürüklenerek zütürülen adamdan geriye kalan tek şey. Öğrendiğim gibi soru yok. Merak yok. Sadece işini yapmak

Ve büyük gün gelip çatıyor. Yeni bir garip geliyor buraya. Karşımdakinin konuşmasına fırsat bile vermiyorum. Süpürgeyi tutuşturuveriyorum eline. Hadi gidelim diyorum mariaya.
Acelen ne hırsız. Gel bakalım peşimden. Tıpkı 6 ay önce olduğu gibi. Gene takip ediyorum mariayı.
Dar bir koridor geniş bir sofaya açılıyor. Göz alabildiğine geniş ve sayamadığım kadar oda. Dışardaki kargaşadan içerde eser yok. Ölüm sessizliğini bir kapının açılması bölüyor. Yanımıza gelen adam yaşlı sayılabilir evet ama ben gibi en az 4 kişiyle aynı anda başedebilir kolaylıkla. Hoşgeldin hırsız. Sonunda gelebildin demek. Geç otur şöyle. Yeni görevini anlatmamıza izin ver. Sanki başka bir seçeneğim var gibi

Artık bir işkenceci olacaksın hırsız. Biz burada adalet dağıttığımıza inanıyoruz. Her yerde bizim adamlarımızı bulman mümkündür. Hırsızları, katilleri, tecavüzcüleri. Hepsi için belirlediğimiz bir ceza var. Tıpkı sana olduğu gibi. O adamlar senin infaz meleklerindi hırsız. Şimdi söyle bakalım. Onlardan biri olmak ister misin.

Önrüm boyunca taşımak zorunda olduğum bir iz bırakan insanlardan biri mi olacaktım şimdi. Başka çaremin olmadığı gerçeği gene yüzüne çarpıyor. Ama ben daha önce hiç kimseyi incitmedim. Nasıl bir insana kıyarım.
O sırada içeriye bir adam getiriliyor. Suçu ne diyorlar tecavüzmüş. Saçlarından tutup yüzünü kaldırıyorlar yukarıya. O zaman tanıyorum onu. Bu adam o güzelim kıza tecavüz eden lejoner rütbelisi.
Birden içimde engel olamadığım bir öfke belirdi. Benim hayallerim olamayan kızlar. Annelerinin babalarının biricik kızları. Bu domuzlar yüzünden hayatlarını yitiriyorlar.
Bu adamı ben almak istiyorum babalık. iznin var mıdır

' Benim hayallerimde olamayan kızlar ' harbi fena etkilendim panla acima rutbeliye vucuduna harita ciz benim icin

maleus maleficarvm diyorum sana

Eğer işine kin karıştıracaksan hiç bulaşma hırsız. Biz adalet dağıtıyoruz en azından buna inanıyoruz. Dokunulamaz zannedilen insanların dokunulabilir olduğunu gösteriyoruz herkese. Unutma hursız bir insana dokunabiliyorsan ona zarar da verebilirsin.
Eğer işine kendi şahsi menfaatlerini karıştırırsan bizden biri değil bu adamlardan biri olursun anladın mı.
Anlamasına anladım da ihtiyar sen nereden anlayacaksın ki kin mi yoksa adalet mi benim yaptığım.
Aslında insan vücudu ölü de olsa konuşur hırsız. Bir bıçak yarası kesilmiş bir kol koparılmış bir kafa. Hepsi yapanın ne hissettiğini açıkca söyler. Eğer adalet dağıttığına inanırsan sadece gerekeni yaparsın ama işin içine kendini katarsan gerekenden fazlasını yapman kaçınılmaz olur hırsız. Bizi katillerden ayıran özellik de işte bu

Bu konuşmalar esnasında içimizden biri geldi. Mahkeme hazır efendim. Şaşırıp kalıyorum. Ne mahkemesi bu ihtiyar suçu belli e tabi cezası da. Ne gerekiyorsa yapalım bitsin bu iş.
Kendini öldür hırsız. Adını unuttuğun gibi düşüncelerini de unut. Adalet dağıttığını iddia edip ezbere iş yapmamızı nasıl beklersin bizden. Benimle gel ve şahitliğini yerine getir. Sonra da cellatlığını. Yürü hırsız adalet geç kalırsa cehalete dönüşür.

Bir odaya girdik peşisıra. Her suçun yargılandığı mahkeme farklıydı yani oda. Suç işleyen kişi dik bir şekilde bağlanmış ama ağzı açık. Küfürler savuruyor makamından bahsediyor. Hepiniz öldünüz diyor hepiniz öldünüz.
Tam bir mahkeme gibi suçlunun yanında iki kişi. biri suçluyu saçlarından tutup suratımıza bakmasını sağlıyor. ihtiyar yüzüne bir bir suçlarını sayıyor.
Ve bir şahit olduğunu söylüyor. Odadaki herkes bana bakıyor. O lejonerin bakışları kafamı önüme eğmeme sebep oldu. Ben de anlatıyorum bir bir ne gördüysem.
Hatırlamış olacak ki kahkaha atmaya başlıyor. Şimdiye kadar elime düşen en güzel kadındı. Ve inanır mısın bakireydi. Yalvarırken insanı daha da bir teşvik ediyordu. Boğazını kestiğimde gözlerindeki acıyı görmeliydiniz. Şimdi canınızı seviyorsanız beni bırakın.
Ben de belki yaşamanıza izin verebilirim.
ihtiyar daha fazla konuşmasına fırsat vermedi. Aynı o bakire kızın kanadığı gibi kanayacaksın. Ölürken kendi gözlerini görmene izin vereceğiz. Bakalım o kız kadar güzel bakabilecek misin dedi ve çıktı odadan.

Şimdi odada o lejoner iki şahit ve bir cellat kalmıştık. Cellat bendim. Hadım etmekte kullanılan erkeklik organını tamamen söküp çıkarmayı sağlayan bir alet tutuşturdular elime. Eğer kanama durdurulursa hadım olarak yaşamaya devam ediyorsun. Eğer durdurulmazsa bütün damarların boşalana kadar kanıyor. Acı içinde ölüyorsun.
Şahitlerden birisi lejonerin suçlarını tekrar yüzüne okumaya başladı. Diğeri ise onun için dua ediyor gibiydi. Ben ise artık infazı gerçekleştirmek üzereydim. Aleti lejonerin erkeklik organına yerleştirdim.
Bu dedim adalet için domuz herif. Ama yemin ederim bunu yaparken büyük bir keyif alacağım.
O dev gibi asker ağlıyordu şimdi. Yalvarıyordu. Ne isterseniz yaparım ne olur.
Sözünü bitirmesine imkan vermeden söküp çıkardım erkekliğini. Artık o da kanıyordu. Tıpkı o masumlar gibi. Kendi gözlerini görebilmesi için ayna da getirilmişti odaya.
Çığlıklar bağırışlar eşliğinde bir an aynada kendini gördü zannedersem. Çünkü açılmıştı gözleri.
Ve son sözü döküldü ağzından. O da böyle bakmıştı bana. Ölüm gerçekten de acıtıyormuş.

Devam takipteyim

çok iyi yazıyosun reiz devam et ama olaylar çok hıızlı gelişiyo ve gittim yaptım oldu şeklinde yazıyosun biraz aç hikayeyi betimleme falan yap ne biliyim anladın işte dediğimi