/i/Hikaye

Herkesin bir hikayesi var, ya senin hikayen nedir?
    başlık yok! burası bom boş!
  1. 26.
    +3 -1
    Gözleri bir açtım, amcığa dönmüşüz, saatim hala kolumdaydı kaldırmamla saatin 5 olduğunu gördüm, oturduğum yerden 1 saate ancak Kadıköye geçerdim, sonra (Ortaköy'e ya da Nişantaşı'na geçecektim) (Hangisi olduğunu bir hatırlasam dıbına koyim, şimdilik daha pahalı olsun diye Nişantaşı diyelim) "Ulan Kadıköööy" diye hızlıca aptal saptal bir tişört giyip kuzenden çarptığım o dönem harbi moda olan böyle siyah hafif irice bir kot pantolon vardı onu geçirip evden çıktım. Ama nasıl koşuyorum bizim oradaki metrobüse, adamın birine çarptım. Herif "Ne bu acele kardeş" dedi, Mahallede yaygındır böyle koşana biz de sorarız, abi gibtiğimin metrobüsünü yapmışlar kullanacağım, gibe gibe kadıköye yetişeceğim dedim, adam kaşlarını çattı, sinirlendi ama ses etmedi deli sandı herhalde. Koştum ben de çıkarttım akbili bir bastım, malum ses, "Sana geçiş yok, niye? Çünkü paran yok Ata, paran yok." işte dedim, yolun sonuymuş. O sırada çarptığım dayı arkadan yanaştı turnikeye akbili soktu, "dülüüt" diye öttü akbil. Geç aslanım dedi, yetiş kadıköyüne. Allah razı olsun abi diye bağırırken hayatın ve belki metrobüsün ilk defa o kadar güzel olduğunu gördüm. Her şey daha saçma renkli geliyordu, ailemin ilgisizliği, babamın sallamazlığı ben çıkıyorum dediğimde, "Eyi git, nereye gidiyorsan" demesi. Bunlara rağmen güzeldi beyler hayat, o gün Kadıköy'de indiğimde Rıhtıma hiç böyle hızlı koşmamıştım, saat 18.13'te tam kapılar kapanırken o gün delikanlının birinin kapıları tutan adama "Abi allahını seversen dur, bak kapatırsan şanssız bir adam olacağım bugün gözünü seveyim" dediğini duyan iskeledeki yolcular, delikanlıyı deli sandılar. Şimdi itiraf ediyorum beyler, o delikanlı bendim. 18.15'te vapura güç bela atlayarak binip Beşiktaşa yola çıkan da bendim. Saat 7'de Nişantaş'ında nasıl olacağım diye düşünen de.
    ···
   tümünü göster