/i/Hikaye

Herkesin bir hikayesi var, ya senin hikayen nedir?
  1. 1.
    +42 -5
    Sene 2003...

    Ankara'da arkeoloji doktora birinci sınıf öğrencisiydim. Kız arkadaşım Eda istanbul Üniversitesi arkeoloji doktora programında kadro bulmuş ben ise henüz bulamamıştım. Eda'nın yüksek lisans biter bitmez doktoraya kadro bularak başlaması tamamen başarı ve azmi sayesinde gerçekleşmişti. Ankara Dil-Tarih Coğrafya fakültesine 1996 yılında arkeoloji bölüm öğrencisi olarak başladım. Edayla aynı dönem öğrencileriydik. ikinci sınıfın ortalarında, 1997 yılı nisan ayı ortaları gibi sevgili olup 2002 yılında yüksek lisans tez savunmasının ertesi günü sözlenmiştik. Tez savunmamızı başarıyla tamamladığımızı öğrendikten sonra, ikimizinde hayali olan akademisyenlik için doktora arayışlarına giriştik. Eda, ingilizcesi sayesinde istanbul protohistorya bölümünde kendisine kadro bularak doktoraya başlamıştı. Ben ise hocalarımın biraz torpiliyle zoru zoruna Ankara'da kendi üniversitemde doktoraya başlamıştım. ilk başlarda çok üzülsem de kadro bulamadığıma Eda’nın başarısıyla kendimi teselli etmek zorunda kalmıştım...
    ···
  1. 2.
    +17 -3
    sen ne anlatıyon yannan kafası
    ···
    1. 1.
      0
      Şuraya rez alayım mobildeyim
      ···
      1. 1.
        0
        +1
        ···
    2. 2.
      0
      Rezervasyon
      ···
    3. 3.
      +2 -1
      HELAL ET

      ÇALINTI HiKAYE BEYLER OKUMAYIN huur ÇOCUĞUNU..BEN DE DiYORUM KAZI FALAN BANA TANIDIK GELiYOR..MEĞER huur ÇOCUĞU ÇALMIŞ A BU DA LiNKi



      http://www.incisozluk.com.tr/w/üçgözler-köyü/
      ···
    4. diğerleri 1
  2. 3.
    +9
    1996 yılında ailemden ilk kez ayrılarak üniversite okumak için istanbul'dan Ankara'ya geldiğimde çok zorluklar çekmiştim. Adaptasyon sürecim üniversiteye geç başladığımdan biraz sancılı geçmişti. Geldiğim ilk zamanlarda Ankara'yı büyük bir köy olarak görsem de sonradan çok alışıp sevmiştim. Bunda Eda'nın etkisi çok büyüktür. Lisansa başladığım ilk gün sınıfa girdiğimde, yaklaşık 50 kişinin içinde direk Eda dikkatımı çekmişti. Gözleri iğri iğri, kaşları uçurum, yüzü zambaklar kadar parlaktı. Güldüğünde yüzü, keçi yavrusuna benzer bir görünüş alırdı. Bütün Anadolu'nın gizini taşırdı sanki yüzünde. Eda'dan ilk anda o kadar etkilenmiştim ki zihnim ve zaman algım allak bullak olmuştu. Bu hislerle yeni geldiğim şehirde günlerim hızlıca geçiyor hem şehri tanımaya çalışıyor hem sudan çıkmış balık misali üzerimde ki şoku atıp yeni bir hayatın tadına varmaya çalışıyordum. Bu geçen süre içerisinde Eda aklımdan hiçbir zaman çıkmıyordu. Kalbim sürekli birşeyler yapmam gerektiği düşüncesine beni itse de beynim buna engel oluyordu.
    ···
    1. 1.
      +7
      niye bu kazı hikayeleri 15 yıllık aq hazine mı bitti ülkede...
      ···
  3. 4.
    +6
    Kalbimin beynimi ikna etmesi uzun sürmüştü. Ona açılmaya cesaret ettikten sonra tek bir şansımın olduğunu düşünmüştüm. Çünkü yüzünde diğer kızlarda gördüğüm gibi herhangi bir sıradanlık ve basitlik barındırmıyordu. Tek bir şansım olduğundan doğru anı bekleyip doğru hamleyi yapmak zorundaydım. Bu düşüncelerle zaman geçip gidiyordu. Ona özel bir ilgim olduğunu hissettirmeden bir şekilde kasıtlı olarak yollarımızı kesiştiriyordum. 1 buçuk yılda hiç bir işe yaramamış gibi görünse de 1997 yılının nisan ayında birşeyleri başardığımı anlamıştım. Bir ders çıkışı 6-7 kişilik arkadaş grubu masada oturuken Eda'da gelmişti. iki üç saat içerisinde masadan birer birer eksiliyordu insanlar. Her masa hareketlenişinde Eda'nın hala oturduğunu görmek, beni olunmaz sancılara itiyor ancak aynı zamanda tarifi imkânsız mutluluk düzeyine çıkartıyordu.
    ···
  4. 5.
    +7
    rezerved. beyler şuku atıp destek olalım bayağadır yazan yok.
    ···
  5. 6.
    +2 -2
    çalıntıdır kesin ama neyse :d
    ···
  6. 7.
    +6
    En sonunda masada sadece ikimiz kalmıştık. Öyle sessizce oturup sadece birer Türk kahvesi içmiştik. Ne o kalkıyordu ne ben sadece sessizce oturuyorduk. Böyle böyle ilişkimiz çok yavaş ilerledi. Bu yavaşlık aslında aleyhime görünse de zamanla lehime çevrilmişti. Aramızda o kadar sağlam bir bağ ve samimiyet oluşmuştu ki bahar dönemi bitmeden sevgili olmuştuk. O kadar huzurluyduk ki, ıssız vahalarda büyüyen bin yıllık üzerlik otlarının huzuruna ermişcesine göğe yükselmişti duygularımız...
    ···
  7. 8.
    +6
    Ben Lisans dönemimde Enver Paşa hayranı bir gençtim. Hayatını ilişkilerini mektuplarını yaşadıklarını her kaynaktan tarayarak okumaya ulaşmaya çalışmıştım. Sondaj çalışmamı Arkeoloji değil de Enver paşa üzerine yoğunlaştırdığım için Arkeolojide çokta başarılı değildim. Aslında not olarak başarılı sayılsam da teknik ve ilmi açıdan kendimi oldukça zayıf görüyordum. Eda bana bazen ''Yeşil eriğim Buhara'yımı kurtaracaksın gel de şu toğrağın altına ses ver azıcık, Enver Paşa'n sana ekmek vermezderdi. Bendeekmek vermezse, Hürriyet verir cesaret verir'' derdim. Eda'm haklı çıkmıştı zamanla, Enver bana ne hürriyet ne cesaret ne de ekmek verdi. Kadro başvuruları açıklandığı gün eve gelip odamda bulunan Enver Paşa'nın kubbe-tül sahra'da 1917'de çekilmiş fotoğrafı karşısında ah Enver ah kendin gibi beni de yaktın bir bilinmezlik çukurunda diyerek bir paket sigara içmiştim. Aslında Enver Paşa'mın bu durumda hiçbir kabahatı yoktu. Aileden biraz varlıklı olduğum için ve arkeolojiye para gözüyle bakmadığımdandır bu başarısızlığım diye düşünmekteydim. Ama Eda'm benim gibi değildi emeğin gücüne inanırdı biraz da devrimciydi. Sonraları öğrendim ki Yeşil eriğimden kastı Nazım Hikmetmiş. Ondan bana öyle hitap edermiş. Bende ona Atsız'dan vur gönül mülkü düzelsin sen vuruyorken de öldürüyorken de güzelsin derdim. Düşünce bakımında çok zıt yönlerde de olsak gönül anlamında tam bir bütündük..
    ···
  8. 9.
    +6
    Sene sanırım 2000'di son sınıfa geçmiştik. Ankara'nın kışları her zaman soğuk geçerdi. Ankara'nın bana kazandırdıkları, diploma ve Eda dışında soğuğa karşı vücudumun oluşturduğu olağanüstü bir dirençti (Askerde çok işime yaradı). istanbul’da yaşamamıza rağmen babam aslen Muğlalıydı. Yazları en az 2 ay gider kalırdık köyümüzde. Ege ikliminin verdiği gevşeklik Ankara'ya ilk gittiğim zamanda başıma oldukça bela açmıştı. Çoğu insan normal giyinirken ben en az üç kat giyinirdim. Ama 2000 yılında normalinden daha da sert bir kış geçmişti Ankara'da.. O kadar kuru bir soğuk vardı ki anlatılmaz yaşanır. işte bu soğuk Ankara günlerinden kalan bir anım hayatımın hiçbir zamanında aklımdan çıkmamıştı. 2000 Ankara kışında çok fena bir hastalık geçirmiştim. Evde yalnız başıma kendi kendimi iyileştiremeyince Eda'nın daveti üzerine iyileşmek için onda kalmaya karar vermiştim. O kadar kötü hastaydım ki üç gün hiç kalkmadan yattığımı hatırlıyorum. üçüncü günün sabahında kendimi iyi hissedip uyanmıştım. Sırtımda bir ağırlık vardı. Elimle baktığımda havlu tarzı bir bez parçasıydı. Doğruldum, bir sigara yakıp zihnimi kurcalamaya başladım. Çocukluk yıllarımdan bu bez tanıdık gelmişti. Evet bu bez tanıdıktı annemin beziydi. Annemde ben hastalandığımda sırtıma bez koyardı terleyipte tekrar hasta olmayayım diye. Sigara bittikten sonra içimi müthiş bir huzur kaplamıştı, beni annem gibi korumaya çalışan bir insanın varlığı gerçekten olağanüstüydü. Bu inceliği düşünen birisiyle kesinlikle evlenmeliydim.
    ···
  9. 10.
    +2
    Rezz devam reis
    ···
  10. 11.
    +5
    2000 Haziran’ında lisans öğrenimi bitince birbirimizden ayrılmamak için yüksek Lisansa da aynı okulumuzda eylül ayında başlamıştık. O kadar güzel anılar o kadar güzel günlerimiz olmuştu ki yıllar sonra bile hala aklıma geldikçe mutlu olabiliyorum. içimi mavi bir bulut sonsuzluğu kaplayabiliyor. Yüksek lisans eğitimimizin bitmesine yakın Doktora planları yaparken yine birlikte olma hayalleri kuruyorduk ayrılmayı hiç planlamıyorduk. Ancak istanbul Üniversitesinde kadro ilanı kafalarımızı epey karıştırmıştı..
    ···
  11. 12.
    0
    Rezerve
    ···
  12. 13.
    0
    Rezerve belki okurum
    ···
  13. 14.
    0
    Seri şukuladım devam
    ···
  14. 15.
    +1
    Ohhh sözlükte ne zamandır kaliteli hikaye yoktu sonu gibişe giderse bırakırım yeter artık amk
    ···
  15. 16.
    +2
    REZ-ALET
    ···
  16. 17.
    +1
    feres sandım amk
    ···
  17. 18.
    +1
    Reserve
    ···
  18. 19.
    +1
    Rezerve
    ···
  19. 20.
    +1
    Rezarvuaar
    ···