rakı içmeye zütürdüm, zaten moralim de tak gibi... her şeyimi aldı bu kız benden, yıllar önce kendisini, şimdi de sevdiğim kızı aldı benden...
ben efkar dağıtmak istiyordum, ecem sever öyle ağır yerleri, kendisi eylül gibi rocker değil,
daha ağır takılır...

gittik oturduk, müzeyyan senar çalıyordu, karadır kaşların parçası.
rakı balık demleniyoruz, benim kafa iyi oldu yavaştan, (bir gün yılmaz hocalarla lokaldeyiz kafasına ulaştım anlayacağınız)

ben; seni sevmiştim lan zamanında.
ecem; sevmiş miydin gerçekten?
ben; sevmiştim lan kaltak (onun da kafa iyi)

o zaman şerefe dedi, güldüm, kaltağa tepki vermedi.
ecem; az kaltaklık etmedim... (gülümsedi)
ben; niye lan ne yapmıştım sana neden?
ecem; yıllar oldu alan
ben; an-la-ta-cak-sın kızım...
ecem; gerçeği mi istiyorsun?
ben; cesaretin varsa...
ecem: kendimi savunacak bir şeyim yok, şımarıktım uçarıydım.
ben; yaaaaaniiii (benim gözler kayıyor artık)
ecem; ne güzel sevmiştin lan sen beni, benim şırfıntılığım.
ben; sen nasıl bir şeytansın be ecoo

ayakta zor duruyorum motoru orada bıraktım taksiyle oğuzhan'a döndüm, koltuğumun altına girdi, kapıyı çaldık...

oğuzhan kapıyı açtı boxer'la elinde tuzlu fıstık, yine alkolden elma şekeri gibi muallak...

ecem; bu gerizekalıyla mı kalıyorsun?
ben; eeeeaaahhh be oğuz git üstüne bir şey giyin (ecem'in kafası bana göre daha ayık)
oğuzhan: hacı siz keyfinize bakın...

benim odaya geçtik, yatırdı beni, ayakkabılarımı çorabımı çıkardı... pantolunun düğmesini açtı... kafamı kaldırdım alkolden kaynaklı avanak bir ifade ve gülüşle 'seennn çhook şeytannsııınnn sennn' 'ya alan saçmalama çıkar böyle yatılmaz'
pantolonu da çıkardı, gömleği de çıkardı yatırdı beni...

içeri gitti kahve yapmış getirdi...

Rezzzzzz

ben biraz doğruldum kahvemi içiyorum, derken midem kötü oldu halıya kustum, bildiğin rezillik... ama çok enteresan bir şey oldu, ben sadece annemde gördüm bunu...
ecem o güzeller güzeli kız, bir an iğrenmedi, tamam tamam sen yat dedi halıyı kaldırıp banyoya zütürdü... geldi yastığımı dikleştirdi...

basit gibi duruyor değil mi beyler, ama öyle değil, sizin kusmanızdan bile iğrenmeyecek anneniz hariç kim var diye sorsam bir çoğunuz biraz düşünürsünüz... bazen
basit bir hareket içinde çok anlam taşır...

ecem yatağın yanına oturdu, elini yüzüme attı, ben gideyim dedi.
ayağa kalktı, o arada kolundan tuttum 'kal' dedim.

--spoiler--
telefon çalıyor beyler... geliyorum
--spoiler--

devam et panpa baya bi sardı

kolundan tutup 'gitme' dedim.
ecem; neden?
ben; bu yaraları sen açtın sen kapatacaksın.
oturdu bir şey demedi, kalktım gittim banyo yaptım, dişimi fırçaladım... altıma havluyu sarıp çıktım... yolda oğuzhan'la karşılaştık... 'ooo ciksi hacı' dedi arıza...

tekrar odaya geldim, telefonuyla uğraşıyordu...
yine hayatımı mı karartacaksın... dedim. gülümsedim.
beni gördü, 'sen cidden olmuşsun yaa' dedi... bin bir ifadeyle.

Film yapsan gişe rekoru kırarsın amk

Diğer kız noldu la

o anın teması https://www.youtube.com/watch?v=hT_nvWreIhg

kapıyı kilitledim, ecem'in üstüne doğru adımladım, koltuktan kalktı, 'ben gideyim artık alan'
kafamı hefif sola doğru eğdim, gülümsedim 'gitmek istiyorsun'
kafasını sağa çevirdi, 'şey gitsem' demesine fırsat vermeden belinden tuttum, kendime çektim, kucağıma zıpladı, bacaklarını belime doladım, duvara yasladım, belimdeki ayak parmaklarının ucuyla havluyu çekiştirip düşürdü, ben tamamen çıplaktım, onu da soymaya başladım, nefes alış verişlerimiz hızlanıyordu, öpüşüyorduk, bir kere tokat attım,
'bu ne içindi' dedi nefes nefese?
'adalet' dedim, gülümsedim tekrar öptüm, iç çamaşırlarıyla kalmıştı, telefon çaldı sessize aldım, gittikçe hızlanıyorduk, sütyenini çıkardım, üstüme çıktı, gögüs kaslarımı tırnaklarıyla çizdi, sonra o tokat attı,...
gülümsedim, ne içindi bu dedim.
adalet isteyen kim' dedi, gülümsedi.

altını da çıkardı, belinden tutup altıma aldım, boynunu ısırdım, tırnaklarıyla sırtımı çizdi,
içine girdim, çarşafı sıktı eliyle küçük bir inleme sesi duydum... dakikalarca devam ettik.

beraber olmuştuk, yan yana uzanıyorduk, ben çıkardım sigara yaktım...
tüm o anı oğuzhan'In sesi böldü,

Hacı en iyisini yapmışsın isteyene istediğini vericeksin ki rahat bıraksın. Eylülle de aranı düzeltmişsindir diye tahmin ediyorum ondan sonra

tema https://www.youtube.com/watch?v=MYSVMgRr6pw

oğuzhan kapıyı vurdu?

ben; ne var oğuz?
oğuzhan: eda geldi!
ben; yani?
oğuzhan; yanında eylül de var otomatiğe bastım hacı.

ben hayatımda bu kadar korktuğum bir anı hatırlamıyorum,
ecem; kız seni terk etti neyin paniği bu?
ben; buraya geldiğine göre belli ki pişman, ayrıca senin yüzündendi?
ecem; bu anın üstüne yapma sakın, berbat hissederim...

eylül'Ün sesini duydum...

eylül; alan evde mi?
oğuzhan; bilmem yok heralde. (cevaba bak nöronları arasındaki bağlantı köprülerini gibtiğim salağı)
eylül kapıyı zorladı, 'e kilitli bu' alan aç şunu...

hani herkesin çaresiz kaldığı bir an vardır, yapacak hiçbir şeyim yoktu, sadece sustum,
derken ecem hakkını verdi olayın...

ecem; alan biraz alkollü...
eylül'den ses kesildi 5 10 saniye sonra ağlamaya başladı, 'allah belanızı versin' dedi.
tek kelime edemedim... neredeyse yatağın altına saklanacağım...

eylül çıktı gitti sonra daire kapısı sertçe kapandı.

Rez agaa

hayat işte diyorsun, çünkü zaten hayat istediğin şeylerin istemediğin zamanda olması değil mi? bir kadını istersin, bir arabayı, bir aşkı bir evi, bir iki çocuk mutlu bir aile veyahut sırt çantanı alıp gitmek... hayat hiçbir zaman istediğin an vermez...

hayat huysuz bir baba gibidir, istediğimiz hangi oyuncak varsa o an almaz,
sıkışığım der hayat, ay sonu alırız der hayat, hiç olmadı alabilirim ama yok dendiğinde
bunu anla diye almıyorum der hayat sana...

bir saat kadar sonra ecem de gitti, oğuzhan midesini bozmuş tuvaletten çıkmadı, uyudum, müsabakanın da yorgunluğuyla 13 14 saat deliksiz uyumuşum...

sonraki gün kalktım, her bir kemiğim ağrıyor, hazırlanıp okula gittim, kapıda eylül'ü bekledim... açıklamam gerekiyordu, açıklanacak bir şey yoktu ama en azından ona olan duygularımı teyit etmem gerekiyordu...

bir saat kadar bekledim ve çıktı, yanına doğru tam adımladım, arkasından umut çıktı, eylül'Ün yanına geldi, konuşmaya başladılar, yakın gözküyorlardı yine,
aynı gün nasıl arayı kurdun tekrar diye içimden geçirdim, kıskandım, hakkım yoktu ama kıskandım...

uzaktan baktım, gözlerim doldu, yutkundum...
o an ikinci hayatıma başlama kararı aldım...

ben artık dark side'a geçmiştim, bu hayattan öğrendiğim bir şey varsa, iyi kötü, zeki aptal, güzel çirkin, zengin fakir, herkes ama herkes zaten kendi derdinin peşindedir.
eylül iyileşmek istiyordu, onu güç bela kurtardığım umut'la arayı kurarak kendi derdinde olduğunu kanıtladı, benim yanlışımı yanlışla örttü...

hayat diyorsun geçiyorsun... eylül'Ü seviyordum hala, yumruğumu sıktım ama
hayatın gerçekleri tekrar 'sakin ol genç' deyip yumruğumu çözdü, hatalı olan bendim,
judas iscariot misali ilk taşı ben atmıştım, isa'yı kiss of judas'La yahudilere ben teslim etmiştim... ben bir sadakatsizdim... ben ne senden iyiyim ne senden kötü, ben tam da senin gibiydim, herkes gibiydim.

--spoiler--
bir ufak ara, aralar çok olsa da devamlılık çok olacak oradan kapatacağız bu akşam...
--spoiler--

(bkz: nasıl bin oldum anlatıyorum) havası sezdim biraz ama en az bunun kadar efsane olabilir gibi. Eline kuvvet hocam.

Yalnız bişi dicem ben uni 1 deyim hayatım tak gibi amk millet neler neler yaşıyor da en azından tecrübe kazanıyor ben elimde gitarımla evde kendimw konser veriyorum vay amk.

devam panpa valla çok fena sardı bekliyoz

https://www.youtube.com/watch?v=bpOSxM0rNPM

ecem'e mesaj attım, görüşelim dedim...
motorla onu aldım, döndüm bara getirdim, bizim çocuklar da oradaydı...
tufan ve taha çok şaşırdı ecem'le el ele mekana girince,..

oturduk masaya, sigara üstüne sigara, ben ve ecem'den ses yok, onlar konuşuyor biz dinliyoruz.