/i/Hikaye

Herkesin bir hikayesi var, ya senin hikayen nedir?
    başlık yok! burası bom boş!
  1. 1.
    +13 -1
    Dinlemek isteyen varsa kendini belli etsin beyler seri seri yazarım.
    Hoş burada bile gibleyen olmaz bizi gelin beyler hem dertleşmiş oluruz
    ···
  2. 2.
    +2
    şuraya bi sex hikayesi filan yazsaydım hemen doluşurdunuz lan duygusal panpalarım gelin biz bize yeteriz
    ···
  3. 3.
    +3
    Evet beyler başlıyorum yavaştan
    işçi bir babanın yıllar boyu acı çekmiş bi ananın 2.oğlu 4.çocuğuyum 1 abim 2 ablam var
    Abim sınıf öğretmeni(atandı) 1 ablam biyoloji öğretmeni (atanamadı) 2.ablam Edebiyat öğretmeni(atanamadı, ayriyetten 2.üniversitesi) yani kısacası anlattığım gibi hepsi okudu ve gurur kaynağı ailede. Bizim tüm sülale iyi yerlere gelmiş okumuş insanlarla dolu. Herneyse sıra ben de. Ben ise ilkokul yıllarımda gayet başarılı biriydim ortaokulda biraz bozuldu derslerim neden derseniz eğer çevrenin büyük payı var. Ergenliğe yeni girdiğimiz çağlarda herkesin arkadaş ortdıbına tam anlamıyla yeni atıldığı dönemde çok pasif kaldım çünkü genelde toplumda hiç ciddiye alınmayan biriyim.Ne söylersem söyleyeyim güler geçerler çünkü hep bi yerdeki espriyi yahut komik bir şeyi ben söyler milleti güldürürdüm yani güldürmediğim zaman hemen hemen hiç yoktu ve çevremdekiler bana göre biraz daha ciddi olduğundan fikirlerimi söylediğimde beni hiç giblemezlerdi
    ···
  4. 4.
    +3
    işte bu sebepten dolayı da şimdi biraz çekingen ve asosyal olmamın nedeni tamda budur.
    Kimsenin beni ciddiye almaması ne söylersem ne yaparsam giblenmemek beni asosyalliğe ve içe kapanıklığa teşvik etmişti. Fiziksel özelliklerime gelecek olursam:Siyah saçlı orta boylu dalgalı bir saçım var. Ergenliğin ilk yıllarında beni hiç ciddiye almamalarına birde ergenlikten 1-2 yıl sonra sürekli kızlı erkekli ortamlarda konunun bana gelmesi. Genelde bazı yavşaklar vardır bilirsiniz kızları güldürmek için arkadaşlarının tipiyle dalga filan geçerler ya da maddi durumlarıyla filan. Bizim sınıfta böyle 1-2 tane bin vardı. Sivilcelerin tavan yaptığı dönemde bu dalga konularına çok maruz kaldım.Bir ortamda muhabbet bitince bazı binler bana bakıp kusurlarımla dalga geçerlerdi tipini gibtiklerimde de kusur vardı da işte maksat muhabbet başlatmak ben de bilirdim karşımdakinin kusurlarını ya da mallıklarını ama kalpleri kırılmasın diye anlatmazdım hiç. Çünkü bilen bilir çok taktan bi duygudur dalga konusu olmak
    ···
  5. 5.
    +3
    Her neyse bu taktan günler ve aylar bir şekilde akıp giderken haliyle deslerimi de etkilemişti bu durumlar. Okula gelir gelmez ya uyurdum ya da milleti izlerdim, zaten en arkada oturduğumdan kafamı kaldırmasam da bazıları dışında fark eden bile olmazdı.
    Bazen uyuyup bir daha hiç kalkmamak isterdim . Kafamı sıraya koyduğumdaki o gülüşler, hocaların sesleri kızların o boş muhabbetleri kafamı giberdi. Okula geldiğimde günün hemen bitmesini bekler çoğu zaman müdür yardımcısının yanına gidip hasta olduğumu söyleyip izin alır ve eve giderdim
    ···
  6. 6.
    0
    Beyler canlılık belirtisi verin kendi kendime anlatmiyim amk
    ···
    1. 1.
      0
      vay amk nerdesiniz lan takipte 2-3 kişi vardı anlatıyordum ne güzel
      ···
    2. 2.
      +1
      devam lan devam
      ···
  7. 7.
    +2
    Ta ki o zamana dek 7.sınıfa geldiğimde. Yine o ortamlarda esprileri yapan milleti güldüren neşelendiren biri olmuştum o dalga konusu geçmiş değildi ama geçen seneye göre çok iyiydim ve hiç değilse okul artık benim için kabus olmaktan çıkmıştı.
    Çoğu kişi benimle oturmak ister sınıfın en bin ve ayrı zamanda popüler çocukları bile benim oturur zamanında bana gülen kızlarla dalga geçer kendimce intikam alırdım bu kaşarlardan. sınıftaki kaşarların çoğu yanımdaki binlere bakar bizimkilerde giblemez dalga geçmeye devam ederdik. Yine asosyalliğimin azaldığı bu çağlarda dışarı çıkmaya daha fazla özen gösterdim ve derslerimde yavaş yavaş düzelmeye başlıyordu
    ···
  8. 8.
    +2
    Herneyse bu olumlu gelişmelerden sonra kendimi iyi hissetmeye başlamış özgüvenim artmaya başlamıştı. Beyler görmeniz lazımdı bizim yaptığımız binlikler döndürdüğümüz muhabbetler tüm okulda yayılmıştı ama tüm bu olan iyi gelişmelere rağmen hala utangaçtım.
    işte hergün hocalarla ya da birbirimizle dalga geçe geçe geçiyordu.
    Ve derken 2.Dönem başlamış yarı yıl tatili bitmiş okula gelmiştik sonunda. Sonunda diyorum çünkü artık okulu seviyordum daha doğrusu ortamı sevmeye başlamıştım. 2.Dönemin ilk günü beyler o gün hayatımın aslında en güzel günüydü sonradan anladım. Sınıfa bir kız geldi orta boylu kendi halinde hiç havalı olmayan sarı saçlı bembeyaz yüzlü bir kız bu kız ilk başta ilgimi çekmemesine rağmen sonradan aslında hayatım boyunca unutamayacağım biri olarak kalacaktı tabi ben bilmiyordum...
    ···
  9. 9.
    +2
    Kızın adı:Burçin olsun(gerçek ismini vermedim).Her neyse Burçin'e baktığımda ilk başlarda hiç bir şey hissetmeme rağmen daha sonradan bana çok yakın gelmeye başlamıştı. Öyle sıcak öyle masum bir gülüşü vardı ki aklımdaki tüm düşünceleri siliyordu. Sınıfta çoğu zaman esprileri ben yaptığım için ve daha sonradan atılgan davranmaya başladığım için bana başka bir bakmaya başlamıştı sanki. Utangaçlığımın gitmesinin tek nedeni Burçin'di. Sırf o gülsün diye yapmadığım şebeklikler yapmadığım binlikler yapmadığım espriler kalmamıştı. Burçin'in özelliklerinden bahsedeyim biraz. Diğer kızlar gibi popüler olma meraklısı değil, kendi halinde sınıftaki düzgün kızlarla gezen biriydi. En çok sevdiğim özelliğide diğerleri gibi yapmacık davranmamasıydı. Gel zaman git zaman bir gün bizim çocuklarla dışarı çıktığımz bir günde konu sınıftaki kızlardan açıldı. Biri dedi işte ne züt var şunda filan, biri dedi ben bunu seviyorum filan birbirimize bu konularda pek güvenmesekte herkes sevdiği kızı söyleyecekti neyse herkes söyledi filan gülüştük filan. Ben de ilk defa böyle bir şeyi söylemiştim herkes şaşırmıştı çünkü benim kızlarla pek aram yoktu. Hatta hiç yoktu. Sonrada hepsi bir ağızdan: Zaten hep sana bakıyor gülüyor, okula geldiğinde senin sırana filan bakıyor dediler.
    ···
  10. 10.
    +2
    Bu bizim binlerin söyledikleri doğru değildir.Her zaman yaptıkları gibi dalga geçiyorlardır, diye düşündüm ve söylediğime pişman oldum açıkçası. Al sana bir hayal kırıklığı daha çünkü bizim çocukları tanırdım nerede dalga geçerler nerede doğruyu söyler iyi bilirdim. Keşke bu konuda da doğruyu söyleseler diye içimden geçirdim. Ama biliyordum doğru olmadığını. Ne sanmıştım ki iki espri yaptık güldük eğlendik diye beni mi sevecekti.Bu düşünceler kafamdan bir an olsun çıkmıyordu iyice duygusala bağlamıştım. Herkesin birbirine sevdiğini söylediği günden sonra her şey yine değişmişti. Düşüncelerim ve tavırlarım sürekli değişkenlik gösteriyordu. Burçin'le çok muhabbetimizde yoktu ama sanki yıllardır tanıdığım bir arkadaşım gibi sıcak ve samimi geliyordu.
    ···
  11. 11.
    +1 -1
    Beyler şukulayında üstte gözüksün, Dinliyorsanız devam ederim ben sorun yok
    ···
  12. 12.
    +4
    Bizim erkek tayfasına gelecek olursam eğer, Anlamıyordum ama sürekli değişiyordu binler 1 ders benimle gülenler 2.ders kızların yanına gidip beni çekiştiriyor muhabbet kuruyordu binler. Bu binler benimle gülerek stresini atıp milletle dalga geçerek ego kasıp sonra da kızların yanına gidiyordu. Ve ben yine o eski günlerdeki halime dönmeye başlamıştım. Bir gün iyiydi mutluydum.2.gün yine aynı şeyler oluyordu. En çokta sevdiğim kızın yanında böyle bana laf sokmaya çalışanlara ayar olur yinede susar bir gibim demezdim. Ama şimdi düşünüyorumda keşke o lafları bir bir yedirseydim amk mallarına. Ama şimdi yalan yok bazıları vardı ki hep benim yanımdaydı ne olursa olsun çok az kişiydi taş patlasa 2 kişi anca vardı. Onlarda biraz benim gibiydi her şeye gülüp geçiyor gibi görünselerde içinde kıyametler kopuyordu. Çoğumuz böyleyiz aslında dışa karşı güleriz aslında içimizde çok derdimiz vardır...
    ···
  13. 13.
    +4 -1
    Evet beyler, bu benim içimde yaşadığım dertler ve bir o kadarda içimdeki yeni filizlenen aşk beni yeniden içe kapanıklılık kaosuna sürüklemeye yetiyordu. Ama daha farklı bir şeyler yapmalıydım. Hep utangaç, çekingen ola ola nereye kadar diyip içimde utangaç bini durdurmaya başladım. Neyse bizim atölye dersimiz vardı ve sınıflar ayrılıyordu. Bir gün yine atölye dersindeydik. Burçin'de oradaydı. Hoca yapacağımız maketleri filan gösteriyordu. Herkes pür dikkat izliyordu çünkü bu maketlerden not alacaktık. Sonra bizim binlere filan baktım da teki başka yere bakmıyor. Yani bir tek benim ilgim kaymış bir tek ben sevdiğim kızı biraz daha göreyim diye bakıyordum. Ama öyle mal mal bakmıyordum tabi ya kafamı masaya koyar bakardım ya da başka yere bakar gibi bakardım. Bazen bana baktığını görür kafamı hemen çevirirdim. Ama nedense bana bakarken yüzünde bi tebessüm belirirdi. Bu tebessüm beni Dünya'nın en mutlu insanı yapmaya yeterdi. Ama sonra bizim binlerin söyledikleri aklıma geldi resmen dalga geçmişlerdi ve aklımdan bi an olsun çıkmıyordu. Eve gittim ve aynanın karşısına geçtim boş boş baktım dakikalarca. içimden kendimle kavga ediyordum kendime küfürler saydırıyordum. Neden böylesin? Neden çekimsersin? Neden diğerleri gibi değilsin ? Neden her söyleneni gibine takıyorsun ? Neden hep kaybediyorsun ? Neden?
    Evet daha belki de her şeyin başlangıcıydı küçüktüm ama arkadaşlarım neden benim gibi değildi ?
    Belki de yaşadığım şeyler ergensel triplerdi. Hatta belki de Burçin'de benden hoşlanıyordu.
    Ama hiç inandırıcı gelmiyordu söylediklerim nedense söylediğime ben bile inanmaz hale gelmiştim. Başta dedim ya kimse giblemezdi diye ben bile artık kendi söylediklerimi giblemiyordum...
    ···
  14. 14.
    +3
    Bu zamana kadar anlattıklarım sadece okulda geçen gibten anılardı
    Şimdi ise mahalledeki o güzel anılarımın olduğu bölümü kısaca anlatayım.
    Okuldaki binlerin aksine mahallemdeki çoğu arkadaşlarım benimle iyi geçinir hemen hemen hiç birbirimizi kırmazdık. Her gün mahalle maçları, kendi aramızda turnuvalar, ve o zaman hemen hemen yeni popülerleşmiş bilgisayar oyunları. Her gün internet cafeye gider en fazla 1 saat açtırıp süremiz bitince de gün boyunca parası olanların(genelde süresiz açarlardı) oynadıkları oyunları izlerdik. Sağ olsun cafe'deki abide para vermememize rağmende bizi dışarı çıkın diye bir kere bile demezdi. Ama cafenin sahibi Abi'nin yaşlı bir babası vardı ara sıra gelir otururdu ve bizim 1 masa etrafında 10 kişi toplanmamıza kızar bizi kovardı. Cafe'den çıkıtğımızda da yetimler gibi bakar oturanlara son kez bakıp top oynamaya devam ederdik. Sabahları top oynar, Akşamları saklambaç oynayıp evin yolunu unuturduk. Tabi tüm bu olanlar 1-2-3-4-5-6.sınıfa dek sürdü. Çünkü o eski çocukluk bitmiş artık ergenliğe girmiş ve daha yetişkin gibi davranmamız gerekiyordu. Mahalledeki arkadaşlarımın çoğundan 2 yaş küçük olduğumdan onlar daha erken ergenliğe girdi. Hiç unutmam bir akşam yine saklambaç oynarız diye beklerken arkadaşlarımın oynamak istemediğini söylemesi beni çok üzmüştü. Yani kısacası okul ortamındaki kötü günlerin aksine mahalle ortamındaki günler çok daha keyifliydi.
    ···
  15. 15.
    +2
    Ve yine o gibten günlere dönelim beyler
    7.sınıfın sonları işte mal mal Burçin'e baka baka geçiyor dersler. Bizim muallakler de ergenliği baya ilerletmiş en arkaya geçip kaşar kızlara bakıp 31 çekmeye kadar gitmişlerdi. Son aylar olduğundan bizim bedenci sınıflar arası turnuvalar düzenlemişti. Biz de katılmıştık haliyle zaten toplamda 3 sınıf vardı 7.sınıflardan. işte bildiğimiz klagib turnuva 6.sınıfların galibiyle 7.sınıfların galibi yapacak yenende 8.sınıfların galibiyle final oynayacaktı. Ben yer ayırt etmem her yerde oynardım ama bazı dıbınakoduklarım kendisini kaptan yapardı, herkesi istediği gibi mevkilere koyardı. Bana da defans kaldı. Ama o zamanlar defanslar öyle dursun bir gibim yapmasa da olur denilen dönemdeydik. Yani beyler anlattığım gibi burda da giblenmeyen mevkideydik. Neyse geldi maç günü çattı ama hesap etmediğim bir şey vardı...
    ···
  16. 16.
    +2
    Maddi durumumuzun iyi olmaması nedeniyle maçta oynayacak ayakkabım yoktu. Giydiğim ayakkabılar spor ayakkabısıydı ama millet halı saha ayakkabı giyerken benim başka ayakkabı giymem dalga konusu olacağından bir şeyler yapmalıydım.
    Anneme Babama'da söylemek istemedim çünkü epey borcumuz vardı alamazlarsa üzülürler diye düşündüm kendi içimi yiye yiye bitirdim
    Sonra benim eski ayakkabılara baktım ayakkabılıktan. Ama son aldığım halısaha ayakkabısı sonuna kadar açılmış onu giymem imkansızdı. Ayakkabılığın en alt kısmında duran abimin açık mavi halı saha ayakkabısına gözüm takıldı. Abim okuldaydı ve bari bunu giyeyim dedim. Ayakkabıyı denedim ama nerdeyse 5-6 büyük geldi. 44 numaraydı. Ben ise yakşalık 38 giyiyordum. Neyse yapacak bir şey yok kimse fark etmez dedim o zamanki akıl işte nasıl fark etmesinler amk 44 numara yürürken ayağımdan çıkıyordu. Neyse arkadaşlarla buluştuk maçtan önce orada herkes giyinmiş işte kimi formasını giymiş, kimi yeni aldığı ayakkabısını filan Allah'tan orada fark etmediler ayakkabılarımın büyüklüğünü. Neyse biraz maç hakkında konuştuk. Tabi bizim sınıfın kaptanı benim en bin arkadaşım. Arkadaşım diyorum da bin kız ortamlarında direk beni gömer, hatta beni gömmeye ilk başlayan pekekent buydu. işte bu bin anlattı yeneriz filan gaz veriyor. 1 saat sonra filan okula gittik karşı takım gelmiş. Bizim sınıftaki kızlar tezahürat için çoktan gelmiş banklara oturmuşlardı bile
    ···
  17. 17.
    +2
    Gözlerim Burçin'i aradı. Okulun her tarafına gözümü gezdirdim ama yoktu. Zaten onun kendi halinde olduğunu benim gibi her çağrılan yere gitmediğini biliyordum. Aslında gelmemesi iyi olmuştu çünkü kötü oynarsam beni görmesini istemezdim. Bizim takımla kantinin oraya gittik 10-15 dakika vardı maçın başlamasına. Neyse yine konuşuyoruz bir şeylerden binlerden biri o ayakkabı ne lan öyle dedi(kim dedi hatırlamıyorum bile) içimden hay senin dıbınakoyum huur çocuğu diye saydırıyorumm amk. Diğerleri de atladı hemen kaç numara filan Ananın mı numara huur evladı diyip vuracaktım bir tane işte. Sonra ayağını kaldır bir bakalım filan dediler. Ben de kaldırdım bu gibten olay daha fazla sürmesin diye maç başlayana kadar güldü amk evlatları.
    Neyse maç başladı o moral bozukluğuyla maç gibimde bile değildi. Gelen top forvete yolluyordum işte öyle mal mal geziyordum sahada. Ama kalbim yerinden çıkacak gibiydi çünkü hem o kadar kişi beni izliyordu hemde az önce söyledikleri laflar çok ağrıma gitmişti be beyler. Bizim dıbınakodumun kızlarıda bağırıyor oradan oraya at yapma öyle bre dıbınakoduğum sanane anlamıyon etmiyon oranı buranı açmak için geldin işte maça otur adam gibi izle demi. Yok işte illa bağırıyorlar kaşarların çoğuda bana bağırıyor amk. Bak anlatırken bile küfr ediyorum şu an neyse skoru tam hatırlamıyorum ama yenilmiştik. Bizimkiler birbirine suç atmaya başlıyor sen öyle yaptın sen böyle yaptın. Bana bir tak demediler çünkü gelen topu attım forvete bir hata yapmamıştım. Neyse o tartışmalarda bitti eve geldim. Herkesin morali maçta yenildiğimiz için bozuktu benim ise o söylenen laflar yüzünden moralim bozuktu. Gün boyunca evde oturdum mal gibi o zamanlar hemen hemen yeni aldığımız bilgisayarı bile açasım gelmedi. Çünkü okuldayken eve gidiyimde bilgisayar oyniyim diye beklerdim hep. Ama bugün durum başkaydı kendimi çok kötü hissediyordum.
    ···
  18. 18.
    +3
    takip edenler belli etsin kendini beyler ona göre devam ediyim
    ···
  19. 19.
    +2
    Ertesi gün olmuş yine maçtan muhabbet açılmıştı. Kimi gidip karşı takımı dövek diyo mal mal kimi birbirini suçlamaya devam ediyor kimi de hiç konuşmuyordu bile.
    Ben de dün yaşadığım o taktan olay sonrasında bazı kararlar almıştım. Kimseyle samimi olmayacaktım onlar yanıma gelmezse ben onların yanına gitmeyecektim. Gerçi çoğu zaman onlar benim yanıma gelirdi ama bazı istisnalarda ben giderdim. Herneyse ben deftere bir şeyler karalıyorum ders başlamamış daha yine geldiler neyin var filan soruyorlar. Bir şeyim yok dedim. Yenildik diye mi üzüldün? dedi içlerinden biri.
    Hiç gülesim yoktu o laftan sonra bi kahkaha atıp he ondan üzüldüm dedim ve yine defteri karalamaya devam ettim. Sen iyi oynadın yinede tarzından şeyler söylemeye başladılar ben cevap bile vermiyordum. Yine konu ayakkabıya geldi derken filan Burçin geldi sırf orada konuşmamak için yürüyün derse girmeyek tarzında bir şeyler söyledim ama hiç biri gelmedi. Neyse boş verin kapatın konuyu dedim. Onlarda hiç üstelemeden gittiler. Ders başladıktan yaklaşık 10 dakika sonra Burçin geldi geç kaldığı her halinden belliydi. Çantasının bir bölümü açıktı. Hocadan özür dileyip yerine oturdu. Tüm bu olaylardan sonra Burçin'i görmek o kadar iyi gelmişti ki anlatamam beyler. Tenefüste içimden yürü lan amk git yanına konuş filan desemde cesaret edemedim bir türlü. Ve yine her zamanki gibi ona bakmaya devam ettim usulca.
    ···
  20. 20.
    +3
    Amacım onunla başka şeylerden sohbet edip kafamı dağıtmaktı ama yapamadım.
    Yine müdür yardımcısının yanına gittim. Ama bu sefer izin vermedi.Her gün izin alıyon yeter rapor al o zaman dedi.
    içimden yine saydırıp sınıfa gittim
    Sanki hapisteydim ve gün sayar gibi dakika sayıyordum
    Kimseyle konuşmadan uyuyarak geçirdim tüm zamanı sonra eve gittim
    Evde yemeğimi yiyip limana doğru yola koyuldum tek başına kendimi düşündüm ve Burçin'i düşündüm sanki aramızda kocaman bir duvar vardı o duvarda bendim benim düşüncelerim insanların ön yargıları ve cesaretsizliğim aramıza kocaman bi duvar koymuştu sanırım bu aşkı içimde hep platonik olarak yaşayacak ve okulda karşılaştığımızda bir merhaba bile demeyecek kadar çekimser kalacaktım.
    ···