/i/Devlet

  1. 1.
    +111 -19
    Beyler devlet konularına ilgi duyanlar için ve PKK ilk eyleminden önce nasıl hazırlandı diye merak edenler için biraz uzun sürecek ama okumanızda fayda var en azından bir konu hakkında fikriniz olacak. Değerli fikirlerinizi bekliyorum

    Beyler pkk tarihine ilgi duyuyorum yalnız pkkya değil yani bu şerefsizler nasıl üredi kimin desteği ile. ilgisi olan okusun
    Şimdi bunları okuduğunuzda ortamda böyle bir konu geçerse
    daşaklı birisi olacaksınız. Fakat okumayı sevenler okusun.

    Şimdi bir de okuduklarıma dayanarak yazacağım öyle copy-paste
    yapmayacağım yalnız istisnalar hariç. Yani birinci şahıs konuşmalarını size özetleyecek değilim : )

    Hadi kolay gelsin;

    Suriye’deki PKK militanları aşamalı olarak, Türkiye sınırına
    daha yakın geçici üslere geçiriliyordu.
    Sarı Baran ismiyle tanınan PKK militanı iki adam ile birlikte, 1982 yılının sonlarında, Kuzey Irak'a gönderildi

    Türkiye’nin Hakkari’den Tunceli’ye uzanan
    istedikleri bölgeyi gezmeye ve incelemeye başlamışlar.
    Bir başka ekip de Diyarbakır’dan Şırnak’a uzanan
    bölgeyi araştırmak üzere yollanmıştı.
    Bu iki ekip, bölgenin
    hem insanları hem de fiziksel koşulları hakkında ayrıntılı
    bilgi toplamakla görevlendirilmişti; derlenen bu bilgiler sayesinde
    PKK nihayet savaşını başlatacaktı.

    1978 yılında PKK’ya katılan Baran, “Dağlarda kaldık, bir dağdan diğerine
    hareket ediyorduk,” diye anlatıyor.
    “Amacımız coğrafyayı öğrenmek,
    gerillaların nerelerde saklanabileceğini saptamak, insanların
    mücadeleye [PKK mücadelesine] yaklaşımını kavramak
    ve Türk askerlerin konuşlandığı yerleri keşfetmekti.”
    ···
  2. 2.
    +24
    PKK’nın isimlendirdiği biçimiyle Kuzey Kürdistan’daki
    halkın çoğu, köy ve mezralarda yaşıyordu doğal olarak
    bu yerleşimlerden bazıları ne elektriğe ne de düzgün
    bir yola sahip olan bu yerler, ücra olduğudan dolayı,
    (Baran’ın ekibinin Türk yetkililerden gizlenerek
    yollarına devam etmesini kolaylaştırıyordu.
    Türk askerî mevkileri, PKK militanlarının saklandığı
    dağların kuytularında değil, büyük şehirlere ya da ana
    yollara yakın yerlerdeydi.

    Askeriye herhangi bir ayaklanma haberi aldığındaysa,
    büyük çaplı, tantanalı baskınlar düzenliyor,
    Baran ve adamlarının kaçması zor olmuyordu.
    “Bazı yerlerde tesadüf ettiğimiz insanlar bizi sonradan ihbar
    ediyorlardı, fakat elbette, o zamana kadar civardan ayrılmış
    oluyorduk,” diyor
    Baran. “Öyle bir coğrafyada insanların gizlenmesi çok kolaydı.”

    Gönderilen ekibin esas amacı bilgi toplayıp Kuzey Irak’a sağ salim
    dönmek. Türk askerî biriliklerine yakalanma riskini en aza indirmek için,
    askeriyenin dikkatini çekebilecek hareketlerden
    kaçınmaları kararlaştırılmıştı. Bu, çok zorunlu olmadıkça
    Türk askerlerle çatışmaya girmemenin yanı sıra,
    PKK militanlarının arzularına uyup,
    devlet güçlerine hizmet etmekle suçlanan
    Kürtlere karşı misilleme saldırılarında bulunmaktan
    kaçınmaları anldıbına da geliyordu.
    ···
    1. 1.
      +1
      Rez. Okuyacam inşallah
      ···
      1. 1.
        +1 -1
        panpa okuyup, o güzel fikirlerini paylaş bana yeter şukulamasanda olur vallahi : )
        ···
    2. 2.
      +1
      Böyle yazıyon ama kaynak var mı bilader. Nerden öğrendin bunları
      ···
    3. 3.
      0
      Elbette bir kaç kaynak var ki akşama senin ve bana özelden mesaj atanlar için paylaşacağım
      ···
    4. diğerleri 1
  3. 3.
    +24
    “Silah taşıyorduk... ama kimseyle çarpışmadık,” diye anlatıyor
    Baran. “Amacımız bilgi toplamaktı.” Ekip, sözgelimi, geceyi
    köydeki evlerde geçirmiyor, ya da propaganda için bir köye
    geldiğinde bile, yalnızca köyün çevresinde yaşayan Kürtlere
    yaklaşıyordu. “Böylece, bir sorun çıkması durumunda, oradan
    hemen ayrılmak mümkün oluyordu,” diyor Baran. “Hem,
    komşuların bir eve girdiğinizi görmelerini istemezdiniz, çünkü
    ertesi gün o aile polise ihbar edilebilirdi.”
    Kürt bölgesinde, kaçak insanlar -solcular, Kürt ulusalcılar,
    türlü kamu suçlarından arananlar- için yakalanmamak
    üzere dağa çıkmak sıkça başvurulan bir yoldu; köylüler, çoklukla,
    bu üç adamın da kaçak olduğu kanısına varıyorlardı.
    Baran, köylülerin bazen kendilerine sıcak yaklaştıklarını, hatta
    hangi köylerin devlet yanlısı hangilerinin
    Kürt ulusalcısı olduğu hususunda bilgi vermeye istekli olduklarını aktarıyor,
    fakat PKK’nın planladığı mücadeleyle pek de ilgilenmiyorlardı:

    BU YAZIDA BAYA KAYNAK KULLANDIM VE KAYNAKTAN ALINTILARI ÇOK YAPTIM!
    ···
  4. 4.
    +25 -3
    Ne şehitler verdik,ne savaşlar geçirdik ama yılmadık ve yıkılmayacağız !

    Güzel bir yazı olmuş ve olacak gibi.
    ···
    1. 1.
      0
      inşallah abi hem beğenirsin(iz) hem de güzel fikirlerinizi söylersiniz!
      ···
  5. 5.
    +20 -2
    Arada sırada bu amk Baran ve ekibi merak eden
    insanlarla ya da dağda ki çobanlarla karşılaşıyordu.
    PKK'nın en mantıklı şey bana göre kişiye göre propagandadır.
    Bizzat kendi ağzıyla söyleyen (oç)Baran;
    “Eğer ilgi gösteren biriyle karşılaşırsak Marksizm-Leninizm
    hakkında konuşuyorduk, ama değilse, ulusal mücadeleden
    bahsediyorduk. insanların ilgilendiği buydu. Ya sosyalizm
    hakkında gerçekten bir şey anlayabilecek durumda değillerdi
    ya da islam karşıtlığı olarak gördüklerinden, sosyalizme
    muhaliftiler.”

    Progobandayı dinleyen bazı erkekler, gruba katılmak istiyordu
    fakat diikat çeker diye gruba alınmıyordu.
    Baran şöyle demiş;
    " Hedefimiz bu değildi, Fakat bu insanların Irak’a gidip
    orada PKK’ye katılmaları için gerekli düzenlemeleri yapmayı
    da deniyorduk.”
    Bu durum, özellikle unutulmuş köylerde yaşayan Kürtler
    bilgi alabilmek için ya radyodan ya da ağızdan ağıza yayılan
    duyumlara bağlıydı.
    okur-yazarlık oranı, en düşük seviyedeki Hakkari ilinde % 31,6,
    en yüksek olan Tunceli ilinde de % 60,6’ydı;ki biraz da bu yüzden,
    bu ekibi misafir etmek ne denli tehlikeli olursa olsun,
    Baran ve ekibi olup bitenlerden haberdar olmak için bir şanstı.
    Şöyle diyor (oç)Baran;
    “Kimi zaman, güney Kürdistan’da neler olduğunu soruyorlardı.
    Ne istediğimizi, PKK’nin kazanma şansının ne olduğunu
    soruyorlardı.”
    Baran'a göre,PKK’nın birinci mücadelesinin, yani bölgede
    destek kazanma mücadelesinin kolay olmayacaktı.
    12 Eylül darbesini izleyen insanlar insanları korkutmuştu.
    Fakat kitlesel tutuklamalar, işkence ve tehditelr dolayısıyla
    devlete öfke artmıştı.
    Yine Baran bini şöyle diyor;
    “insanlar hazırdı, silahlı mücadele yönünde bir eğilim
    vardı, fakat başarısız Kürt isyanları dolayısıyla,
    açık bir umutsuzluk içindeydiler. Anladık ki, eğer silahlı mücadeleyi
    başlatırsak ve büyüdüğümüz, güçlendiğimiz imajını
    verirsek, insanların desteğini kazanabiliriz.”

    Aynı yıl Suriye'den gelmiş, Rizgari örgütüne üye,
    kendi grubunun yeniden inşasına ve silahlı mücadele çabasına
    destek bulabilmek için bölgeyi bir uçtan bir uca dolaşıyordu.
    Bu üye bir yıl sonra yakalandı.

    Bu şerefsiz Şeyhmus Özzengin'idi.Ve dediğine göre;
    “Herkes Türkiye dışındaki grupların bir şeyler yapmasını
    bekliyordu; bir şeylerin olacağı yönünde bir beklenti
    mevcuttu, silahlı mücadeleyi kim başlatırsa insanların
    desteğini de onun alacağına inanıyorduk fakat
    kendi grubu dahil hiçbir grubun eyleme geçecek
    konumda olmadığını söylemeliyim"diyor ve
    “Sistematik çalışma yapan bir grup yoktu; [Kürt
    gruplara destek için] bir zemin mevcuttu, ama örgütsel eylem yoktu"
    Tümünü Göster
    ···
  6. 6.
    +15
    Hedefler seçildikten sonra, bir grup militan Türkiye’de son
    hareketler yapıldı.
    Öteki iki birlik gibi, Diyarbakır Cezaevi’ndeki PKK üyelerinin
    intihar protestoları başlattığı tarihlerden ismini alan 21 Mart Şemdinli Birliği’nin
    ikinci askerî komutanı (oç)Baran, “[Saldırıların
    planlandığı] şehirlere gidip etrafı kolaçan edecek, güvenlik
    önlemlerine bakacak, nöbet değişimlerini gözlemleyecek,
    askerlerin nerelerde ve nasıl devriye gezdiğini saptayacaktık,”
    diye anlatıyor. isyancılar bir yandan da, giriş ve çıkış rotaları üzerinde
    çalıştılar, silah depoları hazırladılar ve saklanılacak yerleri tespit
    ettiler. Saldırıdan hemen önce, gruplar kendi hedef
    noktalara bakan dağlarda yeniden bir araya geldi.
    (oç)Baran;
    “Aldığımız istihbarat, devletin herhangi bir şey beklemediği yönündeydi;
    devlet çok güçlü olduğunu varsayıyordu,” diyor.

    Kanlı tarih olan 15 Ağustos't,Şemdinli ve Eruh ekipleri saldırıya geçti.
    4.000 nüfuslu, dağlarla çevrili bir kasaba olan Eruh’a akşam
    7:30 dolayında 30 kadar isyancı girdi. Ekiplerden biri askerî
    kışlaya ateş açtı; bir nöbetçi şehit edildi. Hemen ardından aynı
    ekip, askerlerin karşı-saldırı başlatmasını engellemek üzere
    kışlanın önünde mevzilendi. Bu arada diğer ekip camiyi işgal
    edip hoparlörlerden ilçeye girmiş olduklarını duyurdu. isyancılardan
    bazıları kasabanın ana caddesini tutmuş, burada el ilanları dağıtıyor,
    kahvehanelerin önünde oturan adamlara bunun Kürt kurtuluş
    savaşının başlangıcı olduğunu anlatıyorlardı. ivedi bir karşı-saldırı
    tehdidi bulunmayacağını biliyordu.Çünkü;
    ilçede bekleyen askerler bu tür bir saldırı için hazırlıksızdı,
    dolayısıyla hiçbiri kışlalarından ayrılmamıştı- isyancılar silahların depolandığı
    askerî bir binaya baskın yaptı. Silahlar Devlet Su işleri’ne
    ait bir kamyona yüklendi ve kasaba dışına çıkarıldı.
    ···
  7. 7.
    +14
    PKK nın diğer örgütlerden farkı, halka
    örgütün hem etkin hem de gelişmekte olduğunu anlatmasıydı.
    Örneğin (oç)Baran ve ekibi gittiği her yerde,pkk progobandası
    yaparken muhakkak pkknın kısa değil uzun ömürlü
    bir savaşa hazırlanmakta olduğunu söylüyordu.

    YENi BiR DÖNEM OLAN 1984 YILI
    Pkk hazırdı, araştırma ve yoklama grupları Türkiye'den
    Kuzey Irak'a dönmüştü.
    Halkın ulusalcu hassasiyetlerinin düzeyi hem de
    askeri birliklerin konuşlandığı yerler hakkında bilgi getirilmişti.
    Büyük militan grupları, Türkiye'ye sokuldu ve bu militanlar
    sivil milis gücü oluşturmak için zemin hazırlamaya başladılar.
    PKK, devlet ile işbirlikçi olduğu düşünülen Kürtlere
    saldırılar düzenledi ve grubun bölgede etki bıraktı.
    OÇalan üst düzey militanları, görüşmek üzere Şam'a çağırdı
    Artık emir verilmiş ve ateş serbest durumuna kaanat getirilmişti.
    Son ayrıntılar hakkında görüşmeler yapan şerefsiz örgüt,
    Mivroz adında ki yerini bilmediğim fakat yazılana göre
    Yüksekovanın güneyinde ve Türkiye-Irak sınırında terk edilmiş
    bir Kürt köyünde bir araya geliyordu.
    Örgütte daşaklı olan ÇELiK;
    "Burası Lolan'dan daha güvenli bir yerdi"diye söylüyor.(Lolan neresi bilmiyorum bilen varsa özelden atarsa iyi olur)
    Kürt halkının, Kürtçülüğe gösterdiği ilgi düzeyi ile birlikte
    teröristlerin kırsal alanda ki durumunu denemek maksadıyla,
    eylemler için üç şehir seçildi;

    Bir grup 10-30 arası huur çocuğu barındırıyordu.
    Her biri bir ilden sorumlu olan 3 tane birlik oluşturuldu.
    Belirlenen illerde, eylemin yaplıması kolay olan yerleri saptamak amacıyla
    keşif faaliyetleri yürütmek üzere Türkiye'ye gönderildiler.
    Olabildiğince merkezi yerlere saldırı yaparak halkın dikkatini çekmek istiyorlardı
    Aynı zamanda saldırıdan sonra rahatça kaçabileceği alanları olmalıydı.
    PKK mantık çerçevesinde, sınırda ki bütün hedeflere saldırı olmayacağını
    bildirdi. Biraz garip olabilir fakat cevabı ise zekice.
    -Sınırdaki askeri birlikelr kaçakcılık için kurulmuş olduğu için
    saldırıyı yapanların kaçakcı olduğunu sanıp, gerekli
    dikkati üzerlerine çekemeyebilirlerdi.

    (oç)Baran şöyle diyor;
    “Amacımız bir sürü asker öldürmek değildi gerçekten de sadece
    bu saldırılardan muradımız halkın desteğini kazanmak ve
    bize katılmalarını sağlamaktı. Aynı zamanda, halkın pkk gücüne
    güvenmesini sağlayacak bir saldırı başlatmak istiyorduk.”

    iki tane Şamda ki görüşmeyle alakalı fotoğraf ile
    bir kaç fotoğraf atıp bugünlük bitireyim.
    Yarın akşam gibi devam ederim.

    Okuduğunuz için teşekkür ediyorum fakat sizlerde
    görüşlerinizi yazarsanız çok iyi olur
    Tümünü Göster
    ···
  8. 8.
    +14
    Beyler hayırlı günler. Açıkçası bu kadar ilgili düşünmüyordum yalan yok en fazla 15 kişi falan düşünüyordum .Bugün biraz işlerimin yogunlugundan dolayı aksam 18-19 arası yazacağım ve sonuna kadar getireceğim.
    Her konuyu ele alırsam çok uzun olur ki bende sıkmak istemiyorum. Ramazan da yine devam edeceğim.Şimdi bir çok başlık altında inceleyeceğim. Bunu KESINLIKLE propaganda amacıyla değil ilgi duyan kardeşlerim ile fikir ve bilgi alış-verisi için yapıyorum.
    Akşam yararlandığım kaynakların hepsini sizlere atacağım ki zaten 2 tane kaynar var
    bunları yine akşam yazacağım orada çok detaylı başlıkla ile incelenmiş bir şerefsiz bir örgüt var hemen unutmadan bazı videolar atacağım ki inşallah propaganda amacı demezsiniz, atma derseniz de olur.
    Hayırlı Cumalar
    ···
    1. 1.
      0
      Prohobanda ne la propaganda
      ···
    2. 2.
      0
      Eyvallah düzeltiyorum
      ···
  9. 9.
    +12 -1
    Şamda ki görüşme fotoğrafları(bilmiyorum gerçek mi ama atayım yine)

    - http://imgim.com/pkk-ikinci-kongre.jpg
    - http://imgim.com/pkk-2-kongre.jpg

    1978-1995 arası kullandığı masa örtüsü(bayrak)
    - http://www.imgim.com/800px-pkk_flag_1978svg.png

    Günümüzde huur çocuğu(milisler)
    - http://imgim.com/page_hdp...lis-kavgasi_463792522.jpg

    Şuana kadar okuduysanız teşekkür ederim,
    ···
  10. 10.
    +11
    huur cocuklari!!! Daha bugun beraber ayakli bas uclu yattigim yedigimiz ictigimiz ayri gitmeyen bir arkadasimin sehit haberini aldim!! Koklerini kazimak lazim o daglari da kamplari da hatta bulunduklari evleri de dumduz etmk lazim bu ermeni piclerinin!!
    ···
    1. 1.
      0
      Başın sağolsun kardeşim.

      inan bu şerefsizlere karşı çok büyük bir kinim var. Benim abide polis ve
      anlatıyor olayları. inşallah başlığı yanlış anlamamışsındır!
      ···
    2. 2.
      +1
      Sagol kardesim. baslikta problem yok bilelim taniyalim dusmanimizi. Sadece ismini duyunca bile sinirleniyorum bu piclerin ondan yani.
      ···
    3. 3.
      0
      ismi neydi yiğidimizin?
      ···
    4. 4.
      0
      Erhan yildirim assubay nusaybinde sirtindan vurulmus!!
      ···
    5. diğerleri 2
  11. 11.
    +9
    Beyler devam et diyen arkadaşları kırmamak adına iki tane da bölüm atıp, çıkayıp diyorum
    malum yarın iş var ama akşam burada olacağım

    2 bölüm daha atıyorum
    ···
  12. 12.
    +9
    Saldırıdan iki saat sonra,2000 nüfuslu Şemdinli'de,ikinci pkk grubu
    saldırıya geçi ve Eruh'taki saldırı taktiğini kullandı.Şöyle ki;
    18 tane huur çocuğundan 8 tanesi, Jandarma Birlğinin çevresini ve
    devlet görevlilerine ait lokali kuşattı.
    Kimse binayı terk etmesin diye uyarı ateşi açtılar ve diğer 10 huur çocuğu ilçe meydanını tuttu.
    (oç)Baran şöyle diyor;
    “Kırsal alandaki destek kuvveti olan jandarmanın kışladan ayrılması durumunda, şehre girmelerini engellemek üzere birliğimiz yolu tutmuştu zaten zaten askerler hareket edemiyor, karakollarından ayrılamıyorlardı.”
    (oç)Baran ve ekibi HRK(Hezen Rızgarîya Kurdistan-Kürdistan Kurtuluş Birliği) kuruluşuna ait
    hazırlanmış bildiriyi, meydanda halka okudular.HRK,ABD ordusuna karşı gelen
    Vietnam Gerillalarını örnek almıştı. Güney doğu’nun Kürtleri, gerek Türkiye’deki gerekse komşu
    Irak’la iran’daki Kürt plandan habersiz değildi; bu ayaklanmaların
    hep başarısızlıkla sonuçlandığını da biliyorlardı.PKK militanları, bu durumu değiştirmek için bir güç ve cesaret
    gösterisinde bulunmaları, Türk ordusuna karşı uzun bir savaşı sürdürmeye hazır olduklarını kanıtlamaları gerektiğini
    biliyorlardı.
    (oç)Baran;
    "Hedef askerleri öldürmek değil, halkla asker arasındaki bağı koparmak ve
    HRK'nın bildirisini okumaktı"diyor
    PKK militanları, askerlerin takibinden sıyrılıp dağlarda önceden
    ayarladıları saklanma bölgelerine çekildi. Ekibiyle birlikte Şemdinli’ye bakan engebeli araziye çekilen
    (oç)Baran;
    “Türk ordusu bizi aramaya başlamıştı, ama hiçbir şey yapamadılar, bölgeyi çok iyi biliyorduk."

    Teröristler, ücra dağ köylerinin saldırıları duymamış olabileceğinden endişeliydi; duymuşlarsa da bunun tek yolu devlet
    radyosundaki haberlerdi ve haberler elbette PKK’nın amaçlarını açıklamayacaktı.
    Bu nedenle küçük yerleşimleri gezerek mücadelelerinden haberdar ettiler.
    Yine (oç)Baran:
    “Köylerden birine gidip herkesi bir araya topluyor, olup biteni anlatıyorduk. savaşın
    gerekli olduğunu, silahlı mücadeleden başka bir yol olmadığını anlatıyorduk,”

    Tıpkı 15 Ağustos’ta Şemdinli meydanında toplananlar gibi, bu
    köylüler de ilgili ama ihtiyatlıydılar. Halkın merak ettiği konusu ise
    Savaş yalnızca burada mı yoksa başka yerlere de sıçarayacak mı ve gücünüz ne sorusunun
    cevabıydı. Köylülerin en merak ettiği soru ise DEVLET NE YAPACAK sorusunun cevabıydı
    Tümünü Göster
    ···
  13. 13.
    +10 -2
    Beyler iki tane fotoğraf göndereyim sıcağı sıcağına;

    ilk fotoğraf ve açıklaması;
    - http://imgim.com/7300incis3559808.jpg

    ikinci fotoğraf örgütün şeması;
    - http://www.imgim.com/95014.jpg
    ···
  14. 14.
    +5
    Cuma Gününde muhakkak şehit olmuş
    Asker-polis-köy koruyucuları-sivil halka
    fatiha okuyun, Cuma gününe bu şiir ile başlayın

    https://youtu.be/aFbVEIDTavk

    Ey mavi göklerin beyaz ve kızıl süsü, 
    Kız kardeşimin gelinliği, şehidimin son örtüsü, 
    Işık ışık, dalga dalga bayrağım! 
    Senin destanını okudum, senin destanını yazacağım. 

    Sana benim gözümle bakmayanın 
    Mezarını kazacağım. 
    Seni selâmlamadan uçan kuşun 
    Yuvasını bozacağım. 

    Dalgalandığın yerde ne korku, ne keder...  
    Gölgende bana da, bana da yer ver. 
    Sabah olmasın, günler doğmasın ne çıkar: 
    Yurda ay yıldızının ışığı yeter. 

    Savaş bizi karlı dağlara zütürdüğü gün 
    Kızıllığında ısındık; 
    Dağlardan çöllere düştüğümüz gün 
    Gölgene sığındık. 

    Ey şimdi süzgün, rüzgârlarda dalgalı; 
    Barışın güvercini, savaşın kartalı 
    Yüksek yerlerde açan çiçeğim. 
    Senin altında doğdum. 
    Senin dibinde öleceğim. 

    Tarihim, şerefim, şiirim, her şeyim: 
    Yer yüzünde yer beğen! 
    Nereye dikilmek istersen, 
    Söyle, seni oraya dikeyim!
    ···
    1. 1.
      0
      rezzzzzzzzzzzzzzzzzzzzzzzzzzzzzzz
      ···
  15. 15.
    +5
    Bro ben sosyalistim ve pkknın kürt halkının destekçisi değil aksine Amerika , Rusya , iran , Suriye gibi devletler tarafından eğitilip ( Böl - Parçala - Yok et ) ile Doğu anadolu ve güney doğu anadoludaki petrol bölgelerini ve zengin yeraltı kaynaklarını almak istemesi.
    Güzel yazmışsın devam et #Rez
    ···
    1. 1.
      +2
      Eyvallah panpa dediğin gibi;

      ( Böl - Parçala - Yok et )
      ···
  16. 16.
    +4
    tutmuş sayalım şimdiden
    ···
  17. 17.
    +4
    Beyler 19.30 'da başlıyorum bu arada propaganda nedir bilmeyen var!

    propaganda bir örgüt veya kişinin yaptığı eylemi anlatırken takunu çıkartmaktır.

    ben burada sadece bu şerefsiz kanı bozuk örgütün bize karşı nasıl silahlandı sorusunu anlatıyorum!

    Bütün Şehitlerimize ve gazilerimize armağan olsun ve tabi size de

    https://www.youtube.com/watch?v=_rfKsIRcKZA

    iNANIN O DÖNEMDE Ki GAZETE MANŞETLERiNiN FOTOĞRAFLARINI ALMAYA ÇALIŞIYORUM
    FOTOĞRAFLAR BULUYORUM Ki BiRAZ DAHA ETKiLi OLSUN

    NOT: propaganda yapmıyorum Ceviz beyinliler uyduruyor.

    Ben Aşırı derece Milliyetçi ama Irkçı değil!
    ···
  18. 18.
    +3
    Türkiye toplumunu yeniden inşa girişimi yeni yasa ve düzenlemelerle de kalmadı.
    Yeni ve sivil bir hükümetin oluşumuna imkân tanıyacak Kasım 1983’teki genel seçimlere
    doğru Milli Güvenlik Konseyi, kimin siyasal parti kurabileceğine
    ve kimin seçimlerde aday olabileceğine dair veto yetkisini
    kullandı.

    Toplam 700 civarında aday saf dışı bırakıldı ve 15 yeni siyasal partiden ancak üçü seçimlere katılım
    izni alabildi. Bu üç partiden yalnızca biri ordudan ve ordunun ideolojisinden gerçek anlamda bağımsızdı.
    Generallerin Türkiye toplumunu tamamen yeniden yapılandırma ve yönlendirme
    girişimine bir tepki olarak, seçimleri, önceki dönemde ekonomi politikalarının hazırlanmasında görev alan
    Turgut Özal’ın başkanlığındaki bağımsız Anavatan Partisi kazandı.

    Ne var ki, generaller, ülke sivil yönetime yeniden geçiş yaptıktan
    sonra bile etkilerinin devam etmesini sağlayacak bazı önlemler almışlardı.
    1982 Anayasası Evren’in yedi yıl boyunca devlet başkanlığında kalmasını sağlıyor ve görev süresinin
    sonuna kadar kullanabileceği geniş yetkiler tanımlıyordu. Milli Güvenlik Kurulu, sivil kanattan da askeri kanattan da
    beş (başkan Kenan Evren’le birlikte altı) üyenin bulunduğu bir yapıydı.
    Yenilenmiş MGK resmî olarak danışma kurulu niteliğindeydi, fakat pratikte milli güvenlik
    hususlarında karar alma organı bu kuruldu.

    Anayasa,MGK önerilerinin hükümetçe öncelikli olarak değerlendirileceğini
    belirtiyordu ve söz konusu dönemde tam da böyle oldu.
    Sürgünde, hapiste ya da dışarıdaki Kürt eylemciler, Türkiye’nin
    yeniden kurulan demokrasisi içinde hareket edebilecekleri
    bir alan olduğunu düşünmüyorlardı. Aslında, etnik kimliklerinin
    tanınacağına inanmaları için de hiçbir neden yoktu.
    Askerî yöneticilerin hazırladığı yeni anayasa, her Türkiye vatandaşının
    Türk olduğunu belirtiyor, bir diğer madde devlet
    dilini Türkçe olarak tanımlıyor ve bir başka maddede de bu
    maddenin hiçbir zaman değiştirilemeyeceği ifade ediliyordu.

    1960’lar ve 1970’lerde yavaş yavaş örgütlü grupları; süreli yayınları ve kitapları;
    ulusalcı eğilimlere sahip, yerel düzeyde seçilmiş temsilcileri olmaya başlamıştı.
    Bunların tamamı 1980 darbesi tarafından yok edildi.
    Yeni Türkiye’de, generallerin koydukları kurallar doğrultusunda,
    Kürt kültürel, dilsel ve siyasal kimliği yasal olarak silindi.
    Çocuklara Kürtçe isim vermek, Kürtçe türkü söylemek
    ve elbette devlet dairelerinde Kürtçe konuşmak gibi kültürel
    kimliğin en basit ifadeleri, bölücü eylem olarak görülmeye
    başladı. Kürtler, resmî, kamusal alanda Kürt olarak bulunamamaya
    başladı. Öyle ki, PKK saldırısından iki ay sonra bir Kürt
    köyünü ziyaret eden bir Türk gazetecinin yazabildiği, ancak,
    oradaki köylülerin Türkçe’yi çok büyük güçlükle konuşabildiğiydi.
    Çok iyi konuşabildikleri dile, Kürtçe’ye dair herhangi
    bir ibare yoktu. Türkiye’de bir Kürt sorunu olduğunu unutmaları garip kaçmazdı.

    YAZIMI BiR KAÇ FOTOĞRAF iLE SONLANDIRMAK iSTiYORUM
    -DEVAMI GELECEK FAKAT SiZiN iSTEĞiNiZE BAĞLI, HANGi KONUYU iSTiYORSANIZ
    O KONUYU BiLGi DAHiLiMDE VE BiR ÇOK KAYNAKTAN ALINTI YAPARAK ARAŞTIRMA
    YAPIP ÖZETLEMEK iSTiYORUM"

    "HAKLAKLARINIZI HELAL EDiN, YEMiN EDiYORUM PKK PiÇLERiNE KARŞI KiN VE iNTiKAMDAN BAŞKA HiÇ BiR ŞEY DUYMUYORUM, PROPAGANDA AMACIM DAHiL YOK Ki ZATEN PROPAGANDA
    YAPILAN BiR iŞi ANLATIRKEN takUNU ÇIKARTMAKTIR FAKAT BEN BURADA SiLAHLANMA KONUSUNU iNCELEYEREK ELE ALDIM OKUDUĞUNUZ iÇiN SAĞOLUN"
    Tümünü Göster
    ···
  19. 19.
    +3
    Ekim aylarının başlarında, Cumhurbaşkanı Kenan Evren
    bölgede tura çıktığında, şerefsizler 4 Ekim günü yine 3 askerimizi şehit etti.
    Bir gazetemize göre, Kenan Evren'in öfkeyle;
    "Yılan başı küçükken ezilmeli"diye söylediği yazıyordu.
    Bir kaç gün sonra raht durmayan şerefsizler, Irak sınırına yakın olan
    Çukurca'da sekiz askeri şehit etti. Yine başka bir gün Yiğit olan bir Yüzbaşımıza
    kalleşçe pusuya düşürüp şehit ettiler.

    Türk Silahlı Kuvvetleri,bu saldırılar karşısında doğal olarak şaşırmıştı.
    şerefsizlerin propaganda savaşıda iyi gidiyordu.
    (oç)Doktor Baran şöyle söylüyor;
    "Bu tür saldırılar halka güven aşıladı, binlerce asker vardı ama bize bir şey olmadı"
    Saldırıdan etkilenen yörede ki cahil erkekler, örgüte katılma kararı aldı.
    Hatta ilk yapılan saldırıda 18 tane oç varken 1984 yılı sonunda 50 kişiye kadar
    çıkmıştı bu gruıpta ki oç sayısı. Aslında sayı daha fazlaydı fakat
    bazı oçlar K.Irak'a gönderilmiş ve böylece ülkemizin içinde ki sayı azdı.
    Ekim 1984 yıllarında Çelik, pkknın Mivroz kampından ayrılıp,
    Tahran'a gitti, oraedan da OÇalan ile buluşmak üzere Şam'a gitti.
    Ne yazık ki şimdiye kadar pkknın istekleri olmuştu, karlar eriyip de
    savaşın daha şiddetleneceği koşullar oluştuğunda, pkknın saldırı alanını
    genişletmesi gerektiği konusunda karar almıştılar.

    Eruh ve Şemdinli saldırıları, Ankara'yı sarsmıştı. Saldırılar sırasında
    7.kolordu komutanı olan Korgeneral Kaya Yazgan şöyle diyordu;
    "Üç yıl sonra beklenmeyen bir olaydı, o zamana kadar (oç)apo kim bilmezdik,
    Adı duyulmuş olsada üzerinde fazla durulmamıştı. teröristlere daha çok haydut
    gözüyle bakılırdı.Bu olayın, büyük bir başlangıcın ilk işareti olduğuna da
    Ankara’daki siyasi yetkililer bir türlü inanamıyordu. 12 Eylül
    öncesinin kalıntıları olarak nitelendirildi.”

    Geriye bakıldığında, pkknın askerimizie rahat saldırması şaşırtıcı değildi
    Generaller 1970’lerin sonlarındaki istikrarsızlığın sorumluları olarak görülen kesimleri cezalandırmakla kalmamış, kargaşaya mahal verdiğini düşündükleri yasaları da değiştirmişlerdi.
    Bu amaçla, darbeyi takiben kurulan yönetici organ niteliğindeki
    Milli Güvenlik Konseyi, Türkiye’nin hukuki, siyasi
    ve ideolojik sistemlerini yeniden yapılandırmıştı.
    Anayasa;ifade, hareket, dernekleşme, dahası bilimsel araştırma özgürlüklerini
    açık bir biçimde sınırlandıracak doğrultuda yeniden
    yazılmıştı.
    Tümünü Göster
    ···
  20. 20.
    +3 -1
    terörle mücadelenin ilk şehidi

    J.Kom.Er Süleyman Aydın
    - http://www.imgim.com/1116...3fe4ece2e7b0ad1f3f1ab.jpg

    Şehidimizin,şehit olduğu saldırıyı düzenleyen grubun lideri;

    huur Çocuğu Mahsum Korkmaz (bkz: amın evladı mahsum korkmaz)

    - http://www.imgim.com/mahs...tu-kahraman-ilan-etti.jpg

    HAYIRLI AKŞAMLAR YARIN SAAT 19 GiBi DEVAM EDECEĞiM iNANIN ÇOK iŞiM VAR YARINA
    ···