/i/Başıma Geldi

Hayatta başınıza gelenlerden ibaret değil midir?
  1. 226.
    0
    Yaz lan
    ···
  2. 227.
    0
    Rez aa devam sarıyor bak dershanedeyim yinede yazmanı bekliyorum eğer yarım bırakırsan neyse
    ···
  3. 228.
    +11
    Berbat bir duyguydu bu. Biri yada bişey senin tüm hayatını mahvediyorken elinden hiçbişey gelmeden acizce olanları izlemek. Hoca lafa girdi yeniden. Bak kardeşim ben sana Allah'ın da yardımıyla yardımcı olacağım. Birçok vaka ile karşılaştım. Çeşit çeşit büyüler, iflah olmaz musallatlar... Kimini kurtardım, kimi için çok geçti artık. Fakat emin ol senin için elimden gelenin en iyisini yapıcam. Eline yanında duran siyah eski kitabı alarak " Bu kitap var ya, bu kitap bu ilmin anasıdır. Bana bunu iran'lı Hafez Majid (türkçede hafız macid gibi bir şey oluyor herhalde) adında bir hoca verdi. Onunla eski Babil bölgesinde Harut ve Marut meleklerini araştırırken tanıştık. Gecelerce süren ilmi sohbetlerimizden sonra sıkı bir dostluğumuz oldu ve bana bu kitabı hediye etti. istanbul Üniversitesi'nde Farsçadan Türkçeye çevirttim. Hatta o arkanda duran Hüddam'ı bu kitap sayesinde edindim. Sen müsterih ol sözümden çıkma kafi" dedi. Zaten yapacak başka da bir şeyim yoktu. Bu anlattığı herşeyi hayatımda ilk defa görmüştüm yada duymuştum. Birden aklıma ev sahibi Sedat'ın anlattığı hikaye geldi, tabi ya hocaya neden anlatmadım ki bunu. Hemen ben de söze girerek hocaya dün duyduklarımı anlattım. Ama ev sahibi burada kalmış bir kaç gece hiçbişey görmemiş yaşamamış dedim. Büyük ihtimalle ev sahibin inançlı ve temiz biri, cinler musallatı daha kolay olan insanları yani imanla çok alakadar olmayanları hedef alırlar dedi. Aslında ateist değildim ama öyle ibadet ile de çok alakadar değildim.. Neyse diyip kalktı hoca eşyalarını toplayarak. Bana da çantasından çıkardığı küçük bir muska verdi. Bunu yatarken dahi çıkarma boynundan eşine de pek bişey anlatma. Etkilenirse onların hedeflerine girebilir dedi ve ayağa kalktı...
    Ayrıca merak edenler için ( bkz: insanlığa büyüyü öğreten iki melek harut ve marut )
    ···
  4. 229.
    0
    Rezzars
    ···
  5. 230.
    0
    Rezerve
    ···
  6. 231.
    +8
    Kapıya doğru ilerledik beraber. Tam kapı önündeyken hoca unuttuğu bir şeyi hatırlamış gibi dönüp "anlattığın hikayeye bakılırsa evle alakalı bir sahiplenme söz konusu, ama bu her neyse sana musallat olmuş. Çünkü sadece sahiplenme olsa dediğim gibi en fazla tabak çanak kırılır, kapı pencere vurulur, bilinmeyen nedenlerden yangın çıkar filan.. Ama sen bu şerliyi görmüşsün, bu da işin boyutunu çok değiştiriyor dedi. Neyse hadi Allah rahatlık versin" diyip çıktı. Çok yorgundum. Kolumu kaldıracak güçte bile değildim. Bugün yaşadıklarım bana çok ağır gelmişti, başım ağrıyordu. Sevda hemen yanıma gelip soru yağmuruna tuttu. Tabiki anlatmadım, zaten anlatacak dermanım da yoktu. Hayatım okadar yorgunum ki hemen uyumak istiyorum dedim ve yatağa attım kendimi. Resmen bayılır gibi farkında olmadan direk dalmışım. Gece tuhaf seslerle tekrar uyandım. Salonun ışığı yanıyordu. Yanıma baktım Sevda yoktu. Herhalde ona da ağır geldi uyku tutmadı diye düşündüm. Kalktım yataktan salona doğru ilerliyorum uzun koridorumuzdan. Salon koridorun en ucundaydı. Yine o iğrenç yanık et kokusunu almaya başladım. Tanrım yine başlıyorduk. Durmak istiyor, yatağıma geri gitmek istiyordum ama kontrolüm dışında ayaklarım beni salona doğru zütürüyorlardı ağır adımlarla. Hem Sevda da yatakta yoktu umarım tuvalete filan kalkmıştır. Tabi birazdan öyle olmadığını anlayacaktım..
    ···
  7. 232.
    0
    Rez alalım da
    ···
  8. 233.
    0
    Rezerve
    ···
  9. 234.
    0
    Rezervatullah
    ···
  10. 235.
    0
    Rezerve 32 cabuk yaz pnp
    ···
  11. 236.
    +7
    Sanki saatlerce yürüdüğüm o on adımlık koridorun sonuna gelip salonun kapısında durduğumda bu dünyadaki cehennemimi yaşamıştım. O varlık yine oradaydı. Upuzun neredeyse kafası tavana değecek boyuyla orada duruyordu. Ama asıl dehşet olanı yalnız değil, Sevda da yanındaydı. ikisi de bedenleri birbirine kafaları bana dönük olarak salonun ortasında duruyor bana bakıyorlardı. Sevda'nın yüzünde anlam veremediğim bir tebessüm vardı. Gözleri korkuyla büyümüş, yüz ifadesi aksine gülümsüyordu. Sonra kafaları birbirine döndü ve o şerli Sevda'nın saçlarına ellerini dolayarak tek hamlede havaya kaldırdı. Sevdanın hala gülümsediğini görebiliyordum. Yerimden kımıldayamıyor kafamı hatta gözlerimi bile kaçıramıyordum. Sanki yirmi kişi beni olduğum yerde tutuyor, bu manzarayı izlememi istiyordu. Aniden o varlık baştaki ince ve üç parmaklı uzun pençeli elini sevdanın göğüs kafesinin hemen altından soktu, oluk oluk kan sıçrıyordu heryere, ben avazım çıktığı kadar çığlık atıyordum ancak asla sesimi çıkaramıyordum. Boğazım sıkılıyor, gözlerim o basınçla patlayacakmış gibi ileri atılmaya çalışıyordu. Garip bir şekilde Sevda da en ufak acı belirtisi yoktu. Ve o varlık karın boşluğundan soktuğu eli boğaz kısmından çıkarıp sert bir hareketle kafayı çekerek omurlarla birlikte fırlatıp önüme attı. Son hatırladığım görüntü sevdanın kanlar içindeki hala gülümseyen yüzüydü.. Büyük bir çığlıkla yatakta doğruldum ve aynı anda yatak odasının yavaşça dış taraftan çekilip kapandığını gördüm. Sevda hemen yanımda uyuyordu hala. Alnımdan akan ter damlaları gözlerimi yakıyordu. Ağlamak istiyor onu bile yapamıyordum. Sıvı kaybetmiş vücudum bir bardak su için deliriyor, bense o kapının kapanışını gördükten sonra susuzluktan ölmeyi yeğliyordum.. Çaresiz geri yattım elimle hala boynumda duran muskayı yoklayarak..
    ···
  12. 237.
    0
    Rezz akşam okurum bunu
    ···
  13. 238.
    0
    Rezervasyon
    ···
  14. 239.
    +5
    O gece başka rüya görmedim. Sabah uyandığımda dayak yemiş gibiydim. Tüm kemiklerim ağrıyor, kaslarım sızlıyordu. Sevda kalkmış kahvaltıyı hazırlamıştı bile. Elimi yüzümü yıkamak için gittiğim banyonun aynasına baktığımda kendimi tanıyamıyordum. Morarmış gözler, çökmüş yanaklar, korkudan uçuk çıkmış dudaklarım.. Berbat durumdaydım. içeri geçip kahvaltımızı yaptık. Sevdaya tabiki rüyamdan bahsetmeyecektim. Biraz hava almaya ihtiyacım vardı. Sevda da aynı durumda olmuş olacak ki bugün biraz çıkıp deniz havası alalım dedi. Çıktık dışarı. Gün boyu hiç eve gelmeden deniz kenarında, alışveriş merkezlerinde dolandık akşama kadar. ikimiz de eve girmek istemiyorduk. Musallat olayı çözülür çözülmez de defolup gidecektim buradan. Saat 21:00 gibi Hasan Hoca'nın telefonu ile eve doğru hareket ettik. Biz vardıktan bi 20 dakka sonra da hoca geldi. Yine aynı eşyalar vardı yanında. Selamünaleyküm kardeşim dedi, seldıbını alıp içeri buyur ettim. Ve dünkü pozisyonun aynısını alacak şekilde salona oturduk. Tek farkla bakır tastan kez su yoktu. Onun yerine özenle kesilmiş ve üzeri önceden yazılmış kağıtları gelişi güzel koydu. Hoca lafa girdi. Dün yaptıklarımız karşımızda kim olduğunu bilmemiz içindi. Bugün yapacaklarımız ise onu senden vazgeçirmek gerekirse öldürmek olacak. Hazırsan başlayalım dedi. Hazırım hocam, tüm hayatım darmadağın olmadan şu işe son verelim artık. Yapıcaz kardeşim sen güçlü dur, Allah'ın izniyle bitiricez. inşallah dedim ve başladık!
    ···
  15. 240.
    +6
    Dün sana bahsettiğim arkadaşım Majid'i aradım. Gerekli istişareyi yaparak biraz bilgi aldım bu cinler hakkında. Hadi başlayalım diyip aynı pozisyonda mumları yakarak Hüddam'ı çağırdı. Hala korkuyordum ondan, alışamamıştım. Hoca dünkü ritüelin aynısını gerçekleştirip elindeki boş kağıda değişik harflerle sonradan cinin adı olduğunu öğrendiğim şeyi yazıp yakarak tasın içinde duran diğer yazılı kağıtların arasına attı. O küçük bakır tastan öyle bir alev çıktı ki tarif edemem. Ve bu alev sönmüyor sabit boyutta yanıyordu. Biraz dikkat ettim ki alev hareket ediyor sanki bir canlıymış gibi davranıyordu. Allahım bu o cindi. Alevden daha parlak gözleri belli belirsiz görülebiliyordu. Bütün vücudum pompalanan adrenalinle titriyor, kalbim deliye dönmüş çıkar beni burdan diyordu sanki. Hoca ileri geri sallanıyor bişeyler mırıldanıyordu. Ateşe bakmıyordu bile bense pür dikkat kilitlenmiş gibi onu izliyordum. Birden alevin üstünden simsiyah bir duman yükselmeye ve şekillenmeye başladı. Sadece bir kafası olduğunu görebiliyor, el yada ayak seçemiyordum. Dumanın kafa kısmı burnumun ucuna kadar eğildi, o an açığa çıkan içi boş, kora dönen demirin göz kamaştıran renkteki gözlerini gördüm. Tıslamaya başladı. Bu sesi tanıyordum.. Bu oydu..
    ···
  16. 241.
    0
    Hacı çok iyi. Sonunu iple çekiyorum
    ···
  17. 242.
    +1
    Rezzers
    ···
  18. 243.
    +5
    Yine tüm bedenim kilitlenmiş gözlerinin içine çekiliyorum sanki. Vücudumun tüm kemikleri kırılacak gibi zorlanıyordu. Aniden arkamdaki Hüddam'ın elini omzumda hissettim. Beni tek hamlede hiç bir insanın asla yapamayacağı bi kuvvette omzumdan geriye doğru çekişiyle arkaya fırlattı. Sırtımı duvara sertçe vurmuş nefessiz kalmıştım. Bir yandan nefes almak için cebelleşirken bir yandan Hüddam'ın o gölgeyle savaştığını görebiliyordum. Sanki iki köpek hırlayarak kavga ediyordu. Ortalık gümbür gümbür sallanıyor, mumların alevleri harlandıkça harlanıyordu. Pencere camlarının çatırdadıklarını duyabiliyordum. Aniden hoca sallanıp okumayı bırakarak sırtında sakladığı küçük bir cam şişe çıkarıp çığlık atarcasına euzu besmele ile şişedeki suyu hala yanmakta olan bakır tasa boşalttı. Alev acı çeken birinin çığlık sesleri eşliğinde söndü.

    Hüddam yerde o heybetli gövdesiyle uzanmış, 10 km koşmuş bir insan gibi hızlı ve derin nefes alıp veriyordu. Bunun dışında oda büyük bir sessizliğe bürünmüştü.. Manzara korkunçtu. Yeni aldığım Led tv yerde paramparça, vitrin darmadağın, koltuk döşemeleri pençe izleri ile parçalanmıştı. Hoca da koltuğa yaslanmış nefes almakta güçlük çekiyor, alnındaki ve boynundaki teri siliyordu. Nefes nefese bana dönerek "bitti, kurtuldun kardeşim inşallah" dedi.. Bedenimden yüz kilo yük indirmiş gibi rahatlamış, duvara yaslanmış sigaramı çıkarıp yakmıştım bile...
    ···
  19. 244.
    +1
    Evin anasını gibmişler desene
    ···
  20. 245.
    0
    Rexxxxx
    ···