/i/Hikaye

Herkesin bir hikayesi var, ya senin hikayen nedir?
    başlık yok! burası bom boş!
  1. 76.
    +10
    Fakat okuyan panpalarım varmış onlara ayıp olmasın, devam ediyorum.
    ···
  2. 77.
    +25
    "Suat'ın izini zaten bulmamışlar mıydı ? Kafaları nereye gönderdin ?" diye sordum. Güldü. "O zaman Suat'ın yeri yurdu belliydi, köpek olarak kullanılacaktı, baş kaldırdı. Patronun yanına çıkalım anlatır detaylı olarak zaten." dedi. Mert'in yanına çıktık. Epey telaşlı gözüküyordu. "Oturun." dedi. Geçtik oturduk. "Lütfü biliyor ama sen bilmiyorsun ilteriş." dedi. "Dinliyorum." dedim. "Suat burdan çıkma, konseye bile girdi." dedi. Şaşkınlığımı gizlemeye çalıştım.
    ···
  3. 78.
    +20
    Mert konuyu detaylı şekilde anlattı. Salih adında bir adamla uzun süre çalışmışlar Salih ölünce oğlu yani Suat'ı yanlarına almışlar. Suat önceleri normal yani benim gibiyken güven kazanmış ve konseye çıkmış. Konseyde ki işleri aksatıp, konseyde ki üyeleri dolandırmaya çalışınca konseyden atılmış ve yerine Halil ibrahim gelmiş. "Neden öldürmediniz Suat'ı?" diye sorunca "Hala bize yardım edebilir zannettik." cevabını aldım. Duyduklarıma hem şaşırmıştım hemde şaşırmamıştım. Suat'ın konseye kadar girmesine şaşırmıştım da, bize saldırmasına şaşırmamıştım.
    ···
  4. 79.
    +14
    "Kafaları gönderdiğimiz zaman yeri belliydi." dedim. "Değiştirmiştir çoktan." dedi. "O zaman gidip çökecektik." dedim. Bir şey söylemedi. Lütfü cevabını bildiği bir soru sordu. "Konseyden çıkan karar ne?" diye sordu. "Suat'ın yerini bulup öldürmemiz." dedi. "Siz konsey başısınız fakat bu olayı neden siz hallediyorsunuz?" diye sordum. "Çünkü istanbul benim, istanbul'un her olayı bana ait, Suat'ı da aralarına ben soktum." dedi. Haklıydı, "Ne yapacağız?" dedim. "Gidip çökeceğiz." dedi. Lütfü "Son hazırlıkları yapayım." dedi ve odadan çıktı.
    ···
  5. 80.
    +17
    Mert çok sıkı adamdı, eli ayağı uzundu ama bazen karar verirken saçmalıyordu. " Suat'ı öldüreceğimizden kimin haberi var?" diye sordum. "Konseyde ki üyelerin ve sizin." dedi. "Tuzağa çekiliyorsak?" diye sordum. "Öyle bir ihtimal yok, konseyde bana ihanet etmeye cesaret edecek kimse yok." dedi. Adresi verdi. "Lütfüyle gidip şu işi halledin. Suat'ın kafasını en geç 2 saate burda istiyorum." dedi. "imkansız." dedim. Sinirli sinirli bakmaya başladı. "Önce gireceğimiz yeri incelemekte fayda var." dedim. Mantıklı gelmiş gibiydi. "Ne kadar çabuk o kadar iyi." dedi.
    ···
  6. 81.
    +19
    Adresi alıp Lütfü'nün yanına indim, silah çıkarmak ve adamları çağırmakla meşguldu. "Önce gireceğimiz yeri incelersek daha iyi olur." dedim. "Ben bu işleri hiç planlı programlı yapmadım ilteriş. Ne zaman planlı programlı yapsam bir sorun çıktı." dedi. "Şimdi girersek çıkamayabiliriz." dedim. "Mert'in kesin emri var." dedi. "Daha önceden inceleyip ona göre girmemiz ona da mantıklı geldi." dedim. "Ne zaman gireceğiz." dedi. Sabaha karşı 4 veya 5 gibi dedim. En beklenilmedik zaman oydu. Gece bir şeylere hazırlardı ama sabaha karşı yapacağımız bir baskın bize kazandırırdı.
    ···
  7. 82.
    +16
    "iyi tamam." dedi. Otoparka indik. Belli olmayacak küçük bir araba seçtikten sonra adrese doğru hareketlendik. "Sence başarılı olacak mıyız ilteriş?" diye sordu. "Planımızı iyi yaparsak oluruz." dedim. "Bu işten en az kayıpla ayrılmak istiyorsun belli." dedi. "Herkes için en iyisi." dedim. "Adamlar umrumuzda olmamalı, profesyonel iş yapıyoruz." dedi. "Adamlar benim umrumda da değil. Suat'ın ensesine bir anda çökmemiz lazım. Ne olduğunu anlayamaması lazım, çatışarak girersek kaçma şansı var." dedim. "Senin kafan çalışıyor." dedi.
    ···
    1. 1.
      +1
      Rez sayfa 5
      ···
  8. 83.
    +17
    Villa ormanın içindeydi, arabayı ormanın girişinden 1 km uzağa parkettik. Ormana daldık. "Biri bize ihanet ettiyse birazdan enselerler bizi." dedim. "ihanet edecek kimse yok merak etme." dedi. Eve doğru yürüdük, ormanda kimse yoktu. "Evi güvenlikli değildir bunun." dedim. "Birazdan göreceğiz." dedi. En sonunda ev uzaktan görürünce yere çöktük. Lütfü evi dürbünle izlemeye başladı. "Ne görüyorsun söyle."dedim. "3 Kapısı var." dedi. Not etmeye başladım. "Kapılarda bolca adam var, yolda kapalı, arabayla girmemiz zor." dedi.
    ···
  9. 84.
    +13
    Ev hakkında tüm bilgileri topladıktan sonra dürbünü alıp evi baştan sona inceledim. Saatime baktım 17.42'ydi, iyi bir inceleme yapmıştık. "Dönelim, yaklaşık 12 saat sonra burası karışıcak." dedim. "Umarım sana güvenerek doğru yapıyoruzdur ilteriş." dedi. "Bende bilmiyorum doğru mu yapıyorsunuz yanlış mı yapıyorsunuz." dedim. "Kendinden emin değilsen bildiğim yollardan çözeceğim." dedi. "Gerek yok bu gece halledeceğiz." dedim. Konuşurken arabaya geri döndük. Ardından otele doğru yola koyulduk.
    ···
  10. 85.
    +13
    Otele geldiğimizde Mert'in yanına gittik. Yazdığım şeyleri tek tek okudum ve konuşmaya başladım. "Buraya pata küte girmemiz imkansız." dedim. Lütfü güldü. "Nerelere girdim ben, burası sorun değil." dedi ama Mert endişeli gözüküyordu. "Eee napacağız, bıracak mıyız yani Suat'ı" dedi. Hayır, plan yapacağız diye cevap verdim. Mert her geçen gün beni seviyordu belliydi bu. "Nasıl yapacağız?" dedi. Elimde ki bilgilere göre düşünmeye başladım.
    ···
  11. 86.
    +16
    "Bize bir kamyon lazım." dedim. ikisi de şaşkın şaşkın baktı. Zaman geçti, planımız hazırdı. Saat 03.00 gibi yola çıktık. Kamyonu ben kullanacaktım. orman yoluna 3 km kala kamyonu parkettim. Yanımıza alacağımız adamlarla birlikte ormana doğru gitmeye başladık. Yaklaşık 60 kişiydik, "Herkes ne yapacağını biliyor değil mi?" diye sordum. Herkes kafasını salladı, Lütfüye baktım kafasını sallayıp yanına adamların yarısını alıp diğer kapıya yöneldi. Heyecan içinde beklemeye başladım.
    ···
  12. 87.
    +17
    Saat 04.00 olduğunda ateş etmeye başladık. Lütfülerde arka kapıdan ateş etmeye başladı. Saatimle kronometre tutup 5 dakika geçmesini bekledim, 5 dakika boyunca ağır darbeli atış yapmaya devam ettik, ön kapıda kimse kalmamıştı nerdeyse "Aşağıya inin, yolu açın." diye bağırdım ve koşmaya başladım. 12 dakika sonra kamyona ulaştım ve hızla eve doğru sürmeye başladım. Geldiğimizde yolu yeni açıyorlardı. Yoldan geçip kapıya doğru sürdüm ve kamyonla kapıyı kırıp içeri girdim. Kamyonda adamlarımız bekliyordu ve kamyonun kapısını açar açmaz içeri yayılmaya başladık. Ön kapıda benimle birlikte olanlar da içeri giriyordu. Bense arka kapıya doğru koşuyordum.
    ···
  13. 88.
    +26 -3
    Arka kapıya doğru giderken karşıma 2 kişi çıktı, ikisini de öldürdüm. Arka kapıda sadece 1 kişi kalmıştı. Onunda arkası dönüktü, arkasından yaklaşıp boğazını kestim ve kapıyı açtım. Lütfülerde içeri girdiğinde Suat'ın artık çıkma şansı yoktu. Görevlendirdiğim 15 kişi de geriye kalan 3.kapıyı tutuyordu. Evin içinden karşılık gelse bile biz tüm bahçeyi temizlemiş evin içine girmeye başlamıştık.
    ···
    1. 1.
      +52 -1
      Ben mert demekki sırrımızı ifşa edisyon yarragi yedin sen otele gelme kaç amk
      ···
    2. 2.
      +3 -1
      Hacı gururla şukunu 31 yaptım
      ···
  14. 89.
    +19
    Ev bayağı büyüktü. Benle Lütfü 2.kata çıktık. "Sen sağa ben sola." dedi. Kafamı salladım ve sağa doğru koşmaya başladım, ilk kapıyı açtım, içeride bekleyen bir adam vardı, böbreğine ve kalbine ateş edip, diğer kapıya doğru ilerledim, kapıyı açtım kimse yoktu, son bir kapı vardı, içeriden ses geliyordu, fısıldaşma vardı, kapıyı açtığımda karşımda 2 kadın gördüm, ikisi de ağlıyordu. Kapıyı kapatıtm. "Suat nerde?" diye sordum. "Bu sabah evden ayrıldı ve dönmedi." dedi. O sırada silah sesi geldi. Kapıyı açıp hızla Lütfüye doğru koşmaya başladım.
    ···
    1. 1.
      0
      Rezervuar
      ···
  15. 90.
    +12 -2
    Koridorda Lütfü kanlar içinde yatıyordu, silahımı kavrayıp odaya girdiğimde tetiği kapıya yapılmış bir tüfek gördüm, duvarda "Can almaya geldiğiniz yerde, can verdiniz, bu bir başlangıç." yazıyordu. Lütfüye doğru koştum. Nabzına baktım. Atıyordu. Ev temizlenmişti. Alper yanıma geldi, "Çekil lan şurdan." diyip Lütfü'nün nabzına baktı. "Yaşıyor Bilal, çabuk, çabuk arabayı hazırla." dedi. Bense olayın şokundaydım, birisi bizi satmıştı.
    ···
  16. 91.
    +13
    Lütfü'nün yaşayacağını düşünmüyordum. Kalbine yakın yere almıştı mermiyi, Alper bana baktı. "Sen bu telaşla bunları otele zütürmezsin, Bilal zütürecek. Sende benimle birlikte hastaneye geleceksin." dedi. Arabaya bindik. Arkaya geçtim. Lütfü'nün düşmemesi için tutacaktım. Alper arabaya bindi. "Ne oldursa olsun bırakma." dedi. Kafamı salladım. Ellerim kan içinde kalmıştı. Lütfüyü tutuyordum. "ilteriş, panik yapma ve asla korkma." dedi bana Alper, bir şey söylemedim ve arabayı çalıştırdı.
    ···
  17. 92.
    +15 -1
    Evden çıktıktan sonra hızla otobana doğru sürmeye başladı, daracık yolda 100 ile gidiyorduk. Kısa süre sonra. Otobana çıktığımızda Alper 240'a çıktı. "Sıkı tut." diyordu. Bense korku dolu gözlerle etrafı izliyordum. "Nabzına bak." dedi. Nabzına baktım, elimi çektim. "Ne oluyor lan baksana nabzına." dedi. Elimi bir kez daha uzattım ve nabzına baktım. Kekelemeye başladım. "Lan yola mı konsantre olayım sana mı ne oluyor anlat." dedi. "Nabzı atmıyor." dedim.
    ···
  18. 93.
    +15 -1
    Alper "Bir şeyler yap lan, hastaneye geldik. Yanındasın, bir şeyler yap ilteriş." dedi. Ellerim titriyordu. Alper ise Hastaneye telefon açmıştı. "Patron hastanede misiniz?" diye sordu. Ardından telaşlı bir sesle, "Nabzı düşük, nabzı atmıyor. Doktorlar ona göre hazırlansın." dedi. "Kiminle konuşuyorsun?" diye sordum. Telefonu kapattıktan sonra "Kimle olucak kaç patron var." dedi. Mert ile konuşuyordu. Rüyada olmadığımı anladım. Hastaneye geldiğimizde Lütfüyü hemen arabadan çıkardılar bense arabadan çıkıp kendimi yere attım.
    ···
  19. 94.
    +11 -2
    Lütfü acilen hastaneye sedyeyle alınırken ben şaşkın şaşkın Lütfü'nün hastaneye gidişini izliyordum. Mert yanıma geldi, ensemden tutup beni arabaya bindirdi. "Bilal acilen otele sür, ilteriş'i kendine getir." dedi. Bilal arabayı otele doğru sürdü. Otele geldiğimizde odama zütürdü. "Burdan çıkma, 2 gün burda kal." dedi. Odadan çıktı hıçkıra hıçkıra ağlamaya başladım.
    ···
  20. 95.
    +14 -1
    5 dakika sonra kapı çaldı. Silahımı çıkardım tetiği çektim ve kapıyı açtım. Kapıda ki kişinin kafasına silahımı dayadım, gelen kişi senaydı, şaşkın şaşkın bana bakıyordu. Her yerim kan içinde, gözlerim ağlamaktan kıpkırmızı elimde silah, silahın ucunda Sena, silahı indirdim. Odama geri döndüm. Sena'nın gitmesini beklerken arkamdan geldi kapıyı kapattı. Bir şey söylemedi. "Amcamın durumu iyi değilmiş babamla yeni konuştuk." dedi. Bir şey söylemedim. "Kendini mi suçluyorsun." diye sordu. Yine bir şey söylemedim.
    ···