/i/İnanç

İnanç
  1. 26.
    0
    Beyler yapmayin, kufur kaynayan yerde bunu yapmayin lan. Ikisinin yeri ayri
    ···
    1. 1.
      0
      O yüzden inanç altincisi var
      ···
  2. 27.
    0
    Beyler sizlere tavsiyem şudur . Kur-an meali tabiki okunur okunaz demiyorum ama şu durumda hadislere SAHiH HADiSLERE öncelik verin . Kuranı Kerim i anlamak da ilim ister .
    Kur-an'ı en iyi açıklayan anlayan uygulayan Peygamberimizdir . Onun yaptıgı davranıslar da hadistir . Hadis okuyun okumasıda zevklidir . ama SAHiH HADiS DiYORUM BAKIN . Buhari Tirmizi başlıca kaynaklardır onların içinden sahih olanlara bakın
    ···
  3. 28.
    0
    Devam kardes
    ···
    1. 1.
      +1
      yazdım kardeşim.
      ···
  4. 29.
    0
    => BAKARA SÜRESi DEVAM

    186. Kullarım sana, beni sorduğunda (söyle onlara): Ben çok yakınım. Bana dua ettiği vakit dua edenin dileğine karşılık veririm. O halde (kullarım da) benim davetime uysunlar ve bana inansınlar ki doğru yolu bulalar.

    187. Oruç gecesinde kadınlarınıza yaklaşmak size helâl kılındı. Onlar sizin için birer elbise, siz de onlar için birer elbisesiniz. Allah sizin kendinize kötülük ettiğinizi bildi ve tevbenizi kabul edip sizi bağışladı. Artık (ramazan gecelerinde) onlara yaklaşın ve Allah'ın sizin için takdir ettiklerini isteyin. Sabahın beyaz ipliği (aydınlığı), siyah ipliğinden (karanlığından) ayırt edilinceye kadar yeyin, için, sonra akşama kadar orucu tamamlayın. Mescitlerde ibadete çekilmiş olduğunuz zamanlarda kadınlarla birleşmeyin. Bunlar Allah'ın koyduğu sınırlardır. Sakın bu sınırlara yaklaşmayın. işte böylece Allah âyetlerini insanlara açıklar. Umulur ki korunurlar.

    188. Mallarınızı aranızda haksız sebeplerle yemeyin. Kendiniz bilip dururken, insanların mallarından bir kısmını haram yollardan yemeniz için o malları hakimlere (idarecilere veya mahkeme hakimlerine) vermeyin.

    189. Sana, hilâl şeklinde yeni doğan ayları sorarlar. De ki: Onlar, insanlar ve özellikle hac için vakit ölçüleridir. iyi davranış, asla evlere arkalarından gelip girmeniz değildir. Lâkin iyi davranış, korunan (ve ölçülü giden) kimsenin davranışıdır. Evlere kapılarından girin, Allah'tan korkun, umulur ki kurtuluşa erersiniz.

    190. Size karşı savaş açanlara, siz de Allah yolunda savaş açın. Sakın aşırı gitmeyin, çünkü Allah aşırıları sevmez.

    191. Onları (size karşı savaşanları) yakaladığınız yerde öldürün. Sizi çıkardıkları yerden siz de onları çıkarın. Fitne, adam öldürmekten daha kötüdür. Mescid-i Haram'da onlar sizinle savaşmadıkça, siz de onlarla savaşmayın. Eğer onlar size karşı savaş açarlarsa siz de onları öldürün. işte kâfirlerin cezası böyledir.

    192. Eğer onlar (savaştan) vazgeçerlerse, (şunu iyi bilin ki) Allah gafûr ve rahîmdir.

    193. Fitne tamamen yok edilinceye ve din (kulluk) de yalnız Allah için oluncaya kadar onlarla savaşın. Şayet vazgeçerlerse zalimlerden başkasına düşmanlık ve saldırı yoktur.

    194. Haram ay haram aya karşılıktır. Hürmetler (dokunulmazlıklar) karşılıklıdır. Kim size saldırırsa siz de ona misilleme olacak kadar saldırın. Allah'tan korkun ve bilin ki Allah müttakîlerle beraberdir.

    195. Allah yolunda harcayın. Kendi ellerinizle kendinizi tehlikeye atmayın. Her türlü hareketinizde dürüst davranın. Çünkü Allah dürüstleri sever.

    196. Haccı ve umreyi Allah için tam yapın. Eğer (bunlardan) alıkonursanız kolayınıza gelen kurbanı gönderin. Kurban, yerine varıncaya kadar başlarınızı tıraş etmeyin. Sizden her kim hasta olursa yahut başından bir rahatsızlığı varsa, oruç veya sadaka veya kurban olmak üzere fidye gerekir. (Hac yolculuğu için) emin olduğunuz vakit kim hac günlerine kadar umre ile faydalanmak isterse, kolayına gelen bir kurban kesmek gerekir. Kurban kesmeyen kimse hac günlerinde üç, memleketine döndüğü zaman yedi olmak üzere oruç tutar ki, hepsi tam on gündür. Bu söylenenler, ailesi Mescid-i Haram civarında oturmayanlar içindir. Allah'tan korkun. Biliniz ki Allah'ın vereceği ceza ağırdır.

    197. Hac, bilinen aylardadır. Kim o aylarda hacca niyet ederse (ihrdıbını giyerse), hac esnasında kadına yaklaşmak, günah sayılan davranışlara yönelmek, kavga etmek yoktur. Ne hayır işlerseniz Allah onu bilir. (Ey müminler! Ahiret için) azık edinin. Bilin ki azığın en hayırlısı takvâdır. Ey akıl sahipleri! Benden (emirlerime muhalefetten) sakının.

    198. (Hac mevsiminde ticaret yaparak) Rabbinizden gelecek bir lütfu (kazancı) aramanızda size herhangi bir günah yoktur. Arafat'tan ayrılıp akın ettiğinizde Meş'ar-i Haram'da Allah'ı zikredin ve O'nu size gösterdiği şekilde anın. Şüphesiz siz daha önce yanlış gidenlerden idiniz.

    199. Sonra insanların (sel gibi) aktığı yerden siz de akın. Allah'tan mağfiret isteyin. Çünkü Allah affedici ve esirgeyicidir.

    200. Hac ibadetlerinizi bitirince, babalarınızı andığınız gibi, hatta ondan daha kuvvetli bir şekilde Allah'ı anın. insanlardan öyleleri var ki: Ey Rabbimiz! Bize dünyada ver, derler. Böyle kimselerin ahiretten hiç nasibi yoktur.

    201. Onlardan bir kısmı da: Ey Rabbimiz! Bize dünyada da iyilik ver, ahirette de iyilik ver. Bizi cehennem azabından koru! derler.

    202. işte onlar için, kazandıklarından büyük bir nasip vardır. (Şüphesiz) Allah'ın hesabı çok süratlidir.

    203. Sayılı günlerde (eyyam-ı teşrikte telbiye ve tekbir getirerek) Allah'ı anın. Kim iki gün içinde acele edip (Mina'dan Mekke'ye) dönmek isterse, ona günah yoktur. Bunlar günahtan sakınanlar içindir. Allah'tan korkun ve bilin ki hepiniz O'nun huzurunda toplanacaksınız.

    204. insanlardan öyleleri vardır ki, dünya hayatı hakkında söyledikleri senin hoşuna gider. Hatta böylesi kalbinde olana (samimi olduğuna) Allah'ı şahit tutar. Halbuki o, hasımların en yamanıdır.

    205. O, dönüp gitti mi (yahut bir iş başına geçti mi) yeryüzünde ortalığı fesada vermek, ekinleri tahrip edip nesilleri bozmak için çalışır. Allah bozgunculuğu sevmez.

    206. Böylesine "Allah'tan kork!" denilince benlik ve gurur kendisini günaha sevkeder. (Ceza ve azap olarak) ona cehennem yeter. O ne kötü yerdir!

    207. insanlardan öyleleri de var ki, Allah'ın rızasını almak için kendini ve malını feda eder. Allah da kullarına şefkatlidir.

    208. Ey iman edenler! Hep birden barışa girin. Sakın şeytanın peşinden gitmeyin. Çünkü o, apaçık düşmanınızdır.

    209. Size (Kur'an ve Sünnet gibi) apaçık deliller geldikten sonra, eğer barıştan saparsanız, şunu iyi bilin ki Allah azîzdir, hakîmdir.

    210. Onlar, ille de buluttan gölgeler içinde Allah'ın ve meleklerinin gelmesini mi beklerler Halbuki iş bitirilmiştir. (Allah nizamı artık değişmez.) Bütün işler yalnızca Allah'a döndürülür.
    Tümünü Göster
    ···
  5. 30.
    0
    211. israiloğullarına sor ki kendilerine nice apaçık mucizeler verdik. Kim mucizeler kendisine geldikten sonra Allah'ın nimetini (âyetlerini) değiştirirse bilsin ki Allah'ın azabı şiddetlidir.

    212. Kâfir olanlar için dünya hayatı câzip kılındı. (Bu yüzden) onlar, iman edenler ile alay ederler. Oysa ki, (iman edip) inkârdan sakınanlar kıyamet gününde onların üstündedir. Allah dilediğine hesapsız rızık verir.

    213. insanlar bir tek ümmet idi. Sonra Allah, müjdeleyici ve uyarıcı olarak peygamberleri gönderdi. insanlar arasında, anlaşmazlığa düştükleri hususlarda hüküm vermeleri için, onlarla beraber hak yolu gösteren kitapları da gönderdi. Ancak kendilerine kitap verilenler, apaçık deliller geldikten sonra, aralarındaki kıskançlıktan ötürü dinde anlaşmazlığa düştüler. Bunun üzerine Allah iman edenlere, üzerinde ihtilafa düştükleri gerçeği izniyle gösterdi. Allah dilediğini doğru yola iletir.

    214. (Ey müminler! ) Yoksa siz, sizden önce gelip geçenlerin başına gelenler size de gelmeden cennete gireceğinizi mi sandınız? Yoksulluk ve sıkıntı onlara öylesine dokunmuş ve öyle sarsılmışlardı ki, nihayet Peygamber ve beraberindeki müminler: Allah'ın yardımı ne zaman! dediler. Bilesiniz ki Allah'ın yardımı yakındır.

    215. Sana (Allah yolunda) ne harcayacaklarını soruyorlar. De ki: Maldan harcadığınız şey, ebeveyn, yakınlar, yetimler, fakirler ve yolcular için olmalıdır. Şüphesiz Allah yapacağınız her hayrı bilir.

    216. Hoşunuza gitmediği halde savaş size farz kılındı. Sizin için daha hayırlı olduğu halde bir şeyi sevmemeniz mümkündür. Sizin için daha kötü olduğu halde bir şeyi sevmeniz de mümkündür. Allah bilir, siz bilmezsiniz.

    217. Sana haram ayı, yani onda savaşmayı soruyorlar. De ki: O ayda savaşmak büyük bir günahtır. (insanları) Allah yolundan çevirmek, Allah'ı inkâr etmek, Mes-cid-i Haram'ın ziyaretine mâni olmak ve halkını oradan çıkarmak ise Allah katında daha büyük günahtır. Fitne de adam öldürmekten daha büyük bir günahtır. Onlar eğer güçleri yeterse, sizi dininizden döndürünceye kadar size karşı savaşa devam ederler. Sizden kim, dininden döner ve kâfir olarak ölürse, onların yaptıkları işler dünyada da ahirette de boşa gider. Onlar cehennemliktirler ve orada devamlı kalırlar.

    218. iman edenler ve hicret edip Allah yolunda cihad edenler var ya, işte bunlar, Allah'ın rahmetini umabilirler. Allah, gafûr ve rahîmdir.

    219. Sana, şarap ve kumar hakkında soru sorarlar. De ki: Her ikisinde de büyük bir günah ve insanlar için bir takım faydalar vardır. Ancak her ikisinin de günahı faydasından daha büyüktür. Yine sana iyilik yolunda ne harcayacaklarını sorarlar. "ihtiyaç fazlasını" de. Allah size âyetleri böyle açıklar ki düşünesiniz.

    220. Dünya ve ahiret hakkında (lehinize olan davranışları düşünün ve ona göre hareket edin). Sana yetimler hakkında soruyorlar. De ki: Onları iyi yetiştirmek (yüz üstü bırakmaktan) daha hayırlıdır. Eğer onlarla birlikte yaşarsanız, (unutmayın ki) onlar sizin kardeşlerinizdir. Allah, işleri bozanla düzelteni bilir. Eğer Allah dileseydi, sizi de zahmet ve meşakkate sokardı. Çünkü Allah güçlüdür, hakîmdir.

    221. iman etmedikçe putperest kadınlarla evlenmeyin. Beğenseniz bile, putperest bir kadından, imanlı bir câriye kesinlikle daha iyidir. iman etmedikçe putperest erkekleri de (kızlarınızla) evlendirmeyin. Beğenseniz bile, putperest bir kişiden inanmış bir köle kesinlikle daha iyidir. Onlar (müşrikler) cehenneme çağırır. Allah ise, izni (ve yardımı) ile cennete ve mağfirete çağırır. Allah, düşünüp anlasınlar diye âyetlerini insanlara açıklar.

    222. Sana kadınların ay halini sorarlar. De ki: O, bir rahatsızlıktır. Bu sebeple ay halinde olan kadınlardan uzak durun. Temizleninceye kadar onlara yaklaşmayın. Temizlendikleri vakit, Allah'ın size emrettiği yerden onlara yaklaşın. Şunu iyi bilin ki, Allah tevbe edenleri de sever, temizlenenleri de sever.

    223. Kadınlarınız sizin için bir tarladır. Tarlanıza nasıl dilerseniz öyle varın. Kendiniz için önceden (uygun davranışlarla) hazırlık yapın. Allah'tan korkun, biliniz ki siz O'na kavuşacaksınız. (Yâ muhafazid!) müminleri müjdele!

    224. Yeminlerinizden dolayı Allah'ı (O'nun adını), iyilik etmenize, O'ndan sakınmanıza ve insanların arasını düzeltmenize engel kılmayın. Allah işitir ve bilir.

    225. Allah sizi kasıtsız yeminlerinizden sorumlu tutmaz. Lâkin kasıtlı yaptığınız yeminlerinizden dolayı sizi sorumlu tutar. Allah gafûrdur, halîmdir.

    226. Kadınlarına yaklaşmamaya yemin edenler dört ay beklerler. Eğer (bu müddet içinde) kadınlarına dönerlerse, şüphesiz Allah çokça bağışlayan ve esirgeyendir.

    227. Eğer (müddeti içinde dönmeyip kadınlarını) boşamaya karar verirlerse (ayrılırlar). Biliniz ki, Allah işitir ve bilir.

    228. Boşanmış kadınlar, kendi başlarına (evlenmeden) üç ay hali (hayız veya temizlik müddeti) beklerler. Eğer onlar Allah'a ve ahiret gününe gerçekten inanmışlarsa, rahimlerinde Allah'ın yarattığını gizlemeleri kendilerine helâl olmaz. Eğer kocalar barışmak isterlerse, bu durumda boşadıkları kadınları geri almaya daha fazla hak sahibidirler. Erkeklerin kadınlar üzerindeki hakları gibi, kadınların da erkekler üzerinde belli hakları vardır. Ancak erkekler, kadınlara göre bir derece üstünlüğe sahiptirler. Allah azîzdir, hakîmdir.

    229. Boşama iki defadır. Bundan sonrası ya iyilikle tutmak ya da güzellikle salıvermektir. Kadınlara verdiklerinizden (boşanma esnasında) bir şey almanız size helâl olmaz. Ancak erkek ve kadın Allah'ın sınırlarında kalıp evlilik haklarını tam tatbik edememekten korkarlarsa bu durum müstesna. (Ey müminler!) Siz de karı ile kocanın, Allah'ın sınırlarını, hakkıyla muhafaza etmelerinden kuşkuya düşerseniz, kadının (erkeğe) fidye vermesinde her iki taraf için de sakınca yoktur. Bu söylenenler Allah'ın koyduğu sınırlardır. Sakın onları aşmayın. Kim Allah'ın sınırlarını aşarsa işte onlar zalimlerdir.

    230. Eğer erkek kadını (üçüncü defa) boşarsa, ondan sonra kadın bir başka erkekle evlenmedikçe onu alması kendisine helâl olmaz. Eğer bu kişi de onu boşarsa, (her iki taraf da) Allah'ın sınırlarını muhafaza edeceklerine inandıkları takdirde, yeniden evlenmelerinde beis yoktur. Bunlar Allah'ın sınırlarıdır. Allah bunları bilmek, öğrenmek isteyenler için açıklar.

    231. Kadınları boşadığınız ve onlar da bekleme müddetlerini bitirdikleri vakit ya onları iyilikle tutun yahut iyilikle bırakın. Fakat haksızlık ederek ve zarar vermek için onları nikâh altında tutmayın. Kim bunu yaparsa muhakkak kendine kötülük etmiş olur. Allah'ın âyetlerini eğlenceye almayın. Allah'ın sizin üzerinizdeki nimetini, (size verdiği hidayeti), size öğüt vermek üzere indirdiği Kitab'ı ve hikmeti hatırlayın. Allah'tan korkun. Bilesiniz ki Allah, her şeyi bilir.

    232. Kadınları boşadığınız ve onlar da bekleme müddetlerini bitirdikleri vakit, aralarında iyilikle anlaştıkları takdirde, onların (eski) kocalarıyla evlenmelerine engel olmayın. işte bununla içinizden Allah'a ve ahiret gününe inanan kimselere öğüt verilmektedir. Bu öğüdü tutmanız kendiniz için en iyisi ve en temizidir. Allah bilir, siz bilmezsiniz.

    233. Emzirmeyi tamamlatmak isteyen (baba) için, anneler çocuklarını iki tam yıl emzirirler. Onların örfe uygun olarak beslenmesi ve giyimi baba tarafına aittir. Bir insan ancak gücü yettiğinden sorumlu tutulur. Hiçbir anne, çocuğu sebebiyle, hiçbir baba da çocuğu yüzünden zarara uğratılmamalıdır. Onun benzeri (nafaka temini) vâris üzerine de gerekir. Eğer ana ve baba birbiriyle görüşerek ve karşılıklı anlaşarak çocuğu memeden kesmek isterlerse, kendilerine günah yoktur. Çocuklarınızı (süt anne tutup) emzirtmek istediğiniz takdirde, süt anneye vermekte olduğunuzu iyilikle teslim etmeniz şartıyla, üzerinize günah yoktur. Allah'tan korkun. Bilin ki Allah, yapmakta olduklarınızı görür.

    234. Sizden ölenlerin, geride bıraktıkları eşleri, kendi başlarına (evlenmeden) dört ay on gün beklerler. Bekleme müddetlerini bitirdikleri vakit, kendileri hakkında yaptıkları meşru işlerde size bir günah yoktur. Allah yapmakta olduklarınızı bilir.

    235. (iddet beklemekte olan) kadınlarla evlenme hususundaki düşüncelerinizi üstü kapalı biçimde anlatmanızda veya onu içinizde gizli tutmanızda size günah yoktur. Allah bilir ki siz onları anacaksınız. Lâkin, meşru sözler söylemeniz müstesna, sakın onlara gizlice buluşma sözü vermeyin. Farz olan bekleme müddeti dolmadan, nikâh kıymaya kalkışmayın. Bilin ki Allah, gönlünüzdekileri bilir. Bu sebeple Allah'tan sakının. Şunu iyi bilin ki Allah gafûrdur, halîmdir.

    236. Nikâhtan sonra henüz dokunmadan veya onlar için belli bir mehir tayin etmeden kadınları boşarsanız bunda size mehir zorunluğu yoktur. Bu durumda onlara müt'a (hediye cinsinden bir şeyler) verin. Zengin olan durumuna göre, fakir de durumuna göre vermelidir. Münasip bir müt'a vermek iyiler için bir borçtur.

    237. Kendilerine mehir tayin ederek evlendiğiniz kadınları, temas etmeden boşarsanız, tayin ettiğiniz mehrin yarısı onların hakkıdır. Ancak kadınların vazgeçmesi veya nikâh bağı elinde bulunanın (velinin) vazgeçmesi hali müstesna, affetmeniz (mehirden vazgeçmeniz), takvâya daha uygundur. Aranızda iyilik ve ihsanı unutmayın. Şüphesiz Allah yapmakta olduklarınızı hakkıyla görür.
    Tümünü Göster
    ···
  6. 31.
    0
    238. Namazlara ve orta namaza devam edin. Allah'a saygı ve bağlılık içinde namaz kılın.

    239. Eğer (herhangi bir şeyden) korkarsanız (namazlarınızı) yürüyerek yahut binmiş olarak (kılın). Güvene kavuştuğunuz zaman, siz bilmezken Allah'ın size öğrettiği şekilde O'nu anın (namaz kılın).

    240. Sizden ölüp de (dul) eşler bırakan kimseler, zevcelerinin, evlerinden çıkarılmadan, bir yıla kadar bıraktıkları maldan faydalanmaları hususunda (sağlıklarında) vasiyet etsinler. Eğer o kadınlar, (kendiliklerinden) çıkıp giderlerse, kendileri hakkında yaptıkları meşru şeylerden size bir günah yoktur. Allah azîzdir, hakîmdir.

    241. Boşanmış kadınların, hakkaniyet ölçülerinde (kocalarından) menfaat sağlamak haklarıdır; bu, Allah korkusu taşıyanlar üzerine bir borçtur.

    242. Allah size işte böylece âyetlerini açıklar ki düşünüp hakikati anlayasınız.

    243. Binlerce oldukları halde, ölüm korkusundan dolayı yurtlarından çıkıp gidenleri görmedin mi? Allah onlara "Ölün!" dedi (öldüler). Sonra onları diriltti. Şüphesiz Allah insanlara karşı lütufkârdır. Lâkin insanların çoğu şükretmez.

    244. Allah yolunda savaşın ve bilin ki Allah, her şeyi işitir ve bilir.

    245. Verdiğinin kat kat fazlasını kendisine ödemesi için Allah'a güzel bir borç (isteyene faizsiz ödünç) verecek yok mu? Darlık veren de bolluk veren de Allah'tır. Sadece O'na döndürüleceksiniz.

    246. Musa'dan sonra, Benî israil'den ileri gelen kimseleri görmedin mi? Kendilerine gönderilmiş bir peygambere: "Bize bir hükümdar gönder ki (onun komutasında) Allah yolunda savaşalım" demişlerdi. "Ya size savaş yazılır da savaşmazsanız?" dedi. "Yurtlarımızdan çıkarılmış, çocuklarımızdan uzaklaştırılmış olduğumuz halde Allah yolunda neden savaşmayalım?" dediler. Kendilerine savaş yazılınca, içlerinden pek azı hariç, geri dönüp kaçtılar. Allah zalimleri iyi bilir.

    247. Peygamberleri onlara: Bilin ki Allah, Tâlût'u size hükümdar olarak gönderdi dedi. Bunun üzerine: Biz, hükümdarlığa daha lâyık olduğumuz halde, kendisine servet ve zenginlik yönünden geniş imkânlar verilmemişken o bize nasıl hükümdar olur? dediler. "Allah sizin üzerinize onu seçti, ilimde ve bedende ona üstünlük verdi. Allah mülkünü dilediğine verir. Allah her şeyi ihata eden ve her şeyi bilendir" dedi.

    248. Peygamberleri onlara: Onun hükümdarlığının alâmeti, Tabut'un size gelmesidir. Meleklerin taşıdığı o Tabut'un içinde Rabbinizden size bir ferahlık ve sükûnet, Musa ve Harun hanedanlarının bıraktıklarından bir kalıntı vardır. Eğer inanmış kimseler iseniz sizin için bunda şüphesiz bir alâmet vardır, dedi.

    249. Tâlût askerlerle beraber (cihad için) ayrılınca: Biliniz ki Allah sizi bir ırmakla imtihan edecek. Kim ondan içerse benden değildir. Eliyle bir avuç içen müstesna kim ondan içmezse bendendir, dedi. içlerinden pek azı müstesna hepsi ırmaktan içtiler. Tâlût ve iman edenler beraberce ırmağı geçince: Bugün bizim Câlût'a ve askerlerine karşı koyacak hiç gücümüz yoktur, dediler. Allah'ın huzuruna varacaklarına inananlar: Nice az sayıda bir birlik Allah'ın izniyle çok sayıdaki birliği yenmiştir. Allah sabredenlerle beraberdir, dediler.

    250. Câlût ve askerleriyle savaşa tutuştuklarında: Ey Rabbimiz! Üzerimize sabır yağdır. Bize cesaret ver ki tutunalım. Kâfir kavme karşı bize yardım et, dediler.

    251. Sonunda Allah'ın izniyle onları yendiler. Davud da Câlût'u öldürdü. Allah ona (Davud'a) hükümdarlık ve hikmet verdi, dilediği ilimlerden ona öğretti. Eğer Allah'ın insanlardan bir kısmının kötülüğünü diğerleriyle savması olmasaydı elbette yeryüzü altüst olurdu. Lâkin Allah bütün insanlığa karşı lütuf ve kerem sahibidir.

    252. işte bunlar Allah'ın âyetleridir. Biz onları sana doğru olarak anlatıyoruz. Şüphesiz sen, Allah tarafından gönderilmiş peygamberlerdensin.

    253. O peygamberlerin bir kısmını diğerlerinden üstün kıldık. Allah onlardan bir kısmı ile konuşmuş, bazılarını da derece derece yükseltmiştir. Meryem oğlu isa'ya açık mucizeler verdik ve onu Rûhu'l-Kudüs ile güçlendirdik. Allah dileseydi o peygamberlerden sonra gelen milletler, kendilerine açık deliller geldikten sonra birbirleriyle savaşmazlardı. Fakat onlar ihtilafa düştüler de içlerinden kimi iman etti, kimi de inkâr etti. Allah dileseydi onlar savaşmazlardı; lâkin Allah dilediğini yapar.

    254. Ey iman edenler! Kendisinde artık alış-veriş, dostluk ve kayırma bulunmayan gün (kıyamet) gelmeden önce, size verdiğimiz rızıktan hayır yolunda harcayın. Gerçekleri inkâr edenler elbette zalimlerdir.

    255. Allah, O'ndan başka tanrı yoktur; O, hayydir, kayyûmdur. Kendisine ne uyku gelir ne de uyuklama. Göklerde ve yerdekilerin hepsi O'nundur. izni olmadan O'nun katında kim şefaat edebilir? O, kullarının yaptıklarını ve yapacaklarını bilir. (O'na hiçbir şey gizli kalmaz.) O'nun bildirdiklerinin dışında insanlar O'nun ilminden hiçbir şeyi tam olarak bilemezler. O'nun kürsüsü gökleri ve yeri içine alır, onları koruyup gözetmek kendisine zor gelmez. O, yücedir, büyüktür.

    256. Dinde zorlama yoktur. Artık doğrulukla eğrilik birbirinden ayrılmıştır. O halde kim tâğutu reddedip Allah'a inanırsa, kopmayan sağlam kulpa yapışmıştır. Allah işitir ve bilir.

    257. Allah, inananların dostudur, onları karanlıklardan aydınlığa çıkarır. inkâr edenlere gelince, onların dostları da tâğuttur, onları aydınlıktan alıp karanlığa zütürür. işte bunlar cehennemliklerdir. Onlar orada devamlı kalırlar.

    258. Allah kendisine mülk (hükümdarlık ve zenginlik) verdiği için şımararak Rabbi hakkında ibrahim ile tartışmaya gireni (Nemrut'u) görmedin mi! işte o zaman ibrahim: Rabbim hayat veren ve öldürendir, demişti. O da: Hayat veren ve öldüren benim, demişti. ibrahim: Allah güneşi doğudan getirmektedir; haydi sen de onu batıdan getir, dedi. Bunun üzerine kâfir apışıp kaldı. Allah zalim kimseleri hidayete erdirmez.

    259. Yahut görmedin mi o kimseyi ki, evlerinin duvarları çatıları üzerine çökmüş (alt üst olmuş) bir kasabaya uğradı; "Ölümünden sonra Allah bunları nasıl diriltir acaba!" dedi. Bunun üzerine Allah onu öldürüp yüz sene bıraktı; sonra tekrar diriltti. Ne kadar kaldın? dedi. "Bir gün yahut daha az" dedi. Allah ona: Hayır, yüz sene kaldın. Yiyeceğine ve içeceğine bak, henüz bozulmamıştır. Eşeğine de bak. Seni insanlara bir ibret kılalım diye (yüz sene ölü tuttuk, sonra tekrar dirilttik). Şimdi sen kemiklere bak, onları nasıl düzenliyor, sonra ona nasıl et giydiriyoruz, dedi. Durum kendisince anlaşılınca: Şimdi iyice biliyorum ki, Allah her şeye kadirdir, dedi.

    260. ibrahim Rabbine: Ey Rabbim! Ölüyü nasıl dirilttiğini bana göster, demişti. Rabbi ona: Yoksa inanmadın mı? dedi. ibrahim: Hayır! inandım, fakat kalbimin mutmain olması için (görmek istedim), dedi. Bunun üzerine Allah: Öyleyse dört tane kuş yakala, onları yanına al, sonra (kesip parçala), her dağın başına onlardan bir parça koy. Sonra da onları kendine çağır; koşarak sana gelirler. Bil ki Allah azîzdir, hakîmdir, buyurdu.
    Tümünü Göster
    ···
  7. 32.
    0
    Tefsire gerek yok, kuran kendine 'ahsen-ül tefsir' en güzel tefsir diyor. Orijini kadar olmasa da meal okumak ta çok önemli. Farklı mealleri karşılaştırırsak anldıbına daha da yaklaşmış oluruz.
    Selam kardeşim. Eline sağlık... Destekçinim.
    Edit :Furkan: 33 Onların sana getirdikleri her bir sorunda Biz kesinlikle sana hakkı ve en güzel tefsiri getirmişizdir.
    ···
  8. 33.
    0
    tefsirli okuyun. zira herkes kendi kafasına göre yorumlamasın ayetleri. elmalılı iyidir
    ···
  9. 34.
    0
    Eyvallah pampa. Putperest ateist arkadaşlara dert oldu bu durum neden acaba ?
    ···
  10. 35.
    0
    Kardeş tebrik ediyorum seni @1
    ···
    1. 1.
      0
      teşekkürler panpa.
      ···
  11. 36.
    0
    Tefsir bulup okuyacam en kısa sürede. Başlık güzel, ellerine sağlık.
    ···
    1. 1.
      0
      eyvallah panpa. hoşunuza gittiyse ne ala.
      ···
  12. 37.
    0
    parantez ici direkt kisisel yorumdur, donup de bakmam bile.
    ayrica canertaslaman.com adresinden kitap kismina akin picler
    ···
  13. 38.
    0
    şukular şelale din kardeşlerime
    ···
    1. 1.
      0
      Eyvallah kardeşim.
      ···
  14. 39.
    0
    ne güzel canımlı cicimli demi ^^ hayırlı geceler allah rahatlık versin kardeşim.
    ···
    1. 1.
      0
      Evet canım iyi geceler *
      ···
  15. 40.
    -1
    arapçasıyla bi yere varılamayacağını anlıyorsun da sadece arapça yazılmış kitabın evrensel olmadığını mı anlamıyorsun
    ···
    1. 1.
      -1
      Arapça olmasının sebebi o dönemki arap kavmine indirilmesidir yoksa kuran tüm insanlara yol gösterici olarak indirilmiştir.
      ···
      1. 1.
        -1
        ne yani güncelleme mi geldi aq ahadha dediğin lafa bi bak o dönemde arap kavmine inmiş ee sonra işte sonra yeni pack geldi 2 yeni özellik bug düzeltmeleri filan sonra evrensel oldu ahdrasd güldürme beni sabah sabah git işine mantıklı bir açıklaman yok cevap verme bari
        ···
      2. 2.
        -1
        yoo yoo lütfen açıkla bana klagib verecek cevabı olmayan insan davranışını sergileme bana yok anlatsam inanmazsın bilmem ne filan anlat aydınlat beni madem evrensel neden arapça yada ne biliyim Türkçe değil din sadece azgın kavimlere gönderilir derler Türklere hiç din gelmemiş o zaman bizim dinede ihtiyacımız yok? ya tanrı bizi çok seviyor din yollamadı iki türlüde inanmamızı gerektiren bir şey yok sana bi hikaye anlatıyım bir gün bir arap kafilesi mevlanayı ziyarete gelirler konyaya neyse gelmişken gezerler bir camiye denk gelirler camiide avluda insanlar oturuyrmuş içeride de kuran okunuyormuş hacı amcalardan duygulanıp ağlayanlar olmuş araplar gülmeye başlamış ama nasıl gülüyorlarmış en son avludaki adamlardan biri sinirli sinirli gelmiş ne gülüyor bunlar be! kuran okunuyor kuran demiş tercüman çevrimiş araplarda demişki sabahtan beri kadın adet döngüsünü anlatan kısıma ağlıyorlar demiş
        ···
      3. 3.
        0
        O yüzden mealini okuyalım diyorum ya kardeşim niye ısrarla anlamak istemiyorsunuz. kuranın arapça olmasına gelirsek

        Kuranın ne zorluklarla indiğini düşün ne kadar sürdü inmesi senin internetten yaptığın indirmeler gibi bi çırpıda inmedi. yani bütün dillerde ayrı ayrı mı inseydi bu ne kadar sürerdi.
        ···
      4. 4.
        -1
        kos koca evreni yaratan mükemmel canlılar yaratan yaratıcı bi kitabı yollamakta mı güçlük çekti? uzun sürmesinin nedeni yaşanmış olaylara göre inmesidir mesela hırsızlık oluyor hırsızlıkla ilgili ayet iniyor zor olacak bir şey yok cebrail zütürüyor neden her dilde inmemiştir zaten indiği zaman da yazılmamış sonradan yazılmış yada sen ingilterenin bi köyünde yaşayan adamdan kadından arabistanin çölünden çıkma arapça bi dini kabul etmesini nasıl beklersin? onu geçtim bırak islamı arabistanı duymamış adamlar var dünyada ormanda kutuplarda yaşıyan onların suçu ne cem yılmazın dediği gibi adam sınav oluyor ama konuları bile bilmiyor
        ···
      5. diğerleri 2
  16. 41.
    -1
    Panpa o degilde bence tefsirini okusak daha mantikli olur sonuc olarak yanlis anayabiliriz tefsir daha aciklayici olur
    ···
    1. 1.
      0
      eğer evinde meal kitabı varsa ayetlerin altında açıklamalar yazıyo zaten panpa. diyanetin sitesinde de ikiside var.
      ···
  17. 42.
    -1
    çok uzun amk
    ···
  18. 43.
    -1
    inanmayın olum böyle şeylere kitap işte. Zekice yazılmış kitap. bir sürüde çelişki barındırıyor. deden duyma din yaşayan bir toplum olduğumuz için korkuyoruz sorgulamaya. Ölmekten korktuğumuz içinde inanıyoruz. Öldükten sonra bi gibim yok gençler hepimiz toprak olcaz çürücez gitcez. çok takılmayın böyle şeylere.
    ···
    1. 1.
      0
      Sen öyle san sana göre bu kitabın yazarı muhafazid çok zekice davranmış çıkarları için yazmış değil mi yanılıyorsun bro, o kitapta Adem den bu yana tüm büyük peygamberlerin kıssaları genişçe anlatılmıştır ve içinde Allah ı tasdik eden bolca deliller içermekte. Kalbinde eğrilik olanlar lafı hep zütünden anlıyo eşek hoş laftan ne anlar misali
      ···
      1. 1.
        0
        din toplumların birarada tutan sözlü ve yazılı kurallar ile belirlenmiş bir kültürdür aslında. Tüm kutsal olduğuna inanılan kitaplarda da geniş kültürel değerlere yer verilmiştir. Sadece muhafazidin çok zeki olmasıyla alakalı değil. Müslümanlığın yayılmasında muhafazid’in; evlendiği haticenin kuzeni “varaka bin nevfel” sayesinde din müslümanlık bu kadar yayıldı. Allahın olduğun ıspatlayacak bir şey söyle bana kurandan. Bu gezegen elbet bir gün duracak ve yaşanmaz bir hale gelecek ama ozamnki nesiller yaşayacak başka gezegenler bulacak ve yaşam hiç bitmeyecek kardeşim. ölenlere geçmiş olsun tabi. ayrıca hücrelerin genleriyle oynanarak ölmemesini buldu bilim adamları ölümsüzlükte yakındır. *
        ···
      2. 2.
        0
        Ölümsüzlük mü ahahhaa güldürme lan beni . Daha ÇOĞU HASTALIGA ŞiFA BULAMAYAN BiLiM ADAMLARI HÜCRELERiN ÖLMEMESiNi SAĞLADI ?
        Ayrıca evet Din insanlara kurallar veren kültürdür . Hayvanlaşmanı engeller düşünmeni sağlar . Ayrıca ölümün son olduguna inanmanız acizliğinizden emin ol . 60 sene yaşa ortalama sonra öl yaptıgın da yanına kaldı yapmadıgında ? olum yaşadıgınız hayata bir bakın bu kadar kolaymı lan oyun gibi zaten öldük bitti mi buna aklım ermiyor nasıl bitebilir ?
        ···
    2. 2.
      0
      Bilimi küçümsüyorsun. Hastalıkların çözümlerinin bulunmadığını bilemezsin sana kim ne gösteriyorsa ona inanıyorsun. asıl acizlik bu olabilir mi? Sen kendini dünyada niye bu kadar üstün görüyorsun ki senin ne ayrıcalığı var insanların? Ben deistim. Bu düzeni yöneten olabilir diye düşünüyorum fakat bizim bu döngüde hiç bir rolümüz yok. türümüz tükenene kadar yaşayacak insanoğlu.
      ···
  19. 44.
    -1
    tanri diyeceksin o zaman putperest kafir.
    ···
    1. 1.
      0
      Kafir olmayan birine , kafir dersen sen dinden çıkarsın .
      Kimseye gelişi güzel laf atmayın
      ···
  20. 45.
    -1
    bilader yazmışsın bende okudum boşuna okumayın güneşin balçıkta battığı yer diyor. yani güneş sanki balçık içinden batıp başka yerden çıkıyor gibi bir tasfir var. ayrıca doğduğu yeride tuhaf ve bilime uymayan bir şekilde tasvir etmiş . + hz muhafazid için keyfi sureler ve ayetler + kadına şiddetin önünü açan bir cümle geçiyordu. sizi dinlemezler ise kadınlarınızla yataklarınızı ayırın işe yaramazsa iz bırakmayacak şekilde vurun diye. bu tamamen bilime akla ve medeniyete uygun değildir. HER DiNiN OLDUĞU GiBi kuranında kendine özgü sembolleri ,betimlemeleri vardır. şahsıma sorarsanız tamamen muhafazid ve arkadaşları tarafından yazılan bir toplumu hizaya sokma ve itaat ettirme kitabıdır emin olun hz muhafazid mütevazı yaşamadı emin olun muhafazid çok rahattı emin olun o dönemde arab yarımadasında yine aç insanlar vardı + muhafazid domates bile yemedi . inanığım yüce allah kitap gönderseydi bizim önümüzü açardı. açmadımı bizim önümüzü açmadı kitapları ile o zaman yaradan/allah neyse kötümü ?. tamamen şiirsel tamamen incil tevrat vs neyse aynı + dinlere dikkat ederseniz kitap iniş süreleri logaritmik artar 3-9-27- gibi ve bu fark şuan 1500 sene oldu incil ile kuran arasında 500 sene olduğunu tevrat incil arasında 700 sene olduğunu görürsünüz fark gittikçe açılıyor . ve tahminimce bir 5000li yıllara kadar bir daha din vs görmezsiniz. KiTAPLARA GÖRE DÜNYA 7 GÜNDE YARATILMIŞTIR iNANMAYINIZ AKILLA VE BiLiMLE KALINIZ EFENDiM
    ···
    1. 1.
      0
      Akılla bilimle kal diyorsun . Hz.muhafazid mütevazi yaşamadı diyorsun . Kendi ve arkadaşları yazdı diyorsun . Allah kitaplarla önümüzü açmadı diyorsun .
      Ulan azıcık Tarih okuyan biri Hz.muhafazidin çekdiği zorlukları bilir . Hangi insan 40 yaşından sonra durduk yere toplumu hizaya sokmaya çalısır hadi soktu diyelim kimse bu zorluklara katlanmaz . Eğer ki bir düzen olusturmaya çalıssaydı bunun ona ne gibi bir yararı olurdu ? Sakın bana ilerisi için demeyin hangi fani insan kendi göremeyeceği bir iş için ugraşır ? Savaş dışında ? 23 sene boyunca zorluk çeken biri ve bakarsan asla fazlasıyla istememiş azıyla yetinmis biri . Allah kitaplarıyla önümüzü açmadı diyorsun ? Ulan Kitabı dogru düzgün yaşasak önümüz açılır emin ol . Osmanlı yaşadı Önleri açılmadı mı ? Şuanda kim var Düzgün yaşayan ? Hangi ülke Şeriatla Yonetiliyor ? iran filan deme Şii olduklarını biliyoruz . Kitabı yaşada ondan sonra konuş . Ayrıca iniş senelerini yazmışsın evet Fark gittikçe kapanıyor farkettiysen son peygamber geldi . Bu nedemek kıyamet hiç olmadıgı kadar yakın ? anladın mı ? Ayrıca kitaplara göre 7 günde yaratılmış diyorsun ama bu hangi zaman göre 7 gün bilinmiyor diye biliyorum ? Sadece meal değil Tefsir ve Hadis okusanız daha iyi kavrarsınız .
      ···
    2. 2.
      0
      o değilde türbanlı ferresi varmı
      ···