/i/Hikaye

Herkesin bir hikayesi var, ya senin hikayen nedir?
    başlık yok! burası bom boş!
  1. 1.
    +105 -22
    Yasadigim korku dolu anları paylasiyorum. Artık çok doldum. Dinleyen olsa da olmasa da ben icimi döküp yaşadıklarımı bu sözlüğe kazicam.

    Olaylar tamamen gerçek kurgu falan değil. inanmak istemeyen de inanmasin. Sonuçta icimi dökmeye geldim bunlara takılacak değilim.

    Şimdi ufaktan bi giriş yapıp hiç kimse olmasa dahi akşam devdıbını getirecem.

    Gectigimiz mayıs ayında aynı evi paylaşan 3 arkadaş bir mekanda oturmuş senenin başında birbirimize vermiş olduğumuz sözü tutmanın gururuyla birşeyler iciyorduk. Bir yandan biralarimizi yudumlarken bir yandan da bu kotanin mükafatı olan tatili nerde yapacağımızı tartışıyorduk. Başlarda üçümüz de farklı yerlerde diretsek de ufak bir istişare sonucu ortak bir karara vardık: Antalya!

    SON EDiT: BiTTi!!!
    ···
  2. 2.
    +54
    Tolgada arabaya atlayıp tüm gücüyle gaza abandı. Hocaya baktığımda dönmüş bir sol kol yarısı kaymış, yamulmuş bir vücut görüyordum. Daha fazla tutamadım kendimi ağlamaya başladım. Dikiz aynasından hocanın görüntüsünü görmüş olamlı ki gaza daha da abandı Tolga. ilk defa bu kadar süratli bir arabayla seyir ediyorduk. Canımızı hiçe sayarak riskli sollamalar umursamaz makaslar eşliğinde hastaneye vardık. Hocayı derhal acil servise zütürdüler. Bizde dışarıda oturup beklemeye başladık. Sonrasında anlatılacak bir şey yok arkadaşlar. Hoca kısmı felç geçirmişti. Sol dirseği ise sayısız yerinden kırılmış artık eski işlevini sağlayamayacak hale gelmişti. O gece biz mumlarla uğraşırken dedenin evinin alt katında yangın çıkmış ve itfaiye gelene kadar üst kata sıçramış. Sonuç ev yaşanılamaz hale gelmişti. Şerlilere gelince belki o gece tüm kabileyi yakmıştık ama bu bize bir ev ve hocaya mal olmuştu. Yani bizim yediğimiz taklar yüzünden bir insan felç kalmış bir insanın evi yanmış kardeşim dediğim adamın annesi vefat bende ailemden birini kaybetmiştim. Evet bu olaydan asıl elebaşı olan biz 3 şerefsiz kurtulmuştuk ama sadece can olarak kurtulmuştuk. 3 ümüzünde maneviyatı tükenmişti. Bu olaylardan sonra Çağdaş ve babası annesini hatırlatan bu şehirde daha fazla durmayacakaları kanısına varmış ve otogaleriyi kapatıp yatay geçiş yapıp babasının memleketine dönmüşlerdi. Bizde Tolgayla başka bir daireye çıkıp yaşantımıza orada devam ettik ama o günden beri huzurlu bir uykumuz daha olmadı. Belki bu sefer şerliler yüzünden değildi ama gerek yaşadığımız pgibolojik travma gerekse vicdanımız buna izin vermedi.
    DiNLEYEN HERKESE SONSUZ TEŞEKKÜRLERiMi BORÇ BiLiRiM. SAĞLICAKLA KALIN ARKADAŞLAR
    ···
    1. 1.
      +2
      helal bitirdin hoca konuşabiliyomu sizle hiç konuştumu felçten sonra
      ···
    2. 2.
      +1
      Agzina eline saglik panpa
      ···
    3. 3.
      0
      Aynen panpa hocayla konustunuzmu
      ···
    4. 4.
      0
      vay amk helal olsun panpa bu arada okurken şeytan-ı racim filminden sahneler geldi aklıma. ondan alıntılar falan yaptın mı hikaye akışında
      ···
    5. 5.
      +2
      Bu felç olayini cinler baya kullanıyor bi amcam vardı vücudunun sol tarafı felç geçirmişti sıcağı soğuğu fln hissetmiyordu. hiç bi doktor mantıklı bsy demedi.en son bole bi hocaya gitti cinlerin isiymis.
      ···
    6. 6.
      0
      24 rezervasyonizm
      ···
    7. 7.
      0
      Tüm hikayeyi tek seferde bitirdim yarın sınavda sıçıcam ama olsun panpa
      ···
    8. diğerleri 5
  3. 3.
    +35 -3
    Gideceğimiz yere de karar verdigimize göre tek sorun nerede kalacagimizdi. Para falan sorun değildi hedeflediğimiz ortalamayı gectigimizden tüm masraflar pederdendi. Birlikte yapacağımız ilk tatil olduğundan gözümüzü lüks burumustu. Ilk iş 5 yıldızlı otellere bakmaya başladık. O arada Tolga yanımıza geldi ve istersek amcasinin boş dairesinde kalabilecegimizi söyledi. Bu kafamıza yatmıştı. Çünkü bu sayede otele vereceğimiz para ile daha çok gezip icebilirdik. Tek sıkıntı söylediğine göre pek lüks bir yer değildi ancak biz sadece yatmak için kullanacağımizdan bunu pek dert etmedik.

    Şimdi sıra gideceğimiz taşıtı bulmaya gelmişti. Ancak yardımsever ailelerimiz bu konuda bize yüz çevirmişti. On günden fazla kalacağımız için hiçbiri arabasını vermek istemedi. Kısacası züt gibi kalmıştık beyler. Otobüsle gitmeye kimse yanaşmadı. Biz de otelden kar ettiğimiz parayla araba kiralayacaktik. Anlayacağınız bir yerden girip bir yerden çıkmıştı yine aynı taka geldi. Çağdaş in babasının bu işlerle ilgilenen bir arkadaşı vardı. Bu yüzden gönül rahatlığıyla araba işini Çağdaş a pasladik. Ertesi gün sabah erkenden bizi evlerimizden alıp yeni gibiş yuvamiz olacak olan Antalyadaki dairemize goturecekti.
    ···
    1. 1.
      +7 -1
      Dinleyen olsada olmasada ... 10 sayfa sonra nerde benm şukularım demede
      ···
    2. 2.
      +3 -1
      Okuyanın ızdırabını giberim
      ···
    3. 3.
      0
      ev nası önemli değil yarak kafası kızı ayarlayınca nerde gibecen
      ···
    4. diğerleri 1
  4. 4.
    +33 -2
    O heyecanla baya erken kalktim. Saat 4.00 u biraz geçmişti. Tekrar uyumayı denedim ama başaramadım. Can sıkıntısından laptopu açtım ve gunluk osbirimi çektim. Akşamdan hazırladığım eşyaları kontrol ettikten sonra gönül rahatlığıyla dusa girdim. Dustan çıkınca tıka basa kahvaltı edip bizimkileri beklemeye başladım. ikinci sigarami içerken korna sesiyle sigarayı atıp aşağıya indim. Tolgayi da alıp 5 saatlik yolculuğumuza başlamıştık. Yolculuğumuz normal şartlar altında 4 saatte bile bitebilirdi ama keyfini çıkararak heryerde mola vererek öğleden sonra 2 gibi anca gelebildik antalya ya. Merkeze çekip arabayı karnımızı güzelce duyurduk kahve sigara faslını da bitirip alışveriş yapmak üzere yola çıktık. Alkol olayını biraz fazla abartıp aldığımız geri kalan bir kaç şeyle evi aramaya çıktık. Uzun uğraşlar sonucu evi bulduk açıkçası beklediğimiz kadar güzel değildi eski bir apartmanın 4. Katıydı ancak denize 15 dakika yürüme mesafesindeydi. Bu bile bizim için yeterliydi zaten evde çok durmayacak yatmadan yatmaya gelecektik. En azından biz öyle tasarlamistik. Odalarımıza yerleşmeye baslayacaktik ancak 2 oda vardı bir kişi salonda kalacaktı. Taş makas kağıt sonucu kaybettim aq kağıt taşı nasıl yener hala isyanlardayim. Bunlar eşyaları yerlestiriyordu ancak benim eşyalarımı yerleştirecek bir dolabın olmadığı için üstüne rahat Biseyler giydim birami alıp tv 'nin karşısına geçtim. Birazdan çağdaş ve tolga geldi Biseyler yiyip yatalim akşam takilalim dediler. Bu fikir mantıklı geldi. Yemek hazırlamaya usendigimiz için çiğköfte soyledik yiyip yattık.
    ···
    1. 1.
      +5 -1
      hikayeyi beğenmessem trollerim ona göre
      ···
  5. 5.
    +28 -7
    Bilen bilir BarCelona diye bir mekan var oraya gittik Tolga nin dediğine göre kekolardan arınmış güzel kızların dolu olduğu bir mekanmis oturduk bir shot iki shot derken cakirkeyf havasına büründük birer shot daha Tequila söyledik siparis gecikince Tolga dayanamadı barmenin yanına gitti 2 dk sonra bizim beklediğimiz shotlar 100 luk Jack olmuş geliyor yaninda da 6 bardak. Barmene ulaşmadan hemen evvel 3 afet görmüş ve masaya davet etmiş hemen süslü abaza. Neyse kızlar geldi ama harbiden afetlerdi amk. Hele biri bir içim suydu ama onu Tolga ya kaptırmıştim bile aq yerinde kalan iki kızdan diğerine nazaran daha güzel görünen kıza sulanacaktim ki o da bizim Çağdaş in donuk suratı görmüş ve onu guldurmeye calismaya başlamıştı bile. Osbiri çektikten sonra rahatça boşalan adamın donunu çektikten sonra boxerina sıçrayan sperm gibi en arkada kalmıştım yine. Bana kalan da ortalama güzellikteydi aslında, kafaları bulduk, sohbet sardikca sariyordu saat baya ilerledi kızları eve davet ettik kabul etmediler belki ama sözü almıştık yarın akşam bize geleceklerdi.

    Arabayı orda bırakıp taksi ile döndük kafalar trilyondu. Eve geldik -Kapı açık mıydı degil miydi hatirlayamiyorum- Tolga eve girdi Çağdaş da arkasından ben de düğüm olan ayakkabı bagcigina küfürler saydirarak çözmeye çalışıyordum Çağdaş antrenin ışığını açtı ve birden kapıyı kapatın diye bağırdı hemen cozemedigim ayakkabı tekiyle içeri girip kapıyı kapadım. Iceride bir kedi vardı. Ilk başta hayal sanıp gözlerimi ovusturdum ama gitmedi unutamadigim sarı gözlerle bize bakıyordu derken Çağdaş birden kediye koşmaya başladı kedi Çağdaş in odasına kaçtı Çağdaş da arkasından koştu biz de arkadan. O sırada çağdaş kapının yanındaki paspasi alıp kedinin kafasına vurdu. Kedi acı bir çığlık attı Çağdaş beklemeden ikinci darbeyi vurdu. Kedi bilinçsizce düştü ama Çağdaş büyük bir sinirle 6-7 kez daha vurdu ölü hayvana. Tutmasam daha devam ederdi. Sonra sakinlesmesi için yatağa oturttum Tolga bir bardak su getirdi. 20 dk kadar sonra Çağdaş biraz kendine geldi ve uyumak istediğini söyledi. Biz de kan golü olmuş hali ile birlikte kedinin taninamaz cesedini sırtlayip çöpe taşıdık. Sonra Tolga odasına ben salona doğru uyumak için yol aldık.
    ···
    1. 1.
      +73 -4
      O çağdaşın anasını gibim kediden ne istiyo pekekent sanki kedi ananı salonda gibtim demiş, sopayla öldürmek nedir
      ···
    2. 2.
      +27 -1
      huur çoğumumuz olum siz kediyi öldürüyosunuz bin kuruları
      ···
    3. 3.
      +1 -5
      hahahahahahahaha oç kedi
      ···
    4. 4.
      +10
      Ananızı kedi kostümü giyip gibeyim huur cocukları
      ···
    5. 5.
      +4
      kediden ne istediniz huur çocukları inş tüm sülalenize musallat olur o cinler amcık agızlılar
      ···
    6. 6.
      +6
      ananızı kediler giber inşallah cinli cinli
      ···
    7. 7.
      +3
      2 parça bi şey vermeyi akıl edemediniz 3salak oldurdunuz He. ... haketmişiniz olum siz
      ···
    8. 8.
      +5
      O sopayı çağdaşın anasinin amında kırim kedinin ne günahı var amcık herifler
      ···
    9. diğerleri 6
  6. 6.
    +28 -6
    inanmak istemeyen gibtir olur gider beyler. Sizden şukuda istemedim bişey de istemedim. Başındada söylediğim gibi kimse olmasa dahi sonuna kadar yazacağım olanları. Dinlemek istemeyen atsın çüğüsünü gitsin
    ···
    1. 1.
      +1
      Abi korkudan zütüm zütüm oldum yatakta uzandım ama okumak istiyorum
      ···
    2. 2.
      +1
      ben şahsen korkmadım ama hikaye akıcı ve okunulası
      ···
  7. 7.
    +14 -15
    Anani gibeyim diye istemsizce haykırıp koşmaya başladım. Tolga da arkamdan dur lan ne oldu falan diye bağırarak koşmaya basladi duyuyor muyum amk ölümüne koşuyorum. Ardından gökyüzünde o ses yankilandi, ruyalarimdaki fısıltı...

    "Benden kurtulabileceginizi mi sanıyorsunuz? Alınan iki can henüz başlangıç!"

    Diyerek bastı kahkahayi. Altıma sicacak duruma geldim korkudan. Koşa koşa meydana attım kendimi. Arkamdan Tolga geldi hemen. Kalabalığın arasına dalmak iyi bir fikirdi. Çünkü insan içinde ortaya çıkmıyordu bu her neyse. Belki de değildi çünkü tüm gözler bize dönmüştü. Hasan dede bize yaklasip neler olduğunu sordu. Ama konusamiyordum. Korkudan elim ayağıma dolanmisti. Tolga cevap verdi. Sesi mum ışığı gibi titrekti :

    - O burada!
    ···
    1. 1.
      0
      Hızlı yazsana amcık
      ···
    2. 2.
      +6 -1
      Yalan olduğu bu part ve önceki partta ortaya çıktı
      ···
  8. 8.
    +23 -4
    Gidip bende bi elimi yüzümü yikadim. Ardından Tolga 'nin hazırladığı masaya oturduk Çağdaşı da çağırıp. Şerefsiz çok güzel bi tavuk güveç yapmıştı. iştahla yedik ancak yerken kimse tek kelime daha konuşmadı. Tolga ortamın gerginliğini anlamış olacak ki neşelendirmek için beyler akşam ki misafirlerimizi unutmadiniz değil mi dedi. Tolga öyle bir yerde hatirlatmisti ki tüm düşüncelerim gidip yerini heyecana bırakmıştı. Doğru dedin lan dur bi ariyim dedim. Bana düşen orta güzellikte ki Asliyi aradım ve akşam gelip gelmeyeceklerini teyit etmek için aradığımı söyledim. Gelmez miyiz hiç cevabı beni daha da mutlu etmişti. Adresi mesajla atacagimi söyleyip telefonu kapattim. Kapatır kapatmaz Tolga atladı lan hoduk kızları yürütecek misin buraya kadar ben arabayla alır gelirim dedi. Ben ise arabayı çoktan unutmuştum. Tolga yine incefikirliligi ile gotumuzu topluyordu.
    O sırada Çağdaş a dönüp sen al gel arabayı hem biraz acilirsin dedim. Farketmez anlamında kafa salladı. Niyetim evde yokken bu mevzuyu tolga ile konuşup Çağdaş in kafayı dagitmasini için birlik olmaktı. Yemekten sonra Çağdaş üstündeki durgunluğu biraz daha atmış biçimde ben çıkıyorum arabayı alıp gelirim dedi ve evden ayrıldı. Onun ayrılmasıyla bende Tolgaya anlatmaya başladım. Hatta odanın o derece soğuk oldugunu kalkıp bakmaya gitti. Bir süre geçti baktım bu gelmiyor bende arkasından gittim. Baktım bu da Çağdaş in kitlendigi noktaya kirlenmiş bakıyor. Gözümü o noktaya atmamla beraber donakalmam bir oldu. Yerde kanlar vardı ve tam kedinin öldüğü noktada idi. Tolga rengi atmış bir halde silmedik mi biz burayı dedi. Sildik dedim ki silmistik de. Neydi şimdi bu gördüklerimiz. Tam o sırada telefon çaldı ikimizde sesle irkilip telefona yoneldik. Tolga telefonu açtı bir müddet dinledi ve aceleyle tamam kardesim hemen geliyorum dedi. Bana dönüp kos çabuk dedi ve ne olduğunu anlamadan kendimi o önde ben arkada koşarken buldum. 3-4 dakika kostuktan sonra kaldırımlara çıkıp bahçe duvarına çarpmış bir araba ve önünde Çağdaşı gördüm. Daha hızlı koşarak yanına gittik. Yere cokmus ve titriyordu. Hemen güzelce kaldırıma oturttuk. Tolga koşarak su almaya gitti. Bende sırtını ovarak rahatlamasini sağlamaya calisiyordum. Suyu içtikten sonra biraz daha kendine gelen Çağdaş anlatmaya başladı.

    Abi caddeye girdim yol boştu normal hızla seyrederken birden onumde gözleri parlayan bir kedi gördüm fren mesafesini geçtiğim için o şokla kaldırıma kırdım. Duvara çarpıp durabildim. Hemen indim ama kediden iz yoktu. Canımı giban nokta ise çıkan kedinin dunkune aşırı benzemeseydi dedi. Normalde bu olaya halisunasyon gormussun kardesim der gecerdim ancak beraber yaşadığımız bu olaylardan sonra dinledikçe benimde titremeye basladigi farkettim. Tolga ile koluna girip arabaya bindirdik çağdaşı ve eve sürdük. Arabanın sağ on farları ve çevresi gitmiş durumdaydı ama suan onu düşünecek durumda değildik. Dairemize çıkıp Çağdaşı odasına zütürürken kapıdan girdiğim anda olduğum yerde kalakaldım. Yerde ki kan izleri yok olmustu. Allahım bu da neyin nesiydi şimdi. Tolga da farketmiş olacak ki ürkmüş gözlerle bana bakıyordu. O anda Çağdaş ne oldu beyler olayı anlatıp daha da urkutmemek için yok bişey hadi uzan sen diye gecistirdim
    Tümünü Göster
    ···
    1. 1.
      +1 -1
      asdsfsdfasfas
      ···
    2. 2.
      +16
      sırtını okşamak ne amk adamın gazınımı çıkarıyon
      ···
    3. 3.
      0
      Ayraç entry 16
      ···
    4. diğerleri 1
  9. 9.
    +25 -2
    Konuyu daha fazla uzatmamak günleri geçmekte olan tatilimizi böyle tatsız şeylerle bitirmemek için tavan arasından balkona atladığını ve ordan içeri girdiği konusunda hemfikir olduk. En azından olmuş gibi davrandık. Ama aklıma takilan o soruyu sormadan duramadim Çağdaş'a. Neden öldürmüştü o hayvanı sarhos olduğu için miydi ? Ama bir hasmina vurur gibi vurmuştu kediye ve bizim dahi o vurdukca tuylerimiz urpermisti çünkü Çağdaş böyle vicdansiz bir çocuk değil aksine gördüğü dilencilere bile üzülen kimi zaman yemek parasını dahi veren biridir. Bunları söyleyince aldığımız cevap karşısında Tolgayla sasirmaktan ve daha da urpermekten kendimizi alikoyamadik.

    Aga görmediniz mi içeri girmemle birlikte hiriltilar çıkararak ustume koştu bende o panikle öldürdüm demişti.

    Halbuki kedi üstüne falan kosmamisti yani ben böyle hatirliyordum. Aynı yüz ifadesiyle bakmasindan Tolganin da öyle hatirladigina emin olmuştum. Ama yine de bişey üstüne çok takılıp günlerimizi düşünerek geçirmek istemiyordum. Bir anda konuyu dağıtıp denize inme fikrini ortaya attim. Yoksa Çağdaş bu konu da daha da tartışacağı benziyordu. Hemen havlu ve kremlerimizi alıp plajin yolunu tuttuk. Allahtan yakındı zira arabamiz dünkü barda kalmıştı birinin gidip alması gerekecekti. O iside denizden sonraya erteledik. Daha plaja girer girmez Tolganin navigasyonun kalktığını ilerde ki kızları işaret ettiğini gördüm. Kulağına eğilip sakla lan şunu dedim ama aldığım cevap beni yerlere yatırdı. Yok kanka kizlar daha çok hoşlanıyor böyle şeylerden amerikalılar yapıyordu ordan izledim dedi. Allahım nerlerde takılıyordu bu cocuk. Yuzmeler guneslenmeler falan derken keyifli 3-4 saatin sonunda kurt gibi aciktigimizi farkedip eve geçtik. Tolga yemeği hazırlarken bizde salona geçtik ancak aşırı sıcaktı. Klimada yoktu. Tek çare balkona cikmakti balkona giderken bi serinlik geldi ama normal değil o hava da adamı üşütecek bir serinlikti. Serinliğin geldiği yer ise Cagdasin odası idi. Diğer odalar gavur amı gibi yanarken bu odanın bu denli soğuk olmasına anlam veremedim ama sonuçta içerden iyidir diyerek geçtik oturduk. Labtop dan film açtık izlemeye başladık. Güzel bir bilim kurguydu anlamadığım bir yeri Çağdaş a sormak için dönmüştüm ki dün kediyi hunharca öldürdüğü yere odaklanmış gözünü kırpmadan bakıyordu. Filmi durdurdum buna döndüm ancak farketmedi. Seslendim yine ses vermedi. Kolundan silkelemeye başladım ki kendine geldi önce o donuk gözlerle bana baktı ardından koşarak odadan çıktı. Bende arkasından çıktım. Lavaboya gitmişti ve içerden öğürme sesleri geliyordu. Birkaç dakika sonra çıktı ama rengi bembeyazdi gozleri az da olsa o donuklugun izlerini taşıyordu. Noldu lan hayırdır dedim

    Bişey yok aga öyle dalmisim diyip mutfağa geçti. Ordan da balkona çıkıp sigarasını yaktı. Olayları anlamlandiramamistim.
    Tümünü Göster
    ···
    1. 1.
      +32
      Amk cagdasi hap atiyor kesin
      ···
    2. 2.
      +1 -1
      Güldürdün bin
      ···
  10. 10.
    +26
    Dedi ve önüne dönüp kağıtları tek tek yazmaya başladı. O yazarken bizde bize verdiği duayı ezberlemeye çalıştık. O korkuyla olsa gerek normalde 15 dakikada ezberleyemeyeceğim duayı 1 dakiaka sürmeden ezberledim. Hala da ezberimdedir. Millet ezberlemeyi bitirdiği sırada hoacada yazdığı kağğıtların tümünü ikiye katlayıp her birimize ikişer tane olarak dağıttı. Daha sonra ortayı açmamızı söyleyip mumları ikişerli ikişerli çember oluşturacak şekilde sıraladı. Herkesi önüne iki mum düşecek şekilde oturttu. Herkes oturduktan sonra dönüp:
    + Ben ‘’……… ………………’’ dedikten sonra herkes iki elinde tuttuğu kağıtları hareket eden mumlara zütürüp yaksın. Ancak o zamana kadar kimse ses çıkarmasın. Eğer 26 mumun hepsi hareket ediyorsa kağıtları saklayın ve benim onları geri gönderebilmem için dua edin deyip ışığı kapattırdı. Önce tütsüleri bir müddet sonrada tüm mumları tek tek yaktı. Heyecandan elim kolum titriyordu. Mumların hepsinin hareket etmesi demek tüm dertlerin yeniden başlaması demekti. Hoca Hasan dedenin yanına oturup dünkü yaptığı ritüeli tekrarladı. Kafasını kaldırıp bugün ibranice olduğunu öğrendiğim bişeyler bağırmaya başladığında mumlar hareketlenmeye başlamıştı. Pür dikkat yükselen mumları izliyordum. O an içimden sevinç çığlığı atmak geçti kenndimi zor tuttum. Evet hepsi yükselmemişti toplam 23 tane mum hareket ediyordu. Hocada farketmiş olmalı ki sesini daha da arttırdı
    ···
  11. 11.
    +23 -2
    Cigkofteler etkisini göstermiş olmalı ki midemde feci bi yanma ile 2 saat sonra uyandım kendimi tuvalete zor attim. Çıktığımda çocukları uyandırmaya gittim. Tolgayi uyandirdim tamam aga geliyorum dedi çağdaşı uyandırmaya gittim ancak odasında yoktu. Mutfağa baktım balkonda sigara içiyordu ama köpek gibi asilisindan belli ki mutluluktan ya da huzurla icmiyordu sigarayı. Gittim yanina
    -hayırdır aga ne bu hal

    +ne varmış halimde hacı

    -var biseyler kardesim anlarım ben bunca yıllık arkadasimsin.

    +Önemli bişey değil ya huzursuz oldum sadece uyuyamadim pek bi sebebi yok

    dedi bende ilk defa bu kadar rahatız herşey yolunda bu huzursuz etmiştir hadi hazırlan akşama bunları unutturacak şeyler bizi bekliyor dedim ve hazırlanmaya ciktim. Duşa girecektim ki baktım tolga muallaksi çoktan girmiş şimdi işin yoksa yarım saat otur bekle aq uyusugunu derken banyodan çıktı bu ne hiz demeye kalmadan ee hadisene oğlum kizlar bizi bekliyor dedi. Şimdi anlamıştım am aşkı nelere kadir bizim kaç yıllık uyuşuk Tolgayi bile ne hale sokmuştu. Bende hemen dusumu aldım ciktim hazırlandık bi baktım çağdaş pek hazırlanmış benzemiyor günlük kot t-shirt saçlar incin bizi bekliyor. Neyse çıkınca düzelir morali dedim ellesmedim. Süslü tolgamizda hazırlandıktan sonra atladık arabaya tolga nereye derse oraya. Çünkü daha önce çok kez gelmişti antalya ya ve çoğu mekan hakkında bilgi sahibiydi
    ···
    1. 1.
      +5 -1
      Rezervasyonizm
      ···
  12. 12.
    +25
    Daha fazla düşünmemek için Tolgayı çağırıp uyumamız gerektiği söyledim. O da çok bitkin düşmüş olmalı ki hiç itiraz etmeden
    -Aynen aga uyuyalım baya yorulduk dünden beri dedi. Tolga çağdaşın yanına bende salon gibi olan girişteki odada ki sedire kıvrıldım. Günün vermiş olduğu rehavetle çok vakit geçmeden uykuya dalmışım. Uyandığımda hava kararmak üzereydi. Tolgayıda uyandırmak üzere odasına gittiğimde gördüğüm manzara karşısında donakalmıştım. Tolga sırt üstü yatmış ve ve yatağı baştan sonra tamamen kan içindeydi. Üstündeki t-shirt parçalanmış kegib yerlerin arasından o derin yaralar gözüküyordu. O anda gözüm Çağdaşa kaydı. Yine o iğrenç gülümsemesiyle Tolgaya kitlenmiş bakıyordu. Derken bir anda dehşet verici gözlerini benim üzerime çevirerek yavaşça ayağa kalktı. O an ki korku ve adrenalinle kapıdan çıkıp sokağa doğru var gücümle koşmaya başladım. Bir müddet koştuktan sonra durup gelen var mı diye arkamı döndüğüm anda o bakışlarla karşılaşmıştım ki dedenin hadi evladım kalkın abdest alın sözüyle uyandım. Baştan aşağı tüm vücudum ter içindeydi. Kalkıp biraz nefeslendikten sonra dedeyle karşılıklı oturmuş olan adam dikkatimi çekti. Dedenin bahsettiği hoca bu olmalıydı. Çok sert bir çehresi geniş omuzları epey uzun sakalları ve çatık kaşlarıyla çok ürkütücü bir görünüşe sahipti. Selam verip banyoya abdest almaya gittim. Abdestimi alıp Tolgayıda uyandırmak üzere odaya girdiğim anda Çağdaş ın hıçkırıklarla ağladığını gördüm.
    ···
    1. 1.
      +12
      eğer o rüyayı gerçekten yaşamış olarak anlatsaydın basmıştum çukuyu
      ···
    2. 2.
      +2 -1
      Cabuk yaz gotum titriyo evde
      ···
  13. 13.
    +21 -3
    Sabah uyandığımda Tolga kahvaltıyı hazırlıyordu. Ben de ekmek almaya çıktım. Marketi sora sora bulduktan sonra ekmek ve sigara alıp evin yolunu tuttum. Evin tek bir anahtari vardı ve çoğaltana kadar Tolga da durmasına karar vermiştik. Bu yüzden zili çaldım. 15 saniye kadar bekledikten sonra Tolga kapıyı açtı. Zilin o kadar gürültülü bir sesi olmasına rağmen Çağdaş nin zütünde pireler halaya duruyordu.

    Çay da demini bırakınca Tolga, Çağdaş yi uyandırmak için odasına gitti. Geri döndüğünde gibişe gidip de gibilmis gibi hayret içerisindeydi. Nedenini sorduğumda "kalk artık lan uykucu" diye sarsmaya başladığını ve Çağdaş in aniden boğazına sarıldığını söyledi. O sırada çeşme sesi bize ulaştı 2 dk sonra da Çağdaş geldi. Bir süre özür diledi. Birden ne olduğunu anlamadığını, Tolga yi onu öldürmeye gelen bir adam sandığını söyledi. Gördüğü bir kabusun etkisinde kalmıştır diyerekten pek üstünde durmadık. Dün geceki kedinin 4. Kata nasıl girdiğini konuşmaya başladık. Çağdaş kapıyı kilitledigine emindi. Ama kapıdan başka nereden girebilirdi amk spaydi mi bu binayı tırmanacak. Tolgayla kapı açık kalmıştır diye geçiştirdik ama Çağdaş ısrarla kabul etmiyordu.
    ···
    1. 1.
      +31
      çağdaş o ney la dabbe mi
      ···
  14. 14.
    +22 -1
    Ter damlaları yüzüme hücum ediyordu. Korkumu azaltmak için hareketli bir parça açtım. Biraz sakinlesmistim. Evden kurtulmak için çıktık gittik ama yolları bilmiyordum ki amk adam akıllı. Plana göre Tolga alıp gelecekti fakat Çağdaş bu haldeyken onunla o evde bir başıma kalamazdim. Neyse yedik bi tak diyip ilermeye devam ettim sora sora Bağdat bulunurmus sonuçta. Açık bir bakkal dükkanı önünde durdum. Iceri girdim ama kimse yoktu. Merhaba, Selamun Aleyküm vs bağırırken buyur yigenim diye çıktı geldi amk evladi. Yüreğim ağzıma geldi, donu takla boya badana yapıyorduk az kalsın. Neyse gideceğim yeri tarif etti pek uzak değilmiş tekrar döndüm arabaya. Kızları aldım Aslı yanıma diğer ikisi arkaya oturdu. Gerçekten akıcı bir sohbetleri vardı kedi medi uçmuştu kafamdan. Giderken 10 saat gibi gelen yolculuk şimdi 5 dk ya sürdü ya sürmedi gibiydi sanki. Eve vardık. Bilardoyu açarken ilk atışta kara 8 sokmuş gibi şanssızdim amk asansör çalışmiyordu. Merdivenlerden çıkarken gece karanlığında arabadaki hasarı görmedikleri için dua ediyordum. Açıklamaya kalksak mazallah kızlar gidebilirdi bile dalga mı geciyorsunuz diye.
    Anahtar hala Tolga da olduğundan kapıyı çaldık. Kapıyı birlikte açtılar. Çağdaş toparlanmis görünüyordu en azından yüzündeki gülümsemeden ben öyle sanmıştım. Biraz sohbet muhabbet falan derken içkiler su gibi gidiyordu. Özellikle Çağdaş vakum gibi çekiyordu. Herkesin kafa sünnetten çıkan narkozlu bebe gibiydi. Şişe çevirmece oynayalım dedi kızlar. Ortaya boş bir Jack şişesi koyduk ve başladık sorular sormaya. ilk başlar klagib ışte kaç sevgilin oldu falan filan tersiydi. Her ne kadar cocuksuda olsa gecenin mutlu sonla bitiecegini gösteren sorular di bunlar. Neyse kaptırdık o gazla giderken Çağdaş a sıra geldiğinde Merve -Çağdaş in hatun- doğruluk mu cesaret mi dedi? Doğruluk diyen Çağdaşin ağzını yoklamak icin yaptığın en çılgınca şey neydi sorusunu yöneltti. Ancak Çağdaş in verdiği cevap hepimizi daha doğrusu Tolga ve beni ufak çaplı bir soka ugratti

    Cunku Çağdaş cin çağırmak diye cevap verdi...
    ···
    1. 1.
      +8
      Ben daha okumuyorum. Korktum...
      ···
  15. 15.
    +22
    Tolga korkudan titremeye başlamıştı. Ben de farklı değildim orada öleceğimize emindim neredeyse. Kurtulmak için son çare olarak gördüğümüz kişiler bile bu gece buradan cikamayabilecegimizi söylüyordu. Yaklaşık iki saat kadar kimse korkudan tek kelime etmemişti tabi hoca dışında. O Kuran okumaya devam ediyordu yorulunca Hasan dede devraliyordu. Arada bir ışıklar gelip gidiyordu. Çağdaş kıpır kıpırdı bir sağa bir sola sallanıyordu. En sonunda dayanamadigini lavaboya gitmesi gerektiğini söyledi. Hayda! Sırası mıydı ulan?! Yanında gidecegimi söyledim ama hoca şiddetle karşı çıktı. Kur'an in etrafında ne kadar fazla olursak etkisi o kadar fazla olurmuş. Zaten ev korunduğu için de evden cikmadan bir şey yapamazlarmis. Başlarda onu asla yalnız bırakmayacağımı dile getirmeye devam etsem de ısrarla reddetti. Sonunda Çağdaş dayanamadı ve koşar adım tuvalete gitti. Hemen dönmesi için içimden dua ediyor, bildiğim tüm sureleri okuyordum. Ama gelmedi... 2 dakika 3 dakika derken hala ses seda yoktu. Bu kadar sürede iseyememesi normal degil derken camdan sert bir gürültü geldi. Hemen pencereye koştuğumuzda cama carpanin ne olduğunu öğrenmiştik.

    Çağdaş in bedeni...
    ···
    1. 1.
      +18
      bu çağdaşta salak niye gidiyo lan ben gibseler gitmezdim altıma yaparım yinede gitmem bi şişede mi bulamadınız amk çocuk orda hemen yapsaydı.
      ···
      1. 1.
        0
        Bazi yerlerde siciyon be ay em cisi gelmismisde amk salagi
        ···
    2. 2.
      0
      Bak şişe konusunda haklısın
      ···
  16. 16.
    +21
    Hem hızlı yazıyor hem 400 şuku verin demiyor. Hayallerimin hikayecisi.
    ···
  17. 17.
    +20
    +Bakın çocuklar yaşadıklarınız normal şeyler değil çünkü yaptığınız şeylerde normal değil. Öncelikle o kediyi öldürerek aslında bir şerliyi katlettiniz. O şekilde sizin dairenizde ne işi vardı Çağdaşlar ne hesabı vardı onu bilemem ancak bu varlıklar ölülerinin ardından yas tutmaz intikam almaya çıkarlar. Kısasa kısa yani. Ama onların kısas sistemi daha farklıdır. Bizde ki gibi bire bir değil, bir cana 7 ceddinizi isterler ve buna ulaşmadan durmazlar zira yaşam süreleride bunu için uygundur. Ha Çağdaş dışında sizlere niye bulaştığına gelicek olursak orada kapıyı kapatarak ona bir nevi yardımda bulundunuz. Bu yaratık açık kapıdan kaçıcak değildi belki ama bunu anlayacaklarını düşünmem. Alınan 2 canda 7 ceddinize musallat olacaklarına delalet. Öncelikle yapacağımız kaç kişi olduklarını ve ne denli güçlü bir kabile olduğunu anlamak. Zira sayıları az ise ve güçlü değillerse yakmamız mümkün. Allaha dua edinde dediğim cinsten çıksınlar. Eğer bir tanesini bile elimizden kaçırıp öldüremezsek hepimizin hayatı hala tehlikede demektir.
    Diyip sözlerini bitirdiğinde hepimiz korkudan kaskatı kesilmiştik.
    ···
    1. 1.
      +1
      Oglum haebi gotum titriyo lan yaz mi yaz
      ···
      1. 1.
        0
        Sabahtan beri bu soruyu bekliyorum kimse sormuyo cilgin cadas gotlegi naptida musallat oldular diye
        ···
    2. 2.
      0
      Korktum bu yüzden cagdasin amq ne tak yemiş salak
      ···
  18. 18.
    +19
    Beyler bu sahneyi Çağdaşın o bakışlarını hatırlamak iyi gelmedi. Müsadenizle bi sigaraya çıkıp gelicem
    ···
    1. 1.
      0
      ayrac ///////
      ···
  19. 19.
    +18 -1
    Ben söylediklerinin şokunu yaşarken Tolga atladı.
    -Ne diyon aga sen ne sonu ne kaçması iyi değilsin sen yürü gidiyoruz diyip sertçe çekti kolundan arabaya doğru zütürmeye başladı. Bende arkalarından devam ettim. Ne demek istiyordu bu çocuk ? Dedeye zütürmekten başka çaremiz kalmamıştı. Tolga Çağdaşı arkaya oturturken bende öne geçtim. Sinirle arabayı çalıştırıp gazı kökledi. Ben ise farklı bir boyutta düşüncelerimin esiri olmuş durumdaydım. Tüm bu yaşadığımız olaylar aklımdan sırasıyla geçiyordu. Gitgide kendime sinirleniyordum. tak mu vardı çıktık o tatile. Otur evinde keyfine bak dıbınakoduğum tatil senin neyine. Sonra böyle kan alırlar işte adamın zütünden. O sırada Tolga sakinleşmiş olacak ki gaz pedalını gibmeyi bırakmış sakin bir ses tonuyla Çağdaşa
    -kardeşim neden böyle yapıyorsun neyin var anlat kardeşiz lan biz elbet buluruz çaresini dedi. Bende o anda cevap verecek mi acaba diye dikiz aynasından bakmak için kafamı hafif kaldırdığım anda içimi ürperten o donuk bakışlarla karşılaştım. Yüzünde soğuk bir gülümseme dik dik bana bakıyordu. Gözümün içine baka baka
    -‘’Bir şey yapmıyorum artık sadece izliyorum yapabileceğim hiçbir şeyde yok zaten’’ zaten diyip o acayip gülümsemesini daha da belirginleştirdi. Korkuyla gözlerimi kaçırdım Tolga ise o sırada fesuphanallah çekiyordu. Tekrar sinirlendiği belliydi. Yolu falan bırakıp arkasına dondu senin ilacın bizde değil kardeşim sabret zütürüypruz deyip gazı kökledi. O düşünceler arasında kaç saatte geldik inanın ki hatırlamıyorum ama son baktığımda dünkü eğlencelerin yapıldığı köy meydanına gelmiştik. Bu benim düşünce dünyamdan kaybolmamda Tolganın gazı köklemesinden mi kaynaklandı bilmiyorum ama bu kadar hızlı geldiğimiz için mutlu olmuştum. Zira arabada bi kasvet vardı ve bir an önce kendimi dışarı atmak istiyordum. O donuk bakışlara yakalanmamak için gözümü ayna tarafına dahi çeviremiyordum. Hocanın evine geldiğimizde arabadan indik. Tolga Çağdaşıda alıp evin önüne getirdi. Kapıyı tıkladık. Bir müddet açan olmadı tam ikinciyi tıklamak üzereydik ki içerden ayak sesleri kapıya doğru yaklaştı. Gülümsemeyle kapıyı açıp hoşgel.. derken bir anda kaskatı kesildi Hasan dede. Gözleri faltaşı gibi açılmış çehresi sertleşmiş Çağdaşın gözlerine bakıyordu bütün öfkesiyle. Ve olanca gücüyle bağırdı:

    -‘’ Nerden buldunuz bu melunu çabuk defedin burdan!!’’
    Tümünü Göster
    ···
    1. 1.
      +30
      Ayıp oluyo hocam
      ···
    2. 2.
      +2
      ayraç 4. sayfa 84. entry
      ···
    3. 3.
      0
      Hocasin diye bisey demiyoz ama sen kime sekil yapiyosun ulan
      ···
    4. diğerleri 1
  20. 20.
    +19
    Sabah uyandigimda bir sarhostan farksizdim. Zihnim tam anlamıyla açılmamıştı. Ancak yanlış giden birşeylerin varlığını hissedebiliyorum. Yerimden yavaşça dogrulmaya çalıştım ancak o da neyin nesi. Kendi yatagimdaydim. Tüm bu olanlar bir ruya miydi yani. Artık ruyayla gerçeği ayırt edemeyecek hale mi gelmiştim. Neler oluyordu bana. Yavaş yavaş  ayaklanmaya çalıştım ancak bu biraz zor oldu. Çünkü hem basim hemde sirtim aşırı derecede agriyordu. Elimi basima zütürdüm ve tam ortadaki koca sisligi farkettim. Bu yaşadıklarımın ruya olmadığının kanıtıydı.  Bu siddetli agriyi dindirmek için hemen mutfağa gidip ağrı kesici alacaktım ki kalkmamla beraber sırtımda çok feci bir yanma olduğunu farkettim. Ayağa kalktığımda yatagimin kan olduğunu farkettim. Elimi sırtıma attim deymemle birlikte iyice acidi. Şaşkınlıkla ustumdeki t-shirt i çıkartıp aynanın karşısına geçtim. Elimdeki t-shirtin sirt kismida kan içindeydi ancak beni  daha çok şaşırtan görüntü aynadaydi.
    ···