FiNAL

Ertesi sabah büyük bir heyecan ile erkenden kalktım, eve giriş saatim hava karardıktan sonra kekoların eve geri dönüşünden önce ki 2 saatlik dilimde olacaktı. Sırt çantamı hazırladım, ateş silahımı, el fenerimi falan alıp maskemi, kapşonlu siyah montumu masaya çıkardım. Uzun ve gergin bir bekleyişten sonra akşam olmuştu, hazırlanıp evden çıktım, sokak lambalarının olmadığı karanlık taraftan yürümeye gayret ediyordum. Kekoların evine vardığımda etrafa baktım, hiçbir görgü tanığı yoktu. Doğruca ağaç oyuğuna gidip elimi uzattım, dıbına kodumun malı gerçekten anahtar koyuyormuş oraya. Bu sayede kolayca içerideydim. içerisi rutubetli leş gibi kokan bir mağaraydı amk. Doğruca çekmeceleri falan eşeleyip paraları bulmaya çalıştım, huur çocukları harbi zengin çıktı... Bulabildiğim son kuruşuna kadar alıp çantama doldurdum ve salona geçtim. Amacım salonun ortasına işeyip sonra bir not bırakıp gibtirip gitmekti ama iler planladığım gibi gitmedi. Karanlıkta işerken arkadan kapının eşiğinden 'ula sen kimsin la aaaa' diye bir bağırış geldi dal daşak kapıya baktığımda keko ile göz göze geldim, 'erkooooğğğ goş hırsız vuaaaaaaar' diye sürü toplama bağırışı yaptı. O an adrenalinim tavan yapmıştı keko da şok olmuş olsa gerek kapının eşiğinde kalakalmıştı. Uzaktan gelen bağırış sesleri ile artık vücudum panik alarmı vermişti istemsizce benzinli ateş silahımı çıkarıp kapıya sıktım kapının orası yanmaya başlamıştı. Doğruca pencereye gittim atlayıp kaçacaktım ama o da ne demir teller vardı. Hasgibtir bile çekemeyecek kadar panik olmuştum kekolara yakalanmazdım ama bu seferde yanma ihtimalim vardı. Diğer keko da eve varmıştı 'ula evv yaniiiiiiiğğğğğğğ' diye bağırıyordu. Kafam hayvani bir süratle çalışıyordu koşun su getirin laan diye bağırdım. Bunlar o kafayla saf gibi banyoya koştu, bende hemen gibimi içeri soktum önce sonra kapşonu maskenin üstüne kadar çektim koşarak Ya Allah deyip ateşin içinden atladım, yanıp yanmama bile bakacak vaktim yoktu, montumu ateşlerin içine bırakıp yatak odasına doğru koştum. Kapıdan çıkamazdım büyük ihtimalle koca bir keko sürüsü beni karşılardı. Kaçabileceğim diğer tek yer, demir korkuluk olmayan yata odası olduğu için oradaydım. Hemen pencereyi açıp heyecan ile atladım, sanırım ayağım burkulmuştu çünkü heyecandan dur durak bilmeden hareket ediyordum. Evden uzaklaşırken ateşin iyice büyümüş olduğunu gördüm. Yorgun ve bitmiş şekilde kendi evime vardım, kalbim hala küt küt atıyordu... Görev tamamlanmıştı.
Bu olaydan bir kaç gün sonra oraya gitme cesaretini buldum kendimde zira resmen hırsızlık yapmış ve bir evi kundaklamıştım. Ev harap bir şekildeydi ve boştu, kekoların mekanına baktığımda ise orada olmadıklarını gördüm. Ölmemişlerdir herhalde lan diye içimden geçirdim, belki sadece taşınmışlardır diye kendi kendimle konuştum. Yaptığımdan biraz pişmanlık hissetmiştim ancak kekolardan çaldığım parayı fakire fukaraya dağıtınca aslında iyi yapmış olabileceğimi bile düşündüm. Her neyse ben buyum: ilahiyatcipanpa. Hayatımın macerasını böyle yaşadım. Biraz pısırık ve birazda korkaktım ancak içimde deli bir savaş makinesi vardı.

SON

https://www.youtube.com/watch?v=wCr0pkw6sR4

Okuyan emek veren herkese teşekkürler