Bu bir soru değil ancak diplomasi konusunda en yetenekli isimlerden biri olduğu aşikar.

atatürkün resmini paralarda. Kaldırtıp kendi resmini bastırıp vatan topraklarınk satan birisi siyasi deha öylemi güldürmeyin beni

Anadolu geleneği yıkamaktır. Bir tarihi belgeye sahip olmamakla beraber taharet aldığını düşünüyorum.

Bence yarramın kafasıyla daha mantıklı bir cevap bulamıyorum

Bildinizz bildinizzz yarra bildinizz.

Üzgünüm video izleyecek durumda değilim (internetim rezalet) Ancak ana fikri soru şeklinde yazarsan cevap vermeye çalışırım.

Olabildiğince kısa yazmaya çalışacağım. Uyarı için teşekkür ederim.

Boraltan Köprüsü olayı sanırım söylediğin. Öncelikle bu konuda şahane bir manipülasyon var. Orada kaçan 150 türk söylendiği gibi "sovyet zulmünden" kaçmıyordu. Böyle söyleyince çoluk çocuk 150 aciz insan (suriyeli mülteci tiplemesi) sığınmış ama biz göndermişiz gibi duruyor. Ancak durum öyle değildi. Bu 150 kişi evet sovyet ordusundan kaçıyordu. Ancak bunlar mavi alay mensuplarıydı ve nazilerle işbirliği içinde bulunan terörist denilebilecek bir örgütün mesnuplarıydı. Normal koşullarda bile onları geri göndermemiz gerekirdi. Ki bu olay gerçekleştiğinde dünya büyük bir savaşın ortasındaydı ve her şeyden önce tarafsızlığımızı korumamız gerekiyordu. Kısa bir süre önce Sovyetler bize kars ardahan gibi illeri geri almak için baskı yapmaya başlamıştı. Eğer bu teröristleri göndermeseydik onlara mükemmel bir savaş sebebi vermiş olurduk ve bütün savaş dışı kalma çabamız boşa giderdi. Yani binlerce türkün hayatını kurtarmak için yapılmış bir fedakarlık denilebilir buna.

Senin gibi yararlı adamı bile çuguluyor bu kansız muallakler

Deden büyük ihtimalle kendine söyleneni anlatıyor. Bu iftira menderesin köy propagandası ekibinin iftiralarından biriydi. Bunun gibi bir çok yalan söylendi ki chp karşıtları bu gün bile meyvesini yiyor. Bunun yalan olduğunu kanıtlamam çok kolay. Elimde epey eski bir Kur'an var el yazması. En azından onu toplamadıklarını gösterebilirim :D

Deden nerede yaşıyordu? Hangi şehirde ve şehrin neresinde?

köy enstitüleri 1954te kapatılmış o sırada dp iktitarda cb ise celal bayar

1) 1938 yılında başkbakan ismet inönü değildi. Celal Bayar'dı. Ki Ekonomik sistemler değişir. Büyük buhrandan önce, büyük buhran sürecinde ve büyük buhranın etkileri geçmeye başladıkran sonra farklı ekonomik çizgilerde gidildi.
2)Halide Edip Adıvar izmir suikastı sonrası ceza almadı. Hatta yargılanmadı bile. Yargılanan kişi eşi Adnan Adıvardı. O da herhangi bir ceza almadı. Ankarada yargılandıktan sonra beraatına karar verildi. Ancak takri-i sükun döneminde fikirlerinden dolayı yurt dışına kaçması gerekti. (Aslında adnan beyin kaçması gerekti o eşine eşlik etti) Atatürkün ölümünden sonra dönmesinin sebebi ise ismet inönünün Amerikaya daha yakın bir duruş sergilemesi. (Bunun sebepleri tartışılabilir ancak o zamanın amerikası ile bu günün amerikası bir değildi)

3)O dönem kanun paranın ön yüzünde Reis-i Cumhurun Resmi olacak şeklindeydi. Cumhur başkanı ismet inönü olunca otomatik olarak onun resmi konuldu ancak bu yasa gene kendi döneminde değiştirirdi.

4) Köy enstitüleri 1954 yılında kapatıldı bu kısmı geçiyorum. Evet siyasi olarak Amerikaya daha yakındı. Bunun sebebi ise amerikanın 1. dünya savaşı sonrası monroe doktrinine geri dönmesi olması yüksek ihtimal. 2. dünya savaşı öncesinde ve savaş sırasında 3 ülkeye yakın olabilirdi. Bunlar almanya (tüm dünyayı istiyor ve savaş hazırlığı yapıyor yanında olmak savaşa mutlak olarak girmek demek) SSCB (Benim tercihim bu yönde olurdu ancak sınır komşumuz olması ve Stalinin yayılmacı tutumu sebebiyle ismet inönü bunu da tercih etmedi) ve ABD (Bize oldukça uzak, özgürlükçü tutumuyla tanınıyor ve başka ülkelere pek elleşmiyor) ismet inönü savaş öncesi süreçte hiç birine yakınlık göstermedi hemen hepsiyle ticari anlaşmalarını da sürdürdü. Savaş sonrasındaysa Almanya ortadan kalktığı için 2 seçenek vardı. Yayılmacı bir SSCB ve ABD o da bağımsızlıktan taviz vermemek için ABD'ye nispeten daha yakın oldu. Ancak gene de menderes ya da özal gibi amerikancılıkla itham edilemez. Bağımsızlıktan olabildiğince ödün vermedi.

Kürt diyorlar doğru mu

Hiç yatağa girmedim * ancak eşi ve çocuğu var. Gay değildir en fazla biciksüeldir :D Ki o kısmı da bizi pek ilgilendirmez

Almanya ile olan ilişkilerin bittiğini göstermek için Irkçılık-Turancılık davası açıldı. Bu davada yargılananların ortak özelliği ziya gökalp ya da Atatürkün aksine Fransız milliyetçiliği yerine Alman-italyan milliyetçiliğini benimsemiş olmalarıdır. Zeki velidi togan da bunlardan biriydi. Bu gün bile dünyanın bir çok yerinde bu tarz milliyetçilik yasa dışıdır. Ki bu davadakilerin içinde en az şaşırmamız gereken bence o. Sonuçta basmacı hareketi gibi bir hareketin içinde bulunmuş bir adamdan bahsediyoruz. (Bizim için saygın bir hareket olsa da dünya genelinde terör olayı olarak görülür. Tarafsız bakmak gerek sonuçta)

Tabutluk konusunda ise söyleyecek hiçbir şeyim yok. Bence de çok canice biri işkence. Ve benim katlanamaycağım az işkenceden biri. Yapılış sebebiyse diğer tüm işkencelerden farksız. Göz korkutmak. Başarılı oldu mu tartışmaya açık.

Ne göz korkutması ya bildiğin ruh hastalığı ve caniliktir ısmet inonuyu rahmetli oktay sinanoglundan dinledik biz kimse aklamaya calismasin

inönü'ye karşı böyle bir düşmanlığın olmasının iki sebebi var.
1) Menderes dönemi kara propagandası: Bu dönemde DP köylere bir çok adam gönderdi ve bir çoğuna bugün güleceğimiz iftiralar attırdı. Bana göre bunların en komiği ismet inönü için Asker kaçağı demesidir (Adam direkt asker :D :D) Bunların içinde hala konuşulanlar var. Camileri ahır yaptırdı, cuma namazına gidenlerin listesini aldırttı gibi.
2)Günümüzde Atatürk karşıtlarının Atatürk'e (Kanun ve halk tepkisi korkusuyla) laf söylemye korkmasından dolayı ismet inönü kolay bir hedef.

Gelelim diğer sorularına.
Ülke genelinde asla bir camileri kapatma olayı olmadı. Yalnızca 2. dünya savaşı sırasında (kutsal emanetler de dahil) kimi önemli eserler (hitlerin ibadethanelere saldırmaması sebebiyle) camilerde korundu. Bu camiler de doğal olarak kullanıma kapatıldı ancak daha sonra açıldılar.

Atatürk'ü kıskanması konusunda kesin bir şey söyleyemem ancak benim fikrim biraz kıskandığı yönünde. Ki bunun çok normal olduğunu da düşünüyorum. Kendini onun yerine koysana, Mustafa Kemal ile beraber büyük bir savaş veriyorsun. Batı cephesi komutanısın ve bir çok önemli şey yapıyorsun. Zafer kazanıyorsunuz ve Ülkenin başına Mustafa Kemal geçiyor. (Peki buraya kadar bir sorun yok) Sen de başbakan oluyorsun. Bilirsin bizde asıl yük bir çok konuda başbakanın omuzlarındadır. Burada da devrim sürecinde en az Atatürk kadar uğraşıyorsun ama Ulu önder o oluyor. Eh ben de kıskanırdım.

Paralara resmini bastırmasını yukarıda açıkladım ama bir kez daha açıklayayım. O dönem kanun paranın üstünde Reis- Cumhurun resmi olacak şeklindeydi. Cumhurbaşkanı olunca da elbette onun resmi oldu. Ki bu kanunu değiştiren de gene ismet inönü.

Zehirleme konusuysa saçma bir söylentiden ibaret. Ölümüne dair doktor raporları mevcut. Ölüm sebebinin tartışılacak bir yanı yok.

Teşekkürler panpa. Elimden geldiğince bir şeyler yapmaya çalışıyorum.