/i/Felsefe

filozofiya'ya inananların kafalarını açtıkları uhrevi altincidir.
    başlık yok! burası bom boş!
  1. 476.
    0
    Rez kesinlikle okuycam
    ···
  2. 477.
    0
    Rezerve
    ···
  3. 478.
    +8
    Rutherford, Tesla, Musk, Tyson, Greene, Bostrom ve niceleri..

    Belli bir teori üzerinden evrenimiz hakkında kanıtlar üretmeye çalıştılar. Söylenenlere gözü, kulağı kapatarak inanmak yerine, sınırları aşan keşiflere imza attılar.

    Peki bir kişi özbenliği ile yaşadığı evrenin simüle bir evren olduğuna, belli sınırlar ile çevrelendirildiğinin farkına varabilir mi?

    Siz yeni doğan bir insanı yıllarca bir kulübeye kapatırsanız, o kulübe o insanın dünyası olur, dışarı çıkmaya korkar, hatta bunu red eder. Kimse aksini iddaa etmedikçe, dış dünyayı keşfetme gereksinimi duymaz.

    Bunu global ölçeğe yaydığımızda insanın durumu da böyledir. Soğuk savaşın Rusya ve Amerika arasında kızışmasının sonucu olarak insanlı uzay yolculukları başladı, dünyanın birçok gelişmiş teknolojisi, silah üretimi esnasında yapılan ar-ge çalışmalar ile bulundu. Emellerimize ve amaçlarımıza ulaşırken yeni yollar keşfettik. Fakat emeli olmayan bir insanın bu yolları keşfetme olasılığı yok denecek kadar azdır.

    insan varlığı dolayısı ile yaşadığı dünyanın gerçekliği inandığından tamamen zıt olsa dahi, bunu red etmeye meyillidir. Var olan düzenin dışına çıkmak insanları korkutur. inançlarımızı, öğretilerimizi temelden sarsacak tüm bilgilere ilk etapta tüm benliğimiz ile karşı çıkmaya çalışırız.

    Bu yüzden bu teorileri incelemeye, araştırmaya, okumaya ve benliğimizi bulmaya mecburuz.
    ···
  4. 479.
    0
    ilgi çekici ama inanmadım
    ···
  5. 480.
    0
    Rezzzzz
    ···
  6. 481.
    0
    Rezerved
    ···
  7. 482.
    0
    Rezzzzz
    ···
  8. 483.
    0
    okrum rez
    ···
  9. 484.
    0
    22 de kaldım
    ···
  10. 485.
    0
    Okuyacağım
    ···
  11. 486.
    0
    28. Part rez
    ···
  12. 487.
    0

    ···
  13. 488.
    +9
    Evren simülasyonu için bir diğer destekleyici kanıt ise karadelikler.

    Karadelikler simülasyon teorisyenlerinin bazıları için evrendeki bug yani hatalı bölümleri oluşturuyor.
    Bazı Teorisyenler için ise, karadelikler simüle evrenin yapısal olarak temel framework'ünü oluşturan altyapının bağlantı noktaları.

    Bir sonraki yazımı bunun üzerine yazacağım.
    ···
    1. 1.
      0
      okuyorum hocam devam
      ···
  14. 489.
    0
    Rez okuyacam
    ···
  15. 490.
    0
    Rezzzersss
    ···
  16. 491.
    0
    Okuyorum
    ···
  17. 492.
    0
    Hocam kusura bakmazsanız metafizik ile ilgili bir sorum var. Cinler.Cinlerinde aslında çoklu evrende bizden üst boyutlarda yaşayan ve aynı uzaylı mantığı gibi aksaklıkları düzeltmekle görevli varlıklar olabilir mi veya cinlerin saçmalık olması böyle bir şeyin olmaması hakkında görüşünüzü kısa bir şekilde alabilir miyim. teşekkür ederim.
    ···
    1. 1.
      0
      Cinler ile ilgili net ve kesin bir bulgu ya da herhangi elle tutulur bir kanıt yok. O yüzden bunu teorinin bir yerinden ilişkilendirip anlatmam, kıçımdan salladığım anldıbına gelir. Konu ile ilgili yorumu olan bir arkadaş var ise yazsın lütfen, oturup tartışalım.
      ···
    2. 2.
      +1
      cin dediğin şey ortadoğu halklarının (özellikle arapların) mitolojilerinde yer alan bir tür doğaüstü yaratıktır. bizim Türk mitolojisindeki alkarası gibi. işin kurgusal tarafını bir kenara koyarsak, cin, peri gibi şeylerin tamamıyla bilim alanını ve felsefeyi ilgilendiren simülasyon teorisiyle neden bir alakası olsun? hatta dogmatik yapıda olan ve daha çok -şeriat da dediğimiz- toplumsal hayatı düzenleyen hukuk kurallarını içeren, ahlakı anlatan dinlerle alakalı şeyler neden bilimsel tezlerle irtibatlı olmak zorunda olsun? (felsefecilerin üzerinde tartıştığı teorik tanrı'dan bahsetmiyorum, o başka konu ve belkide konuyla alakalıdır, insan aklının üretimi olan din ve dini varlıklardan bahsediyorum.)

      dinsel söylenceleri, varlıkları, dinin kendisini fen bilimleri ile anlamaya çalışmak (kısmen evrimsel biyoloji hariç) bence yanlış bir yöntem. dinle alakalı şeyler daha çok sosyal bilimlerle (özellikle de siyaset bilimi ile) alakalı olarak ve tarihsel yaklaşımla ele alınmalı bence. mesela cin konusunu kutsal kitaplar, dinler, folklorik rivayetler dışında ele alacaksak dünya dışı yaşam olasılığı, bunun biyolojik imkanları, insan pgibolojisi, ilk uygarlıklardan kalma yazıtlar, tarihsel-mitolojik anlatımlar vs gibi alanlarla izah etmek lazım. yani "acaba geçmişte bir yerlerde bu dünyaya ait olmayan bir takım varlıklar insanlara görünmüş veya dünyaya ait olup da insanların çözemediği anlayamadığı varlıklar, doğa olayları vs şeylere insanlar şahit olmuş ve o zamanın insan aklı, algısı bunları anlayamadığı için doğaüstü olarak yorumlamış, bunlar sözlü anlatımla değişe değişe yakın tarihe ve modern dinlere taşınmış olabilir mi?" yaklaşımıyla bakıyorum ben bu cin, uçan atlar, minatorlar, satirler vs konularına... genel olarak dini -altını çizerek söylemek gerekirse- siyaset bilimi ve yönetim bilimi, otorite, devlet, yöneten-yönetilen ilişkisi içinde ele almak lazım.

      illa simülasyon teorisi içinde ele alacaksak ve teoriye kurgusal şeyler katacaksak yine simülasyon içinde bulunanları "hizada tutan", bir takım şeyleri sorgulamalarını, araştırmalarını kurumsal olarak ve oto-kontrol yöntemiyle engelleyen bir tür mekanizma olarak düşünülebilir. cin denen mevhum zaten bilimsel teorilerle yanyana gelecek bir şey değil.
      ···
  18. 493.
    0
    Reeeeezzzzz
    ···
  19. 494.
    0
    Suraya rez alim adam guzel seylerden bahsediyo
    ···
  20. 495.
    +12
    Karadelikler evrenin tuvalet değili mi yoksa farklı boyutlara geçiş kapısı mı? Bu soru tarih boyunca cevaplanamadı.

    Karadeliklerin varlığını henüz keşfettik sayılır. Fakat bu deliklerin yapısı algımızın çok ötesinde. Astronom Naoshi Sugiyama için karadelikler diğer boyutlara açılan kısa geçitler. Peki biz bu boyutlardan geçersek ne olur? Naoshi'nin cevabı şu; Geçemeyiz!

    Karadeliklerin dizayn edildiği boyut, içinde bulunduğumuz boyuttan çok farklı. Algımız ve var oluşumuz ile bu boyuta geçişimiz imkansız. Zamanı da bir boyut olarak kabul edersek, 4 boyutlu bir evrende hapsedilmiş durumdayız. Karadeliklerin yapısal özelliği, içinde yaşadığımız kesin kurallara ait evrenden daha farklı çalışmakta. Bu özelliği sebebi ile Naoshi, karadelikleri diğer boyutların, evrenimiz ile arasındaki bir kapı olarak görüyor.

    Aslıdna bu gayet kabul edilebilir bir yaklaşım. Henüz kanıt var mı? YOK. Daha önceki yazılarımı okuyanlar bir kağıt üzerindeki 2 boyutlu çizgi ile 3 boyutlu kalemin ilişkisini bilir. Kalemi, bu çizgiye neredeyse değecek kadar yakınlaştırsak bile, 2 boyutlu çizgi, kalemin varlığını algılayamaz. Çünkü 3. boyut, algısının dışında bir boyuttadır.

    Bu yüzden, oldu ki karadeliğe parçalanmadan yaklaşıp içeri bakabildik diyelim, ki karadelikler ışı bile yuttuğu için hiçbirşey göremeyiz. Biraz daha ileri gidip, sıradışı bir teknoloji ile, karadeliğin içine girdik diyelim, ne görürüz?

    Naoshi bu soruya, hiçbirşey cevabını vermekte. Algılarımız 3 boyutlu uzay ve zaman için tasarlanmıştır. Karadeliklerin mevcut boyutunu algılayamayacağımız için, mutlak bir hiçlik içine girmiş oluruz.

    Yani simüle evreni kabul ediyorsak, evrenin dışında ne var sorusuna cevap vermemiz şuanda mümkün değil. Çünkü evren dışı, algımızın çok üstünde farklı bir boyuta ait olduğu için, bu boyutu tanımlandırmamız mümkün değil.
    ···