/i/Hikaye

Herkesin bir hikayesi var, ya senin hikayen nedir?
    başlık yok! burası bom boş!
  1. 1.
    +103 -10
    Hayatın amacını anlatıcam.
    Ee tabi varsa

    Doğumumla başladı her şey fakirdik fazlasıyla. Babamın dertli olduğunu daha bebekken hissetmişti bedenim.

    Para kazanmayan bir adam mutlu olamaz beyler. Biz de olamadık hemde hiç. Düşünsenize 2 çocuğunuz var ve onlara bakamıyorsunuz. Karınız onların ihtiyaçlarını söylerken siz biz bile doyamadık diye düşünüyorsunuz.

    Tam olarak böyledir fakirlik. Mutluluk gibi bir amacınız olmaz. Çünkü mutluluk karnınız tok olduktan sonra ihtiyaç haline gelir.

    Ablam ile her gün evde bağrışmaları dinlerdik. Onun tek amacı vardı. Gitmek gidicem ve ikimizi de kurtarıcam derdi. Ben inanırdım beyler.

    Aramızda 7 yaş vardı daha ben 2. sınıftayken ablam yatılı bir liseye gitmişti bile.

    Bu andan sonra evdeki tek çocuğun yükü arttı. insanlar kavga eder ama kavga etme sebepleri yanlarındaysa tek amaçları ona kendilerini kanıtlamaktır.

    ekmek arasında şekerli yoğurt yemek nedir bilir misiniz beyler?

    Bahçemiz vardı. Sadece onu severdim. Emeklerinin karşılığını şüphesiz verir çünkü. insan gibi değildir. Unutmaz.

    Uzun soluklu bir yazı olacak ben yazmaya devam ediyorum.
    ···
  2. 2.
    +45
    Hiç unutmam bir gün çorba içiyorduk babam sinirli. Yine kavga havaları annem bir durumdan yakınmıştı. Muhtemelen paramız yok napicaz babandan borç iste felandı.

    Babam çılgına döndü bir anda. Tabağını dolu bir şekilde attı anneme. O an annem bir gülüş attı sadece. Yazık der gibiydi. Çorba sıcaktı canı çok yanmıştı biliyordum.

    Ama bir şey daha biliyorum. Ruhunuz, hisleriniz sizin canınızı fiziksel bir acıdan daha çok yakabilir. Bu durumda hissetmezsiniz hiçbir şeyi. Örneğin biriyle kavga edersiniz ve sinirden duvara yumruk atarsınız ama canınız yanmaz.

    Yıllarım kavga ile geçti. Ve babamdan nefret etmeye başladım. Belki suçu yoktu. Pgibolojisi bozulmuştu ama ben bunu akıl edecek yaşta değildim. Tek bakış açım vardı o da ben.

    Eğer evde tüm mutsuzlukları yaşarsanız. Bir rüzgar sesi bile sizi mutlu edebilir. Çünkü sizin seviyeniz en alttır. Bana da öyle oluyordu. Okulda çok mutluydum. Çünkü mutsuzluk bana uzaktı.
    ···
  3. 3.
    +36
    Zeki olduğumu her zaman hissetmiştim. Belki de değildim ancak bana bir hocam çok destek oldu. Cumhur hocam.

    Size şöyle anlatmak istiyorum. 1.5 yıl içerisinde beni 8. Sınıf derslerine kadar çalıştırmıştı. içimde istek olduğunun farkında. Ve eğitiminin bölüneceğini hissetmişti.

    Babamla tanışan herkes bunu hissedebilir. Okuluma gelirdi. Oğlunuz çok iyi sınıf birincisi gibi övgüler alırdım. Ve cevabı bak bizim mala hele olurdu.

    Çünkü onun amacı bir an önce büyüsün de para 4 e değil 3 e bölünsündü. Biliyordum. Okumamı hiç istemedi. O benim okumamı isterken. Benim başarımada kıyamayacaktı. Bu onu çıldırtıyordu.

    4. Sınıfın sonlarında tüm matematik konularını bitirmiştik okulda. Ancak arkadaşım yoktu. Yani vardı da yoktu.

    Sebebi ise o zamanlar gerçekten pgibolojik bir rahatsızlığ olmasıydı. Ağla diyerek bile beni ağlatabilirdiniz. Öylesine sürekli ağlayan bir çocuk nasıl dalgaya alınırdı. Tahmin ediyorsunuz diye umuyorum.

    Ama çok komik mutluluklarım da vardı beyler. Komşunun bana verdiği bigibletle saat 1 e kadar gezerdim. Evde bir dayak yerdim ama değerdi. Her gün düşerdim. Babam döve döve tentirdiyot( yazımını bilmiyorum) sürerdi. Her gün düşerdim her gün. inat ederdim sürerdim.

    Bigiblet 2 tekerli 18 vitesliydi. Yaşıtlarım ise kendi boyutlarında bigibletler kullanıyordu.

    Hatırlıyorum da iftar zamanı topun sesini duyar bigibletle eve ışık hızında giderdim. Komikti. Ama çok mutlu olurdum.

    Mutluluğun değeri bazen budur be beyler. Hiçbir şey. Ortada eğlenilecek bir durum yokken bile insan nasıl mutlu olabiliyor. Ve mutluluğum eve gelene kadardı.

    Her gün mutsuz olduğunuz bir yere döner miydiniz?
    ···
    1. 1.
      +1
      fakirsin ama tendiridiot var sizde he yarram he
      ···
      1. 1.
        0
        Ayıp ediyorsun panpa. Yalan olduğunu düşünüyorsan yalan olsun. Sen verdiğim mesajları alırsan gerisinin bir önemi yok.
        ···
  4. 4.
    +35
    Hayat bize ihtiyaç çizelgesi verir. ihtiyaçlar listesi.

    Öncelikle karnınızı doyurmanızı ister.
    Ardından barınacak bir yer bulmanızı.
    Ve gerekli yaşa geldiğinizde üremenizi.

    ilk ikisine de sahipseniz mutlu olmak için çaba harcarsınız.

    Ama değilseniz işte o zaman mutluluk amacınız yoktur. Tek amacınız bunlara sahip olmaktır.

    Sonuncusuna gelirsek. O zamanla değişen bir gelişme işaretidir. Eskiden sadece üremek için eş seçen bireyler. Şimdi bu işe duygularını da katmıştır. Zamanla seçilim bedenin istediği değil duyguların istediğidir.

    LGBT boyle aciklanabilir. insanlar cinsel ihtiyaç değil de duygu ihtiyaçlarını ararlar. Ben iyi olanları için konuştum. Aksi de görülebilir.

    Bizim ihtiyacımız o an sadece karnımızı doyurmaktı. Bunu bana çok iyi anlatmıştı hayat.

    Ve beyler en dipteyseniz zıplarsınız. Ama ortadaysanız zıplamanızın şiddeti azalarak gider etki edemezsiniz.

    işte bu anda hayatımın ilk gelişmesi gerçekleşti. Ve bence en önemlisi. Zıplayışımız.

    Babam bir fabrikada iş bulmuştu. Ben doğmadan önce de fabrikada çalışan babam atılmış özelleşme ile. Devletin desteği ile yeni bir fabrikada kadrolu olarak başladı işine. Paramız gelmişti.

    Şimdi size komik bir şey söyleyeceğim. ismi alışkanlık.

    Babam kazandığı parayı harcamak istemiyordu. Cimrilik diye tanımlıyoruz biz. Ben hastalık diyorum.

    Sahip olamadığınız bir şeye sahip olsanız onu bırakır mısınız?
    ···
  5. 5.
    +28
    Ablam geliyordu yanıma bazen, iyi misin diyordu. Evet diyordum lan evet diyordum.

    Desem ablama, abla gittin ve şuan iki kişilik yükü tek taşıyorum. Diyemedimn Aga nasıl diyeyim. Başarsın istedim. Bu da yükümü 3 kişilik yaptı.

    Babam bize para vermeyince, ben sinirlendim. Kavga sebepleri çıkmıştı. Babam bana sürekli param yok dedi. Ama biliyordum vardı.

    Bu andan sonra babama karşı bir şey yapmak istedim. Gittim ve cebinden 20 lira aldım. O zamanda iyi para 50 60 tane dondurma yersin.

    (Magnum değil elbette magnumun varlığını bile bilmezdik ahah. Var mıydi acaba o zaman? )

    Paramla, tüm mahallenin çocuklarına çikolata dondurma cips aldım. intikam alındı tamam da eve nasıl döneceğim. Dönemedim korktum.

    Gece 2ye kadar bigibletle gezdikten sonra annem sokakta gezerken beni yakaladı. Eve gittik.

    Annem kaçtığım için, Babam ise para için sinirliydi.

    Şiddet can yakmaz beyler. inanın yakmaz. Hele sevdiklerinizden geliyorsa. Acı kalbinizde oluşur. Acı nefreti oluşturur. Şiddeti uygulayan unutur. Ama uygulanan asla unutmaz.

    Annem beni banyoya kitledi babam dövmesin diye. Sonrasında ise geldi kendi dövdü. Sobadan aldığı sıcak suyla banyo yaptırdı. Sonra bıraktı beni banyoya.

    Başka bir şeyin desteği olmadan kaç saat ayakta kalabilirsiniz. 12 saat 24 saat? 4 gün?

    Peki ya bir ömür?
    ···
    1. 1.
      +2
      Sen kalmışsın ya inancım devam ediyor
      ···
  6. 6.
    +44
    Eğer olgun bir düşünce seviyesine gelmediyseniz, size karşı yapılacak her şey sizi daha da alevlendirir. Yapılması gereken sizi serbest bırakmak ve hatalarınızdan ders almanızdır.

    Olgun bir zeka seviyesinde değildim. Ulan mavi önlükle geziyorum ne olgunluğu be ahah. Bu durumu tekrarladım babam bize para vermedikçe çalıp dağıttım dayak yedim. inanamayacağınız dayaklar.

    Komik olan ise dışarda ota taka aağlayan çocuğun dayak yerken ağlamaması. Kafamda kumanda kırdığını hatırlarım. Böyle bir insanın akıl sağlığının bozuk olduğunu anlamak zor değildir.

    Daha fazla sıkmak istemem canınızı. Zıpladık sonuçta. Eğer gereken bir şey olursa dönerim gecmişe.

    Okulun 5. 6. 7. 8. Sınıflarında sürekli ev değiştiren ben. Okullara uyum sağlayamadım. Cumhur hocam işte burda arkamdaki insan olduğunu hissettirdi bana. Tüm konuları biliyordum.

    Bu yillar içerisinde ablam pgiboloji kazandı. Ve beni mutluluğa boğdu. Buna ek olarak evden uzak bir seçim yapması beni şaşırtmadı. Tabi bilmiyor halimi diye düşünerek onu suçlayamadım.

    Hayat 8. Sınıfta beni ankaraya sürükledi. Babamın fabrikası özelleşmiş ve devletin olan ankarada bir fabrikaya geçmemiz gerekmişti.

    Bir ağaçta bastığınız her dal kırılsa üzerinde durabilir misiniz ?
    ···
    1. 1.
      +6
      Gövdesinde sarılırız.
      ···
    2. 2.
      +11
      işte hayat bir ağaç gövdesine sarılmak gibidir. Eğer yeterince kuvvetliyseniz kalabilirsiniz. Ancak inancınızı kaybederseniz düşersiniz
      ···
  7. 7.
    +27
    Hayat insanları seçer mi beyler?
    Bir zengin çocuğu ile bir savaş çocuğu arasındaki fark nedir?

    Bunu dine yormadan düşünmeye çalışın.

    Insanlar adapte olmak için yaratılmıştır. Kişisel fikrim bir insan yavaş yavaş uzay ortdıbına alıştırılsa ona bile uyum sağlayabilir.

    Ankaraya uyum sağlamam uzun sürmedi. Güzel bir semtte oturduğumuzu düşünmeyin. Hala çöplükte yaşıyoruz.

    Çöplük çöp ev değildir. Çöplük düşüncelerle oluşur. Eğer bir insan fikir üretemiyorsa o insan çöptür. Çöpler birleşerek çöplükleri oluşturur.

    Yeni okulumla beraber birinciliğimi korumaya devam ettim. Bu anlarda cumhur hocama çok teşekkür ettim. Ama yüzüne edemedim. Ama eminim ki o hissediyordur. Hissetmiyorsa bile vicdanının çok rahat olduğundan eminim.

    Size bahsettiğim bir durum vardı. 3 madde ihtiyaç

    Para sayesinde ilk ikisine sahip olmayı başardım. Ardından 3. Evre gelişti.

    Üreme. Üreme sadece cinsellik değildir. Ki bu durum şimdiki zamanda böyledir. Ben de ergenlikle beraber sahip olacağım bir kız istedim ya da bana sahip çıkacak bir insan olabilir. Ve bunu erkeklerde bulamadım.

    Çünkü ne kadar erkeklerle her şeyinizi paylaşabilseniz de bunun için bir geçmiş gereklidir.

    Bunu açıklamak isterim.

    Bir genç 3 kişilik bir arkadaş grubuyla arkadaş olur. Bu 3 arkadaş geçmişte de beraber ve bağlılık içindedir. Genç onlarla her şeyini paylaşır.

    Onları sever(arkadaşça sevgi). Ancak bu 3lü bir gün kötü duruma düşer ve hırsızlık yapmak zorunda kalır. Soydukları evdeki adam direnince boğuşma arasında adamı öldürürler.

    Bu durumdan kurtulmak isteyen gençler tek çözümün birini satmak olduğunu farkederler. Bu durumda kimi satacaklarını tahmin etmişsinizdir. En az bağlı oldukları insan.

    3lü grup yeni gelen genci satarak cinayeti üzerine yıkarlar.

    işte hayat budur. Bağlanmak için zamana ihtiyaç vardır. Ve her zaman en az bağlı kişi tehlikededir. Bu her zaman cinayet olmayabilir.

    Biri sizi öldürsün diye bağlanır mısınız?
    ···
    1. 1.
      0
      Bile bile bağladım mısınız fazla.
      ···
  8. 8.
    +24
    Mantığımla erkeklerle arkadaş olsam da fazla bağlanmamam gerektiğini anlamıştım.

    Peki ya kızlar?

    Evet. Erkek de kız da insan ancak unutlan bir şey var. Kızlara bağlamak üreme içgüdüsünün içinde bulunur.

    Tüm o yalnızlığımı tek kişiyle paylaşmak istedim. Aklım arayışta olunca çevremi farketmem uzun sürmedi.

    Adı ileyna. O zamanlar ben 170 isem o da 145 felandır diye düşünüyorum. Siyah uzun saçları ve bembeyaz yüzü. ince bir fiziği vardı.

    Onun dikkatini derslere olan yeteneğim sayesinde çekmiştim. Bana sürekli baktığını hissediyordum. Bu arada gerçekten tipsizdim beyler. Bıyıklarım terlemişti. Ve kesmemekte inat ediyordum. Komik bir görüntüm vardı.

    ileynaya dikkat ettiğimde yan binamızda oturduğunu farkettim. Neden olmasınki diye düşündüm. Al sana sıkı sıkı sarılacak bir insan.

    Bakın burda dikkatinizi çok önemli bir şeye çekmek istiyorum. insan önce kendini düşünür. Farkettiniz mi bilmiyorum ama ileynaya sarılmak değil amacım. Amacım yalnız kalmamak. Benim acılarımı paylaşmak.

    ileynanın acıları var mı umrumda değil. Peki empati yaparsak o benim acılarımı neden umursasın. Onun da bir amacı olmalı.

    ileynayla bir kaç derste konuşarak yakınlaştım. Ve evde olamadığım neşeli ruh hali dışarda yine ortaya çıktı.

    Kısa sürede sevgili olduk. Çıkma teklifi bile ettim saçma bularak da olsa.

    Peki amacımız neydi. Bizi birleştiren üreme mi yoksa acı paylaşma mıydı.

    Duygular mıdır bizi bağlayan yoksa ihtiyaçlar mı ?
    ···
    1. 1.
      +3
      Son cumle harika
      ···
  9. 9.
    +23
    Sorularımın cevaplarını bulamasam da ileyna ile beraberken mutlu olmam dışında pek umrumda olan bir durum yoktu.

    Ancak bilmelisiniz ki insanın en savunmasız olduğu an şüphe etmediği andır. Ne zaman ki gardınızı indirirsiniz. Suratınıza yumruğu geçirmek için bekleyen biri vardır. Bu hayatın sana cevap verme şeklidir. Düşün ulan aptal demektir. Çöp olma demektir.

    Ben düşünmedim. Çünkü bunların farkında olmayacak kadar aptaldım.

    ileynayla duygu dolu anlar yaşadık beyler. Benimki delicesine bir aşk olmasa da çocukca bir aşktı.

    Ama soru sormam gerekiyordu. Sorular da hazırdı.

    Bu tipsizle bu kızın işi ne? Ulan derbeder adam bikere neden baksın? Fakir lan adam kıza hayatını yaşatamaz.

    2 aylık bir ilişkimiz varken tam 2. Ayda onlarca kişiden para isteyerek. En büyüğünden bir ayıcık aldım ona. En yakın arkadaşı beni gördü. Ve ona aldığımı farketti. Bende delicesine bir neşe var iken. Onda mutsuzluk olduğunu farkettim.

    Bir sorunun mu var seni üzgün gördüm? Dedikten sonra bana tüm gerçekleri anlatmak istemiş olmalı.

    Ve sormam gereken soruların cevapları gelmişti. Aslinda ileynanin benimle çıkma sebebi eski sevgilisinden kurtulmakmış. Tabi hevesim kaçtı. Eve ayıyla gidip. Ayıyı bıçakla delik deşik ettiğimi çok iyi hatırlarım.

    Ardından aklıma o zamanda gelen en mantıklı fikir. Ileynayla konuşmaktı. Konuşmanın sonunda gerçekten öyle olduğunu ancak sonradan bana aşık olduğunu söyledi. Aşka inanmıyordum.

    2 direksiyonlu bir araba düşünün. Sağ tekerler bende sol tekerler ileynada idi. Onca yol boyunca birbirize olan güvenimizle giden araba. Ilk güvensizlikte yoldan çıkacaktı. Ve çıktı da.

    Güvenle mi birliktelik oluşur? Yoksa birliktelik mi güveni getirir?
    ···
    1. 1.
      +3
      Son cumle yine harika
      ···
    2. 2.
      0
      Usta bu son cumlenin cevabı nedir bulabildin mi
      ···
    3. 3.
      0
      Birliktelik güveni getirir
      ···
    4. diğerleri 1
  10. 10.
    +18
    Kaybetmek kolaydır beyler. Herkes bir şey kaybeder.

    Burda olay kaybettiğiniz şeye neden üzüldüğünüzdür. Kaybettiğinize üzülürsünüz çünkü:

    Kaybettiğiniz üzerinde emeğiniz vardır. Bakın bu paranız ile aldığınız bir silgi bile olabilir. Ya da ona zamanınızı verdiğiniz bir sevgili.

    Komiktir ama babanızın parasını harcamanın kolay gelmesi onu kaybetmekten korkmamanızdandır. Çünkü üzerinizde çabanız yoktur.

    Ya da kaybettiğiniz şey sizin en temiz duygularınızı taşımaktadır. Bu küçüklükten kalma kirli bir ayıcık olabilir. Bu ayıcık saf sevgi duygunuzu saklıyordur.

    Ve en acısı insanları kaybetmektir. Annesini, Babasını kardeşini yakınını kaybedenlerdir. En acısı neden budur biliyor musunuz?

    Çünkü onlara karşı yüzlerce saf duygunuz vardır. Anneniz sizi yetiştirmiştir. Çabasına saygı duyarsınız. Aşık olursunuz ona. Korktuğunuzda yanınızdadır. Sevindiğinizde yanınızdadır. Nasıl bir kayıp bu anlayabiliyor musunuz?

    Ben Ileyna' ya saf duygularımı vermiştim. Tabiki üzülecektim. Üzüldüm de.
    ···
  11. 11.
    +22
    Üzüntü anında kişi bakış açılarını kaybeder.

    Aptalca bir şey gibi geliyor değil mi? Bakış açısı o da neymiş lan?

    Bakış açısı insanin en temel gelişim öğesidir. insanların toplu halde yaşamasının sebeplerindendir.

    Her insan farklıdır. En aptalımız en zekimizin göremeyeceği şeyleri görebilir.

    Dünyaya gelen üstün zekalı insanlar neden tüm buluşları tek başına yapamadı. Bilmem kaç iqlu einsteinin teorilerini şimdi kac iqlar geliştiriyor.

    Ne kadar zeki olsan da hedefine baktığın birkaç yön vardır. Oysa bu dünyada 8 milyar göz çifti, 8 milyar bakış açısı vardır.

    Ve insan 8 milyar bakış açısını göremeyecek kadar aptaldır. Hedefi uğruna tek gözüyle giden insan her zaman kaybeder.

    Bunun en basit örneği santrançtır. Rakibin kalesini yiyebilecek durumdasınızdır. Ancak hamleleri güzel incelemezseniz. Rakibinizin sizi çektiği tuzağı da göremeyeceksinizdir. Ve şah mat. Tek gözlü bir aptal.

    Evet beyler bu aptal benim. Ileyna' nın yokluğunda bir arkadaşımla dertleşirken bana sigara uzattı. Lan zaten ölücem diyerek almaya karar verdim. Tek gözle.

    Ulan aptal ölmezsin diyen bir göz daha yoktu bende. Sigaraya başlamamın eksileri ailemden tut sağlığıma kadar. Belki de hayatıma kadar her şeyi etkileyebilirdi. Peki o an düşündüm mü bunu?

    Verdiğiniz bir karar hayatınızı ne kadar değiştirebilir?
    ···
  12. 12.
    +18
    Eğer size sahip olduğu için mutlu olduğunuz insan varsa bu duyguyu bileceksinizdir. Aşk felan demeyin pazarlama ürünüdür aşk. Benim anlattığım sevgicik.

    ileynaya karşı bu duyguları saf hissetmiştim. Acımla orantılı olarak sigara sayısı arttı. Bu durumda tek tesellim derslerimin hala iyi olmasıydı. Cumhur hocam benim.

    1 sigara 2 sigara 20 sigara
    Leş sigara kokan mont
    Leş sigara kokan eller
    Sabah öksürükleri

    Aptal ergeni sigara içerken yakalamadan, içtiğini anlayacağınız belirtilerdir.

    Annem de anladı. Ağzıma sıçtı dayak üstüne dayak yedim. Babam dayakların babasını atacak diye beklerken hiçbir şey demedi. Şaka gibi beyler demedi.

    Bu benim yaptığımı sorgulamama neden olmuştu. Bir süre bunu düşündüm. Ardından annem son dayağında ben ağlarken kuran-ı kerime el bastırdı. Ekmeğe yemin ettirdi. ( 3 aylık bir süreç)

    Korkumla bıraktım sigarayı. Ileyna' yı unuttum. Sınava da çalışmadım. internet kafelerde sürttüm. Knight oynadım. Cs oynadım.

    Sınav geldi çattı. Korkum yokken, ablamın bana "Bak kardeşim bu senin için çok değerli bir sınav geleceğini belirleyecektir" demesi ile irkildim. Korku sardı çevremi. Sınava girdim. Yapabildiğimi yaptım yapamadığım sorularda halk efsanelerini uyguladım. Parmağımı 1cm sayarak geometri sorusu ölçtüm.

    Ve sınav açıklandı. Türkiyede ilk %1 deyim. Gerçekten iyi bir başarı. Yoksa şans mı.

    Hayatta şans mıdır her şey?
    Cumhur hoca ile karşılaşmam. Ileyna' yı sevmem. Soruları yapmam. Babamın çocuğu olmam. Hepsi şans mıydı?

    Hayatta her şeyi belirleyen nedir. Seçimleriniz mi? Yoksa seçmek zorunda olduklarınız mı?
    ···
  13. 13.
    +20 -1
    Düşünen insan değerlidir. Düşünen insan sorgular. Doğru sorular sizi cevaplara taşır. Cevapları bilmek ise cahil olmanızı engeller. Ne zamanki bir şeyi körü körüne kabullendiniz, aptalsınızdır.

    Sınav sistemi ne kadar düşünme becerinizi ölçmek istese de sadece çalışma azminizi ölçmektedir. Bunu yerleştiğim lisede öğrenmiştim.

    Ulan düşünsenize adam 14 yaşına gelmiş. Babamın girip derece yapamayacağı sınavı derece ile bitirmiş. Ancak öğrendiklerinin ne işe yaradığını sorgulamamış tek amacı ezberlemek.

    Bu dünyada düşünenler kazanır beyler. Aptallar 4bin tlyi geçemezler. Düşünen adam milyarder olur. Sadece onca göz ne tarafa bakıyor görmeniz gerekmektedir.

    Okulumda onca aptal insana rağmen zekiler de tanıdım. Tanışmam ise zor oldu.

    Pısırıktım biraz açıkcası millet zengindi gittiğim lisede. Ben ise normal işçi çocuğu. Ancak onlar benden daha cana yakın çıktı.

    ilk günümü hiç unutmam. Merdiveni çıkarken önüme 185 boyunda bi hayli kilolu bir eleman devrilmişti. Gülmemek için kendimi zor tutmuştum. Komik olan düşmesi değil 2 kişinin onu kaldıramamasıydı.

    Ardından sınıfta bir çok kişinin daha önceden tanıştığını farkettim eski okullarından sanırım. O zamanlar telefonum yoktu.

    Çocuklarla tanışamayınca bende onların telefonda oynadıkları oyunu uzaktan izlemeye başladım ama göz ucuyla değil. Öküz gibi. Öyle pahallı telefonlar hiç de alışık olduğum şeyler değil zira.

    Tabi çocuklar bu durumu komik bulup benimle tanışmak istedi. Tanıştık cana yakınlıkları paylaşımcılıkları beni mest etti. Ulan adam bana çiğ köfte almıştı. Bizim orda 1 lira istesem vermezler ha verirlerse de donuma felan atarlardı.

    Güzel bir okul hayatım olacağını düşünmeye başlamıştım.
    ···
  14. 14.
    +9
    Şiir severler için:

    (bkz: Kaybedersin derler sevdiğini)

    (bkz: Ansızın gece vakti)
    ···
  15. 15.
    +8 -1
    Şarkı sevenler için

    Çağan Şengül - Bir Deli Hasret
    https://youtu.be/QjUAdm453Fg

    Ahmet Kaya - Korkarım
    https://youtu.be/EzDdZWKdAEI

    Onur Can Özcan - Kibrit
    https://youtu.be/26bxhUc7S2c

    Pilli Bebek - Eylül Akşamı
    https://youtu.be/DR7mtyH0NRY
    ···
    1. 1.
      0
      devam et kardeşim
      ···
    2. 2.
      0
      Şarkı değil entry at bro
      ···
  16. 16.
    +17
    Beyler mutlu her şey güllük gülistan olamaz be inanmayın sorgulayın.

    Eve gidene kadar güzeldi hayatım. Babam her gün kavga konusu bulurdu. Ben de her kavga sonrası yeni bir sebep verirdim ona. Para vermedikçe para çalıyordum ya hani her kavgamızda çalmaya başladım.

    Canını yaktığını biliyordum. Emeklerini çalıyordum çünkü.

    Tabi bu kavgalar sırasında ne kadar mantıklı konuştuğuma inanamazsınız beyler. Binayı yıksam ona bile kılıf bulurdum yani.

    Ama buna rağmen babam kabullenmiyordu. Amacına körü körüne bağlanmak. Tek gözle hayata bakmak.
    Babam çöptü.

    Çöplerle anlaşamıyordum.

    Hatırlıyor musunuz beyler. Size 3 arkadaş ve sonradan katılan genci anlatmıştım.

    Okulda onca insan geçmişte arkadaştı. Ben o gence dönüştüm. O arkadaş grupları ilk fırsatta beni satmaya hazırlardı. Kızlar mı geldi görüşürüz canım. Kızlar gitti mi merhaba canım.

    Canıma tam tak etmişken. Knight sayesinde tanıdığım Emrah abimle buluştuk. Bunları ona da anlattım.

    Ve hayatımda dinlediğim nadir nasihatlardan birini aldım. Bana eğer bir ortamdan rahatsız oluyorsan uzaklaş demişti. "Onların düşünceleri değil senin düşüncelerin önemli olsun" demişti.

    Mantıklı buldum ve uyguladım. Ve ne zaman ortam sıkıcı olsa kenara çekildim. Umursamadım kitap okudum. Ve benim hem milletle gezip hem de yalnız kalmam farkedildi.

    Herkes bana sosyal asosyal diyordu sohbetlerde. Bu bir zaman sonra bana gizemli bir hava katmaya başlamıştı bunu hissettim.

    Merak. Merak nedir?

    Çok iyi bir hayatın olduğu bir şehir düşünün. Hiç bir ihtiyacınız yok. Ancak şehrin ortasında siyah bir kare bina var. içinde ne olduğunu bilmek istersiniz. Hem de her şeye sahipken. işte bunun adı meraktir.

    Bilinmezlik midir bizi çeken? Yoksa belamızı mı ararız?
    ···
  17. 17.
    +21
    Beyler bir süre mutlu oldum kızlarla muhabbet oluştu. Eğlendim. Mükemmel zaman dilimleriydi. Bu zaman dilimlerinde aklımda ileyna olduğundan hiç bir kıza başka gözle bakamadım.

    Beyler hayattın grafiği vardır bilir misiniz?
    Milyonlarca teorinin dayandığı bir grafik desem?
    Boş boş bakar mısınız?

    Aydınlatalım hemen.

    Beyler hayatta her zaman bir yükseliş ve düşüş olur. Bu doğal üreme dengesidir. Örnek veriyorum:

    Kediler fareleri yer. Bildiğimiz gibi. Fare ve kedinin bulunduğu bir popülasyonda (farklı türlerin bulunduğu canlı grubu) eğer fare sayısı fazlaysa besini fazla bulan kediler ürerler. Ve çok fazla olurlar. Ardından fazla kedi fareleri kısa sürede tüketir. Ardından azalan fare sayısıyla beraber. Kediler aç kalır ölür. Kedilerin ölmesiyle fare sayısı artar...

    Gördüğünüz gibi sonsuz bir yükseliş ve düşüş dengesi. Bu her şeyde aynıdır insan sayısı artmaktadır. Besinimiz bittiğinde ölücez sonra besin artıcak ve tekrar.

    Kötü olayların peş peşe gelmesi tesadüf mü bir daha düşünün.

    Her insanda bu döngü süresi değişebilir. Ancak bilin ki toplamda mutluluk ve mutsuzluk eşit olacaktır.

    Benim döngüm kısaydı.

    Babam bana telefon alarak en fazla mutluluk seviyesine ulaştırdı. Ardından düşüşe geçtim.

    Telefonumu verdim arkadaşlarıma. Tam telefonu aldıktan 1 hafta sonra. Bir numara aradı. Alo dedi onun sesiydi. Sustum.

    Aklımızın amacı unutmak mı yoksa hatırlamak mıdır?
    ···
    1. 1.
      0
      Helal birader harika yazıyon özelden yazsana vaba whatsappdanda at bana yeni part gelince uygulamaya zor giriyom
      ···
  18. 18.
    +17
    Çok üzgünüm dedi. iyi değilim dedi. Şuan yanımda olmandan başka hiç bir şey istemiyorum dedi. Ağladı. Ulan bebeğim ağlıyor hissi oluştu. Gittim yanına.

    Bir düşüş daha. Beyler Ileyna'nın serseri bir abisi vardı. Bakın tam dallama. Bıçaklanmış sokakta ölü bulunmuştu. Ulan nefret ettiğim insana neden üzülüyorum diye sordum kendime. Ne cevabı bulabildim ne de üzülmem geçti.

    Napacağımı bilemedim. Beni sizin eve zütür; burada kalmak istemiyorum dedi. Kıramadım. Annem tanıyordu onu. Siniri belli olsada durumu duyunca hiçbir şey diyemedi.

    Odama geçtik. Hıçkıra hıçkıra ağladı. Ben ağlamadım. Üzülmesin diye. Yoksa sevdiğim ağlıyor ben nasıl acı çekmem.

    Gece geç saatlerde uyuya kaldı. Annemle konuştuk. Saçmaladı. Kavga ettim. Sonra konuşalım dedim. Geçiştirdim.

    Birinci kat olan evimizin benim odamdaki balkonundan atladım. Camı da o üşümesin diye atkımı bağlayarak kitledim.

    Yük fazla geldi. Sigaraya sarıldım. 2 saat boyunca biri yandı biri söndü. Ardından geri döndüm. Uyanıktı. Bana bakıyordu. Geldi sarıldı. Yüzünü ekşitti.

    Dizlerimde yatmasına izin verdim ve oracıkta uyudu. Tüm gece onu izledim. Napıcağımı düşündüm ve bulamadım.

    Gidenler mi değişir? Kalanlar mı?
    ···
  19. 19.
    +16
    Sabah kalktık ve annemle sofraya oturduk. Annem bize iyi davransa da ölen dayımı anlatarak kızı hıçkırıklara boğdu.

    Ah be anne bizim evde her sabah neşet çalıyor olabilir. Milleti de mi öyle sanıyorsun.

    Birini kaybederseniz içinizde 40 mum yanar. Her gün bir mum söner. Taa ki son muma kadar işte o mum sonsuza dek yanar söndüremezsin.

    ileyna'nın yanında olmaya çalıştım ama bu durumdan mutlu değildim. Zorunluluk haline gelmişti. Onun değiştiğini farketmiştim. Eski ileyna değildi o.

    insanlar sürekli değişirler. Bu değişimleri ile kişilikleri benzer olan kişiler birbirlerine sevgi beslerler. Ve değişim burdan sonra iki kişi için de aynı yönde olur.
    Ancak ne zaman ki yolunuz ayrılır. O kişi sizden farklı bir yöne değişir.

    Biz değişmiştik zıt yönlere. O bunu farketmedi. Çünkü anılarında yaşıyordu.

    Beynimiz hiçbir şeyi unutmasa neler olurdu? Ölüm acıları ilk günkü gibi kalır mıydı?
    ···
  20. 20.
    +9
    Arkadaşlar dün tüm gece uyumamıştım. Şimdi işlerimi halledip yatıcam.

    Bilmenizi isterim ki bu hikaye yarım kalmayacak. Yarın boşluk bulduğum her anda yazacağım.

    Hepinize iyi geceler.
    ···