1. 326.
    0
    beni çıışıon hemen yanıdna duvara yasladı, kapıyı yavaşça açıp hole baktı "Kimse yok." dedi beni bilgilendirmek için kendi başımda hareketlenmeye çalıştım fakat işin komiği nefes alamama olayı gittikçe dahada ilerliyordu, nefes problemi gittikçe kendini ortaya çıkartıyor derin derin aldıüım nefes şekli elijarı dahada acelee ettiriyordu. Hemen beni kolumndan tutup hızlı bir şekilde koridorun öbür tarafıan geçirip bir odanın kapısının önünde durduk, kapıyı çalıd. Kapı açıldı, beni içeriye tanıamdığım bir kadın aldı. Elijar kapıın önünde durup "Burada bekle geliyorum." dedi. Kadın kapıyı kapattı, beni yatağın yanına zütürüp oturttu

    ilk soruus "sen warwick misin?" oldu. Kafamı yavaşça aşağı yukarıya salladım ve sessiz cevabıma sesli bir ekleme yaptım "Nefes alamıyorum."

    kadın hemen içeriye gidip içecek birşeyler almaya gitti, eldiğinde soğuk sıvı bulunduran bir şişe ile geri geldi. Şişe okadar soğuktu ki küçük otel dolabından çıkarmasıan rağmen birden bire şişede terleme başlamışt, küçük küçük damlacıklar oluşmuştu. "Bunu iç." dedi ne olduğunu tam anlayamadığım şeyi bana gösteiyordu hala "Ne bu?" dedim tekrar zarzor bir şekilde, "Seni rahatlatacak birşey." dedi ve üzerime doğru ittirdi, elinden almamaı bekliyordu fakat ben şhiçbir şekilde almayı düşünmüyordum "Ne bu?" dedim tekrar zor nefes alış verişimi aldırmadan "Seni, rahatlatacak, birşey.(!)" diye tekrarladı heceleye heceleye. "Onun bana ne olduğunu söylemezsen içmicem.", "O zaman yavaş yavaş acı çekip ölmeye ve kalbinin durmasına hazırlanabilirsin."
    ···
  2. 327.
    0
    zehirlendiğii öğrenene kadar niye bit belirti yok olum
    ···
  3. 328.
    0
    ne zaman ayı olmayı öğreneceksin?
    ···
  4. 329.
    0
    @264 kana tam anlamıyla karışana kadar belirti vermeyen birşey, zaten o yüzden elijar bana birşeyin varmı yokmu diye sordu, belirtiler başladığı için fikir değiştirip panzehiri bulmaya gitti çünkü öleceğimi biliyordu
    ···
  5. 330.
    0
    Gözlerimi açtığım zmaan kendimi ELijar ve hautnun ortasında yatarak buldum. Anlaşılan kendimi kaybemtitim, daha durumu osrmadan Elijar omuzuma bastıraak beni yatağa mıhladı "Kendinden geçtin, biraz dur." dedi, birkaç dakika durduktan sonra "Kalk ayağa" dedi, sözünü dinelyip ayğa kalktım. "Gidicez şimdi." dedi, "Nereye?é diye sordum, kız hazırlanıyordu o ara. "çIKICAZ BURADAN." DEDi "Diğerleri nerede?" diye sordum sadece "onları almaya gidicez merak etme." dedi beni rahatlan bir ton ile

    Ayağa kalktım zar zor bir şekilde, biraz snedelihor ibiydim vücudum gittikçe ağırlaşmış isemeden bir kasılma oluordu vücudumda. Elijar hemen kapıya yöneldi aynı sırada yanımızdaki hatun bana döndü "Yardıma ihityacın varmı?" dedi kafamı iki tarafa salladım sadece, kapıdan çıkmadan önce bunlarıd durdurdum "Bana bi ffon vern." dedim hemen aceleci bir şekilde. Kız elime kan taşından yapılma boş bir ffon verdi "al" dedi ve elijarın peşinden dışarıya ıktı.
    ···
  6. 331.
    0
    koridoru boydan boya yürüdük neredeyse, bazen yerde yatan vücutlar falan vardı. Hiçbirinde ne çizik ne kan, hiçbirşey yoktu. Elijar zaten kalıplı bir adamdı, içimden 'ffona ne ihtiyacı olsun... boğazını kavrasa yeter.' gibi bir düşünce oluştu sadece, ki haklıda sayılırdım adam kocaman birşeydi. "Nereye gidiyoruz." dedim kameraya gözüm takılmıştı, hemen ardından "niye kimse gelmiyor." dedim, elijar güldü "çünkü bizden korkuyorlar." dedi rahat bir şekilde "niye" dedim hala hızlı adımlarla olduğumuz yerden öteye hareket ederken "bizim gibi isyan eden birçok kişi var" dedi elijar sakin bir şekilde.

    yolun ortasında durup elijara baktım sadece, "büyük birşeyin parçasısın artık." dedi sadece ve kolumdan tutup beni yürümeye zorladı "ve benimle geliyorsun." diye devam etti. kolumdan çeke çeke beni koridorun sonundan alt kata zütürdü.
    ···
  7. 332.
    -1
    cat form bear form u kaç lvl de açtın panpa
    ···
  8. 333.
    0
    aşağıya indiğimiz zaman sağ taraftaki üçüncü odaya girdik. 197 numaralı odaydı. Koridoruın sonundan bir bağırtı koptu tam o anda elijar kapıyı açıp beni içeriye itti.

    içeriye girdiğim anda gözlerimin önünde üçkişi bağlıydı. Birisi Alicia, diğeri Miranda ve bir diğeri ise Norman adındaki bir çocuktu. Alicia yı miranda kucaklamış onu sıkı sıkı tutuyordu, Norman ise hemen ayağa kalkıp bana karşı ayaklandı ve ingilizce bağırmaya başladı "Onlara değil, bana yap ne yapıcaksan, huur çocuğu!" diye bağırıp üzerime tükürdü. Hiç oralı olmadan Alicianın yanına gittim, beni gördüğü anda ayağa kalkmaya çalıştı, gözleri dolmuştu, bağlı olduğu sert plastik uzun değil kısaydı, hemen yere düşmesine sebep oldu. eğilip yanına yaklaşıp uzunca dudaklarından onu öptüm. Uzun bir süre öyle geçti, geri çekilip gözlerime bakarak bozuk türkçesiyle konuştu "neredeydin?" dedi "seni kurtarmaya çalışıyordum." dedim gülerek.

    elijara baktım, bana hemen hilal bıçağından uzattı, bıçağı alıp plastiği kesip kızı serbest bıraktım, diğer ikisine baktım "bunlar kim?" dedim, "Miranda ile Norman." dedi sakin sakin "eski arkadaşlarım, sonra açıklarım." dedi hemen "çıkar bizi burdan!"
    ···
  9. 334.
    0
    Bu olayı artık hikaye gibi anlatmıyorum, önemli yerlerine gelicem çünkü artık şimdi gerçekleşen olaylardan bahsetmek istiyorum...

    Elijar ile beraber herkesi kurtardık, warlowun gerçekten öldüğünü anlamış olduk, yada tam olarak ortadan kaybolduğunu, çünkü cesedini gören yok.

    Llynch ile awenler arasında savaş başladı, suschen işin içerisine girdi, savaş hala devam ediyor.

    Bu arada işte o en can alıcı nokta geliyor burayı anlatıcam harfi harfine:
    ···
  10. 335.
    0
    Size üst ve alt tabakadan bahsetmiştim.

    Üst tabakadan birisi benim ile görüştü, warlowun yerini bulmaya çalıştı hatırlıyorsanız. Bunun ardından awenler ile beraber stockholme döndüğümüzde şöyle bir olay gerçekleşti; beni esir alan kişi ile çalışan birisi üst tabakayı bana açıkladı ve şunları söyledi.

    b - ben
    o - o

    o: Hepiniz büyük bir oyundaki küçük taşlarsınız bunu biliyorsun değil mi?
    b: Neden bahsettiğini bilmiyorum.
    o: Yaşadığınız onca şey, yaptığınız bu savaşlar, birbirinizi yaramalar bunların hepsi bizi güldürmek için yapılan birer oyun.
    b: ...
    o: sizler sadece yeri değiştirilebilir piyonlarsınız.
    <ayağa kalkmaya çalışıyorum, kolumu kapıyor>
    o: ama sen farklı olabilirsin.
    <Yarı ayakta yarı oturur gibi dizler kırık adama bakıyorum>
    o: seni değiştirebiliriz ama bunu zorla yapacak değilim
    b: siz kimsiniz?
    o: zamanı geldiğinde öğreniceksin
    <Yine ayaklanmaya çalışıyorum kolumu daha sıkı tutuyor hatta acıtıyor>
    o: bu konuşma içerisinde...
    <oturuyorum ve adamı dinler bi vaziyette bekliyorum>
    o: Hep filmleri seyretmişsindir, eski çağ filmlerinde herzaman iki sınıf bulunur... Bunlar alt sınıf ile üst sınıftır... Birde bunların arasında bir oraya bir buraya gidip gelen, çırpınan, bir grup vardır.
    b: Asiller ile köylülerden bahsediyorsun.
    o: öylede diyebiliriz.
    b: e bunun ne alakası var bu konuyla?
    o: sizlerin sınıfı ne?
    <adama gülmeye başlıyorum>
    o: sizler bizim isteklerimiz için birbirinizi yiyorsunuz. Biz burada daha büyük şeyleri gerçekleştirirken sizler küçük alanlarda birbirlerinizle evcilik oynuyorsunuz.
    b: beni aşağlamayı kes
    o: seni aşağlamıyorum, aksine sana doğruyu göstermeye çalışıyorum. Bir düşün... Sizin sınıfnız ne?
    <bir süre duruyorum cevap vermeden o bana cevabı söylüyor>
    o: siz ortadaki sınıfsınız.
    ···
  11. 336.
    0
    b: yani?
    o: yani şöyle oluyor, siz belli başlı şeyleri görmüş kişilersiniz, gözlerinizi açtık.
    b: o zaman siz kimsiniz, asillermi?
    o: işte bak oraya gelicektim... o bahsettiğin 'asiller' kaça ayrılıyor peki?
    b: bilmiyorum
    o: genelde üçe ayrılır... Birisi asilliği kazananlar, bir diğeri asil kan ile sahip olanlar ve sonuncusuda kraliyet kanına sahip olanlar.
    b: tahmin edeyim, siz kraliyetsiniz.
    <Kafasını sallıyor bana>
    o: hayır, bizler asil kanı ile sahip olanlarız.
    b: Kraliyet kim?
    o: onların bir önemi yok.
    b: ...
    o: Bilmen gereken tek şey, nerede olduğun, kim olduğun ve ne olacağın.
    b: peki beni nerden nereye getirmek istiyorsun bana neden bunları anlatıyorsun?
    o: gözlerini açmak istiyorum çünkü sen artık son kalan kişisin, warlowdan sonra kalan tek kişi sensin.
    b: warlowun birden fazla çırağı vardı.
    o: evet ve hepsinin birer çemberi, bulunduğu tabakada bir yeri var.
    b: benimde vardı
    <lafımı kesiyor>
    o: evet vardı, artık yok.
    b: çünkü siz yok ettiniz.
    o: evet, çünkü bir amaç için yaptık bunu.
    ···
  12. 337.
    0
    b: yani bana bunların hepsinin aslında önceden planlandığını ve bilerek sahip olduğum yerden beni ettiğinizimi anlatmaya çalışıyorsun?
    o: aynen öyle.
    b: okadar çırak arasından neden beni seçtiniz peki... yani ne özelliğim var, bukadar planlayıp zahmete girdiyseniz bende birşey görmüş olmanız lazım.
    o: sende birşey görmedik, sen sadece uygundun, sen özel değildin, biz seni özel yaptık.
    <adama sadece homurdanıyorum>
    o: bu boş konuşmaları geçip işin özüne gelelim istersen... seni yukarı çıkartmak istiyoruz.
    b: niye istiyorsunuz
    o: nedeninden çok bana birşeyin cevabını ver... sokak askeri olmayı seviyormusun?
    b: sokak askerimi... ne?
    o: evet sokak askeri, olduğun şey bu.
    b: ben sokak askeri falan değilim, bu işin içerisinde hayatta kalmaya çalışan birisiyim sadece.
    o: yani sokak askerisin.
    b: ...
    o: bunu kabullen istersen, ne olduğunuzu anla artık, bizim isteklerimiz için birbirinizi öldürüyorsunz, bazı törenler yapıyorsunuz, birbirinizi seçip gizli çemberler kuruyorsunuz. Ve en komiği ise bunları yaparken 'diğerleri' anlamasın diye kendinizi onlardan saklıyorsunuz.
    b: çünkü gizli olmamız şart, diğer insanlar yaşadıklarımızı anlayamaz, neler uğruna savaştığımızı neler yapmak istediğimizi anlayamazlar!
    o: peki ben seni anladığıma göre... anlat bakalım... ne için savaşıyorsun?
    <pis pis gülüyor burada ve ben tek kelime edemiyorum>
    o: sizler bir avuç, birbirinden haberi olan ve içinde gruplaşan sokak askerlerisiniz. Modern silahlar yerine eski öğretileri kullanıyorsunuz, bizlerin yarattığı kaosun içinde hayatta kalmak için çabalıyorsunuz. Yolda geçen bir polis senin şu yaptıklarını görse ilk işi seni içeri tıkmak olur.
    b: hiçbirimiz bunları istemedik
    o: ama hala içerisindesiniz.
    b: çünkü çıkamazdık
    o: herzaman çıkış vardı, sadece çıkmak için cesaretli değildiniz.
    ···
  13. 338.
    0
    konuşma böyle, buradan sonra bana burada yazamayacağım bazı şeylerden bahsediyor ve sonra türkiyeye dönmemi, warlowun bıraktığı çemberin sahip olduğu bölgeleri kullanmamı yeni bir düzen kurmamı istiyor. Hemen ardından ise Mayıs itibari ile şu olaylar geçekleşiyor:
    ···
  14. 339.
    0
    bana bir kağıt bırakıp gözlerimin içine baktı "Değişime hazır olduğun zaman beni ara." dedi ve oturduğumuz yerin çıkış kapısına yöneldi. Gözlerim kağıda takılmış, düşünceler hızlıca gözümde gerçek şekiller haline geliyordu. Kendimi bir an bütün olasılıkları düşünürken buluyordum, diğerinde ise arayıp aramam gerektiği ve söylediği o "Herzaman çıkış vardı, sadece çıkmak için cesaretli değildiniz" dediği ana gidiyordu. Ya çıkışı şimdi bile seçebiliyorsam? Ya çıkış aslında okadar uzak değil ve onun söylediği gibi gözlerimin önündeyse?

    hostun gelip "başka birşey?" demesiyle kendime geldim, kart hala koyduğu yerde duruyordu, gözlerimi karttan ayırmada kafamı iki yana salladım ve hala düşünürken yavaş birşekilde "hesap lütfen."
    ···
  15. 340.
    0
    hadi bakalım devam
    ···
  16. 341.
    0
    Beyler bu yazacaklarım son yazılardır.

    Bildiğiniz gibi son aylarda hiçbir aktivitem yok, geçen 4 aydan beri eskisi gibi yazmıyorum artık, neredeyse 1 yıl oldu ve artık vakit bulamıyorum.

    Türkiye bizim dünyamızda parçalanmanın eşiğinde. Son 3 haftadır neredeyse 13 otorite kurulup parçalandı. Dünyadaki düzende aynı şekilde değişiyor.
    ···
  17. 342.
    0
    Size başından beri bazı sınıflardan bazı anlayışlardan bahsetmeye çalışıyordum ki warlowun ölmesine sebep olan şeyde buydu. Bizler sokak askerleriydi, sokaklarda savaşan kişilerdik, ve yukarıdaki insanlar bizim üzerimizden kazandıkları otorite arazilerinden topladıkları "zimmetler" ile birbirleriyle boy ölçüşüyor, pgibopat bir şekilde zevkleri için bizi bir oyuncak gibi kullanıyordu
    ···
  18. 343.
    0
    1 ay kadar onların arasında yer almayı başardım ve görüdğüm şey hiçte içler açıcı değil... Tek gördüğüm şey, zengin, paraya sahip, canı sıkılmış yaşlı insanların bir araya gelip, sanki bir futbol takımını tutarcasına otoriteleri destekleyip, üzerlerinde bahisler çevirdiği ve iddiaya girdiği bir gerçeklik.

    anlayacağınız, sizin için futbol ne ise, bizlerde onlar için öyleyiz, biz onların sporuyuz.
    ···
  19. 344.
    0
    size kısaca bazı şeylerden de bahsedeyim...

    Size bir ara güney avrupadan bahsetmiştim, feodalmış gibi zilyontane otoritenin olduğundan bahsetmiştim.

    Şu an bütün dünya bu şekilde. Çünkü bu iki "süper güç" birbirleri ile yakın zamanda bir savaşa girdi, bünyelerinde sahip oldukları otoriteleri birbirlerine saldırttı, fakat, bunu fark eden otoriteler buna hayır dedi, bunların altındaki çemberler ise aynı şeyi yapıp kendi bağımsızlığını ilan etti.

    Olay artık; ülkelerden, bölgelerden ve şehirlerden çok sokaklara kadar taşındı. Her sokak başka bir 'otoriteye' ait.
    ···
  20. 345.
    +1
    Bu iki güç hala elinde sağlam ve kör otoritelere sahip ve bu otoriteler sanki bir sonraki gün yaşamayacaklarmış gibi birbirlerine saldırıyorlar. Ölen sayısı yok gibi fakat bir kaç kişinin hayatını kaybettiğini bütün dünyamız duydu.

    işin komik yanı, bizler gerçeğin farkındayız fakat onlar hala inatçı bir eşek gibi gerçek bariz olmasına rağmen inandıkları şeyin peşinden gidiyorlar.
    ···