Sena ile sadece bir saniye göz göze geldik, ben ona bakarken, o hızlı hızlı yürümeye, sonra aniden sırtındaki çantayı atıp koşmaya başladı.

B: Geldi
C: Hadi gözün aydın
B: Hareket edemiyorum, en son böyle kilitlendiğimde Sena ellerimin arasından kayıp Fransa uçağına gitmişti
C: Sakin ol, geldi bak

Gözümden yaşlar inmeye başladı o yaklaşmaya devam ettikçe, ben hareket edemiyordum ki yerimden ve zaman sanki durmuştu o an, bir türlü yanıma gelemiyordu Sena. Öne bir iki adım attım, Sena nefes nefese tam karşımda durdu. Ne o konuşuyordu ne ben, elimi tuttu, ayaklarımın kesildiğini hissettim, zaten ağlıyordum daha kötü oldum, o da aynı şekilde ama ikimizin de gözünden yaşlar inerken bir yandan sırıtıyorduk. Canan geldi sarıldı Senaya, ben elimi kaldıramıyorum

Etrafta çok ses vardı, bir yandan Bartu da yetişmişti yanımıza ama ben sadece Senaya bakıyordum, sadece onu duyuyordum. Canan bana baktı, sonra bıraktı Senayı. Bırakır bırakmaz Sena döndü bana sarıldı, ağzım açılmıyordu hiç, gözlerim kapalın ağlıyordum sadece saçını öperken.

S: Bartu, sana nasıl teşekkür edeceğimi hiç bilmiyorum
Ba: Ne teşekkürü yenge bu benim görevim, bak yıllar önce hepimizi ağlattın, Barış kaç kere intiharın eşiğinden döndü, hepimiz zor zamanlardan geçtik, yıkıldık resmen, tabi en çok yıkılan Barıştı
S: Hepsi babamın suçu
C: Artık o tarafları hiç düşünmene gerek yok, biz Barışın olduğu kadar senin de en yakın dostlarınız unutma
S: Teşekkür ederim
C: Ait olduğun yere, Barışın yanına hoşgeldin Senacım
S: Ait olduğum yer dimi
Ba: Baksana Barışa, çocuk dilini yuttu resmen konuşmuyor hala

Sena kafasını çekti omzumdan, bana bakmaya başladı. Güldü ve öptü beni.

Devdıbını sonra okuyabilirim geceye rez

R E Z

Barış panpam ve sena yengeme de bu şarkı benden armağan olsun

https://youtu.be/wtOHNhG0EZc

"Böyle bir aşk görülmemiş dünyada
Ne geçmişte ne de bundan sonra da
Arasalar bulamazlar rüyada
Göremezler seni yazdım kalbime"

Sena tekrar sarılıp kafasını vurdu omzuma, ağlamaya başladı. Bartulara dönüp gülerek "Arkadaşlar derse geç kalıyoruz" dedim.

Ba: Ne dersi lan
C: Ben neden dediğini anladım
S: Ben de
Ba: Kusura bakmayın arkadaşlar, benim kafa milyon şu an, ne dersi
C: Lise 2nin ilk gününü hatırla, Senanın bizim okula ilk geldiği gün kapı önünü hatırla
Ba: Hagibtir evet lan
S: Nasıl ki o gün sevdiğime kavuştuysam bugün de kavuştum, öyle dimi bitanem
B: Evet öyle, hoşgeldin
S: Senin yanın benim evim, o yüzden evime hoşgeldim demeliyim

Cananla Bartu oturdular bize bakıyorlar aralarında konuşurken, ben ise hala Senaya sarılmış vaziyette ayaktayım ve hiç şikayetçi değilim halimden.

B: Yıllar önce sana kızdığım için, sana seni istemiyorum dediğim için, sana git dediğim için çok özür dilerim
S: Esas ben senden özür dilerim, sen bacağından vurulduktan sonra düzgünce düşünmeden ayrılma kararı verdim
B: Hiç önemli değil, inan bana hiç bir önemi yok artık
S: Nasıl da özlemişim seni
B: Sen onu bir de bana sor

Kaldırdı kafasını, elimi tutup kalbinin üstüne koydu

S: Bak, nasıl da atıyor
B: Benimki yerinden fırladı gitti çoktan
S: Babamın, daha doğrusu üvey babamın yüzünden başına gelenler için çok ama çok özür dilerim, hiç hak etmediğin halde onca şeyi yaşadın
B: Onun ben anasını gibeyim. Açıkçası şu saniyeden sonra umrumda değil o adam, benim için artık sadece sen varsın, sadece sen

Tekrar sarıldım ona, daha sıkı şekilde. Ağlamam yerini tamamen gülümsemeye bırakmıştı artık. Geçmiş zamana gittim bir anlığına, o yıllarda ne hissettiysem eksisi olmayıp artısı olan şeyler hissediyordum. Sanırım 11 12 yıl oldu bu şekilde hissetmeyeli, mutlu olmak bu muydu? Böyle bir şey miydi?

S: Sen hastanede odada yanımdayken sana ben iyiyim diyememek çok kötüydü
B: Hatırlama o günleri, geçti gitti
S: Sen nasıl da ağlıyordun yanımda, aklıma geldikçe çok kötü oluyorum. Ama haklısın, bu saatten sonra bir önemi yok. Ben sevdiğimin, her şeyimin yanındayım ve dediğin gibi geçti gitti hepsi
B: iyiki de buradasın
S: Beni sakın bırakıp gitme olur mu
B: istesen de bırakmam, bu saatten sonra hiç bırakmam. Sensiz ben bir hiçim, sensiz ruhsuz bir bedenden farksızım, ruhumsun sen benim, bana hayat veren parçasın
S: Sen de benim için öylesin, seni seviyorum
B: Ben de seni seviyorum

Başını omzumdan kaldırdım, dakikalarca o renkli gözlerinin içine baktım. Onun da ağlaması kesilmiş, yerini o harika gülümsemeye bırakmış. Bartunun ayağa kalkmasına çarptı gözüm

Ba: Arkadaşlar saat 11 olmak üzere, isterseniz eve geçelim, Sena da biraz dinlensin
B: 11 mi, daha yeni geldiniz
C: Dünyadan Barışa, Barışcım aşağı yukarı 50 dakika oldu onlar geleli
S: 50 dakika mı
B: gibtir ordan be, 5 dakika olmadı daha

Kafayı büyük saate çevirip baktığımda 10:57yi gördüm, Senaya bakıp gülmeye başladım.

S: Eve gidelim mi, ister misin
B: Eve değil, evimize. Dinlenmek istersen gidelim, sorun değil
S: Sen bütün yorgunluğumu aldın zaten üzerimden
B: Gözlerin hiç öyle demiyor ama. Bartu, Canan, gidelim biz eve, Sena yatsın biraz dinlensin. Ben de onun yanında durayım
C: Tamam o halde, Senacım tekrardan hoşgeldin. Artık nasıl olsa buradasın, bol bol muhabbet ederiz
S: Ederiz tabi, başta bitaneme olmak üzere, size anlatacağım o kadar çok şey var ki
Ba: Zamanla anlatırsın hepsini

lecter hekim adlı bebeyi gammazlayın beyler. Barış kardeşimize musallat olup ha bire eksiliyor. Güzel giden hikayeyi bin etmeye çalışıyor. Hikayenin tamamı gerçektir. Hikaye yalan olsaydı Barış kardeşim kendini ifşa etmezdi. Neyse ciddiye aldık seni, muhattap olmamamız lazımdı. Hadi şimdi buradan defol birdaha da ayak basma...

Bartu Türkiyeye gitmeden önce arabasını havaalanının otoparkına bırakmıştı, otoparka gittiğimizde ben ve Sena Cananın arabasına bindik, Bartu da kendi arabasına bindi, eve geldik, evimize. Yol boyunca Senanın saçıyla oynamıştım, ara ara da boynundaki yarasını öpüyordum ama canım acıyordu gördükçe. Evin otoparkına geldiğimizde daha otopark girişinde Arzu ve ablamı gördük, oraya kadar gelmiş manyaklar. Arzunun Senaya bir sarılmasını gördüm, sanki kardeşine kavuşmuş gibiydi. Ablamla da tanıştı, konuşmaya başlayacaktık ki ablam Canana "Güzelim senin yanında bizim imza kağıtlarından var mıydı" diye sordu, Canan başta anlamadı ablam gözüyle beni işaret etti "Haa, yanımda yok abla ya, arabada da yok" dedi, ablam da "O zaman bana bir saat müsaade, fabrikaya gidip gelmem gerekiyor" dedi, aldı benden arabanın anahtarını, bastı gaza gitti

B: Neden gitti şimdi
C: Boşver, hadi gelin gidelim oturalım
B: Ne oturması, Senayı benim yanıma yerleştirelim, sonra otururuz
C: Ay doğru kafa mı kaldı bende
Ba: Hacı kızın valizi yok, tek sırt çantası var yanında
B: Niye bir şeyler almadın bakayım yanına sen
S: O heyecanla aklıma geldi mi sence
B: Neyse, al şu cüzdanı, içindeki 3 kartın şifresi de 2008, her birinde 1500er euro limit var, dışarı çıktığımızda dibine kadar alışveriş yapabilirsin
S: 2008 mi
B: He 2008 hayatım beğenemedin mi
C: Sakın bana 2008in
B: Evet Canancım, ilişkimize başladığımız tarih

Arzuyla Bartu sırıtmaya başladı "Neyse, ben Senayla gidiyorum, haberleşiriz çıkarken" dedim, tuttum Senayı elinden yürümeye başladım.

Çıkardım Senayı benim ablamla yaşadığım kata, ablamın odasını gösterdikten sonra benim olduğum odaya soktum onu. Ben sırt çantasını sandalyeye koyarken o çoktan yatağa kendini atmış bana bakıyordu.

S: Ben neden şu an evlenmişiz gibi hissediyorum
B: O his bende de var
S: Soran olursa evliyiz diyelim mi(Güldü)
B: Zaten değil miyiz, resmiyete dökmek için kalemle imza atmamız gerekiyor sadece
S: Aşkım sen öyle dikilecek misin orada
B: Ha, yok. Sen uyuyacaksan önce üstünü başını değiştir istersen
S: Yok ya uyumam, nasıl uyuyayım bu heyecanla ben ama rahatlasam iyi olur, sıktı bunlar.

Kalktı yattığı yerden, montunu falan çıkarıp aynanın karşısına geçti ve boynuna bakmaya başladı.

B: Acıyor mu
S: Yok acımıyor, artık acımıyor. Bakıyorum işte böyle arada ayna karşısında

Saçını komple açtı, o kadar güzeldi ki saçları. Arkasından sarıldım ona, boynundan öptüm, gülmeye başladı.

B: Tekrar hoşgeldin hayatımın anlamı
S: Mutluyum, hem de çok mutluyum, tıpkı yıllar önce olduğu gibi
B: Ben de öyleyim, bu şekilde hissetmeyi unutmuştum senden ayrıldıktan sonra

Gözünden yaş inmeye başladı aynadan görüyordum, döndü sarıldı bana.

Arkadaşlar rahat bırakmıyorlar, Senadan bahsetmiyorum, Bartulardan bahsediyorum. ikidir "Hadisene lan çıkacaz seni bekliyoruz" diyip duruyorlar amk. :D

Müsadenizle ben gitmek zorundayım, yoksa gibecekler. :D Bakayım gece geldiğimde uyuya kalmazsam veya başka bir şey çıkmazsa tamamlarım o günü.

lisede kurduğun hayallere kavuştun be abi yürüttüğü yol acı da olsa kavuştun vallahi çok tuhaf

Mutluluklar dostum...

Okurken Scorpions'tan Send Me an Angel çalıyordu spotifyde * Sena Yengeyle dinlemenizi tavsiye ederim, mutluluklar

Eve geldiğimize göre günü yazmaya devam edebilirim. *

Sena tekrar uzanacağını ama uyumayacağını söyledi, tekrar gitti yattı yatağa, ben de yanına uzandım, sanki lise yıllarıma dönmüş gibi hissediyordum o haldeyken, Sena yanımda yatıyor, başını kalbimin üzerine koymuş, bir yandan da sarılmış, ben de saçıyla oynuyorum "Eğer bu bir rüya ise beni uyandıranın kafasını gövdesinden ayırırım, kim olduğunun hiç önemi yok" diye bir cümle çıktı ağzımdan

S: Ben de inanamıyorum hala
B: Gerçek olamayacak kadar mutluyum, gerçek olamayacak kadar güzel şu an. Onca olandan sonra özellikle
S: Biliyor musun, ben buraya korka korka geldim bugün
B: O niye be
S: Bilmiyorum, dedim acaba benden soğudu mu, beni unuttu mu, eskisi gibi olabilir miyiz
B: Söylediğin şeylerin olması için ne bileyim bana gelinlik giydirip tecavüz etmeleri falan gerekiyor

Odanın kapısı tıklandı, gel dedim gelen giden yok, kalktım açtım kapıyı, ablam karşımda gülüyor elinde de bir kağıt var, bana uzattı kağıdı "Yılbaşından sonra görüşürüz ablacım, size iyi eğlenceler" dedi. Kağıda baktım, izin kağıdıydı bu. Başlangıç günü bugün, bitiş günü 3 Ocak yani 3 Ocak 2022de iş başı.

Ne alaka diye sorduğumda bir şey söylemedi "Yetmezse devamı gelir" diyerek göz kırptı ve gitti, kapıyı kapatıp Senaya döndüm, elimdeki kağıdı gösterdim "1 ay zamanımız var ben tekrar çalışmaya başlamadan önce" dedim.

S: Ben geldim diye işinden olma
B: Sorun yok merak etme ama bunu ben istemedim, kendisi ayarlamış
S: Ablaya bak sen
B: Evet bebeğim, anlat bakalım şimdi Bartu geldiğinde ne yaptınız, Bursaya falan gitmişsiniz
S: Bartu beni karşısında görünce ağlamaya başladı hayatım biliyor musun
B: Normal değil mi
S: Normal de yani beni bu kadar sevdiklerini bilmiyordum
B: Seni sevmeyen mi var, ne demek bu kadar sevdiklerini bilmiyordum yav
S: Geçmişte olanlar, konuşulanlar yüzünden
B: Hepsi pişman
S: Biliyorum bitanem, biliyorum

Sabahtan beri sigara içmemiştim, Senaya da dedim gel birer tane içelim diye, bana ben bıraktım sigarayı dedi. Elime aldığım 2 dal dahil olmak üzere tüm paketi kırıp çöpe attım "Ben de an itibarı ile bıraktım" dedim

Sena anlattı da anlattı Bursaya gittiklerini, Arda ve Nilayla bir kaç saat takıldıklarını, ben de güzel güzel dinledim tabi her kelimesini, ben o sese ölürüm, hiç uyumadan sabahlara kadar dinleyebilirim onu. "Öyle işte hayatım, sonrasında da buradayım işte" dedi. Benim neden buraya geldiğimi sordu, anlattım bir bir. Akşam olmuş, hava kararmış biz konuşurken farkında bile değiliz. Canan geldi odaya, oturdu yanımızdaki masaya.

C: iyisiniz dimi, saatlerdir ses seda yok sizden
B: Nasıl yok lan, kahkahaları duymadınız mı hiç
C: Ben duymadım pek
S: iyiyiz güzelim bi sıkıntımız yok
C: Aman olmasın da, sonra herkes üzülüyor
B: Bugünden itibaren üzülme dönemi bitti diyebiliriz, dimi kraliçem
S: Sen öyle diyorsan öyledir
C: Neyse, siz anlaşılan yatmaya devam edeceksiniz, ben sizi daha fazla rahatsız etmeyeyim, bir şey olursa tek telefon uzaktayız unutmayın
B: Sen ve siz isteseniz de rahatsız edemezsiniz rahat ol
C: Anla işte, hadi siz yatın dinlenmenize bakın, ha bu arada Sena, Barış belki yıllar oldu doğru düzgün uyuyamıyor, gözünü seveyim sağlam bi uyku çektir şu çocuğa, sen de aynı şekilde sağlam bi uyku al
S: Uyuruz, öyle bir uyuruz ki biz bu gece
B: Hıı aynen, ben ne uyurum ya bu neşeyle

Canan odadan çıktı, 10 dakika sonra geri geldi ve "Hadi gelin yemek hazır, aşağıda herkes" dedi. Senaya baktım "Valla bebeğim ben şu an seni bile yiyebilirim" dedi, Canana dönüp "Geliyoruz 2 dakikaya" dedim, hazırlandık indik aşağıya, masayı görünce önce Bartuya baktım, göz göze bakarak anlaşıyoruz resmen "Ne iş la bu" der gibi başımı salladım o da "Bilmiyorum" der gibi salladı başını.

B: Arzu
Ar: Efendim Barış
B: Ne iş bu hayırdır, kimin parmağı var burada
Ar: Bartu ve sen hariç herkesin, kısacası yine biz yaptık her şeyi
S: Müthiş görünüyor ya
B: Ee geç otur sen o zaman, ben gelicem şimdi
S: Nereye hayatım
B: Bi ablamın yanına gideyim, biz inerken o çıkıyordu ya
S: Ha peki aşkım

Tekrar girdim içeri, ablamın nerede olduğunu tahmin ediyordum, bizim katta olmadığı kesindi.

Ablamı elimle koymuş gibi buldum, aslında bir şey olmamıştı sadece teşekkür edecektim yaptıkları için.

B: Abla
A: Efendim ablacım
B: Şu aşağıdaki masa
A: Fikir Canandan çıktı, hep birlikte uyguladık. Eğer onu soracaksan
B: Gerek var mıydı abla
A: Aa ne demek gerek var mıydı, benim biricik kardeşimin sevdiği geldi sonuçta

Sarıldım ona orada, her şeyin bu kadar güzel gitmesi pek alışık olduğum bir durum değildi aslında ve oldukça garip geliyordu. Ablamın da işi bitmiş, beraber indik aşağıya. Kapıya gelince ablam gitti oturdu ben biraz kapıda bekledim, onlara baktım, masada oturanlara. 21 yıldır tanıdığım Bartu, 20 yıldır tanıdığım ve hayatımın aşkı olan Sena, 14 senedir tanıdığım Canan ve Arzunun yanında öz ablam vardı. Buraya isteyeceğim tek kişi Arda olurdu ve başkasına gerek bile yoktu aslında. En son ben de gittim oturdum yanlarına, o kadar güzel bir ortam vardı ki o an o masada, hiç bitmesin istiyordum.

Yemekler bitti, tabi yine döktürmüş hepsi. Biz odada öyle bir dalmışız ki muhabbete, bizim o muhabbete dalıp gittiğimiz saatlerde ne var ne yok yapmışlar, nasıl olsa izinlilerdi bugün. Başladık masada muhabbet etmeye, daha doğrusu onlar ediyor, ben ve Sena dinliyoruz. Bir ara oklar döndü bize, tabi ablam o yılları tam detayıyla değil de anlattığım kadarıyla bildiği için çok soru soruyordu.

S: Abla yani ikna edemeyip Bursaya gelemesem, Kocaelide okusam şu an böyle olur muydu büyük ihtimalle olmazdı
A: Esas önemli olan sonuç, girişiniz güzel olmuş, gelişmeniz pek iç açıcı olmamış olsa da sonucunuz bence çok güzel, bir aradasınız tekrar bak. O kadar intihar girişimlerine ve yaşananlara rağmen
S: Neyse ki kardeşin salağın teki de intiharı başaramamış zamanında
A: Orasını ben bilemem şimdi
B: Sena benim kaderim abla, ben onunla geçirmediğim şu son 4 yılda, bakın arkadaşlar ayrılık dönemimizi demiyorum, orada yine çevremdeydi. Son 4 yılda ne kadar boş, ne kadar saçma bir hayat yaşadığımı anladım. Sena benim yaşama sebebim, beni nefes almaya zorlayan kişi Sena. O olmadan ben kocaman bir hiçim, bir ölüyüm, bunu çok iyi anladım.

Umarım yarın tamamlarım şu günü, emir büyük yerden olunca telefonu falan bırakıyoruz tabi. *

Şaka bir yana, yarın eğer çıkılmazsa bir yere tamamlarım o günü. Böyle parça parça olmasını da hiç istemiyorum ama yapacak pek bir şey de yok, şimdilik. iyi geceler herkese.