R E Z

daha ses seda yok çocuktan

bir R E Z daha

Şimdi buraları unuturlar bir süre, normaldir.

MERAKTAYIZ

analcifbi panpamın dediği gibi onlar buraya bir süre bakmazlar hatta kendilerinde bile olduklarını pek sanmıyorum ben. dile kolay abi 4 yıl ya..

Baris panpam nerelerdesin merak ettik~~

Salı gününden bu yana Ardanın araması haricinde telefonumu ilk kez elime şimdi alıyorum, daha doğrusu yeni hatırlıyorum bir telefonum olduğunu. * Başlamadan önce şunu söylemek istiyorum, Sena buraya fotoğraf atmamı şu an istemiyor, sebep olarak "Kimseyi tanımıyorum etmiyorum, tanımadığım için de güvenmiyorum, atma, karalasan bile atma" diyor ama hala yanımdayken okumaya devam ediyor burayı, bir kaç güne nasıl insanlar olduğunuzu anlar ve kendisi atar zaten fotoğrafımızı *

Salı günü 3 4 saat doğru düzgün konuşamadım biliyor musunuz hep kekeledim durdum, hele havaalanında bana doğru ağlamaklı bir gülmeyle koşarken kendimden geçtim resmen. Daha önce mutluluktan ağladığımı hiç hatırlamıyorum, ben diyim 30 siz diyin 40 dakika havaalanında birbirimize sarılmış vaziyette kaldık, ayakta. Cananlar zor ayırdı * Salı gecesi kendi isteğimle uyumadım, o uyurken bütün gece saçını okşadım, öptüm, ben öyle yaptıkça daha sıkı sarılmaya başladı yattığımız yerde. Bir de o gece kendi kendime konuştum durdum Senanın saçıyla oynarken, mutlu olmak, mutlu hissetmek böyle bir şeymiş, o kadar uzun süre geçmiş ki bunu hissetmeyeli, nasıl bir his olduğunu unutmuşum bile. *

Cumartesi günü tr saatine göre 6, bilemedin 7 gibi buraya gelip Salı gününü yazmayı planlıyorum ancak ne kadar sürer bilmiyorum.

Şu anda yanımda uyuyor, o kadar çok özlemişim ki onu, ne zaman öpsem istemsizce gözlerim doluyor. * Bir ara ablam ve Canan'a da teşekkür hediyesi almalıyım, tam 1 ay izin ayarladılar bana ve yılbaşı dahil(Normalde yılbaşında izin yokmuş). Herkese iyi geceler, geceniz muhteşem olsun. *

Rez.. Allah mutluluğunuzu daim etsin. *

Mutluluğunuz daim olsun

bugün çok tesadüfi şekilde bursa nilüferde arda reis ile denk geldim ve tanıştım agalar. yanında eşi de vardı ve sanırım hamile *

Barış, dostum, fotoğraf için acele etme, fotoğrafı elbet tek tuşla çekip atarsın hem buraya hem istediğin yere. Şu an fotoğraftan daha önemli şeyler var sizin için, ilk önce bol bol hasret giderin, sonra gezin dolaşın, nasıl olsa hepimiz buradayız. inan bana çok mutlu oldum *

Panpalar hayatınız nasıl gidiyor nasılsınız.

Günaydın dostlar, bugün tr saatine göre 6 7 arası burdayım. *

30 Kasım, Salı.

---

Heyecan, stres, sevinç, hüzün, neden bilmiyorum ama günlerdir uyuyamıyorum. Bugün Sena gelecek Hollandaya, yanıma, bir daha gitmemek üzere. Gözüm sürekli saate ilişiyor, son baktığımda gece 3:23dü. 7 saat, sadece 7 saat daha. Sabah 8de ablam, ben, Canan ve Arzu hep beraber Bartuyla Senayı almak için Eindhoven Airporta gitmek için yola çıkacaktık ama canım çok sıkılıyordu. Saat 3 buçuğu vurduğu zaman çıktım odamdan, ablamın odasının kapısını tıklatıp girdim içeri, uyandırmışım onu kapıya vurunca, keşke vurmasaydım. Kaldırdı kafasını yataktan, bana bakıyor masasındaki loş ışığın vurduğu az parlaklıkla.

A: Saat kaç ablacım
B: 3 buçuk, arabanın anahtarını alıyorum, aynı yerde dimi
A: 3 buçuk, nereye bu saatte
B: Havaalanına, kafayı yemek üzereyim burada, belki oraya gitmeden önce biraz dolanırım vakit geçsin diye
A: Yatıp uyusan aslında zaman geçer biliyorsun dimi
B: Uyuyamıyorum, ne yapabilirim. Ben gideyim, Bartuyla Sena geldiğinde alıp gelirim buraya, sen yatıp dinlenmene bak. Zaten nasıl bi kraliçeysen herkese izin yazdırdın bugün, siz dinlenin
A: Peki bebeğim nasıl istersen, anahtar çekmecede, dikkatli kullan ve kamerasız yollardan gitmeyi unutma
B: Bende o iş, seni seviyorum, teşekkür ederim

Yaklaştım yanına alnından öptüm ablamı, gülümsedi ve kafayı vurdu tekrar yastığa. Çekmeceden aldım anahtarı, odama geçtim bir sigara yaktım. Sigaramı içerken bir yandan montumu giydim, hazırlandım ettim derken saat 3 45 gibi otoparka gitmek üzere çıktım evden. Kapıdan çıkar çıkmaz bahçedeki masada otururken kahve içen Canan'ı gördüm, beni görür görmez gülümseyip "Ben seni nasıl da tanıyorum ama, bu saatte bir şeyler yapacağını o kadar iyi biliyorum ki" dedi.

B: Gerçekten beni mi bekledin burada, bu saatte
C: Evet, dün Arzuyla çok konuştuk, ben dedim o gecenin köründe kalkıp gidecek. Haklı çıktım dimi, havaalanına gidiyorsun, elinde de ablanın arabasının anahtarı var
B: Evet, ablama söyledim sana da söyleyeyim, sen git yat, ben Bartuyla Senayı alıp gelecem sadece
C: Bak bakayım bende seni bugün yalnız bırakacak göz var mı, senin heyecandan dolayı ölüm çizgisinde olduğunu hissedecek kadar biliyor ve seviyorum seni, gel otur yanıma biraz kahvem bittiğinde beraber gidelim
B: 7 saatten az kaldı, yetişir miyiz

Gittim oturdum yanına

C: Deli, 40 45 dakika anca sürüyor buradan havaalanı, bu saatte üst düzey trafik olmayacağına göre yarım saatte bile gidebiliriz. Ayrıca, ehliyetin yok o yüzden ben kullanacağım arabayı
B: Ben kullansam
C: Sen bu haldeyken sana araba bırakırsam havaalanına değil hastaneye gideriz Barışcım(Gözünü ellerime çevirdi), bak nasıl da titriyorsun, sen o direksiyonu düzgün tutamazsın

Aslında haklıydı, her zamanki gibi. Gözlerinin içine baktım bir süre, önüne koydum arabanın anahtarını. Elindeki bardağı dikti kafasına ve kalkmaya yeltendi "Hadi, gidelim" dedi tuttu kaldırdı beni. "1 dakika bekler misin, içeri girip geliyorum hemen" dedi, girdi eve, ben de başladım onu beklemeye.

Çok geçmeden geldi Canan "Arzuyu uyandırdım ve ikimizin gideceğini, biz dönene kadar Terry ile ilgilenmesini söyledim" dedi, kafamı salladım sadece. Otoparka yürürken koluma girdi.

C: Sen çok titriyorsun ama
B: Normal
C: inşallah tek sebebi Senanın gelmesidir, hasta falan olma da
B: Yok hasta değilim
C: iyi bakalım öyle olsun, istersen havaalanına gitmeden önce biraz turlayalım arabayla
B: Bana zamanı geçirtecekse, kabulüm
C: Elimden geleni yapacağımdan şüphen olmasın, biliyorum zaman geçmiyor senin için
B: Canan, ben galiba bayılmak üzereyim
C: Boşuna mı koluna girdim ben senin

Geldik otoparka, arabaya bindik, çalıştırdı arabayı, kemerleri taktık ama yola çıkmadık, Canan bana döndü, gülümsüyor ve gözleri de dolmuş, dokunsam ağlayacak halde.

B: iyi misin sen ne oldu
C: iyiyim, seni ve Senayı havaalanında sarılırken düşündüm de, çok mutlu oldum birden
B: Sen bir de benim düşündüklerimi bir bilsen, ona dokunmak, öpmek. Onca olan, yaşanan şeylerden sonra hem de

Bir şey demedi, kafasını salladı sadece ve bir kaç saniye sonra "Havaalanına gidelim hadi" dedi.

Yol boyunca ben anlattım, Canan dinledi sadece. Havaalanına girdiğimizde saat 5 olmak üzereydi. Ortalıkta bir yere oturduk, ikimiz de gülüyoruz.

C: Geçmişte olan geçmişte kaldı, Sena hepimizi ağlattı evet ama bunda onun hiç bir suçu yok. inan bana eskisinden çok daha güzel olacak her şey, hatta olmaya başladı bile, gözlerinin içi gülüyor resmen. Seni en son bu halde gördüğümde lisedeydik be Barışım. Evet zamanında Aleynayla beraberken de gülümsüyordun ama şu anki ile o zamanki arasındaki farkı çok net görüyorum biliyor musun
B: Ben kalp krizi geçirir miyim acaba geldiğinde
C: Saçma sapan konuşma be
B: Ölmek üzereyim be güzelim, bak hemen hemen 5 saat 10 dakika sonra şu taraftan gelecek
C: Canım benim, sakinleşmeye çalış, geliyor ya önemli olan o

Telefonum çalmaya başladı, baktım "Kraliçe" yazıyor, dedim Sena arıyor. Açtım telefonu, ağlıyor Sena, o sesi duyunca ayağa kalktım

B: SENA NE OLDU
S: Kötü bir şey yok merak etme, heyecandan ağlıyorum sadece
B: Ya aklım gitti burada
S: Yerim ben seni, hayatım yarım saat sonra check in için gidip uçağa doğru gidecez, arayayım dedim
B: Tamam yavrum, Bartu da yanında
S: Yanımda yanımda merak etme, vereyim mi konuşacak mısın
B: Olur, ver bakalım

Verdi Bartuya telefonu

B: Lan şerefsiz, nabıyon
Ba: Hayırdır lan o ses tonu ne, bakıyorum da neşen yerinde
B: Herhalde yarram
Ba: Aga 8 45de kalkcak burdan uçak, hemen hemen 1 saat öncesinden falan gidecez biz. Orda saat şu an 5 buçuk dimi
B: Evet, keşke 10 buçuk olsaydı
Ba: Olacak olacak merak etme, evdesin dimi
B: Yoo, Cananımla airporttayız
Ba: Ne alaka lan
B: Sıkıldım geldik işte dıbına koyim
Ba: Neyse, sorgulamayacam. Bak Sevgi ablanın selamı var sana
B: Sen de selam söyle, gelince anlatırsın olanları
Ba: Burada bile anlatabilirim
B: Yok, vakit harcama. Sen sadece meleğimi getir, sonrasında konuşuruz
Ba: iyi bakalım, selam söyle Canana, Sena annesiyle konuşuyor şu an, kapatıyorum ben. Sena tekrar aramazsa seni geldiğimizde görüşürüz artık
B: Dikkat et meleğime, olur mu
Ba: Emin ellerde merak etme, görüşürüz

Kapadı, bana meraklı meraklı bakan Canana söyledim ne konuştuğumuzu.

R E Z

Canan da ben de bir şey yemek istemiyorduk, sadece kahve içip duruyorduk orada. Nasıl oldu hiç bilmiyorum, saat 10u geçmiş biz sürekli ondan bundan konuşurken, planlar yaparken. Sürekli girişlerin yapıldığı tarafa doğru bakıyordum artık. Canan tuttu beni çevirdi kendine.

C: Peki Barış, babasının mahkeme tarihi netleştiğinde gidecek mi Sena veya gidecek misiniz
B: inan bana her şey Senaya bakıyor, gidelim derse gideriz
C: Senanın illa gitmesi gerekmiyorsa gitmemesi daha iyi olur sanki, ne diyorsun
B: Umarım gitmesi gerekmiyordur, olanlardan sonra o adamı görmese daha iyi olur.
C: Bana da öyle geliyor işte
B: Hadi be Sena, nerde kaldınız ya
C: Az kaldı, çok az kaldı, birazcık daha sabret
B: O Salihin var ya anasını avradını yedi sülalesini gibeyim ben, huur çocuğu ne hale soktu herkesi ya, bir inat uğruna böyle bir şey yapılır mı ya, bak sinirlendim yine

Canan suratıma bakıp gülerek "Barış" dedi "Ne, sövdüğüm için kızmayacaksın herhalde" dedim. Arkama bakmaya başladı ve "Gözün aydın bitanem, bak kim geliyor" dedi, kafayı arkaya döndürmemle beraber o kadar insanın arasında Bartuyla Senayı konuşurken yürümesini görmem ve ayağa kalkmam bir oldu.