K: Sena bunu istediğine gerçekten emin misin?(Ne diyorum lan ben?)
S: Evet king, eminim(Kızarmaya başladı, yüzünü çevirdi)
K: iyi de nasıl oluyor ben bilmiyorum ki. Tamam seninle konuşurken mideme ağrılar giriyor benim nedenini tam olarak bilmiyorum hala.
K: Sena?
S: Efendim king?
K: Tamam... Olalım..
S: (Yüzü birden kameraya döndü) T-t-t-t-tamam o halde biz şu an şey miyiz?
K: Evet şeyiz(Gülmeye başladık)
S: Şeyiz evet..
(içimde tarif edilmeyecek bir his belirdi)
K: Sena benim ders çalışmam lazım, akşam konuşalım yine olur mu?
S: Tamam olur, görüşürüz(öpücük attı)

Gerçekten sevgili miyiz biz? Olduk mu yani? Bu kadar mı? Sena ile ben? inanmak istemiyorum buna, rüyadayım ben ya yok. Rüya bu rüya, birazdan annem uyandıracak okula gidecem diye.
Yanağıma hafifçe tokat attım, rüya değil. Sevgilisi olan insanlar ne yapar? Bilmiyorum. Nasıl konuşurlar birbirleri ile? Bilmiyorum. Ee nasıl olacak ki o orada sen burada? Bilmiyorum.

Yatakta uyuya kalmışım üstümü bile değiştirmeden.

Bugünlük bu kadar yetsin çok fazla attım sanırım saymadım ama, anlatım tarzımı biraz günlükte yazılmış moddan çıkarıyorum daha iyi oluyor diye.

iyi geceler herkese.

Burdayız reis rezimi de alıyım.
Liverless sattı bari sen yapma

Ben de buralardayım sessiz sedasız okuyorum panpa.

Çok masum lan yemin ediyorum çok hoş ilerliyor hikaye

Panpa anlatım tarzıma güvenmiyorum diyodun fakat çok güzel ilerliyor şimdilik

Saat 11 civarı buradayım.

Geldim beyler, burada olanlar bi belli etsin kendini 10 dakikaya yazmaya başlıyorum.

Burdayız panpam

rezleyelim

Hala rüyada olduğumu düşünüyordum, nasıl oldu bu? Anneme durumu söyledikten sonra çok şaşırdı, hiç beklemediği bir şeydi belki, hayırlısı olsun dedi sadece. Okulda Burak'a söyledim, inanmadı ilk başta, ciddi olduğumu anladıktan sonra vay be diyebildi.

Bu: Ee ne zaman buluşuyorsunuz?
K: Ne buluşması daha dün gelişti olaylar, en yakın zamanda olmasını istiyorum, onu çok özledim.
Bu: Bunu ona söyledin mi peki?
K: Hayır daha söylemedim.
Bu: Malsın, dün konuşurken söylemeliydin.
K: Bugün söyleyecem işte uzatma sende.

Okuldayken yakın zamanda Kocaeli'ye gitmeyi kafaya taktım ama nasıl gidecektim? Anneme veya babama söylesem ne derlerdi? izin verirler miydi? Tek başıma gitmeme izin vermezlerse tabii ki yanımda Burak gelecekti. Sena'ya onu kameradan değil, yanındayken görmek istediğimi söyledim.

S: Tamam çok güzel fikir ama nasıl olacak o? Ben mi gelcem Bursa'ya?
K: Hayır tabi, ben Kocaeli'ye gelecem.
S: Nasıl?
K: Sana bahsettiğim bir arkadaşım var biliyorsun Burak, eğer annem tek gelmeme izin vermezse yanımda Burakla gelecem.
S: Ne zaman?
K: Cumartesi, hem de bu Cumartesi.

Anneme konudan bahsettiğimde tahmin ettiğim gibi "Saçmalama ne Kocaeli'si, otur oturduğun yerde" dedi. Hangi gün gideceğimi söylememiştim. Babama gideceğimi söyleyip bigibletime atladım, babamın mahallesinde Burak'ın oturduğu sokağa gittim ve evlerine girdim, Burak ve abisi vardı sadece.

Bat: Hoşgeldin king, naber
K: iyidir Battal abi senden naber?
Bat: iyidir ben de hayırdır bu saatte bigibletle?
K: Abi Burak sana bahsetti mi bilmiyorum, benim şu an bir sevgilim var Sena adı. Onunla bu hafta sonu buluşacağız ancak kız Kocaeli'de oturuyor ve annem gitmeme izin vermedi.
Bat: Evet, devam et.
K: Abi şimdi ben Burak'la birlikte gitmek istiyorum iznin olursa, hem tek gitmemiş olurum hem de Burak gezmiş olur fakat annem izin vermediği için yardımına ihtiyacım var.

Burak sadece dinledi.

Bat: Bak sen küçük aşığa, söyle bakalım ne konuda yardım istiyorsun?
K: Abi yarın okuldan sonra bizim eve gelip Cumartesi günü için anneme bana ihtiyacın olduğunu söyleyebilir misin, konunun ne olduğunun hiç bir önemi yok. Sadece seninleymiş gibi evden çıkıp otobüse binerek Kocaeli'ye gidecez.
Bat: Başınız derde girmesin?
K: Yok abi bir şey olmaz, bu iyiliği yap dile benden ne dilersen!
Bat: (Biraz düşündü) Peki o halde, yarın okul çıkışı alayım sizi önce bir yere gitmemiz gerekecek, ondan sonra size gidelim ben konuşayım annenle.
K: Çok teşekkürler Battal abi.

Bu yaptığım doğru bir şey mi? Emin değilim ama bana güzel hissettirdiğine eminim.
Burak sanki ne diyor lan bu der gibi bakıyordu bana ama olur dedi en sonunda.
Eve döndüğümde saat çok geç değildi ve Sena henüz uyumamıştı.

K: Selam, Senacım. Cumartesi günü geliyorum, adresini söyler misin?
S: Ne? Nasıl ya? Annen izin verdi mi?
K: Hayır. :D
K: Arkadaşla birlikte geleceğim, neyse sen adresini yaz bana :*
S: Bak şimdi canım, tek bir tane otogar var zaten. Otobüsten indikten sonra otogardan çıkınca sola dön, orada bir otobüs durağı göreceksin. 4 numara yazana bin, şurada inmek istediğini söyle, şoför seni indirecek. Telefon numaram var zaten sende, mesaj atarsın(O zamanlar sms vardı) gelirim yanına koşa koşa. ♥
K: Harika, o zaman Cumartesi günü görüşürüz Senacım :*
S: Görüşürüz sevgilim ♥

Hemen uyudum çünkü ertesi gün Cuma'ydı ve bir sonraki gün Kocaeli'ye bu sefer annem yanımda olmadan gidecektim, dostum Burak ile birlikte. Zamanın hızlı geçmesi gerekiyordu.

Okulda zaman bir türlü geçmek bilmedi fakat nihayet son dersin zili çaldı, koştura koştura çıktık sınıftan Burak'la. Kapıda arabada abisi bizi bekliyordu "Gelin bakalım, önce işimi halledeyim daha sonra kingin evine gidip yarın için konuşalım". Arabaya bindik, Battal abi bizi otogara zütürdü. Saat kaçta buluşacaksınız diye sordu, hiç fark etmez ama öğlen saatlerinde olması rahat olur zaten akşam da döncez dedim. Bize ertesi gün için sabah 8 gidiş, akşam 6 dönüş bilet aldı. Hiç beklemiyordum bunu ne ben ne Burak, çok büyük sürpriz oldu bunu yapması.

Bat: Bunu kimseye yapmam, Burak ile olan samimiyetini biliyorum, çok sağlam dost olduğunuzu biliyorum. Bugüne kadar sana doğum günü hediyesi almadım, bunu geçmiş doğum günlerine sayarsın. Çalışıyor olmasam sizi büyük memnuniyetle ben zütürürdüm oraya ama idare edin artık.
K: Abi.. Ne gerek vardı, gerçekten çok teşekkür ederim ya (Sımsıkı sarıldım ona orada)
Bu: O zaman yarın gidiyoruz heeeee
K: Aynen aga, gidiyoruz.

Devam panpa

Battal abi bizi arabaya koyduğu gibi bizim eve gittik, içeri girdik annem kahve yaptı oturdu yanımıza.

A: Battal, Burak, hoşgeldiniz çocuklar nasılsınız?
Bat: iyiyiz abla sen nasılsın?
A: iyiyiz işte biz de ne olsun öyle devam ediyoruz. Hayırdır topluca gelmişsiniz?
Bat: Ablacım yarın benim kinge ihtiyacım var, biliyorsun futbol oynamayı çok seviyor oğlun. Sabah 8den akşam 8e kadar Gemlik'te hem piknik alanında olacaz hem de futbol maçlarımız olacak, king güzel oynadığı için takımıma almak istedim.
A: Olur oğlum hem spor yapmış olur ders stresinden uzaklaşır biraz. Tamam olur gitsin sizinle.
Bat: Tamam abla, ben yarın sabah 7de alacam onu arabayla.
A: Tamam, uyandırırım ben kingi.

Bu kadar mıydı? Hallolmuş muydu? Yarın gidiyor muyuz gerçekten? EVET!
Heyecandan fazla uyuyamadım o gece, Sena'ya sabah 8de otobüse bineceğimizi, yolculuğun yaklaşık 2 saat sürdüğünü söyledim. O da saat 10 gibi hazır olmuş olacaktı. Sabah 7de annem beni uyandırdı, Battal abi arabayla çoktan gelmiş beni bekliyordu. Hızlıca giyinip çıktım, Battal abi 20 dakikada bizi otogara zütürdü. Bize seslendi;

Bat: Bu sana, bu sana(ikimize de 50-50 lira verdi), bu da biletleriniz. Orada parasız durmayın, otobüste giderken, dönerken veya orada takılıyorken herhangi bir sıkıntı çıktığında Burak arasın beni, işimi bırakır gelirim tamam?
Bu: Tamam abi, sağol.
K: Battal abi ben sana nasıl teşekkür edeceğimi gerçekten bilmiyorum.
Bat: Teşekkürünü sonra edersin, hadi ben işe geç kalmayayım gidiyorum ben, 15 dakikaya otobüsünüz kalkacak gidin oturun koltuklarınıza. Görüşürüz.

Arabasına bindi ve gitti, Burakla birbirimize baktık, biletleri kontrol ettik, doğru perona gidip otobüsümüze bindik ve yerlerimize oturduk. Burak heyecanlıydı, ilk kez şehir dışına çıkacaktı, ben ondan daha heyecanlıydım hem şehir dışına ailem olmadan çıkacaktım hem de sevgilimin yanına gidecektim.

barça maçı tak gibi geçiyor liv-tot maçının 20 dakikasını izleyip geldim. devam panpa

Battal abi adamdır. Hala daha görüşürüm hem Burak ile hem kendisiyle.

+++

içimde anneme yalan söylediğimiz için kötü bir his vardı ama olsun, eğer ortaya çıkarsa bir bir anlatacaktım her şeyi. Bir yandan Burakla konuşuyor, bir yandan Sena'ya mesaj atıyordum "Şuradayız, şu an şuradayız, buraya geldik" diye. Bir yandan indikten sonra ne yapacağımıza dair not aldığım kağıdı okuyor, ezberliyordum.

Bu: Keşke yanımıza mayolarımızı alsaydık şurada otobüsü durdurup 2 dakika denize girerdik.
K: Saçmalama ne denizi Eylül ayındayız havalar serin zaten ama şansımıza bugün günlük güneşlik baksana ve o kadar da serin değil.
Bu: Aynen sizin şansınıza.

Bol muhabbetli ve bitmek bilmeyen yolculuk sonunda Kocaeli otogarında indik, Sena'nın söylediği şekilde ilerledikten sonra söylediği 4 numaralı minibüsü bekledik. Benim için bir kaç saat, Burak için 5-10 dakika geçmişti ki minibüs geldi ve bindik. Biner binmez Sena yazdı "indin mi otogara" diye, indiğimizi ve 4 numaralı minibüse yeni bindiğimizi söyledim, tamam dedi.

Sena'nın söylediği yeri şoföre söyledik, oraya vardıktan sonra indirdi bizi "Geldik biz" diye mesaj attım "Geliyoruz şimdi" diye cevap geldi. Annemle beraber geldiğimiz evi gördüm, yolun karşısında az ilerideydi. Etrafıma baktım, annem yanımda yoktu sadece Burak vardı. Bu sefer arkadaş ziyareti değil, sevgili buluşması için buradaydım, kalbim resmen yerinden çıkacaktı.

O yaşlardaki sevgi çok saf ve temiz oluyor be keşke kaybetmeseydik bunu

Bir kaç dakika geçmişti ki Sena mesaj attı "Nerdesiniz?" diye. Kafamı kaldırıp yolun karşısına baktığımda Sena, kardeşi Selin ve yanında tanımadığım bir kız ile birlikte bizi aradıklarını gördüm "Yolun karşısında" yazdım, parmaklarım titriyordu mesajı çok zor gönderdim. Fark etti bizi ve bize doğru gelmeye başladılar. Bir yandan midemin ağrısı, bir yandan kalbimin hızlı hızlı atması, bir yandan az da olsa titremem vardı. En kötü ihtimalle titremeyi aşmam lazımdı, nasıl oldu bilmiyorum tam karşı kaldırıma geldiklerine titremem geçti. O kaldırımdan indikten sonra bana doğru gelirken zaman durmuştu, geliyorlardı ama bir yandan gelmiyor gibiydiler. Yüzümde anlam veremediğim bir sırıtma vardı, yolun ortasına geldiğinde koşmaya başladı Sena ve o şekilde sarıldık birbirimize.

S:(Elini yanağıma koydu) Hoşgeldin.
K: Sonunda gelebildim.
S: Evet, sonunda(Etrafa bakıyordu ama kızarmıştı)
K: Bu sana bahsettiğim arkadaşım Burak, benimle beraber gelmesini ben istedim. Tek başıma gelmek istemedim hani olur ya kalp krizi falan geçiririm heyecandan, hastaneye zütürür beni diye.
S:(Güldü) Öff saçma sapan konuşma ya, hoşgeldin Burak, Sena ben memnun oldum.
Bu: Memnun oldum Sena.
S: Kingcim sen zaten Selin'i biliyorsun, bu Kübra benim okuldan arkadaşım.
K: Memnun oldum.
Kü: Ben de.
K: Naber Selin? Baya büyümüşsün ha görmeyeli
Sel: iyiyim king abi senden naber?
K: Ben de iyiyim işte ne olsun ablanı görmek için geldim
Sel: Biliyorum biliyorum(Güldü), dün ve bu sabah heyecandan ölecekti.
S: Hala öyleyim, baksana titriyorum.
K: Aa, ne tesadüf ben de.

Tekrar sarıldık birbirimize, geçtik park gibi bir yere oturmak için. Ben Sena ile birlikte oturuyordum bir yerde, Burak, Kübra ve Selin diğer tarafta oturuyorlardı. ilk defa bir kızın elini tutuyordum, kolumu hissetmiyordum resmen, o kadar güzel bir histi ki.

S: Nasıl geçti yolculuk?
K: Geçmedi ki? Geçti mi? 2 yılda anca geldik baksana.
Hepsi birden gülmeye başladı, ama benim için zaman kesinlikle geçmek bilmemişti.
S: Alemsin ya, çok özlemişim seni(Gözümün içine bakıyordu)
K: Ben de çok özlemişim, çok.

Diğerlerini kendi aralarında konuşuyor ama biz onları duymuyorduk bile, öyle bir odaklanmışız ki birbirimize.
Oturduğumuz taraf tepelik gibi bir yer, aşağısı safi uçurum gibi hiç ev falan yok bu tarafta, evler hep yolun karşısında.

Sena birden Selin'e "Selin, Kübra ablanı ve Burak abini alıp etrafı gezdirsene" dedi. Selin aldı ikisini birden yolun karşısına geçtiler evlerinin olduğu tarafa doğru, bir yere gidiyorlardı ama nereye gittiklerini bilmiyordum.
Bir süre sessizlikten sonra;

S: Eveet king, kaldık mı şimdi başbaşa?
K:(Etrafıma bakındım) Evet, sanırım başbaşa kalmışız şu anda.
S: Yanımda olduğun için çok mutluyum, seni seviyorum.
K: Ben de seni seviyorum, aynı şekilde mutluyum. iyi ki gelmişim buraya.

Öptü beni yanağımdan, ben de onu öptüm.

K: Vay be, böyle hissettiriyormuş demek ki.
S: Ne nasıl hissettiriyormuş?
K: Senin yanında olmak, özellikle sevgili olmamız, elini tutmam, seni öpmem, beni öpmen.(Utandım o anda)
S: Yaa demek öyle.
S: King
K: Efend...

Kafamı çevirir çevirmez ufak bir öpücük kondurdu dudağıma, cennette miyim diye düşündüm o an, o his neydi öyle?

Sena kıpkırmızı oldu, direkt kafasını çevirdi, domates gibi kızarmıştı. Gülmeye başladım "Yaa gülme ama çok utandım" dedi.