http://www.imgim.com/20150802_050505.jpg

iki gecedir ciğerimi sömürdünüz muallakler ben yatıyorum sabah işe gidicem yine. bu akşam paket bitmedi ama bende de ciğer kalmadı amk. yarın devam ederim. hadi eyvallah

bu hüseyin denilen huurnun evladından bir daha olaydan iki sene sonra haber aldım. uzaklaştırma alınca okulu komple bırakmış izmiti terketmiş amk. istanbulda barlarda garsonluk yapıyomuş şimdilerde. amk nerden nereye işte. dayağını yeyip adam gibi otursaydı şimdi üniversite mezunu genç bir işsiz olacaktı oysa ki. he bu arada bu amın evladına sinirlendim ayşeyle yıldönümü kutlamamızı anlatmayı unuttum. eylülün son haftası beyler. o hüseyin denen gavattan gelen mesajı okumamdan 4 gün sonra bizim yıldönümümüz. internette polonezköyde bir butik otel buldum. ismini şimdi hatırlamıyorum ama çift kişilik odanın gecesi 100 liraydı. ordan oda ayırttım bikaç hafta önceden. benim külüstüre güvenemedim uzun yolda gittim araba kiraladım amk. 2013 model ford focus buldum bi tane. 6 ileri vites amk. ben daha 5i görmemişim 4 ileri benim araba. adam bana 6 vitesli araba verdi. bi heyecanlandım amk ben bunu nası sürcem diye. neyse iş yerinden izin aldım o gün. ayşeye sabah hiçbişey yokmuş gibi işe gidiyorum deyip çıktım. bu bi trip attı hatırlamadım diye. gittim arabayı aldım eve geri geldim. bunu aradım aşağı in kahvaltıya gidiyoruz dedim. şaşırdı bu senin iş yerinde olman gerekmiyo mu falan dedi. üzümünü ye bağını sorma gel dedim. yahyakaptana ramada otel yeni açılmıştı o zaman. açık büfesinde yok yok beyler aşırı şekilde tavsiye ediyorum. fiyatı o zaman 18 liraydı şimdi ne olmuştur bilemiyorum. ama aşırı derecede hak ediyo adamlar. ayşe de kahvaltı yapmayı çok sever. kahvaltıya tapıyor diyebilirim. oraya gidip kahvaltımızı yaptık. gümüş bi kolye almıştım onu verdim işte hediye. bu bi sevindi falan. ordan öğlen 1 gibi çıkıp 60 evlerdeki harikalar sahiline gittik. ayşe ilk defa gördü orayı. gugıldan aratın nası bi yer olduğunu yormayın beni anlatmakla. akşama kadar orda takıldık. fotoğraf falan çektik mutlu mutlu. akşamüstü 5 gibi tekrar bindik arabaya ver elini polonezköy. pendikte akşam trafiğine yakalandık bide amk. izmitten pendik 45 dk. pendikten beykoz 3 saat sürdü amk. akşam 9a doğru otele geldik. bildiğin yol yorgunuyuz amk. girişi falan yaptım ben işte odaya çıktık. bu çantasından bi kutu çıkarttı. bu da benim hediyem diye uzattı bana. bu üstünde romantik yazılar olan fincanlar vardır ya. ondan almış. bi tanesinde "ömür boyu çayımı" yazıyor, diğerinde de "sen demler misin?" la bi mutlu oldum onu görünce. çocuk gibi sevindim lan iki tane fincana. (ergenlere not2: o sizin gerçek aşk sandığınız sevgilileriniz var ya. gerçek aşk değiller. gerçekten aşık olunca hediyelerin ilkokul seviyesinde olması durumunda ilkokul çocuğuna dönüşüyorsunuz çünkü. bu durumu yıllar sonra fark etmeniz ise işin acı kısmı oluyor. triplere girmeyin hiç) şarap almıştım ben geceyi kutlamak için. o fincanlara doldurup içtik şarabımızı odanın balkonunda. sonra orada öpüşmeye başladık. yatağa geçtik. sabaha kadar durmadan seviştik. sarhoşluktan da azgınlıktan da değildi ama. sadece birbirimizi sevdiğimiz için sevişiyorduk o gece. deliler gibiydik. birbirimize dokunmaktan haz alıyorduk adeta. (abazan notu6: beyler mühim olan gibinizin herhangi bir amın içine girmesi değil. tabi ki o da önemli ama insanın sevdiğini gibmesi kadar zevkli bir gibiş yok. bilin bunu) seviştikten sonra uyuyakalmışız çırılçıplak yine. ertesi sabah uyandık. bir de sabah ciksi yaptıktan sonra kahvaltımızı yapıp izmite geri döndük.

bu arada 6 vitesli arabalar pek güzelmiş la.

üniversitede çevremin geniş olduğunu daha önce söylemiştim beyler. biz bu kulüp falan işlerinde sivrilince ister istemez hocalarla da samimi olmuştuk. yemeklere falan davet ediyolardı arada biz de takımları çekipi kendimizi bi gib sanarak profesörlerle davete katılıyoduk. yine o davet programlarından birinde bu huurnun evladı hüseyinin okuduğu bölümden iki tane kafa dengi asistanla tanışmıştım. o elemanlarla sonradan bi kaç defa da rakı masassı kurup muhabbeti iyice ilerlettik. tabi bu asistanlarla dostluğum ayşeden bile daha eski benim hayatımda. bu huurçocuğunun o bölümde okuması da benim şansım. düşünün amk hayatımda her şey yolundayken pürüz çıkıyo. sonra şans eseri o pürüz bile rakı masasında çözülecek kadar ufalıyo amk. o zamanlar ciddi ciddi mutluluktan zütüm kaşınıyodu lan. neyse benim bu amın feryadının ağzına sıçmamdan 3 hafta sonra vizeler başlıycak. ben de kurulmuşum tabi buna. meseleyi bizim asistan çocuklara çıtlattım. dedim bana bi iyilik yapmanız lazım. gerçi ikisi de bana o iyiliğin karşılığında bir insanın hayatında arkadaşına yapabileceği en büyük muallakliklerden birini yaptılar ama olsun. ben intikamımı aldım amk. olay şöyle gelişti beyler. üniversite okuyanlar bilir, sınavda kopyanın cezası 6 ay uzaklaştırma. benim arkadaşların gözetmen olarak girdiği bi sınavda elemanın oturduğu masadan kopya kağıdı çıktı amk. hem de ne hikmetse bilgisayarla hazırlanmış kopya çıktı elemanın masasından. hemen tutanak tutuldu, 6 ay uzaklaştırma yazıldı. lavuk şutlandı beyler. o yavşağın boynu bükük fakülteden çıkışını ise hayatım boyunca her zaman bir saba tümer kahkahası ile hatırlayacağım.

bu arada asistan arkadaşlarımın bana yaptıkları muallakliği de anlatayım. yavşak herifler onlara iyilikleri karşılığında aldığım 100lük altınbaş rakıları alıp benim eve geldiler. ben mutlu mutlu birlikte kutlıycaz falan diye sevinirken gram dokundurmadı yavşak herifler. içip içip bide benim salona kustular amk. yine de, o kusmukları temizlediğime bile değdi amk.

ayşe dedim. kızım sen mal mısın? ulan ben sana konuşma şu binle diyorum sen bana bu huurçocuğunun hesabını soruyosun. öldürüp oraya gömmediğime şükretsin amın oğlu. az bile yaptım huurnun evladına. dedim ve ekledim. ona öyle bi şey yapıcam ki keşke beni bi daha dövseydi öyle diye dua edicek amk dedim. vurdum kapıyı çıktım. o gece bide aç kaldım beyler. evde bişey yok benim. ayşeler oraya taşındığından beri kızlar yapıyo yemeği. o sinirle bastım gittim eve bi daha da dışarı çıkmaya üşendim. aç kaldım amk. hüseyin huurçocuğuna daha da çok sinirlendim aç kalınca. bütün gece plan yaptım o gün. huurçocuğu hüseyinin hayatını gibertmek bana iki tane yüzlük altınbaş rakıya mal oldu.

neyse ben planı kurdum kafamda. madem ki insan gibi konuşmaktan anlamıyordu bu huurnun evladı. ben de anladığı dilden konuşucaktım. aynı günün akşamında ayşeyle evde oturuyoruz. arayı düzelttik tabi. bana diyo bişey yapmıycaksın ben halledicem falan. ulan sen nereye hallediyon becerebilsen zaten bunları yaşamazdık amk diye düşünüyorum ama söyleyemiyorum. bi kavga daha çekecek halim yoktu o sıra. neyse gece 11 gibi ben eve geçiyorum dedim ayşeye. kal falan dedi. çamaşır yıkıycam gitmem lazım dedim. amk başka bahane yok ya. çamaşır yıkıycam gece yarısı. çıktım ben bunların evden bindim arabaya doğru bu binin dölünün evine yollandım. apartmanın kapısına geldim. zemin katta her halinden öğrenci evi olduğu belli olan dairenin ziline bastım amk. dedim anahtarı evde unuttum falan açar mısınız? açtı onlarda sağolsunlar. eyvallah kardeş dedim girdim içeri. bu huurçocuğunun evi birinci katta. çaldım kapıyı amk. donla açtı bu huurnun evladı. donla kapı açmak nedir lan. zaten sinirliydim bi daha sinirlendim amk. ananı giberim dedim koydum yumruğu bunun gözüne. bu sendeledi içeri doğru. kendine gelemeden ensesinden tutup fırlattım bunu apartmanın merdivenine. yuvarlandı aşağı bu amk. binin evinin kapısını çektim indim bende peşinden. bu yerden kalkamadan karnına bi tekme daha koydum bunun. iki kolunu arkasından birleştirip zütürdüm arabaya. bunu benim 75 model dedenin bagajına tıktım amk. direndi ama kuvvet yok ki pekekentin dölünde. bindim arabaya direk yukarı umuttepeye doğru yollandım. bak anlatırken yine sinirlendim beyler bu partta iki dal sigara içicem affedin. umuttepenin arkasında kent ormanı geçince köy yolları başlıyo beyler. ishakçılar köyüne falan gidiyo o yol bilen bilir. orda ıssız bi yola girdim amk. ağaçların arasında karanlık bi nokta seçtim kendime. arabayı çektim oraya bu bini de bagajdan çıkarıp attım çimenin üstüne. bu tribe girdi amk. abi takunu yiyim abi nolur beni öldürme çok gencim abi falan diyo. dıbına kodumun çocuğu çok gençmiş sanki ben babası yaşındayım. abini de giberim seni de diye giriştim buna amk. beyler ne kadar dövdüm hatırlamıyorum ama bayıldı bu amın oğlu. arabada kolonya vardı gittim onu getirdim. koklattım muallakye bide ayıltmak için uğraştım amk. biraz bekledim kendine gelsin diye. baktım gene abi takunu yiyim falan diye sayıklamaya başladı. bagaja geri koydum bunu zütürüp attım evinin önüne. ertesi gün akşama kadar ayşeyle görüşemedik. ben işe gittim falan işte. akşam yemeğe ayşelere gittim yine. bu bana demez mi ben hüseyin meselesine karışma demedim mi sana gidip çocuğu dövmüşsün diye. ulan bu meseleden bi benim haberim var sen nerden biliyon dedim. suç ortağım da yok ki ispiyonlasın amk. hüseyin sabah mesaj attı anlattı her şeyi dedi ayşe. ulan iyice delirdim bu sefer ben.

beyler tam entry girerken sözlük kurbaa oldu. baştan yazıyorum az bekleyin.

ben asosyal değilim.

hacı bizim memlekette öyle derler. böyle birinin hayatında her şey yolundayken macera arayışına girince dur amk zütün mü kaşınıyo otur oturduğun yerde deriz.

oku, öğren gençinsan : https://tr.wikipedia.org/wiki/Mecaz

arkadaşlar üniversite okuyanlar bilir. liseliler anlamaz. öğrenci kulüpleriyle uğraşanların üniversitenin her fakültesinden her bölümünden mutlaka bi tanıdığı olur. benim de vardı o zamanlar. önce ayşeden bu hüseyin denilen gavatın soyadını ve bölümünü öğrendim. sonra da arkadaşlardan soruşturmaya başladım. iki üç gün içinde ev adresini buldum bu anasını gibtimin çocuğunun. bunla aynı sınıfta okuyan bir arkadaşım vardı. ona rica ettim beni şu binle bi tanıştır falan gibisinden. tamam dedi bizim eleman ertesi gün bunlar dersten çıkarken ben fakültelerinin önüne gittim. bizim eleman bu gavatı yanına almış muhabbet ede ede geliyolar. bizim arkadaş dedi işte aa saraptipasi naber hüseyini tanıyo musun? yok tanışmıyoruz ama ben biliyorum arkadaşı dedim. bu elini uzattı bana nerden biliyosun sen beni falan gibisinden geyik yapıyo bide bin. buna dedim senin ananı giberim! ayşeyle görüşmeyi kesiyosun. yoksa olacaklardan ben sorumlu değilim. ha gibtir falan dedi yumruk atmaya çalıştı amın feryadı. ben geri çekildim ama dövmedim orda muallakyi. mal mıyım amk üniversitenin içinde kavga çıkarıcam durduk yere soruşturma yiycez. sen bilirsin dedim ayrıldım ordan. bu hıyar da tribe girmiş bak korktu kaçtı ehe he falan diye.

yollamazsan okumıycam hiç. yolla panpa

şu an 25 moruk. son 3 yılımı anlatıyorum sonunda bugüne bağlıycam.

bunlar 5 kişi benim yan binamdaki daireye yerleştiler. dersler başladı. hayatımda her şey o kadar güzel gidiyor ki mutluluktan zütüm kaşınıyo amk. o derece mükemmel bir hayatım var o zamanlar. işten güzel para kazanıyorum. beni seven değer veren bi sevgilim var. evde tek yaşıyorum. arabam var. borcum yok. tasam yok. bildiğin mutluluktan zütüm kaşınıyo ciddi ciddi. ben rahatlığa alışık adam değilim amk. ille bi sıkıntı olucak hayatımda. yapamam yoksa. oldu da. şeytan bininin işi gücü yok amk. beyler hiç adetim değildir öyle getir feysine bakıcam. vatsapta kimle konuşuyosun falan triplerine girmem sevgilime karşı. 2013'ün eylül ayındayız. 1. yıldönümümüzü kutlamaya bikaç gün var. ben unutmuş gibi davranıyorum ayşe de deliriyo ama bi son dakika süprizi bekliyo. o yüzden sesini çıkarmıyo. ayşelerin evde oturuyoruz. şans bu ya işte ayşe mutfakta yemek hazırlarken bunun telefonuna mesaj geldi. telefon da benim yanımdaki sehpada duruyo. ses gelince telefona doğru baktım. samsungların üstte mesaj atanın ismi çıkıyo ya. hüseyin size vatsaptan bir mesaj gönderdi yazıyo amk. lan hüseyin kim. delirdim amk. kızla 1 senedir çıkıyoruz. bütün arkadaşlarını tanıyorum zaten. bütün üniversite ayşenin benim sevgilim olduğunu biliyo. bu hüseyin kim amk. ulan evde diğer huurlar da var. şimdi sorsam buna yanlış anlıycak kaşarlar. dayanamadım amk telefonu alıp açtım mesajı.

dün
hüseyin: hiç aklımdan çıkmıyorsun ayşem seni düşünmeden yapamıyorum

bugün
hüseyin: kahvaltıya gelsene yarın sabah *
ayşe: hüseyin seninle görüşmek istemiyorum anla artık git başımdan !
h: gel işte bir sefer bebeğim bak çok mutlu olucaksın söz veriyorum *
a: benim bir sevgilim var farkındasın değil mi? duyarsa bunları fena olur.
h: sevgilinin haberinin olmasına gerek yok. gel mutlu olalım işte bit günlüğüne.(bu az önce gelen mesaj)

beyler o anki sinir krizimi hayal edin. ulan hatunun suçu yok. geçmiş mesajlara baktım 3-4 ay geriye gidiyo. hep bu hüseyin gavatı yazmış bizimki ya cevap vermemiş ya da gibtir çekmiş. bunu içeri odaya çağırdım hemen. bağıramıyorum da amk. hem kızın suçu yok hem de içerdeki huurlara rezil olcaz durduk yere. ilk ciddi kavgamızı 1 yıl sonra ettik beyler. bağırıp çağırmadan sakince konuşarak hem de. ama odadan çıktığımda kararımı vermiştim. bu hüseyin denilen gavatın anasını gibecektim.

hikayenin sahibi olarak çukulamak zorundayım kardeşim kusura bakma

beyler viski gecesini yaşadığımız dönemler ayşeyle benim en güzel zamanlarımızdı. ayşe benim hayatımın kadınıydı. öyle hissediyodum o zamanlar. finalleri falan atlattık yaz tatili girdi. ben o yaz okuduğum bölümle alakalı iş bulup izmitte kaldım. ayşe memleketine döndü. izmite komşu illerden birinde yaşadığı için her izin günümde gidiyodum ya da o geliyordu. bu gidip gelme olayını sırayla yapıyoduk. bir hafta ben gidiyodum kafelerde liseli binler gibi vıcık vıcık romantizm yaşıyoduk, diğer hafta o geliyodu bütün gün yataktan çıkmadan sevişiyoduk. bir yaz bu şekilde geçti. sonra okulların açılmasına yakın ayşe ve diğer oda arkadaşları birlikte eve çıkmaya karar verdiler. ulan hadi yurt neyse de 5 kişi aynı evde olur mu dedimse de dinletemedim. bunlar hep birlikte geldiler ev falan arıyoruz. ağustos ayındayız amk ortalık gavur amı gibi yanıyo. neyse 2-3 gün aradık düzgün bi yer bulamadık. tam ümidi kesmiştik ki benim oturduğum apartmanın yanındaki binanın kapısına bi kamyon dayandı amk. balkonda kahvaltı yaparken gördük. ben gittim konuştum elemanlar mezun olmuş evi boşaltıyolar. hemen ev sahibinin numarasını aldım lavuklardan. adamı aradım dedim abi işte bunlar benim sınıf arkadaşlarım ev arıyoruz kızlara işte senin evinde boş kalmasın falan bi yağlama çektim. uygun bi kirayla bağladım daireyi. adam akşamüstü elemanlardan anahtarı almaya geldi. o ara görüştük sözleşme yaptık anahtarı direk biz aldık amk. şansımı gibeyim. tabi o zamanlar çok mutluyum amk. ayşe de artık dizimin dibinde. öyle yurda giriş saati falan da yok. rahatladım diyorum. nerden bileyim hayatımın zından olacağını..

geldim ulan sabırsız binler geldim

sizin için sigara arıyorum 2 saattir amk sabaha kadar gibseniz yazmazdım yoksa.
http://www.imgim.com/20150802_022534.jpg

yeni part 10 dkya geliyo

düzgün oku ya da gibtir git kardeşim

kulüp odasından çıktık. umuttepeden bunu yurduna gönderdim. ben de eve gittim. ertesi gün bi mesaj geldi. "koşmayı sever misin" diye.

ulan amın feryadı izmit gölcük ne yarak kafalı. nerde yaşadığını bilmiyon daha dıbına koyım. izmit başka yer gölcük başka yer gibik. vilayetin adı kocaeli amk izmitte gölcükte bunun ilçeleri. az oku öğren sonra bilek güreşi yaparsın.

ayrıca izmiti izmir diye okuyanların gözlerine boşalayım.

ulan iyiki yatmadan gördüm şunu güldürdün amk :D başlıkta dikkat edersen hayatımı giben diyorum. bu olay daha 6-7 aydır birlikteyken oldu olm. daha neler var anlatacağım.

ama sana önden spoiler vereyim 2-3 gün sonra normale döndü yürüyüşü. işin sırrı öyle hunharca gibtikten sonra normale dönene kadar dokunmamakta ;)

hadi iyi geceler

beyler son sigarayı yaktım. capsle vakit kaybetmiycem az öncekinden sayabilirsiniz.

garsonun dini bütün ayyaşın evine girdiğini gören ayşe şok oldu amk. ben tabi haklı çıkmış olmanın gururuyla bi zütüm kalktı kızın yanında. bak işte ben demiştim bu huurçocuğu diye falan diyorum. ayşe eve döner dönmez konuyu fatmaya yetiştirdi telefonla. bekletir mi amk taze dedikodu. beyler siz siz olun karıların eline dedikodu vermeyin benden söylemesi. fatmanın kardeşi 3-4 gün sonra iyileşti. bu da döndü. döner dönmez de ilk iş ayrıldı binten. tam rahatladım derken bizim huur çocuğu geri döndü amk. he bu arada huur çocuğuyla artık neden selamlaşmadığım konusunu da anlatayım. bu anasının sıçıpta çıkarttığı fatmayla ayrıldıkları zaman, yani benim ayşeye yürüdüğüm dönemlerde ayşeye yazma cüretini gösterdi. 2 defa uyardım. bak huur çocuğu yapma kaç senelik hukukumuz var. ben bu kızla arayı yaptım zaten falan dedimse de dinletemedim. üçüncü uyarıda da hastanelik etitm muallakyi. o yüzden selamlaşmıyoruz şu an. neyse fatma bu dini bütün ayyaştan ayrılınca bu huur çocuğu da duymuş konuyu. kıza mesaj atıyo seni unutamadım falan diye. fatma konuyu ayşeye anlatmış. o da bana söyledi. dedim çağır fatmayı çabuk. bu geldi işte kem küm ık mık. ulan dedim sen kendinde misin? iyi misin? dedim. nası bi kevaşe olma yolundasın sen dedim. o zamanlar seviyodum huuryu ama. sonradan kaltaklaştı. kendine gel kızım dedim. hadi benim arkadaşım olmasını gibtir et senden ayrılıp senin en yakın arkadaşına yürümedi mi bu huur çocuğu dedim. haklısın özür dilerim dedi fatma. huur çocuğuyla da ilişkisini kesti sonra. bu arada dedim ulan ben bizim gazeteci abiye bi güzellik yapayım. adam işimizi gördü o kadar. bi tane 70lik red label aldım. tobleronlar falan hazırladım evi. aradım bunu abi akşam müsait misin plan bu dedim. hacı hatunu satamıyorum yoksa gelirdim dedi. abi sen onu da al gel dedim. benimkiyle takılır onlar biz dertleşiriz dedim. kabul etti. akşam bu ikisi geldiler. ikişer tane bira aldık dördümüz benim eve geçtik. ayşenin de viskiden haberi yok bu arada. biz biraları açtık hep birlikte. ilk şişenin yarısında abi bi içeri gelsene bişey konuşmam lazım senle diye ben gazeteci abiyi çıkardım odadan. kızların kapısını da çektik çıkarken. plan tamamlandı. bi 5 dk bekledik kızların muhabbete girmesini. sonra kapıdan ikimizi çekiştirdiklerini duyunca arkadaki odada viskiyi açtık. 70lik viskiyi ikimiz bitirdik o gece. son dubleleri atarken kızlar uyandılar mevzuya. bunlar kaç saattir ne yapıyo içerde diye yanımıza geldiler. bizim tabi kafalar trilyon olmuş. uuuuu ajjjşkkmm 'ojjgldinnzz diye karşıladık bunları. bizim son dubleleri kızlar tamamladı. binler bizden artan ikinci biraları da içmişler bunlar da kıyak olmuş. neyse benimki geçti gazeteci abiyle sevgilisinin yatağını yaptı falan. kızlar bizi yataklara taşıdı. yürüyemiyoz ki amk. hiç öyle sarhoş olmamıştım. (ergen notu1: içkiyi hızlı içmek değil, muhabbetle içmek önemlidir. senin ne kadar geç yıkıldığın değil ne kadar sağlam muhabbet ettiğin adamlığını ispatlar) ayşeyle odaya geçtik. yatağa uzattı beni. önce gömleğimi sonra da pantolonumu çıkardı. alkolün etkisiyle benimki tabi kalkmış amk. onu görünce bu dayanamadı atladı benim üstüme. deli gibi öpüşüyoruz. ilk kez ikimiz de sarhoşuz. bundan öncekilerde ayşe sarhoş olsa bile ben hep sağlamdım. ön sevişme faslından sonra bu saksoya geçti. beni iyice coşturdu. tam ben bunu yatırdım dıbını yalıycam. bırak yalamayı da gir içime dedi. o gece pozisyon zenginliği yaşadık beyler. önce alta aldım. bi süre öyle gittikten sonra bu üste geçti. ters oturdu önce. o şekilde bi posta boşaldım ben zaten. sonra bu tekrar saksoyla kaldırdı benimkini. kucağıma düz oturdu. o pozisyonu hiç bozmadan ayağa kalktım ben. bu da kucağımda. sırtını duvara yasladım kızın biraz öyle yaptım. sonra yatağa domaltıp arkasına geçtim işte. daha bi sürü pozisyon oldu o gece. 4 posta gittim sabaha kadar. uyandığımızda ayşe yürüyemiyodu. halen yaptığımız en iyi ciks olarak anlatır.

panpalar bu akşamlık buraya kadar. sabah 8.30'da işe gidicem o yüzden bana müsade. iş yerinde fırsat bulursam 1-2 part yazarım gündüz. yarın akşam bu saatlerde bi paket daha bitiricez ama. hadi görüşürüz.

hacı bu lötü gün sigarası ya evde mutlaka tutarım bundan bi paket. 2 lira sudan ucuz. paket bitince çıkmaya üşendim gece. normalde winston içiyorum. hatunu istemeyip göbek capsi istemen de ilgimi çekmedi değil. ılık olmadığını ispatlarsan atabilirim.

hacı sabah 8 buçukta işe gidicem söz verdiğim için yazıyorum şu anda. bak muallaklik edip sigarayı da hızlı içmiyorum değerimi bilin :D ama sözüm olsun müsait bi akşamda tekne yaparız senle..

bizim gazeteci abi bunu sordurmuş emniyetten. lavuğu daha lise yıllarında ödp üyesi diye fişlemişler. sonradan üniversitede iyice evrilmiş tabi eleman. açıktan dağa gidip gelmese de destek veriyo huurçocuklarına. dini bütünlük falan da göstermelik paravan amk. ben tabi bunları öğrendikten sonra gidip gelmeyi kestim. tamamen kestim diyemem ama baya bi azalttım. ayşeye de ben olmadan tek başına gitmeni istemiyorum o lavuğun evine dedim. ama dinler mi bizimki amk. özgür kız ya hürriyetini gibtiğim. yok gidicem yok sen bana karışamazsın falan. aldım karşıma tek tek anlattım bildiklerimi. yok anlamadı koca kafa. o yüzden ben de tamamen kesemedim zaten gidip gelmeyi. mecbur ayşeyle beraber gidiyodum. en azından sevgilimi fişlemesinler diye uğraşıyorum amk. polislerin ne yapacağı belli olmaz moruk. kızın karşısına çıkmasın 15 sene sonra diye gidip geliyorum. ama bi şekilde bu muallakden kurtulmanın da yollarını arıyorum. o ara ayşenin tedavisi bitti işte. biz ufaktan tekrar gibişmeye başladık. bunun hala canı yanıyo ama alışıyodu yavaş yavaş (abazan notu5: kızlığı bozduktan sonra da hatunlar hemen gib beni erkeğim tribine girmiyor. benimki gibi bir talihsizlik yaşamasanız bile ilk birkaç seferde onun canı yanacak buna kendinizi hazırlayın) aradığım fırsat dini bütün ayyaşın pekekeli bir huurçocuğu olduğunu öğrenmemden 2 ay sonra elime geçti. izmitli olanlar bilir bu yenicumanın yan tarafında solcuların takıldığı kafelerin olduğu bir ara sokak var. arkadaşlarla bi bakalım şuraya diye ordaki kafelerden birine gittik. garson hatınlardan bi tanesi at gibi amk. hemen heyecanlanmayın garson kızı gibmedim. sevdiğime karşı çok sadığımdır ben. beni gibseler gene aldatmam. ama hatunun giyinişi konuşmaları falan tam pekeke amk. kendi de at gibi zaten memeler falan o biçim. ertesi gün ayşeyi de alıp gittim o kafeye tekrar. he bu arada unuttum söylemeyi. fatmanın kardeşi hastalandı memlekete gitti. çocuk zatürre mi olmuştu öyle bişeydi ağırdı baya. neyse ben ayşeyle bu kafeye gittim tekrar. sonra lafı açtım ya dini bütün ayyaş ne yapıyo. fatma da yok canı sıkılıyodur çağırsak mı dedim. bizimki öneriyi havada kaptı zaten. çağırdık elemanı. bu geldikten sonra ben de plana başladım. sürekli bişeyler sipariş edip kızı masaya getiriyorum. ben sevgilimle olduğum için bana saramıyo kaltak. terörist binin de tipi yerindeydi zaten. bu kaltak çay bırakırken bardak alırken falan bizimkine meme şov yapıyo. neyse lavuk ben bi tuvalete gitcem diye masadan kalkıp içeri gitti. la bi baktım kasada garsonla konuşuyo bu. ikisinin de telefonlar ellerinde falan. neyse kafeden kalkıp benim her zaman takıldığım bara geçtik üçümüz. biraz içtik. o zamanlar lisede biriktirdiğim parayla aldığım 75 model bi arabam vardı. eski parayla 2 milyara almıştım. o arabayla ben bu dini bütün ayyaşı evine bıraktım. ayşeyle beraber arabayı evin kapısını gören bi yere çektim bekliyorum. ayşe diyo noluyo falan. dedim bekle. aradan yarım saat-45 dk kadar bi süre geçti. bu garson kaltak dolmuşla gelip bizim binin apartmanına girdi.

halen izmitteyim panpa okul bitti çalışıyorum şimdi. o yüzden ifşa olmamam çok önemli :D

http://www.imgim.com/20150801_025147.jpg
beyler her partta bitane içiyorum bunla beraber son 3 bu akşamlık

ayşenin tedavi sürecinde evde başbaşa takılmalarımız haliyle azaldı. yine film falan izliyoruz tabi ama bunun hassa bölge sıkıntılı olduğundan dolayı iş öpüşmeden ileri gidemiyo. ikimizinde canı sıkılıyo haliyle. işte o dönem bu fatma denilen kevaşeyle samimiyet kurmaya başladığımız dönem. bi taraftan da doktora gidip düzenli kontrol ettiriyo kendini. tedavi tamamlanmadan bi daha gibişsek hasarın kalıcı olması riski varmış. yani kız bi daha hayatında hiç ciks yapamayabilir düşünsenize amk. o yüzden yapamıyoruz bişey. neyse bu fatma o dönem bi sevgili yaptı kendine. nerden buldu nası etti bilmiyorum ama çocuk 5 vakit namazını kılıp akşam bizle bira içen bi tip. çözemedim lavuğu ama iyi çocuktu vesselam. yine benim her zaman takıldığım barda oturuyoruz bi akşam. benim huur çocuğu gitti bu dini bütün ayyaş geldi yerine. bu arada biz ayşeyle 5 aydır falan sevgiliyiz. yani fatmanın huur çocuğundan ayrılmasının üstünden nerdeyse bi sene geçti. barda makara yapıyoruz hep birlikte. bu fatma bize "sizinki gibi bi ilişkim olsun istiyorum. sizi çok örnek alıyorum" falan diyo. örnek çiftiz amk. birbirimizi çok seviyoduk lan o zamanlar. hayatıma çok kadın girdi ayşeden önce ama ilk defa karşımdakinin beni gerçekten sevdiğini hissediyodum. bana değer verdiğini.. ve bende ona deli gibi aşığım. çok defa düşünmüşümdür "ulan bu kız benim neyime aşık oldu bu kadar" diye. tip desen sıfatsızım amk. kas desen görünürde hiçbişey yok. tamam kuvvetliyim falan ama göbekliyim lan. kuvvet kalıplı olmamdan kaynaklı ama göbeğim var olm. bildiğin t-shirtten taşan aile babası göbeğim var benim. ulan bu kız bana niye bu kadar aşık diye düşünmeden edemiyo insan. ama öyleydi işte. çok seviyoduk birbirimizi. neyse bu tedavi sürecinde fatmayla samimiyet iyice ilerledi. bunlar dini bütün ayyaşla ikisi bize kahvaltıya geliyolar, biz ayyaşın evine gidiyoruz falan. bi samimiyet bi samimiyet sormayın. ben de nefret ederim öyle ilişkilerden. o dönemler bu kulüp işlerinden falan bikaç tane gazeteciyle çok samimi dostluklar kurmuştum. etkinliklere falan çağırıyoruz ya bunları. fotoğraf çekip para kazanıyo adamlar. bu dini bütün ayyaştan kıllandım ben amk. lavuğun evinde 84 ekran tüplü televizyon var. televizyonun ekranını duvara çevirmişler amk. neymiş kapitalizmi protesto ediyomuş. lan gibik o zaman niye o televizyona para veripte kapitalizmin kölesi oldun demezler mi adama? dedim bende. hediye geldi diye geçiştirdiler. ben de evdeki şiir kitaplarını falan sordum. hep geçiştirme cevaplar. kıllandım amcık ağızlıdan. bizim gazeteci abilerden birini aradım. dedim abi senin emniyette bağlantın vardır. böyle böyle bi lavuk dolanıyo etrafımda şunu bi araştırır mısın? bizim gazeteci abi tamam dedi. 1 hafta sonra telefon açtı bana. elemanın pekeke ile bağlantısı olabilir dedi.

emin misin falan dedim buna işte evet dedi. ilk kez o gece gerçek anlamda sevişicektik. heyecanlandım amk. normalde bi am için heyecanlanacak adam değilim. ayşeden önce de öğrenci kulüüplerinden çok manita kaldırmışlığım var. ama bu sefer heyecanlandım amk. peki o zaman dedim. üstüe geçip yavaş yavaş girmeye başladım içine. bu biraz sıktı kendini ama dayanamadı. "dur çok canım yanıyo" falan deyip içinden çıkmamı istedi. (abazan not4: beyler kızlık bozma olayında öyle testere filmlerindeki gibi etraf kan revan içinde kalmıyor. ayrıca kanamadan 5 dk sonra hatun deliler gibi zevk almaya başlayıp gib beni erkeğim diye de yalvarmıyor. unutun) çıktım içinden yanına uzandım yatağa. benim ufaklığın üstünde kan vardı biraz. bunun amı da kan olmuştu. peçeteyi alıp temizledim kanları. sonra sarıldım ayşeme. canı yandığı için ağlıyodu. hatta özür diledi benden. saçmalama dedim olur mu öyle şey falan yatıştırdım bunu uykuya daldık konuşurken. ertesi gün uyandık güzel bi kahvaltı hazırladım ben. sonra durup dururken bu kalkıp tuvalete koştu. ilk başta anlamadım. ama uzun süre çıkmayınca kıllanıp kapıya tıkladım. noldu falan dedim. kanamam var ama bu normal değil dedi. adet zamanına daha varmış. belki dün akşamdan dolayıdır falana dedi. o gün geçiştirdik bu olayı. ertesi gün tekrar kanaması olunca direk hastaneye zütürdüm ben bunu. sıra bekledik falan işte gitti muayene oldu. içerden elinde reçete çıktı gülüyo bu amk. noldu dedim ne dedi doktor. ilk cinsel ilişkilerde genelde kadınlarda oluyomuş bu olay. not edin bi yere. kızlar küçükten itibaren kendilerini gibişe kapadıkları için ilk seferinde fazla kasılıyolarmış. bizim kürek içeri dalınca da orda yırtılma olup kanama yapıyomuş. krem falan vermiş doktor işte. 3 ay bunun tedavisinin tamamlanmasını bekledim ikinci sefer için.