Kardeş patron biliyordur da sen erkek olmayabilir misin acaba?

Bende onu diyorum işte. Atariden pahalı değil mi o cihaz?

Sözlüğe tost makinası ile mi bağlanıyorsunuz?

Komiklik olduğunu mu düşünüyorsunuz yaptığınızın ?

Konu ile ilgili atasözümüz bile var 'üzüm üzüme baka baka kararır' diye. Yanlış anlamayın lütfen şahsınız için söylemiyorum hepimiz için durum böyle. Veryansınınıza örnek vermek istiyorum dinlediğimde çok üzülmüştüm. Programın ismini hatırlamıyorum ama konuk olan hoca şunu söylemişti: ben 8 sene öğretmenlik yaptım bu süre zarfında bir tane anne gelipte benim evladım yalan söyledi, kötü şeyler yaptı uyuyamıyorum ne yapmamız lazım demedi. Evladımın notları nasıl teşekkür mü taktir mi bunları sordu sadece' diye anlattı. Bahsettiğiniz konu gibi iyi ahlak sahibi, dürüst bireyler olmak yerine evi, arabası olan bireyler tercih ediliyor onlar değer görüyor zaten işin acısı. Ama bu noktada karar vermemiz gereken bir konu var. Çoğunluğun oluşturduğu yanlışlara mı katılacağız, yoksa azda olsak belki güçsüz de olsak iyiyi mi seçeceğiz? Buna kendimiz cevap vermemiz gerekiyor önce.

O zaman çözüm basit değil mi sizce? Sadece kendimizi değiştirerek başlamamız gerekiyor; yani inandığımız gibi yaşamalıyız belki ardından çorap söküğü gibi gelecek inşallah iyileştirmeye çalıştığımız şeyler

Güzel bir noktaya değindiniz. Bunu sorgulayabiliriz. Neden ? Neden böyle düşünen bizler bile kendi davranışlarımızı değiştirmiyoruz?

Derdim savaşmak değil üstad. Yenmek yenilmekte değil. Bu ülke kötüye giderse kaybeden biz olmayacak mıyız? 1 kişiyi bile düşünmeye sevk etsek yani bunu lafın gelişi söylemiyorum ciddi olarak söylüyorum 1 kişi bile ne diyor bunlar diye bile soru sorsa yeter bana. Biz elimizden geleni yapalımda..

Özdemir Asaf'ın bir sözü geldi aklıma:Kaybedeceğini bile bile neden mücadele ediyorsun dedi, öleceğini bile bile yaşadığını unutmuştu o an…Bozmadım.

Dediğim gibi fazla birşey değil isteğim genç kardeşlerimizin düşünmesini sağlamak sadece

Kanal hakkında bir bilgim yok fakat araştıracağım

Neler yapabileceğimiz konusunda fikirleriniz var mı?

Öneriniz nedir?

Fikirlerinizi de beyan ederseniz daha mutlu olurum

Yazıyı okudunuz mu? Anlamadım yazdığınızı malesef

Bu yazıyla size bunları düşündürebilmem ilginç doğrusu

Gayem, benzer düşüncede olduğum dostlarla fikir alışverişi yapabilmek aslında

Merhaba dostlar geçtiğimiz gün bir başlık açmıştım 'düşünüyor muyuz' diye ve içimi dökmüştüm sizlere. Özel mesaj yoluyla olsun direk konu üzerinde almış olduğum yorumlar olsun beni çok mutlu ettiniz, teşekkür ederim. Ama malesef bazı dostlarda bir bıkkınlık, vazgeçmişlik sezdim bu beni çok üzdü. O yüzden sizlerle bir anımı paylaşarak hem belki birlikte bu umutsuzluğu kırarız hemde nasıl olmalı, ne yapmalı gibi sorulara cevap ararız diye düşündüm.

Fazla başınızı ağrıtmadan yaşadığım olaya geçeyim. Olay başıma yurtdışında uluslararası bir havalimanında geldi. Aktarma yapmam gerekiyor fakat nasıl yapacağım, nereye gitmem lazım bilmiyorum. Dil deseniz dilde yok sayılır. Sırtımda çanta kollarım valizlerin ağırlığıyla ezilmiş durumda aktarma süreside çok az, eğer uçağı kaçırırsam başka alternatifler düşünmem gerekecek, otobüs gibi. param yok çünkü yeni uçak bileti alacak kadar. Havalimanında dolanıyorum bir şekilde gideceğim yeri bulayım diye ama yok, soramıyorum da şimdi anlatamam zaten derdimi diyorum, utangaçlıkta var anlayacağınız. Ama en sonunda uçağa yetişebilmek için dedim kendime dene bakalım bir şansını. Yaklaştım bir güvenlik görevlisinin yanına selam verip başladım anlatmaya kendimce sorunumu ama bakışlarından belli hiçbirşey anlamıyor ama anlamak içinde çaba sarsılıyor belli. Susturdu beni, sonra sorun yok, problemi çözeceğiz tekrar anlatmaya çalış dedi güleryüzle ve bir şekilde anlattım derdimi ve çok şükür buldum gideceğim terminali. Şimdi diyebilirsiniz ki bunu bize niye anlattın konumuzla ne alakası var? Konumuzla alakası şu, Türkiye ye döndükten sonra işim düştü istanbul üniversitesine bir adres arıyorum, öğrenci işlerini daha doğrusu. Ama yabancıyım oralara kocaman kampüs, öğrencilere soruyorum, sorduklarım kendi fakültelerinin öğrenci işlerini gösteriyor ama benim gideceğim  adres oralar değil. Güvenlik görevlisine sorayım en iyisi dedim sonuçta burada çalışıyor biliyordur adresi diye düşündüm. Yanına yaklaştım, selam verdim baktım kafasını telefondan kaldırmıyor herhalde meşguldür diyerek adresi sordum kafasını kaldırmaya tenezzül etmeden ağzının içinden birşeyler söyledi, ama anlamadım en sonunda baktım anlaşamayacağız, kafasını telefondan kaldırmayacak ayrıldım yanından.

Sözün özü ilk defa gittiğim bir ülkede, dilini bilmediğim muhtemelen aynı inancı, aynı kültürü paylaşmadığım biri bana güler yüzle elinden geldiğince yardımcı oldu, olmaya çalıştı aynı dili konuşmamamıza rağmen. istanbul üniversitesinde anlattığım olayı yaşadığım zaman inanın sinirden gözlerim doldu. Uzun süre bu konuyu düşündüm. Ama bu noktada şunu dememeliyiz diye düşünüyorum 'al işte bu ülkeden birşey olmaz, yazıklar olsun bir an önce kurtulmalıyım buradan.' peki sonra ne olacak?

Dostlar biz kendi ülkemizi düşünmezsek bizi yabancı ülkeler niye düşünsün? Biz yanlışlarımızı düzeltmeye çalışmazsak, yabancılar mı düzeltmeye çalışacak yanlışımızı? Biz bizden vazgeçersek sonra ne olacak? ve ayrıca yanlışlar, kötüler devam ederken iyiler niye gidecek? iyiyi, doğruyu göstermezsek, uygulamazsak nasıl düzelteceğiz, uzaklaşarak mı?

Güzel insanlar, lütfen ideolojilerinizi bir kenara bırakın. Komşunuzla, akrabalarınızla, arkadaşlarınızla politika gibi, spor gibi değersiz şeyler için kavga etmeyin, hakaret etmeyin, ötekileştirmeyin birbirinizi. Bizler bir arada yaşıyoruz değer mi basit şeyler için birbirimizi kırmaya?

Bu ülkeyi nasıl daha iyi bir hale getirebiliriz, sevgiyi ve saygıyı nasıl hakim kılabiliriz bunları konuşmamızın zamanı gelmedi mi?

Sevgiyle kalın
Allah'ın selamı üzerinize olsun

edit: önceki yazıyı okumak isteyenler için: (bkz: http://www.incisozluk.com.tr/w/düşünüyor-muyuz/)

Kendi adıma konuşmak gerekirse eğer, ne yalan söyleyeyim farklı sözlüklerde de hesabım var fakat bu yazıyı buraya yazmayı tercih ettim sebebi ise inci sözlük vasıtasıyla daha küçük kardeşlerimize ulaşabilirim diye düşündüm belki zihinlerinde bir ışık çakar. Bir kişi bile düşünse ne mutlu bana

Varsayalım ki %50 hatta oranı biraz daha artıralım diyelimki %80 i beyinsiz. Peki bunu değiştirmek için hiçbirşey yapmayalım mı? Yada biz bu sorunları nasıl çözebiliriz buna odaklanmamız gerekmiyor mu? Toplum şucu, bucu oldu. iki zıt kesimde birbirini benzer şeylerle suçluyor. Kimisi diyorki büyük resimi göremiyorsunuz kimisi diyorki siz çomarsınız. Böyle tartışmaya devam edip herhangi bir çözüm üretmeden daha ne kadar gerileyebiliriz onu mu ölçmemiz gerekiyor?

Söylediklerinize katılıyorum ayrıca bir diğer sorunda hazırcılıkla değilde kendi emekleriyle bir yere gelen az sayıdaki insanımıza elimizde tutamıyoruz.

Başarılı öğrencilerimizin, akademisyenlerimizin burslarla yurtdışına transferilerine geleceğimizi kaybediyoruz gözüyle bakıyorum. Tabiki kendileri haklı daha iyi bir geleceği daha iyi bir hayatı hakediyorlar ama işte sorun tamda burada o harika geleceği neden ülkemizde sağlayamıyoruz?

Herkes sizin gibi düşünse, kendimiz ve çevremiz için uğraşsak zaten sorun ortadan kalkar diye düşünüyorum

Sağolun

Metnin ana teması bu işte güzel insan

Lütfen öyle düşünmeyin. Eğer biz düşünmez isek ülkemizi, kim düşünecek bizim yerimize?

Merhaba dostlar, kendime dert edindiğim bir konu hakkında içimi dökmek istiyorum sizlere. Yukarıda görmüş olduğunuz kendi telefonumdan almış olduğum bir ekran görüntüsü, troll amaçlı yapılmış birşey değil gerçek.

Gelelim meseleye, duymuşsunuzdur belki OECD nin yürütmüş olduğu bir test var. pısa testi. 3 yılda bir yapılıyor. Türkiye yapılan bu testte bilim konusunda 70 ülke içerisinde 52. sırada. Kendi dilinde okuduğunu anlama oranı 50. sırada. Yanlış anlamadınız evet kendi dilinde okuduğunu anlamadan bahsediyorum ve matematikte 49. sıradayız. OECD ülkelerinin ortalamasının altındayız malesef.

Peki neden hiç sorun bile yapmıyoruz bu sonuçları? Neden başarılı vatandaşlarımızı ülkede tutamıyoruz büyük çoğunluğu yurt dışına gidiyor? Hayatımızın her alanına siyaset girmiş durumda. En yakın dostlarımızla bile tartışıyoruz, toplumumuz polarize oldu, niye?

Ben inanıyorum ki sağ ideolojilere sahip vatandaşlarımızda, sol ideolojilere sahip vatandaşlarımızda bu memleketin iyiliğini istiyor farklı bakış açılarıyla. Kimsenin düşüncesine karışmıyorum neden böyle düşünüyorsunuz demiyorum sadece şunu soruyorum: yukarıda bahsetmiş olduğum çıkan sonucun bir önemi yok mu sizin için? Neden bu konuları tartışmıyoruz? Şuan ki tarışmalarımız, kavgalarımız daha mı önemli eğitimden?

Zaman çok değişti dostlar, öyle bilek gücü ile dünyada üst sıralara çıkamayız artık beyin gücüne önem verme zamanı gelmedi mi sizce? Bu ülkeyi en çok sevenler ülkeye en çok fayda getirmesi beklenen kişiler değil midir? Neden o zaman iyi bir eğitimle ülkemizin daha iyi kalkınmasını sağlamak yerine oturduğumuz yerden hep aynı konuları tartışarak başarılı olmayı bekliyoruz?

Ali Şeriati'nin dediği gibi okuyun lütfen okuyun, çünkü mürekkebin akmadığı yerde kan akıyor.

Dinimizin peygamberi ilim ile geçen bir gece ibadet ile geçen bir geceden daha hayırlıdır diyor. Düşünüyor muyuz bu hadis üzerine?

Kuran-ı Kerim'in ilk ayeti 'oku' diye başlıyor. Hiç düşünüyor muyuz bu konuyu?

Rezerved