/i/Dertleşme

Derdini anlatmayan derman bulamaz..
  1. 1.
    +18 -1
    Merhaba dostlar geçtiğimiz gün bir başlık açmıştım 'düşünüyor muyuz' diye ve içimi dökmüştüm sizlere. Özel mesaj yoluyla olsun direk konu üzerinde almış olduğum yorumlar olsun beni çok mutlu ettiniz, teşekkür ederim. Ama malesef bazı dostlarda bir bıkkınlık, vazgeçmişlik sezdim bu beni çok üzdü. O yüzden sizlerle bir anımı paylaşarak hem belki birlikte bu umutsuzluğu kırarız hemde nasıl olmalı, ne yapmalı gibi sorulara cevap ararız diye düşündüm.

    Fazla başınızı ağrıtmadan yaşadığım olaya geçeyim. Olay başıma yurtdışında uluslararası bir havalimanında geldi. Aktarma yapmam gerekiyor fakat nasıl yapacağım, nereye gitmem lazım bilmiyorum. Dil deseniz dilde yok sayılır. Sırtımda çanta kollarım valizlerin ağırlığıyla ezilmiş durumda aktarma süreside çok az, eğer uçağı kaçırırsam başka alternatifler düşünmem gerekecek, otobüs gibi. param yok çünkü yeni uçak bileti alacak kadar. Havalimanında dolanıyorum bir şekilde gideceğim yeri bulayım diye ama yok, soramıyorum da şimdi anlatamam zaten derdimi diyorum, utangaçlıkta var anlayacağınız. Ama en sonunda uçağa yetişebilmek için dedim kendime dene bakalım bir şansını. Yaklaştım bir güvenlik görevlisinin yanına selam verip başladım anlatmaya kendimce sorunumu ama bakışlarından belli hiçbirşey anlamıyor ama anlamak içinde çaba sarsılıyor belli. Susturdu beni, sonra sorun yok, problemi çözeceğiz tekrar anlatmaya çalış dedi güleryüzle ve bir şekilde anlattım derdimi ve çok şükür buldum gideceğim terminali. Şimdi diyebilirsiniz ki bunu bize niye anlattın konumuzla ne alakası var? Konumuzla alakası şu, Türkiye ye döndükten sonra işim düştü istanbul üniversitesine bir adres arıyorum, öğrenci işlerini daha doğrusu. Ama yabancıyım oralara kocaman kampüs, öğrencilere soruyorum, sorduklarım kendi fakültelerinin öğrenci işlerini gösteriyor ama benim gideceğim  adres oralar değil. Güvenlik görevlisine sorayım en iyisi dedim sonuçta burada çalışıyor biliyordur adresi diye düşündüm. Yanına yaklaştım, selam verdim baktım kafasını telefondan kaldırmıyor herhalde meşguldür diyerek adresi sordum kafasını kaldırmaya tenezzül etmeden ağzının içinden birşeyler söyledi, ama anlamadım en sonunda baktım anlaşamayacağız, kafasını telefondan kaldırmayacak ayrıldım yanından.

    Sözün özü ilk defa gittiğim bir ülkede, dilini bilmediğim muhtemelen aynı inancı, aynı kültürü paylaşmadığım biri bana güler yüzle elinden geldiğince yardımcı oldu, olmaya çalıştı aynı dili konuşmamamıza rağmen. istanbul üniversitesinde anlattığım olayı yaşadığım zaman inanın sinirden gözlerim doldu. Uzun süre bu konuyu düşündüm. Ama bu noktada şunu dememeliyiz diye düşünüyorum 'al işte bu ülkeden birşey olmaz, yazıklar olsun bir an önce kurtulmalıyım buradan.' peki sonra ne olacak?

    Dostlar biz kendi ülkemizi düşünmezsek bizi yabancı ülkeler niye düşünsün? Biz yanlışlarımızı düzeltmeye çalışmazsak, yabancılar mı düzeltmeye çalışacak yanlışımızı? Biz bizden vazgeçersek sonra ne olacak? ve ayrıca yanlışlar, kötüler devam ederken iyiler niye gidecek? iyiyi, doğruyu göstermezsek, uygulamazsak nasıl düzelteceğiz, uzaklaşarak mı?

    Güzel insanlar, lütfen ideolojilerinizi bir kenara bırakın. Komşunuzla, akrabalarınızla, arkadaşlarınızla politika gibi, spor gibi değersiz şeyler için kavga etmeyin, hakaret etmeyin, ötekileştirmeyin birbirinizi. Bizler bir arada yaşıyoruz değer mi basit şeyler için birbirimizi kırmaya?

    Bu ülkeyi nasıl daha iyi bir hale getirebiliriz, sevgiyi ve saygıyı nasıl hakim kılabiliriz bunları konuşmamızın zamanı gelmedi mi?

    Sevgiyle kalın
    Allah'ın selamı üzerinize olsun

    edit: önceki yazıyı okumak isteyenler için: (bkz: http://www.incisozluk.com.tr/w/düşünüyor-muyuz/)
    ···
   tümünü göster