Up up up

Yardım etmenizi istiyorum. Konu benim için çok önemli. Ekşi sözlükten dostlarım da lütfen bana destek olsunlar orada çaylak olduğum için başlık açamıyorum.

Safranbolu 125. Jandarma Eğitim Alayında 365. Kısa Dönem Jandarma Er olarak askerlik görevimi yapmaktayım. 3 aydır buradayım ve çarşı izinlerimde her yeri gezdim artık görecek bir yer kalmadı burada. Malum akıllı telefon yasak askerde hafta sonları çarşıda kullanıyorum.

Her çarşıda özlediğim için önce güzel bir kahvaltı yapıp, saat 12:00 gibi interneti olan bir kafeye gidip 4:00'e kadar oturuyorum. Kulaklığımı takıp müzik dinliyor, sözlüklerde takılıyor ve birkaç tane yabancı dizim var onların yeni bölümünü izliyorum. Tüm bunları yaparkende bir hayli yiyecek ve içecek tüketiyorum. Turizmci olduğum için en kuytu kimsenin oturmayacağı en manzarasız masalar seçerim kendime. Özellikle iki kişilik masa bulurum ki adamların iş yapmasına engel olmamak için. Tüm bunları yaparken de minimum 25₺ ve üzeri harcamaya dikkat ederim.

Askerdeki yakın arkadaşım benim çarşılarda tek takıldığımı bilir ve bana güzel bir kafe önerdi Safranbolu'da. Normalde boş ve pek iş yapmayan Karabük kafelerine giderdim hep. Mekanın adı Sade Kahve. Konseptinin kitap okuma tarzı bir kafe olduğunu bu yüzden zamanın pek sorun olmadığını söyledi. Düşününce de mantıklı geldi en azından benim gibi kitap okuma delisi insanlar ile karşılaşırım hem de kitap okumak için orada olmasını isteyen bir konseptin tam bana göre olduğu düşüncesi ile bu mekana gittim.

Saat 12:00 gibi girdiğim mekanda en ücra ve iki kişilik olan masaya oturup telefonumdan başımı bile kaldırmadım. Mekanda kim var kim yok bilmiyorum bile. 3 sözlükte okuyamadığım ne varsa okudum, müzik dinledim ve video izledim. Tüm bu süre zarfında bir mocha(9₺),iki çay(2.5 veya 3₺ tanesi)bir su ve bir mozaik pasta(8₺)tükettim. Saat 4'e gelirken tam kalmaya hazırlanıyorum ve garson geldi bir isteyim olup olmadığını sordu ben de hayır deyip teşekkür ettim. Nazikçe çok oturdun dediklerini anladım zaten kalkacağım ancak tam 30 saniye sonra bir başka garson gelip bana direk "sipariş almak zorundayım" dedi utanarak. Orada benim tepem attı.

"Bunu bana niçin yapıyorsunuz? Ben burada birçok şey tükettim. Bana bedavaya oturuyormuşum gibi bir muamele yapamazsınız." dedim. Ben zaten kalkıyorum dedim eşyalarımı toparlarken bir iki masa da benimle beraber kalktı. 3 kere sigaraya çıktığımda sürekli kasada oturan mekan sahibi ben kasaya gelirken yoktu. Bu arada tüm hayatım boyunca çok nazik davranırım ve özellikle bende hizmet sektöründe çalıştığım için bu sektördeki çalışanlara daha fazla nazik davranmaya çalışırım. Her hizmet için teşekkür ve rica ederim.

Kasaya geldiğimde bir garson çocuk duruyordu yetkiliyi sordum bana burada olmadığını söyledi tekrar sesimi yükseltip "senlik bir durum yok dostum yetkili ile görüşmek istiyorum dedim ve bu şahıs mutfaktan çıkıp geldi.

-Bana neden bunu yaptınız? Ben bir sürü şey yiyip, içtim ve zaten kalkacaktım
_Bugün Cumartesi ve biraz empati yapın saate baktım 4 saat olmuş saati 5 liraya oturuyorsun ( ben çıldırdım ve gerçekten ağlamaklı oldum. Burada ajitasyon yapmak istemiyorum artık iyice bağırarak konuşmaya başladım ve sesim titriyordu)
-Siz bana buraya gelirken internet kafe gibi buranın bir saat ücreti olduğunu söylemediniz. Ayrıca hesap 23₺ siz bir kafeye gittiğinizde kaç içeçek içebiliyorsunuz? Ne yiyip ne içiyorsunuz? 200₺ hesap mı ödemem gerekiyor yoksa masa için saatlik ücretiniz mi var? Loca mı kiralamam gerekiyor burada oturmak için?
_Bir daha gelmezsin olur biter!
-Zaten gelmeyeceğim ancak bu yaptığınız iğrenç ve terbiyesiz davranışı şikayet edeceğim.
_Git nereye istersen şikayet et! Bir daha da gelme!

inanın çok kötü oldum. Kapıya asker giremez veya burada 2 saatten fazla oturmak yazsalardı. Ben ortam görmek işte ne bileyim üniversiteli kızların olduğu kafelere gitmiyorum. Yalnız bir adamım ve tek istediğim huzur ve sakinlik. ABD'den yeni geldim ve direk askere gittim. Bu ülkenin kötü insanları bana yaşama fırsatı vermiyor artık. Biliyorum bana destek olacak güzel insanlar var ve sayıları çok fazla.

Çıkar çıkmaz Zabıta'yı arayıp şikayet ettim. Tüketici haklarını aradım onlar yönlendirme yaptı ve; Gümrük ve Ticaret Bakanlığını ve de Ticaret Odasını arayıp şikayet etmemi söyledi ancak mesai saatleri arasında aratabiliyormuşuz.

Sizden ricam; hep takip edip okuduğum inci/Uludağ/Ekşi sözlüğün bana yardım etmesi. Karabük ve Safranbolu'da okuyan arkadaşların bu adamları şikayet etmesi. Sosyal medya gruplarının bu yazıyı paylaşması ve bu kafe için yorumlar kısmına bu yazımı paylaşabilirsiniz. Ayrıca başka ne yapabilirim lütfen bilgilendirin.

Çok rica ediyorum bu başlığı paylaşın, paylaştırın. Bu adamlara sosyal ortamdan yorum yazın. Yeri gelince asker için bir sürü paylaşım yapılıyor, yardım yapılıyor be bize hep dua ediyorsunuz biliyorum. Asker olmayan bu pgibolojiyi zor anlar ama inanım çok üzüldüm ve ağladım. Bu asker kardeşinize yardım edin. Ayrıca böyle kötü insanlar cezasız kalmasın yarın bir gün aynısı ve de daha kötüsü siziln başınıza gelmesin.

Jandarma Er Abdullah A.

https://m.facebook.com/Sa...Safranbolu/?locale2=tr_TR

https://www.instagram.com...lore/locations/217693654/

Bunlarda mekanın sosyal medya hesapları

Sen bana gelmedin. Yaklaşık 30 yıl sonra dünyanın dörtte biri yok olacak. Senin ve babanın o çok değer verdiği mal, mülk yalan olacak yani. Şimdi zütüne soksun dönüm dönüm tarlalarını ya da şimdiden satışa çıkarıp Marstan bir-iki dönüm yer kapatsın. ileride lazım olur. Neydi bu kadar yarının derdi? Bugün çok mutlu değil miydik? Değilmişiz. Phuket adasına gidecektik sonra Singapur'da sonsuzluk havuzunda sevişecektik.

Ne yapacaktık ki evimiz olsa? Gelinlerin tatlı telaşında ev fotoğraflarımızı mı paylaşacaktın? Koçiş hashtagi ile sunumlar mı yapacaktık? Biz ya da sen bu muydun sahiden? Sahi neden ayrıldın benden? 5 ay geçti ama ben hala bir neden bulamıyorum. Limon satar sana yine balık alırdım ki ben.

Bak şimdi iyi bir işte çalışıp hayata sımsıkı sarılan bu kadını ben yarattım bunu inkar edemezsin. Ne yani senin aldığın para kadar bende kazanırdım en kötü. Yetmez miydi mutlu olmamıza? Balık alacak parayı kazanırdık illa ki. Ama sen kolunu kaplayacak bileziklerle foto çekinmeyi mi istedin düğünde? Gerçekten nasıl sakladın ya da ben görmedim bu iğrenç kadını bunca sene? Hiç mi tanıyamadım, hiç mi anlamadım? Affedersin çok aşıktım.

Aldığım orkideler miydi beni sana sevdiren bunca sene? En pahalısı olduğu için. Bu kadar parası var babanın hangisini yaşayabildin ya da yaşadın benim bu süre içinde yaşattıklarımı. En son hangi denize karşı balık yediniz, hangi otelde kaldınız, hangi şehri ya da ülkeyi gezdin? Ne yani English Home'dan almayınca fincanlarımızı kahve içemeyecek miydik? Sen bilmiyorsun ama biz 10 ayda ev aldık.

6,5 seneyi bir günde çöpe attın.

Ayrılırken kavga bile etmedik yani en azından alıştırarak çekip gitseydin. Ben hiç sensiz kalmadım nasıl olacak, ne yapacağım nereden bileyim? Biz hiç kavga bile etmedik ki tüm bu süre boyunca. Nereden bileyim başa çıkmasını kötü günlerin. Tüm kıyafetlerimi sen aldın, iç çamaşırlarımı bile. Sen bilmiyorsun ama 6 sene önce aldığını bile atmadım ben, delik deşik, yırtık pırtık her yeri ama hala giyiyorum ben. Atmadım, atamadım.

O kopan parmağın için kolumu keserdim ben. Sen bilmiyorsun. Baban gibi ya da o bulduğun 'adam' gibi yapmazdım sana. Yalanlar söylemezdim. Sen çok söyledin ya da hangisi doğru bilmiyorum ama sen bu çomar(iğrenç, kibirli, para için herşeyi yapan, ahlaksız kirli bu liste uzar da gider) insanlardan değildin. Ne ara onlardan oldun? Bir zar için nasıl konuşur, konuşturursun? Benim konuştuğumu nasıl düşünürsün? Beni hiç mi tanımadın, hiç mi sevmedin? Sevmedin, sevmemişsin. Bir gün sana verilen değeri gördüğünde, 3. sayfalarda yer aldığında ya da düğünde az takı takıldığı için kavga çıktığında beni getirme aklına. Bu temenni değil inan, olacak olanlar..

Çok güzel beddularım var ama etmeyeceğim. Çünkü sizin gibi insanlar bunlardan mutlu olurlar. Yaptıkları onca pisliğe, iğrençliğe rağmen çok güzel üste çıkarlar. Hangisine yanayım? Emeğime, duygularıma, hayallerime, umutlarıma... Ailemin fakir olması(sizin kadar parası olmaması) ya da yoksulluktan geldikleri için alabilecek durumları olmasına rağmen sizinkiler gibi yeni kıyafetler giymemesi onlara yaptıklarınız küstahlıkları haklı mı çıkarıyor? Bu mu senin ve sizin insanlığınız. Ben bunca iğrenç insanın içinde sen farklısın dedim. Bunca yıl hep buna inandım. Ama armut nihayetinde dibine düşermiş. Sahi ben çok mu aptalım? Özür dilerim kendimi tekrarlıyorum ama evet çok aşıktım.

Kırık bir kalp ile seni ve o iğrenç babanı Allah'a havale ediyorum. Ne diyeyim herkes kendine yakışanı yapar. Ben bu günleri yaşayacağımı hiç düşünmemiştim, aklıma bile gelmezdi. Ne diyeyim ki çok yanlış gelmişim, çok yanlış tanımışım. Çok yanılmışım.

Şimdi ölüm bana çok yakın. Hiç merak etme gönül rahatlığı ile yaşa şimdi mutlu hayatını. Ben kurtuluyorum sizin gibi tüm kötü insanlardan, iğrenç mutluluklarınız hayatınızdan hiç ekgib olmasın. Çok mutlu ol, ben hiç olamadım.
Pişmanlık,
Hoşçakal..

Şukuuu

altı buçuk yıl

an itibari ile bitti dostlar. Çok sevdik, hala seviyoruz ben şu an ABD'deyim sırf onun için geldim buralara şimdi o pgibolojik yardım alıyor yeni öğrendim. Ve tüm bunlara sebep benim ailemin fakir olması. Yani onun ailesi beni istemiyor. Her şey çok güzeldi hayatımın anlamı seni çok sevdim. Ölene kadar da seveceğim.

En garibi daha bir kavgamız olmadı 7 senede ama bir telefon ile ayrıldık, olsun görelim Mevlam ne eyler, ne eylerse güzel eyler.

Bir gün yine buluşacağız bu böyle yarım kalmayacak...

O gemi bir gün mutlaka gelecek...

B
E
K
T
A
Ş
... ve
S
I
R
T
L
A
N

Bu reptir teyze bu reptir amca

üstüne tanımam

hahahhahahahha

Ulan bunu sonunda milyonlara ifşa ediyorum. Bu olay benim için hala pgibolojik bir sorun olmuştur. Burun deliğim bir hayli büyüdü hatta sırf bu yüzden. Biraz uzun yazacağım idare edin.

90lılar bilir bizim zamanımızda ki ilk okullar çok kırık döküktü özellikle tuvaletler falan camlar hep kırık hatta cam bile olmazdı amk. Bizim yoktu en azından izmir Buca da okumama rağmen. Neyse abi ben çok temiz bir adamım hep öyle oldum peçeteye sümkürmem ben asla gider burnumu yıkarım ve ellerimi ve yüzümü sürekli yıkarım. ilk okul 3. sınıftayım abi biraz hastaydım galiba neyse ben burnumu temizledim güzelce eminim temiz olduğundan sonra yüzümü yıkadım neyse çıktım dışarı oynamaya teneffüsteydik.

Hani ilk okulda sınıfın en güzel kızı olur ya herkesin aşık olduğu işte ben de aşıktım o kıza yani öyle sanıyordum işte 9 yaşında bir velettim yani ne bekliyorsun ki. Abi baktım bu kız orada böyle o zamanda ayakkabılar çok ciks altı güzel kayıyor böyle dedim hava yapayım. Oraya doğru koşturarak gittim böyle tam kantinin başladığı yerde bir kaymaya başladım böyle 2-3 metre falan çok havalıydım. Tak diye kızın önünde de durdum böyle denk getirdim. Abi direk yüzyüze geldik sonra bana baktı güldü. Birden yüzü değişti bana Apomine alnındaki ney dedi?

Elimi alnıma bir zütürdüm elime yapıştı koca bir parça sümük. Anasını gibeyim burnumu yıkadıktan sonra nasıl olduysa yüzümü de yıkamıştım oraya yapışmış alnımın sağ köşesine göremedim amk bende ayna da yok. Dünyam başıma yıkıldı.

Sonra bu huur gitmiş yavşak arkadaşına anlatmış hani vardır ya bin böyle hafif yumuşak çocuklar bütün güzel kızların arkadaşı ama sadece arkadaşı onlar aramızda bir küçük laf dalaşı oldu bana

sus sen sümüklü Apomine dedi ikinci defa dünyam başıma yıkıldı. Ulan utandım sıkıldım ama abi gibeyim anasını ancak tik olarak kaldı bu bende.
9 yaşımdan beri yanımda selpak taşıyorum abicim burnumu yıkadıktan sonra selpak sokup iyiyce tertemiz yapıyorum bazen emin olamadığımda burnumu kanattığım bile oluyor. Burnumu temizleme sevdasından ciddi anlamda burun deliklerim büyüdü ve bunu bırakamıyorum yaşım şu anda 25 olmasına rağmen.
Bu da böyle bir anımdır şu an ne yazdım bilmiyorum sadece gönder tuşuna basacağım.

Özet: okumayanı gibsinler...

Biz müslüman olduğumuz için kardeşim dinimize göre Her insan islam fıtratı ile doğar

canım kardeşim nasıl aynı para yurtdışında. Fiyatlarına bakmadım. Şuan ABD'deyim. Benim burada 2 haftalık maaşım 1200-1400$ yani 10 gün çalıştığım bir para ile alabilirim. Bana Türkiye'de 10 gün çalışıp bu telefonu alacak meslekleri sayar mısın? Evet burada tabi ki ucuz olacak ama bu demek değil ki bizim ülkede de anasının amı kadar pahalı olacak? Yahu görün bu gibik durumları yarın ona göre oy verin.

olum hatırlamıyorum amk

Canım kardeşim şehitlik peygamber makamı ile kıyaslanan bir yer sen yaptığın kıyasa bak. Buradan ölen insanları küçümsemek için Ak trollük yapıyorsun. yapma.

olum bu senin mesleğin olmuş amk ne anısı

ulan bu başlık nasıl tutmaz vay arkadaş bir Allah'ın kulu da mı görmedi.

Öncelikle başlıktaki uyuma dikkatinizi çekiyorum. Saat şu an gece 03:00 ve ben Amerika San Antonio'da şehir merkezinde, Soap Work apartmanlarının ikinci kısmında, çamaşırhanenin önünde bir kaldırımda oturuyorum. Telefonumdan giriyorum bu "entry"
Mi.
Çok aşırı derecede fakir büyüdüm ve ne zaman ki liseye geldim iyi para kazanmaya ve babama pazarcılık işini öğretmeye başladım bizim durumumuz düzeldi. Ama fakirlik ruhuna işlediyse bırakmaz kardeşim yakanı. Beyazıt Öztürk'ün duş hikayesi gibidir gerçekten.

Başlık tutarsa daha da anlatacağım ama bu gece başımdan geçen olay için açtım bu başlığı.

2 Ay oldu geleli buraya. ilk iki hafta çalıştığım yer bana otelden konaklama verdi sonra kendim iş yerinden tanıştığım Hindistanlıların evine taşındım. Abi pek mutlu olamadım çünkü temizlik ve aldığınız yiyeceklerin kullanımı konusunda sıkıntı oluyor. iş yerinde ve dışarıda hep şişe su içiyorum ama eve alamıyorum çünkü ben içmeden bitecek. Abi bir buçuk ayım böyle geçti mecburen. Hergün eve gelirken iş yerinden bir şişe su ile geldim. Ulan bitince de deliriyorum çesmeden içince.

Abi dip not: küçük iken ablam mide kanaması geçirdi ve doktor sudan dedi. Yemin ediyorum yiyecek ekmek yokken suyu kaynatıp içtik yıllarca. Ne zaman şaşal su çıktı ona başladık. Su için bu kadar hassas olan ben ABD'de yaşayan bilir bunlar da su bizim yarımlık petlerde 24 lü satılıyor. Su kullanma pek yok burda içmek için. Sabah akşam alkol...

Abicim bugün yeni evime taşındım eşyalar falan derken gece iki oldu yine su yok. Dedim gideceğim 7 eleven'a alacağım. Tek açık market o bu saatte ve 1.4 km falan mesafe abi üşenmedim gittim. 24 lü su alacağım. ABD'de tüketim çılgınlığı olduğu için sigarada bile iki tane alırsanız ikincisi %10 civarında ucuz oluyor. Abi bir paket 5 $ iki alırsan 9 $. Yahu fakirlik ve suya olan hasret ile birleşince gaza gelip iki tane aldım. Dedim taşıyacağım. Alırken herkes bana bakıyor.

Kasiyere dedim ki
Do you have big bag?
-For this, lol, no
Sinir oldum küçük olanlardan ver dedim bir tane verdi. Ya sabır diyip kucakladım paketleri. Abi daha bir blok olmadı kollarım koptu. Dedim yapacağım. Neyse yolun sonuna geliyorum dermanım kalmadı, cöktüm yere dedim biraz dinleneyim. Abi burfa 'homeless' çok. Geldi bir tanesi banacan tavırla bu adamın yardıma ihtiyacı var dedi gülerek aldı elimden birisini ne kadar yok-mok desem de olmadı. Ulan dedim adam iyi bir. Giyimi de düzgün galiba 'homeless' değil. Abi tamam geldik diyorum yok illa evine kadar bırakacağım diyor. Aha dedim sıçtık. Eve kadar geldik. Yolda bir tane sigara verdim. Evin kapısında bir de su verdim. Adam gitmiyor. Bana biralar nerde diyor. Abi dedim içmiyorum ben Müslümanım. Para soruyor bana 20 $ dörtlü paket bira alacak. Dedim param yok kartım var. Kimliğimi sana vereyim ben gidip alıp gelirim deyince oha dedim artık. Dedim para çekmem lazım ben gelirim senle evim o tarafta dedi. Kurtuluş yok anladım ben. Abi indik aşağı adam cüzdanımdan 5 $ verdim al bunu ben öğrenciyim dedim adam hala bu parayla bira alamam diyor. Artık o kadar isyan ettim ki Türkçe abi nolur git dedim adama. Adam aldı parayı sonunda gitti.

Ulan 2400 $ ve fazlası maaş alıyorum Allah'ıma bin şükür. Bir doların hesabını neden yapıyorsun arkadaş sen geri zekalı mısın? Al bir paket paşa paşa git evine demi? Ama işte hala fakir hissediyor ve ince hesap yapıyorsun. Bu pintilik değil fakirlik canım kardeşim.

Çünku 1 $ için: bir sigara, bir şişe su ve 5 $ verdim adama. Hem de eve neredeyse varmıştım. Ulan arkadaş. ..

Özet:Ben bu yazıyı hiç üşenmedim telefondan yarım saatte yazdım. Oku lütfen canım benim. ..

intern olarak geldim. Para biriktirdim. 7 yıldır çalışıyorum. Hem okuyup hem iş. Ayrıca Ailem için şükürler olsun. 10 yıl önce yiyecek ekmek bulamazken şimdi babam emekli oldu. Pazar tezgahımız oldu. Annem de nisan'da emekli olacak inş. Halimize bin şükür ancak kız arkadaşımın ailesi ile kıyaslarsam fakiriz.

Özet fakirdik, şimdi ise şükürler olsun Rabbime...

Yarak muhabbeti açıldı. işte bu benimki şu kadar inç dedi. Övündü falan kendince. Bende eğer ki siz Ukraynalı kadınları tatmin edebilseydiniz, onlar bizim ülkemize ciks için gelmezdi dedim. Herkes yıkıldı gülmekten. Bu arada olay ABD, San Antonio'da geçiyor.

Önemli not: Amerika'da yaşıyorum. (evet ben ABD'de yaşıyorum.)

Var dostum var hemde de çok güzel birisi. Bazen düşünmüyor değilim neden beni seviyor çünkü kendisi çok güzel ben ise yakışıklı bir adam değilim ama gönül bu ota da taka da işte. ama adam gibi adamım hiç bir kimseye bakmadım 6 yıldan beri. En güzel anlarını ben yaşattım şimdiye kadar 2 kere evlenme teklifi ettim çok orijinal 3 tane daha edeceğim. Her şeyi onun için yapabileceğimi biliyor. Şu an Amerika'dayım 2 ay oldu. 10 ay daha buradayım. O ise beni bekliyor çünkü babası beni istemedi. Daha doğrusu beni ve ailemi fakir buldu. Gelir durumumuzu beğenmedi çünkü onun babası ona toprak bıraktı ekip biçiyor durumu çok iyi. Bizde her şeyi kendimiz taştan çıkarak kazanıyoruz. Çok seviyoruz be kardeşim ama çok bunlar anlatılmaz, yaşanabilir sadece. Çünkü çok acayip duygular bunlar sadece yaşayan anlar. Bir gün bile keşke demedim onunla, ona da dedirtmedim Allah'a şükürler olsun. Allah'tan tek duam bizim evlenebilmemiz için tüm engelleri ortadan kaldırsın onu benim için beni onun için en hayırlısı eylesin. Amin...

Şair burada kurtlarınızı dökün demek istemiş.

olum yanlış anladın. Benim müdür söyledi bunu sonra arkasına baktı bu lavuk var ondan özür diledi. Anladın mı? Black sözcüğünü cümle içinde kullandığı için :D

manager ile rafları düzenliyorduk, I do not like those black containers dedi sonra bu lavuk vardı yanımızda. Özür dilerim dedi. O kadar hassaslar amk.

dur baseball maçına gittiydim oradan bir foto yollayayım hemen canım kardeşim. S3 mini ile çektim idare et.

Texas, San Antonio 'da çalışıyorum. Konunun ne olduğunu anlatıp uzatmayacağım direk sonuca gidiyorum. Hayatım boyunca renk ve insanları ayırt eden hiçbir şeyi desteklemedim. Hep bu tür şeylerin karşısında olan ve son derece insancıl biri olarak yazıyorum bunu.

Bir siyahi iş arkadaşım ile tartıştık ve içimden ona küfür ettikten sonra zenci demek geldi. Sonra kendimden çok utandım ve neden böyle yaptığımı sorguladım.(sesli olarak söylemedim sadece içimden geçirdim)

Sonuç olarak şunu söyleyebilirim. Çok kızgındım ve sonuna kadar haklıydım sözlü olarak tartışırken. insanlar kavga ederken karşısındakine en kötü sözleri söyler onun canını en acıtacak sözleri seçerler. Kavga ederken birinin annesine sövmek gibi mesela. Eskiden ırkçılık varmış evet ama bence şimdi bu insanların %90'ı sadece can acıtmak için bunu söylüyorlar. Çünkü bir siyahi insanı daha çok acıtacak bir kelime yok ona pis zenci demeyi kast ediyorum. Bu yüzden yıl 2015 olmasına rağmen böyle gibko şeyler ile uğraşıyor insanlar.

Umarım ne anlatmak istediğim anlaşılmıştır.

Amerika'dayım şu an canım kardeşim senin dıbına koyayım!