/i/Hikaye

Herkesin bir hikayesi var, ya senin hikayen nedir?
    başlık yok! burası bom boş!
  1. 476.
    +54
    *
    obaaaa.
    bir bu ekgibti şimdi amk.
    o nerden çıkmıştı.
    Babamla Rüstem abi'nin arasının eskiden çok iyi olduğunu biliyordum ama
    Babam Rüstem Abiye 12 bin takıp kaçmamış mıydı,
    şimdi nasıl "dönmemi en çok o istedi" diyebiliyordu.
    hiç bi şey anlamamıştım yine.
    -nasıl yani. diye sordum.
    cevap vermedi, bi süre sustu.
    iyice sinirlenmiştim amk.
    -daha fazla oynamayın şu Ömer'le artık. dedim aklımın bir köşesine de Eylül'ü getirerek.
    uzatmadı ve çayından bi yudum alarak söze yeniden girdi babam.
    -Ömer, o dönem her yere borçlanmıştım o hatun yüzünden. uçan kuşa borcum vardı. çok zor durumdaydım. bi kaç defa dayak yedim, elim yüzüm mor diye eve gelemediğim çok oldu. bi gün Rüstem'in yanına gidip taksi plakasını satacağımı söyledim. 100 bin liraydı ederi. bi kısmıyla borçlarımı kapayacak kalanı da size bırakacak gibtir olup komple gidecektim. Rüstem bana çok kızdı bunu duyunca, olmaz öyle şey bu senin ekmek teknen dedi. haklıydı ama başka çarem kalmamıştı. O gün "sen git ben halledicem" dedi bana. çaresiz olduğum için "nasıl" diye sormadım, güvendim sadece. ertesi gün öğrendim ki tüm borçları kapamış. benden de kuruş para istemedi. alacaklılar musallat olur size diye komple kopamamıştım evden, haftada 1 bazen 2 duş alma bahanesiyle istanbul'dan yanınıza geliyordum. rüstem borç mevzunu halledince sana güvenerek temelli çektim gittim be Ömer. dedi
    taşlar yerine şimdi oturuyordu.
    Babam az kazanmama ve çok yorulmama rağmen mecbur kalmasam cemil ustanın yanından ayrılıp taksiciliğe başlamayacağımı adı gibi biliyordu.
    o yüzden rüstem abi ile böyle bir tezgah hazırlayıp beni mecbur bırakmışlardı.
    ben hayretler içinde babamı izlerken babam tarafından bombardımanın ardı arkasını kesmiyordu.
    -parasında değilim ama böylelikle Rüstem Amca'ya olan kendi borcunu da ödetmiş oldun ha, helal be. dedim yumuşamamaya çalışıp daha da sinirlenerek.
    -o parayı sen Rüstem Abi'ne vermedin. dedi.
    anlamamıştım.
    -ellerimle verdim, gün gün, içinden kuruş almadan. dedim
    -sen o parayı Kerem Abi'ne verdin. dedi
    -nasıl yani. dedim
    -Ben Rüstem'den böyle bişey istememiştim, hatta ben göndericem sana borcumu demiştim, ama o kabul etmedi, ben halledicem dedi bana. dedi
    vay amk ben nasıl bir tezgahın içine düşmüşüm ki herkes arkamdan iş çeviriyordu.
    -sen nerden öğrendin peki. dedim
    -abinin yanına gittiğimde öğrendim. dedi
    bu lafıyla abimin ziyaretine gittiğini de öğrenmiştim.
    bir an yaşadığım her şey çok mantıklı gelmeye başlamıştı.
    önce Rüstem Abi ye çok kızmış olsam da sonradan aslında taksiyi sattırmayarak bize ne büyük bir babalık yaptığını öğrenmiş oldum.
    Babamın, ablamın başına gelen bu durumu duyup hemen 1 gün sonra hastaneye nasıl geldiği de açıklığa kavuşuyordu böylelikle.
    -vay be. diyebildim sadece.
    -sev diyemem ama en azından kızma bana. dedi.
    kızgınlığım da geçmişti aslında, sadece çok fazla şaşkındım.
    -taksinin yılda 2 defa vergisi, ve pulu var ben onları yatırdım. madem taksicisin artık, bunları da öğren. bir de öğleden sonra bana son 1 saat daha ayırır mısın. dedi
    -ne için. dedim.
    -plakanın devrini yapalım üzerine, ben bundan sonra vergileri ödeyemem, cezaya düşmesin sonra. dedi.
    -ben sana gönderirim düzenli olarak, sen merak etme. dedim.
    güldü.
    -parası için değil, burda olmayacağım Ömer. dedi.
    -istanbul buraya 1 saat. dedim
    -ama Almanya daha uzak. dedi...
    Tümünü Göster
    ···
   tümünü göster