/i/Hikaye

Herkesin bir hikayesi var, ya senin hikayen nedir?
    başlık yok! burası bom boş!
  1. 451.
    +4
    Boncuk ortalığı troller sardı gel amk
    ···
  2. 452.
    +29 -2
    beyler şu (bkz: boncuk 0mer) binine itibar etmeyiniz. yavşak çok pis keyfimi kaçırdı, yazasım falan kalmadı amk.
    ···
  3. 453.
    +2
    Rezeeved hadi gel
    ···
  4. 454.
    +11
    neyse çukulayıp geçin beyler yapacak bişey yok başlıyorum ben yazmaya..
    ···
  5. 455.
    +1
    tesadüflere bak amk
    ···
  6. 456.
    +53 -3
    *
    ama bu nasıl olurdu amk.
    emre bizim kızın manitosu değil miydi..?
    vay arkadaş, her şey yine taka sarıyordu.
    daha 3 gün öncesine kadar bomboş olan kafam şimdi hiç bi tak almıyordu.
    ee madem kardeşiydi öyle baş başa yemeğe çıkıp kavga etmeler,
    evden çıkarken birbirlerine el sallamalar,
    efendime söyliyim gelip kendi çapında hastane basmalar,
    ardı arkası kesilmeyen aramalar.
    ama sonra emrenin, Eylül'ün kardeşi olduğunu bilerek bunları tekrar düşününce aslında hepsinin de bir kardeşin, ablasına yapabileceği şeyler olduğunu düşündüm.
    kafam durduk yere yine trilyon olmuştu.
    kafamı hızlıca iki yana sallayıp bu düşüncelerden en azından babamla kardeşimi yolcu edene kadar arınmak istedim.
    onlar gittikten sonra nasıl olsa bunları düşünmek için çok vakrim olacaktı.
    aradan 20 dk kadar geçmişti ki babam evrak işlerini halledip yanımıza geldi.
    çanta olarak bi tek selimin hem elde bavul gibi taşınan hem de sırta takılan modellerden (sırta takınca çok çirkin duruyordu) bir çanta vardı.
    o çantayı da yanlarına alacaklardı.
    babam önce selime sonra bana bakarak:
    -aç mısınız. diye sordu.
    ben "yok" manasında kafamı iki yana salladım ama selim
    -vallahi ne yalan söyliyim ben acıktım. dedi
    -o kadar dayak yedin hala doymadın. diye son derece gereksiz ve kötü bir espri yaptım.
    normal bi zamanda olsaydı selim belki çeker giderdi bile yanımızdan ama kısa süre sonra gülerek karşılık verdi.
    rahatlamıştım.
    gider ayak selim'in kalbini kırmak istememiştim ama tutamamıştım işte kendimi.
    ne yapsaydım.
    uçağın kalkmasına 50 dk kadar vardı.
    ben daha 50 dk var diye rahat davranıyordum.
    babamsa gittiğimiz her yere koşar adım gidiyor bizi de arkasından sürüklüyordu.
    ben ne bileyim vakti gelince gidecek binecekler, uçak da kalkacak diye düşünüyordum, daha önce uçak mı görmüştük amk.
    ama önceden gitmek falan gerekiyormuş. sonradan öğrendim.
    ···
    1. 1.
      +34 -6
      Benim adım da emre amk pekekent başka kötü adam ismi bulamadın mı emre ismi zengin yavşak ama iyi huylu çocuk ismidir

      Edit: Lan hikaye bitti isimleri değiştirmiş ömer ama yine de neden emre ismi aklına geldi anlamış değilim.

      Ha bu arada hikayeyi 3-4 entry bile yazılmamışken daha "yeniler" kategorisndeyken başladım ve bitirdim. Hikayenin sonunda eskilerden kimse kalmadı ona üzüldüm panpa
      ···
      1. 1.
        +28
        Benim adımda emre ama fakitim
        ···
      2. 2.
        +4
        hava alanı çok pahallı oluyor la selime söyle biraz sıksın dişini uçakta gib kadar sandviç verirler
        ···
      3. 3.
        +4
        Sen fazla kaptırmışsın kendini
        ···
      4. 4.
        0
        şuraya bi rez atim sabah oldu.
        ···
      5. diğerleri 2
    2. 2.
      +5
      Kötü adam olduğunu ne bildin daha oku bakalım
      ···
      1. 1.
        +10
        spoiler verme giberim seni heycanlı heycanlı okuyoz
        ···
    3. 3.
      0
      Ayrannnnn
      ···
    4. 4.
      0
      Rez okumaya devam
      ···
    5. diğerleri 2
  7. 457.
    +3
    lan hevesle girdim sözlüğe saat 33 geçiyo şimdiden 2 part sallamıştır boncuk başgan diye bi tak yok amk ortada gibecem böyle işi. Günde 3+3 olmuyo lan 5+5 yap olmadı 4+4
    ···
    1. 1.
      +4 -1
      panpa binin teki canımı sıktı o yüzden la..
      ···
  8. 458.
    +69 -1
    *
    içerde bi restorantta ayak üstü bişeyler atıştırdık.
    10 dk bile sürmemişti bi şeyler yiyip ayrılmamız.
    babam hesabı ödedi ve benim geçemeyeceğim 2. girişe geldik.
    Üçümüz birlikte sıraya girdik.
    Görevliler milleti 5 koldan birden aldıkları için girdiğimizde yılan gibi uzun olan sıra 5 dk içinde eriyip bitmişti.
    sırada vedalaşmak çok zordu.
    o yüzden babam kenara çekti bizi.
    sıradan çıkmıştık.
    ben önce selim'e sarıldım sımsıkı. her ne kadar son yıllarda iletişimimiz kopmuş olsa da onu dayak yerken gördüğümde içimin acımasından anladım aramızdaki bağın hala kopmadığını.
    -dikkat et kendine kardeşim. dedim.
    -ederim abi, sen de. dedi
    -sıkılırsan dön, mutlu olmazsan dön, alışamazsan dön, evin var burda sakın unutma. dedim.
    -tmm abi. dedi
    son bir defa daha sımsıkı sarıldık.
    sonra babama gelmişti sıra.
    söyleyecek milyon tane şeyi varmış gibi çok derin baktı bana.
    özlemişim lan beyler.
    ne kadar kızsam da, ne kadar sövsem de özlemişim işte.
    dayanadım sarıldım.
    selim'e sarıldığımdan daha sıkı hem de.
    gözlerim dolmuştu çok pis, ağlamamak için yüzümü şekilden şekilde soktum o an.
    nemlenmişti ama yaş akmamıştı allahtan gözümden.
    elime bi kağıt tutuşturdu.
    önce para sandım, irkildim, refleks olarak elimi geri çektim ama sonra baktığımda bir not olduğunu farkettim.
    yabancı bir adres ve telefon numarası yazıyordu.
    -annenle ablan sana emanet, bi ara da abini yokla her gittiğimde seni sordu. dedi
    -tmm. dem utanarak.
    -senin de orda bi baba evin var, sen de bunu unutma olur mu. dedi.
    -unutmam. dedim
    tekrar kısa bi sarılış yaptık.
    kulağıma doğru selim duymayacak şekilde.
    -verdiğin sözü tutmayı da unutma dedi.
    -onu da unutmam. dedim
    kaldığımız yerden tekrar sıraya kaynayıp xRay'den geçtiler.
    kalabalıkta kaybolana kadar el salladılar.
    ben de salladım.
    bir süre sonra ben onları görmüyordum ama belki onlar beni görüyorlardır diye belki bi 5 dk daha el sallamaya devam ettim.
    çağırsa bile asla gitmeyeceğimi bile bile içimden "beni niye zütürmedin be baba... " diyebildim.
    üzülmüştüm lan beyler.
    bin gibi kalmıştım orda.
    bu sefer veda edebilmiştim ama babama.
    ve son bir defa kalabalığa doğru el salladım.
    kim bilir, belki bir daha onları göremeyecektim...
    ···
    1. 1.
      +73 -1
      Buna bir sigara yakılır
      ···
    2. 2.
      +16 -1
      Bi dal yollasana
      ···
    3. 3.
      +6
      Ulan gözlerim nemlendi ağlamaya çalışıyorum olmuyor ağlamasam bir türlü helal olsun lan
      ···
    4. 4.
      0
      ayraccc
      ···
    5. 5.
      0
      O havaalanlarında az mı vedalaştım annemle, babamla, ablamla. Duygulandırdın
      ···
    6. diğerleri 3
  9. 459.
    0
    devam edecek misin ? ona göre gidip uyuyacağım, sabah iş var.
    ···
    1. 1.
      +4
      son partı atıyorum.
      ···
  10. 460.
    +3
    tamamdır bekliyorum.
    ···
  11. 461.
    +2
    Hadi lan, bilimsel makale yazılır bu kadar sürede.
    ···
  12. 462.
    +1
    Beklemedeyiz
    ···
  13. 463.
    +1 -1
    Hadi lan yaz bekletmeden uzun uzun yaz
    ···
  14. 464.
    +66
    *
    ayaklarımı resmen sürüyerek dönüyordum geri.
    ağır ağır insanların arasında kayboluyordum.
    derken çıkış kapısını gördüm ve oraya doğru yürümeye başladım.
    taksiyi bırakırken ayak üstü lafladığım taksici hala ordaydı.
    belki de gitmiş geri gelmişti, bilmiyordum.
    -nerde kaldın be bilader. dedi
    -kusura bakma bilader biraz uzadı. dedim.
    herif "haspinallah" çekse de ben efendiliğimi bozmayıp.
    -teşekkürler bilader, hayırlı işler dedim ve arabaya bindim.
    tam şöför kapısını kapatmıştım ki benim kapıyla beraber sağ arka kapı da kapandı.
    çok güzel hatunun biri belli ki beni havalanının taksisi sanmıştı.
    -Üsküdar'a şöför bey dedi.
    hem uzun mesafeydi, hem de dönüş yolumun üstüydü.
    aslında çok iyi denk gelmişti.
    içten içe sevinsem de sonra burdaki taksicilere ayıp olur diye düşünerekten.
    -çalışmıyoruz hanımefendi. dedim.
    -çalışmıyorsan durakta ne bekliyosun be adam. diye sinirle indi arabadan.
    belli ki kokoşluğuna güveniyordu ama bana sökmezdi.
    -hadi canım hadi canım biraz daha seri. dedim o inerken arkasından.
    korna çalarak selam verdim taksici meslektaşlarıma.
    almamışlardı ama olsun.
    usulca çıktım aradan.
    yaklaşık 1.5 saat kadar sonra girmiştim izmit'e.
    dönüş yolunda emre'nin eylül'ün kardeşi çıkması geldi aklıma.
    normalde direk hastaneye gidecektim ama çocuğa ve aklımı gibeyim ki arkadaşlarına "akşam görüşürüz" demiştim.
    ama emrenin belki gelecekteki müstakbel kayınbiladerim olacağını bilmiyordum, sonradan öğrenmiştim.
    babama erkek sözü verdiğim için kavgaya gitmeyecektim zaten, niyetim konuşmaktı.
    rotamı bilardo salonuna çevirdim.
    emre ile konuşup bir yanlış anlaşılma olduğunu söyleyecek sonra da kafa rahat bir şekilde hastaneye geçecektim.
    mekana gelmiştim.
    emre ve sabahki elemanlar tam kadro beni bekliyorlardı içerde.
    aralarından biri bugün selim'i dövdükleri arka sokağı işaret etti.
    ben önden çıktım.
    tikicanlar çetesi peşimden geldi.
    aynı halka bu sefer benim için oluşturulmuştu ama iki tane bin ben selimden daha kalıplı olduğum için emreye yakın duruyordu.
    "kardeşim sanırım bi yanlış anlaşılma olmuş" demeye kalmadan burnumda bi sıcaklık hissetim beyler.
    emreden o kafayı ışık hızında nasıl yemiştim hala hatırlamıyorum.
    yere yığıldım.
    tam yerden kalkacaktım ki diğer binten karın boşluğuma bi tekme geldi.
    sonra 2.'si 3.'sü...
    sanki gittikçe çoğalıyor gibiydiler.
    ya da bilmiyorum o kafanın etkisiyle bana öyle geldi.
    konuşmama müsade etmiyor gavura vurur gibi vuruyorlardı binler.
    dövmekten vazgeçmeyeceklerinden emin olduktan sonra ben de lafa girmeye hiç çalışmadım zaten.
    kendimi binlerin serin kollarına bıraktım.
    bi ara beni dövenlerden birinin sigara molası verdiğini görür gibi oldum.
    hani "dinlene dinlene dövme" muhabbeti varya beyler herifler aynen onu yapıyordu.
    hayatımdaki en uzun dayağı yedim o akşam.
    sonra bin emre
    -umarım akıllanmışsındır, bi daha karşıma çıkma. diyerek binlerini de alarak içeri geçti, hiç bi şey olmamış gibi.
    "kesin bi yerlerim kırıldı" diye geçirdim içimden ama ayağa kalkabilmiştim zor da olsa.
    burnumun sızından başka hiç bir şey hissetmiyordum.
    kendi imkanlarımla arka sokaktan dolanarak milletten utana utana arabaya bindim.
    arabada selpakla kolanyayla az da olsa temizledim elimi yüzümü.
    burnuma selpak tıkamıştım, hala kanıyordu.
    üstüm çok kan olmuştu.
    zaten hastaneye ablamı görmeye gidecektim şimdi bir bahanem daha olmuştu.
    hastanenin yolunu tuttum.
    çok sürmedi hastaneye vardım.
    arabayı hastanenin otoparkına parkettim.
    ordayken ağrımayan tüm kemiklerim arabadan indikten sonra felaket şekilde ağrımaya başlamıştı.
    "sıcağıyla hissetmessin" dedikleri şey olmuştu.
    kendimi fazlasıyla zorlayarak asansöre doğru yürüdüm.
    millet meraklı gözlerle bana bakıyor ama hiç bir huur çocuğu yardım etmiyordu.
    zor da olsa 2. kata çıktım.
    ablamın odasını buldum.
    içeri girdim
    ablam aynı yatakta yatıyor, karşıdaki yatakta enişte muhtemelen yine fenalaşmış sakinleştiricinin etkisiyle uyuyor, emrah ortalıkta gözükmüyor,
    eylül ise uyumuş olan ablamın başucunda oturmuş kısık sesle kitap okumaya devam ediyordu...
    Tümünü Göster
    ···
  15. 465.
    +3
    Aynen devam kardeş
    ···
  16. 466.
    +1
    1 part daha atta yolumuzu bulalım boncuk
    ···
  17. 467.
    0
    git yat kardeş kafan karışmış
    ···
  18. 468.
    +2
    Devam et ya abi gunde 4art4 yap
    ···
  19. 469.
    +1
    Gece uzun devam et lan üzme şu panpalarını
    ···
  20. 470.
    +2
    devam be kardeş
    ···