1. 351.
    +2 -2
    bir yudum aldı portakal suyundan. o güzel dudakları nın bardakta bıraktığı olmayan izi görebiliyordum.
    - "ben eşimle liseden tanışıyorum" dedi. "belki çocukça ama o zaman sözleşmiştik birbirimizle evleneceğiz diye, üniversiteye farklı
    şehirlere gidince ayrıldık. üniversite bitince ben ilk yıl atanmadım. lisede ayrılınca bir daha görüşmemiştik. sonra facebookta beni eklediğini gördüm.
    sohbet etmeye başladık eski günlerden vs. -o çalışıyormuş bu arada- o sözümüzü hatırlattı şakayla karışık. bende üstünde durmadım.
    bir iki defa arkadaş ortamında karşılaştık sohbet ettik, daha sonra yalnız takılmaya başladık ve bir ayda evlenme kararı aldık" dedi.
    +"nasıl" dedim. "bir ay biraz kısa değil mi"
    -"o zaman değildi için değildi hakan" dedi ve devam etti. "hem işim yoktu hem de ailem bir taraftan bak ne güzel işi var iyi de çocuk diyordu. ablam
    liseyi de bildiğinden bak liseden de tanışıklığınız var diyerek beni ikna etmeyi başardılar."

    şaşırmıştım. ama anlattıklarından çıkardığım sonuç mutlu bir evliliğinin olmadığıydı.
    devam etti
    -"başlarda onu daha iyi tanımaya çalıştım çok durumda fedakarlık yaptım ama gerçekten anlayışsız ve geçimsiz bir insan olduğunu anladım" dedi.
    "ama her şey için çok geç tabi, evlendikten sonra pişman olsan ne fayda..". "aklına gelmiştir mutlaka çocuğumuz yok, ben istemedim" dedi.
    içimden belki de seminer sabahı kocasının asabiyetinin sebebi budur diye düşündüm.
    -"ben" dedi "çok yanlış bir şey yapıyorum, sana aşık oluyorum"
    ···
   tümünü göster