/i/Kitap

Kitap sever dostlarımızın buluştuğu alt incidir
Okuma ihtiyacı barut gibidir bir kere tutuşunca artık sönmez
Victor Hugo.
    başlık yok! burası bom boş!
  1. 101.
    0
    Yazmayi tercih ederim genelde
    ···
  2. 102.
    0
    Siyah gözlerinde ışığı gördüğüm kadın;
    Kaç gecenin siyahına ışık verdi adın ?
    ···
  3. 103.
    +1
    Göğe Bakma Durağı
    ikimiz birden sevinebiliriz göğe bakalım
    Şu kaçamak ışıklardan şu şeker kamışlarından
    Bebe dişlerinden güneşlerden yaban otlarından
    Durmadan harcadığım şu gözlerimi al kurtar
    Şu aranıp duran korkak ellerimi tut
    Bu evleri atla bu evleri de bunları da
    Göğe bakalım
    Falanca durağa şimdi geliriz göğe bakalım
    inecek var deriz otobüs durur ineriz
    Bu karanlık böyle iyi afferin Tanrıya
    Herkes uyusun iyi oluyor hoşlanıyorum
    Hırsızlar polisler açlar toklar uyusun
    Herkes uyusun bir seni uyutmam birde ben uyumam
    Herkes yokken biz oluruz biz uyumıyalım
    Nasıl olsa sarhoşuz nasıl olsa öpüşürüz sokaklarda
    Beni bırak göğe bakalım
    Senin bu ellerinde ne var bilmiyorum göğe bakalım
    Tuttukca güçleniyorum kalabalık oluyorum
    Bu senin eski zaman gözlerin yalnız gibi ağaçlar gibi
    Sularım ısınsın diye bakıyorum ısınıyor
    Seni aldım bu sunturlu yere getirdim
    Sayısız penceren vardı bir bir kapattım
    Bana dönesin diye bir bir kapattım
    Şimdi otobüs gelir biner gideriz
    Dönmiyeceğimiz bir yer beğen başka türlüsü güç
    Bir ellerin bir ellerim yeter belliyelim yetsin
    Seni aldım bana ayırdım durma kendini hatırlat
    Durma kendini hatırlat
    Durma göğe bakalım
    -Turgut UYAR
    ···
  4. 104.
    +2
    Türk duygusu her Türkçüye en tatlı kımızdır
    Türk ülküsü candan da aziz bayrağımızdır

    Darbeyle gönüllerde yatan ülkü silinmez
    Atsız yere düşmekle bu bayrak inmez!
    ···
  5. 105.
    0
    Böyle şiir sevilir panpa
    ···
  6. 106.
    0
    Re wmumd
    ···
  7. 107.
    0
    puahaha
    ···
  8. 108.
    0
    Böyle başlıkları seviyorum.

    Kapalı kaynar tencerem bilinmez.
    Et mi pişer dert mi?
    ···
  9. 109.
    0
    Rezervatif
    ···
  10. 110.
    0
    Atila ilhan okuyun beyler
    ···
  11. 111.
    0
    Reserve
    ···
  12. 112.
    0
    Rezzzzz
    ···
  13. 113.
    0
    Rezo duygulandım bin
    ···
  14. 114.
    +1
    ABBAS

    Haydi Abbas, vakit tamam;
    Akşam diyordun işte oldu akşam.
    Kur bakalım çilingir soframızı;
    Dinsin artık bu kalb ağrısı.
    Şu ağacın gölgesinde olsun;
    Tam kenarında havuzun.
    Aya haber sal çıksın bu gece;
    Görünsün şöyle gönlümce.
    Bas kırbacı sihirli seccadeye,
    Göster hükmettiğini mesafeye
    Ve zamana.
    Katıp tozu dumana,
    Var git,
    Böyle ferman etti Cahit,
    Al getir ilk sevgiliyi Beşiktaş'tan;
    Yaşamak istiyorum gençliğimi yeni baştan.

    Cahit Sıtkı TARANCı
    ···
  15. 115.
    0
    bir adın kalmalı geriye
    bütün kırılmış şeylerin nihayetinde
    aynaların ardında sır
    yalnızlığın peşinde kuvvet
    evet nihayet
    bir adın kalmalı geriye
    bir de o kahreden gurbet

    sen say ki
    ben hiç ağlamadım
    hiç ateşe tutmadım yüreğimi
    geceleri, koynuma almadım ihaneti
    ve say ki
    bütün şiirler gözlerini
    bütün şarkılar saçlarını söylemedi
    hele nihavent
    hele buselik hiç geçmedi fikrimden
    ve hiç gitmedi
    bir topak kan gibi adın
    içimin nehirlerinden
    evet yangın
    evet salaş yalvarmanın korkusunda talan
    evet kaybetmenin o zehirli buğusu
    evet nisyan
    evet kahrolmuş sayfaların arasında adın
    sokaklar dolusu bir adamın yalnızlığı
    bu sevda biraz nadan
    biraz da hıçkırık tadı
    pencere önü menekşelerinde her akşam

    dağlar sonra oynadı yerinden
    ve hallaçlar attı pamuğu fütursuzca
    sen say ki
    yerin dibine geçti
    geçmeyesi sevdam
    ve ben seni sevdiğim zaman
    bu şehre yağmurlar yağdı
    yani ben seni sevdiğim zaman
    ayrılık kurşun kadar ağır
    gülüşün kadar felaketiydi yaşamanın
    yine de bir adın kalmalı geriye
    bütün kırılmış şeylerin nihayetinde
    aynaların ardında sır
    yalnızlığın peşinde kuvvet
    evet nihayet
    bir adın kalmalı geriye
    bir de o kahreden gurbet
    beni affet
    Kaybetmek için erken, sevmek için çok geç

    AHMET HAMDi TANPINAR
    ···
  16. 116.
    0
    NFK'yi gorunce verdim sukunu
    ···
  17. 117.
    0
    rezz alalim az geciktik
    ···
  18. 118.
    0
    geri dönen mektup- hüseyin nihal atsız, okuduğum en iyi şiir üstüne tanımam
    ···
  19. 119.
    0
    Rezz kulturlenelim lan birazda
    ···
  20. 120.
    +1 -1
    Mehmet Akif Ersoy
    Çanakkale Şehitlerine
    Şu Boğaz harbi nedir? Var mı ki dünyâda eşi?
    En kesif orduların yükleniyor dördü beşi.
    -Tepeden yol bularak geçmek için Marmara’ya-
    Kaç donanmayla sarılmış ufacık bir karaya.
    Ne hayâsızca tehaşşüd ki ufuklar kapalı!
    Nerde-gösterdiği vahşetle 'bu: bir Avrupalı'
    Dedirir-Yırtıcı, his yoksulu, sırtlan kümesi,
    Varsa gelmiş, açılıp mahbesi, yâhud kafesi!
    Eski Dünyâ, yeni Dünyâ, bütün akvâm-ı beşer,
    Kaynıyor kum gibi, mahşer mi, hakikat mahşer.
    Yedi iklimi cihânın duruyor karşında,
    Ostralya'yla beraber bakıyorsun: Kanada!
    Çehreler başka, lisanlar, deriler rengârenk:
    Sâde bir hâdise var ortada: Vahşetler denk.
    Kimi Hindû, kimi yamyam, kimi bilmem ne belâ...
    Hani, tâuna da züldür bu rezil istilâ!
    Ah o yirminci asır yok mu, o mahlûk-i asil,
    Ne kadar gözdesi mevcûd ise hakkıyle, sefil,
    Kustu Mehmedciğin aylarca durup karşısına;
    Döktü karnındaki esrârı hayâsızcasına.
    Maske yırtılmasa hâlâ bize âfetti o yüz...
    Medeniyyet denilen kahbe, hakikat, yüzsüz.
    Sonra mel'undaki tahribe müvekkel esbâb,
    Öyle müdhiş ki: Eder her biri bir mülkü harâb.

    Öteden sâikalar parçalıyor âfâkı;
    Beriden zelzeleler kaldırıyor a'mâkı;
    Bomba şimşekleri beyninden inip her siperin;
    Sönüyor göğsünün üstünde o arslan neferin.
    Yerin altında cehennem gibi binlerce lağam,
    Atılan her lağamın yaktığı: Yüzlerce adam.
    Ölüm indirmede gökler, ölü püskürmede yer;
    O ne müdhiş tipidir: Savrulur enkaaz-ı beşer...
    Kafa, göz, gövde, bacak, kol, çene, parmak, el, ayak,
    Boşanır sırtlara vâdilere, sağnak sağnak.
    Saçıyor zırha bürünmüş de o nâmerd eller,
    Yıldırım yaylımı tûfanlar, alevden seller.
    Veriyor yangını, durmuş da açık sinelere,
    Sürü halinde gezerken sayısız teyyâre.
    Top tüfekten daha sık, gülle yağan mermiler...
    Kahraman orduyu seyret ki bu tehdide güler!
    Ne çelik tabyalar ister, ne siner hasmından;
    Alınır kal'â mı göğsündeki kat kat iman?
    Hangi kuvvet onu, hâşâ, edecek kahrına râm?
    Çünkü te'sis-i ilahi o metin istihkâm.

    Sarılır, indirilir mevki-i müstahkemler,
    Beşerin azmini tevkif edemez sun'-i beşer;
    Bu göğüslerse Hudâ'nın ebedi serhaddi;
    'O benim sun'-i bedi'im, onu çiğnetme' dedi.
    Asım'ın nesli... diyordum ya... nesilmiş gerçek:
    işte çiğnetmedi nâmusunu, çiğnetmiyecek.
    Şühedâ gövdesi, bir baksana, dağlar, taşlar...
    O, rükû olmasa, dünyâda eğilmez başlar,
    Vurulup tertemiz alnından, uzanmış yatıyor,
    Bir hilâl uğruna, yâ Rab, ne güneşler batıyor!
    Ey, bu topraklar için toprağa düşmüş asker!
    Gökten ecdâd inerek öpse o pâk alnı değer.
    Ne büyüksün ki kanın kurtarıyor tevhidi...
    Bedr'in arslanları ancak, bu kadar şanlı idi.
    Sana dar gelmiyecek makberi kimler kazsın?
    'Gömelim gel seni tarihe' desem, sığmazsın.
    Herc ü merc ettiğin edvâra da yetmez o kitâb...
    Seni ancak ebediyyetler eder istiâb.
    'Bu, taşındır' diyerek Kâ'be'yi diksem başına;
    Ruhumun vahyini duysam da geçirsem taşına;
    Sonra gök kubbeyi alsam da, ridâ namıyle,
    Kanayan lâhdine çeksem bütün ecrâmıyle;
    Ebr-i nîsânı açık türbene çatsam da tavan,
    Yedi kandilli Süreyyâ'yı uzatsam oradan;
    Sen bu âvizenin altında, bürünmüş kanına,
    Uzanırken, gece mehtâbı getirsem yanına,
    Türbedârın gibi tâ fecre kadar bekletsem;
    Gündüzün fecr ile âvizeni lebriz etsem;
    Tüllenen mağribi, akşamları sarsam yarana...
    Yine bir şey yapabildim diyemem hâtırana.
    Sen ki, son ehl-i salibin kırarak savletini,
    Şarkın en sevgili sultânı Salâhaddin'i,
    Kılıç Arslan gibi iclâline ettin hayran...
    Sen ki, islam'ı kuşatmış, boğuyorken hüsran,
    O demir çenberi göğsünde kırıp parçaladın;
    Sen ki, rûhunla beraber gezer ecrâmı adın;
    Sen ki, a'sâra gömülsen taşacaksın... Heyhât,
    Sana gelmez bu ufuklar, seni almaz bu cihât...
    Ey şehid oğlu şehid, isteme benden makber,
    Sana âğûşunu açmış duruyor Peygamber.
    Tümünü Göster
    ···