/i/Hikaye

Herkesin bir hikayesi var, ya senin hikayen nedir?
    başlık yok! burası bom boş!
  1. 1.
    +171 -2
    Beyler hikaye büyük ihtimalle erken final yapacak. Çünkü yazdıktan sonra sürekli şuku, yorumlara bakıyorum. Ve okuyan sayısı yok denecek kadar azaldı. Tek amacım tabiki sadece şuku deil sonucta para falan kazanmıyorum burdan ama bu kadar işimi bırakıp yazıyorum ve kimse okumazsa bir kıymeti kalmaz diye düşünüyorum. Ben yazmayı bırakmayacagım ve tamamlayacağım ama bunu bir partta atlaya atlaya yapmak istemiyorum. Sadece okuyan var mı bilmek istiyorum.
    ···
    1. 1.
      0
      Devam et reyiz biz burdayız
      ···
    2. 2.
      0
      Sen bilirsin aga
      ···
    3. 3.
      0
      illa şuku mu gerek okuyoruz
      ···
    4. 4.
      0
      Yav okuyoruz yaz işte
      ···
    5. 5.
      0
      Okuyoz pnp
      ···
    6. 6.
      0
      Devam et
      ···
    7. 7.
      0
      Ulan bak seni giberim sabahtan beri takip ediyom bitecekse de adam akıllı bitsin
      ···
    8. 8.
      0
      Aga okuyoz biz sen devam
      ···
    9. 9.
      0
      Okuyoruz devam et
      ···
    10. 10.
      0
      Okuyoruz devam et
      ···
    11. 11.
      0
      okuyoruz amk
      ···
    12. 12.
      0
      Kardeş okuyoz daha 0
      ···
    13. 13.
      0
      Panpa okuyoruz inanmazsan aha dayıya sor
      ···
    14. 14.
      0
      buradayız panpa devam !
      ···
    15. 15.
      0
      Burdayız panpa sakin ol
      ···
    16. diğerleri 13
  2. 2.
    +158 -4
    Eğitim alanına vardığımda etrafima bakindim. Kimse gozukmuyordu. içimden "ulan bu emir subayı beni mi kafaliyor"dedim. Tam o sırada telefonum çaldı. Numara kayıtlı değildi. Telefonu açtım . Benim alo dememe gerek kalmadan tok bir ses " general sizinle jeepde görüşecek " dedi. Çıkıp yola bakindim. Hakikaten de bir jeep kenarda bekliyordu. içini göremiyordum. Askerliğin verdiği bir temkinlikle " binmesem mi " dedim içimden ama sabah buraya gelmemi söyleyen generalin emir subayiydi. içerden beni izlediklerini bildiğim için emin adımlarla jeep e yanastim. Jeep'e 5 adım kala kapı açıldı ve içinden sivil görünümlü iki kişi çıkıp beni jeep'e bindirdi. içeri girdiğimde hakikaten de general yanimdaydi. Araba hareket etmeye başladı. General ilk 5-10 saniye sessizliğini korudu. Daha sonra yüzüme bakmadan şunları söyledi
    "Üst teğmen Sinan bey. Eminim gecenin bu saatinde neden bu jeep'in içinde olduğunuzu merak ediyorsunuz. Sizi apar topar almamimizin sebebi şudur. Genelkurmay istihbarati tarafından deneyimli bir Albay olan Hüseyin beyden bir tim kurulması istendi. Güvendiği 12 kişiyi çağırma hakkına sahip. Bu 12 kişiden birisi de sizsiniz. Gideceğiniz yerler ve gerekli ekipmanları size zamanı geldiğinde anlık olarak verilecektir. Seçim hakkıniz yoktur. Bu olağanüstü bir hal durumudur."
    Nereye gideceğimiz ve ne yapacagimizi düşünmeyi bırakıp " olağan üstü hal" durumunun ne olduğunu merak etmeye başladım.
    Diğer yanımda oturan adam askeri hava üssüne gittiğimizi söyledi. Ağrı kesici almak bahanesiyle çıktığım evdeki arkadaşlarımı ve annemi düşünmeye fırsat bile yoktu. Belli ki gerçekten bir mesele vardı.
    ···
  3. 3.
    +150 -1
    Askeri üsse vardık. Jeep den indik. Generali takip ediyorduk. Karanlığın içinde bir askeri ucak bekliyordu. Yanında da 10-15 kişi vardı. Bahsi geçen Albay Hüseyin bey de ordaydi. Selamımı verdim. Elimi sıktı. "Umuyorum bilmeniz gereken kadari size aktarılmıştır. Devdıbını bizden dinlersiniz" dedi. Benim gibi time çağırilanlarin yanına geçtim. Rütbe olarak benden çok üst kişiler de vardı. Ama bu tim rütbe hiyerarsisine göre değil, guvenilen kişilerden kurulmuştu. Peki neden ben de seçilmiştim. Albay hüseyin beyi tanımıyordum bile. Peki o beni nerden tanıyordu? Uçağa bindik. 13 kisiydik. 12 kişi time çağırilanlar , kalan 1 kişi ise bize yolda gerekli bilgileri anlatacak kisiydi. Herkes yerine geçince ucak pistte hareket etmeye başladı. Albay hüseyin bey ve bir kaç kıdemli kişi daha başka bir bolmede bulunuyordu. Uçak havalaninca bizi bilgilendiricek kişi konuşmaya başladı.
    "Sizi aynı gün içinde haber vermeden toplamamizin sebebi hem aciliyetten hem de gizlilikten. Şuan olası bir 3. Dünya Savaşının eşiğindeyiz. Natonun isteği üzerine gizli olarak bu proje yürütülüyor. Şuanda itibaren dış dünyayla iletisiminiz kesilmiştir. Üzerinizdeki eşyaları ve kıyafetleri lütfen şurada duran kutulara koyun ve size getirdigim kutudan yeni kıyafetleri giyin" dedi . O an farkettim ki ayağının dibinde koca ve ağır bir koli vardı. Dediğini yaptık. Herkes yeni kıyafetleri giydikten sonra , eski kiyafetlerimizi koyduğumuz kutuyu aldı ve bir başka bölmeye geçti. Saat gecenin 2 siydi ve yorgundum. Kim bilir neler yapacaktık. Koltugumu yatay duruma getirip uyumaya çalıştım.
    ···
    1. 1.
      +8 -2
      13 kişilik uçakta 12 asker bide olanları anlatan kişi. Pilot nerde amk uçağında
      ···
    2. 2.
      +5 -1
      Diğer parti okursan eğer, uçağın o bölmesinde 13 kişiler. Pilot insan taşınan yerde mi sürecek uçağı?
      ···
    3. 3.
      0
      insan taşınan bolmede 13 kisi var. Pilot ordan mi sursun?
      ···
    4. 4.
      +2 -2
      he yarram koskoca nato 3. dünya savaşının eşiğinde über sonik bir proje için gibimtrak barzo anadolu çocuğunu görevlendiriyor
      ···
    5. 5.
      0
      2029da Türkiye natoda olmayacak
      ···
    6. 6.
      +2
      yarram o filmlerdeki gözlüklü cıa cocuklarını bu anadolu cocuğu dediğin adamlar havada karada giberler her alanda.
      ···
    7. diğerleri 4
  4. 4.
    +148 -3
    Beyler okuyan varsa belli etsin uğraşıyorum boşuna olmasın bari
    ···
    1. 1.
      +1 -1
      Bro sadece nickime bak
      ···
  5. 5.
    +140 -1
    Sanırım çoğu kişi yattı. Okuyan gececi tayfa varsa diye yazıyorum. Sabah okuyan da olur zaten.

    Odadan çıkıp başka bir odaya geçiyorduk. Genelde odalar ya boş oluyordu , ya da çıkan kişiler de silahsiz oluyordu. Her şey iyi gidiyor gözüküyordu. Ve nihayet odanın birinde timin geri kalaniyla karşılaştık. Bakmadigimiz tek oda kalmıştı. Hep beraber odaya girdik. Silahlarimizin son girdiğimiz odada çıkmasına uzulsek mi , onları buldugumuza sevinsek mi bilemedik doğrusu. Hemen silahları aldık . Masada da kol saatleri vardı. Onları da kolumuza taktiktan sonra artık gidebilirdik. Üst katlardan sesler geliyordu. Ama biz çıkışa gideceğimiz için mutluyduk. O sırada içimizden biri o cümleyi söyledi. " Peki ya yukardakiler? " hepimiz tamamiyle onları unutmuştuk. Almamız gereken fransız askeri ve bizim askerimiz vardı. Yukardan gelen sesler bizi ürkütmuyor da değildi. Hep beraber yukarı cikamazdik da. Onları orda bırakmak belki de hepimiz için hayatımız boyunca duyacagimiz bir vicdan azabına sebep olacakti. Ama belki de cikarsak vicdan azabı duyacağımiz bir hayatımız olmayacaktı.
    Şimdi herkes bana bakmaya başladı. Omuzlarımda kaldiramadigim bir yük hissettim.
    ···
    1. 1.
      0
      Okuyan tek ben varım
      ···
    2. 2.
      0
      DevAm et aga cok iyi
      ···
  6. 6.
    +115 -1
    istek üzerine bir - iki part daha atıyorum beyler burada olduğunuzu belli edin.

    Ama önce silahlarimizi almaliydik. Silahlarimizin nerde olduğunu sorsana dedim askere . Tekrar aralarında kısa bir konuşma geçti. "6. kata üstümüzden çıkanları koymuşlar. " dedi. Bu adamı da kafasına vurarak bayıltip, bizi ilk koydukları odaya goturduk. Kegib parmak hala cebimdeydi. Bizim silahtan daha çok işimize yariyordu.
    Şimdi söyle bir planım var diyip Albaya döndüm. içimden geçenleri anlamışti. Devam et dercesine kafasını salladı. Artık özel bir harakat falan değildi. Bir ölüm kalım kavgasıydi artık içinde bulunduğumuz. Ve rutbenin bir önemi yoktu. " planimiz şudur. 6. Kata inip silahlarimizi ve saatlerimizi alacağız. Daha sonra aramızdan 2 kişi buraya geri gelip fransız askeri ve bizim askeri alacak. Bundan sonra... " bundan sonra artık binadan çıkmamız lazımdı. Ama kafamı kurcalayan bir konu vardı. Sözümü yarıda kestiğim için bana sordular. " bundan sonra? " . Burdan öylece çıkmak içime sinmiyordu ama bu kadar insanı tehlikeye atmak bencillik olurdu. Hepsi eğitimli birer asker olsa bile.
    Bundan sonra da , yürütülen gizli projeyle ilgiki dokumanlari almaya çalışacağım. Eğer gönüllü olarak kalmak isteyen varsa kalabilir , yoksa sizi zorlayamam dedim. Herkes birbirine baktı. Gözlerimi kapattım. Birden " senleyiz" dedi herkes hep bir ağızdan. Sevinmistim. Ama sevincimi belli etmeden sadece " var olun " demekle yetindim.
    ···
    1. 1.
      0
      Devam panpa
      ···
  7. 7.
    +114 -1
    Uyandığımda hava yeni ışımaya başlıyordu. Etrafıma baktığımda diğer askerler hala uyuyordu. Yerimden dogrulup ayağa kalktım. Şöyle bir gerildim ve yürümeye başladım. iki bölmeyi ayıran kapıya tiklattim. içerde bir hareketlilik oldu. Bize bilgileri veren adam kapıyı açıp ne istediğimi sordu. " saat kaç ?" Dedim. "Yaklaşık 6 " dedi. Neden yaklaşık saati söylediğini bilmiyordum ama ustelemedim. " teşekkür ederim. Peki nereye gidiyoruz ne zaman variriz ? "Dedim. "Vardık zaten" dedi ve bizim bölmeye geldi. Tok bir sesle önce öksürdu sonra da " uyanin lütfen! " dedi. Herkes ayağa kalktı ve adamı dinlemeye başladı. " Şuan da fransa sınırından geçtik. Bildiğiniz üzere fransa nükleer silah sahip bir Nato ülkesi. Bugün bize bir rota cizilcek ve tahmini olarak Doğu istikametinde gideceğiz." Dedi. Doğu istikameti... acaba nereydi.
    Uçak yere indi. Bizi uçağın 100-200 m ilerisinde zırhlı bir araç bekliyordu. Oraya doğru ilerlemeye başladık. Ardimizdan Albay Hüseyin bey ve adını bilmediğim, bize bilgi veren adam geldi. Biz zırhlı araca bindirildik. Albay hüseyin bey şoferle bir şeyler konuştu ve o da öne bindi. Vardığımizda askeriye ye benzer bir yerdeydik. Bize yol gösterdiler. Bir asker olarak durumu tam kestiremiyordum. Büyük bir binaya girdik ve direkt olarak büyük bir odaya girdik. içerde fransız generaller vardı. Konferans salonu benzeri bir yerdi. Koltuklara oturduk. Ardimizdan kapı kilitlendi ve ışıklar söndü. Projeksiyondan bazı uydu görüntüleri yansitildi. Bir adam çıkıp konuşmaya başladı. Hepimizin ingilizce bildiğimiz halde bir de tercüman vardı.
    " 3 gün önce özel bir operasyon üzerine ırak sınırına gönderilen timimizden bir daha haber alamadık. Daha sonrasında ise sistemimize sizildi ve önemli bilgiler silindi. Sizi oraya , durumu araştırmanız için gonderiyoruz. Suphelendigimiz ülke irak " dedi ama ben biliyordum ki irak, bu denli köklü askeri bir sisteme sizabilecek kapasitede değildi. Bizi resmen yem gibi gönderiyorlardi. Başka bir uçağa doğru yol aldık.
    ···
    1. 1.
      +6 -1
      Kardesim hazir 2029 dayken bir soru sorcam prison break devam ediyor mu !!!
      ···
    2. 2.
      0
      üzdün be kardeşim
      ···
  8. 8.
    +108 -3
    Bu sefer bindigimiz uçakta bazı teçhizatlar vardı. Hepimize birer kol saati verildi. Bu saatler elektronikti ve birbirimizle haberlesmemize de yariyordu. Birer kurşun geçirmez yelek, acil bir anda son çare olarak kullanacagimiz bir el tabancası, bıçak ve birer Df5330 full otomatik silah. ilk defa böyle bir silah görüyordum. Normal silahlara göre hafifti. Özel üretim olduğunu söylediler. Tabancayi cizmemin içine soktum , silahı elime aldım. Yeleği giydim. Bu bir çatışmadan ziyade , gözetleme operasyonuydu. Uçak sınıra 10 km uzaklıkta bir yere indi. Uçağı araziye indirmekte pilot biraz zorlanmis olacakki ucak fena sarsildi. 3-4 araba geldi. Bizi sınırdan geçirecek adamlar yanasti. Hepimiz arabalara 3erli 4 erli bindik . Uçak geniş yoldan faydalanarak birkaç hamlede döndü ve hızlanıp geri havalandı. Bizim arabada Albay hüseyin bey ben ve iki asker daha vardı. Fransız tim ile irtibatin kesildiği noktaya gelmiştik. "Bu alanda güçlü bir sinyal kesici var" dedi Albay hüseyin bey. "Neyse ki bizim saatleri etkilemiyor" dedi. Hüseyin bey telefonunu teslim etmemisti. Sinyal kesiciyi de bu sayede fark etmişti. Sınıra geldik. En öndeki arabayi süren adam önce yavasladi. Bizim araçlar da yavasladi. Daha sonra acı bir fren ile sağa, sola savruldu. Bütün araçlar durduruldu. Hüseyin bey cami açıp ingilizce " neden durduk?" Dedi. "Birileri bizi izliyor " diyip karşıyi gösterdi şoför. Hepimiz arabalardan inip silahlarimizi elimize aldık. Hakikaten 500-600 metre otemizde iki kolu da olmayan bir adam sendeleye sendeleye bize yaklasiyordu.
    ···
    1. 1.
      +1 -1
      Zombi olmasın
      ···
    2. 2.
      +10
      Siz buna 3.dünya savaşı demissiniz ama bu dünya savaşı z ak
      ···
    3. 3.
      0
      Siz buna 3.dünya savaşı demissiniz ama bu dünya savaşı z ak
      ···
    4. 4.
      0
      Aklıma geldi şerefsizim
      ···
    5. diğerleri 2
  9. 9.
    +88
    Beyler yazdığım yere kadar word e kopyaladım belki bir gün değerlendirirm diye. Word de 9 sayfa tuttu. Bir kitap a4 ün yarısı boyutta olduğuna göre minimum bir kitabin 20-25 sayfası kadar yazmışım bir günde. Hala nası yavaş diyorsunuz anlamadım ama neyse haydi bir part daha.

    Azerbaycan bize raporunda ; rusyanın , 2027 yapımı Azerbaycan hava üssüne saldırdığını belirtti. Üs sınıra yakın ve merkezden uzakta. 4 tim , 48 kişi olarak sessiz bir operasyon yapacaktık. Artık olağan üstü hal devrede olduğu için , gizli operasyonlarda rütbe değil tecrübe ön plandaydı. Bizim ekip daha önce böyle bir operasyona katıldığı için daha kıdemliydik. Şuan için beyin takımıydık. 4 Türk hayalet uçağı olarak havalandık ve bölgeye doğru yol aldık. Artık sanki insan değildik. Yüereklerimiz katılaşmıştı. Annem, arkadaşlarım hiçbirini düşünebilecek halde değildim. Tek hayatımız Araştır, git , yok et di artık.

    Önce üssü yukardan gözetledik. Daha sonra pilotlar , uçakları üssün 3 km uzağına indirdi ve orda beklemeye başladı. Timlerimiz artık daha organizeydi. Keskin nişancımız, bombacımız vardı. Herkes branşına uygun harket ediyor, operasyonlar tıkır tıkır işliyordu. Yaptığımız çalışmalar bize bilgi katmıştı lakin hala elimizde somut yardımcılar yoktu. Bulduğumuz her çip takılmış insanı öldürmek zorunda kalıyorduk.
    Üsse doğru ilerlemeye başladık. Operasyon başlıyordu.
    ···
    1. 1.
      +1
      Aga diğer askerlerden bir işe yaramaz tak çuvalı gibi bahsediyon biraz da onlara özellik kat tek senin üzerinden gitmesin bütün operasyon tamam rütbenin önemi yok bura da ama adamların hiç mi fikri yok
      ···
    2. 2.
      0
      Adamların özelliği olmasa burdaki 48 kişinin içinde olmazlardi ama haklısın .yüzeysel bakıyorum konuya suan çünkü gelen mesajlar ve yorumlara göre ilerliyorum
      ···
    3. 3.
      0
      panpa bu hikayenin oyunu çıksa tadından yenmez valla. sözlükten adam toplayıp yapsak mı ki?
      ···
    4. 4.
      0
      Çok hızlı gelişiyor
      ···
    5. 5.
      0
      Adam hakli panpa
      ···
    6. 6.
      0
      Knk 3.dünya savaşını başlat en yakın zamanda bence bir de baban eski askermiş ya oradan da birşeyler çıkar yada dedenin babası 2.dünya savaşında bu projelerle birşeyler yapsın (yıl baya ileride diye dedenin babası dedim belki dedenin dedesi de olabilir
      ···
    7. 7.
      0
      Knk 3.dünya savaşını başlat en yakın zamanda bence bir de baban eski askermiş ya oradan da birşeyler çıkar yada dedenin babası 2.dünya savaşında bu projelerle birşeyler yapsın (yıl baya ileride diye dedenin babası dedim belki dedenin dedesi de olabilir
      ···
    8. 8.
      0
      Sirisiricugu hakli bi de hikaye devam etsin hemen bitmesin cok guzel bence
      ···
    9. diğerleri 6
  10. 10.
    +81
    Araba yoluna devam ediyordu. Mantığımin almadığı konuları düşünüyordum.
    Kolu nasıl koptu?
    3 gündür nasıl tek başına yaşıyor?
    En önde bizim araba vardı. Yaralı adam bizim şoföre yolu tarif ediyordu. Yıkık binalar gözüktü. Pgiboloji bozacak kadar sessizlik hakimdi etrafa. Tek duyulan ses , arabaların bozuk yolda giderken çıkardığı sesti. Yaralı adam " burada yavaslayalim" dedi. Hızımizi azalttik. Saatlerimiz titredi ve bir ses " neden yavasladik?" Dedi. Arka arabada oturan bir askere aitti ses. ilk defa saatimi kullandım, telsiz düğmesine basıp "fransız asker söyledi" dedim. Bi süre çok Yavas ve ses çıkarmadan devam ettik. Fransız asker "dur! işte burdan geçerken arabamizin lastiği patladı " dedi. Baktık ki gerçekten yerde dikenli teller var. Albay kulağıma " bak gördün mü yalan malan yok" dedi. Telleri dikkatli baktığımda bir mantiksizlik farkettim. Eğer söylediği gibi arabayla tellerden gecselerdi, en azından telde bir bozulma olurdu. Ama tel yerde dümdüz uzanmisti. Sanki yeni Serilmiş gibi...
    Arabalardan indik. Ellerimiz tetikte yavaşça etrafa bakmaya başladık. Görünürde kimse yoktu. " şu tarafa doğru gittiler " dedi. " sen nasıl gördün? " Dedim. "Kaçarken " dedi. Bu işte cidden mantiksizlik hat safadaydi. " eğer dediğin gibi arkadaşlarını rehin alsalardi , seni bırakarak mi giderlerdi? Ya öldürürler ya da seni de alirlardi ve goremezdin. " dedim. Şimdi Albay dahil herkesin kafasında birer soru işareti vardı ve Fransız askere bakıyorlardi. Fransız asker birden yüzünde iğrenç bir gülümsemeyle ve sakin bir şekilde " oluceksin pis Türk" dedi. Şaşırmış ve ofkelenmistim. " Ne diyorsun sen !" Dedim. O sırada ıslık benzeri bir ses isitildi ve havadan bize doğru gelen futbol topu büyüklüğünde bir nesne göründü.
    ···
  11. 11.
    +82 -1
    Öncelikle ilginiz için çok teşekkür ederim. eğer yeterli okuyan varsa bu aksam seri devam ederiz eğer yoksa son 1-2 part yazıp sabah devam ederiz. Ne dersiniz devam mı ? Sabaha mı?
    ···
    1. 1.
      0
      Devam et pnpaa
      ···
    2. 2.
      0
      Devam panpa
      ···
    3. 3.
      0
      Devam panpa
      ···
    4. 4.
      0
      Devam sardı
      ···
    5. 5.
      0
      Devam panpa Hızlı
      ···
    6. 6.
      0
      Hadi eyvallah panpa. Cok guzel yaziyorsun. Ben suraya ayiracimi atayim sen nasil yazarsan yaz keyfin bilir kardesim.

      Hadi Allah rahatlik versin.
      ···
    7. 7.
      0
      Devam panpa cok sardı
      ···
    8. diğerleri 5
  12. 12.
    +83 -3
    Beyler çok yoğun istek gelirse devam ederim ama geceyi bu partla noktalamayi düşünüyorum. Rezler alındı zaten sabah trendden çıkmış olursa bile rez lerden bulun beyler.

    Şimdi basimizda şuursuzca saldırgan insanlar , Kapasitesi yetersiz bir asansör ve 6 kat asagidaki çıkış kapısı vardı. Karşılaştığımız durumları sorgulamadan , sadece hayvani hayatta kalma dürtuleriyle hareket etmek geliyordu hepimizin içinden. Ama böyle yaparsak belki de kurtulamayacaktik. Önce şu etrafta koşturan insanların ne olduğunu cozmeliydik. Belgeleri çıkartıp okuması için rusca bilen askere uzattım. Tek tek sayfalara göz atti. Sonra " bahsi geçen olay şudur. Rusya Federasyonu , gizli bir çalışma başlattı (2028) . Sovyet Rusya zamanında yapılan deneyler incelendi ( uyku deneyi vb.). Tüm bulgular ışığında yeni bir proje ortaya çıkarıldı."dedi ve durdu. Biz oku anlamında yüzüne baktık. 2. Dosyayı açıp ordan devam etti. "Proje başarıya ulaştı ve test için fransız denekler kullanıldı. (2029) "hepimizin kanı donmustu.
    "Deneklerin zihin kontrolleri sağlandı. Fakat uzun süre kontrole tabi tutulan deneklerin durumu ex" hepsi bukadardi. Tuylerimiz urpermisti.
    Yapılması gereken şey belliydi. Yine 2 grup olup aşşağı ya inecektik. Aynı gruplar yine ayrıldı. Önce biz aşşağı indik. Sonra diğerlerinin gelmesini bekledik. Çıkış kapısı kilitliydi. Disarisi karanlikti. Bina kapanmisti. Demek ondan binada az kişi vardı. Peki o zihinleri başkalarının elinde olan insan zombiler? Peki ya doktor? Neden gecenin bir vakti deneylerinin yapıyordu. Kilide iki el ateş edip kirdik. Kapıyı açıp dışarıya çıktık. Binadan çıkmıştık. Oradan iyice uzaklasmaliydik. Yön tayini yapamadan ufla doğru yürüdük. Saatlerimizle de , birileriyle iletişim kurmaya çalıştık. Nihayet bizi buraya yollayan fransız askeriyesi sinyalimizi aldı. Konumumuzu belirtip helikopter istedik. En nihayetinde helikopter bizi aldı. Bunca kargaşada yaramı unutmuştum. O an hissetmedigim yaram şimdi derinden sizliyordu. Rhatladk dedk olcaklrdn hbrsz.
    ···
    1. 1.
      +8
      Kanka sonunda kezoya dönüşmüs
      ···
    2. 2.
      -3
      Son cümle yüzünden çüğü
      ···
    3. 3.
      0
      Prk ediyorum
      ···
    4. 4.
      0
      Pki dvm et knk
      ···
    5. diğerleri 2
  13. 13.
    +77
    Beyler partlar yavaş geliyor diyorsunuz haklısınız ama ben de motor takmış gibi nasıl yazayım. Hem düşünüyorum hem gelen yorumlara mesajlara bakıyorum arada nick6 mı kontrol ediyorum. Dün bu saatlerden beridir bu hikayeyle uğraşıyorum ve hiç elimden bırakmadım. Haftasonumu full bu aldı ve yetiştirmem gereken şeyleri bir kenara koyup sırf insanlar okusun zevk alsın diye buna yüklendim. Birazcık anlayış bekliyorum sizden. Partları beklerken hikayede görmek istediklerinizi entry ya da mesaj olarak atabilirsiniz . emin olun her şeyi okuyorum.
    ···
    1. 1.
      0
      Adam haklı *
      ···
    2. 2.
      0
      Rez panpa super yaziyon
      ···
    3. 3.
      0
      Panpa ülkenin gidişatına sık sık yer vermeni tavsiye ederim daha güzel oluyor.
      ···
    4. diğerleri 1
  14. 14.
    +74
    Beyler yeminle uyku tutmadı. Kegib kegib uyudum. Gelen yorumlara baktım. ilginiz alakaniz için teşekkür ederim. Yarım bırakmayacağım demiştim. Yapmam gereken tonla is var ama yazmaya başlıyorum. Haydi Bismillah.
    • **
    Hem ruhumuz hem bedenimiz bitkin düşmüştü. Helikopterdeyken hepimiz uyuduk. Belimde bıçakla rahat etmemin imkânı yoktu. Fransaya kadar uzun bir yol vardı. Bıçağı kendim çıkarmaya karar vermiştim. Ağzıma bir bez parçası alıp bıçağın sapini kavradim. Bir çekişte çıkardım. Yaşadığım acının tarifi yoktu. Bezi yaraya bastırdım. Bıçaktaki kanları kiyafetime sürüp temizledim. Bıçakta "made in france" yazıyordu.

    Fransaya vardığımizda , bizi bir sağlık ekibi karşıladı. Önce dinlenmemiz için bizi kalacağımiz yere zütürdüler. Sonra benim yarama pansuman yapıldı. "Sanslisin. Önemli bir sinire denk gelmemiş." Dedi doktor. Teşekkür edip bizimkilerin yanına döndüm. Tekrar fransız askeriyesine gidecektik. Bana " istersen sen gelme  yaran var . Hem önemli şeyler söylemeyecegiz" dediler.
    "Hayır!" Dedim. Benim söyleyeceklerim vardı.
    ···
    1. 1.
      0
      Amerikan oçları nerede bu sırada panpa ?
      ···
  15. 15.
    +75 -1
    Başka çaremiz yoktu. Sonuna kadar haklı gözüküyorlardı. Elimizde deneyler hakkında sadece 2 adet dosya vardı. Rusların projesi şuan için bir çip yardımıyla beyin kontrolü sağlıyordu. Bunu geliştirip , bir frekans, bir sinyal halinde etrafa yayabilir, tek kurşun atmadan orduları, tek bir karışıklık yaratmadan hükümetleri dağıtabilirdi. Hem belki ellerinde sadece bu proje de yoktu. Sovyet Rusyadan kalma arşivlerde yarım kalan biyolojik ve nükleer silah araştırmaları da olabilirdi. Ve Rusya ilk adımı atmış. Fransız timi esir alıp deneylerde kullanmış, bizim de canımıza kast etmeye kalkmıştı. 1. Dünya Harbini başlatan da o sırp milliyetçisinin tek kurşunu değil miydi?
    • **
    Türkiyeye dönüş bizim için zor olacaktı. Artık eski evlerimize dönemeyecektik.
    Türkiye son 10 yılda güzel bir ivme kazanmış, teknolojik anlamda kendini geliştirmişti. Nükleer santraller, laboratuvarlar inşa edilmişti. Türk ülkelerle çok sıkı bağlar kurumuştu. Muasır medeniyet seviyesi hedefi hala devam ediyordu. Fransadan ayrılmadan belgelerin birer kopyasını almıştık. Test merkezleri ve laboratuvar üslerimizde analinizi yaptırıp rapor hazırlayacaktık. Bize bu anlamda destek verecek ülkelerin başında önce Türk milletleri ve müslüman ülkeler vardı. Tarih boyunca olduğu gibi Avrupa hala bizimle gözü kapalı bir işe girmiyordu.

    Bu partta genel durumdan bahsedip biraz da görmek istediğimiz bir Türkiye tablosu çizmeye çalıştım kafanızda. Eğer bunu bir kitap gibi düşünürsek ilk bölümü bitti. Ama ara vermeden yazmaya devam ediyorum beyler. Okuyanlar belli ederse okuduğunu memnun olurum.
    ···
    1. 1.
      +4
      bence hikayeyi derinleştirerek kitaplaştır, burda harcama güzelim konuyu. biz bekleriz.
      ···
    2. 2.
      +1
      Hacı ülke'nin liderleri kim onu da yazar mısın
      ···
    3. 3.
      0
      akp hala iktidar mı
      ···
    4. diğerleri 1
  16. 16.
    +75 -2
    Okuyan varsa devam edicem beyler
    ···
    1. 1.
      +2
      aga vallahi olmaz boyle veriyoruz şukunu ama 40 dkde bir part atıyosun
      ···
    2. 2.
      0
      Devam et okuyorum
      ···
  17. 17.
    +72 -1
    Hepimiz tetikte bekliyorduk. Biraz yaklasmasina izin verdik. "Kimliğini söyle yoksa vurulacaksin" dedi Albay. Adam birden yuruyusunu düzeltti ve o da fransız aksaniyla ingilizce konuşarak " durun durun ateş etmeyin! " dedi. Ellerimiz hala tetikteydi . Adam yanımıza kadar geldi. Üstündeki kıyafetten asker olduğu anlasiliyordu. Bu adam haber alınmayan time ait bir askerdi. Bir ara adamın gözüne takıldı gözüm. Göz bebeginin kenarında bir leke vardı. Adam konuşurken hiç birimizin gözüne bakmiyordu. Albay hüseyin beyin " timin nerde?" demesi bozdu kısa süren sessizliği. Fransız asker sanki bu soruyu sormasini beklermis gibi anında şu cevabı verdi" buraya geldiğimizde aramizin lastiği patladı. Direnisciler üstümüze ateş açtı. Bir tek ben kacabildim, diğer askerleri esir aldılar. "
    Bana inandırıcı gelmemişti. Albayin kulağına " Albayim bir dakika konuşabilir miyiz? " Dedim. "Tabii" dedi. Ordan biraz uzaklaşınca direkt olarak konuşmaya başladım. " Albayim, adamın dedikleri tutarlı gelmedi. Eğitimli bir özel tim iki tane direniscinin eline düşmez. Hem bu olanlar sinyal kesiciyi de aciklamiyor. Zaten adamın gözleri bi farklı bakıyordu. Doğruları söylemiyor. " dedim. Albay şaşırdı. " niye yalan söylesin ki? " dedi. "Bilemiyorum ama eminim Komutanım bu işin içinde bir iş var." Dedim . Arabaların yanına döndük. Yaralı asker bize yolu tarif edecekti. Timin esir düştüğü yere gidecektik. Yaralı asker benim hemen sol tarafımdan oturuyordu. "Kollarin nasıl koptu ?" Dedim. Bir şey demeden bana baktı ve tekrar önüne döndü. Kolu kopan bir insanin kan kaybından olmesi gerekirken bu adam sakince oturuyordu.
    ···
  18. 18.
    +70
    Beyler uzun bir part yazdım ama internet kesildiği için yollamadi. Baştan yazdım o yüzden part gecikti kusura bakmayın.

    Albay da yerden kalktı . Tezgahta duran kalın ipleri Albaya fırlattım. Adamları bağlamaya başladı. Ben de o sırada bizimkileri uyandırıp birer birer iplerini çözdüm. Hızlı olmaliydik. Sayıları bu kadar az olamazdı. Mutlaka silah sesini duyup gelenler olurdu. Yerde yatanlara baktım. Fransız askeri hareketsizdi. Bizim asker ise nefes alıyordu. Göğsü alcalip yükseliyordu. Hemen kaldırıp koltuğa oturttum. Cihazı elime alıp inceledim. Rusça yazılar vardı. Buna şaşıracak vaktim yoktu bile. Çipe aleti yerlestirip , çipi çıkarttım. Biraz sert yapmış olacaktım ki, kan suzuldu boynundan. Buldugum bir parça bezi yaraya sardim ve askeri yere yatırdım. Silahlarimiz alındığı için elimizde sadece el tabancalarimiz vardı. Çizmelerimizi aramak akıllarına gelmemişti. Bagladigimiz adamları silahın tersiyle vurup bayılttim. Üstlerini aradım. 3 tabanca 2 bıçak çıktı. Demekki onlar da teçhizat almamislardi. Odanın kapısına yöneldik. Kapı parmak izi kilitiyle korunuyordu. Filmlerden gördüğüm sahneler geldi aklıma. Cansız yatan doktorun parmağını kesip kilit e zütürdüm. işe yaramisti. Parmağı cebime attım. Koridoru kolacan edip , diğerlerine gelin işareti yaptım.
    ···
    1. 1.
      0
      Çok güzel hikaye devam et
      ···
    2. 2.
      0
      devam kardesim
      ···
    3. 3.
      0
      devam et
      ···
    4. 4.
      0
      Lan amk saatte bir atma
      ···
    5. 5.
      0
      rezzzzzz
      ···
    6. diğerleri 3
  19. 19.
    +70 -2
    Önce havadaki şeye sonra fransız askere sonra da Albaya baktım. Bir anligina hepimiz kitlenmistik sanki. Fransız askere yumruğu geçirdim ve geriye doğru koşmaya başladık. Bomba ya da füze olarak tahmin ettiğim şey yere düştü ama patlamadi. Yerde bir , iki kez sektikten sonra içinden yukarı doğru 10-20 santimlik bir boru çıktı. Birden kulakları sağır edecek derecede bir çınlama yayıldı etrafa. Beynim kemiriliyordu sanki. Kulaklarimi ellerimle kapadım. Etrafımdaki askerler tek tek yere yigilmaya başladı. Tâkatim kalmamıştı. Benim de gövdem yerle birleşti.
    • **
    Uyandigimda tanımadığım bir yerdeydim. Duvara dayanarak oturuyor pozisyondaydim. Ellerim bağlıydı. Gözlerim ışığa alistiginda farkettim ki önümüzde değişik bir platformda vardı. Fransız askeri koltuğa oturttular boynunda takılı olan küçük bir şeyi ellerindeki değişik bir aletle koparıp aldılar. Bu alet sanki mağazadaki bir kıyafetin alarmıni söken şey gibiydi. Boynundaki o şey çıkarılan asker, sanki beyni çıkarılmış gibi yere düştü. Onu kenara koyup bizden birisini aldılar. Onu koltuğa gotururlerken bağırmaya, kurtulmaya çalıştı. Fransız askerden çıkardıkları küçük şeyi alıp , aynı aletin içine koyup onun boynuna bastılar. Asker, ya acıdan ya da ondan daha fena bir şeyden olsa gerek ellerindeki ipi kopartti. Direnmeye başladı. Başındaki doktor kılıklı adam küçük bir cerrahi testere aldı. Önce adamı tuttular ve bir iğne yaptı. Adam yavaş yavaş hareketsizlesti ve bayıldı. Sonra askerin kollarını kesmeye başladı. Bu iğrenç bir manzaraydı. Kolları kesince kan kaybını önlemek için bi tomarı pamuk ve kan pıhtılaştirici tozu adamın kollarına bastı. Sonra küçük şeyi boynuna taktilar. Bu küçük şeyi filmlerde gördüğüm çiplere benzetmistim. Tam o sırada iri yarı bir adam beni tutup koltuğa doğru çekti. Karşı koymaya çalışıyordum ama ellerim bağlı olması işleri zorlastiriyordu.
    ···
    1. 1.
      +1
      Hadi yaz panpa seri ol biraz bu ne yavaşlık
      ···
  20. 20.
    +64
    *
    Şehir merkezinden uzakta , gözden ırak bir laboratuvarda çalışmalarımızı sürdürüyorduk. O binadan kaçtığımız gün, 5 dakikalığına boynuna çip takılmış askerin beyin fonksiyonları üzerinde testler yapıyorduk. Irak sınırına giden timimiz, ve güvenilir 4-5 bilim adamı , araştırmacıyla beraber çalışıyorduk. Fransız asker, hala kendine gelememişti. Gizli bir hastanede yaralanma teşhisiyle komada yatıyordu. Türkiyeye dönüşümüzün ikinci sabahıydı.

    Günaydın beyler dedim. Herkes kafasını sallayarak karşılık verdi. Çip takılmış askerin boynu, sinirleri inceleniyordu. Türkiye halkına panik olmaması için bir şey söylenmemekle birlikte, olası bir saldırı durumuna karşı hazır olunması söylenmişti. Oysa olacaklar az, çok kestiriliyordu. Rusya, gizli projesinin artık öğrenildiğini biliyor ve hiç çekinmeksizin açıktan devam ediyordu. Yönünü Azerbaycan tarafına çevirdiği haberi gelmişti bize. ilk hedef mutlak olarak ortadoğu , hatta Türkiye idi. Türkiye , Ortadoğuyla avrupa arasındaki bir duvar gibiydi.
    Peki NATO, operasyon için kuvvetli bir ekip oluşturup, sıcak savaş başlatamaz mıydı? Şu durumda 10 kişilik bir ekip de, bir ordu da aynı güçteydi. Çünkü karşı taraf ateşli silahlarla savaşmıyordu.
    Bu yüzden gizli operasyonlarla, dikkat çekmeden ve az kişiyle olay gözetleniyor, bilgi alınıyordu. 2 günlük çalışmamızın sonucunda, çiplerin sinirler yardımıyla beyne ulaştığı, ve bilinç mekanizmasını devre dışı bıraktığını öğrendik. Uzaktan kontrol etmeye yarıyordu. Tıpkı uzaktan kumandalı bir araba gibi. insanları, şuursuz birer zombiye dönüştüren bu proje, sahibine sonsuz bir üstünlük sağlayabilirdi.
    3. gün ise çiplerin sadece uzaktan kontrol edilmediğini, programlandığını keşfettik. Bizim askere takılan çip programlı bir çipti. Sadece saldırganlığa programlanmıştı.
    ···