/i/Hikaye

Herkesin bir hikayesi var, ya senin hikayen nedir?
    başlık yok! burası bom boş!
  1. 51.
    +1
    rez hızlı yaz panpa
    ···
  2. 52.
    +1
    Rezervatif
    ···
  3. 53.
    +1
    Rezervasyon
    ···
  4. 54.
    0
    sabahin su saatinde kaldirdiniz beni yazmaya devam
    ···
  5. 55.
    0
    Beyler o günün akşamında Heather ve Pierre geri dönmüşlerdi. Ev gayet temiz olduğundan bana güler yüz ile aferin diyip odalarına geçtiler. O haftanın başında zaten okulun kapanmasına 7 gün kalıyordu ve bende zaten aştığım kanada programımın sonunu getirmek için için türkiye'ye biletimi almıştım. Juliette ve ailesine de söylemiştim 2 hafta evvel ve gerçekten yüzlerinden düşen bin parçaydı o gün. Ben ayrıca okula da uğramak istiyordum eski arkadaşlarımı, kardeşlerimi görmek için. Kalan 7 günüm çok iyi geçti. Kanada'da çok güzel yerlere gittik. Nehirde kayak yaptık. Gayet güzeldi. Sonunda o cumartesi günü çattığında Juliette'in çok üzülmediğini görmüştüm. Bende belki bana göstermemeye çalışıyordur derken yola çıktık. Ben Pierre'in yanına otururken Juliette ve Heather'da arkada oturuyorlardı. Juliette gerçekten hiç mi hiç üzgün gözükmüyordu. Ben de o an acaba benden kutulduğu için seviniyor mu falan demeye başlamıştım. En sonunda kanada macerama başladığım pierre-eliott havalimanı'na geldik ve ben zaten valizlerimi hep yanıma almıştım. Uçak anonsu yapılana kadar ben disarda bekledim heyecandan. Belki bir daha bu aileye nede kanadayı görebilecektim. Ilk ve son aşkım olarak düşündüğüm Juliette ile zaten uzaktan yürütmemiz çok zor olacaktı. Ben bunları düşünürken Montreal-Münih uçağının anonsu yapıldı bende cama vurdum. Ben Heather ile vedalaşırken ise Pierre bagaja doğru yönelmişti. Ben ekstra bir valizimin olmadığını söylediğimde Juliette ise aniden sana bir hediye olarak dedi. Pierre arkadan valizi çıkarttı ve bana sarıldırken kulağıma ona iyi bak dedi. Ben ne olduğunu anlamazken Juliette bana sarıldı ve Bende seninle geliyorum!! dedi. Orda başım gitti lan. Noluyoz falan derken bu anlatmaya başladı işte bileti aldığım gün annemlerle gizlice skype ile konuşup önce- bizde kalıp kalamıyacağını sormuş ve ardından da okulum ile görüşmeye başlamış. Zaten müdür benim kandada da olduğumu bildiği için hemen 2 hafta içinde kabul etmiş 1 yıllık. Ben şok içindeyim tabi. Juliette'de noldu sevinmedin mi dedi bende anında sarılarak tabiiki dedim. Pierre ve Heather'ın yüzünde en azından ufak bir gülümseme oluşmuştu. Ikınci anons yapıldı ve biz yavaş yavaş uçağa yol almaya başladık. Ben hala annemin nasıl böyle birşey yaptığına inanamıyordum. Bunu Juliette ile el tutuşurken zaten çok düşünemediğim için türkiyede nasıl ağarlıyacağımı düşünüyorum onu. Uçağa bindiğimizde Juliette yanıma oturdu. Düşünüyor musunuz beyler. O kadar seviyordu beni kız. Tüm Kanada-Türkiye yolculuğunu kafası omuzumda geçirdi beyler. O kadar ağrıdı ki omuzum. En sonunda pazar 9-10 gibi türkiyeye vardığımızde uyandırdım Juliette'i ve annemleri bulmaya gittik. 1 yıldır ilk defa uzun uzun türkçe konuşabilecektim. Havalimanından dışarı çıktığımızda ise kimseyi görememiştim ama kanada da olduğu gibi korkmuyordum, kendi doğuduğum yeri moleküllerine kadar biliyordum. yinede annemi araım ve indiğimizi(INDIK diye kalın bi sesle söyledim) haber verdim. O da tamam oğlum bekleYIN dedi ve kaptıı. 3 dakika sonr ayan tarafımdan bi ses duydum ve ümitin bana doğru atlaması ile yere yuvarladım. Amk bini ve arkasından yine kardeşlerim bildiğim berke, düşün, Gardelaine, lara, dilara ve leia geldiler. O kadar özlemiştim ki onları. Hepsi üstüme çullandılar ve Juliette de orada gerçek türk kutlamasına şahit oldu. Sonunda herkes üstümden kalkınca erkekler vaay kardeşiiim dediler yanımdak Juliette'e bakarak. Kızlar ise Juliette e bakarak bu kim diyolardı bende gerekli açıklamayı yaptıktan sonra kızlar arasında en iyi ingilizce bilen leia(kız cambridge'in harırlattığı testi 95 ile geçmişti) Juliette ile konuşmaya başlamıştı. Juliette işte onlara fransız okuluna gittiğini söylediğinde kızların hepsi konuşmaya başladılar(sonuçta fransız okulundan arkadaşlarım ana dilleri gibi fransızca biliyorlar) Bizde biraz uzağa çekilip üf ne gibtin be küçükmüş gibisinden konulardan konuşuyorduk. 15 dakika tanışma faslını tamamladıktan sonra kızlar da yanımıza geldiler ve bizim eskiden her zaman takıldığımız kafeye gittik.
    Tümünü Göster
    ···
  6. 56.
    +1
    beyler sıçıp geliyorum lise son senesinin tüm detaylarını hatırlıyorum zaten ardından da asıl hikaye olan üniye geçiş yapacağım.
    ···
  7. 57.
    0
    devam pampa güzel hikaye
    ···
  8. 58.
    +3
    Evet gittik kafeye oturduk. Hemen kadir abi berkeyi görünce geldi naber lan derken beni gördü
    -oooo rammman hoşgeldin tam gavur olmuşsun lan yakışıklı
    +Ne desem teşekkür mü teesüf mü bilemedim ki kadir abi.
    -Bişey deme lan nasıl geçti onu anlat sen dur çaylar geliy-..(kulağıma eğilip) ramman şurada otura sarşın kız kim?
    +Juliette (Juliette de adını duyunca kadir abiye el salladı) abi. Kanada'da boş durmadım manita yaptım.
    -Vaaaay sende boş durmamışsın be oğlum! (Üstünü düzelterek ve gülümseyen bi yüzle elini Juliette'e uzattı) Yalız çıtır kız ha.
    +Evet abi. Sağol
    -Juliette kızımıza ne getireyim?
    +Ona da çay getir de bi anlasın ne güzel yaptığını.
    -Tavşan kanı çaylar yollllllldaaa... Deyip gitti kadir abi.
    Biz de fransızca havadan sudan konuştuk herkesin gözü Juliette'teydi acaba okulun geri kalanı ve ailem bunu nasıl karşılayacaklardı diye düşünürken..
    ···
  9. 59.
    +3
    Bir de ne göreyim? Kadir abi çaylarla geliyordu. Bende o an nedense mutlu oldum. Sonuçta 1 yıldır çay içmemiştim. Juliette içtiğinde etkilendiğini görebiliyordum. Sonuçta bu kanada'daki çaylara benzemezdi. Türk çayıydı yani. Herneyse beyler buraları çabucak geçiyorum içip ayrıldık kafeden. Bizim grup bizden 6 gibi ayrılırken yarın okul olduğunu hatırlayınca içim daha da mutlulukla doluyordu. Juliette ile bizim siteyi biraz gezdikten sonra ben eve geçelim dedim o da olur dedi. Bizim ev zaten müstakildi o yüzden annem zili çaldığım anda boynuma atladı OĞLUUM diyerekten. Annemi gerçekten çok özlemiştim. Bende ona sarıldım. Omuzumun ıslandığını hissedebiliyordum. Annem yüzünü kaldırdığında yüzü sırılsıklam olmuştu. Arkadan da beni gururla seyreden babam bana bakıyordu. Annem hemen Juliette'e de sarılıp bize içeri girin dedi. Benim amacım artık Juliette'e türkçeyi oğretmekti. En azından derdini anlatabilecek kadar. O akşam annemler Juliette ile tanışıp benimle hasret giderdiler. O gece 12 gibi yatmay çıkarken annem bana Juliette ve benim aynı odada kalacağımı söyled bende teşekkür edip geçirdim Juliette'i odaya. Hemen uzun yolculuktan geldiğimiz için (ayrı yataklarda) kafayı koyduğumuz gibi uyuduk. Sonraki gün annemin beni kaldırmayıyla uyandım. saat 6 idi.
    +Hadi kalk okul var oğlum servis 30 dakkaya gelir
    -Tamam anam kalkıyoruz
    ···
  10. 60.
    +1
    devam la sardı
    ···
  11. 61.
    +2
    Juliette'i kaldırıp hazırlandıktan sonra dışarı çıktık. servis tam çıktığımız anda geldi. Binerken sedat abinin hala şoför olduğunu gördüm zaten hap öne otururdum. Bu sefer serdar abinin tam arkasında olan ikili kolduğa oturdum Juliette'le birlikte oturabilmek için. Yolda giderken serdar abi yine bu kız kim sorusunu sordu(artık çok önemli olmadan söylemiycem bunu) bende anlattım yine. Okulla bizim ev 45 dakka sürüyodu. Okula geldiğimde bi süre bakakaldım okula ne değişiklikler yapılmış diye. Pek bir şey yoktu. Juliette ile el ele ttuşarak okula girdim. Zaten okulun sonu olduğu için üst sınıftan çoğu kişi yoktu. Bizim sınıf ve alt sınıflar doluydu ama. Beni bi kızla gören erkekler iki kez bakıyodu. Sonra Juliette'i fark edince Gözlerini ayıramıyorlardı zaten. Bu bizim sınıfın önüne gelene kadar böyle devam etti. Şimdiden bir değişiklik oluğunu fark ediyordum bana atılan bakışlardan. Juliette heralde bunu anladı ki beni öptü. Herkes tabi kafasını çevirdi ne olduğunu anlayınca. Juliette artık damgasını koyduğunu göre derslere girbilirdik. Bu sefer bizim tayfa da derslerde olduğu için daha rahattı juliette. Beyler daha çok ilerlemeden önce size. Ümit, bal rengi kıvırcık saçları olan uzun boylu küpeli bi çocuktu. Kas aşırı derecede olmasa da basketbol geçmişinden dolayı vardı. pekekent hep bizi satardı buluşmalarda falan ama onun dışında kaliteli çocuktu. Berke yine ümit gibi bal rebgi ama bu sefer düz saçları olan bi çocuktu. Gayet anlayışlı ve bir o kadar da iyi bi çocuktu berke. Düşün tombul 1.60 boyunca siyah uzu n saçlı bi çocuktu. Onun kafası benim gibi işlerdi. En fazla onunla zaman geçirirdim oyunlarda. Hiç satmaz, ne söylediyse yerine getirirdi. Kızlardan Lara upuzun bal saç rengi olan bi kızdı. Panteizme inanan bu panpanız, bay açılgın bi kızdı ve delhi diye bi sevgilisi vardı. Dilara siyah saçl, uzun boylu, yapılı bi panpaydı. Hep ders çalışır, iyi not almaya çalışırdı. Genelde sınavlardan önce 20 sayfalık bir hazırlık yazısı yazarak gelirdi. Leia ve Gardelaine de buna benzer şekilde çalışırlardı. Ama bu ikisi genelde gizli gizli bişeyler konuştuklarını sanıp, gülerlerdi. Gardelaine baya zayıf ve uzun boylu bi kızdı. Acaip hızlı konuşur ve çok hızlı heyecanlanırdı. Bizim okula benim gideceğim sene galmiş olsada kendisine çok bağlanmıştım. Kral kızdı yani. Leia ise kumral ve balık etli bi kızdı. Hep en iyi olmay açalışır. 10 üzerinden 7 aldığında üzülürdü. Ama hakkını vereyim benim kadar olmasada zeki kızdı. Okulda herkese trip atması ve cevap vermemesi en garip özellikleriydi.
    Tümünü Göster
    ···
  12. 62.
    0
    yazzzzzzz
    ···
  13. 63.
    0
    Devammm
    ···
  14. 64.
    0
    Evet sonuçta artık türkiyedeydik ve Juliette buna hala alışamamıştı. Ben ona yaz tatili başlayana kadar türkçe öğrenmesine yardım ediyordum. Kendisi de gerçekten hızlı öğreniyordu. Böyle devam ederken okulda bitmişti zaten. Okulda yeni gelen öğrencilerde bana ve Juliette'e alışmışlardı. Bunlardan bir tanesi Helen diye bi kızdı ve kendisi amerikalı olduğu için hep Juliette ile dalga geçiyordu. Juliette de buna karşılık veriyodu ama kavga değil tartşma şeklinde. Okul bittikten sonra biz sınıfça parti düzenlemeye karar falan vermeye çaılıyoduk ama yapamadık tabii. Amerikan pie değildi burası. Hergün Juliette ile dışarı çıkıp y aturuyorduk yada bizm tayfayla takılıyoduk. Derken annem bi gün beni çağırdı ve şunlar ısöyledi. Oğlum Birkaç gündür çok sıkıldığınızı fark ettik, artık sana da güveniyoruz. Geri dönmen şerefine size Bodrum'daki yazlığın anahtarını veriyorum. Tüm arkadaşlarınla gidebilirsin istersen. Ben buna çok mutlu olmuştum ama daha 17 yaşındaydım. Ehliyet falan yoktu. CEpte para da yoktu ki uçakla gidelim. Ben de önce Juliette ile konuşup onun fikrini aldım sonra da arkadaşlarla buluşup onlarla konuştuk. Önce herkes elinde olan paraları çıkardı. Ümit 1 yıldı rbilgisayar almak için para biriktiriyodu, Leia evde 200 liralik birikimin olduğunu, Düşün ve Berke ise bize skyrim için para biriktiriyoduk dediler. Gardelaine, Dilara ce Laradan da 50'şer lira çıkmıştı. Toplamda 2000 liraya yakın bir paramız vardı. Bu bize kesinlikle yetmezdi. Uçak biletleri çok pahalıydı. O seçeneği aradan çıkarttık. Ardından Ümit babasınn onları zütürebileceğini söyledi bize ona hasgibtir lan deyip susturduk. Sonra benim aklıma otobüsler geldi. Sonuçta hem ucuz hemde güvenliydiler. Bizde hesaplamalarımız sonucu elimize geliş-gidiş biletleri dışında 1200 lira kaldığını gördük. Bu hala yeterli olmayabilirdi. Herkes bir miktar para bulmak zorundaydı. Ben çalışma fikrini ortay aattım. Erkekler ve lara sıcak bakarken diğerleri olmaz dedi. Juliette daha Türkçeyi bile doğru düzgün konuşamadığının altını çizdi. O zaman söyle bir plan yaptık. Kızlar bir tercümanlık bürosunda 1 hafta çalışacaklardı. Biz ise ne iş bulursak onu yapacaktık. Bu plan herkesin kafasına yatmıştı ama ben ilk defa Juliette'ten ayrılacağım için korkuyodum. Onu bırakmamın tek sebebi orada kızların olmasıydı. Hepsinin Juliette'e iyi bakacağını biliyordum. Bir haftalık planlarımızı yaptıktan sonra gerçekten sevinmiştik ama daha bizim grubun ailelerinden izin almaları gerekecekti. Erkeklerin ve laranın geleceğinden emindim ama diğerlerinden pek değildim. Leia birkere bizden 2 yaş daha küçükyü ama yinede çoğu kızdan daha yapılı ve akıllıydı. En çok ondan ve Gardelaine'in gelememesinden korkmuştum. O günün akşamı herkesi arayıp teker teker sordum. Lara dışında herkes izin alabilmişti. Ben tekrar şok içindeydim. Lara ise annesinin belki kararını değiştirebileceğini ve bu kadar kötümser olmamamız konusunda ısrar ediyordu. Ben hala inanamıyordum laranın gelemediğine. Ama sonuçta çalışmaya başlamalıydık. Biz tüm erkekler yan yana süpermarketlerde kasiyer olarak işe başlamıştık. Kızlar ise çoktan fransızca ve ingilizce metinleri çevirmeye başlamışlardı bile. Ilk 4 gün çok iyi giderken 5. gün Dilara ve Kardelen yorulduklarını ve yeterince para topladığımızı söylediler. Ben tam haklısınız derken Leia aniden sinirlendi ve o kadar çalıştığımızı iki gün kalmışken bunu nasıl yarıda bırakabildiklerini sordu ve hemen eşyalarını alıp gitti. Ben o güne kadar bunu yapmasının hayranı değildim ama aslında gerçekten güçlü bir karakteri vardı leia'nın ve bunu yapmasıyla bizim o günkü paramız olan 1950 lira ile değilde, sonrki gün Juliette'in kaptığı büyük metin sayesinde 2600 lira kazanmıştık. Ben zaten o günden sonra leianın attığı triplerin hep yerli ve bizim iyiliğimiz için olduğunu anladım. Belki nasıl diyeceksiniz amam bende bilmiyorum genelde kızlar sinirlenince yersiz olarak atarlar trip veya cevap vermezler ama Leia bunu gerçekten şaçma bir şey olunca yapıyordu sadece. 3 yıllık arkadaşımın yeni bir yönünü öğrenmiştim bu sayede o hafta. Artık tam gideceğiz derken Lara gelemiyeceğini annesinin izin vermediğini söyledi. Ben orada gerçekten çok sinirlendim beyler. Ingilizce küfürler ediyordum oyunlar sayesinde öğrendiğim. Juliette bile duyunc aşaırıyordu. O gün akşam Leia ben ve Juliette Laranın evine gittik ve annesini ikna etmeye çaılşıyorduk: (L- annesi, L+ Lara, L* Leia)
    L-Çocuklar daha çok küçüksünüz izin veremem buna.
    R- Bakın anlamıyorsunuz gerçekten korkacak birşey yok zaten 7-8 kişi gidiyoruz ne olmasını bekliyorsunuz ki?
    J-(fısıldıyarak) Ne oluyor?
    R-(Fısıldıyarak) deniyoruz işte
    L+ Anne lütfen 3 yaşından beri arkadaşlarım hadi izin ver..
    L- Kızım daha evde odanı top-..
    L* Kızınız odasını toplayamıyor olablirir ama 1 hafadır ekip halinde bu seyehat için para biriktiriyoruz, Lara bizimle tercümanlık bürosunda çalışırken canını dişine takıp çalıştı. Zaten bu sene sınıfını da iyi bir ortalama ile geçti. Biraz izin verseniz ne olur?
    L- Ben.. Ben.. çalıştığını bile bilmiyordum.. keşke bunu başta söyleseydin lara. ben sizin küçüklüğünüzü bilirim ortada dolaşırdınız be. Demek şimdi arkadaşlarınla seyehate çıkacaksın ha? (bize dönüp) Yolculuğunuz ne zaman bari onu bilelim :D.
    Biz sonunda Lara da geliyor diye havalara uçuyorduk ve bunun en büyük oyuncuları Lara ve Leia'idi. Bir sene içinde o kadar değişmişti ki kendisi, artık resmen yeni birisi olmuştu. Biz Pazartesi sabahını beklerken Pazar gecesi Ümit beni aradı tam yatmadan önce. Ben dedim aha kesin bişey oldu bu bine gelemiycek.
    -Ne var olum gecenin bu saatinde yatsana
    +Abi çok önemli bişey oldu
    -Ne var nereni kirdin gerizekalı
    +Evde 1 kut ubira buldum onları da getircem laan.
    -Yav bi git işine yat hadi iyi geceler
    +Hhahah iyi geceler
    Bu çocuğa boşu boşuna hem akıllı hemde mal demiyoduk yani.
    Tümünü Göster
    ···
  15. 65.
    0
    Beyler kısa bi part daha atıp derse artık
    ···
  16. 66.
    0
    Sabah olmuştu ve arabayla annemle bizi Juliette ile otograra bırakmışlardı. Otobüsun gelmesine 20 dakika kamisti ama etrafta gozukmuyodu. Bende meraklanip Umiti, Dusunu, Berkeyi aradim ama cevap yoktu. Otobus artik kalkacakti ki garin onunde bi minivan durdu ve icinden bizim tayfa indi. Umit mali gecen gece bi tane minivan kiralayip herkesi toplamak icin sabah 4 te hareket etmislerdi. Beni evde bulamayinca gec kalmislar tabii. Herneyse otobuse bindek 9 kisiydik en arkada 5 kisilik yer vede onun onunde 2 tanede 2 li koltuk vardi. Biz juliettele 2 kisilik koltuga oturduk, Umit ve berke bi koltuga ve geri kalanimizda en arkada gectiler. Bu sekilde 10 saat kadar yolculugumuz vardi. Umit zaten otobus hareket eder etmez uyudu. Berkede yeni telefonundan oyun acmis oynuyodu. Ben juliette ile konusurken arkada kizlar dedikodu yapiyodu ve dusun de umitin ilk aldigi kisi olmanin sanssizligina sahip oldugu icin o da derin uykuya dalmisti. En az 5 saat ikisi de uyuduktan sonra berke umitin kafasina vurdu molayi haber etmek icin. Dusun zaten uyanmisti otobus durunca. Yemek molasindan sonra herkes daha bi sakinlesmisti. 5 saat boyunca arkadakiler sessiz olurken ben Juliette ile uyudum. Sonunda bodrum'a geldigimizde herkes derin bi oh cekti ve juliette direk elimi tuttu. biz simdi eve nasil gidecegoz diye dusunurken 2 tane ayri taksi ile gitmeye karar verdik. Ben juliette dusun lara ve berke bi takside, digerlero ise bi transitde geldiler siteye. Sadece 50 lira tutan taksiler bizi somurmuslerdi ama hizli bi sekilde gelmistik eve tabiiki hic bir yiyecek kalintisi yoktu. Ben ve berke sitenin bakkalindan alisveris yapmaya giderken geri kalanimz ise 3 katli evi duzenliyorlardi. Berke ile ben birkactane atistirmalik, icecek ve bol kahvaltilik alip eve donduk. Bizimkiler tabii 7 kisi hemen bitirmislerdi. Dilara ve lara iceride bize yiycek biseyler hazirlarken bizde denizi seyrediyorduk. Gayet guzel gidecekti hersey diye dusunuyorken umite biralar nerde diye sordugumda valizin icinde dedi ve actiginda tum biralar patlamis ve valizi tak goturuyordu. Biz bu mala gulerken yiyecekler gelmisti. Peynir domates ekmek ve zeyntin ve cay olarak klagib bir atistirmalik getirmislerdi. Ben umit ve gardelaine hizlica yiyip evin oda dagitimini yapacaktik. 2 kisilik yatak odasinda ben ve juliette onun hemeb yanindaki odanin icinde lara ve gardelaine, assagi katta dilara ve leia, assagi kattaki kanapede umit ve son olarak da orta kattaki televizyonun onundeki koltuklarda da berke ve dusun yatacaklardi 2 ay boyunca. O gece bakkala gidip birkac tane bira aldik ama sadece ben juliette lara umit ve berke ictik. Digerleri bira degil ice tea istediklerini soylediler. O gece ilk defa juliette ile beraber ayni yatakta uyumustuk. Ben her cofton korkulu ruyasi olan yorgan kavgasini kaybetmistim ve evde de sinek kovar olmadigi icin kolumu sivrilere ziyafet olarak sunmustum. Ben bodrum havasina aliskin oldugum icin sabah erkenden kalkip yuzmeye hazirlanirken juliette heralde yaptigim sesten olacakki uyandi ve bana nereye gittigimi sordu. Bende yuzmeye cevabini verince kendisinin de gelmek istedigini, bir yarisma yapmak istedigini soyledi. Beb juliette'e rahat fark atacagimi bildigim icin evin onunde rahat rahat bekliyorum. Zaten 3 yasimdan beri bu sularda yuzen , ayrica 4 yildir profesyonel yuzen ben, Juliette'e yenilecegimi dusunmeyi bkrakin, farki hesaplamaya calisiyordum. 15 dakika sonra ege denizi'nin sicak sularinda kendimi buldugumda Juliette yuzneye baslamisti bile. Aslinda geyette hizli yuzuyodu ama yinede ben yenmistim. Ama asil amacimiz bu degildi. Ben romantik flimlerde oldugu gibi suyun icinde opusmeyi planliyodum ve ona bunu soyledigimde hadi deneyelim dedi ve gayette guzel ise yaradi. Artik 1.30 saattir suyun icindeydik ve evde ne oldugunun farkinda degildik...
    Tümünü Göster
    ···
  17. 67.
    0
    Evde ise umit ve dusun tartismislardi. Sen neden surda burda yatiyosun diye. Ardindan kahvalti yuzunden tekrar tartismislardi. Biz juliette ile eve dondugumuzde lara bahcedeki hamakta sallaniyordu. Gorunce kalkti bize bunlari anlatti iste. Nerde oldugumuzu sordu bende yuzup geldik dedim. Evde umit etrafta gozukmuyordu. Biz de juliette ile dusa girdik tuzlu tuzlu oturacak degildik yani. Ciktigimizda umit sucuk yapiyodu. Noldu lan dedim dusun sucuk ostedi iste onu yapiyoruz. Bu isin de hallolduguna sevinip televizyonu acip sabah haberlerini actim. Haberlerde bodrum ve antalya gibi tatil beldelerinde turist akini oldugunu falan soyluyolardi. Arkada mutfakta umit ooo dedi bana pic bakisi atti. bende ya sabir cekip izlemeye devam ettim. Saat 9 gibi kahvaltimizi yaptik ve sonradan tum tayfa alisverise ciktik. Bizim sitenin ozel bi dolmusu vardi turgutreis'e ladar giden. onu doldurup migrostan alisverus yaptik sonra belediye kafesinde ayvalik tostu yedik. Herneyse buralari geciyorum. Oglene dogru bizim sahile inip yuzmeye basladik. Bizim tayfa ve 5-6 kisi daha vardi. Ben sabah yuzmenin verdigo rahatlikla direk girdim suya juliette ile. Yine tutturdu yaris yaris diye. Bende tamam deyip yine az bi farkla yendim. Biz denizde bunlari yaparken umit dusun ve berke telefonda yeni cikan bi lyuna takmislardi zaten kizlar gunesleniyorlardi. Ilk farkettigim sey umitlerin aslinda oyum oynamadiklarini, arkadaki kizi kestiklerini gordum. Amk mallari diyip kizlara da baktim. Onlar gercekten gunesleniyorlardi. Ben juliette'i de onlarin yanina birakip erkeklerinyanina gectim. Bi kiza bakiyim derken o kizin cocukluk arkadasim olan derya oldugunu gordum
    ···
  18. 68.
    -1
    taka sardı
    ···
    1. 1.
      0
      Sen bilirsin panpa ben olanlari yaziyorum son 2 part siciki deskriptif partlardi o yuzden olabilir(eksiyi ben verdmedim)
      ···
  19. 69.
    +1
    Gunaydin beyler devam ediyorum
    ···
  20. 70.
    0
    neyi bekliyosun anlamıyorumki amk
    ···