1. 1.
    +3
    "ve ben seni sevdiğimde bu şehre yağmurlar yağdı... "

    18.09.2008 hiç unutmam o tarihi. sana gelmek için, gece boyu uyumayan beni.
    ilk o gün buluşacaktık, evet. bittiği yerde başlayacaktık.
    kızılay ykm önü. ilk ben geldim, saat bire geliyordu. geç kalmıştın, ondan sonra hep geç kalan da bendim zaten.

    • **

    lanet internet sayesinde tanıştığım senle ilk kez buluşacaktım. fotoğraflardan bilirsin, çıkarırsın ama; yine de merak edersin. böyleydi. binlerce insan geçti on dakika içerisinde, aralarından birisini gördüm ki; üzerinde mavi bolero, gri fular. göz kapaklarında abartısız koyu lacivert bi far. sıhhıye'ye yol olacak şekilde siyah kirpikler ve kısık gözlü bi kız çocuğu. karşıdan geliyordu ve onlarca metreden "işte bu kız benim, benim hayatımı paylaşacak kız" diyebildim içimden. bir film repliğinde geçiyordu ya hani: "bazen ilk görüşte bilirsin o insan senin kaderindir. bazen bir ömür ararsın... bulamazsın." ben anlamıştım, o benim kaderimdi.

    ya da öyle düşünmüştüm.

    • **
    ···
  1. 2.
    +2
    yanıma geldiğinde sonuçta iki yabancıyız. ne yapacağımı bilemedim. ta ki direk boynuma sarılıp "işte benim sevgilim!" diyene kadar. o ana kadar 18 yıllık hayatımda hiç böylesine mutlu olmamış; kalbim bu kadar hızlı çarpmamıştı. yürümeye başladık, nereye gideceğimizi dahi bilmiyoruz. o konuşuyor, ben güçlükle nefes alıp cevap veriyordum. hiç böyle olmamıştım çocukken geçirdiğim astım krizlerinden beri. solunum fıs fısımı bırakalı yıllar olmuştu neredeyse. ama ben tam hatırlamasam da o hep hatırlattı. tam izmir caddesinin karşısındaki köprüden çıkarken. "şu an babam görse ne yaparsın?" dediğinde elini tutmuşum. "işte bunu yaparım" demişim. bir tek bunu becerebildim zaten o gün. ama dediğim gibi ilk gündü.

    • **

    din olgusu içimde oldukça vardı o zamanlar. buluşmanın sonuna geldiğimizde deist olduğunu bildiğim halde kıza giderken "allah'a emanet ol" demiştim heyecandan. gülerek "olurum." demişti. gün böyle sona erdi ve eve gelene kadar kendi kendime gülümsedim huzurdan, mutluluktan.
    ···
  2. 3.
    0
    özet yokmu amk
    ···
  3. 4.
    +1
    ***

    haftada bir buluşabiliyorduk okullardan ötürü. ki evlerimizin de nihayetinde birbirine epey uzak olması, buna sebepti. buluştuğumuz günlerde diğer sevgililer gibi kafelerde, mekanlarda vakit geçirmektense oturup saatlerce birbirimize sarılıyorduk. gören deli diyordu muhtemelen, ama öyle seviyorduk biz.

    • **
    ···
  4. 5.
    +2
    ***

    yine kızılay'da buluşacağız. kış günü ve kar o günlerde durmak bilmiyor. sanıyorum ki kasımın ortalarıydı. buluşma kararı aldık. benim evim kızılaya 5 dakika, o elvankent'ten geliyor. yani 1 saat yol. sabah 8'de buluşacaktık, uyuyakalmışım. bir kalktım saat 9.30 ve hiç unutmam 78 cevapsız çağrı 59 mesaj. hemen üstümü giyip çıktım. dışarıda cehennem soğuğu var ve kardan göz gözü görmüyor. ykm'nin önündeki bankta buluşurduk hep. giyin çık git derken 10.15'de kızılaya iniş yaptım. herkes bir yerlere sığınmış soğuktan. o orada oturmuş etrafa bakıyordu. beni beklemiş. 2 saat beni beklemiş! 45 dakikalık yoldan gelip... o soğukta... yanına gittim. çok özür diledim. pişmanlığımı anlattım. bana sert sert baktı. bir daha bunu yapma dedi ve sarıldı. 5 dakika bırakmadı. ertesi hafta full hastalıktan evden çıkamadı.

    bense pişmanlıktan kendimi tokatladım günler boyunca.

    • **
    ···
  5. 6.
    +1
    ***

    daha az buluşmaya başladık. bana kızgındı sanırım ve ben de uygun vakit bulamıyordum. yılbaşı günü en azından bir iki saat beraber olmalıydık, öyle de oldu. her zamanki yerde, her zamanki saatte. o zamanlar nasıl bi hıyarmışım bilmiyorum. hediye falan hiç aklıma gelmedi. bu kız o zamanlar 15 yaşında, bunları düşünebiliyor; ben 18 yaşımla düşünemiyordum. benden her zaman daha akıllıydı zaten. hediye almamıştım. o da almamıştı, o bizzat elleriyle yapmıştı be elleriyle! çocukluktan kalan oyuncak köpeğinin içine iki adet yazı yazmıştı benimle ilgili. birisi graffiti şeklinde, diğeri yazı. bildiğin tam sayfa.

    " nereden başlayacağım bilemiyorum,
    fakat bu satırlar benim sana olan sevgimi, bağlılığımı anlatmaya yetmeyecek,
    bunu biliyorum. ama içimde tutabileceğim duygular değil bunlar.

    18.09.2008! doğumundan sonra, hayatımı etkileyen en önemli gün! şüphesiz!
    sevgilim beni hiç bırakma, ellerin hep benim olsun.

    ve unutma; seninleyken pervaneleşen saatler;
    sensiz mıhlanıp kalıyor
    yerine; bir akrep kadar hain."
    ···
  6. 7.
    +1
    ***

    2009. hayatımdaki en kötü sene.
    sanki miladi takvimin yıl sekmesini değil de, onu da değiştirdi.
    kısa süreli ayrılıklar, yine barışmalar, küsmeler, kavgalar.
    aklında ne vardı inan bilmiyorum, fakat yolunda gitmiyordu hiçbir şey.

    sigaraya da başladığım zamanlar oldu aynı zamanda. o güne kadar ne sigara içmiş, ne alkol almış ben ikisini de yapmaya başladım.

    bu sefer kış günü, beni sokaklarda bekletmeye başladı.
    tek başıma o kar fırtınasının içerisinde ağlayıp, mesaj attığım günleri biliyorum.
    hiçbir şey yolunda gitmiyordu.

    • **
    ···
  7. 8.
    0
    yapma yahu
    ···
  8. 9.
    +1
    ***

    bir şubat akşamı. 1 hafta konuşmamıştık ve beni aradı ağlayarak.
    "boğuluyorum sezer, evde de kimse yok. hiç iyi hissetmiyorum." ama nasıl ağlıyor anlatamam.
    gideceğim, cepte beş kuruş para yok. arıyorum, cevap yok. kendine bir şey yaptı galiba diyorum. aklımdan kötü düşünceler hiç çıkmıyor.

    yarım saatlik çağrıların sonunda gelen bir mesaj:

    "kediler nankör değil, sadece korkuyorlar."

    bu sözü hiç unutmayacağım.

    • **
    ···
  9. 10.
    +1
    ***

    o günü sabah edemeyeceğim diye çok korktum, aramalarım cevapsız; mesajlarım yanıtsız. en yakın arkadaşı büşra vardı, benden pek haz etmezdi. onun mailini bulup yazıyorum cevap yok, msnini bir yerden bulup ekledim, cevap yok. sabaha kadar böyle devam etti.

    sabah gelen mesaj:

    "ne yaptın sen o kıza gerizekalı, ne yaptın! seni köpekler gibi süründüreceğim."

    mesajı atan büşraydı, görünen o ki kendisine bir şey yapmış; ve büşra bunun için bana kızıyordu. korkudan, acıdan ne yapacağımı bilemedim.

    • **
    ···
  10. 11.
    0
    ***

    sonradan öğrendim ki, nefes alamamış kriz geçirmiş.
    büşrayı arayabilmiş, büşra yanında olmuş. çocukken de başına böyle şeylerin geldiğini, bir gece uyurken birden uyanıp ağzından kanlar çıktığını biliyordum.

    daha çocukken acı çekmenin ne olduğunu öğrenmişti zaten kızcağız.
    babası farklı ülkede çalışıyor, ekstradan baba özlemi çekiyordu.

    o gün konuştuk. ve saatlerce ağlaştık.
    bir şeylerin düzelmesi için kötü, ama olumlu bir sebepti bu.

    • **
    ···
  11. 12.
    0
    ***

    bahar geldi.
    hava ısındıkça, biz soğuyorduk.
    onun aşkı azalıyordu, bunu hissedebiliyordum.
    uzun mesafelerden kendi isteğiyle koşa koşa gelen kız, şimdi bizim buraya gel diyordu.
    o kış günü saatlerce bekleyen kız, bu değil miydi de sırf ders çalışacağım bahanesiyle 1 saat gecikiyordu? bilmiyorum.

    o günü hiç unutmam optimum'un önünde buluştuk ve göksu parkına doğru gittik.
    o aylar boyunca gördüğüm akıllı kız, olgun kız o kadar salak hareketler yapıyordu ki:
    o günü öyle mi yaşamak istemişti, hala bilmiyorum. fakat saçma sapan koşmalar, bağırmalar ve benim ciddi olduğumu bildiği halde saçma sapan hareketler sergiliyordu.
    bunları ciddiye almadım, eğlenmek istiyor sanırım dedim.
    ama o gidişini unutamam. her zaman giderken bana sarılan dakikalarca bırakmayan kız aynı saçma tavırla görüşürüz aşkım deyip ellerimin arasından kayboluverdi.

    ve arkasına hiç bakmadan.

    • **
    ···
  12. 13.
    0
    ***

    iyi de? ne oldu da böyle olduk? başka birisi mi vardı, bilmiyordum.
    o tarz bi kız değildi, ben olduğum süreçte başkası olamazdı.
    işte o yüzden düşünmüş olacak ki saçma bir nedenden ötürü beni terk etti.
    ben hala işin çocuksuluğundayım, yine barışırız diyorum.

    ama bu sefer bitmişti.

    "sapanlavurbeni artık yoluna bak, bu sefer gerçekten bitti.
    ve beni az biraz tanıyorsan, biliyorsun. bittiyse, bitmiştir."

    • **
    ···
  13. 14.
    0
    ***

    2 sene kimseyle çıkmadı, biliyorum. takipteydim sürekli konuşmasak da.
    o 2 sene çok çalkantılıydı, hayatımda yapmadığım pislik kalmadı.
    onun aksine ben onlarcasıyla çıktım, sevgili oldum.
    beni terk etmişti, ben de vazgeçmeliydim.
    her gün yastığa başımı koyduğumda ağlıyordum, fakat elimden bir şey gelmiyordu.

    • **
    ···
  14. 15.
    +1
    o kızı reşat şimdi gibiyodur
    ···
  15. 16.
    0
    Bunu okursam beni gibsinler
    ···
  16. 17.
    0
    ***

    sene 2011 oldu.
    o zamanlar staj yapıyorum ziraat bankası'nda.
    her zamanki gibi aklımda, fakat acısı daha dinmiş, daha durgun şekilde.
    mesaj geldi.

    "konuşmalıyız."

    konu belliydi, ben senden sonra kimsenin elini tutmadım. ama sen onlarca kişiyle konuştun, bunu nasıl yaptın? içinde biraz da olsa ben yok muydum? bu kadar mı kaliten? dedi.

    bir şey diyemedim. çocuksu bir sıfatla:

    ne istiyorsun? dedim.

    " her şeye rağmen, tekrar" diye cevap verdi.

    koskoca adam yolun ortasına çöküverdim. 2 yıl boyunca her gün ağladığım kız barışalım demişti. ölüyordum onun için, fakat anlık mıdır; içten gelen bir ses midir bilmiyorum.
    attığım mesajı da sonradan fark ettim.

    "ben seninle barışırsam, intikam alırım.
    o yüzden istemiyorum."

    • **
    ···
  17. 18.
    0
    güzel bir anlatım tarzın var devam et bro
    ···
  18. 19.
    0
    ***

    o gün bugündür bu konu üzerine hiç konuşmadı.
    benim attığım uzun mesajları, dalga geçerek cevapladı.
    şunu işte o zaman daha iyi anladım. bu fedakarlığı yapan kız artık benim değildi.
    bu sene özel bi üniversitede okuyor ve benim beceremediğim; bilgisayar mühendisliği'ni okuyan bir çocukla sevgili oldu.

    onu tanıyorum, sevgili olduysa; ciddidir, seviyordur.

    çocuk hiçbir gibe benzemiyor ve bin tipi var.
    en çok da buna üzülüyorum. benim ellerine dokunurken bile içimi titreten kıza;
    muhakkak cinsellik düşünecek. bir şeyler yapmaya yeltenecek.

    ama elden bir şey gelmez. ne yapayım? çocuğu mu yakayım, ayrıl diye?
    yakamam.

    kızı mı döveyim tekme tokat?
    ne haddime.

    • **
    ···
  19. 20.
    0
    ***
    sadece özleyebiliyorum. çok özlüyorum. ama özlediğimle kalıyorum. 4 sene kimseyle sevgili olmadı, benim tavırlarım onu çok uzaklaştırdı. sevgili yaptı. o sevgili yaptıysa çok seviyordur, biliyorum. elimden bir şey gelmiyor. nafile...

    seni çok seviyorum.
    hep sevdim.
    seveceğim.

    --spoiler--
    ben yağmur ağladım bir şehre yağdı
    ben şehre ağladım bir yağmur yağdı
    ben bir ağladım şehre yağmur yağdı

    ben...
    yağmur...
    ağladım...

    • **
    ···