/i/Hikaye

Herkesin bir hikayesi var, ya senin hikayen nedir?
    başlık yok! burası bom boş!
  1. 1.
    +21 -2
    Sarranid'lerle yaptığımız 40 yıllık savaş ağır dayatmalar uyguladığımız Samarra-Asugan antlaşmasıyla son bulmuştu, Ulu Janakir Han suikaste kurban gitmişti ben ise dönemin en çok belalı ama bir o kadar da güzel olan şehri, Kuzeyin Gülü, Ichamur'da eğitim görüyordum. Tonju Noyan'ın eğitimi altında 5 yıl geçirdim o 5 yıl içinde kızı Leydi Ayasu'ya bağlanmıştım 5 yıl süren eğitim sonunda görev vakti gelmişti; Vaegir hududuna uzun süren bir yolculuk yapacak, bölgeyi tanıyacak, köylerin erzaklarını çalacak, tahıllarını ve tarlalarını yakacaktım. Normalde yeni bir akıncı beyine bu görevi veremezsiniz ancak bir insanın atası(baba) çökmüş asil bir noyan olunca işler değişiyor

    Geceleyin şehrin içindeki öğrenci çadırında dostlarımızla epey bi keyifliydik sonunda akıncı beyi olmuştuk Tubbaqh kopuzunu çalarken ben, Qagun ve Tayqabaqh kımız eşliğinde mezun oluşumuzu kutluyorduk tabi kımızı biraz fazla kaçırınca sızmışım sabah uyandım bizimkiler horlayarak uyuyordu kılıcımı, yayımı,okumu tabakalı hafif zırhımı giydim ve onları uyandırıp çadırdan çıktım bugün ayrı ayrı görevlere gidecektik hepimiz ay yüzlüm Ayasu'yu görmeden gitmeyecektim tabi konağa muhafız arkadaş sayesinde girdim Ayasu'nun odasının kapısını çaldım "Tagan!!!" diye bağırıp boynuma sarıldı beni böyle kuşandığımı gördü ve ağlamaklı bi sesle "Bugün mü gidiyors.." tam o sırada merdivenlerden inen uykulu gözlerini ovalayan Tonju Noyan'ı gördüm hemen Ayasu'nun dudaklarına yapıştım odaya girip kapıyı kapattım.
    Ayasu:
    -Napıyorsun sen? Aklını mı kaçırdın?Ya babam bizi görseydi!
    +Büyük bi komutan kaybederdi (:
    -Aptal! (((:

    Anlayacağınız üzere odada bişeyler oldu işimi bitirince hemen konaktan çıktım ve törene yetiştim Tonju Noyan'ın emriyle 15 Kargıcı ve 10 Atlı Okçu alıp beyaz atıma bindim ve şehir kapılarından çıktım o gün hayatımın riskli, eğlenceli,ölümle oynaştığım kısmına ayak basmıştı atım...
    ···
  2. 2.
    +6
    Atlarımızın olmazsa ya yollarda açlıktan öleceğiz ya da Ichamura döneceğiz başta 2. Seçenek mantıklı gelebilir çünkü yaşayacaksın.. Ama sevdiğimin yüzüne nasıl bakacaktım? Daha da kötüsü insanların yüzüne nasıl bakacaktım?En kötüsü askerlerimin yüzüne nasıl bakacaktım? Eğer Ichamur'a gidersem rütbe demirim sökülecek belki de askerlerimim ordudan kovulmasına sebep olacaktım.. kimse Keramula Noyan'ın oğlu olduğuma inanmazdı bile...
    ···
  3. 3.
    +6
    Muqan adamı halt edip hemen askerlerin toplandığı dizlerimizin geçmediği gölete koştu hemen kargıcılar kargılarını koltuklayarak bir çember oluşturmalarını emrettim okçular göletin içindeydi haydutlar kargılara yaklaşamadıklarından dolayı bi süre saldırmadılar uzun süren bi sessizlik ardından haydutlar atlarımızı bağladığımız ağaçların oraya koşup atlarımıza bindiler ve binemedikleri atlarında poposunu şaplaklayarak uzaklaşmalarını sağladılar..
    ···
  4. 4.
    +5
    Adam ben ve iki akıncı çadıra girdik diğer askerler de dışarıdaki ateşin etrafına oturdular

    Adam:
    -Ben senin yaşlarında Janakir Han'ın emrinde bir akıncıydım ömrüm Sarranid çöllerinde geçti birliğim susuzluktan ve açlıktan ölecekti ki küçük bi Sarran köyüne baskın yaptım oradaki kimseyi sağ bırakmadım kadınlarıyla birliğimi ve kendimi mutlu ettim erzaklarından faydalandım 1 gün dinlendik tam hazırlanıp yola koyuluyorduk ki etrafımız büyük bi Sarran ordusuyla sarıldı dıbına koyduğumunun sarıklıları herkesi öldürdüler sadece ben ve iki akıncı sağ kaldı...

    Muqan:
    -Sonra... Sonra ne oldu?

    -Bizi esir aldılar , tam 11 sene tutsak yaşadım sonra Narraqan ovası savaşında Kergit orduları galip geldikten 3 ay sonra doğu illerinde bir kale alınmış ve bir antlaşma olmuş adı neydi onun?

    Ben:
    +Asugan-Samarra antlaşması , atam mühürledi

    -Atan mı mühürledi atan kim ki senin çocuk

    +Narra ve Kuzey illerinin fatihi Janakir Han'ın başveziri Keramula Noyan'ın oğluyum!

    -Ahh şanssız adam..
    ···
  5. 5.
    +5
    Tulbuk dağlarını es geçip Sungetche kalesine doğru yol aldık. Birliğim ilk kez bu kadar mutluydu savaş şarkıları söylüyor yol esnasında yarışıyorduk... En sonunda atlar ve biz de yorulunca bir belki de bir kaç gece dinlenmenin vakti geldiğini anladık ve gördüğümüz ilk göletin etrafına yerleştik..
    ···
  6. 6.
    +5
    Yemek yedikten sonra herkes yatıyor ama uyumuyordu herkes düşünceliydi kimi eşini, kimi çocuklarını , kimi nişanlısını düşünüyordu ben ise Ayasu'mu düşünüyordum o gün yüzünü hiç unutamamıştım derken ihtiyar Jabir elinde bisürü matarayla "Hey kımız içmeden mi uyuyacaksınız!!! Atınızın heybesini hiç açmıyor musunuz siz ahmaklar! Hahahh" herkes kımızını yudumlarken Jabir kopuzuna fısıldıyordu "qaçarkən..döyüşərkən..ölərkən... həmişə səni düşünürəm mən... ah han qızı Tuan güldür üzümü"
    ···
  7. 7.
    +5
    Yolculuğumuz sürüyordu akşamüstüydü.. Şu ana dek hiç bir haydutla karşılaşmamamız bizi şaşırtmıştı sanki Ichamur etrafında değil de Halmar şehrinin merkezi deydik o derece sakindi ortalık atlar ve popomuz epey bi yorulmuştu yaklaşık 10 dakika mesafemizde küçük bir göl ve etrafında bikaç ağaç vardı dinlenmek için iyi bir yerdi hemen yanımda bulunan atlı okçu sanki aklımdan geçenleri okurmuşçasına "Beyim hava kararıyor bence geceyi de burda geçirebiliriz" dedi

    +Adın ne senin asker?
    -Muqan , beyim
    +Nerelisin bakalım Muqan?
    -Ben Ichamur'dan başka şehir bilmem beyim
    +Hayret sanki 40'ıncı seferinmiş gibi konuşuyorsun da
    -Sadece fikrimi söylemiştim beyim bi küstahlığım varsa affedin

    Bunun gibi muhabbetlerle diğer askerleri de tanıyordum

    Atları bağladıktan sonra gölün yanındaki ağaçlara yaslanıp o yorgunlukla hemen uyuduk geceleyin uyurken boğazımın kesildiğini görerek uyandım..
    ···
  8. 8.
    +4
    +Gözcü??? Yoksa gözcü sen misin ihtiyar?

    -Ee sözümü yarıda kesmeseydin anlatırdım evlat

    Muqan:
    -Ama bize savaşmak istediğini söylemiştin!!

    -Evet söyledim çünkü istiyorum Tonju Noyan'ın emrinde çalışmak sıkıcı...
    ···
  9. 9.
    +4
    Beyler az da olsa okuyan kişiler var sizin hatrınıza yazıyorum ama beynim yamuldu daha uyanık gibiyim ama yarın yazmayı düşünüyorum..
    ···
  10. 10.
    +4
    Okuyan belli edene kadar mola veriyorum arkadaşlar
    ···
  11. 11.
    +4
    Kaburgamdaki acıya rağmen hemen yerden kalktım , ortalık tam bir savaş alanıydı. Bana doğru gelen ilk atlının atını ortadan ikiye böldüm , ikinci atlının göğsünde zıplayarak bir çizik bıraktım.. Sonra üstüme gelen yayanın kılıç darbesini yerden aldığım kalkanla karşıladım ve kılıcımla hızlıca dönerek herifin işini bitirdim. Adamın cesedine bakarken yine bir yaya kafama kalkanını geçirdi hemen yere serildim , kalkanının kenarıyla karnıma 2-3 kez vurmasıyla genzimde bir acıyla havaya kan püskürttüm. Gözlerim yavaş yavaş kapanıyordu kafam sağ tarafa doğru bakar şekilde düştü. Gözlerimi kırpmadan son gördüğüm şey yaşlı Jabir'in kanlı cesediydi...
    ···
  12. 12.
    +4
    Lan okuyanlar ses versin tekrar kendimi şizofren gibi hissediyom
    ···
  13. 13.
    +4
    Hamaq'ı hepimiz turnuva izler gibi soluksuz bir şekilde izliyorduk atları yola zütürdüğü gibi kalbine ok yemesi bir oldu. Yarasına baktı , yüzünü tekrar o tarafa çevirdiği gibi bir ok daha yedi karnına. Biz de atlara gizlice biniyorduk o sırada. Acı ve öfkeyle karışık bağırdı , tüm acunu inletti ve düşmana doğru koşmaya başladı. Hemen bacağına bir ok yedi yine durmadı Hamaq aksayarak da olsa koşmaya devam etti kükredi "Ben ölür müyüm sandın lan orosppu çocuuuğuuu!" diye. Yine bi sağ bi de sol bacağına aynı anda veye bir saniye arayla ok yedi artık pes etmiş gibiydi bu kez yerde kaldı. O sırada ben ve çerilerim naralarımızla acunu ikinci kez inlettik ve hücuma geçtik. Yerde oturan kahraman Hamaq'ı kendi atımın toynakları ezdi. Kan püskürerek can çekişine şahit oldum. Taktik tam tıkırında işliyordu yoldaki Vaegirleri temizleyince sol tarafa manevra yapıp atlarımızdan indik. Yaya olarak saldırıya geçtik daha atından yeni inen Baha kalbine bir ok yedi ve kollarıma düştü. Kolumda deli gibi titremeye başladı , gülümseyerek:

    -Beyim , benim kan sürahim daha dolmadı beni hayata döndür!!!
    ···
  14. 14.
    +4
    Zafer çığlıkları ve yüzü kanlı Baha'nın "Beyim! Beyim! Uyanın!" sözleriyle gözümü açtım. Baha ayağa kalkmak istediğimi ama kalkamadığımı görünce beni sırtladı ve kolum omzunda beni yürüttü.

    Ben:
    +Jabir öldü mü? Kaç ölümüz var?

    Baha:
    -Beyim... Sadece Jabir öldü ve 2 tane ağır yaralımız var

    +Kimler?... Konuşsana be adam!

    -Beyim.. Muqan ile Charuqa

    Tam o sırada Muqan'ın delik deşik karnını ve yüzü gülümseyen yüzünü gördüm hemen yanına gittim başındaki askerlerden Barull yaşlı gözlerle:

    -Beyim , iki saattir sizi sayıklıyor

    Muqan:
    -Beyiim... öhhö... Evvelsi gün rüyamda sizin göğsünüz yaralıyken benim kafamı kılıcınızla keserken gördüm... Benim kafamı kestikten sonra bir kurdun gelip size Ulu Tamtuk Han'ın çift boynuzlu börkünü taktığını gördüm... Rüyamın bir kısmı gerçekleşiyor... Beyim sizin uğrunuza ve sizin ellerinizden ölmek bana büyük bir onurdur sen Keramula Noyan'ın müjdelenen kağan oğlusun!

    +Kağan mı??

    -Hatırlıyor musun sana Ichamur'dan başka şehir bilmem demiştim.. Yalan söylemiştim beyim ben 5 yaşındayken Tulga'da sizin doğuşunuza şahit olmuştum.. Annem bir ebe, babam bir şamandı ve babamın Keramula Noyan'a sizin Janaqir Han'dan sonraki kağanı yıkacağını söylediğini duymuştum...
    ···
  15. 15.
    +4
    Şafak vaktinde ufukta Sungetche'yi gördük gruptaki umutsuzluk ve yorgunluk birden yerini neşeye bıraktı kale kapısında yerli halk ve Brula Noyan bizi şamanlarla birlikte güzel ve dini bir törenle karşıladı. Aylar sonra mideme pastırmadan başka birşey inmesinin mutluluğu vardı yüzümde çok geçmeden uykuya daldım...
    ···
  16. 16.
    +4
    Sabaha karşı aşırı erken vakitlerde uyandık ve bu kez omzumuzda kürkler ve postlarla yeniden yollara koyulduk artık Vaegir sınırları içindeydik artık herşey daha tehlikeliydi bizim için... Artık savaş zekasından yoksun haydutlar yerine eğitimli devriyelerle karşılaşacaktık...
    ···
  17. 17.
    +4
    Kar fırtınasında örgülü saçlarım kafamdaki kalpağa rağmen gözüme geliyordu. Fırtına iyice bastırınca soğuktan öleceğimiz düşüncesine kapıldık çünkü artık Tengri'ye ne kadar dua etsek de bi faydası olmuyordu... Bir kaç dakika sonra bi çamlık ormanının yanında bir mağara gördük konaklamak için iyi bir yerdi tam atımdan iniyordum ki yerdeki sönmüş ateşi gördüm

    +Durun! Burada yaşayan birileri var! inin çabuk atlarınızdan! Sessizce!

    Okçular yaylarını sonuna kadar gerdi ve bekledi atımın ben ve 4 asker mağaranın kenarından girdik ve içerde 20 tane yatan Vaegirliyi gördük. Dışarıdan atımı mağaraya getirip zütüne bir şaplak attım atın kişnemesiyle uyanıp şaşkına dönenn Vaegirliler kuş tüylü Kergit oklarıyla tanıştı
    ···
  18. 18.
    +4
    Muhabbetimiz bitti ve kımızımın son damlasınını yuttum ve Baha adlı akıncı içeri girip: "Beyim gelen bir atlı var!" dışarı çıktık ellerimi kuşağıma attım , kızgın güneş karşısında kısılmış gözlerimle gelen adamı süzüyordum adam atından inerek: "Tonju Noyan'dan mektup getirdim beyim"

    Kağıtta "Tagan , o gece haydutların senin atlarını kaçırdığından haberim var. Tulbukistan dağlarını aşana kadar peşine bir gözcü yollamıştım benim de tahmin ettiğim gibi Ichamur'a dönmedin şerefine ve görevine bağlılığın atandan gelen kanda var... Gözcünün çadırında birkaç gün bekleyin 6 tane er ,30 tane at ve büyük bi miktar erzak sana katılacak"
    ···
  19. 19.
    +4
    Günü ve geceyi bu mağarada geçirip fırtınanın bitmesini bekledik sabah uyanınca havanın gayet iyi olduğunu gördük. Şimdi aklımızda Kergit topraklarının en kuzeydeki beldesi Bhulaban köyüne uğrayıp harekata başlamak vardı. Bhulaban köyüne gidersek karda bize zorluk çıkaran atlardan kurtulur ve biraz yemek alabilirdik bu yüzden bizim için bu önemliydi...
    ···
  20. 20.
    +4
    Akşamüstü handa Tulga kımızını yudumlarken içeri Han'ın askeri gelip Sancar Han'ın beni konağa beklediğini söyledi. Daha kımızımı bitirmemiştim sürahiyi kafaya dikip geyirdim ve konağa girdim. Sancar Han çocukluktan gelen doztluğumuzla beni ayakta karşılayarak sarıldı ve:

    -Hoşgeldin , eski dostum! Gördüğüme göre akıncı beyi olmuşsun çok sevindim! Şuan karşımda atan gibi bir noyan olarak durmanı çok isterdim ancak biliyorsun töreler izin vermiyor...

    +Lüzumu yok Sancar Han ben noyan da olsam, hancı da olsam tek gayem milletime hizmet etmektir. Buraya da bunun için gelmiştim.

    Sancar Han dinliyorum anlamında bir işaret yaptı. Ben de olanları ve yardım istediğimizi anlattım ve gece Sungetche'ye yola koyulduk...
    ···