1. 26.
    +1 -1
    tutunamayanlar'ın yazılmasında etkili bir roman.

    selim selim güntülü günseli

    adsız ata bilgisini, kalemini konuşturup anasını avradını gibmiş ortalığın, okuyun amk
    ···
    1. 1.
      +1
      oğuz atay\'ın ruh adam\'dan haberi yok dolayısıyla etkili değil. ruh adam da tutunamayanları giber atar açık ve net söyleyebilirim.
      ···
  2. 27.
    -2
    okurken yarıda bıraktığım kitap
    ···
  3. 28.
    0
    tutunamayanlar adlı roman,bu romandan arakmış diyorlar.
    ···
  4. 29.
    +4
    tiyatro bitti beklemeye lüzum görmüyorum...
    ···
  5. 30.
    +1
    atsız ata'nın can alıcı cümleleriyle dolu olan kitap.

    sinsi siyasetçilere sırf üniformalı oldukları için asker diyemem general!
    ···
  6. 31.
    +2
    okunması şiddetle tavsiye olunan gök bilge atsız atanın yazdığı muhteşem bir sanattır.
    ···
  7. 32.
    +2
    sorgu kısmını okuyan insanı ateist yapacak kadar harika olan kitap.
    -arkadaşım şeref yazılıydı
    ···
  8. 33.
    +2
    tiyatro bitti. beklemeye lüzum görmüyorum.
    ···
  9. 34.
    +4
    Cidden şimdiye kadar okuduğum en iyi roman. atsız fikirleri yüzünden çok arka plana itilmiş. fikirlerine ben de katılmıyorum ama türk edebiyatının en önemli taşlarından biri olması için ruh adam yeter de artar bile.

    galiba en can alıcı cümle konusunda hemfikir olduğum insanlar epey fazla;

    tiyatro bitti, beklemeye lüzum görmüyorum.
    ···
  10. 35.
    +3
    ideolojileri yüzünden geri planda kalmış hüseyin nihat atsız'ın türk tarihinde bir benzeri daha yazılamayacak en iyi romanı.. pgibolojik olarak masal mı gercek mi düşüncelerine kaptırır insanı. ergenlerin dilinden düşürmedigi tutunamayanların da babasıdır. geri gelen mektup şiiri ayrı bir efanedir bu topraklarda yazılan en etkili şiir'lerdendir.
    ···
  11. 36.
    +1
    awasome dude
    ···
  12. 37.
    +1
    değişik bir kitap ama okumak lazım
    ···
  13. 38.
    +3
    soyalist arkadaş okuyordu o derece
    ···
  14. 39.
    +1
    okuduktan sonra belirsizlikler içine düştüğüm kitaptır. leyla ya ne oluyo ? nereye gidiyo ? bu yargılama sahnesi herifin kendi kafasında canlandırdığı bişeymiydi ? aslında kendini yargılayıp suçlu bulup intihar mı etti ? anlamadım beyler çok mu gerizekalıyım evi terk etti gitti resimi neden kayboldu ne alaka ? bunları anlamış biri varsa söylesin amk
    ···
  15. 40.
    +1
    @34 bu kitabın ikincisi olan yalnız adamı da yazacaktı atsız ata ama ömrü yetmedi. ki o dediklerinin çoğu sembolist örnekler kitabı bu kadar güzel yapan da onlar
    ···
  16. 41.
    +1
    okuduğum en özgün eserlerden
    ···
  17. 42.
    -18
    kitaba para vermeseydim 50. sayfasında fırlatırdım. çocukça düşünceleri olan aksini düşünmeyen kıt beyinli huur çocuğunun hayatı anlatılıyor. herkesi küçümseyen bir tak bilmeyen dıbına kodumun evladı. yalnız her ne kadar atsızdan ölesiye nefret etsem de edebi dilinin iyi olduğu aşikar.
    ···
  18. 43.
    -2
    @37 senin kadar beyinsiz bir döl evladı görmedim. sen beyinsizin bayrak çekenisin.

    siyasi fikrin zaten kürtçülük. atsız'ı karalamak için söylediğinde bas bayağı belli. şimdi gibtir git. huur lenin filan oku
    ···
  19. 44.
    +2
    o tanrı mahkemesini hangi kafayla yazmış lan atsız

    mükemmeldi.
    ···
  20. 45.
    +2
    Cebrail söze başladı:

    - Selim Pusat büyük günahlar işledi. Ben görevi bitmiş bir melek olduğum, kıyamete kadar dinlenmek hakkını kazandığım halde bu hakkıma ilişti. Onun gönlünden geçen fırtınalarla rahatsız edildim. Halbuki bu fırtınalar yalnız ben peygamberlere zütürürken duyulurdu. Kendisinden yirmi beş yaş küçük bir kızı sevdi ve hepsinden daha kötü olarak bu sevgiyi açığa vurdu. Bir subay için en büyük günah budur.
    Derin sessizliğin arasında heybetli ses sordu:

    - Ne diyorsun Selim Pusat?

    Selim, gözlerini kamaştıran ışığa bakmaya çalışarak subaylık zamanındaki sertliği ile cevap verdi:

    - Doğrudur!

    Mikail söze başladı:

    - Selim Pusat benim haklarıma da ilişti. Ben en güzel ve iç açıcı yağmurları yağdırdığım gibi öldürücü kasırgaları da estirir, ılık güneşle beraber kavurucu güneşi de parlatırım. Bu sanık öyle bir sevgiye tutuldu ki gönlünde nisan esintileriyle birlikte karakış boraları da esti. Zaman zaman mayıs güneşiyle ısındı. Zaman zaman ağustos güneşiyle kavruldu. Bana rakib oldu. iradesini kullanamadı. Bir subay için en büyük günah budur.

    Çıt çıkmıyordu. Heybetli ses yine sordu:

    - Ne diyorsun Selim Pusat?

    Selim daha da sertleşmişti:

    - Doğrudur!

    israfil söze başladı:

    - Benzi vazifem kıyamet günü olacaktır. O güne kadar buyruk beklemeye mecburum. Selim Pusat’ın gönlünün içindeki feryatlar o kadar acı ve gürültülü idi ki insanlar duysa hep ölür, benim surumu öttürmeme lüzum kalmazdı. Bütün bunlar kendisinin günahından doğdu. Günahlarını araştıra araştıra ilk sebebe gidince bunu öğrendim. insanların türlü fikri çalkantısıyla boğuştuğu çağda o kırallık taraftarıydı. Ülkesinin kanunlarını tanımaz olmuştu.
    Heybetli ses üçüncü defa sordu:

    - Ne diyorsun Selim Pusat?
    - Doğrudur!
    - Bütün olanların ilk sebebi senin Kıralcı oluşun mudur?
    - Evet!
    - Bunu ilk günah diye kabul ediyor musun?
    - Asla!
    - Neden?
    - Bütün o muhteşem kıralları sen yarattın!
    ···