oturdum kaldım yatağımın üstüne bi sigara yaktım. bunu anlatmam çok zor. pgiboloji kötü şey gençler. çok kötü...

sigaramı bitirdim. o arada msj geldi. cansel yerini bildirmiş. bir yandan buram buram gitmek istiyorum. ama korkuyorum resmen... gitmicem dedim ama hala da düşünüyorum acaba gitsem mi ne yapsam diye.

sonra içime dehşet-ül vahşet bir heyecan doldu. giberim gidicem amk dedim. geçmişe takılıp günü kaçıramam. KAÇIRAMAM..

kalktım oturduğum yerden sigaramı söndürdüm. açtım gardolabı. içinden beyaz gömleğimi ve siyah yeleğimi çıkardım. altıma da siyah pantolonumu çektim. saçlarıma hafif bir saç şekillendirici sürüp saçlarımı topuz bağladım. zaten kirli sakalda var ufaktan tarz oldum. güzel bi kaç bilekliğimi taktım ve artık hazırdım. çok küpe takmam ama arada küpede takarım. o gün için küpe takmamıştım. parfümü de sıkıp çıkmaya hazır hale geldim.

çıktım otobüse atlayıp alsancağın yolunu tuttum. yine o otobüs 63 numara amk. içim bi heyecanlı bi yandan da korkuyor gibiyim. alsancağa vardım artık. ama fiyakalı bir tarzla gittiğimden özgüven hat safhada. yavaş yavaş alsancağın o bilindik sokaklarında, caddelerinde yürümeye başladım...

neyse amk yürüye yürüye canselin mesajda belirttiği o yere doğru gittim. 6-7 kişi oturmuş bira falan içiyorlar. gülüşmeler ,kahkalar gırla amk. yanlarına doğru yaklaştım. bengü gördü beni. böyle bi bakakaldı. sonra cansele bi kafayla işaret çaktı. canselle birlikte bütün masa bana doğru döndü. sanki pekekent değilde huuryum amk. herkes gibecek gibi bakmaya başladı. nerede o izmire ilk geldiğinde gibik çelimsiz halidaki...

rahat tavırlarla gidip

-iyi akşamlar gençler.

-oo halidaki gelmeyeceğini sanıyorduk.

-fikir değiştirdim geldim *

-hoşgeldin buyur.

sıra sıra tiplerle tanıştırıldım. cansel , bengü ve denizi tanıyorum zaten. ali ve mert diye iki eleman var onlarla da tanıştım. bir de zayıf dövmeli dıbını zütünü açmış bi kız var. tip olarak dönüp bakmam ama sokakta 10 erkekten 8inin giberim bunu diye bakacağına eminim. pek bu konularda da yanılmam ama kız çaktırmadan ilgilenmiyormuş havasında bana bakıyor. gerçekten çok aşırı bir yakışıklılığım da yok ama yılların tecrübesiyle tarz ve karizmayım.

neyse biz oturduk sohbete başladık. ben garsona bir bira siparişi verdim. ama herkesin dikkatini çekmiş olacak ki garsonla sanki yıllardır kankaymışsın çok sevdiğin bir arkadaşınmış gibi sipariş verdin dediler. artık ortamlardan ve yaşanmışlıklardan iyi rol yapmayı öğrendim ve onları tavırlarımda uygulayarak. elimi hafif bir tebessümle yüzüme doğru kapattım:

-bende zamanında bu işi yaptım ve ne kadar yorucu bir iş olduğunu bilirim ve çalışan insanlara da hep saygı duyarım. size de öneririm dedim.

bunun üzerine herkesin yüz ifadesi değişti. resmen erkekler bile bana aşk dolu bakmaya başladı amk *

bu arada garsona davranışım gerçek ve samimi davranışımdı. aynı sektörden bende geldim. izmire ilk geldiğimde yaptığım bu işte ağzıma sıçanda çok olmuştu. bilirim işin yoruculuğunu.

sonra bunun üzerine ufak tefek sohbetler başladı tabi. herkes yaşımı falan sormaya başladı. tabi çoğundan 4-5 yaş büyüğüm. bana olan bakış açıları değişti bir anda. özellikle büyük olmam kızların daha da dıbını kamaştırmış olmalı ki genelde soruları onlar sordu bana. o dövmeli kızın adı da zeynep bu arada. herkes ilgileniyor benle ama zeynep ilgilenmiyormuş gibi yapıyor.

aslında beni süzdüğüne adım soy adım gibi eminim. ama sessiz kalarak izlemeyi , süzmeyi tercih ediyor. ama buzu buzluktan çıkartırsan illa ki eriyecek amk. o anı bekliyorum bende. tabi canselin ilgiside benim üzerimde. bengünün amk. sevgilisi olmasa ona bi çakmak istiyorum. neyse buralara girmeyeyim şimdi *

ben 1-2-3 bira derken artık tuvalete gitme ihtiyacı hissettim ve gidip geldim. otururken kolumdaki bilekliği sandalyenin ya da masanın tam olarak hatırlamıyorum. hafif çakır keyif olmaya başlamıştım, bi yere taktım işte. bileklik kopup inci taneleri gibi yere dağılmaya başladı. ben canselden bir hareket beklerken zeynep bi hışımla yerinden fırlayıp boncukları toplamaya başladı...

beyler bi sigara içelim biraz dinleneyim amk. 6 part girdim. görüşürüz birazdan.

şaşkın bir ifadeyle birlikte bulabildiğimiz boncukları yerden topladık. zeyneple bi ara toplarken göz göze geldik. topladığı boncukları elime verirken resmen elime değmeye çalışıyordu. içkiden miydi bu şeffaflığı anlamadım. toplama işi bitti , biz kalktık masalara oturduk. kaldığımız yerden içmeye devam ettik.

en son böyle saat kaç oldu tam hatırlamıyorum ama baya içmişiz amk. hatta dönerken yol üstündeki barlara işemeye girip tekila shot falan yaptık. harbi harbi hepimiz züt olduk. kızlarda yurttan izin almışlar arkadaşın evine gideceklermiş. ali denen elemanın yani.

bi yandan ali ve mert halidaki sende gel falan diye bana ısrar ediyor. bende yok ya ben evime geçeyim diyorum ama o saatte baykuş otobüsleri bulacamda binecemde tek başıma uzun işler amk. bi yandan da sarhoşta olsam tavrımı hiç bozmamaya çalışırım. böyle ısrar falan derken kızlarında ısrarıyla birlikte bende alilere gitmeyi kabul ettim.

aklımdan da şeytani fikirler geçiyor amk. ulan daha dün 1 bugün 2 ne ara kızlarla aynı evde kalmaya gelmiştim. pekekentin kaderi böyle olur. gerçi bu durumda olmasam şans amk der geçerim. yani pekekentliği bıraktıkta gibişe devam. kafamdan böyle sorular silsilesi geçerken. işte bindik bi taksiye alinin evine gidiyoruz...

neyse amk çalkalana çalkalana ilk biz geldik. taksiye 3er 4er dağıldık. tek taksi almıyor herkesi. ben ,cansel ,bengü, mert aynı arabada geldik diğerleri de ayrı arabadan arkamızdan geldi. eve de bi 5-10 dk falan yürüme mesafesi kaldı hemen hemen. kapının önünde inmedik yani. otobüs gibi kullandık taksiyi çokta para vermemek için. neyse yaktım bir sigara yürürken içeyim diye. herkes dökülüyor zaten çalkalana çalkalana geldik eve. adamın evi ev değil saray amk. öğrenciye göre fazla o ev. 3+1 ev. yerini anlatsam orada yaşayan binler hemen atlar ama çokta açık vermek istemiyorum.

neyse girdik oturma odasına. oturma odasıda baya büyük amk. tv açtık. sonra baktım ali dolaptan vodka falan getirdi. kızlar artık içmicez falan diyorlar. ali, mert ve ben yumulduk içmek için. arkadan cansel bana da doldurun dedi. aha dedim amk bugün ki ekmeğim belli oldu. kız zaten bana yavşıyor , eğer düzgün ortam olursa ben bunu çatır çatır giberim herkes uyuyunca. zaten herkesin kafa zum olmuş.

bende kafayı buldum ama yılların içicisiyim ben amk. yeri geldi tek başıma chivas devirdiğim oldu. okuyanlar bilir o selma ablanın öldüğü zamanlarda tüm gün sigara içki içerdim.

neyse biz böyle içmeye devam ediyoruz...

neyse hep beraber içiyoruz falan. bu arada kızlarda yatacağımız yerleri hazırlıyorlar bir yandan. amk arkadan duyduğum şu söz morelimi bozdu.

-erkekler yan oda da yatsın biz burada yatalım.

hay gibicem ya dedim içimden. benim planım bu değildi. hemen saksıyı çalıştırmam lazım diye düşünüyorum.

-kızlar bence hiç öyle uğraşmayın şuraya kuralım hep beraber burada yatalım. sohbet muhabbet zaten uyumayız sabaha kadar.

bunu deyince bengünün bu durum pek hoşuna gitmedi. sevgilisi var ya kaltağın. madem sevgilin var burada işin ne yani demi amk. zeyneple canselde bana onay verdi. sonra zeynepte baktım yanımıza oturmuş kendine vodka dolduruyor. deniz o günü kusmakla geçirdi zaten. hala kusuyor geliyor. bengü de onla ilgileniyor. ama herkes züt oldu kimseninde gibinde değil...

tabi ben bu arada zeynepe, cansele daldım gidiyorum ama aklımın bir köşesinde de deniz var. denizin o güzel gözleri beni mest ediyor. neyse bengü de ne kadar mırın kırın etsede denizin yanından gelince yanımıza oturdu. o da içmeye başladı. diğerleride gazı veriyor. bi kereden ne olacak sanki biz yabancımıyız sevgilinde gelsin gibisinden amk.

sonra ben bi hışımla kalktım yerimden . bu arada yerde halının üzerinde oturuyoruz. denize bir bakıp geleyim dedim.

bengü:

-kendini banyoya kilitledi çıkmıyor. dedi

-ben bir bakayım.

deyip banyonun önüne gittim.

-deniz aç bi kapıyı , iyi misin ?

-yok bişeyim iyiyim ben sağol.

-aç kapıyı.

-yok benim bir şeyim sağol.

neyse böyle konuşa konuşa en sonunda ikna ettim bunu amk açtı kapıyı.bu ağlamış ,kusmuş garip bişey olmuş etraf salya sümük falan, ama kız nasıl tatlı geliyor gözüme amk. böyle sarhoş olup içindeki melek çıkan öfkeli baba gibi kız. pek sıcak bakmayan gözleri kanlanmış ağlamaktan kusmaktan. çok sıcak bakıyor...

beyler bi çay sigara yapıyorum. hikayeye devam ediyorum takipte kalın gelicem birazdan.

kapıyı açınca bi süre bakakaldı bana, bende ona sonra omzuma doğru devrildi. ben giberim iyi de giberim ama bu kıza nedense içimde aşık olacakmışım gibi bir his vardı. omzuma devrilince elimi saçlarına attım. hafif okşarken

-iyi misin ?

ses yok.

-iyi misin ?

yine ses yok. sonra ben bunu kucağıma alıp oturma odasına zütürdüm. bunun gözler açık bakıyor ama konuşmuyor. kız resmen kilitlendi kaldı. içkiye alışkın değil belli oluyor. ama yaşanmışlıkları da var belli. normal bir kız değil yani.

ben onu kanepeye yatırdıktan sonra milletin yanına gittim. tabi bir yandan da bunlar soruyor ne oldu falan filan diye. bende yok bir şey fazla içmiş kusmuş bende buraya getirdim dedim. sonra bu uyurken halidaki teşekkür ederim. bana da bi içki versene falan demeye başladı.

bende yeni kustun olmaz ben sana kahve yapayım dedim kalktım gittim mutfağa. tabi benim bu davranışımı gören canselle zeynep önünden kemiği alınmış köpek gibi bana bakıyorlar. mutfağa gittim ben. bir yandan da aliye bağırıyorum mutfaktan , ali bunun yeri nerde kahve nerde gibisinden. ben böyle konuşurken ali kalktı geldi yanıma. güç bela kahveyi yaptım zütürdüm denize içiriyorum. amk zeynep bana bakıyor yaktı bi sigara cansel desen dut yemiş bülbüle döndü, yarı baygın gözlerle bana bakıyor...

denize ana şefkatiyle kahvesini içirdim. tak kalkıcam amk elimi tutmaz mı. elimi tutup elime sarıldı kız uyumaya başladı. ben ne yapacağımı şaşırdım. ali oradan oooo diye bağırmaya başladı. canselle göz göze geldik bir ara. kız resmen ağladı ağlayacak. amk daha yeni tanışıyoruz noluyor lan diyorum. ama bende bin bir şeytan tüyü vardır. bir de kızlar kıskanç olur amk. cansel belli ki kıskanıyor. ben denizin keyfini bozmadım amk. merte vodkamı işaret ettim kalktı vodkamı uzattı bana. bir de sigara işareti çaktım. bir de sigara uzatmış. yaktım içmeye başladım sigarayı.

sonra ortam yavaştan uyku moduna geçmeye başladı. bir yandan ezan okunuyor. zaten kimsenin o an okul gibinde de değil. gidilmeyecek belli. artık uyunacak belli. millet uyuma düzeni kurmaya başladı. mert ben buraya gömülür yatarım diye çift kişilik gri koltuğa çullandı. zeyneple cansel nerede yatsak diye düşünüyor. bende denizden kurtarmaya çalışıyorum elimi uyumak için. bırakmıyor... en son bunu bi dürttüm,

-deniz uyuyacağım elimi bırakır mısın ?

-yanımda uyu halidaki...

oha amk dedim içimden. bişeyler bekliyordum ama bu kadar erken aşk meşk gibiş sokuş peşinde de değildim. aliye baktım ali bana baktı. sonra ali:

-sen orada uyu madem halidaki bizede yer açılır dedi.

amk cansel ağladı ağlayacak kalktı tuvalete gitti. zeynep züt gibi bana bakakaldı. ben kalktım denizin yanına uzanıverdim amk...

evet beyler bu kadar yetsin mi ? tamam mı devam mı ? şukulayın bakalım devam diyenler. dinleyenleri görelim.

ben denizin yanına uzanınca deniz sarıldı bana amk. ulan dedim hayırlısı bakalım. sonra cansel geldi falan derken herkes uyku yerlerini aldı. ışık kapandı. gerçe ışık kapandı ama hava hafif aydınlanmaya başlamış artık. tahmin ettiğiniz o şikiş olayı maalesef o gece olmadı beyler. sabah uyandığımda bende denize sarılmış yatıyordum. uyandığımda saat 11 falandı. baktım herkes uyuyor bende uyumaya devam ettim. sonra tekrar uyandım. saat 13.30 olmuş. deniz sarılmış boynumun altına yatmış amk. kafası mis gibi kokuyor hatunun. benim bi içim eridi. sonra ben uyandım artık. millet uyurken kalktım kapının arkasından anahtarları alıp gidip biraz alış veriş yaptım. menemen falan yaptım. sonra millet kokuya uyanmaya başladı amk. ben çay falan demliyorum. bişeyler hazırlarken zeynep geldi yanıma

-günaydın halidaki.

-oo günaydın zeynep nasılsın ?

-iyiyim. erkencisin hazırlıklar falan süper kokuyor.

-bişeyler yemek lazım. vücudu aç bırakmaya gelmez. *

sonra bu gitti içeriden sigarasını falan aldı. ketılda suyu falan ısıttı birer kahve içtik menemen pişerken. sonra ben gidip milleti uyandırdım. millet resmen orgasm olarak uyandı kahvaltı yapıcaz diye. bi güzel kahvaltı falan yaptık. deniz kahvaltı yaparken bana bakıyor hafif tebessüm ediyor. cansel yüzüme bile bakmıyor. herkes kahvaltısını yaptıktan sonra ben kalktım. banyoya gidip elimi yüzümü iyice düzelttim.

-arkadaşlar ben kaçıyorum. gece için teşekkürler, yine tekrarlarız aynısını.

deniz :

-dur bende çıkıyorum halidaki birlikte gidelim.

amk bende bir heyecan başladı anlatamam. artık canselin resmen kıskançlıktan bağırsakları zütünden sarkıyor. belli yani. en salak adam bile o tavırlardan anlar. sonra denizle birlikte evden çıktık biz...

yolda giderken denizle konuşmaya başladık.

-ya dün gece için teşekkür ederim halidaki. yani ben ne yaptığımı bilmiyordum. kusura bakma. gerçekten kötü zamanlar geçirdim.

-evet anlayabiliyorum seni. bende kötü zamanlar geçirdim. olur öyle şeyler. takma fazla kafana. sen ne tarafa doğru gideceksin.

-aslında bir yere gitmeyeceğim ama senle konuşmak için bende öyle dedim. birazda utanıyorum sana karşı. müsaitsen bir çay içelim.

-aslında çok işim var ama bir çay içebiliriz.

-tamam o zaman çaylar benden.

-peki madem senden olsun *

biz birlikte gittik çay içtik sohbet falan ettik. kızın ailesel bazı problemleri olmuş ama pek bahsetmedi o kısımlardan. benimde biraz ağzımı aradı ama kendimi anlatmadım. anlatacak birşeyim yok çünkü. ben bundan yıllar önce pekekentlik yapıyorum mu diyecektim amk.

-artık benim kalkmam lazım deniz sonra görüşürüz.

-peki tamam halidaki görüşürüz.

ben bunun yanından kalktım gittim. yaptığım biraz odunca aslında. bunu da sonradan farkettim ama çokta umursamadım açıkcası. gidip kendime koltuk , yatak bazası falan aldım. sonra bir duşa girdim. sıcak bir duştan sonra oturdum günlüğümü doldurmaya başladım. bu işide hallettikten sonra takılmaya başladım pcde. interneti nerden buldun diyenleri duyar gibiyim. yan komşudan aldım amk.

sonra faceden arkadaşlık isteklerinin geldiğini gördüm. tahmin etmesi zor olmasa gerek. biri zeynepten biri denizden. ikisinide kabul ettim. sonra zeynep mesaj attı kabul eder etmez.

-nasılsın halidaki napıyorsun ?

-iyidir zeynep oturuyorum öyle.

-sen ne yapıyorsun ?

-iyiyim bende. bi çay içmeye çıkayım diyorum eşlik eder misin bana ?

-ya aslında çok yorgunum başka bir gün yapsak daha iyi olur gibi.

-peki tamam nasıl istersen.

günü böyle saçma şekilde tamamladıktan sonra iyi geceler sigaramıda içip uykuya daldım.

sabah 10 gibi uyandım. telefonuma baktım. faceden msjlar gelmiş. ankaradaki kızdan msj gelmiş. cansel msj atmış. amk bu kadar kız ilgisi yaramıyordu bana.elimden kaza çıkacaktı ama neyse. yine çok özensiz bir şekilde hazırlanıp okula gidicem artık.

bu arada zeynep falan msj atmış faceden işte. gelirken poğaça alıyorum birlikte yeriz diye. bende ayıp olmasın diye olur tabi falan dedim. fakültenin önünde çayla poğaçaları falan gömdük bunla. bu kız bana içten içe yavşıyor belli amk. canselden daha hızlı kız. sonra biz bunla dersliğe gidiyoruz. tabi bu kadar göz önüne çıkarsan bakan gören takip eden de çok olur. cansel , deniz falan da bize bakıyorlar. girdik derse. zeynep sokuğu geldi benim yanıma oturdu.ben bu durumdan rahatsız oldum. bi ara denizle göz göze geldik. biran önce hoca dersi bitirsinde sigara içeyim diye bekliyorum.

sonra hoca dersi bitirdi ben direk dışarı çıktım zeynebi falan beklemeden uçarcasına çıktım. sigaramı yaktım içiyorum. ama benim pgibolojim inanılmaz bozuk gençler. bu durumu bilmeyen anlayamaz. bir anda kayıp gidiyorum gerçek dünyadan. gittim tek başıma kulaklığımı taktım. sigaramı içiyorum.

arkada da şu şarkı :

https://www.youtube.com/watch?v=CmY6Tkqkfrs

yani eski günleri düşünüyorum sürekli. aklıma mutlaka bir şey geliyor. iyi veya kötü ve bir anda darma duman oluyorum. ilk hikayeden çiçeği bilen bilir. nereye baksam onu görüyorum bazen. bazen kopuyorum geçmişten önüme bakıyorum. böyle medcezirler yaşıyorum. geçmişim gökyüzünde dünyanın uyduyu ay sanki. hayatımda dünya. ay ne zaman konumunu değiştirse denizlerimde gel gitler oluyor.gel gitler yaşadıkça çekiliyor denizlerim ve karaya yakın yüzen balıklarım susuz kalıp kumsalda çırpınıyor...

beyler bu gecelik benden bu kadar. gözlerim iflas etti. iyi geceler herkese cümleten. yarın görüşmek üzere.

beyler hikaye saati 23.00 dır.

beyler ufak bir işim çıktı o yüzden 20 dk geciktim. ilk part geliyor.

çok düşünen bir insan olmuştum. bir anda kendi kendime düşünmeye boğuluyordum. 5 dakika kalabalıklar içindeki yalnızlığım son bulmuştu. yanıma yaklaşan denizi gördüm. oturduğum yerden hiç hareket etmeden kafamı açılı bir şekilde çevirip denize bakıyordum. üzerindeki siyah renkli , dizlerine kadar uzanan hırkasını toplayarak yanıma kadar geldi ve yanıma çöktü.

-neyin var bakıyim senin ?

-birşeyim yok ya dalmışım öyle.

-beni bunlarla kandıramazsın hadi hadi söyle neyin var.

-ya yok bir şeyim. ufak tefek şeyler. sende ne var ne yok ?

-iyiyim bende. hocanın verdiği ödevi yapmaya ne dersin bu akşam ?

-bilmem ki olabilir.

-o zaman akşam birlikte halledelim ödevi.

ve bunların üzerine numaramı istedi deniz. bende numaramı verdim.

-hadi derse gidelim artık.

-sen git deniz benim pek giresim yok.

-olmaz ama öyle şey.

-ben konak tarafına gidip biraz kafa dinleyeceğim. sen git.

-bende geleyim o zaman seninle.

-peki madem nasıl istersen.

biz toparlandık birlikte konak tarafına doğru yola çıktık. bornova metroya binip sallana sallana konağa geldik. hava fena değildi. ufak bir esinti vardı ama güzeldi. gidip birer simit ve ayran aldık ve deniz kıyısına oturduk...

-ee anlat bakalım halidaki nesin , kimsin sen ? neyin var anlat biraz.

-anlatacak bir şeyim yok benim. normal kendi halinde bir insanım.

-ama bakışlarından ve davranışlarından hiç öyle anlaşılmıyor.

-ya anlatılacak bir şey yok. sen biraz kendinden bahset.

-sen etmiyorsan bende etmiyorum.

-peki madem nasıl istersen öyle olsun.

simitlerimizi yiyip denizi izlerken, yanımdaki deniz birden omzuma yaslayıverdi başını. istediğin kadar karı kız gör , pekekent ol yine de farketmiyor amk. bir şeyler hissetme olasılığın varsa bile heyecanlanıyorsun. anı hiç bozadan o şekilde biraz romantikleşen konuşmaya uyum sağlamaya başladım bende.

sonra:

-neden bana böyle yakınsın deniz, ya da ben mi yanlış anlıyorum.

-bilmiyorum halidaki gerçekten. sende beni çeken garip bir şey var.

bir süre sessizlik devam etti bu şekilde sonra deniz bir hışımla yerinde fırlayıp:

-hadi vapura binelim.

-tamam olur.

aslında vapuru severim ama sigara içilmediğinden keyfini pek alamıyorum amk. bindik biz vapura bostanlıya gidiyoruz. hava da yavaş yavaş keskinleşmeye başladı. tabi deniz ufaktan üşümeye başlayınca bana sokulmaya başladı. tabi bu duygusal bi sokulma. yani niyeti ve samimiyeti anlayabiliyorum. bende gözlerimi daldırmış denize doğru bakıyorum. o zaman bile düşünce seli kasabalarımı yerle bir etmeye başlamıştı ki... yanağımda bir öpücük hissetim...

-senin yanında çok huzurluyum halidaki. bana garip bir şekilde huzur veriyorsun. bunları nasıl söylerim bilemiyorum ama hep yanımda olmanı istiyorum galiba...

ben dondum kaldım amk. tek kelime etmedim. kendimi fazla kaptırmışım cebimden paketi çıkarıp bi sigara yaktım. bi kaç fırt içtim sonra gelip uyardılar sigarayı atmak zorunda kaldım.

-ben portakal suyu alayım. sende ister misin ?

deniz soruma cevap vermeden yüzüme baktı sadece... gidip birer portakal suyu alıp oturdum denizin yanına.

-bir şey demeyecek misin ?

biraz salağa yatarak :

-ne hakkında deniz ?

-hep yanımda olmanı istiyorum halidaki...