sinirler bozuk vurdum kafayı yattım amk. sabah uyandım kendimden geçmişim. baktım saat 12ye geliyor. yine derse geç kalmışım. yine telefona bi ton msj gelmiş.yok dedim halidaki bu böyle olmayacak. okumaya geldin okulla alakan yok. daha ne kadar oldu geleli de ne ara bu haldesin. msjlara bakacak takatim bile yoktu. yaktım sigaramı yine. bu arada çok sigara içerim beyler gerçekten. ilk hikayeyi okuyanlarda bilir. uyandım sigara uyudum sigara. bütün işim gücüm o. keyfim o.

konuya dönelim. paspal bir şekilde okulun yolunu tuttum. saçları özensiz bi topuz yaptım. saç sakal iyice birbirine girmiş zaten. okula giderken farkettim yine pgibolojik bir çöküşe geçmeye başladım. kendi kendime bir karar aldım bugün eğlenmeye dışarıya gitmem lazım diye. giderim bi iki bira içerim falan diye düşünüyorum. ama tek başıma da gitmek istemiyorum. aklıma aliyle mert geldi. aliyle mert benden küçük ama iyi çocuklar.

neyse okula vardım ben. aliyle merti buldum. konuştum beyler bu akşam bişeyler yapalım gibisinden. mert benim işim var dedi. aliden okey geldi. bi oh çektim. teorik olarak yeni hayatımda aliden başka erkek arkadaşım yoktu henüz.

eve geldim. kafamda yarın ev sahibine nasıl bahsedeceğim bu durumdan, depozitoyu falan kurtarabilecek miyim falan diye düşünürken uyuyakalmışım. ertesi gün uyandım. gidip ev sahibiyle falan konuştum. kirayı ve depozitonun yarısını kurtarabildim neyseki.

sonra bir şeyler atıştırdıktan sonra aliyle haberleştik. neyse ben kargo falan tuttum iyi kötü taşıdım sonunda evimi aliye. zaten pek eşyamda yok. bu kısımlarıda hızlı geçiyorum beyler. çok bir gib yok çünkü heyecanlı. işte asıl izmirdeki öğrenci, pekekent karışık hayatım şimdi başlıyordu...

EVET BEYLER BiRAZDAN GELiYORUM. HERKES YERLERiNi ALMAYA BAŞLASIN. DiNLEYENLER KENDiNi Bi BELLi ETSiN BAKAYIM.

alinin eve girdim. 3+1 zaten evi. kendime konum olarak güzel bir oda seçtim. odanın kapısından girince karşımda duran pencere karşı taraftaki binayı görüyordu. birde odadan girişte sağ tarafta bir pencere var. orasıda karşı binayı görüyor. ve girişte duran pencere ayrıca balkona açılıyor. benim için balkon önemli bir husus. yeri gelince rakı mı içicem, sigaramı içicem. kendi kendime düşünücem ya...

yalnız balkonun olduğu tarafta yoğunlukta öğrenciler oturuyor ve 2. katında 3-4 tane kız gözüme ilişti ilk etapta. ulan dedim halidaki yine iyi yere kapak attın amk. neyse alininde yardımıyla eşyalarımı odaya dizdik. artık büyük bir huzur vardı içimde. izmir yine yeniden başlıyordu. işimiz bittikten sonra aliye sana çay ısmarlayayım dedim ve birlikte üniversite2ye gidip çay içtik. sohbet ettik. çay, sigara,sohbet... bunlar benden hep duyacağınız şeylerdir. benim olmazsa olmazımdır bunlar. konuşarak insanlarla anlaşmayı , ikna edip, üstünlük kurmayı iyi beceren bir yapım vardır. (sürekli kendini övüyorsun diyenler olabilir. hayır övmüyorum beyler. kötü yönlerimi bildiğim gibi kendimce iyi olan yönlerimi de sizlere anlatıyorum.)

ve beklediğim fırsat yavaş yavaş ayağıma gelmeye başlamıştı. bizim bölümün tanışma partisi olacakmış bornovadaki mekanlardan birinde. isim vermeyeyim şimdi ama mekan canlı yani. önceden biliyorum bu mekanı. 1. sınıfların tanışma partisi ama 2 ve 3.ü sınıflarda var. 4. sınıfların pekte gibinde değil. biz buranın reisiyiz havalarında onlar. ama reisin kim olduğunu partide gösterecektim.

ilk işim partiyi organize eden elemanı bulmaktı. afişlerin üzerinde yazan numarayı arayıp

-alo seyfi merhaba, ben halidaki. 1. sınıflardan parti için aramıştım.

-merhaba halidaki bilet mi almak istiyorsun.

-evet kardeşim bilet alacağım hemde parti hakkında biraz konuşmak istiyorum. ama ayak üstü olmaz. akşam müsaitsen üniversite2de buluşalım. bütün biletleri ben satmana yardımcı olucam.

-tamam olur dersten sonra haberleşiriz tekrar.

-tamamdır görüşürüz.

işte şimdi okulda patlama yapmanın zamanı gelmişti. yılların pekekentiyim ben amk. bu gibi ne partiler düzenledik o köşkte... * (birinci hikayeyi okuyanlar bilir.)

ilerde çok değerlenebilir

rizorvid

ama pek umursamadım. kafamda küçük hesaplar , kendimle yüzleşmeler peşindeydim. her gece kendimle bu şekilde yüzleşirim. tavsiye edebileceğim bir yöntemdir. sigara içmeyenler tavana bakıp arkada sevdiği müzikleri sıralayıp düşünebilir. neyse sigaram bittikten sonra telefona bakma kararı aldım ve telefonu elime aldım.

mesaj canselden.

-ne yaptın ?

-iyi ya dinleniyordum sen ne yapıyorsun ?

-iyi bende denizle karşılaşmışsın üniversite2de ? *

-evet öyle oldu. ben şimdi uyuyorum yarın derste görüşürüz. iyi geceler.

-iyi geceler.

aslında normal bir kız bende bu şekilde ilgilense direk gibmek için zemini hazırlardım. yoksa halidaki düzeliyor mu?... ( hiç sanmam pekekent değiştirmez kendini amk * )

müzik dinlerken uyuyakalmışım. kafa ya alarmda kurmadım. uyandığımda saat 15.00 amk. neyse dedim gibtir et bugünde böyle olsun. tabi mesajlarıma bakıyorum bir yandan. 4-5 tane mesaj gelmiş. açtım msjları. cansel atmış nerdesin diye, bir de ankarada bir kırığım vardı. arada bir gibişiyorduk. amk ya çok iyi gibtiğimden ya da farklı bir şeytan tüyü olduğundan gibtiğim herkes aşık oluyor. gerçi bu biraz duruşumla ilgilide olabilir.

neyse hep beraber içiyoruz falan. bu arada kızlarda yatacağımız yerleri hazırlıyorlar bir yandan. amk arkadan duyduğum şu söz morelimi bozdu.

-erkekler yan oda da yatsın biz burada yatalım.

hay gibicem ya dedim içimden. benim planım bu değildi. hemen saksıyı çalıştırmam lazım diye düşünüyorum.

-kızlar bence hiç öyle uğraşmayın şuraya kuralım hep beraber burada yatalım. sohbet muhabbet zaten uyumayız sabaha kadar.

bunu deyince bengünün bu durum pek hoşuna gitmedi. sevgilisi var ya kaltağın. madem sevgilin var burada işin ne yani demi amk. zeyneple canselde bana onay verdi. sonra zeynepte baktım yanımıza oturmuş kendine vodka dolduruyor. deniz o günü kusmakla geçirdi zaten. hala kusuyor geliyor. bengü de onla ilgileniyor. ama herkes züt oldu kimseninde gibinde değil...

-yapamam... dedim sadece.

vapur iskeleye yaklaştı. deniz koşar adımlarla kalktı yerimden ve hiçbir şey demeden gitti yanımdan. adeta donakalmıştım. böyle bir tepki hiç beklemiyordum. ama kızları istediğin kadar anla tam anlamıyla anlaman imkansız arkadaşım. im-kan-sız...

indim ileride duran çimenliklere gidip oturdum. hava iyice serinlemiş. bir yandan üşüyorum. ama gibim de mi amk. yaktım sigaramı içtim. ellerimi cebime koyup bi sonraki vapurla konağa oradan da evime geçtim. evde o şekilde otururken rahat 10 sigara içmişimdir. artık uyumaya hazırlanıyordum ki telefonumun yanan ışığıyla uyandım. telefonuma bir mesaj gelmiş. mesaj zeynepten...

-neredesin , napıyorsun ?

-iyiyim evdeyim. hastayım biraz yatıyorum.

-aa gelip sana ıhlamur , nane limon falan yapayım istersen.

-yok ya gerek yok yorulma şimdi.

-olmaz öyle şey ver adresini gelicem.

bi süre cevap vermedim. rahat bi 10-15 dk kadar. dedim en iyisi uyumuş numarası yapıp geçiştireyim. hiç zeyneple uğraşacak halim yoktu zaten. sonra telefonumun ışığı yanıp sönmeye başladı. zeynep arıyor. açtım artık bende.

-halidaki hadi adresini ver çıktım ben geliyorum , bir şey ister misin ? gelirken alayım.

-teşekkür ederim. zahmet etme madem ama geleceksin. adresim : ***

-tamam geliyorum bi 20 dkya falan.

-peki tamam.

telefonu kapattım. amk dedim kendi kendime. şimdi hiç çekecek halim yok kimseyi. zaten kafam karışmış iyice. hayır pgibolojim ciddi anlamda bozuk beyler. tabi şimdilerde biraz daha düzelttim sayılır, ama o zamanlar sürekli kafa gidiyor. ruh hastası gibiyim. ama içimde de kötülük yok... neyseeee artık yapacak bir şey yok. oturdum sigara yaktım zeynep'i beklemeye başladım amk...

bi yarım saat sonra zeynep elinde poşetlerle geldi. ıhlamur ,adaçayı falan almış. girdi içeri. oturdu bi sigara içtik birlikte. sonra ben sana bişeyler yapayım iç dedi. tamam dedim. dedim ama mutfakta bir gib yok neyle yapacak bu amk. sonra

-ya zeynep ben tamam dedim de cezme falan yok bende.

-aa söyleseydin keşke bulurdum gelirken.

-neyse artık sorun değil.

oturduk bunla sigara falan yaktık. yapacak bir şey yok. neyse ben yatakta oturuyorum. bu koltukta oturuyor. bi süre böyle sohbet ettik. bu tuvalete gitti. bende koltuğa geçtim. koltuk yatağımdan daha rahat amk. sonra bu geldi. elindeki suyu yüzüme fırlattı. sonra gıdıklanıyor musun sen falan demeye başladı. dizlerinin üzerine çöktü bende koltukta oturuyorum. amk bu sahne bana bir yerden tanıdık geliyor.

sonra bu gülümseyerek bir şeyler diyor. ben giblemiyorum pek. ben kalktım yatağa geçtim. bu da kalktı oradan yanıma geldi. ben geriye doğru uzanınca bu da yanıma uzandı. bir anda öpüşmeye başladık...

öpüşüyoruz yatakta debelene debelene. en son ben bunun üstüne çıktım. bir yandan da soyunmaya çalışıyorum. sonra ben bunun pantolonuna elimi attım düğmesini açmak için bu elimi ittirmeye başladı. ben açmaya çalışıyorum bu elimi ittiriyor. en son doğruldum.

-ne yapıyorsun zeynep ?

-halidaki ben daha önce hiç yapmadım.

hay amk dedim içimden. madem yapmadın bu vaziyetimiz ne amk. kalktım sigara yaktım bir tane. bu başladı özür dilemeye. yapmadım, yapamam falan demeye başladı.

-kapatalım konuyu zeynep.

-halidaki gerçekten çok özür dilerim.

-özür dilemene gerek yok hataydı zaten. hazırlan seni bırakayım.

-ya gitmeyelim. acıktıysan bir şeyler yiyelim olur mu. bu gece kalmamı ister misin ?

-gitsen iyi olacak zeynep.

neyse ben bunu güç bela ikna edip zütürdüm bunu. eve döndüm. eve gelince msjları açtım. destan gibi msj yazmış amk. yok özür dilerim böyle olsun istemezdim. yok sana ben başka inanmıştım. senleyken çok güvendeyim falan gibisinden şeyleri döşemiş. amk pekekentim lan ben pekekentim. PE-ZE-VENK ne güveni amk. bütün kızlar tutturmuş yok sen farklısın yok güvendeyim. ulan etrafta bi sürü düzgün çocuk var benim gibi pis adamlarda ne buluyor bu amk kızları...

o gün yine arada ufak tefek şeyler oldu ama o konulara pek girmeyeceğim. akşam oldu biz aliyle bornova metronun orada buluştuk. ne yapalım falan diye konuşuyoruz. ali alsancağa gidelim falan dedi. gidesimde yok ama adamı çağırmışım ayak uydurmasını da bilirim yani. tamam bilader gidelim dedim.

neyse biz aliyle gittik sade bir mekana oturduk 2 bira söyledik. sohbet falan ediyoruz.

-ee ali sen bahset biraz.

-valla aynı işte halidaki okulla uğraşıyoruz.

-var mı hoşlandığın birileri okulda.

-ya aslında var gibi de tam emin değilim be abi.

-kimdir ali bahset bakalım biraz.

-ya aslında canselden hoşlanıyor gibiyim ama pek beni taktığını sanmıyorum.

hayda dedim amk. kızın benden hoşlandığına parmağımı basarım. ama pek ses etmeme kararı aldım. olayları akışına bırakmak lazım arada.

-ee ali ben bir ev arkadaşı arıyorum, var mı sence bizim ortamlarda ,sınıfta gözüne çarpan kafa dengi birileri.

-halidaki bende ev arkadaşı arıyorum , taşın benim yanıma. masrafları bölüşürüz.

ulan bugün duyduğum en güzel şeylerden biriydi. biraz içten içe düşündükten sonra.

-valla olur ali süperde olur. ben yarın bi ev sahibiyle görüşeyim o halde.

böyle konuştuk, uzun ve güzel bir sohbetten sonra dağıldık evlere...

akşam oldu ders çıkışı seyfiyle haberleşip üniversite2 de buluştuk. birer çay aldıktan sonra konuya girdim.

-seyfi kardeşim ben yıllardır bu organizasyon işleriyle uğraşıyorum. senin bu afişte bi kaç değişikliğe gidelim. fiyatta revize yapalım ve içki sayısını arttıralım. bi partinin en önemli şeyi reklamdır. reklamı iyi yaparsak uçururuz. ben bu işlerler uğraşırım. zaten 1 hafta var hemen hemen. ama işten komisyonumuda alırım.

-valla halidaki yapabiliyorsan bana farketmez. benim işten kazancım bellidir zaten.

-tamam yerine göre mekanı değiştirebilirim.

-yapabilirsen bana uyar dediğim gibi.

biz çaylarımızı içip dağıldık. şimdi parti için ufak planlar düşünmeliydim. buradan cebime hem 3-5 kuruş koyabilirdim. hemde adımı duyurmamda büyük etkili olacaktı bu. ama ilk önce işe afişteki amatörlüğü düzelterek başlamalıydım...

çocuklara siz devam edin alıp partiye dönün dedim. pek durumdan hoşnut olmayarak ama ses tonumun ikna ediciliğine bakarak gittiler. yıllar olmuştu hayatımı değiştiren o kadını görmeyeli. çok farklı şeyler yaşamıştık. rahat bi 5 dk böyle uzun uzun birbirimize baktık.

ikimizde ne diyeceğimizi bilemiyorduk. altında deri mini eteği, üstünde askılı beyaz bir kıyafet. koluna çantasını takmış. topuklu ayakkabılarıyla gözlerime bakıyordu selma abla. gerçekten ikimizde kitlendik kaldık. ve sessizliği yırtıp geçti onun o özlediğim sesi:

-çok yakışıklı olmuşsun aslanım.

ben hiçbir cevap vermedim, veremedim... cümleler dilimin ucuna kadar gelip boğazımda düğümleniyordu...

selma abla : -neyse ben gideyim. iyi akşamlar.

selma abla giderken kolundan tuttum. bana doğru döndü ve ikimizde birbirimize sarıldık ağlayarak. ikimizde çocuklar gibi hüngür hüngür ağlayarak birbirimize sarıldık.

çantasıyla sırtıma vurarak:

-çok yakışıklı olmuşsun puşt seni...

BEYLER HERKESE KÜÇÜK SÜRPRiZLERiM VAR. HiKAYEYi ARTIK TEK KiŞi ANLATMAYACIM. HiKAYEYE ARTIK SELMA ABLADA DAHiL OLUYOR. SiZLER iÇiN ÇOK UĞRAŞTIM. SÜREKLi OLMASADA SELMA ABLADA DAHiL OLACAK BiZLERE. SÖZLÜKTE BiR iLK YAPARAK HiKAYEYi 2 KiŞiDEN BiRDEN DiNLEYECEKSiNiZ. TABi SELMA ABLAYA iLK YENi HESAP FALAN AÇMAM LAZIM. BEN SiZE BiLDiRECEĞiM SELMA ABLANIN GERÇEK OLUP OLMADIĞINI. TAKiPTE KALIN.

-ee anlat bakalım halidaki nesin , kimsin sen ? neyin var anlat biraz.

-anlatacak bir şeyim yok benim. normal kendi halinde bir insanım.

-ama bakışlarından ve davranışlarından hiç öyle anlaşılmıyor.

-ya anlatılacak bir şey yok. sen biraz kendinden bahset.

-sen etmiyorsan bende etmiyorum.

-peki madem nasıl istersen öyle olsun.

simitlerimizi yiyip denizi izlerken, yanımdaki deniz birden omzuma yaslayıverdi başını. istediğin kadar karı kız gör , pekekent ol yine de farketmiyor amk. bir şeyler hissetme olasılığın varsa bile heyecanlanıyorsun. anı hiç bozadan o şekilde biraz romantikleşen konuşmaya uyum sağlamaya başladım bende.

sonra:

-neden bana böyle yakınsın deniz, ya da ben mi yanlış anlıyorum.

-bilmiyorum halidaki gerçekten. sende beni çeken garip bir şey var.

bir süre sessizlik devam etti bu şekilde sonra deniz bir hışımla yerinde fırlayıp:

-hadi vapura binelim.

-tamam olur.

aslında vapuru severim ama sigara içilmediğinden keyfini pek alamıyorum amk. bindik biz vapura bostanlıya gidiyoruz. hava da yavaş yavaş keskinleşmeye başladı. tabi deniz ufaktan üşümeye başlayınca bana sokulmaya başladı. tabi bu duygusal bi sokulma. yani niyeti ve samimiyeti anlayabiliyorum. bende gözlerimi daldırmış denize doğru bakıyorum. o zaman bile düşünce seli kasabalarımı yerle bir etmeye başlamıştı ki... yanağımda bir öpücük hissetim...

-senin yanında çok huzurluyum halidaki. bana garip bir şekilde huzur veriyorsun. bunları nasıl söylerim bilemiyorum ama hep yanımda olmanı istiyorum galiba...

ben dondum kaldım amk. tek kelime etmedim. kendimi fazla kaptırmışım cebimden paketi çıkarıp bi sigara yaktım. bi kaç fırt içtim sonra gelip uyardılar sigarayı atmak zorunda kaldım.

-ben portakal suyu alayım. sende ister misin ?

deniz soruma cevap vermeden yüzüme baktı sadece... gidip birer portakal suyu alıp oturdum denizin yanına.

-bir şey demeyecek misin ?

biraz salağa yatarak :

-ne hakkında deniz ?

-hep yanımda olmanı istiyorum halidaki...

-abi ben canselden hoşlanmaya başlıyorum galiba. ama tam ne düşünüyorum bilemiyorum. belki sevgili olsak sıkılırım ama tip olarak çok beğeniyorum.

-anladım ali. ama bence uzak dur derim. o kızın senle ilgilendiğini sanmıyorum. bu zamana kadar gördüklerime dayanarak söylüyorum. sana daha iyilerini ayarlarız.

-valla öyle de ne bileyim abi ya. garip hissediyorum açıkcası.

-sen bana güven. aklından canseli sil. senle bir gün kafa dağıtalım sana biraz bilgi yüklemesi yapalım koçum.

-eyvallah abi sağolasın.

omzuma dokunda. durumdan memnun olmayan ama dediklerime de kulak asan bir yüz ifadesiyle odasına gitti. ulan hayat ne kadar garipti amk. seni beğeneni beğenmiyorsun. senin beğendiğin seni beğenmiyor. ya da beğeniler uyuşuyor hayat, geçmiş , yaşanmışlık peşini bırakmıyor...

neyseee. gece için düşünüp denizi nereye zütüreceğime karar vermem lazımdı benim. ve kafamda konuşma canlandırıyordum. aşık olmak istemiyordum. ama gidişat onu gösteriyordu...

buluşacağımız yeri falan ayarlayıp akşam denizle buluştuk. tabi ben yine hazırlandım. altıma bi blue jean çektim. üstümede bi gömlek giyip yeleğimi çektim. herhalde beni tanımlayan kıyafet yelektir. çok giyerim. hem kendi hoşuma gider, bence karşı tarafa da bir güven oluşturuyor. ne demiş nasrettin reyiz ; "ye kürküm ye." ccc nasrettin hoca ccc

denizle buluştuğumda denizden kendimi alamadım. gözlerini ortaya çıkaran güzel bir makyaj yapmış kafasına hoş bir bandana takmış. altına oda bi blue jean giyip, beyaz, salaş ,ince bir kazakla tamamlamış.

biz bunla selamlaştık falan gidip bir kafaye oturduk sonra...

Oranları açıyorum
Denizi giber 1.10
Deniz bunun hayatını giber 1.20
Deniz Ayşe'nin kuzeni çıkar 2.30
Selma abla Ayşe Deniz Bu grup yapar 3.45

şaşkın bir ifadeyle birlikte bulabildiğimiz boncukları yerden topladık. zeyneple bi ara toplarken göz göze geldik. topladığı boncukları elime verirken resmen elime değmeye çalışıyordu. içkiden miydi bu şeffaflığı anlamadım. toplama işi bitti , biz kalktık masalara oturduk. kaldığımız yerden içmeye devam ettik.

en son böyle saat kaç oldu tam hatırlamıyorum ama baya içmişiz amk. hatta dönerken yol üstündeki barlara işemeye girip tekila shot falan yaptık. harbi harbi hepimiz züt olduk. kızlarda yurttan izin almışlar arkadaşın evine gideceklermiş. ali denen elemanın yani.

bi yandan ali ve mert halidaki sende gel falan diye bana ısrar ediyor. bende yok ya ben evime geçeyim diyorum ama o saatte baykuş otobüsleri bulacamda binecemde tek başıma uzun işler amk. bi yandan da sarhoşta olsam tavrımı hiç bozmamaya çalışırım. böyle ısrar falan derken kızlarında ısrarıyla birlikte bende alilere gitmeyi kabul ettim.

aklımdan da şeytani fikirler geçiyor amk. ulan daha dün 1 bugün 2 ne ara kızlarla aynı evde kalmaya gelmiştim. pekekentin kaderi böyle olur. gerçi bu durumda olmasam şans amk der geçerim. yani pekekentliği bıraktıkta gibişe devam. kafamdan böyle sorular silsilesi geçerken. işte bindik bi taksiye alinin evine gidiyoruz...

BEYLER YERLERiNiZi ALIN. BiRAZDAN BURADAYIM. BiRAZ ROTARLI GELiYORUM BU ARALAR iŞ GÜÇTEN DOLAYI. pekekentLiK ZOR ZANAAT. GELiYORUM BEKLEYiN.