1. 1.
    +10 -4
    -Tüm herşey o 23 yaşına bastığım gün meydana gelmişti. Uykudan derin ve dayanılmaz bir acı ile uyandım. Göğsüm, kollarım, omuzlarım, sırtım ve başımın her tarafında inanılmaz çığlıklar ve dayanılmaz bir sızı.

    Uyku sersemliği haliyle birlikte acılarım da bir olunca yataktan ışığı açmak için kalktığımda kendimi yerde bulmuştum. Başımı iki elimin arasına alarak kulaklarımı kapatmış ve beynimin içerisindeki seslerin dinmesini diliyordum. Zorla toparlanmaya çalıştım. Kalktım ve ışığı açtım. Mutfağa koştum, ağrı kesici ilaçları arıyordum. ilaç kutuları ve şurup şişelerini farkında olmadan patır patır yere döküyordum. Elime alabildiğim ilk ilaç kutusundan birkaç hap çıkarıp yutmaya çabaladım.
    ···
  2. 2.
    +3
    Artık gece çökmüştü ve etrafta derin bir sessizlik vardı. Sadece ortalıkta nöbetçilerin sesleri vardı. Biraz ötede ise yanan bir ateş ve etrafında toplanmış silahlarını kuşanmış 12 13 kişi vardı. Yüksek ses ile birbirleri ile tartışıyorlardı. Tartıştıklarını anlayabilmiştim ancak ne hakkında olduğu konusunda hiç bir fikrim yoktu. Biraz yüksek ses ile birbirilerine bağırdıktan kısa bir süre sonra hepsi teker teker dağılıp kendi kaldıkları yerlere doğru çekildiler.
    ···
  3. 3.
    +3
    Bekir bey bana neyim olduğunu sormuştu. Ve ben de dün gece olanları anlatmaya çalıştım. Bir yandan zihnimden gelen sesler ile uğraşırken bir yandan bekir beyin ne dediğini anlamaya çalışıyordum. Bir ara irkildim ve bekir beyin gözlerimin önünde karardığını gördüm. Uyandığımda kendimi müşahade odasında başucumda 3 doktor ile gördüm. Birbirleri arasında konuşuyorlardı ancak ne dediklerini duyamıyordum. Ve görüntüleri de arada bir gözlerim karardığı için netleşmiyordu. Tekrar uyumuştum. Aradan bayağı saat geçtiğinde kendimi daha iyi hissederek uyandım. Bekir bey yanımdaydı ancak bir hayli endişeli görünüyordu. Surat ifadesi bunu belirtiyordu.

    -- evet kötü bişey vardı. Ve ben bunu hissediyordum.
    ···
  4. 4.
    +2
    Tamamen kendime geldiğimde elindeki tas ile suyu bana içirmeye çalıştı. Yarısı dökülen sudan azıcık içebildim sadece. Ama yine de bu bana yetmişti. Susuzluktan ölmekten iyiydi. Suyu içirdiğinde elinde biraz sıksan ufalanacak dereceye gelmiş ekmek parçası vardı. Bana uzattı ancak ellerimin bağlı olduğunu anladı. Başımı uzattığımda bir parça ısırmıştım ve daha fazla istemiyorum anlamında başımı iki yana salladım. Sanırım anlamış olacak ki ekmeği çekti ve biraz kirlenmiş o minicik yüzü ile yeşil gözleri ile bana tatlı tatlı gülümsemişti. Ben de ona gülümsedim ve çocuk sanki mutlu olmuş gibi bir yüz ifadesi ile kalktı ve kendi barakalarına doğru yol almaya başladı.
    ···
  5. 5.
    +2
    Bir anda zihnimin içerisindeki sesler artık zihnimde derinden gelmiyordu. Tamamen gerçek sesler vardı yanımda. Karşımdaki manzarayı gördüğümde şok olmuştum. Değil tek kelime etmek, tek bir şeyi bile düşünemez duruma düşmüştüm. Yutkundum, ve karşımda bir köy vardı ve yakılıp yıkılıyordu. Çocuklar, kadınlar ağlıyor, bebekler ağlıyor, erkekler ise savaş durumundaydı. Köylerini işgalcilere karşı korumaya çalışıyorlardı. içten bir şekilde irkildim bir anda. Üzerimde toz toprağın rengini almış krem renginde bir giysi bir kılıç olduğunu gördüm.

    Aman allahım ben ne yapıyordum. Ben o işgalcilere karşı köyünü savunanlardan biriydim evet.
    ···
  6. 6.
    +2
    Daha sonra odadan çıktı ve kadın ile başbaşa kaldım. Bana neler olduğunu söyle dedim, ne konuştun ilk gün neden bana birşey yapmadılar dedim.

    Kadın başlattı anlatmaya:

    Bundan yıllar önce burada da bir isyan çıkmış ve halk birbiri ile savaşmış, Senin de çocukken buralardan biri olduğunu söyledim. isyan sırasında kaçan halktan birinin çocuğu olduğunu ve kaçtıkları yerde büyüdüğünü oranın dili oranın kültürü ile yetiştiğini söyledim.

    Konuşmasını kestim. Sen neden böyle birşey yaptın, ben onlardan biri değilim dedim.
    Kadının gözlerinden bir yaş damlası aktı, sen de benim halkımdan birisin gerçekte. Ben halkımdan çok kişinin öldürüldüğünü gördüm, buna da katlanamam dedi. Kalktı ve yanağıma bir öpücük kondurdu, ben ise hiç bir tepki vermeden bakakaldım öylece. O sırada asker içeri girmişti ve onu takip etmemi söyledi. Beni bir barakanın önüne zütürdü, kadın da yanımdaydı ve tercüme edecekti muhtemelen.
    ···
  7. 7.
    +2
    Ben ise hala bana ne olacağının farkında bile değildim. Sadece bazı şeyleri tahmin ediyordum. Ya bana böyle güneş altında işkence edip kemiklerim kırılana dek linç edeceklerdi ya da beni işlerinde köle olarak çalıştıracaklardı. Bunun inancıydaydım ben. Zaman ağır ağır ilerliyordu ve ben hala susuzluktan kuruyor gibiydim. Daha fazla dayanamamış ve salıvermiştim kendimi. Ansızın güneşte çatlamış dudaklarımda bir ıslaklık hissederek ve irkilerek ağır ağır gözlerimi açtım. Karşımda gördüğüm durum ile şok geçirmiştim. Öğlen vakti gördüğüm çocuk elinde bir tas su ve bir bez ile üzerime dudaklarıma su damlatıyor idi. Birşey diyemedim. Uyandığımda karanlık çökmüştü ve bana usulca sus işareti yaptı. Ben de onaylamak için başımı aşağı yukarı salladım
    ···
  8. 8.
    +2
    Olmuyordu. Ne yapsam geçmiyordu, her tarafımda dayanılmaz acılar daha da çoğalıyordu. Kafamı duvarlara vurmak istiyordum. Bu durumdan sıyrılmam gerektiğini biliyordum ancak yapamıyordum. Sırtımı duvara dayamış, dişlerimi sıkmış kulaklarımdan gelen sağır edici gürültüyü duymamak için kulaklarımı kapatmaya çalışıyordum. Kafamı duvara vura vura kendimden geçmişim.
    ···
  9. 9.
    +2
    Dinleyen panpalarım nerde?
    ···
  10. 10.
    +2
    Kadın yavaş yavaş ilerlemişti. kendi barakasına doğru giderken arkasından bir çocukta koşa koşa ona doğru ilerliyordu, tahminen 8 10 yaşlarındaydı. Kadın ona doğru dönerek birşeyler söylüyordu, ancak uzakta olduğu için ve dillerini bilmediğim için ne dediğini anlamam imkansızdı. Çocuk usulca kafa salladı ve kadın çocuğun elinden tutarak kendi derme çatma barakalarına doğru yol aldı. Güneş artık henüz tamamen tepemdeydi ve ortalığı kavuracak bir sıcaklık veriyordu.
    ···
  11. 11.
    +2
    Dinleyen yok galiba.
    ···
  12. 12.
    +1
    "Elissa tanrının huzurunda; benim ile son gecemiz olsa bile, ve bunun dışında eğer ki oradan sağlam olarak döndüğümde bana ömrümün sonuna dek hayatımda eşlik etmek ister misin dedim.
    Durdu gözlerimin içine baktı. Yanaklarından bir damla yaş süzülmüştü ama gülümsüyordu.
    O da önümde diz çöktü ve tanrının huzurunda seninle her zaman eş olmayı kabul ediyorum dedi.
    Kalktık ikimiz de ayağı ve birbirimize sarıldık. Artık dışarı çıkma vakti ve askerlerin yanına gitme vakti gelmişti.
    ···
  13. 13.
    +1
    Hazırsanız başlıyorum beyler.
    ···
  14. 14.
    +1
    Beyler hikayem saat 23:00da başlayacaktır. 23.00da tüm hazırlıklarınızı siz de yaptıktan sonra dinleyebilirsiniz. Çünkü Daha yeni işten çıkabildim ve bu sırada ben de bir yemek yiyip geleyim.
    ···
  15. 15.
    +1
    @70 hocam bunu ilk kez görüyorum emin olabilirsin, ama bunu yer imlerine ekliyorum sonra bakacağım tamamen tüm içeriğe.
    ···
  16. 16.
    +2 -1
    ananı orta çağda renkarne olarak gibtim zamgi xd xd
    ···
  17. 17.
    +1
    Onlara doğru dönerek bir konuşma yaptım. Ve böylesine bir durumda korkmamamız gerektiğini korkaklığın yenilgiyi getireceğinden emin olmaları gerektiğini söyledim. Eğer korkacak olan varsa şimdiden defolsun gitsin dedim. Yalnız burada kalacak olanlar gerçek cesareti ile yüzyıllar sonra dahi olsa anılacaktır. Korkaklar ise belki bir kaç gün sonra unutulacaktır dedim. Benden sonra komutan devreye girdi ve motive edici bir konuşma yaptı. Konuşma bittikten sonra karşı taraftan bir bayrak sallandı ve bu savaşta ilk önce iki tane büyük askerin dövüşmesi olacaktı. Bu bir güç gösterisi olacak ve bizim açımızdan iyi bir sonuç olabilirdi. Motive olabilirdi bizim askerlerimiz.
    ···
  18. 18.
    +1
    Hatta içlerinden biri artık kendini iyice aşmış bacaklarıma göğsüme doğru tekme atmaya yeltendi. içlerinden birkaçı ona engel olup birşeyler söyledi ve adam birden bire durdu. Suratıma pis bir ifade ile bakıp bana tükürmek ile yetindi. Arkalarında onlardan rütbece üst düzeyde olduğunu düşündüğüm bir adam onlara bağırdı ve hepsi dışarı çıktı. rütbeli Adam yüzüme bile bakmadan kapıyı kapattı ve dışarı çıktı. Ben ise hala üzerime dökülen sıcak suyun sızısı ile can çekişiyor gibiydim adeta. Bu olay ile birlikte bugün birşey yapacaklar galiba düşüncesi oluşmuştu kafamda.
    ···
  19. 19.
    +1
    Herşey yerle bir olmuştu. Daha sonra o asker geldi. Beni sakladığı yerden çıkardı ve yanına aldı. Sonrasını hatırlamadığım bir şekilde bu köye getirmişti. Köye geldiğimizde beni hemen evine bıraktı. Akşam geri geldiğinde karısına birşeyler anlatıyordu. Karısı ise başka bir şekilde bağırarak çağırarak cevap veriyordu. Aradan biraz zaman geçince ikisi de geldiler ve yanıma oturdular. Bana anlatmaya başladı dilini. Masayı işaret ederek kendi dilindeki ismini söyledi. Oturağı işaret ederek kendi dilindeki ismini söyledi ve bu böyle günlerce aylarca devam etti. Derken dillerini anlayabilecek ve konuşabilecek seviyede olduğumu anladıkları gün beni karşılarına alıp anlatmaya başladı adam.
    ···
  20. 20.
    +1
    ..aradan uzun yıllar geçti. Geçmişime dair tek bir anı, tek bir olay aklıma gelmedi. Bilincimi artık ben elime geçirmiştim. Bilincimin beni eline geçirmesine izin vermiyordum. Onun yapmak istediği insan modeline bürünmüştüm. Pgiboloji danışmanlığı üzerine eğitimler veriyor ve insanları doğru amaca doğru bir hayata yöneltmek için, ben de o güzel insanın yolundan gitmiştim...

                                                                                son
    ···
    1. 1.
      +1
      Son çok sade oldu panpa
      ···