Daha sonra bir doktora gitmeye karar verdim. Beyler doktor eşliğinde çok iyi kilo veriyordum, şişman olduğum için de normal insanlara göre daha hızlı kilo verdiğim için 1 ayda 12 kilo vermiştim. Belki çok değildi ama aynaya baktığımda artık başkasıydım, yüzümde yağdan çıkan sivilceler tamamen kaybolmuş, yaşlı nene memesi gibi sarkmış memelerim neredeyse yok olmuş, aşure kazanı kadar olan zütüm artık sandalyelere sığar olmuş...

Beyler aradan 10-15 gün geçti ve bu sefer biz Eylüllere gittik, babamlar maç izleyip annemler dedikodu yaparken Eylülle beraber Eylül'ün odasına geçtik. Ben tam odaya girmişken masanın üstünde paketi açılmamış bir prezervatif gördüm, başkası vardı beyler hayatında. Annesi de babası da gündüzleri çalışıyor, sanırım ziyaretine gelen birileri vardı...

Ben çaktırmadan normal sohbete devam ettim "Eee ne yapıyorsun?" gibi. Ben tam cümlemi bitirdim "Harika olmuşsun!" dedi bana. 10-15 gün önce seni görünce gerçekten üzüldüm, yanına koşarken arkadaşlarım "Bırak şu şişkoyu ya neden yardım ediyorsun" gibi tepkiler verdi. Sen harika birisin Emre, ama önyargılı insanlar senin içindeki harika çocuğu tanıyamıyor. Bak işte, çok iyi zayıflamışsın. Kısa bir süre içinde daha iyisini de yapacağına inanıyorum ben senin dedi ve yanıma oturup yanağıma bir öpücük kondurdu.

Beyler aynı zamanda sesim güzeldir ve birkaç enstrüman çalabiliyorum. O da gitar çalmayı çok sever, beraber bir şarkı çalalım mı? Ben çok sıkıldım dedi. Tabi dedim, hangi şarkıyı çalalım diyince Giz'i biliyor musun Pera'nın şarkısı dedim.

"O bende gizdi, kimse bilmezdi. Bendeki onu kimse göremezdi. Sanki bir düştü ve yanımda yoktu ama yokluğu o kadar da soğuktu. Gözleri öyle derindi ve bilmiyordu onda nasılda kaybolduğumu... "

Beyler ben duyguya dalmışken şarkı bittiğinde "Ya böyle harika gruplar geçinmek için resmen lise festivallerine bakar oldu. Çoluk çocuk hayranları olunca eski yapılarını kaybediyorlar" dedi. Aynen derken "Haa bak Pera'dan söyleyince aklıma geldi. Yeni bir çocukla tanıştım, adı Hakan. Çok tatlı ve yakışıklı bir çocuk ya, benim için harika bir şarkı yazmış" dedi. Ulan şarkı yazıp gitar çalıp kızlara yürümek 90larda olmuyor muydu beyler? Neyse, belli ki kız etkilenmiş. "Öyle mi?" dedim istemsizce. "Evet, noldu neden bu kadar moralin bozduldu?" dedi, yok yok bişey dedim.

"Heey! Bak benim aklıma harika bir fikir geldi. Gel gidip basket oynayalım sporcu çocuk * " dedi. Kadıköy'de bir sitede oturuyorlardı, sitenin basket sahasına geldik ve maç yapmaya başladık. Beyler o kadar tatlı ki anlatamam. Basket oynarken yine göbeği açık gri bir tişört ve altına siyah bir tayt giymiş o kadar güzel ki adeta ona bakarken içim geçiyor.

Onlarla eğlenmek mi? Bu nasıl bir tabir ya, ne kadar da saf şişman tatlı çocuk değil mi? 5 ay sonra harika zayıfladım beyler. Artık 1.90 boylarında ortalama 80kg yakışıklı denebilecek hale gelmiştim. Bu arada haber sitesinden ayrılarak bir PR ajansında Sosyal Medya Uzmanı olarak çalışmaya başladım.

Bu süre içinde Eylülle yine aile dostu olduğumuz için sık sık karşılaştık ancak eski samimiyetimiz yoktu. Artık ben iyi görünüşlü, kızların hayalindeki erkektim. Beyler bize geleceklerini öğrendiğimde "Benim işim var, arkadaşlarla çıkmam gerekiyor" demiştim ve Bomonti'de bir bara gitmiştim. (istanbullular bilir) Ben tam bara girerken Eylül'den mesaj geldi; mesajlaşma diyaloğu aynen şöyleydi:

E= Eylül B= Ben
E: Size geldik, nerdesin?!
B: Ne yapacaksın ki? Arkadaşlarla dışarıdayız.
E: Özledim seni, bir engel yok seninle olmamız için biliyorsun değil mi?
B: Belki de artık ben seni istemiyorumdur?
E: Yaaa, daha önceden istiyordun demek?
B: Öyle bir şey demedim.
E: Tamam ya, iyi geceler.

Beyler daha sonra kardeşimin söylediğine göre "Arkadaşta fazla bilet varmış, beni konsere davet ediyor gitmem gerek" demiş ve çıkmış. Bizim evin kapısının önünde beni aramış. Aradığında "Arkadaşlarını bırak, çabuk bizim eve gel. Babam fenalaştı" dedi. Ben apar topar evlerine gittim, ama evde sadece kendisi vardı beyler, ailesi ise bizim evdeydi..

Bana birbirimiziniz artık dedi ve dudaklarıma yapıştı. Beyler kendime engel olamadım ve öpmeye devam ettim. Beyler sütyen giymemiş, üzerinde sadece beyaz bir tişörtü vardı. Benim tişörtümü çekti ve çıkardı. Bir süre daha öpüşmeye devam ettikten sonra ben de onun üzerindeki tişörtü çıkardım ve yatağa geçtik. Uzun süre konuşmadan seviştikten sonra uyuyakalmışız, ertesi sabah ailesi eve geldiğinde biz aynı yatakta uyumuş duruyorduk. Annemler merak etmiş, aramış ancak açmamışım... Babası bir hışınla "GÜNAYDIN!" diye bağırdı. Ne olduğunu anlamadan yataktan fırladım ve -babasının adı Orhan olsun- "O.. o .. Orhan amca" diye geveledim. Eylül kalktı ve "Babaa!" diye bağırdı. Adam sinirli bir şekilde "Siz ne yaptınız burada?! Bütün gece bizi ekip burada yiyişiyor muydunuz?" dedi sinirli bir şekilde. Adam tam bana vuracaktı ki Eylül "Baba dur ya, bişey olmadı. Sakinleş, her şeyi anlatıcam dedi. Annesinin de sakinleştirmesiyle Orhan amca salona geçti ve sakinleşti. "Hemen bekliyorum sizi!" diye bağırdı.