dediğim gibi mine ile üç kere buluştum ayinden sonra. üçüncü buluşmamızda sex yaptık. ilk iki buluşmayı özet geçecek olursak mine bana hep kalbindeki yaralardan bahsetti. dertleşme gibi olmuştu çünkü taşınacağımızdan haberi olduğu için son görüşmeleri iyi değerlendiriyorduk. bana çok açık açık içini dökmüştü. hakanı, hakandan önceki sevdiğini, neden ayrıldıklarını falan filan. ama bana hep melisa ile ilgili sorular soruyordu. ilişkimizi, onu ne kadar sevdiğimi, gelecekte planladığım ilişkiyi ve buna benzer şeyler. sanırım ikinci buluşmadaydı bana şey demişti melisa seni hiç hak etmiyor, ben melisanın yerinde olsaydım senin kıymetini daha iyi bilirdim. demişti. bunu söylediğinde o an anladım onun bana bakışı dostluk ya da ne bileyim abla kardeş gözüyle değildi mine bana duygular besliyordu. bunu gözlerinin içinde görmüştüm. ilk iki sohbetimiz minenin dertleri ve bana sorduğu sorular ile geçmişti. şimdi gelelim asıl olan son sohbete ya da son buluşmamızda ki yaşadığımız sexe. siz hangisi olarak adlandırırsanız artık.

mine ile akşamdan sözleşmiştik buluşmak için öğlen gidecektim minenin evine. sabah kalktığımda ilk önce bir duş aldım. çok iyi hatırlıyorum o zaman ilk defa saçlarımı kurutmamıştım. şuan da kurutmam kafamı iki yana sallar kurumasını beklerim. duştan çıktıktan sonra kendime güzel bir kahvaltı hazırladım ve tek başıma müzik dinleyerek kahvaltımı ettim. zaten eve yarı toplanmış haldeydi. kahvaltıdan sonra hemen hazırlanıp çıktım. mineye varana kadar kadar saat öğleye gelmişti. zili basıp asansörle minenin katına çıktım. mine beni kapıda karşıladı. üzerinde siyah bir askılı ve altında da siyah bir dar kot pantolon vardı. içeriye girip doğru salona geçtim. karşıma oturup halimi hatırımı sordu. karşılıklı sohbet ederken bir ara mineye evlenmeyi düşünmüyor musun diye sormuştum. mine o an duraksadı. sanki irkilmiş gibiydi. gözleri hafifte sulandı. parladığı için anlaşılabiliyordu. koltuktan doğrulup kendini öne verdi ve ellerimi tutmuştu. bana bak zurnaci sen benden neredeyse 10 yaş küçüksün fakat sen yaşına göre çok olgun ve farklısın, biliyorum etik değil ama sana karşı duygularım var, ne kadar kalbimde en alta gömsemde kendiliğinden yukarıya fırlıyor tutamıyorum içimde dedi ve dudaklarını dudağıma yasladı. kendimi geri çekip ayağa kalkıp kapıya doğru yöneldim. tam kapıyı açacakken önüme fırladı. bana lütfen gitme seninle biraz daha zaman geçirmek istiyorum dedi. durdum baktım, baktım, baktım... sonra şuursuzca onu tutup duvara yasladım ve öpüşmeye başladık. bunu ben yapmamıştım eminim, sanki o an benim yerime başkası geçmişti. ikimizde deliler gibi öpüşüyorduk. bu normal bir öpüşme değildi kesinlikle. tamamen insanlık dışıydı neredeyse birbirimizi yiyecektik. en son biraz zorlansam da kaldırıp kucağıma aldım. doğruca yatak odasına gittim. sert bir şekilde yatağa attım mineyi. ardından çok hızlıca soyunmaya başladık ikimizde. tamamen soyunuk hale gelince minenin üzerine çıkarak onun her yerini yalamaya başladım. göğüsleri dolgun ve sarkıktı. bu şu demek oluyor bilmeyenler için. hayatınızda elinize aldığınız en iyi göğüs. bu düşünce o an aklıma gelmemişti çünkü yaptığım hareketler hiç şuurluca değildi. boynunun bir tarafını komple vakumlamıştım. mine zaten çoktan erimişti. mine sonra beni üzerinden birden atarak gibimi ağzına aldı. o da anın akışına kapılmış sonuna kadar alıyordu. kısa bir süre sonra bende ani bir hareket yaparak mineyi domalttım ve hızlıca içine girdim. içerisi resmen bir yanardağ gibiydi. sanki alev almıştı. girer girmez bir tempo tutturarak sürekli aynı hızda devam ettim. farkına varmadan minenin sırtına tırnaklarımı geçirmişim. ama o acı yerine kat ve kat zevk alıyordu. bir süre daha doggy yaptıktan sonra mineyi yüzüstü yatırdım kolları ve bacakları kapalı bir şekildeydi bende bacaklarımı ve kollarımı açıp şınav pozisonuna benzer bir şekilde üzerindeydim. kamasutra teknikleri hiç bilmem, ben doğaçlama yaparım o yüzden pozisyonu en iyi bu şekilde anlatabilirim. bu pozisyonda ona geçirmeye başladım. bu pozisyonda ben daha sert gibmeye başlamıştım. pemposu yoktu fakat daha çok zevk aldığını odadaki inilti seslerinden anlıyordum. çok uzun sürmedi bu pozisyon çünkü benim açımdan çok zorlayıcı bir pozisyondu. bu pozisyonun ardından ben yatağa sırt üstü yattım ve mine benim üzerime çıktı. ben pek bir şey yapmıyordum. benim tek yaptığım minenin göğüslerini yoğurmaktı. minenin temposu çok yüksekti. artık bende inlemeye başlamıştım çünkü o an kanım bir lav gibi kaynıyordu. ikimizin inlemeri eşliğinde yaklaşık 5 dk sert bir gibiş oldu. en son dayanamayarak minenin içerisine büyük bir haykırışla boşaldım. daha sonrasında saygısızlık mıdır yoksa anın gerektirdiği bir davranış mıdır nasıl algılandığı bilmem ama tek kelime dahi etmeden giyinip evime gittim. eve varır varmaz yatağıma yattım ve hiçbir şey düşünmeden öylece durdum. bu olaylar beni alt üst etmişti. ancak taşındıktan 1-2 ay sonra kendime gelebilmiştim. ondan sonra da hayatım normale dönmüştü.

benim size yazabileceklerim bu kadar. ne bir ekgib ne bir fazla ben sadece olanları yazdım. ister beğenin ister beğenmeyin. seçim tabi ki sizin. okuyan ve destek olan herkese teşekkür ederim. özel sorularınız varsa özelden büyük bir memnuniyetle cevaplarım. kendinize iyi bakın hoşçakalın.

hakkımda duygu ve düşüncelerinizi yazarsanız çok mutlu olurum (bkz: crazy zurnaci)

yatağa sırt üstü uzandım. pantolonumun düğmesini ve fermuarını açıp gibimi dışarıya çıkarttı. çok iştahlı bir şekilde ağzına alıyordu. daha sonrasında taşşaklarıma vakum yapmaya başladı. yerimde zor duruyordum. taşşaklarımı yalaması gerçekten çok zevk verici bir şeydi. taşşaklarımı yalaması bittikten sonra taytını kendisi çıkarttı ve yatağa geldi. kendiliğinde doggy pozisyonuna geçmişti. gibimi dıbına doğru meyil ettim. tam sokacakken dur dedi. ne olduğunu sordum. yanlış delik dedi. anal yapacaktık, bunu anlamıştım. yeni duş aldığı çok belliydi. hemen zütünü yalamaya başladım. bilen bilir züt deliğinin çevresinde çok ince sinirler vardır. eğer o sinirleri bulur ve onlarla temasa geçerseniz hatun zevkten erir. bunu bildiğim için dediğim gibi yaptım. dilimle zütünde adeta geziyordum. sonra züt deliğinin etrafına gelerek o sinirler ile dilimi buluşturdum. melisanın inlemeleri kat ve kat artmıştı. dilimi çekip züt deliğinin üzerine tükürdüm ve serçe parmağımı sokarak zütünü açmaya başladım. çok kısa bir süre sonra tekrar tükürerek bu sefer işaret ve orta parmağımı sokmaya başladım. yaklaşık 3 dk sonra bu işlemi bıraktım ve gibimi yine melisanın ağzına verdim. çünkü kurumuştu ilk olacağı için ne kadar ıslak ulursa o kadar kolay olacaktı. kısa bir saksodan sonra melisayı önümde domalttım. zütüne sonra kez bir daha tükürdüm ve gibimi melisanın zütüne sokmaya başladım. kafasını yavaşça soktum. melisa elleriyle çarşafı çekiştiriyordu. kafasını iyice sokup durdum. melisanın nefes alışları çok derindi. sesi kulaklarımı tırmalıyordu resmen fakat bu iyi anlamda bir tırmalamaydı. gibimi biraz daha ittirdim zütüne. yaklaşık olarak yarısı girmişti. melisaya baktığımda zevkten eridiğini gördüm. iniltileri birazda acıyla karışıktı fakat zevk aldığı her halinden belliydi. artık melisanin zütünün açıldığını düşündüm ve gibimi sonuna kadar soktum. melisa birden titredi. o an orgazm olduğunu anladım. artık yavaş yavaş git geller yapmaya başladım. melisa bana sürekli hadi aşkım, bebeğim, daha sert gibi laflar ediyordu. söylediklerinin çok içten olması bana daha da zevk veriyordu. ellerimle topuz yaptığı saçından kavrayıp git gellerime göre kafasını da bir ile bir geri yapıyordum. ikimizde normal sexlerimize göre 10 kat daha fazla zevk alıyorduk. boşalmaya hissiyatına kapıldığımda pozisyonu değiştirmeye karar verdim. bu sefer melisayı sırt üstü yatırdım ve bacaklarını iki yana ayırıp tekrar zütüne girdim. bu sefer daha sert olmaya başladım ben sertliğimi arttırdıkça melisada inlemelerini arttırıyordu. onun zütünü giberden bir yandanda göğüslerini yoğuruyordum. kendimi kaybedip iyice hızlanmıştım melisa da bu hızlanmaya aynı orantıda bir tepki veriyordu. artık sonuna kadar hızlanıp elimden geldiğince sertçe gibimi dolgun kalçalarına geçiriyordum. yaklaşık 2 dk kadar sonra melisanın zütüne boşalmıştım. gibimi çıkarmadan melisanın üzerine yattım ve öpüşmeye başladık. öpüşürken melisa saçlarımla oynuyordu. fazla uzatmadan üzerinden kalkıp duşa girdim. tam çıkmama yakın melisa girdi onunda temizlenmesi bekleyip beraber çıktık. çıplak bir şekilde yatağa uzandık. melisanın eli göğüsümdeydi. kafasını çenemin altına koydu. ortam sessizdi. ikimizde konuşmuyorduk. göğsümde çok ufak bir ıslaklık hissettim. baktığımda melisa ağlıyordu. noldu diye sordum bana gitmeni istemiyorum dedi. bende istemiyorum ama mecburum dedim. bu şekilde teselli etmeye çalıştım. saat 5 e geliyordu. melisanın kafasını üzerimden yavaşça çekerek giyinmek için yataktan kalktım. ben giyinmeye başladım melisa ise hala ağlıyordu. giyinip yanına gittim ve göz yaşlarını sildim. ona onu çok sevdiğimi ve sürekli konuşacağımızı her fırsatta gelip görüşeceğimizi söyledim. ağlaması bir nebzede olsa azalmıştı. kalkıp üzerine bir şeyler giydi. kapıya doğru gittim. durup döndüm ve uzunca bir süre öpüştük. ona ilk başta bir şeyler hissetmiyordum fakat tanıdıkça bağlanmıştım. gözlerim doldu ve birkaç damla yaş aşağıya süzüldü. o an kendimi toparlayıp kapıyı açtım. ayakkabılarımı giyip ona baktım. gözleri. gözlerinin gitmemem için yalvardığı apaçık ortadaydı ama benim elimde olan bir seçim değildi. seni seviyorum deyip merdivenlerden aşağıya indim. apartmandan çıkar çıkmaz bir sigara yakarak hüzünlü hüzünlü yürümeye başladım. hayatın benim için artık bittiği pgibolojisi içindeydim. ama alışmam gerektiğininde farkındaydım. bu düşünceler içinde evde gittim.
melisle olan kısım bu şimdi sıra minede.