içim rahatlamıştı. Sena ile göz göze geldim. Sonradan gözlerimi kaçırdım. Doktor odadan çıktıktan sonra Lütfü Mert'e baktı. "Siz gidin, yarın konsey toplantısı olacak. Sena'nın da burda olması doğru değil." dedi. Mert yanıma geldi. "Teşekkürler ilteriş her şey için, taburcu olur olmaz otele gideceksin, iyileşene kadar krallar gibi bakacağız sana oğlum." dedi. Gülümsedim. Ardından Sena bana doğru geldi. Yanağıma bir öpücük kondurdu, vücudumun tüm hücreleri korkuyla ayağa kalkmıştı. Lütfü'nün yaptığı fren geldi aklıma. "Teşekkür ederim." dedi. Sena, ona da tebessüm ettim sadece. Sena babasıyla birlikte odadan çıkarken bana kaçamak bir bakış attı.

Odadan çıktıklarında Lütfü yatağın hemen yanında ki koltuğa oturdu. "Eee ilteriş bey, çok dinlendin." dedi. "Kaç gün oldu?" diye sordum. "4 gündür uyuyorsun." dedi. "Çok değil mi?" diye sordum "Çok." dedi. "Rüyamda eski ailemi gördüm." dedim. "Özlüyor musun?" diye sordu. "Özlüyorum herhalde." dedim. "Anormal değil ama bu işe bir kere girdikten sonra onların yanına dönmen senin için kötü olur, senin yüzünden onlara zarar gelir." dedi. Haklıydı. "Bilmiyorum." dedim kısık sesle "Bilmiyorum." diye tekrarladım. Lütfü de bir şey söylemedi.

"Konsey işi ne?" diye sordum. Güldü. "Çok uzun iş." dedi. "Gecede uzun." dedim. "Biz bu işin istanbul merkeziyiz ama konsey Türkiyeye dağılımı, hepsi bizim yaptıklarımızı yapamaz. Kimisi sadece karı satar, kimisi sadece çocuk mafyası olur. Kimisi uyuşturucu satar. Bunların merkezi biziz. Biz hepsini yaparız." dedi. "Türkiyeye bir türlü yayılıyorsunuz yani." dedim. "Yayılıyoruz." dedi. "Yakında her yeri ele geçirirsiniz." dedim güldüm. "Hep birlikte yapacağız bunu." dedi. "Ben uyurken başka ne oldu." diye sordum. "Başka bir şey olmadı." dedi. "Şu konseyde ki kişileri detaylı anlatsana bana." dedim.

Derin bir nefes aldı.

"Halil ibrahim , Bu izmir'de yaşar. Yapabildiği şeyler belli bunun, karı satar, nerdeyse bizim kadar güçlü bu konuda, bir de uyuşturucu. O konuda bizim kadar güçlü olmasa bile önemli bir köprü bizim için,

Nedim, bunun lakabı bakkaldır. Antalya dan sorumlu olanda bu. Karı satar yine, çocuk mafyacılığı ile ünlü ama en büyük özelliği bizim kadar sağlam uyuşturucu satması. Bu yüzden lakabı bakkal. " dedi ve durdu.

"Devam edeyim mi?" diye sordu. "Bir şeyi merak ediyorum." dedim. "Sor." dedi. "Madem bunlar bu kadar iş yapıyor. Konseyin amacı ne?" diye sordum. "Konseyin amacı zaten bu, bu kadar iş yapabiliyorsalar bizim sayemizde ve kazandıklarının %30'u bize geliyor. Nerdeyse bizimle aynı işi yapıyorlar ama bunun bir polis kısmı birde devlet kısmı var Mert bu yönden güçlü, bir iş adamı gibi gözüküp ortalığı mahvedebiliyor." dedi. Kafamı salladım. "Peki bunlardan biri size ihanet ederse ne oluyor?" dedim. "Sonu iyi olmuyor." dedi. "Ölüyor mu?" dedim. "En ağır şekilde." dedi.

Devam etti.

"iskender, bu ankarada ki merkezimiz, en önemli merkez sayılır. Nüfusun orda fazla olması nedeniyle iyi para gelir bundan bize, buda uyuşturucu işi yapar. Silah kaçakçısıdır aynı zamanda, Karı satmaz. Tefeci, normal mafyadır da aynı zamanda, Ankara'da bu adama gıkını çıkartabilecek kimse yok,

Joseph, bu da Edirne'de kalır. Pek fazla icraatı yok, silah kaçakçılığına ve uyuşturucuya yardım eder çoğu zaman. Biz buna para öderiz ama çok değil kazandığımızın en fazla %2si gerizekalı farkında değil ama bizim bu işi yürütmemiz için ona ihtiyacımız var. Ülkeye uyuşturucuyu, silahı, kadınları onun sayesinde sokarız." dedi.

"Bitti mi ?"diye sordum. "Bitmedi." dedi. "Kim kaldı?" diye sordum. "Birisi daha var ama onu senin öğrenmen doğru değil." dedi. "Neden? Suat mı?" diye sordum. "Hayır." dedi. "Bu adamın özelliği ne peki?" diye sordum. "Bizim kadar güçlü olması." dedi. "Ne yani bu adam bizim kadar güçlü mü?" diye sordum. "Güçlü." dedim. "Türkiye'nin en büyük mafyası hani bizdik?" diye sordum. "Biziz, bu adam zaten Türkiye'nin en büyük mafyası değil." dedi. "Konseyde ne işi var." dedim. "Almak istedikleri var ama alacağını düşünmüyorum." dedi. "Açık konuşsana." dedim. "O kadar yükselmedin ilteriş." dedi.

Beyler burdaysanız bir kaç entry girmenizi rica edeceğim.

Buradayız pampa biraz hızlı

Bide senin diğer iş ne oldu lan nişan işi falan

devam et çaça

devam ediyorum beyler.

@72 Panpa 5 Temmuz'da olucak inşallah

Bir şey söylemedim ama bu işler rahat rahat elini kolunu sallayarak olmuyordu. Ben yapar geçerim demekle olmuyordu 3 gün daha hastanede kaldıktan sonra, taburcu oldum. Doktor bol bol yatmamı söyledi. Lütfü beni otele zütürmeye başladı. "Ne çıkmış konseyden?" diye sordum. "Bir şey çıkmadı hep aynı şeyler işte, paralar toplandı, yapılacaklar konuşuldu." dedi. "Anladım." dedim. Otele geldiğimizde Lütfü beni odama kadar zütürdü içerde bir tane kadın vardı Meral değildi. "Sana Şüheda bakacak. Her türlü ihtiyacınla ilgilenecek." dedi ve odadan çıktı. Şüheda Meral'a göre bu işin içinde daha çok kalmıştı ve ne yapması gerektiğini daha iyi biliyordu. Gittim yatağıma yattım yanıma yattı. "Bir isteğin var mı?" diye sordu. "Yok teşekkür ederim." dedim.

dinlemedeyiz panpa

Yazsana seni bekliyok

"Emin misin?" diye sordu. "Yorgunum dinlenmek istiyorum bunu kendimde yapabilirim." dedim. "iyi o zaman." dedi. Gerçekten yorgundum uyumam lazımdı. Şüheda yanımdan kalkmadı, bir zaman sonra uyuyakalmışım, kalktığımda kendimi Şühedaya sarılmış bir şekilde buldum. Kalktım tuvalete gittim elimi yüzümü yıkadım. Hala yürümekte zorlanıyordum. Yatağa geri döndüğümde Şüheda da uyanmıştı. "Kollarının arasında huzurda hissettim." dedi güldü. Belli ki uyuduktan sonra yakınlaşmıştı bana. Bir şey demedim. "Sen burda bekle ben kahvaltını getireyim." dedi. "Senin yalnız başına dışarı çıkman doğru değil." dedim. Çünkü kaçma ihtimali vardı.

"Korkma ilteriş, kaçmam 5 yıldır burdayım, alıştım sayılır. Dışarda ki hayata çıksam da yapacağım iş yine huurluk olur herhalde onuda burdan rahat yerde yapamam." dedi. "Ne kadar açık sözlüsün." dedim. Odadan çıktı 15 dakika sonra tepsiyle geldi. Kahvaltımızı ettik. "Ne yapacağız." dedim. "Film izleriz." dedi. "iyi tamam."dedim. Bir süre film izledik. Acayip sıkıcı geliyordu her şey. Bir an önce ayağa sapasağlam güçlü kalkıp olayların arasına dönmem gerekiyordu ama o gücü kendimde göremiyordum beni en çok üzen konulardan biride buydu.

devam panpa

"Çok sıkıldıysan başka şeylerle de meşgul olabiliriz." dedi. "istemiyorum." dedim. "Senin gibi nicesi geçti." dedi. "Nasıl yani?" diye sordum. "Böyle yaralanan çok kişi oldu, onlarla vakit geçirme şeklimiz başkaydı." dedi. "istemiyorum." dedim. Bir şey söylemedi. "Beni beğenmediysen Lütfüyle konuşabilirim." dedi. "Hayır sana özel bir şey değil." dedim. "Eee sorun ne o zaman?" diye sordu. "Bir sorun yok istemiyorum sadece." dedim. "iyi ben çıkıyorum bensizde kalırsın sen." dedi. "Seninle geleyim." dedim. "Gelme." dedi. "Geliyim." dedim. Hem Lütfüye kendimi gösterirdim bi. Lütfü'nün yanına indik. Şüheda konuşmaya başladı. "ilteriş bey beni beğenmedi galiba." dedi. "Beğenmemek değil neyse ne zaman yanınıza dönüyorum." dedim. "Dinlenmen lazım." dedi.