Katille lanet olası bi kız tavlama operasyonundan sonra tekrar kendi işlerimle ilgilenmeye başladım. başımda acayip bi bela vardı. hazalın durumunu nasıl halledeceğimi bi türlü çözemiyodum. bi kaç tane imama gittim. sordum. hocam böyle böyle bi durumu oldu arkadaşın. o utancından çıkıp soramıyo bana rica etti dedim. hoca anladı zaten. oğlum böyle böyle yap falan diye bisürü bişeyler dedi. günahlardan anlattı. sevaplardan anlattı. namaz niyaz falan filan derken benim işler baya karıştı. ulan öyle bi daraldım ki dedim bari napıyım gelmişken namaza falan başlayım amk. hazır geldik bi abdest alalım namaza gidelim bu karı kız ayaklarını falan bırakalım oldum bi an. sonra dışarda avluda bi sigara yaktım. gene sapıttım amk :D. hemen aklımdan gitti. bazen kendi kendime diyorum amk ne bin adamım. bende aslında sağlam ayakkabı değilim amk. iki dakka namaza gidiyorum. kandilde falan bi görsen melek gibi adamım amk. selamunaleyküm kardeş diye geliyorum milletin yanına aynen abiler abisi sanarsınız yani o derece. kandilden bi gün sonra bi karı kız muhabbeti. hobaaa. hemen eski ibo. neyse gene buda bişey. hiç yoktan namaza niyaza gidince bişeyler oluyo amk. neyse beyler. hazalın mevzusuna dönelim. abi kafam öyle bi karışıktı ki anlatamam. kız hergün arayıp hergün darlıyodu napıcaz karnım çıktı galiba valla farkediliyo falan. yok şöyle oldu yok böyle oldu. dıbına koyum 1 ayda bebek karın çıkarmı belli eder mi kendini. kendi kendine triplere girdi kız. kafayı yedi. beçideki güzellik kraliçesiydi. hamilelikten sonra daha doğrusu benden sonra kız bildiğin lanetlendi. hugodaki cadı karıya döndü. evlerine gitmek bile istemiyodum yani o derece. o bi hafta öylece geçti. ama nasıl geçip gitti bide bana sorun. gittim araştırdım. bi kaç hastaneye baktım. sağdan soldan doktorlarla görüştüm. bi doktorla anlaştım. çok mühim bi ameliyat değil aslında hemen iki dakkada hallederiz diyo. sanki akşama çiköfte varda kıymalık et kesicek pekekent. o derece raat. abi çok sürer mi canı falan yanar mı nasıl olur diye soruyorum. yok yok yok ibocum hiç korkacak bişey yok beş dakkada hazırlarım ben hallederim onu diyo. :D. adamın artık nası bi hale geldiyse gözü kapalı doğrayıp atacak sanki. yapmamışta değildir muhtemelen maç falan olduğu zamanlar maça bakarken kestiği de olmuştur yani. beklerim o adamdan. ama düzcede bi kaç kişiye sordum. baya iyi dediler. bi dünya para istedi. aşağı yukarı benim 3 maaşım kadar falan. diğer yerlerde ondan biraz daha halliceydi. çok fazla bişey değildi ama. bunun bazı özel durumları vardı. o yüzden ameliyat diğerlerine göre epey riskli ve özeldi. o açıdan baya pahalıydı yani. dedim ibo. taku yedin. 1 ara dönemde aşağı yukarı iki haftalık gibiş macerasına 3 aylık maaşın gitti amk. 3 ay boşa çalış şimdi. ööylece alıp alıp yolla hazalın göbüşe. şişmesin göbüşü. insin. amk. bide işin günahı var. ben en çok ordayım beyler. bak Allah var. hakkaten parasında pulunda çocuğunda falan değilim. bebenin kürtajını yaptırmaya karar verdim ama. zütüm yusuf yusuf atıyo. ulan bu bebeği öldürcez. öbür dünyada hesabını nasıl vericem. ben böyle bi adam değildim. nelere kalkıştım. şu başıma gelene bak falan diye derbeder oldum amk. abi neyse doktorla falan anlaştık. bu sefer hazal gibiklik yapmaya başladı. hadi kızım geldim ben seni almaya gidelim doktor bekliyo diyorum. kontrolleri falan yaptırcaz ameliyat öncesi. yok gelmem diyo. o ne nooldu diyorum. yok ben vazgeçtim aldırmıycam senden bi parça kalsın bende diyo. haydaaaa dedim kızım romantik romantik metafor sıçmanın zamanımı şimdi amk gel aşağıya diyorum. sen bırak git ben sensizde büyütürüm valla kendi başıma bakarım hiçbişey istemem senden diyo. kızım malmısın sen diyorum neyle karşı karşıya olduğunun farkındabile değilsin. bu kürtaj bile ne kadar büyük bi hata ne kadar büyük bi leke onun farkında bile değilsin. bide daha büyük lekeler sürmek için saçma sapan hareketler içerisindesin dedim. gittim yukarıya odasına çektim bunu. amk sanki büyükbabasıyım. dizime oturtturdum. bak güzelim diye saçlarını okşaya okşaya bi nasihat verdim. omzuma yattı buda. küçük kız çocuğu gibi. öyle gönlünü ettikte indirdik şımarık kızımızı aşağıya. hanfendiye özel alaka yapmayınca olmuyo. ama haklı tabi bi yandan beyler. kızın pgibolojisi altüst oldu. mahvoldu yani. bütün hata benim diyip herşeyi üstlendim. şimdi siz panpalarımda bana zaten dıbına kodumun hayvanı bu kadarmısın lan sen diye bakıyo olabilirsiniz. ama. işler öyle değil. benim hatam olduğu kadar onunda hatası amk. ikimizinde hatası. başlıbaşına gibişmek bi hata zaten.

hazaldan bebeği aldırdıktan sonra biraz daha hastanede kalmasını istedim ben. doktor alışık olduğumuz bi durum falan dedi. zaten daha önceden defalarca karşılaşmışlar böyle hadiselerle. kadının bi tanesi erkeği bıçaklamaya kalkmış kürtaj sonrası. halbuki kürtajı kadın yapmış. erkeğin kürtaj olduğundan bile haberi yok. hastanede yattığını öğrenmiş gelmiş. ameliyat sonrası kadın üstüne yürümüş amk. ordaki artık ne bulduysa neşter mi bulmuş serum iğnesiyle mi yürümüş ne yaptıysa amk herifin üstüne atlamış katil bebeğimi öldürdün sen falan diye. seninki gene iyi diyo bana. ya abi bırak dedim allasen bak sen burda buna. iyi oluncada yolla dedim çıktım. derin bi nefes aldım diyemiycem. kesinlikle derin bi nefes alamadım. hala anlattıkça içim daralır. sanki o bebeğin bende bi hakkı vardı. doğmak istiyodu o çocuk ama ben engel oldum. sanki onu doğurmalıydı gibi geliyo bana ama. artık yapabileceğim hiçbişey yok. ve düşünmemem de gerekiyo. eğer düşünürsem bu konuları iyice taku yerim taka sararım ben. dışarı çıktım hastaneden. bi sigara yaktım. öyle bi içtim ki sigarayı. külü bir metre olmuştu. elime düşünce farkettim. öylece dalmışım amk. orda bi kaç tane sigarayı içmedim bildiğin yedim. yutup yutup salladım sonra kalkıp evime gittim. kübrayla falan dertleştim biraz. çıktım yürüdüm kendime geldim. ertesi günde okula değil direk işe gittim. benim için teselli yatıp uyumak değil gidip çalışmaktı. çünkü saha adamı olarak aksiyonun içinde olmayı severim. bilmiyorum içinizde varmı böyle adamlar ama. bazen mesela bi toplulukta otururuz böyle. arkadaş arasında falan. birisini çekirdek kola almaya falan gönderirler ya her grupta. ben asla orda oturup bekleyen olmak istemem. muhabbetim iyiyse tabi o ayrı bişey ama. ben illa gidip kolayı alan yada gidip bişeyleri yapıp gelen adam olmak isterim. çünkü onlar gider gittikten sonra benim kafada napıyolar acaba nerdeler acaba halledebildiler mi acaba ben gitsem daha çabuk gelirdim falan diye düşünceler dönecek. beklemekten nefret ederim biliyosunuz. sırf beklememek için gidip kendim yapmayı tercih ederim. o yüzden iş yerimde elemanlarımı çok nadir kullanırım. hikayeyi takip edin gözünüzden geçirin şöyle. bi başkasına iş yaptırdığım çok nadir biriki hadise var. öyledir bende. neyse abiler. işime gittim. biriki gün böyle iş güç derken oyalandım çok şükür kafayı düzelttim ben. geçtim borandan kardan , yitirdim bahçeleri anlayacağınız.

bu esnada geçtiğimiz yıl bizim burda white house diye bi yer vardı. orası kapandı. yerine lovely kafe diye bi kafe açıldı. isimleri veriyorum sıkıntı çıkmaz umarım. orası açıldı. bayada güzel bi mekan yaptılar. bende eski kafeyide yeni kafeyide sık sık kullanırım. baya sevdiğim mekanlardır. oraya takılıyorum genelde. eskiden orda canlı müzik tarzı şeyler olurdu. bi kaç kere gidip çaldığımda oldu. baya doldurduk mekanı. sahibini falanda tanırım. acayip iyi bi adamdı ama ismini hatırlayamadım şimdi. yeni sahibininkini hatırladım da o gelmedi amk aklıma. zülküf mü zülfük mü zülfi mi zülkarneyn mi ne böyle bişeydi. yenisi zülküftü heralde. yada zülfi miydi acaba. zülfili bişey işte. neyse. oraya takılıyorum baya kazık ama hoş bi mekan. orda çay kahve falan içiyorum. bi gün gene gittim. kuruldum masama. bi tane nargile söyledim. bide büyük çay aldım. çay geldi. çayla birlikte nargileye vuruyorum. tam karşıda da bi hatun oturuyo. kesiyorum uzaktan ama. böyle tam olarak bakıp bakmadığını anlayamıyorum. bende o sıra mavi bi gömlek var üstümde. onun üstünede siyah yelek atmışım. göğüsler falan fora benim zaten her zamanki gibi. kolyem falan var. öyle böyle değil. en sevdiğim kombinlerden birisi. mavi siyah kombini. acayip ağır oturaklı bi imajdır. tavsiye ederim. neyse. baya böyle bakıyorum kesiyorum hatunu. oda bakıyo makıyo göz göze geliyoruz ama. ulan emin olamıyorum şimdi. tam şöyle biriki saniye baksa kesmeden anlıycam bana baktığını gidip konuşcam. ama işte gözü çarpmış gibi falan bakıyo ikidebir. şimdi gidip rezil olmayalım diyorum. bi de o var. hatun bana bakmıyosa mal gibi gidip geri gelirim. belki sahiden gözü çarpmıştır öyle ortaya bakarken. bi kaç kere göz göze geldik sadece. neyse abi. böyle gidip gidip geliyorum gitsem mi gitmesem mi falan diye. bi yandan hiç içimden gelmiyo biliyon mu. hazaldan dolayı. çok geçmedi çünkü üstünden. diyorum hani bi bela daha açmayalım başa. bi yandan da hatunun memelere dikkat kesildim. hatunda bir göğüs var. süt gibi. bide böyle askılı bişey giymiş. aman aman. öyle dolgun göğüslere sahip anlatamam. yani big boob desem değil. sarkık göğüs desem değil. dik göğüs desem değil. acayipböyle süt göğüs ya. sütlaç gibi amk. keşkül gibi titriyo göğüs. gel beni bas bağrına diye haykırıyo resmen karşımdan. en sonunda dayanamadım. benim bi garson vardı orda sürekli geldiğimde benle ilgilenir benim adamımdır. çağırdım nuri gel buraya olum dedim. buyur abi dedi. şurdaki bayanı görüyomusun dedim. evet dedi. ne istedi senden dedim. söyledi. tamam git adisyonunu al buraya getir dedim. tamam dedi. gitti aldı geldi. adisyonu çevirdim. arkasına imzamı attım. dedim adisyonunu üstleniyorum hanfendinin. zütür masaya koy. kasada para almayın dedim. tamam dedi. zütürdü verdi pis pis sırıtarak. hadi olum işine bak diyip gönderdim. hatun adisyona falan baktı böyle inceledi uzun uzun. ne yazdılar acaba bişey mi eklediler falan diye. sonra arkasını çevirip attı masaya. o an farketti imzamı. kafayı kaldırıp bana baktı. yüzünde müstehzi bi gülümseme oluştu. sonra tekrar adisyona baktı. imzamı beğenmiş gibi bi hali vardı. ki ben çok beğenirim imzamı. hoşuma gitti. nargileyi falan gönderdim. keko gibi duman altı görünmeyelim hatuna diye.

sizi tanımıyorum dedi. tanımadığımbi kişinin hesabımı ödemesini kabul edemem sanırım dedi. elimi uzattım. kafasını salladı bu ne diye. oda elini uzattı istemsizce. ve tokalaştık. ben ibo dedim. bende bahar dedi. artık tanışıyoruz gönül rahatlığı ile kabul edebilirsiniz dedim. güldü gene. peki o zaman teşekkür etmekten başka bişey bırakmadınız bana dedi. olur mu çok fazla şey yapabilirsiniz dedim. ne gibi dedi. ne biliyim sizde benim adisyonumun arkasını imzalayabilirsiniz. hatta belki isminizi , telefonunuzu falan yazabilirsiniz. size eşlik etmem için beni davet edebilirsiniz. gideceğiniz yere kadar size eşlik etmemi isteyebilirsiniz. seçenekleriniz çok akıllı kadına benziyosunuz değerlendirin bence dedim. ayakta bekliyodu adisyon elinde. çok hoşuna gitti ben böyle diyince. adisyonumun arkasını çevirdi. kalem istedi benden. verdim. kalemi inceledi. baya taşaklı bi kadındı gerçekten. giyimine falan acayip dikkat eden bi kadındı. benim kadın halim gibi bişeydi kadın. ve nerde nasıl oynayacağını biliyodu. tıpkı benim gibi. amk korkuttu ilk defa bi kadın beni. gerçekten böyle tam zevkini alarak ve dengim bi kızla uğraşacağım gibime geliyodu. bundan önceki anlattığım kızların alayı çok kolaydı biliyosunuz. fazla zorlanmadım hiçbirisinde. öne doğru eğildi. askılı olduğu için memelerinin çizgisini görebiliyodum. o an südyenine kadar gördüm. en aşık olduğum görüntü odur beyler. tamamen çırılçıplak değil. böyle rastgele görüyosunuz ya üstten. memelerin çizgisi falan. öyle böyle değil. inanılmaz seviyorum. kız vermesin sadece bunu göstersin bana herşeyi veririm yani o derece. neyse abi. memesine hasta oldum kızın. inanılmaz derecede doğal bi güzellikte bembeyaz ve süt gibi memeleri vardı. keşkül gibi karşımdaydı. numarasını yazana kadar biriki saniye öylece izledim. farketmedi değil oda farketti ama gözucuyla baktığım için bişey demedi. hayvan gibi içine düşmedim. istediği de oydu. beni kontrol ediyodu zilli. ben anlamadım sanki. o istediğini aldı. bende istediğimi aldım. ve ilk raundda berabere bi şekilde dükkandan ayrıldı. numarayı yazdıktan sonra eliyle göğüslerini kapattı ve doğruldu tekrar gülümseyerek. elini uzattı. teşekkür ederim tekrar. görüşürüz umarım dedi. rica ederim. görüşücez dedim. ve gitti. amk o gittikten sonra kalemi yalayasım geldi. öyle bi andaydım. resmen kurt gibi uluyacaktım. hatun çok sağlamdı. dediğim gibi ilk defa dengim bi rakip bulmuştum kendime. iyi çatışacaktık. bu aşkın kıvılcımları üç köyü yakardı yani o derece ateşli bi sevgililk olacak gibiydi. içimi hiç olmamamış bi heycan kapladı. ve dükkandan koşar adımlarla uçarak çıktım. diğer raundlarıda daha sonra anlatırım. artık tuvalete gidip yatmak istiyorum amk. hadi iyi geceler.

baharla tekrar görüşeceğimizi ilk günden ilk andan beri hissediyodum. ne zaman ne şekilde olacağını bilmesemde bi şekilde görüşeceğimizi hissediyodum. hani bazı insanlar vardır. mesela ilk sevgililer. aynı şehirdeyseniz eğer , mutlaka bi yerlerden karşısınıza çıkacaktır hissi vardır. ilk aşklar genelde öyledir. yada daşşaklı bi şekilde gerçek aşk yaşayan varsa aranızda , bu zevki tadan varsa , bilir. her an her köşeden böyle bi anda çıkacakmış gibi gelir. ve bi an bi köşeden muhakkak çıkar. bende öyle hissettiğim için içim kıpır kıpırdı. hayatımda hiç bişeye aldırmıyodum. bu aşkın ilk evresidir beyler. aklınızda bulunsun. tam leyla evresi. en güzel zamanı. aşk başlamadan önceki oyun safhasında. seni seviyorum lafının bütün büyüyü bozduğu ve sorumlulukların geldiği zamana kadar ki o kısacık evre bizim evremizdi. ve en heycanlı , en oyunlu engüzel yerdi. hayatımda yeni bir bahar olmuştu. ikinci bahar gibi doğmuştu bahar o gün o kafede bana. ve gerçekten mutluydum. okulda falanda iyiydim. zaten son seneler diye ümit ediyodum. hala devam ediyo amk okulu. bitmedi gitti. ulan tıp okusam 9 yılda bitirirdim kesin. yada öğrencilikten emekli falan olurdum heralde. neyse ki benim sebeplerim ayrı olduğundan dolayı uzadı. o yüzden sıkıntı yok yani. neyse abi baharla karşılaşacağımız hissinden dolayı mesaj atmadım hiç. biriki gün hiç konuşmadık bile. aramadım da. çünkü biliyodum bişeyler olacağını. bi yerlerde karşıma çıkacağını biliyodum. o yüzden o günden sonra çarşıdayken eve dönüş yolumu hep o kafenin ordan yapmaya başladım. hep ordan dolanıp gidiyodum. camekanlı kısım var orda dışardan görülüyo. girişin hemen sağ tarafında. orda köşe masada oturuyodu. oraya bakıyodum. amk sanki ordaymışta tuvalete gitmiş sanki bibeş dakka daha geç gitsem görecekmişim gibi gelirdi. adımlarımı yavaş yavaş atardım. sırf bu his için 3 tane sigara içtim amk kafesinin köşesinde. aha şimdi gelcek aha şimdi geliyo falan filan derken 3 sigara. nerden baksan yarım saat. ne demek amk. şimdi size komik gelecek ama. yarım saatte ben yemek yerim üstüne bide çay bide sigara içerim. hatta kesin kesmez ikinci çayla bi sigara daha yakarım amk. neyse beyler. biriki gün böyle leyla leyla dolanırken etrafta beklediğim an geldi çattı. gene ordan geçerken baktım bizimki köşede oturmuş gene masasına. nuriye sipariş veriyo. dedim tamam. işte beklediğin an. aslında o gün hiç beklemiyodum. tamamen tesadüf eseri geçmiştim ordan. hiç aklımda yokken birden bire kafamı kaldırdım bi baktım o . bahar. köşede oturmuş masasında sipariş veriyo. görünce bide böyle başından aşağı kaynar su dökülmüş hissi oluyoya. aynen öyle oldu moruk. bi an heycanlandım. bi ateş başladı içimde. amk noluyo lan bana dedim. bi sarsılmadım da değil yani. açık açık konuşalım şimdi. inceden bi titremede geldi şöyle yarağa doğru. erotik anlamda değil. böyle soğuk girmiş gibi. neyse amk burayı niye anlatıyosam. biraz soluklandım köşeye geçip düşünmeye fırsat bırakmadan hemen nuriyi aradım. açtı telefonu efendim abi dedi. dedim benim hatun gelmiş niye aramıyosun şerefsiz seni. abi bende tam arka tarafa geçtimsana telefon açacaktım dedi. tamam uzatma ne istedi senden dedim. abi tost most bişeyler söyledi fastfood dedi. dedim tamam o zaman bırak o siparişi iptal et. yengene hemen bi tane mevsim salatası yanına da bi karışık tost ver. hepsini bitirince de bi fincan çay zütür. en son bi tane su zütür. ama suyu zütürmeden önce beni mutlaka ara dedim. güldü. tamam abi dedi. hepsini not ettirdim. köşeye geçtim pustum bekliyorum. nuri içerde oyalandıktan sonra gene iki saat sonra getirdi amk. zaten salata hazır üstüne bi kaşar rendeliyosun amk. biraz yağ birazda nar ekşisi döküp koyacan. birikide limon çak. tamam al sana mevsim. tost dediğinde beş dakkalık iş. iki saat napıyosun arkada bilmiyorum. her zaman böyle pekekent. bi nargile isterim beklerim bi kahve içerim. bi çay içerim. üstüne bi çay daha. bi sigara. bi sigara daha derken nargileye zaten gerek kalmaz amk nuri çeke çeke gelir nargileyi açıyom abi diye. üstüne üstlük yüz defa dedim açma benim nargilemi ben açarım diye. çok ipne bi bebe ama genede seviyorum amk. niyeyse çok samimi geliyo pekekent. neyse. iki saat sonra siparişler geldi. bizimki şaşırdı tabi. ben bunları istemedim ki falan diye nuriye hesap soracakken aradım bunu. telefonu çalınca nuriyi bıraktı. baktı ben arıyorum. saçını falan düzeltti. biraz geri çekildi. efendim diyerek açtı telefonu. afiyet olsun dedim. anlamadım dedi. şuan o dükkanın en güzel mevsim salatası ve en güzel karışık tostu önünde duruyo. en güzel garsonu servis açmış teşekkür etmeni bekliyo. ve en güzel adamı da sana bunların açıklamasını yapıyo. yemeğini yedikten sonra da en güzel çayı, bardağa dolmak için sabırsızlanıyo hanfendi dedim. bi küçük kahkaha attı ki öyle güzel öyle güzel gülüyo anlatamam. ay çok teşekkür ederimbeyefendi ama nasıl yaptınsen bunu dedi. buralardamısın falan dedi böyle etrafa bakınıyo. nasıl tatlı geliyo halleri hareketleri anlatamam. böyle saklandığım direğin arkasından çıkıp el sallayasım geldi bak bakburdayım bahaaaar diye. benimle tanışıyosun yavaş yavaş işte dedim. hadi soğutma tostunu afiyet olsun tekrar dedim. çok teşekkür ederim dedi gene gülerek. sonra nuriyede teşekkür edip gönderdi. o yemeği yiyene kadar izledim. tek tek çatalla marul alışını. limonlarını sıkışını. sonra parmaklarını dispensere silişini. tek tek siliyodu parmaklarını. önce işaret sonra orta sonra yüzük sonra serçe parmağını. ve en son dudağının kenarlarını. önce sağ, sonra solunu. hepsini bir bir ezberledim. her yaptığı hareket sanki daha önce hiçbir insanda görmediğim hareketmiş gibi olağanüstü bişey gibi görünüyodu bana. hayranlıkla izliyodum ilk defa kendimden başka birini. bilmiyorum aşık mı oluyorum ama ne oluyosa çok güzel oluyo dedim kendi kendime.

nuri aradı. kapattım. kendim aradım. dedim nuri. adisyon yazdın mı yengene. yazım abi dedi. ağzına sıçarım senin gibtir git çabuk al o adisyonu masadan dedim. abi naaptın ya masaya koymadım ki hala cebimde dedi. haa. tamam lan o zaman kusura bakma dedim. adisyonun arkasını çevir şunları yaz suyu öyle zütür dedim. tamam abi söyle dinliyorum dedi. bak güzel yaz senin yazın çivi gibi git güzel yazısı olan birini bul dedim. sen söyle abi ben yazdırırım birine dedi. dedim bak cümle şu " bir kadın yok , hiç olmadı bakmayın siz kuruntuma , ıslanan her mendil gibi inan bi gün kurur buda , kıskanıyorum dudaklarını içtiğin her yudum sudan." bunu yazacaksın kağıda. ve önce suyu , sonra kağıdı yengenin önüne bırakıp gideceksin anlaşıldı mı dedim. tamam abi o iş bende sen raaad ol dedi. ipnenin bide raaadol uj var. raaad ol abi . nuri nooldu benim nargile derim. bende abi bende raaad ol hallediyolar şimdi der. kafadan üç saat daha beklerim. nuri tost ? raad ol. nuri çay , raaad ol. amk bu çay bayat diyorum. abi sen raaad ol şimdi demledim onu bizzat kendim garanti bende zütür diyo. bayat amk neye raad oluyum. raad olunca sanki tazeleniyo çay. tamam ben raaadımda çay bayat. nası edecez. herneyse. güzel bi plandı benimkisi bana göre. beğeneceğini tahmin ederek böyle bişey yaptım. ve aşırı derecede romantik bi hareketti. baştan aşağıya. gerçekten hiç tahmin etmiyodum böyle bişey yapacağımı. daha öncede kimseye böyle şiirli miirli romantik bişey yaptım mı bilmiyorum. bi kere evde yemek faciası vardı. o biraz enteresandı. onun harici. ama bu çok üstünde bişey beyler onun. bu daha acayip. bu bildiğin duygusal lan. ben kim duygusallık kim amk. hayatımda yapmadığım şey. ilk defa kadın ve duygu kavramlarını iç içe ve yoğun olarak yaşıyodum. uzun zaman sonra hemde. neyse beyler nuri suyu zütürdü. nuriyi orda görünce heycanım iki kat arttı. saklandığım elektirik direğini kırcaktım titremekten. son koşuda benim atım birinci gelecekmiş gibi hadi olum hadiiiiiiğğğ hadiğğğğ falan yapıyorum içimden nuri adım attıkça. her adımda kalp atışlarım iki kat daha fazla artıyodu. bahar önce suyu aldı. tam açacakken notu farketti. suyu kenara bıraktı. notu aldı. arkasına yaslandı. o an sanki dünya durdu. evrendeki herkes yok oldu. gözlerime bi kara büyü yaptılar ünlü düşünür legolasın dediği gibi. gözlerimi bir kara büyü ile mühürlediler sanki. ve ortam karardı. sadece baharı görür oldum. nefesim falan gitti. hiçbişey duyamaz oldum. anasını gibim noluyo bana bile diyemedim inan. oderece bi sarhoşluk içinde okumasının bitmesini bekledim. tek tek harf harf dudaklarını okudum. dudaklarının birbirine değmesini bekledim. her kelimeden sonra dudaklarının aldığı gülümseme biraz daha büyüdü. biraz daha büyüdü. biraz daha derken en sonunda kocaman bi gülücük bıraktım suratına. ve yağmur sonrası gökkuşağı açmış gibi bembeyaz oldu bi anda ortalık o gülünce. o zaman farkettim bütün bu olanları. o zaman ortamın karardığını , benim nefesimi tuttuğumu hiç bişey duymadığımı falan farkettim. vay anasını satıyım noldu lan bana dedim. güldü güldü gldü. tekrar tekrar okudu. okudu. sonra kağıdı aldı. katladı. eline telefonu aldı. sonra geri koydu. nota tekrar baktı. bi daha okudu. sonra tekrar telefonu aldı. bişeyler yazdı. elimi direk telefona attım. mesaj gelir gelmez öküz gibi açtım. bana yazdığı cümle şuydu: "benim olmaman hariç hiç bir şeyine karışamam." amk telefonu öpecektim nerdeyse. bu çizgi filmlerde falan bi kurt vardı ya. ipne kurt. kızlara falan sulanırdı ulurdu böyle auuuğğğwwww falan diye. öyle uluyacaktım orda amk. öyle sevindim ayaklarım yerden kesildi resmen. kız canfeza biliyodu. daha ne olsundu. öyle mutlu oldum ki anlatamam. buda ikinci raunddu beyler. ama ne raunddu.

o günden sonra biz baharla mesajlaşmaya başladık. günde 10-15 mesaj falan atıyoduk birbirimize. boş kaldığımız zamanlarda falan mesaj atıyoduk. gene bu tarz içinde bi anlam olan mesajlardı. genede bu tarz ufak tefek oyunlar olan mesajlar. o kadar ayrıntı oyunları hatırlamıyorum tabiki. çok eğlenceli ve çok akıl çelici bi kızdı bahar. dediğim gibi benim kadın halim gibiydi. sanki ben onu tavlayacakken o beni tavlayacaktı. sanki o benim ağıma değil ben onun ağına düşmüştüm. ve cidden ikimizde bunun farkındaydık. oda benim için aynı benim erkek halim diyodu muhtemelen. hissediyodum bunu. aramızda ilk kim tava gelecek tarzı bi görünmez rekabet oluştu. aslında bu rekabet yoktu görünürde ama vardı yani. bilirsiniz. herr zaman vardır böyle şeyler. kimse varlığını dile getirmez. ortamda bi gerginlik olur mesela. enbasit ve en gerizekalı örneği budur. biri birine laf çakacağı zaman " aaa baaaağzılarının yüzünden işte hava böyle oldu" falan yapar. aslında yoktur bi gerginlik ama vardır. aynen onun gibi işte. bizim aramızda da öyle bi muhabbet yoktu dile gelmiş resmiyete kavuşmuş gün yüzüne çıkmış ama. vardı. ve hem çok zorlu , hemde çok heycanlı geçiyodu. güzeldi vesselam. baharla konuşurken üç cümleyi kurduğumu farkettim. genelde tavladığım kızların kullandığı üç cümle. genelde kızları tavlarken değişmeyen bazı şeyler yaparım beyler. önce kızları ele geçirme taktiğimi uygularım. onlara teker teker sorular sorarım. ilişkinin başında tabi bunlar. ilk başlarda derim ki işte mesela benim için neler yaparsın. nelere katlanırsın. yada sevgilin için. ikinci olarak değişmezlerin nelerdir. sonra sınırların nelerdir. sonra kesinlikle yapmam yada mutlaka yaparım dediğin şeyler nelerdir. bu tarz sorular. ve bu soruları ilişkinin ilerleyen günlerinde tekrar sorarım hissettirmeden. ve cidden hissetmezler. daha önce sorduğumu bile farketmezler. ve daha önceki cevaplarınıda. ama ben hepsinin tüm cevaplarını bir bir bilirim. ve hepsinin ilk verdiği cevapların hiçbirisinin içinde ben olmam genelde. ama ikinci cevapların tümü benim istediğim cevaplar olur. gözüme girmek için yada beni elde etmek için. ve ilişkilerde kızlara benim onları elde ettiğimi değil onların beni elde ettiğini düşündürtürüm. buda ilişkiyi yönetmek için inanılmaz bi taktiktir. sun tzu nun savaş sanatı kitabında liderlikler sıralanırken (okumadınız tabi mal gibi bakın şimdi buraya ) bahsedilir. adı sanı geçer. dışardan yöneten bir lider vardır. ön saflarda bulunmaz. hiçbir zaman baskı yada otorite kurmaz. ama otoritesi ve baskısı yok anldıbına gelmez. görünmeyen bi otoritesi görünmeyen bir baskısı vardır. insanlar onu yönettiğini sanarlar. ama işler hep onun istediği şekilde yürür. ve o topluluğu arkadan yönetir. benim stilimde budur. kızlar beni elde ettiklerini sanarlar. ve ben onları hep kendi istediğim gibi şekillendiririm. cevaplar birbir değişirken tüm cevapların ben olduğum bi nokta gelir. burasıda ilişkinin bitmesi gerektiği anldıbına gelir. ilişkinin matematiği genel olarak bu şekildedir. çünkü tüm cevaplar sizken ağzınızın içine bakan bi kız görmek istemezsiniz. lanet olası bidurumdur. tamamen herşeyinden vazgeçmiş , sadece sizin için çalışan ,sizin için uyuyan siz ne zaman isterseniz yatan ne zaman isterseniz kalkan ne derseniz yapan birisiyle ilişki yürütmeniz mümkün değil. hepsini geçtim kızın bide kendi hayatı var. onuda düşünmek zorundasınız. sonuçta insanız amk. kız okuma desem okulu bile bırakıcak. bak hiç unutmam bi kız vardı. böyle daha hiç birisiyle yatmamış güzellik abidesi bi kız. beni hiç sayma bende kir pas içindeyim. manevi olarak tabi. kız böyle tava geldikçe geliyo geldikçe geliyo. öyle bi hale geldiki bu bahsettiğim evre. oraya geldi. ben ilişkiyi bitircem. haline acıdım amk. kız böyle evine geliyim. dildo alalım. sevişelim falan yapıyo kendi kendine böyle olgun kadın triplerine girmiş. bekaret vercek bana. amk daha okulu bitmemiş yaşı dolmamış gencecik kız. hadi hepsini geçtim o sıralar bende leylayım. başına bişey gelse hamile kalsa ne yapıcak. ne ben kürtaj ettirebilirim nede o. hadi onuda geçtim. kızla seviştik. kızlığı gitti. sonra 10 gün sonra ben bırakıp gidicem. sonra nolcak o kız amk. hayatı mahfolacak. kimse onunla evlenmek istemiycek. ailesine açıklaması ayrı dert. birilerine söylemesi ayrı dert. toplumsal baskısı şuyu buyu derken binbir türlü bela açılcak kızın başına ve belkide intihar edicek. dayanamayıp. olabilir bunların hepsi ihtimaller arasında. şimdi siz playboy oooh ne güzel gib gib at ibo falan diyosunuz ama. bunların hepsi bi ayrı bişey. kızla bi araya gelmemek için kendimi zor tutup gibtir ettim ama. kız beni unutana kadar dediklerim yüzünden bana demediğini bırakmadı. dışardan bakılınca kolay bişey gibi görülsede gerçekten çekilecek dert değildir birisini kendinizden uzaklaştırmak. hele benim tavladığım bi kızı tekrar sahalara sürmek inan bana varya ölüm ölüm. o yüzden hiçbir ilişkininsonunu sevmem.