/i/Hikaye

Herkesin bir hikayesi var, ya senin hikayen nedir?
  1. 1.
    +7
    Evet beyler bayanlar. hepinize selamlar. tekrardan aranızdayım. hikayenin devam versiyonuyla birlikte. kaldığım yerden yazmaya, sizlere kendi hikayemi anlatmaya devam edicem. hikayenin bu kısmında anlatacaklarım sondan sonraki başlangıcım ve devamında gelişen olaylar niteliğinde olacak. olum inanılmaz şeyler oldu yeminle sabırsızlanıyorum anlatmak için. başlığı şimdiden açıyorum. partları daha sonraki uygun vakitlerde bilahire atıcam. rezleri falan buralara yapıştırın. ibonuz buralarda. gececi tayfamıda aynen buraya istiyorum. hadi görüşmek üzere.
    ···
  1. 2.
    +2
    önlerden rez

    --spoiler--

    --spoiler--

    --spoiler--

    --spoiler--

    --spoiler--

    --spoiler--
    ···
  2. 3.
    +4
    beyler bildiğiniz gibi en son wie olan hesabımı kapatmış şirketimden patronların yarak kürek hareketleri yüzünden atarımı yapıp ayrılmıştım. bundan sonraki kısımı anlatmayı planlamıyodum. ama anlatılacak çok şey birikti. bazı dostlarında özelden yaz yaz diye ısrar etmesi üzerine tekrardan yazıyorum arzu eden dinleyebilir. başlıyorum.
    ···
    1. 1.
      0
      reeserveddd sayfa 1
      ···
  3. 4.
    +3
    o işimden ayrıldıktan sonra boşta kaldığım süre 2 en fazla 3 gündür. o 3 gün içerisinde klagib bekleme evresine geçtim. uzun süre bi işte çalışıp belli bi kariyer yaptıktan sonra isminiz biliniyosa ve belli bi kitleniz varsa herhangi bi işten ayrılmanız sizin için herşeyin bittiği anldıbına gelmez. yeni bişeyler başlayacağını tahmin edebilirsiniz. bende aynen o şekilde yeni bişeylerin geleceğini biliyodum. o yüzden ne olacak şimdi falan diye boşluğa düşmek falan şöyle dursun. yeni şirketlere yeni işlere yeni iş alanlarına bile bakmadım. iyi lan 2-3 gün boşum işte diye işteyken yapamadığım ne varsa onları yapmaya koyuldum. ki fazla sürmedi zaten. ben kafadan bi bi hafta falan takılırım diyodum. 2-3 gün içerisinde telefonlar gelmeye başladı. iş sahasından ayrı kalmak istemiyodum. çünkü aklımdaki planları hayata geçirebilmek için güçlü bi finansmana, ondan da önce iyi bir görüntüye sahip olmam gerekiyodu. görüntüden kastımda karttı tabikide. gelen iş tekliflerinden bir kaçını değerlendirdim. genelde çoğu tanıdığım bildiğim firmalardı. bunların içerisinde belki hiçbirinizin adını duymadığı ama hayvan gibi cirolarıyla hepinizin evlerinde ürünleri bulunan firmalarda vardı. onlardan birisinin iş görüşmesi için randevu ayarlandı. gittik görüştük adamlarla konuştuk. zaten cv yi ellerine aldıktan sonrası genelde hadi bizi biraz daha ikna et aşaması oluyo. bende aynen o şekilde onları daha da ikna ederek kendimi işe aldırdım. bu kısımlar biraz sıkıcı olduğu için üstü kapalı geçiyorum. yeni işime başladığımda yetkilerim ve konumumda pek fazla bi değişiklik olmadı. zaten önceki dönemlerden beni takip eden firmalar oldukları için az çok yakın sektörlerde faaliyet gösteriyoruz. o yüzden çalışanlar hep birbirlerini bilirler. eğer şirketlerde öne çıkan ve işleri yöneten bi konumunuz varsa siz farketmeseniz bile diğer şirketlerde sizi tanıyan ve iyiden iyiye takip eden insan çok olur. hatta okullarınızda bile. dikkat edin kendinize. iyi şirket sahipleri okullarda yetişmekte olan alan mensuplarını daha iş hayatına atılmadan alırlar yanlarına. ışık gördüğü gençleri hiç ummadıkları bi anda çağırırlar. ve derslerini bu şekilde sürdürmeleri için ne gerekiyosa verirler. buda bir öğrenci için rüya gibi bir öğrenci hayatı demektir. bunları şimdi anlatıyorum ki üniversiteye yeni başlayan panpalarımız ilk günlerden rehavete kapılıp salmasınlar derslerine asılsınlar diye. kimbilir belki bir gün yanınıza gelip bizim şirket için çalışmaya ne dersin delikanlı diyebilirim. belki bütün eğitim masraflarını şirket bünyesinde karşılarız. ve üstüne birde burs bağlayıp onu damızlık koyun gibi yetiştirerek sütünü alacağımız günü bekleriz. ciddiyim bak. zütü başı dağıtmayın amk. çok gördüm ben şu bahsettiğim olayı.
    Tümünü Göster
    ···
    1. 1.
      +1
      Anılarrr
      ···
      1. 1.
        0
        buralar hala okunuyor amk inci ölmemiş be
        ···
      2. 2.
        0
        inci ölmüş aga. ve ben inci için çok geç kaldım.
        ···
      3. 3.
        0
        O inci ruhu geri gelir mi bilmem amma anılar daim olacak, umarım.
        ···
      4. 4.
        0
        Öldü aga inci mi kaldı
        ···
      5. diğerleri 2
  4. 5.
    +3
    neyse abi yeni işime başladıktan sonra iş yerindeki nizamı ve düzeni kendi düzenime oturtmam gerekiyodu. zaten bunu önceden defalarca kez yaptığım için artık benim için rutin bi ritüel olmuştu. bu seferkini biraz daha farklı yaparak çalışanlarla fazla yüz göz olmayım dedim. önceki şirketteki gibi onu şurda zütürüyüm bunu burda bitiriyim tarzı şeyler olmasını istemiyodum burda. şirket sadece çalışma alanı olsun. oyun parkımı biraz daha dışarılara taşıyarak artık biraz daha global düşüneyim diyodum. bu yüzden çalışanlara kısa öz ve gayet ciddi bi konuşma yaparak kendimi tanıttım. benim pozisyonumu anlattım. şirkette kendilerinden tam olarak ne istediğimi ve onların benden ne isteyebileceklerini , hedeflerimizi , amaçlarımızı , vizyonu misyonu belirleyip çıktım salondan. tabii ki her şirket konuşması gibi buda pek fazla sallanmadı. ilk konuşmalar genelde çok fazla gibe takılmaz. çünkü prosedür gereği yapılan bir konuşma olduğu aşikardır. aslında ne ben onlarla tanışmak istiyorum. nede onlar beni tanımak istiyolar. ama adet yerini bulsun diye yapılmış bi konuşma olduğu için ben konuşuyorum onlarda dinliyolar işte. şirkette bu şekilde bi girizgah yaptıktan sonra yoğun tempoya ilk günden atıldım. öncelikle şirketin benimle birbirine bağlanması için gerekli evrakları imzalamam gerekiyodu. aşağı yukarı 100 tane kağıda ayrı imza attım. daha sonra noter evrakları hazırlandı. onlar bunlar şunlar derken yetkiydi imzaydı sirküydü ebeydi amdı falan. kağıt kürek işleriyle günü yarıladık. öğleden sonrası için şirketin benimle bi planı yoktu. yanıma bi asistan yetiştirmemi ve işlerimde bana yardımcı olmasını istediler. ayrıca ben yokken işleri takip edecek birilerinin olmasının şirket menfaatleri içinde iyi olacağını söylediler. iyi tamam dedim benim için hava hoş. ama bu nitelikteli bi asistanı nerden bulacaksınız dedim. biz değil sen bulacaksın dediler. amk aklıma ilk gelen katildi. ama katil böyle bi pozisyonda çalışmaz. mümkün değil. ne kendi kabul eder. nede bu işi becerebilir. şirket içinde birilerini seçsem desem onuda yapamam. kimseyi tanımıyorum. tamam deyip geçiştirdim. sonraki günler için ikili bi çalışma ortağı olacaktı. çok fazla sıcak bakmıyodum aslında bu fikre. sonuçta elinde not defteriyle sürekli zütünüzde dolaşan birisi olacak amk reyon elemanı gibi. nefret ederim.
    Tümünü Göster
    ···
  5. 6.
    +1
    şirketteki işlerimi bitirdikten sonra dışarı çıkıyım biraz dolanıyım şöyle dedim. çarşının içinde gezdim biraz dolandım. avm ye uğradım şöyle bi yeni kıyafetlere bakayım diye. ikinci yada üçüncü katta tam sağ tarafta kahverengi tabelalı bi yer vardı. adını unuttum. açılalı çok fazla olmamıştı. oraya girdim. bakalım ne var ne yok diye. amk çalışanların alayı kız. tam bir hatunlar hamamı içerisi. ve hepsi genç. orta yaşta kimsecikler yok. arka taraflara doğru ilerledim. önce sahayı kontrol ediyodum nasıl diye. ortamı ayarlıyorum yani. şöyle bi inceledikten sonra arkalara doğru süzülüp erkek reyonuna geçtim. deri montlara bakıyodum. bi tanesi çıktı geldi buyrun efendim ne bakmıştınız diyerek. kocaman gözleri vardı kızın ama. yaşı çok ufaktı bana göre. gülümsedim. dedim deri mont bakıyorum varmı elinizde güzel bi deri. olmaz mı efendim şöyle bakın dedi mavi bitane çıkardı. yok dedim. kahverengiyle bordo bi tane çıkardı onlarada yok dedim. inceden kak gibtir git amcık havasında bi de şu var diye bi ceket çıkardı. cekette normal blazer ceket dirseklerde deri var sadece. bu ne bu bildiğimiz ceket dedim. neresi deri bunun dedim. olur mu efendim bakın şurda dedi dirsekleri gösterdi. baktım suratına dalgamı geçiyosun sen diye. küçük olduğu için böyle çocuğum yaramazlık yapmışta şirin şirin bana bakıyomuş gibi geldi. gülümseyip durdum. kızda iş mi atıyorum sandı ne bilmiyorum. bi ilgi bi alaka anlatamam. neyse dedim pek fazla bişey yokmuş sizde anlaşılan diye çıkıyodum. kız dedi evet dedi yeni açıldığımız için bide sezon daha başlamadı daha gelcek ürünler falan dedi. peki dedim geldiği zaman tekrar uğrarım ben dedim. eşyaları düzeltirken yandan yandan bakışlar attı uğrayın tabii ki dedi. git kızım yakma kendini dedim içimden :D manyak kız küçücük yaşına fındık kadar memiktolarına bakmadan iş atmaya çalışıyo kıyamadım. neyse mağazalarda biraz dolandıktan sonra hava kararmış farketmemişim. üst katta yemek falan yedim. uzun zaman sonra tekrar eve gideceğim için alışveriş yapayım biraz dedim. avm nin en alt katında bi market var. markasını vermeyim şimdi bilen bilir. oraya girdim. mağazanın elemanlarıda toplanmışlar. vakit öldürüyolar. müdür yardımcısı falanda varmış oralarda ben farketmedim. orda toplanmış bi kalabalık görünce merak ettim. girdim aralarına.
    Tümünü Göster
    ···
  6. 7.
    +2
    şöyle biraz kestim hiçbişey demeden. kendi aralarında bi daire oluşturmuşlardı. bende öyle araya girince noluyo amk diye hepsi birden döndü bana baktı. bende bi an tedirgin oldum. kısa süreli bi beyin amcıklamasından sonra ben müşteriyim dedim. ne alakaysa amk. onlarda suskunluklarına devam ettiler. amk sanki ben gelmeden önce mitin özel sırlarını konuşuyolardı da gelince bi sana noluyo amk havasına girdiler. ne amk sanki fındığı nereye dizsek makarnaları nereye koysak muhabbeti yapıyodunuz işte ne var sanki bana. neyse ben öyle diyince müdür yardımcısı biraz önce çıktı şöyle. ben bilmiyodum o kadının müdür yardımcısı olduğunu. ama kadın tam bir milf. dolgun göğüsler. çirkin bir suratı güzelleştirmek için yapılmış aşırı bi makyaj. sarkmış göz kapaklarını kaldırma çabalarıyla kendini yitimiş pudralar bilmem neyler. şaaşalı ayakkabılar. inceden de büyük bir tabakalı züt. 2 saniye içinde göz ucuyla süzdükten sonra kadın bi baktı bana şöyle. kapatcaz da dakikanın dolmasını bekliyoruz dedi. hmm vakit öldürüyosunuz desene dedim. aynen öyle dedi ellerini beline atarak. iyi dedim madem beraber kapatalım. ben öyle diyince kadın bi döndü baktı. sizde mi burda çalışıyosunuz dedi. içimden zütümle güldüm kadına. ama dedim duuuur. tamam şimdi biraz oyun vakti hadi. yok burda çalışmıyorum ama iş arıyorum dedim. öylemi dedi. ne iş yapıyosunuz dedi. muhasebeciyim dedim. eğer muhasebeciye ihtiyacınız varsa gelip başvurayım dedim iyi çalışırım falan diye trollüyorum kadını. kadında yok dedi. muhasebeciye ihtiyacımız yok dedi. neden varmı muhasebeciniz dedim. hayır dedi. kim yapıyo o zaman muhasebe işlerini dedim. ben yapıyorum dedi. muhasebe işlerini yapıyorum. mal kabul alıyorum. diğer evrak işleriyle ilgileniyorum. aynı zamanda buranın müdür yardımcısıyım diye ekledi. böyle konuşurken zütü havalara kalkmaya başladı tabi. bende lafımı koymak için gerildim. zor işler tabi canım dedim. iyiymiş te bu işleri neden siz yapıyosunuz dedim. nasıl yani dedi. yani siz muhasebecimisiniz dedim. elemanlardan biriki tanesi pıskırdı. kadın bakınca ellerini ağızlarına kapatarak gittiler öteye yana doğru. kadın biraz bozulmuştu buna. kollarını kavuşturup hayır değilim. ama muhasebeninde öyle çok fazla bilincek bi tarafı yok dedi. ooo dedim. tamam. kadında bana vurmaya başladı. bu oyun zevkli geçecekti. ki ben gayet zevk alıyodum zaten. öyle demeyin dedim. eğer öyle olsaydı ben boşuna okumuş olurdum ve siz bile muhasebeci olabilirdiniz dedim. amk öyle diyince kalan elemanlarda gitti. kadın bu kez ellerini beline koydu. ve dudaklarını ısırarak gülümsedi. hani böyle ımınakıydığımıncıcığı diye küfür edersin de dilin dudağın bi büzülür ya böyle içine içine. aynen o şekildeydi amk :D acayip komikti.
    Tümünü Göster
    ···
  7. 8.
    +3
    ama kadınında bu oyundan zevk aldığı aşikardı. ben bu işleri bayadır yapabiliyorum bi sıkıntı olmuyo dedi. öyleyse iyi ne güzel sorun yok dedim. kadın devam etti. o yüzden muhasebeciye pek ihtiyaç olmuyo. ama isterseniz reyon elemanı olarak alabiliriz sizi dedi. şahsen ben daha iyi bi vuruş beklerdim öyle bi kadından. demekki laflarım çok ağırına gitmiş olmalı ki öfkeyle çok fazla düşünme fırsatı bulamadan böyle malca bişey söyleyerek yetindi. bundan iyisini düşünemedi muhtemelen. şöyle bi baktım mağazaya. yok burda reyon elemanı olunmaz dedim. neden dedi. siz müdür yardımcısı olduğunuza göre burada bir de müdür var dedim. ve ben muhasebe gibi önemli bir departmanı müdür yardımcısına yaptırıp işleri savsaklayan bi müdürün altında reyon elemanlığı yapamam. bunları yapan bir müdür kimbilir sizin gibi nitelikli bir hanıma daha ne saçma sapan işler yıkıyodur. size o işleri yıkan müdür reyon elemanı olduktan sonra bana hangi işleri yıkar kimbilir. o yüzden dedim. cevabım kadının hoşuna gitti. ahaha diye kısa süreli bi kahkaha attı. iş yerindeki elemanlar kadının daha önce hiç güldüğünü görmemiş olmalılar ki hayretler içerisinde bize baktılar. kadın birazcık eğildi ve alçak sesle ne yalan söyleyim hak vermemek elde değil dedi. dikkatimden ve ayrıntılı cevabımdan oldukça hoşnut kalmıştı kadın. aldıklarımı kasadan geçirdim. ve çıkarken müdür lazım olursa eğer çağırın. sizinle beraber çalışmak zevkli olur benim için dedim. beraberi birazcık baskın söyledim ki o milf amı biraz gıcıklansın kahpenin. aynen öyle gıcıklandı. oda bana tabii ki sizinle birlikte çalışmak hoş olurdu dedi. gülümseyerek ayrıldım dükkandan. böyle bi iş atma beklemiyodum ama. kısa günün karıydı benim için.
    ···
  8. 9.
    +2
    inciden bir panpamız benim çok yakın bir kardeşim bana bi hediye göndermişti. sizler bilmezsiniz. hediyeyi bırak hal hatır sorduğunuz yok amk. neyse bana bir playboy kartviziti yaptırdı. bilmem kaç yüz tane kart. inanılmaz derece güzellikte bi kartvizit oldu. artık işlerimde bu kartviziti kullanacaktım. biriki defa ismailin mekanda bu kartı biraz denedim. bi gün ismailin dükkanda oturuyoruz. hava sıcak. ortalık güneşli. askılı giymiş bi hanım ablamız girdi içeriye. hanım abla dediğime bakmayın. hatun seni beni amıyla çiğner. o derece. dar gri bi tayt üstünede siyah bi askılı giymişti. askılının üstünde bi tanede salaş panço vardı. içeriye girdikten sonra pançoyu sıyırdı şöyle. vücudu ortaya çıktı. sadece askılı ve taytla kalınca ortada inanılmaz derecede ciksi görünmüştü gözüme. aslında o gün böyle normal yemek yiyim oturuyum takılıyım gibi planlarım vardı. hiç böyle hatuna yazılıyım biraz piyasaya giriyim falan düşüncelerim yoktu. resmen gül gibi uyuyan yılanı uyandırmıştı kız. öyle olunca hemen kendime bir kahve söyledim. sigaramı çıkarıp bir tane sigara yakarak hatunu inceleme başladım. ilk görüşte hatunları incelemek çok önemlidir beyler. öncelikle kendimizi ve sınırlarımızı bilmeliyiz. sonra hatunun sınırlarını bilmeliyiz. damarı iyice arayıp bulmalıyız ki boş atıp dolu tutturma gibi bir şansımız olsun. unutmayın. bu şekilde bir mekandan hiç tanışmadığınız bi kızı kaldırmak istiyosanız tanışırken ilk anda sadece bir şansınız vardır. sınıftaki arkadaşı tavlamaya benzemez bu. ilk tanışmada o ilk anda elinde ne varsa sırasına göre ve profesyonelce kullanmalısın. bu olmadı ya bi dahaki karşılaşmamızda daha iyi oynarım diye bişey yoktur. hatun dar giymişti. üstündeki bluzu falanda tamamen slim fit dar kesim olarak kesilmişti. şöyle bi kalitesine baktığım zaman taytı ve askılı bluzu pek bi kaliteli bişey değildi. ama saçlarına baya özen göstermişti. harika sarılıkta saçları vardı. gayet güzel bir kuaför tarafından kesilmiş olmalıydı. öyle ufak tefek mahalle berberi tadındaki bi yer değildi. belli ediyodu kesimi. ve kadının saçına olan ilgisi ve davranışlarından da bunu farkedebiliyodunuz. geçip ayakkabılara baktığımızda parlak çift tabanlı ayakkabılardan giyiyordu. normalde bu tarzı sevmem. ama buna yakışmıştı. anlaşılan o ki kız çok zengin bi aile kızı değildi. akşam olunca tüm bu göstermelik kazanova havalarını bir kenara bırakıp gene ailesiyle oturduğu apartman dairesinde eşortmanlarını çekip oturuyodu belli ki. parmaklarında yüzük yoktu. sipariş vermek için garsonu çağırdığında sadece salata istediğini söyledi. formuna dikkat ettiği belliydi. fakat yanlarından sarkan göbek parçaları spor yapmadığını gösteriyodu. telefonunu eline alıp bi numara çevirdi. burada potansiyel bi erkek sevgilisini aramasın lütfen sevgilisi olmasın diye dua eder normalde. beni bilirsiniz. benim için sevgilisinin olması problem değildir. o onun sorunu. sonuçta onun sevgilisi benim değil. hep söyleriz. yeni gelenlerde bilsin. kalede kaleci var diye gol atmayalım mı yani ?
    Tümünü Göster
    ···
  9. 10.
    +3
    telefonu açınca "kankaaa" dedi sevinçli bi sesle. moralinin düzgün olması iyidir. tripli bi kızla uğraşmak istemezsiniz. tamamen pür dikkat kızı izliyodum. böyle zamanlarda kızın konuşmasından karakterine yönelik tespitler yapabilirsiniz. bunu nasıl yapacağınızı zamanla öğrenirsiniz. bazı kızlar konuşurken kelimelerini seçer gibi konuşur. onların konuşmaları ve tonlamaları gayet düzgündür. kullandığı kelimeleri kitaplardan öğrendiğini çok düzgün konuşmasından anlarsınız. böyle çok okuyan kızlar genelde hızlı konuşan kızlardan değillerdir. gayet orta tonda orta hızda konuşurlar. genelde fazla beklemezler kelime düşünmek için. bu tür okuyan kızları tavlamak için gireceğiniz damar kültür damarıdır. yani yanına gidip konuşacağınız zaman bir kaç ortak noktada onunla buluşan kelimeler ve cümleler kurmuş olmanız gerekir ki kız sizde kendinden bişeyler bulabileceğini ve sizinle konuşurken sıkılmayıp bişeyler paylaşabileceğini düşünsün. temel motto bunun üzerine kurulu. o yüzden bunları aklınızdan çıkarmayın derim ben. kız bu bahsettiğimiz kategoriye girmiyodu tabikide. gayet sıradan halk ağzında konuşuyodu. bazen konuşmalarında ufak tefek şiveler farkediliyodu. anlaşılan o ki laz kökenli bi kız olmalıydı. bu tür kültürel lezzetleri her zaman tatmak isterim ve çok severim. bunların çok sağlam kırmızı çizgileri olur beyler. sadece laz kızları için demiyorum. herhangi bir şiveye sahipse bir kız aldığı şivenin kültürel yapısından da bir hayli etkilenmiş demektir. bunun için o kültürel yapıyı bilmeniz ve ona göre davranmanız gerekir. geriye kalan taşları kendiniz oturtmalısınız. bunu okuyan bazı arkadaşlar oha lan bu kadar zormu bu amk ne kastın sende diyebilir. eğer kendi denginizde okul önlerinde süt dişlerini bırakıp yeni yeni 20 lik dişlere sahip memeleri bile olgunlaşmamış taze gençleri zütürmekten bıkmadıysanız henüz bunlara devam edersiniz. ama bu dediklerimi yapabilecek kapasiteye sahip olmadan asla playboy olup kızları tavlayacak niteliklere erişemezsiniz. fotoğraflarının altına girip fake lan bu amk yazdığınız kızlardan bahsediyorum tabi. evet o manken gibi olanlardan. kim gibiyo lan bunları dediklerinizden. neyse abi. gerekli tahlilleri yaptıktan sonra kıza biraz otoriter bir giriş yapmak istedim. salatasını bitirdikten sonra masasınagittim. sandalyeyi çektim. oturdum. çatalı salatanın içinde dururken gözlerini kaldırıp bana doğru bi baktı şöyle. şaşırmış bi ifadeyle. napıyo bu amkodumun der gibi. sigaramı burada içebilir miyim dedim. gayet olgun ve ciddi bir ifadeyle. böyle söyledim ki kız taşak geçiyorum sanıp hayır tabikidee modlarında beni yollamasın. böyle bi öksürür gibi oldu kız. şaşırdı baya. nasıl anlamadım dedi. tek başıma sigara içmeyi sevmiyorum. eğer sizin içinde büyük bir mahsuru yoksa sigarayı burada sizinle içmek istiyorum. dedim. kız başta bi telefonunu falan toparladı. adisyonunu aldı. ayaklanıyodu. bu kadar sığ fikirliyken nasıl yaşıyosunuz gerçekten hayret ediyorum dedim. öyle diyince oturdu tekrar. beyefendi siz iyimisiniz dedi. evet. siz iyimisiniz dedim. neden masama gelip böyle bişey yapma gereği duydunuz anlamıyorum. nerden alıyosunuz bu cesareti. kendinizi ne sanıyosunuz anlamadım ki dedi. öyle diyince bende bi sinirlendim haliyle ama. tam istediğim kıvama geldiği için. oyuna başlama vakti gelmişti. ses etmedim.
    Tümünü Göster
    ···
    1. 1.
      0
      Cıkarıp vursaydın masaya bunu görüyon mu bunu diye daha çok ile yarardı
      ···
  10. 11.
    +2
    hanfendi dedim. kendimi bişey sandığım yok. ama sizde kendinizi arşıdük kızı falan sanmayın yani dedim. beni o arkanızda gezip laf atarak salyaları akarak taciz eden sapıklarla karıştırmayın. birlikte oturup bir kahve bir sigara içmek için yıllarca mazimizin olması yada tanışmış olmamız yada bir yerlerde birlikte çalışıyor olmamız gerekmez. yani beş dakika beraber sohbet ederek bir sigara ve bir kahve içeceğiz alt tarafı dedim. bunun keyfini çıkaracaksınız. ve daha sonra arkanızı dönüp gideceksiniz. ve ne beni nede bu anı bir daha asla hatırlamayacaksınız. bunun için bu kadar konuşmaya değer mi sadece keyfini çıkarmaya baksanız ? ne kaybedersiniz ki. dedim. ben öyle diyince kız eli ağzında ağzı açık bi şekilde dinledi dinledi. kafasını salladı. saçlarını tutarak başını masaya doğru eğdi. garsonu çağırdım. bize iki tane kahve getirir misin dedim. gitti. bi sigara çıkardım. kız kafasından kendi kendine bunu yaptığıma inanamıyorum diye kızıyodu. şaşırıyodu. bi yandan da sonraki olacakları merak ettiği için kalkıp gidemiyodu. heycanını okuyabiliyodum. ikimizinde aynı şekilde kalpleri atıyodu. kesinlikle ters bişey söylenip ters bi hareket yapılmadığı için ikimizde kızıp sinirlenip bırakmıyoduk muhabbeti. masada kahveler gelene kadar bi sessizlik oldu. sigara uzattım. bi tane aldı başını kaldırmadan. yüzünü görmemem için saklar gibi önüne eğmiş gözlerine girmemesi için iki eliyle saçlarını tutuyodu. bense gayet rahat ve soğuk tavırlarla sigaramı yakmaya hazırlanıyodum. kahveler geldikten sonra sigaramı yaktım. çakmağı yoktu. aslında kalkana kadar bana bişey söylemeyi düşünmüyodu. sadece kahvesiyle sigarasını içip gitmekti planı. çakmağı aranırken olmadığını gördü. o zaman çakmaksızlıktan dolayı duyduğu o endişeden anlayabilirdiniz sizde bunu. benden çakmak istemeyi yediremedi kendine. gülümsedim. benim güldüğümü görünce iyice öfkelendi kendine. kızdı. çok tatlı bi hal aldı suratı mimikleri falan. bozmak istemedim. gurur yapıyodu kendi kendine. çakmağı konuşmadan uzattım. aldı. aslında o kadar da kötü bi insan olmadığımı anlamıştı yavaş yavaş. ilk andaki soğukluğu yoktu yüzünün. sigarayı yaktıktan sonra bu sefer tek eliyle tutmaya başladı başını. diğer eliyle sigarasını çekiyodu. bir yandanda kahve içiyodu. parmaklarının en uç noktasında tutuyodu sigarayı. hareketlerinde belli düzeyde bir asalet vardı. yani kız karizması diyim. taktan bi kenar mahalle varoşu gibi değildi yani. kendine göre bir tarzı stili olduğu açıktı. sessizlik uzamakla bitmek arasında bir yere gelmişti. böyle durumlarda hep aynı şey olur beyler. eğer iki tarafta gerginse masada böyle bir sessizlik hakim olur bir müddet. bu sessizlik belli bi süre iki taraf içinde normal karşılanır. kimse masada bi sessizlik olduğunu dahi farketmez. daha sonra iki tarafta lan biz iki saattir hiçbişey konuşmuyoruz der içinden. ve sessizlik ortaya çıkar. işte o an ya bişeyler söylenip sessizlik bozulmalıdır. yada o sessizlik uzar. uzadıkça bişey söylemek imkansızlaşır. bu sefer istesenizde bişey söyleyemezsiniz. bunu defalarca kez yaşamışsınızdır. sonra bundan sıkılıp sırf nefes almak için boğulmamak için birşeyler söylersiniz. o zaman söylediklerinizde sessizliğin içinde boğulur gider. o sessizliği artık bozamazsınız. ben bu sessizliği yönetmeyi uzun zaman önce öğrenmiştim. sanıldığı gibi kendiliğinden olan bir sessizlik değildi bu. biraz önce benim onu incelediğim gibi o da beni incelemeliydi. ve sınırlarını çizmeliydi. kafasında belli bi imaj kurup benden onları tamamlamamı beklemeliydi. onun içinde bu sessizliğe ihtiyacı vardı. yeterince bekledikten sonra aslında o kadar da kötü değilmiş demi. dedim. dalmışta yeni farkediyomuş gibi kafasını kaldırdı pardon ne dedin dedi. aslında çokta kötü değilmiş değil mi dedim. gülümsedi. kafasını sallayarak gerçekten bunu nasıl yaptığımı bilemiyorum dedi. bende gülümsedim. bunu neden bu kadar büyüttüğünü anlayamadım dedim. hayır ya öyle değil dedi. normalde şu hareketi başka birisi yapmış olsa yani normalde benim burdan kalkıp gitmem yada sana tokatı patlatıp bi daha suratına bakmamam gerekir ama oturmuş burda senle kahve içiyorum şaşırıyorum kendime dedi.
    Tümünü Göster
    ···
  11. 12.
    +2
    bi kez daha gülümsedim. film sahnesi gibiydi amk. böyle günlerden ne zaman uzak kalsam özlüyorum. neden kalkıp gitmedin yada neden yüzüme tokatı patlatmadın ? dedim. bilmiyorum dedi. geriye doğru yaslandım. kızın olgun ve anlayışlı bir yapısı vardı. yaşadığı ilişkilerde belli ki anlamı ön planda tutan bir kızdı. anlamlı şeyler yaşamak peşindeydi. bir ilişkide anlam çok önemli bir ayrıntıdır. eğer ilişkinizde anlam varsa bazı şeyleri doruk noktasında yaşarsınız. mesela günaydın mesajları çok önemlidir bu tür ilişkilerde. laf aralarında geçen şiirler , birbirinize söylediğiniz yada taktığınız ufak tefek şirin lakaplar , hediyeler , dokunuşlar , el ele tutuşmalar falan inanılmaz derecede önemlidir. bu tür ilişkileri diğer ilişkilerden ayıran şey elinden tuttuğunuz vakit bir kaç dakika ikinizinde nefesi kesilir. gerçekten kalbiniz boğazınızda atıyor gibi hissedersiniz. gördüğünüz zaman ilk anlarda bir kaç saniye boğazınıza bişeyler düğümlenir. yaşayanlar çoktan anlamıştır zaten ne demek istediğimi. kız bu tür ilişkilerin kızıydı. o nedenle anlamlı konuşmalarım yüzünden kalkıp gidememişti. şimdiki hamleler çok önemliydi ve onun için konuşmaya başladım. kadınları anlamak o kadarda güç değil aslında dedim. neden dedi. sanki onları hafife alıyormuşum gibi hissederek. dedim ki çok zayıfsınız bi kere dedim. dünyada yeriniz çok az. etrafınızda sürekli birileri var. gerçekten nefes almanız neredeyse olanaksız. birileriyle sırf sohbet etmek için sohbet edemiyosunuz. sırf hoşunuza gittiği için bişeyi giyemiyosunuz mesela dedim. eğer kısa bişey giyerseniz yollu oluyosunuz direk. uzun bişey giyerseniz rahibe oluyosunuz. erken giderseniz dünden razı , geç giderseniz zilli , samimi olursanız huur , olmazsanız zütü kalkık oluyosunuz. sırf muhabbet etmek için birisiyle konuşmanız birileriyle dertleşmeniz yada birileriyle oturup kahveyle sigara içmeniz hayatınızda nefes alabileceğiniz birilerinin olması gerçekten çok zor dedim. dertlerini bu kadar yakından tanıyıp bu kadar dert edinmem hoşuna gitmişti. aaaynen yaaa valla varya. dedi. bi kaç konuda hemde kendisini bu kadar yakından ilgilendiren bir sürü konuda bu kadar ortak düşüncelere sahip olmamız hoşuna gitmişti. biraz olsun rahatlamıştı. biraz geriye yaslandı ve kahvesini eline aldı. peki sen dedi ne yapıyosun. nasıl ne yapıyorum işimi mi soruyosun dedim. hayır dedi. sen ne yapıyosun yani. kafe kafe gezip nefes alamayan kızların nefesi falan mı oluyosun dedi. ufacık bi gülüş geçti orda. aslında normalde böyle gülmüyoduk tabikide ikimizde. ama birbirimize göstermelik bi gülüş atmamız gerekiyodu orda. esprisine espriyle karşılık vererek asla bilemezsin demi dedim. bak seeeeen der gibi yaptı kaşlarıyla ve güldü. felsefesi olan adamlarla daha önce pek karşılaşmadın sanırım dedim. nasıl yani dedi. şimdiki erkeklerin çoğunda felsefeyi bırak beyin bile yok. inan arkadaşlık etmekte ben bile zorlanıyorum dedim. hal böyle olunca benim gibi bir felsefesi olan belli bir hayat standardı olan erkekleri gördüğün zaman şaşırıyosun. sanırım görmedin daha önce bu tarzda birini dedim. zütü kalkıklık etmeden tabiki. hayır çok fazla rastlamadım açıkçası dedi. nedir senin felsefen dedi. genelde hayat felsefem anı yaşamaktır dedim. geçmişe takılı kalmayı sevmiyorum. ve beklemekten nefret ettiğim için gelecek kaygısıda çok fazla gütmüyorum dedim. genelde sorumluluklarımı bilir ve ona göre hareket ederim. ve anı yaşarım. çünkü bu anlar çok kıymetli dedim. eğer seninle bugün burada kahve içmek istediysem gelir söylerim. nedir ki yani. gereksiz gururların yada gereksiz havaların arkasına gizlenmem dedim. neden çekineyim yada neden bana tokat atasın. sonuçta ben bir sapık değil tecavüzcü değilim. sırf toplumdan bazıları bu olmaz dediği için olmayacak diye bişey yok. hiç tanışmayan iki kişi bir masada oturabilir , ortak düşüncelere sahip olabilir. ve gördüğün üzere pek tabii kahvelerini içebilir dedim. hatta bundan keyif bile alırlar demi dedim. düşündü. kahvesini kaldırdı bana doğru. bende kaldırdım. ve gülerek içtik. gerçekten çok farklı birisin dedi. öylemi dedim. evet diğerlerinden farklı olduğun bütün hareketlerinden anlaşılıyor dedi. pek fazla üstünde durmadım. benimle ilgili görüşlerini bana söylemesi pek hoş değil böyle zamanlarda. çünkü ister istemez zütüm kalkar. plandan şaşarım o zaman. zütü kalkık hareketler yaparak onu kendimden uzaklaştırmak istemediğimden övgülerin üstünde hiç durmadım. ve muhabbeti hemen başka yöne çektim. kahve bittikten sonra yavaş yavaş hazırlanmam gerekiyodu. sencede güzel olmadımı dedim. nasıl yani dedi. güzel olduğunu biliyodu tabiki ama söyleyeceğim şeyi merak ettiği için sordu.
    Tümünü Göster
    ···
  12. 13.
    +1
    eğer ben buraya senle kahve içmeye gelmeseydim , sana kahve içmeyi teklif etmeseydim , yada sen ilk anda beni tokatlayıp buradan çıkıp gitseydin eğer biz beraber kahve içmemiş olacaktık. ve sen bu anı asla bir daha hatırlamayacaktın. çünkü sadece gelip bir salata yiyip çıkmış olacaktın. halbuki şuan bir daha asla unutamayacağın bir anı oldu. ve bir başkasıyla içtiğin kahvede geçen yarım saatten çok daha kıymetli bir yarım saat geçirmiş oldun. öyle değil mi dedim. orası öyle dedi. ama masaya otururken beni bir daha asla hatırlamayacaksın diyerek kandırdın beni dedi. gülümseyerek. kartımı çıkarıp masaya koydum. ve önüne doğru ittim. unutup unutmamak tamamen sana kalmış bişey dedim. kendine iyi bak çok teşekkür ederim beni kırmadığın için. umarım sende güzel vakit geçirmişsindir dedim. rica ederim görüşürüz diyerek uğurladı beni. kartı verdiğimi görünce içerde garsonlar falan hemen zütüme dolandılar. gözümle hareket yaptım olum durun durun görmesin kız diye. fastfood tezgahının önünde yapıştılar vaay abi artık aşmışsın kendini falan filan diye. dedim laubali olmayın lan haytalar. ipneler bütün planı bozacaklar bi çuval inciri berbat edeceklerdi. onları susturup mekandan çıktım. böylelikle incici kardeşimden hediye gelen kartvizitle ilk hatunumuda tavlamış olmuştum. tabi o an onun tekrar arayacağını bilmiyodum. bunuda ilk defa duyacak tabi o kartvizit sahibi bin. onada burdan selamlarımı iletiyim. sevgiler kısa pipili jigolo.
    ···
  13. 14.
    +1
    Bana burda bıraktın deme panpa
    ···
    1. 1.
      +1
      bırakmadım kanka. yazıyorum sürekli. bomba gibi bi bölüm hazırlığındayımda. onun için bazı çalışmalar yapıyorum.
      ···
  14. 15.
    +1
    Tabiki rez
    ···
    1. 1.
      +1
      gececi tayfalarım toparlanıyo. güzeeeel. güzeeel. ^^
      ···
  15. 16.
    +1
    Herzaman bebeğim * )))
    ···
    1. 1.
      +1
      selamlar ciğerim.
      ···
  16. 17.
    +3
    beyler hikayeye dönücem tabikide. buraya bi ayraç bölüm olarak bi part atmak istiyorum. öncelikle kafamda belli bi plan var. bi projeyi hayata geçiriyorum şuan. tamamen kendime ait bi karıkız projesi. onun içinde belli bi yer var çalıştığım. orda takılırken birisiyle tanıştım. sürekli gelip giden esrarengiz bi tip. şimdilik nerde çalıştığımı ne yaptığımı falan söylemiyorum. onların hepsini anlatıcam. projem çok kapsamlı bişey. ama inanılmaz eğlenceli keyifli. ona sonra dönücez. bu adamın hikayesini yazıcam bugün buraya. yeminle ağzım açık kaldı herife.
    ···
    1. 1.
      0
      reserved burda kaldım sayfa 1
      ···
  17. 18.
    +2
    dikkat ettiğim devamlı müşteriler var. sürekli gelip giden sürekli aynı siparişleri verenler falan. bi tanesi var gerçekten tarzını sevdiğim birisi. tıpkı benim gibi giyinen kendine ait bi tarzı olan halinden hareketlerinden de belli bi karizması ve geçmişi olduğu anlaşılan birisi. kadınlar üzerinde yeterli etki bıraktığınız zaman size bunun bi geri dönüşü olur. görünmeyen hissedilmeyen ve sadece diğer kadınlar tarafından hissedilen bi point gibi düşünün bunu. yani şöyle anlatayım. herkesin hayatında belli bi dönem bütün kızların kendisine ilgi duyduğu bi an olmuştur. yani yalnız takılırsın takılırsın takılırsın. sonra birden bi kız senden hoşlandığını falan söyler. sen şaşırırsın noluyo lan falan diye. sonra bi tanesi daha çıkar. sonra bi tanesi falan derken etrafın üç beş kız tarafından sarılır bi anda. az birazböyle devam ettikten sonra birden bire eksilmeye başlarlar. sonunda bi bakarsın ki yanında kimse kalmamış. ve sonra aylarca yalnızlığa devam edersin. işte o yüzden herkes der "gelince herşey birden geliyo gidince hepsi birden gidiyo" falan. onun sebebi şudur. bir kadın sizden hoşlandığı zaman haliniz hareketleriniz ve tabi etrafa yaydığınız titreşim mi diyim hava mı diyim ne derseniz artık ona işte o değişir. diğer kadınların ilgisini çekersiniz ister istemez. bunlar hoşlantı yükü diyebileceğimiz şeyler gibi üzerinizde birikir. kadınlar sizden hoşlandıkça siz üstünüzde kadın yükü biriktirirsiniz. kadın point gibi. ve diğer kadınlar sizi gördüklerinde bunu hissederler metafizik bi şekilde. o yüzden dönüp bakarlar ilgilerini çekersiniz. ve farkında olmadan onlarda üstünüze belli bir yük bırakırlar. diğer kadınların dikkatini çekecek. tabi bunları anlayabilirmisiniz bilmiyorum ama sözün özü adamda da aynen bunun gibi kendimde hissettiğim o yüklerden bir sürü vardı. zaten bu yükleri hissettiğiniz adamları hemen aklınıza getirebilirsiniz. hani bi ortama birisi girer. kadınlar derler " haaa senin sevgilin vardır zaten lan sen hiç boş gezermisin şerefsiz seni söyle bakalım kaç kızın canını yaktın hayın " falan diye. işte onların sebebi hep bu yüklerdir.
    ···
    1. 1.
      +1
      bir nevi pre selection gibi. kadınlar başka kadınlar tarafından seçilmiş erkeklere ilgi duyar otomatik olarak... ulan bunu karılar seçiyo demek ki bişi var .s.s.s.s.s
      ···
  18. 19.
    +2
    uzun zamandır kimsede böyle şeylere rastlamadığımdan adamı takibe almaya başladım. o adam geldiği zaman yanına sürekli bizim kızlar üşüşürdü. sevgili olmaya falan çalışırlardı ama bi türlü adam yüz vermezdi. hiçbirsini giblemezdi. lan derdim olum hiçkimseyimi lan . tamam bu kızları bende olsa yüz vermem ama. taş gibi karılarda geliyo adamın yanına. üstüne üstlük benim gönderdiğim çok sağlam hatunlar bile oldu. ama adam hiçbirisine yüz vermedi. gay gönderdim. onada pas atmadı. neyse en sonunda bi geldiğinde adamın masasına oturdum. selam verdim çöktüm karşısına. bütün mevzuyu anlattım. dedim kardeş böyle böyle. seni ne zamandır takip ediyorum. belli bi geçmişin var. saygı duyduğum bi tarza sahipsin. tarzlarımız birbirine yakın. stil sahibi insanları severim. bunun yanında kadınların hiçbirisine pas vermedin. bakıyorum evli veya nişanlı değilsin. bi sevgilin olduğunu yada sevgiline bu denli bağlı olduğunu da düşünmüyorum. o tarz bi stil değil bu. gay de değilsin. dini sebeplerden ötürü yanaşmadığınıda sanmıyorum. nedir bu iş anlat şunu valla çıldırıcam yoksa dedim. güldü. şaşırdı. samimiyetime güvendi. tamam dedi ne zaman çıkıyosun diye sordu. dedim 11 gibi çıkarım. tamam o zaman 11 de seni alırım burdan. gideriz bi yerlere takılırız anlatırım dedi. iyi tamam o zaman dedim. saat 11 oldu. iş yerini kapatıp çıktık. çıkışa geldi. biz iki sap gittik içmeye. oturduk bi bara. sağdan soldan sohbet muhabbet derken biriki duble sonra anlatmaya başladı.
    ···
  19. 20.
    +2
    direk onun ağzından yazıyorum. " ben ilkokulda çok zeki bir çocuktum. daha o zamanlardan belli bi gelecek vaat ettiğim belliydi. babam polis emeklisiydi. ama onun için polis ve devlet işleri hala bitmiş değildi. sıradan bi polis olmadığını o zamanlar bilmesem de babamı ve polisliği çok seviyodum. ilkokulda bazı başarılar almaya başladığım zaman babamın arkadaşları tarafından fark edilmeye başladım. o zamanlar aklım yetmiyodu ama evimize tanımadığım adamlar gelmeye başladı. babam onlar geldiği zaman beni odadan çıkarıyodu. zaten bende ezik bi çocuktum o zamanlar. kimseyle işim olmazdı. bıraksalar ölünceye kadar kendi odamda kimse bişey söylemese öylece yaşar giderdim. tabi son sınıfta bi kızı görünceye kadardı herşey. onu tanıdğımda birden bire hayatıma renk geldi. herşeyim oldu. bütün suskunluğumu bozdu. bana aşkı yaşamayı gülmeyi kadınları öğretti. bana herşeyi o öğretti. (tıpkı benim gibiydi amk aşkı) bayılıyodum ona. hergün koşarak gidiyodum okula. ayaklarım yere basmıyodu. uzaktan uzaktan seviyodum onu. rüyalarımda gördüğümde kendimden geçerek uyanıyodum. gördüğüm zaman bayılacak gibi oluyodum. yüzüne baktığım zaman seyretmeye doyamıyodum. tabi her güzel şeyin bir sonu olduğu gibi bununda bir sonu geldi. babamın arkadaşları nihayet benimle görüşmeye başladılar. tanımadığım takım elbiseli adamlardı. babama sürekli benimle ilgili bişeyler soruyolardı. babam hiçbir zaman onlarla görüşmemi istemiyodu. yaş ilerledikçe gençliğin heyecanıyla bende ortalığa atlamaya ateş gibi parlamaya başlamıştım. babama artık soruyodum onların kim olduğunu .sorguluyodum. bir gün geldiklerinde onlarla birlikte oturup konuştuk. bana bazı şeyler sordular. bütün sorularına cevap verdim. daha sonra beni yanlarına alıp gitmek istediklerini söylediler. o zamanlar çok cevval bi genç olduğum için aileden ayrılmak falan hiç koymazdı bana. babamın yüzüne baktım. kararı bana bıraktığını gösteren bi işaretle kafa salladı sadece. adamların iç güvenlikten olduğunu o zaman öğrenmiştim. devlet için bazı projelerde yer almak üzere zütüreceklerdi beni. kabul ettim. "
    ···