Rez nickinde yaprak giben kelebek reyisten alinti yaptigin cok acik inş fake degildir cok acil korkmam lazim korkut beni

Rez zütüm titret memeleri

başlıyorum muallakler. yine her yaz olduğu gibi köye gitmek için erkenden uyanmıştık. babamın sesleri annemin ne işimiz var köyde demeleri bile aynıydı. bende okul stresi dersler vizeler derken iyice yorulmuştum. köy havasının bana iyi geleceğini düşünüp bende köye gitmek istiyordum. aklımca köy bana iyi gelecekti tabi ben öyle sanıyordum. annem kahvaltı hazırlamış getirmiş yemek masasında konuşuyorlardı.ben elimi yüzümü yıkayıp masaya oturdum. annem dindar biridir babam onun kadar olmasada yine Allah'a inanır cumalara gider.ben o zamanlar inançsız biriydim ve bunu belli etmeselerde annemlerde bu durumdan haberdardı. masada yine öyle böyle konuşulurken annem bana Allah hakkında iyisini versin dedi. bende ne o olmayan şeyler bana ne verebilir dedğimde babam kabarmış ve bana bağırmıştı.

eğer korkmazsam gibtim ananı

babamın bana bağırmasıyla masadan kalktım ve odama gidip kapıyı hızlıca çarptım. nasıl olurda bana bağırırdı helede bu yüzden onun inandığı şey benden önemlimiydi? bu şekilde düşünürken annem odaya geldi ve benimle din hakkında konuşmaya başladı. bizim dinimiz Müslümanlık Allah ise yaratıcımız felan diyordu. bende anlamış gibi başımı sallıyordum. annem babamın bana bağırmasına aile içinde olur böyle şeyler baba sonuçta diyerek içimi rahatlatmıştı. annem beni öpüp kapıyı kapatmıştı. bende derin düşünceler içerisinde bunca bunaltının stresini köyün alabileceğini düşünüyordum.bi sigara yakıyım dedim. yatağımın altında sakladığım winston paketini alıp balkona çıktım. zaman geçirirken annemin sesini duydum ve odamdan çıktım. yola çıkıyorduk. düşüncemde stresimi atacağım yere köye doğru ilerliyorduk

köye varmıştık.her şey çok güzeldi. havası beni rahatlatıyor dinlendiriyordu. nede özlemişim burayı. kapının önünde dedem ve büyükannemle karşılaştık. hemen gidip ellerini öpüp sarıldım hasret giderdim. hoşgeldiniz ve muhabbet faslından sonra bizim için hazırladıkları sofraya geçtik.her şey çok güzeldi. gülüşmeler kahkahalar havada uçuşuyordu. yemeğimizi yedikten sonra büyükannem bize kahve yaptı. kahvelerimizi içerken okulumla ve hayatımla ilgili sorular sordular. kahvemi içtikten sonra yukarı yatağa çıktım. malum yol yorgunu uykuya dalmışım. akşam kalktığımda saat 8 di.aşağı indiğimde annemler bana dedem ve babamın kahveye gittiğini istersem benimde geleceğimi söylemişler. bende gitmek için evden çıktım. kahve ile ev arası yaklaşık 3 sokak uzaklığındaydı.ben yolu biraz daha uzatıp kimseye görünmeden sigara içmek için aşşağıdaki ıssız yola indim. elimde sigara yürürken ilerde çarşaflı bi kadın gördüm. elimdeki sigarayı attım komşu felandır diye. yanımdan geçerken hayatımda gördüğüm en kinli ve nefret dolu bakışı attı. kadını görünce anılarım canlandı.ben daha küçükken her köye gelişimizde babam beni ava zütürürdü.bu kadınında bir oğlu vardı. mavi gözlü sarışın bir çocuktu. aynı yaştaydık muhtemelen. bunlar o zaman bizim karşımızda otururlardı. yani dedemlerin evinin karşısında.biz her ava giderken çocuk heves ederdi. birgün annesini çok bunaltmış. anneside babama rica etti çocuğuda zütürebilirmisiniz diye. babamda kabul etmiş. girdik ormanın içine. avcılar için yerler vardı. avcılar birbirlerini görmüyordu ağaçlar yüzünden fakat konuşma sesleri bile geliyordu.her şey olması gerektiği gibiyken olmaması gereken bir şey oldu. yanımdaki çocuk kanlar içinde yere yığıldı. babam hemen çocuğu alıp köy meydanına koşturmaya başladı. bende arkasından. hemen ilk duran arabaya binip hastaneye gittik.o zaman nasıl oldu bilmiyorum fakat çocuğun annesinide getirdiler. çocuk o gün orda öldü. kadında hep bizi suçladı. kıskandınız siz yaptınız diye. fakat olayın bizle alakası yoktu. bunları düşünürken kavheye vardım ve dedeme o kadını gördüğümü ve durumunun nasıl olduğunu sordum. dedemin anlattıkları çok garipti...

Pampalar dinleyen yoksa yarın devam edicem

dinliyoruz amk anlatsana ya

@9 kardeşim yarın devam

Geldim pampalar bugün korkunun dibine vuracağız varmı bekleyen 3-5 kişi

dedem kadının çocuğu öldükten sonra pgibolojisinin çok bozulduğunu anlattı. bizle komşuyken evini alttaki ıssız sokağa taşıdı. zaten kocasıda olmadığı için iyice bunalıma girdi. dedeme kocasına ne olduğuna sordum.oda yıllar önce siz daha doğmamışken define sevdasıyla sağa sola giderdi. normalde iyi bir adamdı fakat define onu iyice bozmuştu.bir gün elinde bir kitap ile eve gelmiş. yolda bitik gibi yürüyor ne olduğunu soranlara agresif tepkiler veriyormuş. evine gittikten sonra karısınıda hiç bir şey anlatmadan yatıp uyumuş. ertesi gün sabah ezanında evden çıkıp define aramaya gitmiş. caminin önünden geçerken cemaat nereye felan sorularına hiç bir şey demeden yoluna gitmiş. yarına kadar gelmeyince kadın köylüden yardım istedi. jandarma felan aradık ama kimse bulamadı. hepimiz defineyi bulup gittiğini düşündük.ama bidaha haber alamayınca hepimizin içinde bi endişe oldu tabi. konu zamanla unutuldu. kadın kalan tarlayı köylünün yardımıyla işleyip sattı. dedem bunları anlattıktan sonra sen bunlara takılma çok zaman geçti dedi. sonra çayını bitirdi babamda ardından eski arkadaşlarının yanından geldi ve eve doğru yol aldık.eve gittik biraz muhabbetten sonra herkes yatağına geçti. bana üst kattaki kilerin yanındaki dışarı bakan tek odayı verdiler. hiç uykum yoktu. telefondan internete girip takıldım. gece acıktım. aşağa mutfağa inip ekmek arası bişeyler yedin. odaya çıkınca bi sigara içeyim diye cama çıktım. çıkmaz olaydım.o kadın. elinde bir kitap gözlerini dikmiş bizim eve bakıyordu. saate baktığımda 03.02 yi gösteriyordu.oda çok karanlık olduğu için beni göremez sanıyordum. fakat başını benim olduğum cama çevirdi. hayatımda böyle korktuğumu hatırlamıyordum. hemen aşşağı indim. babamla dedemi kaldırdım. feci korkuyordum. babam ne oldu felan sorarken olayları anlattım. dedem sinirli bir şekilde dışarı çıktı babamsa hala olayın şaşkınlığındayken dedem içeri girdi. gitmiş dedi. babam dedeme ne oluyor diye sordu. bizim sesimize annemlerde uyandı. herkes ne oluyor felan sorarken dedem bize oturun dedi ve anlatmaya başladı...

Dedem anlatmaya başladı. babama bakarak çocuğun öldüğü gün hangi gündü hatırlıyomusun diye sordu. babamda o gün hiç aklımdan çıkmaz dedikten sonra biraz sustu ve perşembe günüydü dedi. annemde bugün perşembe diyerek lafa atladı. dedemde işte kızım her perşembe gecesi 3'ten sabah ezanına kadar bizim buraya gelir. duyamadığımız bir seste bir şeyler mırıldanır.ilk gördüğüm gece ne oluyor diye aşağı indim kadın korkunç derecede şiddetli bir sesle bağırarak arkasına bakmadan uzaklaştı.o günün sabahı kadının evine gittim kapıyı çaldım.ilk çalmamda açmadığında biraz daha şiddetli vurunca kapıyı açtı. içeriden çok kötü bir koku geliyordu. kapıdan gördüğüm kadarıyla ölen çocuğunun odasında duvarlarda garip şeyler ve yazılar vardı, sanırım arapça yazılardı. kadın bu arada bana hala çok kötü bir şekilde bakıyordu. dün gece olanları sorduğumda "oğlum sizin yüzünüzden öldü, sizde aynı acıyı yaşayacaksınız" diyerek kapıyı şiddetli bir şekilde kapattı. dedemin bu anlattıkları karşısında hepimiz ürkmüş ve annemle babamın bana baktığını görmüştüm. dedem bizim bu halimizi görünce ortalığı sakinleştirmek için "neyse şimdi bunları bırakalım zaten geçmişte kaldı.ben kadını son kez uyarırım ve bir daha gelmez. Hadi şimdi hepiniz geri yatın" dedi. yatağıma çıktığımda hemen uzandım ve dedemin söylediklerini düşünmeye başladım."aynı acıyı sizde yaşayacaksınız" ne demekti bu dedemin oğluna yani babamamı yoksa banamı? Kafam çok karışmıştı.bu düşünceler içerisindeyken birden kapı açıldı. giren babamdı. hemen doğruldum. babam bana "oğlum huzursuz olduysan gidelim" dedi.ben huzursuzdum ama babam ve annem köyde iyi vakit geçirdiği için gitmek istemedim ve babama "yok baba ne olacak bişey olmaz" dedim. babamda "peki oğlum bişey olursa söyle ben yatıyorum iyi geceler" diyerek kapıyı kapattı ve gitti.bu düşünceler arasında uyuyakalmıştım. Sabah uyandığımda...

Anlat mk

Sabah uyandığımda annem ve büyükannem kahvaltı hazırlıyorlardı.ben içeri babamların yanına geçtim. televizyon izlemeye kurulduk. biraz televizyon izledikten sonra annemler kahvaltıya çağırdı. kahvaltı yaparken dayanamayıp sordum."o kadının evine gidebilirmiyiz"diye sordum. dedem "siz karışmayın ben hallederim" dedi. onaylamak için başımı salladım. fakat içim rahat etmiyor, o kadının evini görmek istiyordum. kahvaltı yaptıktan sonra köyden çocukluk arkadaşlarım olan ahmet, eren ve kürşat'ın yanına gittim. onlara bu olayı anlattım ve kadınla ilgili sorular sordum. ahmet kadının çocuğu öldüğünden beri garip hareketler sergilediğini dedi. kürşat oğlum bırakın bu işleri deli o karı dedi. erene fikrini sorduğumda ise kanka madem bu kadar merak ediyosun gece gidip bakalım dedi.bu fikre herkes onay verdi ve bir sigara içmeye başladık. fikri gerçekleştirmem için gece benim evde olmamam gerekiyordu. bunun için babamı aradım ve akşam ahmetlerde kalacağımı söyledim. babamda onun babasını tanıdığı için izin verdi. biraz oralarda oyalandıktan sonra ben ahmetle eve diğerleri ise akşam buluşmak üzere kendi evlerine gittiler. gerçekten çok merak ediyordum.ne olacaktı ne görecektim. bunları düşünürken içime garip bir ürküntü geldi. ahmetlerde baya bir takıldıktan sonra ahmet için babasından izin almaya gittik. ahmetin babası köyde yaşadiığı için pek karışmıyordu ve bu yüzden izin verdi. herşey geceyi beklemeye kalmıştı. gece olduktan sonra arkadaşlarımızla sözleştiğimiz gibi gece 1'de köyün camisinin girişinde buluştuk ve kadının evine doğru yol almaya başladık. işte herşey başlıyordu...

Pampalar bundan sonrası daha korkunçlu 18+ olmayan binler okumasın.

Edit: bekleyen varsa yazıcam

Rez yolla pampa takipteyiz

Rez moruk

Kadının evine doğru ilerliyorduk. etraf çok karanlık ve sessizdi.bu deli kadının ne işi olurdu böyle bir yerde. kadının evine vardığımızda pencereden kafamızı uzattık ve içeriyi gözetlemeye başladık.ilk pencereye baktığımızda etraf çok karanlıktı. diğer pencereye baktığımızda ise içerisi mumlarla aydınlanıyordu. kadın mumlardan yuvarlak çizmiş ve ortasına elinde bir kitap ile oturmuş bir şeyler mırıldanıyordu. sanırım arapça bir şeylerdi. kadın mırıldanırken birden durdu ve arkasını dönüp bize baktı. işte o an perde bi anda kendiliğinden kapandı. neye uğradığımızı şaşırdık. çok korkmuştuk. koşa koşa bizim köyün çeşmesinin oraya doğru gittik. gerçekten çok korkmuştuk ve nefes nefese kalmıştık. hepimizin üzerinde büyük bir korku ve şaşkınlık vardı. konuşamıyorduk.bu sessizliği ahmet bozdu "oğlum o neydi öyle dıbına koyim"dedi. gerçekten o da neydi öyle. kadın ne yapıyordu orda.ne söylüyordu kendi kendine.o perde nasıl kapanmıştı. kafam gerçekten çok karışmıştı. şoku atlattıktan sonra aramızda konuşmaya başladık. kürşat "rüzgardır kanka bişey olmaz" desede o da çok korkmuştu biliyordum. biraz daha sohbet ettikten sonra saatimiz 02.15'i gösteriyordu. birer dal daha sigara içtikten sonra kürşatla eren kendi evine bizde ahmetle ahmetlerin eve doğru yol almaya başladık. ahmetin annesi yatağımı yer yatağı olarak ahmetin odasına sermişti. yatağıma yattım. ahmet horlamaya başlamıştı bile.ama benim içimde hala bir korku ve ürperti vardı. olanları düşünerek uyuyakalmıştım.

Ruya gordun kesin aq