Kardeşim Zeynep benden bir yaş küçüktü. Yatılı okulda kalıyorduk. Her hafta sonu eve
gitmemize izin vardı.Bir Pazar akşamı kardeşim ve ben çarşıya alışveriş yapmaya gittik.
Alışverişten sonra eve giderken otobüse bindik. Zeynep oturduğumuz yerin altında deri
bir cüzdan buldu. Cüzdan oldukça eski ve yıpranmış görünüyordu. içinde 20 TL vardı.
Parayı bölüşmemizi önerdim ama kardeşim reddetti .Zeynep her zaman çok dürüst bir insan
olmuştu. Cüzdanı sahibine geri iade etmemizi söyledi.
Eve gittiğimizde evde kimse yoktu. Mutfak masasının üzerinde evde uslu durmamızı
söylediği bir not vardı. Yeni başladığı iş yüzünden 2 haftalığına başka bir ile gitmişti (annem). Zeynep cüzdanı
açıp karıştırmaya başladı. içinde, üzerinde herhangi bir isim yazmayan banka kartı,bir
otobüs bileti,bir adamın siyah beyaz resmi ve katlanmış bir kağıt vardı.

“Ne yazıyor?” dedim.
“Bilmiyorum.”dedi

ilgi gelirse devdıbını atarım

ilgi gelmemiş tam beklediğim gibi ama yinede devam ediyorum...

Zeynep”Sanırım Latince yazıyor.”
Notu elime aldım ve okumaya çalıştım.”MORETUM TE SALVANO EST DEKSERTO
KUVRAYTE... AYYE VERVERESE COSTUVA, VERUM DE TREVA, VERMI ES-Ti REFLEKSiN.”
“Hayır saçmalama “dedi kardeşim gülerek.”Tamamen yanlış okudun .Hiç bir şey
bilmiyor musun? Romanlılar Latince yazarken V harfini U yerine kullandılar.V harfini
U gibi söylediler.”
“Tamam çok biliyosan sen oku.”diye cevapladım.
Zeynep kağıdı elimden kaptı ve yüksek sesle okumaya başladı.
“Ne anlama geliyor?” diye sordum.”Hiçbir fikrim yok.”diye cevapladı.”Okulda Latince
Gördük ama bu kelimelerin hiçbirini hatırlamıyorum.”Kağıdı cüzdana yeniden sıkıştırdı
ve yatağın yanındaki masanın üzerine koydu. Haftaya cüzdanı iade edeceğini söyledi.
Gece uyumaya çalışırken Zeynep'in yataktan fırlayıp bi anda yataktan fırlayıp banyoya
koştuğunu gördüm. Zeynep klozete kusarken ağlıyordu.”Ne oldu?” diye sordum.
“Zeynep söylesene ne oldu ?” cevap vermedi. Sadece gitmem için elini salladı.

Ertesi sabah Zeynep’in
ateşi vardı. Okula yalnız gitmemi, öğretmenlere hasta olduğunu söylememi, yarın okula
geleceğini söyledi. Bütün haftayı okulda geçirdim ama Zeynep hiç gelmedi. Nasıl olduğunu
sordum mesajların hiç birine cevap vermedi. Hafta sonu eve gittiğimde evi karnalık bir
şekilde buldum. Havada pis bir koku vardı. Çürümüş et kokusu gibi.” Zeynep hey Zeyneeeep! ”
diye bağırdım.”Neredesin? Burası çok pis kokuyor!” yukarı kata çıkarken kardeşimi banyodan
çıkarken gördüm.”Zeynep ne kokuyor bu ev böyle ?”diye burnumu kapatark sordum.”Çürümüş fare gibi
kokuyor.” Başıyla onayladı.” Komşuların evinden geliyor.” dedi.”Köpekleri öldü. Köpeğe araba
çarptı ama yaralıyken kulübesine girmeyi başardı ve orada öldü.” Neden onu gömmediler?”
“Çünkü tatildeler. Kaç gün oldu hala dönmediler. Bahçe kapıları kilitli bu yüzden kimse
içeri giremez.” “Gerçekten kilitlimi e köpek nasıl içeri giriyo?” “Bilmiyorum.” “Pencereleri
kapalı tutalım da koku içeri girmesin neredeyse kusacağım.” Zeynep evi dolaştı ve tüm
pencereleri kapadı. Bir süre sonra akşam yemeği yapıp kardeşimi yemeğe çağırdım. Yemek
istemediğini ve iştahının olmadığını söyledi. Tek başıma yedim.O gece yatarken bile hala
köpeğin kokusunu alabiliyorum. Koku çok güçlüydü. Yataktan çıkıp odaya sprey sıktım.

Öncelikle alıntı diyen arkadaşlar zaten ben bunu hikaye altıncisinde açmışım başıma geldide değil küfür etmek istemiyorum neyse devam ediyoruz

Ertesi gün koku hala buradaydı. Sırf kokudan uzaklaşmak için yürüyüşe çıktım. Zeynep bütün
gün odasında kaldı.Ödev yapması gerektiğini söyledi. Pazar akşamı okula dönmek için çantamı hazırlıyordum. Zeynep'in çantasını topladığını görmedim.”Okula gelmiyor musun?”
diye sordum.”Daha iyileşmedim ki.Üniformam da kirli zaten.”Okula döndüm ama bütün
hafta boyunca kardeşimden haber alamadım. Kontörüm bitene kadar mesaj attım ama hiç
cevap vermedi. Bir sabah telefonuma gelen mesaj ile uyandım. Annemdendi. Mesajı açtığımda
gözlerime inanamadım.
”ÇABUK EVE GEL ÇABUK KARDEŞiNE BiŞi OLMUŞ -ANNEN”
Telefon titreyerek
elimden düştü ve başım döndü. Yatağıma çöktüm. Korkunç bir kabus gibi geliyordu. Ama her şey gerçekti. Kıyafetlerimi topladım, hemen eve gittim. Eve vardığımda kapının açık olduğunu ve birsürü insanın kapıda
olduğunu gördüm. Annem yolda dikiliyordu;ağlıyordu ve elinde bir kağıt parçası tutuyordu.
“Anne…Neler oldu?”diyerek gözyaşlarına boğuldum. Annem bana sarıldı ve beni sıkıca
tuttu.
”Zeynep kardeşin öldü.13 gündür ölüymüş.Onu yatağın altında buldum. Bedeni çürüyordu. Koku dayanılıcak gibi değildi…Sen nerdeydin? Neden onu bulmadın?”
Titriyordum. Son gelişimde
evde benimle olan kimdi ? Yanımda yatakta yatan kimdi ? Sağıma baktığımda komşularımızı
bahçelerinde dikilirken gördüm. Köpekleri yanlarında duruyordu… Zeynep'in öldüğünü ve
pis kokunun nedeni olduğunu söylediği köpek…
Kimse kardeşime ne olduğunu bilmiyor. Bu hala büyük bir gizem.Ben ise Latince okuduğum
notun bu işin içinde olduğunu düşünüyorum.
internette notu çevirmeye çalıştım. Araştırmalara göre göre kelimenin anlamı şunlar:
MORETUM:Ölüm
SALVANO:Selamlamak
TREVA:Hayat
AYYE VERVERESE COSTUVA:Mesih’in karşıtını çağırmak
REFLEKSiN:Yansıma
DEKSERTO KUVRAYTE:13 günün ardından bir uyanış
VERMI ES-Ti:Şeytanı çağırmak
Bu bir kara büyü…

Okuduklarıma göre bunu ölmek isteyen insanlar kullanıyor. Bu kelimeyi
şeytanla iletişime geçmek için söylüyorlar…Şeytana ruhlarını teklif etmek için…
Kelimeleri söyledikten sonra yavaşça güçsüzleşip ölüyorlar. 13 gün boyunca kelimeleri söyleyen kişiyi görürsün ama aslında bu sadece yansımadır. Bir hayalet. 13 gün sonra ise
hayalet yok olur.
Beni şaşırtan bir şey var. Ben de notu okudum. Beni neden etkilemedi ? Ben neden kızkardeşimle aynı sonu paylaşmadım?
Okuma şeklim yüzünden olabilir mi ?
Belkide Latince yazıyı yanlış
Belkide bi kelimeyi gözden kaçırdım.

Okuyamam benim hayatımı kurtardı.

Ama durun lan bir saniye

Bu hikayeyi okurken o Latince kelimeleri doğru okumamışsınızdır inşallah...

Okumayın sakın başınıza gelecekler ben sorumlu değilim.

Benim okuduğum gibi yanlış mı okudunuz?

Umarım öyledir…

Umarım doğru okumamışsınızdır…

OKUDUNUZ MU LAN ?