ÜST EDiT: BEYLER HiKAYENiN BAŞLANGICI SANIRIM YANLIŞ ANLAŞILMIŞ. 4-5 SAAT ÖNCE GERÇEKLEŞEN OLAYI ANLATMAK iÇiN OLAYLARI BiR HAFTA GERiYE SARARAK BAŞLADIM. YANi AYNI OLAYI ÖNCE 4 SAAT SONRA 1 HAFTA DiYE ANLATMIYORUM

Beyler olay 4-5 saat önce gerçekleşti. Hala elim ayağım zangır zangır titriyor ama sıcağı sıcağına yazayım dedim. Olayları en baştan anlatmaya başlıyorum. Her şey bir hafta önce Mevlana mahallesindeki müstakil evimizden Özkanlar'da lüks sayılabilecek bir apartmana taşınmamızla başladı. Mevlana mahallesini bilen bilir keko yuvasıdır. Zaten zengin ama cimri olan babamı bu tak çukurundan taşınmaya ikna edebilmemiz de birkaç kekonun kardeşimi dövmesi sonrası polislik olmamızla sağlanmıştı.
Neyse esas konuya dönecek olursak eve taşındığımız gün yorgunluktan saat sekizde uyuyunca haliyle sabah da kargalar takunu yemeden uyandım. Mal gibi ev ahalisi uyanana kadar dota2 oynamaya karar verdim ve ruslar sayesinde bu kararımdan pişman oldum. huur çocukları akşamdan kalma halleriyle nasıl erkenden kalkıp bilgisayar başına çöküyorlarsa. Ruslara söverek bilgisar başından kalkmamla kapının çalması bir oldu. Saate baktım rus mus derken bayağı zaman geçmiş. Bizim öküzler de hala horul horul uyuyorlar. Ruslara olan sövgülerime bizimkileri de ekleyerek kapıya yöneldim. Kapıyı açmamla afet-i devranı görmem bir oldu. Aman allahım o nasıl bir güzellik beyler size tarif edemem. Amcıklanmış beynim ve sulanmış gözlerimle bu sanat eserine bakakaldım. içimden amk buranın kızları ne güzelmiş diye geçirirken kız apartmana yeni taşındınız sanırım hoş geldiniz dedi ve bir isteğim olup olmadığını sordu. Anlamadım? dememle inci gibi dişleriyle gülümseyip "apartman görevlisiyim." deyince kendime geldim ve sadece "Yok, teşekkür ederim." diyebildim. Kız da "Peki, bir isteğiniz olursa haber verin" diyerek gitti. Ben de mal gibi sırıtışımla tavanı izleyerek uzanmak için yatağıma yol aldım.

okuyan varsa belli etsin devamı gelecek

Yatağıma uzanır uzanmaz yatak odasının kapısı açıldı ve annemin "Kapı mı çaldı?" diyen sesini duydum. "Evet anne kapıcıymış." dediğim anda annem ee ne istedin diye sordu. Hiçbir şey deyince de ağzıma sıçarak beni bakkala göndereceğini söyledi. Bu sayede ev ahalisi de uyanmıştı. Kardeşimin gitmesi için ne kadar yalvarsam da annem beni dinlemedi ve bana bakkalın yolu gözüktü. Söve söve kahvaltılıkları aldıktan sonra apartmanın girişinde bizim kızla karşılaştım "Aa hani hiçbir şeye ihtiyacınız yoktu haber verseniz ben alırdım" dedi. Ben de uyku sersemliğiyle yok dediğimi sonra da rahatsız etmek istemediğimi söyledim. Yine içimi eriterek güldü ve ne rahatsız etmesi canım işimiz bu dedi. Benim de bin tarafıma gelmiş olacak ki neyse fena mı oldu hem hava aldım hem de seni görmüş oldum dedim ve adını sordum. (adını değiştiriyorum tuğçe olsun) tuğçe dedi ben de sadrazam memnun oldum dedim. Neyse benim işim var görüşüz dedi ve gülümsemesini bir kez daha aklıma kazıyarak uzaklaştı. Ben de yine mal gibi sırıtarak dairemizin yolunu tuttum.

O gün boş boş geçtikten sonra aklam kapı çaldı ve koşup kapıyı açtım. Karşıma bıyıklı güler yüzlü super mariodan hallice bir adam çıktı. Hoşgeldiniz muhabbetinden sonra çöpleri istedi. Ben bir yandan kız gelmediği için üzülürken bir yandan babası böyle birisi olduğu için seviniyordum. Akşam babam kahveden gelince eve alıştınz mı muhabbetini açtı ve ben de hemen burası çok farklı ya kapıcılar falan var diyince kapıcıyla da tanıştım çok iyi bir adam kızı ve kızkardeşiyle yaşıyormuş. Kardeşi temizliğe kızı da servise yardım ediyormuş dedi. Tamam baba ya adamın hayat hikayesini anlattın iki dakikada diye babama çıkıştım. Aslında bu bilgileri edindiğim için memnun olsam da annesi ölmüş olduğu için acıyarak odama çekildim ve bir yandan tuğçe için üzülürken bir yandan da onunla ilgili güzel hayaller kurarak uykuya daldım.

Ertesi gün sabah 9'da dersim olduğu için söve söve erkenden uyandım. Hemen üstümü giyindim ve kapının çalmasını beklemeye başladım. Birazdan kapı çaldı ve hemen kapıya koştum. Açmamla da karşımda süper marioyu görmem bir oldu. Adam ne kadar tatlı olsa da içimden ona söverek günaydın dedim. Adam tam ne istediğimi sorarken arkadan annem geldi ve kapıcıyla uğraşma işini ona bırakarak evden çıktım. Kızla karşılaşırım diye merdivenleri ağır ağır indim ama malesef günümü aydınlatamadan okula gittim. Sıkıcı ve asosyal bir günün ardından geri döndüğümde onu yerleri parlatan halasıyla sohbet ederken gördüm. ikisine de merhaba dedim. Kız bana merhaba sadrazam dedi ve adımı hatırladığı için çok mutlu oldum. Nasılsın iyi misin gibi ayaküstü muhabbet ettikten sonra bana markete gidiyorum sende benimle gelir misin dedi. Bende tabikş kabul ettim ve beraber markete doğru yola koyulduk. Yolda muhabbeti iyice ilerlettik ve aynı okulda okuduğumuzu, yarın 11.30'da dersi olduğunu öğrendim.(gibtir ordan diyenler için şehrin yarısı bizim okulda zaten) Ben de sabahki dersime girmemeyi göze alarak öğleden sonra dersim olduğunu söyledim beraber gitmeyi teklif ettim o da kabul etti. Mutlu bir adam olarak eve döndüm ve yarını beklemeye başladım.

neyse beyler kimse kalmadı devamı yarın

beyler uykum kaçtı amk yazıyorum yerinizi alın

devam ediyorum..

Heyecandan sabaha kadar gözüme uyku girmedi. Saatler bir türlü geçmedi amk. Güç bela saat 11'e ulaşabildim ve diyafondan tuğçe'ye seslendim hazırsan çıkalım diye. Biraz sonra tamam çıkıyorum sen aşağı in istersen diye yanıt geldi. Ben de karnımda kelebekler uçuşarak aşağı indim. Beni bayramlık kıyafetlerimle görünce kız şaşırdı oo çok şıksın gibisinden bir şey söyledi. Utandım amk mal gibi gidip cicilerimi giydiğim için. Her zamanki halim eheuheueheheu diye geçiştirdim ve yola koyulduk. Yol boyunca süren tatlı bir muhabbetin ardından çıkışta buluşmak için telefon numarasını almayı başardım. Derse yürüyerek değil uçarak gittim amk. Yüzyıl süren dersten sonra çıktım ve tuğçe'ye mesaj attım dersinin daha bitmediğini söyledi ben de fakültesine doğru yürümeye başladım. Biraz bekledikten sonra tuğçe çıktı ve onu zor da olsa bir yerde oturmaya ikna ettim. Kız sürekli ya gidelim şimdi babam tek başına işlere yetişemez falan deyip duruyordu amk. Ben de ona ne kadar iyi olduğunu hem okuyup hem de babasına yardım ettiğini gerçekten mükemmel bir insan olduğunu söyleyip yavşamanın dozunu biraz daha arttırdım. Artık ilişkimiz kulak memesi kıvdıbına geldikten sonra eve döndük babası kapıda biraz ters baktı ve hayırdır gençler ders uzadı galiba dedi. Kız kem küm edecekken amca ben ısrar ettim ya kız bir hava alsın diye birer kahve içtik dedim. Adam bayağı içerledi ama herhalde ev sahibi olduğum için bir şey diyemedi ama kızı bayağı haşlayacak gibi göründü. Ben de şerefsiz süper marioya söverek evime çıktım.

beyler buralardaysanız 1-2 part salayım akşam coşturucam

Ertesi gün sabah uyandığımda kardeşimi odamda lol oynarken buldum amk liselisi yarım saat erken kalkmış hemen çökmüş lolün başına. Maçım bitsin diye çok yalvardığı için gibtiretmeye kıyamadım ve oturma odasına gidip televizyonu açtım. Sabah haberlerinde çıkan gazete manşetlerini ilgiyle takip ederken kapı çaldı. Gelen tuğçe'ydi. Biraz mesafeli görünüyordu. Hemen neden böyle olduğunu sordum. Galiba benim yüzümden babanla aranızda sorun çıktı özür dilerim dedim. O da yok ya senin suçun değil babamın her zamanki hali diye mırıldandı ve bugün dersimin saat kaçta olduğunu sordu. Ben de yine öğleden sonra ılduğunu söyledim. Hemen kendisinin de o saatte dersi olduğunu ve istersem beraber gidebileğimizi söyledi. Canıma minnet amk istemez miyim hiç demedim tabi ki ama bugünümün de şenleneceği kesindi artık.

Ders saati tuğçeyle evden çıkarken babası soğuk bir şekilde güle güle dedi. Bu marioya da iyice sinir olmaya başlamıştım amk. Evden biraz uzaklaştıktan sonra tuğçe durdu ve bana yalan söylediğini, bugün dersi olmadığını söyledi. Ne diyeceğimi bilemedim amk neden böyle yaptığını sordum seninle biraz yalnız konuşmak istedim dedi. Benim kulaklarım alev aldı amk ne kadar bu tabiri sevmeseniz de karnımda kelebekler uçuşmaya başladı yine. Tamam o zaman derse girmem bir yerde oturur konuşuruz dedim hemen de kabul etti amk devamsızlık sınırını da aşmış oldum ama zaten kalacağım için pek de gibimde olmadı. Gidip bir kafeye oturduk ve kız hemen konuşmaya başladı. Sabahki tavrım için özür dilerim babam biraz üstüme gelmişti sonra tartıştık ona artık 5 yaşında olmadığımı kiminle gezeceğime kendim karar verebileceğimi, bu apartmana tıkılıp kaldığımı ayrıca senin çok iyi birisi olduğunu söyledim dedi. Böyle diyince bi tırstım amk noluyoz kendini bana mı yamamaya çalışıyo diye düşüncelere kapıldım ama yüzüne bakınca hepsini unuttum varsın yamasın amk diye öküz gibi suratına bakarak düşünmeye devam ettim. Sonra yeniden konuşmaya başladı. Annesi öldüğünden beri babasının üstüne çok titrediğini, bu yüzden ona kızamadığını söyledi. Belli ki babasına atar yaptığı için hala üzülüyordu. Sonra iyice duygusala bağlayıp ağlamaya başladı görseniz o kadar tatlıydı ki neredeyse ben de ağlayacaktım amk. Bana annenin değerini bil falan dedi. Annem öldüğünden beri birşeyleri paylaşacak kimsem yok o zamandan beride kimseye böyle içimi dökmemiştim teşekkür ederim beni dinlediğin için senin de canını sıktım özür dilerim dedi. Ben de yok canım ne alakası var falan derken birden boynuma atıldı. Bak sadrazam böyle şeyler yapmak hiç huyum değildir ama sana çok garip bir yakınlık duyuyorum bu kadar kısa sürede karar vermem de çok garip ama bilmiyorum gibi bir cümle kurdu. Ben de hiçbir şey demeden sadece ona sıkı sıkı sarıldım. Aşık olmuş olamazdım herhalde ama beni etkilediği kesindi.

beyler 3 part uzunluğunda part attım amk şimdi kaçıyorum akşam saat 10 gibi gereksiz yerleri atlayıp sadede gelicem şimdi beklyip de sövmeyin

Arada geçen birkaç gün adını koyamasak da sevgili gibi olmuştuk. Mario amca kızı iyi bir arkadaş bulduğu için seviniyordu sanırım çünkü bana iyi ve güler yüzlü davranmaya başlamıştı. Tuğçe ile dışarı çıkmamıza da hiç bir şey demedi. Tuğçe ile geçen bu birkaç gün ikimiz için de çok mutluydu. Adeta çocuklar gibi şendik. Pamuk şeker yemeler mi dersiniz lunaparka gitmeler mi... Karnımdaki kelebekler artık kanat çırpmayı bırakıp tepinmeye başlamışkardı adeta. Artık sevgili denebilirdi bu halimize, ama biz bir türlü diyemedik. Ben de bu duruma bir son vermek için geçen akşam tuğçeyi dışarı çağırdım.

beyler son part geliyo yerlerinizi alın

Tuğçe dışarı gelince onu kuytu bir yere zütürdüm ve "Bak tuğçe tanışalı kısa süre oldu ama ikimiz de bunun normal bir arkadaşlık olmadığını biliyoruz. Artık ben sana sevgilim demek istiyorum." dedim ve gözlerinin içine baktım. Tahminimin aksine hiç de şaşırmamıştı. "Ben de" dedi sadece. Ne desem bilemedim beyler dilim lal oldu. Uzun bir süre bakıştık sadece. Sonra yavaşça bana yaklaşmaya başladı. Gözlerini dudaklarımdan ayırmıyordu. Yüzyıllar süren bir yaklaşma sürecinden sonra dudaklarımız birbirine dokundu. Böyle bir duygu yok beyler. Anlatamam size. Karnımdaki kelebekler çıldırmıştı adeta. Bazıları karnımı tekmelemeye devam ediyor, bazıları beni bulutların üstüne uçuruyor, bazıları da yannan gibiyordu. Ben bu duygu selinin içinde kaybolurken belki bir dakika belki bir saat sonra "Napıyorsunuz siz ahlaksızlar!" diyen bir ses duydum. Hani fısıltıyla konuşursunuz ama aslında bağırıyorsunuzdur ya, işte öyle bir ses. Birden elektrik çarpmışcasına ayrıldık ve o anda halasının mel'un yüzünü gördüm. Tuğçe'ye dönerek "Bir daha böyle bir şey görürsem babanın haberi olur." dedikten sonra bana döndü ve oğlum sen de çık evine bu meseleyi de burada kapatın hepimiz namuslu insanlarız dedi. Ben tuğçe'ye son bir bakış attıktan sonra ağır adımlarla asansörün yolunu tuttum. Eve gidince de ya babasının kulağına giderse, ya daha bir haftada rezillik çıkarırsam diye korkularla elim ayağım titremeye başladı. Titremem geçince de hikayemi yazmaya başladım. Okuyan uplayan herkese teşekkürler.